Yaşımdan utanıyorum ve kimse bilmesin istiyorum...

Her yaşın kendine güzelliği ayrıdır ister küçük duralım ister büyük bende yaşımı göstermem duyanlar inanmaz bile..
Ben mennunum yaşımdan bırakın sizde mennun olun hayatın keyfini çıkarmaya çalışın

teşekkür ederim..sanırım bazı yaraları sarmaya çalışırken zaman umduğumdan hızlı geçmiş olmalı..bir anda kendimi 29 yaşında buldum ancak ne yaraları sarabilmişim ne de toplumun benden beklediklerini yapabilmişim...belki zamanı boşa harcamanın verdiği suçluluktur bilemiyorum...ama tabi ki bu oturup da hiçbirşey yapmadım demek değil....aksine diğerleriyle aynı kulvarda olabilmek için hep geriden tam gaz koştum ama yetişemiyorum..biryerden sonra nefesim kesiliyor...çnkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım hep geriden geliyorum..
 
Son düzenleme:
Geç kalmışsan da görüntün geç kalmamış;tadını çıkart:)Kendinden birkaç yaş küçük bir erkekle bile evlenebilirsin minyon tipin dolayısıyla.Ama bu durumu suratına çarpacak daha genç erkeklerden uzak dur ki;yaranı kanatıp durmasınlar.
 
Son düzenleme:
teşekkür ederim..sanırım bazı yaraları sarmaya çalışırken zaman umduğumdan hızlı geçmiş olmalı..bir anda kendimi 29 yaşında buldum ancak ne yaraları sarabilmişim ne de toplumun benden beklediklerini yapabilmişim...belki zamanı boşa harcamanın verdiği suçluluktur bilemiyorum...ama tabi ki bu oturup da hiçbirşey yapmadım demek değil....aksine diğerleriyle aynı kulvarda olabilmek için hep geriden tam gaz koştum ama yetişemiyorum..biryerden sonra nefesim kesiliyor...çnkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım hep geriden geliyorum..

bi an kendi yazdığımı okuyorum sandım aynen valla yaşanmamışlıklar yakamızı bırakmıyor neyse buna da şükür
 
Geç kalmışsan da görüntün geç kalmamış;tadını çıkart:)Kendinden birkaç yaş küçük bir erkekle bile evlenebilirsin minyon tipin dolayısıyla.Ama bu durumu suratına çarpacak daha genç erkeklerden uzak dur ki;yaranı kanatıp durmasınlar..


verdiğin moral için sağol canım :) yani tabi ki kafası beyni olgunsa neden olmasın...kendimden 10 yaş küçük biriyle çıkmak veya evlenmek istemem ama 3-4 yaş benim için sorun olmaz..tabi ki senin dediğin gibi beni kendisine abla olarak hissettirmeyecekse ...
 
teşekkür ederim..sanırım bazı yaraları sarmaya çalışırken zaman umduğumdan hızlı geçmiş olmalı..bir anda kendimi 29 yaşında buldum ancak ne yaraları sarabilmişim ne de toplumun benden beklediklerini yapabilmişim...belki zamanı boşa harcamanın verdiği suçluluktur bilemiyorum...ama tabi ki bu oturup da hiçbirşey yapmadım demek değil....aksine diğerleriyle aynı kulvarda olabilmek için hep geriden tam gaz koştum ama yetişemiyorum..biryerden sonra nefesim kesiliyor...çnkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım hep geriden geliyorum..


Bence zamanı dşünmeyin bile eğer onuda düşünürsek geçmişte belkide yapamadığımız çok şeyleri aklımıza getirir bizide mutsuz kılabilir...

Siz sadece geleceğe bakın mutlu olmaya çalışın bence hayat yaşamak için çok güzel çünkü :34:
 
teşekkür ederim..sanırım bazı yaraları sarmaya çalışırken zaman umduğumdan hızlı geçmiş olmalı..bir anda kendimi 29 yaşında buldum ancak ne yaraları sarabilmişim ne de toplumun benden beklediklerini yapabilmişim...belki zamanı boşa harcamanın verdiği suçluluktur bilemiyorum... ama tabi ki bu oturup da hiçbirşey yapmadım demek değil....aksine diğerleriyle aynı kulvarda olabilmek için hep geriden tam gaz koştum ama yetişemiyorum..biryerden sonra nefesim kesiliyor...çnkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım hep geriden geliyorum ..

