Yine ben, yine annem

Gunes_123

Üye
Kayıtlı Üye
21 Mayıs 2016
372
298
Nisanlanmadan once ve butun nisanlilik surecimde bana cektirmedigi sey kalmadi. Alttan aldim sustum, gunlerimi saydim. Evlenince hepsi gecer sandim. Dugunume iki hafta kala benim annem bir melege donustu. Herseyi tek basima anne babasiz desteksiz yapmis olsam bile son seylere cok yardim etti.

Simdi evleneli 5 hafta oldu ve esimle gercekten cok mutluyum. Onun sayesinde hala hayattayim ve bana hala cok destek oluyor her konuda.

Dugun gunu geldi catti. Gelinligimle eve geldim. Guzel bir iki soz eder dedim, yandan bi bakis atti tiksinir gibi bakti ve gitti. O gun hep surati asik gezdi. Anlam veremedim. Agladida, dedim belki uzuluyordur cok fazla takmamaya calistim.

Bana yine upuzun isyan dolu mesajlar yazmaya basladi. Bana artik bu sekilde davranamazsin. Ac biraktigin odadan cikmayan kizin yok artik dedim. Geri duzelir gibi oldu.

Dugunumden iki hafta sonra babaannem vefaat etti. Babamin o gun bile burnundan getirdi. Annem kendi annesi ve babasinin yaninda kavga etti. Adamin aci gununde bile kizacak birsey buldu. Gecmis sali gunu anneannemleri yolcu ettik. Butun gun benim ve esimin yuzune bakmadi. Sebepsiz. Arabalara yururken iki basamak merdivenle bizimle inmemek icin asansore bindiler seslenmedik. Evlere ayrildik.

Dun babam Turkiyeden dondu. Yanina gittik. Annem disaridaydi geldiginde ise salondan uc dort kere yurudu ama bize hic selam sabah vermedi. Aradan 10 dakika gecti yuzumuze bakmadan hosgeldiniz dedi. Esim elini optu bende arkasindan elini optum. Yuzunu uzatmadi istemez dedi. Kalkmak istedik cay getirdi. Siz havalimanindan kacsaniz bile ben size cay getiririm dedi. Neye ugradigimizi sasirdik. Ne kacmasi dedik ama konusmamiza izin vermedi. Ustune bir laf daha cakti. Zaten babaniz icin gelmissiniz oturun dedi. Hala babamdan kiskanmalara devam ediyor. Esim biraz konusmaya calisti, bakti olmadi kalkmaya karar verdik. Babama cikarken dedim ben artik dayanamiyorum biktim. Bir dahada gelmem.. Sonra butun gece icime batti. Hata mi yaptim? Ama gercekten eski konularimdan annemi bilirsiniz belki. Hic bir sucum yok....... Annem butun aileyle sorunlu sadece kendi anne babasina ve kardeslerine bizi kotuledigi icin yalan yalnis dolu onlardan destek aliyor. Herkes annen neden boyle sana neden boyle yapiyor veya nerde dediginde diyecek birsey bulamiyorum. Artik esimden ve esimin ailesinden utaniyorum. Annem her seferinde bir rezillik cikariyor. Ne yapacagimi sasirdim..
 
Pek görüşmeyin. Bayramda seyranda işte mecburen. Onun dışında da ay dünya telaşı işte, vay herkes kendi derdinde tabii, yok aradım sesini duydum ya o da yeter falan fistan eşinizin ailesine karşı. Salla yuvarla işte birşeyler :kahve:
 
en azından annen size önemsenmediğini istemediği için üzülmüs . evet bilmiyorum ama belki kavgacı belki agresip belki sorun cıkartıyor bukadar arkanı dönme heleki annene karsı esine ve onun ailesine yaslanma yarın birgün yüzüne vururlar
 
eski konularini okudum da bunlar gercek mi dedim. pisirik bir baba sinir kupu ve manasiz bir anne. benim anneme ben laf ederdim. senin ki artik asmis. uzak dur. evliligin icin uzak dur. ben son bir yildir artik benim kendi ailem var diyorum v kendimi uzak tutuyorum. senin de artik san ait bir ailen var. birkac gun once bir yazi okumustum buraya kopyaliyorum. senin annen bir toksik anne. kendinedeesine de yapma bunu. ne hali varsa gorsun. muhtac olirsa destek olursun. siglarda yuz derine inme... ben yaptim pismanim...

