Kasım…En güzel baharımın en kara kışımın ayı geliyor yine.İçimde yine bir yangın…Dört kasım geçti üzerinden yağmurlar karlar yağdı üzerine,çiçekler açtı toprağında…Üzerine damlayan yağmur damlasını kıskandı annen,toprağında açan çiçeğini sakladı koynunda sen diye.Kucağına aldığı bebeleri sen diye sevdi,bebekler cennet kokar derler belki senin cennet kokunu duyarım diye…Ama yetmedi annem hiçbiri acını dindirmeye,özlemini gidermeye yetmedi…Nerde teni sana benzeyen,bakışı ağlaması seni andıran bir bebek görse yanına koştu annen senden bir iz bulurum belki diye..Yerini hiçbir şeyin tutmayacağını bile bile…
Bakmaya kıyamadığım,doyunca sevemediğim..Çorak topraklar bıraktın içimde annem…Bıraktığın yangının külleri içimde…Senin açtığın topraklarda başka bir çiçeğe yer kalmadı annem…Okuduğum her şiir sen kokuyor şimdi, ne zaman bir kalem alsam elime yazdığım her yazı sen…Sen her şey olmuştun,şimdi ise her şeyde sen…Ukdelerini içimde büyüttüm,yarım kalan baharlarını vuslatımıza sakladım …Yaşamadıklarını her düşündüğümde ben sonsuzluğu özledim annem…Gel bile diyemiyorum sana,imkansıza gücüm yetmez …Ama …Vareden’in yeter dediği anda, koynumda yıllar boyu büyüttüğüm hasretinle sana ben geleceğim annem…