Kategori: Diyet

  • Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruç detoks etkisi yapıyor

    Oruçluyken organların dinlendiğini belirten uzmanlar, iftar ve sahurda tüketilen gıdaya dikkat edilmesi halinde orucun vücutta detoks etkisi yarattığına dikkati çekiyor

    Uzmanlar oruç tutarken istenmeyen kilolardan ve vücutta biriken atıklardan kurtulmak isteyenlere iftar öncesinde hafif ter atılmasını sağlayacak yürüyüş yapmalarını öneriyor. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ile mücadele için Ramazanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, orucun sigarayı bırakmak isteyenler için de iyi bir fırsat olduğunu belirtiyorlar.

    Dicle Üniversitesi (DÜ) İç Hastalıkları ve Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, on bir ayın sultanı Ramazan’ı karşılamanın sevinci ve heyecanı yaşanırken vatandaşlardan beklentilerinin usulüne uygun şekilde oruç tutmaları olduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Kadiroğlu, vücuda fazla enerji alındığında beslenme şekline bağlı olarak bu besinlerin vücutta kiloya yani çağın hastalığı obeziteye dönüştüğünü ifade ederek, bunun da hipertansiyon, diyabet ve dolayısıyla böbrek rahatsızlıklarına zemin hazırladığını söyledi.

    BİLİNÇLİ ŞEKİLDE TUTULMALI 

    Ramazan ayının fazla kiloların kontrol altına alınması için önemli bir fırsat olduğuna dikkati çeken Kadiroğlu, “Bilinçli şekilde oruç tutarsak Ramazan vücut sağlığı açısından çok önemli bir fırsattır. Obezite ve buna bağlı gelişen hastalıklardan korunma, sağlığı koruma, zinde bir vücuda ve akla kavuşabilmenin fırsatıdır mübarek Ramazan” dedi.

    “Oruçluyken geçirilen sürede vücutta metabolizma sonucu oluşan atıkların uzaklaştırılması nedeniyle orucun detoks etkisi söz konusu” diyen Kadiroğlu, bu etkiden faydalanmak için iftar ve sahur arasında yenilecek gıdalara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

    VÜCUDUN EN BÜYÜK LABORATUVARI

    Kadiroğlu, “vücudun en büyük laboratuvarı” olarak nitelendirdikleri karaciğerin ve böbreklerin Ramazan’da dinlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Araştırmalar göstermiştir ki; Ramazan’da oruç tutan kişilerin vücutlarında kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlayan kötü yağlar azalmakta, iyi yağlar da artmaktadır. Oruç, kardiyovasküler rahatsızlıkların önlenmesi için de çok yararlıdır. İftara yaklaşık bir saat kala oruç tutan kişilerin hafif terleyecek şekilde yürüyüş yapmaları vücutta biriken zehirlerin ve atıkların ter yolu ile atılması için yararlı olacaktır. İftarda alınacak sıvı ile vücuttan zehir terleme yolu ile atılacağından hem istenmeyen kilolardan uzaklaşılacak hem de daha sağlıklı ve dinç bir hale gelinecek.”

    İFTARDA NE TERCİH EDİLMELİ?

    Prof. Dr. Kadiroğlu, iftarda tıka basa yemek yenilmesi halinde oruçtan normal şartlarda elde edilebilecek faydalardan mahrum kalınacağını kaydederek, iftarda karbonhidrattan zengin hamur işlerinden ziyade sulu gıdalara ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmesini tavsiye etti.

    Yemekten hemen sonra tatlı ve meyve tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Kadiroğlu, ana yemekten en az iki saat sonra bu gıdaların tüketilmesine dikkat edilmesini önerdi.

    “Çok yemek yersem ertesi gün oruç tutarken acıkmam” anlayışının doğru olmadığına işaret eden Kadiroğlu, “Çok yemek aç kalınmayacağı anlamına gelmez. Kişi ihtiyacı kadar yemek yemeli, yemekten sonra mutlaka kısa bir yürüyüş yapmalıdır. Yemeğin ardından uyumak kilo almaya sebebiyet verir. Sahur yemeğinin ardından sindirimin biraz gerçekleşmesi için en az 45 dakika beklendikten sonra uyunması gerekir” diye konuştu.