TOKSİK ANNELER

Hayatın her yerinde, toksik insanlara rastlamak mümkündür.

Kaba, bencil, güdümleyici, haddini bilmez, yalancı, sinsi, dedikoducu ve saldırgan insanlardan tamamen arınmış bir yaşam sürdürmek, ne yazık ki imkânsızdır!

Bu insanlar, zehir saçan kişilikleriyle ruhumuza asit banyoları yaptırır, yaşamın tadını kaçırırlar.

Ama bu toksik kişi annemizse, yaşam cehenneme döner.

Anne, dünyayla aramızdaki en büyük köprüdür!

Kaç yaşına gelirsek gelelim, annelerimizin üzerimizdeki etkilerinden tamamen sıyrılamak mümkün değildir.

Bu etki olumluysa, yaşama umutla bakar, kendimize güvenir, çoğunlukla doğru seçimler yaparız.

Annesi toksik olanlarımızsa, daha mutsuzdur genellikle.

Sorunların karşısında direnci azdır; çaresizlik ve umutsuzluk kolaylıkla doldurur içini.

Çoğunun kendisine sevgisi, saygısı ve güveni yoktur.

Yaşam amacını bulmakta zorlanırlar!

Çünkü kendileri olmayı, duygularını ve arzularını tanımayı, onlara önem ve değer vermeyi öğrenememişlerdir.

Toksik annelerin özelliklerini tanımak, bir türlü çözemediğimiz ruh yaralarının kaynağını bulmaya ve iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Toksik anneler, çocuklarının duygularını önemsemezler.

Onları bağımsız birer birey değil, kendi uzantıları gibi algılarlar.

Neyin yapılması gerektiğini belirleyen yegâne şey kendi arzularıdır; çocuklarının neye istek ve ihtiyaç duyduğu değil.

Onlar için en doğruyu bildiklerine inanırlar.

Arkadaş, giysi, okul seçiminden, iş ve eş seçimine, standartları anne belirler, seçimleri anne yapar.

Bu annelerin bazıları, dışarıdan bakıldığında fevkalade fedakârdır.

Çocuklarının yemek, giyim, para, eğitim gibi ihtiyaçlarını, kendi koşullarını bile zorlayarak, en mükemmel biçimde karşılıyor olabilirler.

Anneler elbette çocuklarının yaşamının olumlu yönde gelişimi konusunda rehberlik yapmakla yükümlüdür.

Ama bu rehberlik, çocuğun kişiliğini ve gerçekliğini yadsıyarak yapılamaz.

Toksik anne, çocuğunun kanatlarının gelişmesine ve uçmasına izin vermez.

Çocuk, annenin mutluluğundan sorumlu hale gelir; kendi istek ve ihtiyaçlarına uygun seçimler yapsa bile, bundan suçluluk ve huzursuzluk duyar.

Zaten toksik anne de böyle bir durumda, onu bencil olmakla suçlamaya hazırdır.

Toksik anne, hangi yaşta olursa olsun çocuklarının sınırlarına saygı göstermez.

Mektuplarını, elektronik postalarını, telefonlarını, günlüklerini karıştırır.

Yıllar içinde özgüveninin gelişmesini engellediği, mutsuzluğuna zemin hazırladığı çocuğunu, depresyon, gerginlik, beceriksizlik ve pısırıklıkla suçlayarak terapiste gönderir ama süreçteki sorumluluğunu asla üstlenmediği gibi, terapisti bile manipüle ederek, gerçeğin ortaya çıkmasını ve otoritesinin sarsılmasını engellemeye çalışır.

Toksik anneler, ilgi odağı olmayı severler.

Çocuğun başarısını sahiplenir ve ondan aslan payı çıkarmaya çalışırlar.