bunu okuyunca çok üzüldüm, bende de boyle hissiyatlar var içinden de çıkamıyorum örneğin geçen senemi bunları düşünerek geçirip 1 senemi daha kaybettim. başını kuma sokup oturup düşündükçe iyice içinden çıkamıyor insan. sonra çok yakın bir tanıdığımı kaybettim kafama da dank etti. hayat kısa, resmen kısa. insanları toplumu onu bunu düşünürken kendi hayatımızdan oluyoruz. gene böyle kendime acımalar geldiğinde sallanma silkin kalk içimdeki ses sen de sus diyorum deli gibi :)
 
Klasik 29 yaş sendromu diyebiliriz bende yaşıyorum nispeten. İnsan 29 yaşına gelince psikologların deyimiyle bir bakıyor şimdiye kadar ne yaptım ne yapamadım tarzında. Eğer birşeyler elde edememişse ya da yaşadığı hayat istediğii tarz değilse ciddi mana da psikolojik sıkıntı yaşayabiliyormuş.
 
Klasik 29 yaş sendromu diyebiliriz bende yaşıyorum nispeten. İnsan 29 yaşına gelince psikologların deyimiyle bir bakıyor şimdiye kadar ne yaptım ne yapamadım tarzında. Eğer birşeyler elde edememişse ya da yaşadığı hayat istediğii tarz değilse ciddi mana da psikolojik sıkıntı yaşayabiliyormuş.

29 yaşına özgü bir psikolojik rahatsızlık çeşidi olduğunu bilmiyordum...bi araştırayım bakıyım netten neymiş :) teşekkür ederim...
 
29 yaşına özgü bir psikolojik rahatsızlık çeşidi olduğunu bilmiyordum...bi araştırayım bakıyım netten neymiş :) teşekkür ederim...

Evet 29 yaş sendromu ciddi bir durum diyebilirim etkilerini yaşadım ama yavaş yavaş atlatıyorum.
 
Arkadaşlar bu konu üzerinde biraz daha düşündüm de...beni sıkan üzen meselenin aslında sadece yaşım olmadığını anladım...ancak işin büyük kısmını yaş kapsıyor tabi ki...yani şöyle ki...yaş konusunu bir anabaşlık olarak düşünürsek bu başlığın altında başka dallara ayrılan diğer sorunlar da mevcut..

hani eğitimimi tamamlayamama veya iş yada vesaire gibi konularda eksiğim olduğunu ve yaşıtlarıma göre hiçbirini (1 tanesini bile) yerine getirememiş olmamın ve toplumun bunu anlamasının uzun sürmemesinin verdiği bir üzüntü vardı ya...işte ben aslında neden bu iş ve eğitim gibi kendimi geliştirmem gereken konulara da yönelemediğimi ve bunlar için uğraşmakta isteksiz olduğumu da anladım...ben yetersiz diyalog ve arkadaş azlığı ve samimiyet yetersizliği, ortamsızlık vesaire gibi nedenlerden ötürü sosyal tatminsizlik içindeyim...ve maalesef ki bu durumun yaşamımın her alanına olumsuz olarak yansıdığını farkettim...örneğin oturup ders çalışmak yerine birileriyle konuşmayı..konuşacak birilerini bulmayı tercih ediyorum...bu konuda çok açlık çekiyorum..mesela şu an ders çalışmam gerekirken ve bu çok daha iyi olacakken ben burada şu an bu satırları yazıyorum... ve beni hayatta şu an için en fazla mutlu edebilecek şeyin sosyal açıdan veya diyalog açısından doyuma ulaşmam gerektiğini düşünüyormuşum...çocukluğumda da durum böyleydi ve şu an sebepler farklı bile olsa hala sürmekte...ben bununeksikliğini sorun ettiğim için kendimi kendi gelişimime veremiyorum...sadece bir oyalanma..kendimi mutlu edebilme birşeylerden zevk alabilme çabası içindeyim...canım boşluktan sıkıldığında evde günlük yapıcak işlerim de bitmişse ilk aklıma gelen şey birileriyle konuşmak kafa dağıtmak oluyor...yani sürekli kendimi avuturken buluyorum kendimi...ve sürekli mutlu olduğum hayallerin konusu genelde aynı oluyor..birileriyle başarılı bir şekilde sohbet sürdürmek ve onların beğenisini kazanarak ilgi odağı olmak...sanki hayatta başka bir amacım yok gibi :59:
mesela pencereden dışarı baktığımda bile oyun parkında birbirleriyle oynayan etkileşim içinde olan çocukları bile görsem onlara özenip iç çekiyorum...çünkü ben bunları zamanında doya doya yapamadım...tabi ki oyun parkında oynadım ama ailemin aşırı katı tutumları yüzünden çekingendim ve hiç yaşıtlarımla diyalog konusunda başarılı olamadım...ve de daha küçükken bile fazla kilolarım nedeniyle alay konusu olup dışlanıyordum...sanki...yaşamadığımı hissediyorum...sanki herkes hayatı yaşıyor..ben izliyorum gibi....1 hafta önce muhabbet kuşum öldü onu da çok özlüyorum..bu acıyı duymamak için artık hayvan beslememeye karar verdik...
 