    -Kronik rahatsızlığı olanlar

    Zaman zaman kronik rahatsızlığı olan hastalarının oruç tutmakta ısrarlarına tanık olduklarını vurgulayan Kadiroğlu, şöyle dedi:

    “Yıllarca orucunu tutmuş ancak daha sonra kalp yetmezliği, kanser, tansiyon, diyabet veya bağışıklık sistemi zayıflatan kronik bir rahatsızlığı oluşan hastalarımız maalesef oruç tutmaya devam etmek istiyor. Bu gibi bazı hastaların oruç tutmaları halinde çok daha kötü bir vaziyette acil servislere geldiğini görüyoruz. Bu gibi kronik rahatsızlığı bulunanlara sağlıklarını tehlikeye düşürecek bir durumdan uzak kalmalarını tavsiye ediyorum. Dinimizin de bu konuya ilişkin cevazı vardır. ’Hastayım’ diyen bir kişinin oruç tutarak kendini zorlaması sağlığını tehlikeye sokacaktır.”

    Prof. Dr. Kadiroğlu, birçok hastalığa yol açan sigaradan oruç tutulan dönemde kısmen de olsa uzaklaşıldığını anlatarak, Ramazan’ın biraz da destek ile sigaranın bırakılmasına vesile olabileceğini belirtti.

    ORUÇ ORGANLARI DİNLENDİRİR

    Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal Arıtürk Atılgan, oruçluyken geçirilen 8-12 saatlik sürede aç ve susuz kalmanın, iş yükünün azalması nedeniyle kalbin dinlenmesini sağladığını söyledi.

    “Oruç tutmak kesinlikle faydalı” diyen Atılgan, 11 ay boyunca çalışan bir sistemin bu tempoya bir ay süresince ara vermesi gerektiğini belirtti. Atılgan, mide, bağırsaklar, karaciğer ve pankreas gibi organlara kan pompalayan organın kalp olduğuna dikkati çekerek, “Oruç organları dinlendirir. Organlar dinlendiği zaman kalbin bunlara çok fazla kan pompalamasına gerek kalmaz. Aç ve susuz kalmak kalbin iş yükünü hafiflettiğinden Ramazan’da kalp de birçok organ gibi istirahate çekilir. Herhangi bir rahatsızlığı bulunmayanlar için oruç tutmak çok faydalı” dedi.

    -En az 2 litre su tüketimi

    Doç. Dr. Atılgan, iftarın kahvaltı ile açılmasını, bir iki saat sonra ana yemeğe geçilmesini önererek, aniden aşırı yemek tüketiminin tansiyon, çarpıntı ve kalp yetersizliği şikayeti bulunanlarda birtakım istenmeyen sonuçlara yol açabildiğini kaydetti.

    İftarda hamurlu ve aşırı yağlı gıda tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Atılgan, şöyle konuştu:

    “İftarda aşırı yemek yemekten kaçının. İftar sofralarında sebze ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmelidir. Meyve ile desteklenen bir öğün de ön plana alınabilir. Ramazan’da iftar ile sahur arasında alınması gereken su miktarı en az 2 litredir. Suyun yanı sıra ayran, taze sıkılmış meyve suyu, ada çayı ve kefir de tüketilebilir. Ramazan’da egzersizi iftardan hemen sonra önermiyoruz. Oruç tutan bir kişinin yemekten sonra 2 saat dinlenip mide biraz rahatladıktan sonra serinlikte yürümesi faydalıdır. Çünkü tüm gün sıcak ve açlıktan dolayı hareketsiz kalınması da istenmeyen sonuçlara neden oluyor. Sahur için de kahvaltı yapılması uygundur. Sahur yemeğinin ardından hemen uyunmamasını yaklaşık bir saat vakit geçirilmesini tavsiye ediyoruz.”

    SİGARA KULLANANLARA UYARI 

    Doç. Dr. Atılgan, kalp hastalarının oruç tutarken doktora danışmaları gerektiğini ifade ederek, Ramazan yaz ayına denk geldiğinden susuzluğa ve sıcağa maruz kalınan sürenin uzaması nedeniyle oruç tutmanın bazı hastalarda risk oluşturabileceğini belirtti.

    İftardan sonra aşırı sigara tüketiminin de son derece yanlış olduğuna dikkati çeken Atılgan, “Gün içinde aşırı derecede susuz kalındığı için damarların pıhtılaşmaya meyli çok fazladır. İftardan sonra pıhtılaşmayı artıran bir unsur olan sigara sıkça kullanıldığında kalp krizi geçirme riski çok yükselir” uyarısında bulundu.

  • Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    “Diyete rağmen kilo veremeyenler önce tiroit hormonuna baktırmalı”

    Prof. Dr. Ramazan Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığına dikkati çekerek, “Kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Sarı, değişen yaşam alışkanlıkları, daha az hareket, hazır gıda tüketiminin obeziteyi dünya genelinde ciddi bir sağlık sorunu haline getirdiğini kaydetti.

    Obezitenin bir başka sebebinin de vücuttaki tiroit hormon düzeyi olduğunu belirten Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışıyla ortaya çıkan hipotiroidi hastalığının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığını vurguladı.

    Günde ortalama 2 bin kalori yakan bir vücudun hipotiroidinin etkisiyle günlük bin 800 kalori yakmaya başlayacağını anlatan Sarı, şöyle konuştu:

    “Aradaki bu açıklık tamamen yağ olarak vücutta depolanır. Bu da artan kilo alımı şeklinde ortaya çıkar. Tiroit hormonları vücutta sıvı toplanması ve sıvı dengesi açısından etkisi olduğu için, bir miktarı da sıvı olur. Tiroit hormonları hem enerji tüketimi açısından hem metabolizma açısından önemli. Bu nedenle kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar.”

    “TİTOİT HORMONUNUN NORMALE DÖNMESİ UZUN SÜRMEZ”

    Prof. Dr. Sarı, obezite hastalığıyla başvuran hastaların öncelikle tiroit hormonlarını kontrol ettiklerini anlattı. Bu hasta grubunun egzersiz kapasitesinin de daha az olacağına değinen Sarı, “Özellikle yaşlı hastalarda tiroit düzeyini düzeltmeden egzersiz önerirseniz o egzersizin zararı da olabilir. Tiroit hormonlarını normale döndürmek çok uzun sürmez. 1,5-2 ay aylık bir dönemden sonra bir beslenme programı yaparak, kalori dengesi sağlayacak bir programla hastaların kilo vermesi daha yararlı olacaktır” diye konuştu.

    Sarı, hipotiroidinin en önemli sebeplerinin başında iyot eksikliğinin geldiğini anlattı. 1990’lı yılların sonlarında hükümetin iyotlu tuz kullanımı konusunda sağlık politikası geliştirdiğini ifade eden Sarı, vatandaşlarda da iyotlu tuz kullanımı konusunda bilinç oluşması gerektiğini vurguladı.

    İyotlu tuzların yemeklere pişirme esnasında atılmasının sakıncalı olduğuna işaret eden Sarı, “Tuz kaynama esnasında iyotunu kaybeder. Bu nedenle tuzun, yemek piştikten sonra veya servis edildikten sonra tabaklara atılması gerekli” dedi.

    AA

  • Hamur işi yiyerek zayıflamak

    Hamur işi yiyerek zayıflamak

    “Ekmek ve hamur işinden vazgeçemediğim için zayıflayamam!” gibi bir inancınız varsa bunun yanlış olduğunu bilin.

    Sözünü ettiğimiz tek yönlü beslenme değil, kişinin beslenme alışkanlıklarını da göz önüne alarak doğru ve sağlıklı beslenmesi.

    Çağımız hem formda hem de sağlıklı olma çağı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Murat Gökçen, her diyetin kişiye özel hazırlanması gerektiğini söylüyor. Vejetaryen birine et ağırlıklı bir beslenme programı verilmesi veya sebzeden nefret eden birine sebze bombardımanı yapılması hazin sonuçlara neden olabiliyor.

    Unlu gıdalar
    B Vitamini deposu
    Unlu gıdalarda bol miktarda B vitamini bulunuyor. B kompleksi vitaminler genelde merkezi sinir sistemini olumlu yönde etkiledikleri için kişinin sinirli oluşunu engelliyor. Ayrıca unlu gıdaların tüketilmesi mutluluk hormonu “serotonin”in yükselmesini sağlayarak bu tezi daha da güçlendiriyor.

    Ekmek yerine
    Ceviz olur mu?
    Ekmek ve ceviz gibi kabuklu yemişlerin B vitaminleri açısından zengin olduğu belirtiliyor. 100 gram ekmekte 250 kalori varken, aynı miktar cevizde 650 kalori bulunuyor.