Başarısızlıklar çocuğun, başarılar toksik annenin oluverir kolayca.

Bazı toksik anneler çocuklarına lakaplar takar, acımasız eleştirilerde bulunurlar.

Bazen bu acımasızlık, daha dolaylı yoldan, kötü şakalar, laf sokmalar ya da karşılaştırmalarla yapılır:

‘’Selin ne güzel okudu; annesini hiç üzmedi. Üstelik çok da güzel! Ne kadar şanslı bir annesi var!’’

Toksik annelerin kimisi, sevgisini alıkoyar; sarılmaz, kucaklamaz, güzel sözler söylemez; sevgi vermez.

Ulaşılamayan bir anne modelidir o ve çocuğun kalbini üşütür.

Kimi toksik anne çocuğuyla rekabete girer; kıskanır; inanılması çok güç ama çocuğunun mutluluğundan mutsuz olur.

Bazen çocuklarının arasında rekabeti körükleyip rakip gördüğü çocuğu ezdirerek kendi üstünlüğünü kurar.

Annenin çocuk, çocuğun anne olduğu durumlar çok zordur.

Kadının çok erken yaşta anne olması, yeterli manevi olgunlukta olmaması, fazla sayıda çocuk, sorunlu evlilik, ekonomik yetersizlikler, kronik depresyon, alkolizm gibi sorunlar, rol değişimine yol açabilir.

Anne hep yakınan ve ihtiyaçları hiç bitmeyendir.

Çocuk erken yaşta, kapasitesinin üstünde sorumluluk üstlenerek evdeki dengelerin kurulmasını, annenin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaya çalışır.

Annenin mutsuzluğunun sorumlusu gibi hisseder kendisini.

''Senin yüzünden tansiyonum çıktı, kalp krizi geçirteceksin!.'' gibi hastalanma ya da intihar etme gibi tehditlerle çocuğunu kontrol eden toksik annelerin sayısı, oldukça fazladır.

Çocuk sürekli, annesinin ölümüne yol açacağı korkusuyla yaşar.

Toksik anne, çocuğunun büyümesinin, bağımsız, yetkin ve mutlu bir yetişkin olmasının önündeki en büyük engele dönüşebilir.

Kadınların ikinci sınıf vatandaş yerine konduğu, eğitimlerinin önemsenmediği, kişiliklerinin gelişmesine izin verilmediği, çalışmasının engellendiği, maddi kaynaklarının sınırlı olduğu, her tür baskı ve şiddete giderek daha fazla maruz kaldığı toplumumuzda çocuklar maalesef, kadınların üzerinde güç sahibi olduğu yegâne alandır.

Üstelik toksik anne davranışları, anneliğe atfedilen kutsal mertebe nedeniyle kolaylıkla sorgulanamaz ve çocukların yaşadıkları sorunları irdeleme ve çözme hakları ellerinden alınır.

Bu kadınların büyük çoğunluğu da kendileri gibi toksik annelere sahiptir ve bir yerden kırılmazsa, bu zincir sonsuza dek uzanabilir.

Oysa hem bireylerin hem de toplumların iyileşmesi, annelerin ve onların yol açtıkları yıkımın iyileşmesiyle doğrudan ilgilidir.

Şafak Nakajima
 
eski konularini okudum da bunlar gercek mi dedim. pisirik bir baba sinir kupu ve manasiz bir anne. benim anneme ben laf ederdim. senin ki artik asmis. uzak dur. evliligin icin uzak dur. ben son bir yildir artik benim kendi ailem var diyorum v kendimi uzak tutuyorum. senin de artik san ait bir ailen var. birkac gun once bir yazi okumustum buraya kopyaliyorum. senin annen bir toksik anne. kendinedeesine de yapma bunu. ne hali varsa gorsun. muhtac olirsa destek olursun. siglarda yuz derine inme... ben yaptim pismanim...

TOKSİK ANNELER

Hayatın her yerinde, toksik insanlara rastlamak mümkündür.

