Eşime bağlıyım, onu çok seviyorum. Fakat zaman zaman benim de sıkıldığım, bunaldığım oluyor. Eminim eşimin de bunaldığı zamanlar oluyordur. Biz böyle zamanlarda birkaç saat veya birkaç gün uzaklaşmayı tercih ediyoruz. Arkadaşlarımızla ya da ailemizle vakit geçiriyoruz, bazen tek başımıza tatile gittiğimiz bile oluyor. Zaten hemen bir gün, iki gün sonra birbirimizi özlüyoruz ve kendimize bireysel olarak zaman ayırdığımız için konuşacak şeylerimiz oluyor.
Tabii ki bir insanla evlenirken bir ömür birliktelik düşüncesiyle evleniyoruz. Beraberlik bir süre sonra alışkanlığa bırakıyor yerini. İster istemez acaba sıkılacak mıyım düşüncesi oluyor. Fakat ne olursa olsun özel alan kavramı, ilişkileri ayakta tutan en önemli unsur bence.
Bazı zamanlar keşke evde yalnız yaşasaydım dediğim olmuyor mu oluyor. Kendi düzenim olsaydı, her şeye kendim karar verseydim dediğim oluyor fakat yine de bu nadiren olan bir şey. Evlilik öncesi eşimle bir süre birlikte yaşadık, maddi ve manevi bir evin yükünü beraber paylaştık. Sonrasında evlilik kararı verdik.
İnsanın özgürlüğünden vazgeçmesi zor, kolay değil. Özellikle de kendi başına ayakta durabilen, kendine yetebilen bir kadının özgürlüğünden vazgeçmesi gerçekten zor. Ben de bu kadınlardan biriyim. Zorlanmadım mı, evet zorlandım ve bazen sorguladım. Fakat genele baktığımda bu hayatı iki kişilik yaşamak beni mutlu ediyor. Ayrıca evliliğimde de özgürüm. Benim kafa yapımı anlayacak, kültürel olarak, yetişme tarzı olarak bana yakın birini seçtim. Eğitim olarak yine kendi kulvarımda biri eşim. Bu yüzden de ilişkimin dinamik olduğunu düşünüyorum.
Özet olarak yalnız değilsin. Benzer hisleri bence hepimiz zaman zaman içimizde hissediyoruz.