Son düzenleme:
sosyal tatminsizliğimin kapanmaması yüzünden yaşıma göre yapmış olmam gereken şeyleri yapamadığımı farkettim
ve şu an yaşımın öğrenilmesi de tatminsizlik sorunumu daha da arttırıyor..böyle bir kısırdöngü var..
şartlarım yüzünden oldukça az kişiyle görüşebiliyorum onlarla da durum malum anlattığım şekillerde oluyor....bu sorunum çözülmeden kendimi ben nasıl eğitimime derslerime vereyim bilmiyorum..aklım hep bunda...hayatımda hep zorunluluklar ve sorumluluklar ve görevler var..hiç sosyallik..eğlence macera gibi şeyler yok...
 
Son düzenleme:
sosyal tatminsizliğimin kapanmaması yüzünden yaşıma göre yapmış olmam gereken şeyleri yapamadığımı farkettim
ve şu an yaşımın öğrenilmesi de tatminsizlik sorunumu daha da arttırıyor..böyle bir kısırdöngü var..
şartlarım yüzünden oldukça az kişiyle görüşebiliyorum onlarla da durum malum anlattığım şekillerde oluyor....bu sorunum çözülmeden kendimi ben nasıl eğitimime derslerime vereyim bilmiyorum..aklım hep bunda...hayatımda hep zorunluluklar ve sorumluluklar ve görevler var..hiç sosyallik..eğlence macera gibi şeyler yok...

Arkadaşım bence biraz kafanda fazla kuruyorsunuz gibime geldi..
İnanın bizim de hayatımızda macera yok..
Herkes bir yerlere bir şekilde tutanabilme çabasında,maddi manevi hiç kimseye muhtaç olmayalım diye o sizin bahsettiğiniz zorunlulukları görev edindik..

 
Arkadaşım bence biraz kafanda fazla kuruyorsunuz gibime geldi..
İnanın bizim de hayatımızda macera yok..
Herkes bir yerlere bir şekilde tutanabilme çabasında,maddi manevi hiç kimseye muhtaç olmayalım diye o sizin bahsettiğiniz zorunlulukları görev edindik..


Toplum için değil kendiniz için yaşamaya başladığınız anda hiçbir sorununuz kalmaz.

güzel yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar..sizin de katkılarınız sayesinde gerçek sorunumun kökenini bulmak üzereyim..zaman zaman bu konuya girip hakkımda yapılmış olan yorumları tekrar tekrar gözden geçirip düşünüyorum..çünkü bu sorunu halletmeyi gerçekten istiyorum canıma tak etti gerçekten..bu konuya çok önem verdiğim için etraflıca düşünüyorum... görüşleriniz sayesinde şimdi kafam daha netleşti...

benim sorunumun kaynağı sanırım hayatta somut bir amaç edinememek ve yeterli motivasyona sahip olamamak...bir amacım ve motivasyonum olmadığı için de beni gelişmeye birşeyleri bitirmeye itecek olan bir sebebi kendi içimde değil de dışarıda arıyor olmam..(örneğin atıyorum özel hayatımda önem verdiğim birisi olsaydı ve nişanlı olsaydık belki ileride o kişiyle okul bittikten sonra evlenebileceğimin verdiği umutla okulu daha büyük iştahla bitirebildim..veya okulu bitirince hayatımda birşeylerin gerçekten olumlu yönde değişebileceğine inansaydım...derslere daha sıkı sarılabilirdim..oysa şimdi acele etmem için bir sebep bulamıyorum) kendi içime baktığımda sanki bunlar çok da büyük sorunlar değilmiş gibi gözüküyor ama birşeylerin yanlış olduğunun farkındayım...şu anki şartlarıma bakarak birşeyleri bitrimemin veya değiştirmemin hayatımı da çok etkilemeyeceğini düşündüğüm için neden uğraşayım kendimi sıkıntıya sokayım ki diyorum...
halleeceğim şeylerin sonunda bir mutluluk görmüyorum..okul bitirmek bir yana kilo verme konusunda bile böyleyim...şartlar böyle diyorum evde oturuyorum diyorum kilo versem ne vermesem ne diyorum..nitekim verdiklerimi de bir süre sonra alıyorum...
 