Kaba, bencil, güdümleyici, haddini bilmez, yalancı, sinsi, dedikoducu ve saldırgan insanlardan tamamen arınmış bir yaşam sürdürmek, ne yazık ki imkânsızdır!

Bu insanlar, zehir saçan kişilikleriyle ruhumuza asit banyoları yaptırır, yaşamın tadını kaçırırlar.

Ama bu toksik kişi annemizse, yaşam cehenneme döner.

Anne, dünyayla aramızdaki en büyük köprüdür!

Kaç yaşına gelirsek gelelim, annelerimizin üzerimizdeki etkilerinden tamamen sıyrılamak mümkün değildir.

Bu etki olumluysa, yaşama umutla bakar, kendimize güvenir, çoğunlukla doğru seçimler yaparız.

Annesi toksik olanlarımızsa, daha mutsuzdur genellikle.

Sorunların karşısında direnci azdır; çaresizlik ve umutsuzluk kolaylıkla doldurur içini.

Çoğunun kendisine sevgisi, saygısı ve güveni yoktur.

Yaşam amacını bulmakta zorlanırlar!

Çünkü kendileri olmayı, duygularını ve arzularını tanımayı, onlara önem ve değer vermeyi öğrenememişlerdir.

Toksik annelerin özelliklerini tanımak, bir türlü çözemediğimiz ruh yaralarının kaynağını bulmaya ve iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Toksik anneler, çocuklarının duygularını önemsemezler.

Onları bağımsız birer birey değil, kendi uzantıları gibi algılarlar.

Neyin yapılması gerektiğini belirleyen yegâne şey kendi arzularıdır; çocuklarının neye istek ve ihtiyaç duyduğu değil.

Onlar için en doğruyu bildiklerine inanırlar.

Arkadaş, giysi, okul seçiminden, iş ve eş seçimine, standartları anne belirler, seçimleri anne yapar.

Bu annelerin bazıları, dışarıdan bakıldığında fevkalade fedakârdır.

Çocuklarının yemek, giyim, para, eğitim gibi ihtiyaçlarını, kendi koşullarını bile zorlayarak, en mükemmel biçimde karşılıyor olabilirler.

Anneler elbette çocuklarının yaşamının olumlu yönde gelişimi konusunda rehberlik yapmakla yükümlüdür.

Ama bu rehberlik, çocuğun kişiliğini ve gerçekliğini yadsıyarak yapılamaz.

Toksik anne, çocuğunun kanatlarının gelişmesine ve uçmasına izin vermez.

Çocuk, annenin mutluluğundan sorumlu hale gelir; kendi istek ve ihtiyaçlarına uygun seçimler yapsa bile, bundan suçluluk ve huzursuzluk duyar.

Zaten toksik anne de böyle bir durumda, onu bencil olmakla suçlamaya hazırdır.

Toksik anne, hangi yaşta olursa olsun çocuklarının sınırlarına saygı göstermez.

Mektuplarını, elektronik postalarını, telefonlarını, günlüklerini karıştırır.

Yıllar içinde özgüveninin gelişmesini engellediği, mutsuzluğuna zemin hazırladığı çocuğunu, depresyon, gerginlik, beceriksizlik ve pısırıklıkla suçlayarak terapiste gönderir ama süreçteki sorumluluğunu asla üstlenmediği gibi, terapisti bile manipüle ederek, gerçeğin ortaya çıkmasını ve otoritesinin sarsılmasını engellemeye çalışır.

Toksik anneler, ilgi odağı olmayı severler.

Çocuğun başarısını sahiplenir ve ondan aslan payı çıkarmaya çalışırlar.

Başarısızlıklar çocuğun, başarılar toksik annenin oluverir kolayca.

Bazı toksik anneler çocuklarına lakaplar takar, acımasız eleştirilerde bulunurlar.

Bazen bu acımasızlık, daha dolaylı yoldan, kötü şakalar, laf sokmalar ya da karşılaştırmalarla yapılır:

‘’Selin ne güzel okudu; annesini hiç üzmedi. Üstelik çok da güzel! Ne kadar şanslı bir annesi var!’’

