- 31 Mart 2012
- 10.869
- 7.485
- 448
- Konu Sahibi askitotomsu
- #1
Bir gün bir hükümdar Şeyh Geylani hazretlerinin ziyaretine gelmişti. Şeyhe hitaben saygı sınırlarını zorlar bir tavırla:
-Bana bir keramet gösterir misin, diye sordu.
-Nasıl bir keramet istiyorsun, dedi Şeyh Geylani.
-Elma istiyorum mesela, dedi hükümdar. Elma mevsimi değildi.
Bunun üzerine Şeyh, elini havaya uzattı. Birden eli üzerinde iki elma peyda oldu. Birini kendine aldı, diğerini hükümdara verdi.
Şeyh elindeki elmayı ikiye böldü. İçi bembeyaz, kokusu misk gibi idi.
Hükümdar da kendine verilen elmayı ikiye böldü. Elmayı içi kurt dolu olarak buldu. Şaşkınlık içinde:
-Neden seninkinin içi misk kokulu, benimkinin içi ise misk kokulu, diye sordu.
Geylani hazretleri:
-Seninkine zulüm eli değdiğinden kurtlandı. Benimkine ise velayet eli değip misk kokulu hale geldi, açıklamasını yaptı.
Mehmet Dikmen'in Ailemle her gün bir hayat dersi öğreniyorum kitabından alıntıdır.
-Bana bir keramet gösterir misin, diye sordu.
-Nasıl bir keramet istiyorsun, dedi Şeyh Geylani.
-Elma istiyorum mesela, dedi hükümdar. Elma mevsimi değildi.
Bunun üzerine Şeyh, elini havaya uzattı. Birden eli üzerinde iki elma peyda oldu. Birini kendine aldı, diğerini hükümdara verdi.
Şeyh elindeki elmayı ikiye böldü. İçi bembeyaz, kokusu misk gibi idi.
Hükümdar da kendine verilen elmayı ikiye böldü. Elmayı içi kurt dolu olarak buldu. Şaşkınlık içinde:
-Neden seninkinin içi misk kokulu, benimkinin içi ise misk kokulu, diye sordu.
Geylani hazretleri:
-Seninkine zulüm eli değdiğinden kurtlandı. Benimkine ise velayet eli değip misk kokulu hale geldi, açıklamasını yaptı.
Mehmet Dikmen'in Ailemle her gün bir hayat dersi öğreniyorum kitabından alıntıdır.