Son düzenleme:
Güneş'cim akıl verme olarak görme ama

gerçekten aynı şeyleri yaşadığım için söylemek istiyorum bunları

yani genelde böyle bir ruh hali içindeyim ben de ve hangi şartlarda bunu aşabilirim hangi şartlarda aynı mutsuz hallerim devam eder farkedebildim gerçi sen de düşünmüşsün bunları farkedebilmişsin ama

öncelikle herşeyden vazgeçmiş salmıştım kendimi bir ara,bazı nedenler vardı tabi durduk yere olmadı en önemli nedeni de sosyal fobi rahatsızlığıydı.daha sonra yanlış insanlarla karşılaşmak etrafım çevrem ailemin tutumu vs.

benim de çevrem yok bazen çok canım sıkılıyor gece kalkıp netin başına geçiyorum bakıyorum nette de yapacak hiçbişeyim yok daha fazla sıkılıyorum kahrediyorum kendimi bazen isyan ediyorum

kendimi aşmak ve geliştirmek için(düşün bir de ben üniversite mezunuyum inan bunun yükü daha fazla bana diyen oluyo ki yetişkin bi insansın OKUMUŞSUN bunu karşı cinsten çok duyuyorum yani aslında okumuş olmak çok da matah bişey değilmiş bana göre şahsen beni kurtarmadı şimdilik) çok istekliyim ama yeterince azimli değilim.

anladım ki hayatımda birisi olduğu zaman bu benim için bir itici güç oluyo.yani şöyle diyim normal zamanda yapmak istediğim ve motivasyon eksikliği vs. yapmayı sürekli ertelediğim birşeyleri hayatımda birisi varken daha isteyerek yapıyorum.normalde yapmak için parmağımı oynatacak halimin olmadığı şeyleri ben güle oynaya yapıyorum.bazen umutsuzluk çöküyo içime eksik hissediyorum kendimi karamsarlaşıyorum ama çok sürmüyo.hele bu kişi sizi olduğunuz gibi kabul eden biriyse ve biraz da mesafe olarak uzaksa çok daha iyi.

insan sosyal bir varlıktır kimseyle birşeyler paylaşmadıkça resmen insan olduğumuzu unutuyoruz.

ben bunu farkettim güzelim sana bunu önerebilirim biri olsun hayatında bence ben sosyal fobili biriyim ilk etapta zorlanıyorum ama seni öyle de sevebileceğini hissettirmelisin ve bu zaman içinde kendini aşabilir işte bu planlarını hayata geçirebilirsin.
 
Bir bayanın en güzel yılları 30 45 arasında geçermiş diye duydum ama o yaşlarda olmadığım için bilemiyorum tabi=)
 
toplum için dünyaya gelmedin canım.hayatının merkezine toplumun düşüncelerini koyarsan baştan yenilgiyi kabul etmiş olursun zaten..olgunlaşmamış yaştaki ahmeti,içi fesatlıktan kaynayan ayşe teyzeyi,yolda tanıdığın aliyi veliyi ''onların fikirlerini önemsediğin bir kefeye koyar ve böyle yansıtırsan,onlarla sınırları başta çizmezsen sana her yorumu yapabilme hakkını en başta veriyorsun demektir.sen de bir başka şey fark ettim ki o da bu ortamda dahi herkesin seni iyi bilmesini istediğini yansıtan bir profil çiziyor olman.gördüğüm kadarıyla bir kişiye de kalkıp sana katılmıyorum deyip ciddi bir tepki vermemişsin.unutma dünyada herkes seni iyi bilmek zorunda değil..önemli olan seni kişilikli olarak bilmeleri.eğer amacın bir kişiliğin olduğunu karşı tarafa bildirmek olsaydı bu tür sorunlara daha az maruz kalabilirdin.kendini milyonlarca insanı memnun etme yolunda heder etmektesin ve farkında değilsin.bunları düşünüp hayıflanacağına oturup ciddi bir çaba gösterebilirsin iş ya da eğitim konusunda.o zaman takdirler kendiliğinden gelir zaten.ve sende o takdirler için değil kendin için bir şeyler yapmış olduğun için bu tür şeyler senin için basit kalır.bir gün yaşı büyük bilge bir kedi sürekli kendi kuyruğunun peşinde koşan dönüp duran ama bir türlü kendi kuyruğunu yakalayamayan acmi yeni yetme bir kedi görür..ona sorar ne yapıyorsun böyle..küçük kedi cevaplar;kuyruğumu yakalamaya çalışıyorum ama bir türlü beceremiyorum der.buna karşılık büyük kedi;ben de sen gibi yıllarca kendi kuyruğumun peşinden koştum ancak yakalayamadım.ne zaman ben kendi yoluma doğru gittim,kuyruğumu kovalamayı bıraktım işte o zaman kuyruğum hep benim peşinden geldi...
Kısacası sen kendi işine bakarsan kendin için bir şeyler yaparsan insanlar seni gözlerinde otomatik olarak yüceltir zaten..ve unutma hayatta en çok korktuğun yerlerden imtihan görürsün..kimse öldüğünde dünya malıyla kariyeriyle 1-0 galip gitmiyor öteye..yani hayata geç kalınmış diye bir kavram yok.sen çalış bi işe gir,ufakta olsa hayatını kendi başına idame ettirebilceğin bir işin olsun gerisi hikaye..
 