Toksik annelerin kimisi, sevgisini alıkoyar; sarılmaz, kucaklamaz, güzel sözler söylemez; sevgi vermez.

Ulaşılamayan bir anne modelidir o ve çocuğun kalbini üşütür.

Kimi toksik anne çocuğuyla rekabete girer; kıskanır; inanılması çok güç ama çocuğunun mutluluğundan mutsuz olur.

Bazen çocuklarının arasında rekabeti körükleyip rakip gördüğü çocuğu ezdirerek kendi üstünlüğünü kurar.

Annenin çocuk, çocuğun anne olduğu durumlar çok zordur.

Kadının çok erken yaşta anne olması, yeterli manevi olgunlukta olmaması, fazla sayıda çocuk, sorunlu evlilik, ekonomik yetersizlikler, kronik depresyon, alkolizm gibi sorunlar, rol değişimine yol açabilir.

Anne hep yakınan ve ihtiyaçları hiç bitmeyendir.

Çocuk erken yaşta, kapasitesinin üstünde sorumluluk üstlenerek evdeki dengelerin kurulmasını, annenin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaya çalışır.

Annenin mutsuzluğunun sorumlusu gibi hisseder kendisini.

''Senin yüzünden tansiyonum çıktı, kalp krizi geçirteceksin!.'' gibi hastalanma ya da intihar etme gibi tehditlerle çocuğunu kontrol eden toksik annelerin sayısı, oldukça fazladır.

Çocuk sürekli, annesinin ölümüne yol açacağı korkusuyla yaşar.

Toksik anne, çocuğunun büyümesinin, bağımsız, yetkin ve mutlu bir yetişkin olmasının önündeki en büyük engele dönüşebilir.

Kadınların ikinci sınıf vatandaş yerine konduğu, eğitimlerinin önemsenmediği, kişiliklerinin gelişmesine izin verilmediği, çalışmasının engellendiği, maddi kaynaklarının sınırlı olduğu, her tür baskı ve şiddete giderek daha fazla maruz kaldığı toplumumuzda çocuklar maalesef, kadınların üzerinde güç sahibi olduğu yegâne alandır.

Üstelik toksik anne davranışları, anneliğe atfedilen kutsal mertebe nedeniyle kolaylıkla sorgulanamaz ve çocukların yaşadıkları sorunları irdeleme ve çözme hakları ellerinden alınır.

Bu kadınların büyük çoğunluğu da kendileri gibi toksik annelere sahiptir ve bir yerden kırılmazsa, bu zincir sonsuza dek uzanabilir.

Oysa hem bireylerin hem de toplumların iyileşmesi, annelerin ve onların yol açtıkları yıkımın iyileşmesiyle doğrudan ilgilidir.

Şafak Nakajima

Cok dogru!!!
 
babanla dışarda görüş. mecbur kalmadıkça eve gitme. huyunu bildiğiniz insan aynı davranışları onuncu kez gösteriyo işte. ne bekliyosun ki?
 
babanla dışarda görüş. mecbur kalmadıkça eve gitme. huyunu bildiğiniz insan aynı davranışları onuncu kez gösteriyo işte. ne bekliyosun ki?

Haklisin. Her seferinde yeniden kanip yeniden sans vermekten artik biktim. Benimle sanki dalga geciyor, cani ne isterse oyle yapiyor. Olum kalim olmadigi surece gitmem bundan sonra. Artik siniri asti.
 
Bilemedim anneniz çok mutsuz ve sizi başkasıyla görmekten kıskanıyor gibi geldi bana ,
Öncesini bilemiyorum tabi ,
 
Bilemedim anneniz çok mutsuz ve sizi başkasıyla görmekten kıskanıyor gibi geldi bana ,
Öncesini bilemiyorum tabi ,

Kesinlikle mutsuz cunku etrafindaki herkesi kendinden uzaklastirdi davranislariyla. Aslinda cok yalniz. Uzuldugum icin hep sustum alttan aldim ama artik gucum kalmadi.
 
X