Son düzenleme:
Güneş'cim akıl verme olarak görme ama

gerçekten aynı şeyleri yaşadığım için söylemek istiyorum bunları

yani genelde böyle bir ruh hali içindeyim ben de ve hangi şartlarda bunu aşabilirim hangi şartlarda aynı mutsuz hallerim devam eder farkedebildim gerçi sen de düşünmüşsün bunları farkedebilmişsin ama

öncelikle herşeyden vazgeçmiş salmıştım kendimi bir ara,bazı nedenler vardı tabi durduk yere olmadı en önemli nedeni de sosyal fobi rahatsızlığıydı.daha sonra yanlış insanlarla karşılaşmak etrafım çevrem ailemin tutumu vs.

benim de çevrem yok bazen çok canım sıkılıyor gece kalkıp netin başına geçiyorum bakıyorum nette de yapacak hiçbişeyim yok daha fazla sıkılıyorum kahrediyorum kendimi bazen isyan ediyorum

kendimi aşmak ve geliştirmek için(düşün bir de ben üniversite mezunuyum inan bunun yükü daha fazla bana diyen oluyo ki yetişkin bi insansın OKUMUŞSUN bunu karşı cinsten çok duyuyorum yani aslında okumuş olmak çok da matah bişey değilmiş bana göre şahsen beni kurtarmadı şimdilik) çok istekliyim ama yeterince azimli değilim.

anladım ki hayatımda birisi olduğu zaman bu benim için bir itici güç oluyo.yani şöyle diyim normal zamanda yapmak istediğim ve motivasyon eksikliği vs. yapmayı sürekli ertelediğim birşeyleri hayatımda birisi varken daha isteyerek yapıyorum.normalde yapmak için parmağımı oynatacak halimin olmadığı şeyleri ben güle oynaya yapıyorum.bazen umutsuzluk çöküyo içime eksik hissediyorum kendimi karamsarlaşıyorum ama çok sürmüyo.hele bu kişi sizi olduğunuz gibi kabul eden biriyse ve biraz da mesafe olarak uzaksa çok daha iyi.

insan sosyal bir varlıktır kimseyle birşeyler paylaşmadıkça resmen insan olduğumuzu unutuyoruz.

ben bunu farkettim güzelim sana bunu önerebilirim biri olsun hayatında bence ben sosyal fobili biriyim ilk etapta zorlanıyorum ama seni öyle de sevebileceğini hissettirmelisin ve bu zaman içinde kendini aşabilir işte bu planlarını hayata geçirebilirsin.

evet canım söylediğin bazı şeyler bana çok benziyor gerçekten...zaman zaman internet ortamında da yapıcak birşey veya konuşacak kimse bulmadığımda daraldığım çok olmuştur aynen anlattığın gibi.. evet benim de aslında vurgulamak istediğim şey "insan sosyal bir varlıktır" temasıydı ki..bu lafı sen benim ağzımdan almışsın...insan çokyönlü bir varlık ve yönlerininden birisi veya bikaçı eksikse ister istemez rahatsız oluyor..mesela biryerimiz ağrıdığında bile sanki bütün canımızı oradaymış gibi hissederiz..ve sadece ağrıyan yerimize odaklanırız..ağrımayan yerlerimizi dikkate almayız çünkü oralarda herşey yolunda gibi algılarız...bu da tıpkı onun gibi...
bir de insan belirli ve sürekli ve düzenli olarak görüşebileceği kişiler istiyor hayatında..çünkü böylelikle kendini başkalarıyla karşılaştırabilme şansın oluyor ve benlik algısı gelişiyor..hangi noktalarda hayatın neresindeyim..tam olarak hangi çerçeve içinde duruyorum...kimlerden ilerideyim kimlerden geriyim...veya hangi açılardan durum böyle..bu gibi soruların cevabını da daha net almış oluyor insan..ama sosyal çevre yetersiz kalınca bu soruların sonu gelmiyor tabiki ..
 
Back
X