    Hangi ekmek?
    Tam buğday, çavdar ve yulaf ekmeği en değerli ekmekler olarak sıralanıyor. Kepek ekmeği daha az kaliteli ekmek sınıfına giriyor. En değersiz ekmeğin ise toplumda en sık tüketilen beyaz ekmek oluşu dikkat çekiyor.

    Hamura koyduğunuz
    Yağa dikkat!
    Murat Gökçen, “1 çay bardağı yağda 900 kalori vardır ve bu çok yüksek bir değerdir” diyor. Hamur işlerine 3-4 çay bardağı yağ konulduğu düşünülürse ortaya çıkan kalorinin yüksekliği kolaylıkla fark ediliyor.

    Hamur işi sevenlere özel zayıflama önerileri

    Kahvaltı
    Peynirli poğaça, muz

    Öğle yemeği
    Çeyrek sandviç (tavuklu veya diyet ton balıklı ve söğüş salata katkılı), ayran

    Akşam yemeği
    Kıymalı makarna, çoban salata

    Not
    Bu menünün yaklaşık kalori değeri 1500 kaloridir. 160 cm boyunda, 70 kilogram ağırlığında bir kadının, kilosunu korumak için günde ortalama 2000 kalori alması gerekiyor

    Tatlıyı aç karnına tüketmeyin
    Yağda kızartılmış şerbetli tatlıların çok ağır ve çok kalorili olduğu belirtiliyor. Sütlü tatlılar ise daha hafif tatlılar olarak sınıflandırılıyor. Dondurma ise tatlılar içinde en masum olanı olarak değerlendiriliyor. Murat Gökçen, “Eğer tatlı yenecekse tok karnına yenmesi uygundur. Aç karna yenen tatlılar kan şekerini hızla yükseltip süratle düşürdükleri için metabolizmayı allak bullak ederler” diyor.

    HT Hayat

  • Stresten kilo almak

    Stresten kilo almak

     87 üniversite öğrencisinin katılımıyla yapılan araştırmaya göre insan mutlu olduğu zaman daha çok yiyor. Bu da psikolojimiz iyiyken kilo almaya daha yatkın olduğumuza işaret ediyor.

    Sonuçları geçen ay yayınlanan araştırmaya göre yüz kişinin 75’inin psikolojik durumu yeme düzenine etki ediyor ve mutlu olan daha çok kalori tüketiyor. Psikologlar, öğrencilerin onları mutlu, mutsuz hissettirecek ve psikolojik durumlarına ne iyi ne kötü etki edecek görüntüler izletti. İzleme sonrasında ise onlara çikolata, cips gibi yiyecekler ikram edildi. Mutlu edecek görüntüleri izleyenlerin daha çok kalori tükettiği gözlendi. Psikologlar, “Çoğu kez moralin iyi olmasının diğer ruh hallerine göre daha fazla, hattı bazılarında aşırı yemeğe neden olduğunu gördük” dedi.

  • Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    isin_sayin Uzman Diyetisyen Işın Sayın ramazan boyunca ibadete yoğunlaşmak gerektiğini vurgularken, kilo vermek yerine almamaya dikkat etmenin doğru olacağını söyledi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Oruç tutmak zayıflama biçimi değildir. Neden mi? Bir kere; oruç tutarken uzun saatler boyu metabolizmamız çok yavaş çalışır. Sindirim ve boşaltım sistemi çalışıp da ne yapacaktır? Ancak bir yandan düşünür, hareket ederiz. Yani yakıt olarak kullanılan kan şekeri düşer. İftarda ciddi bir iştah potansiyeli birikir. Eğer iftarda çok tatlı, fazlaca pide, pilav yersek aniden yükselen kan şekeri bizi uyuşturur, ağırlık ve rehavet verir. Bu şekilde çoğu kez kilo almak kaçınılmazdır.”
    Ramazandan çok bayramda kilo alınıyor…

    Orucu bir zayıflama yöntemi olarak düşünenler olduğuna dikkat çeken Uzm. Diyetisyen Işın Sayın “Kimisi orucu bir zayıflama metodu gibi düşünür. Oruçluyken metabolizmanın yavaşlamasına rağmen; kilo verebilmek için, gerçekten çok düşük kalorili beslenmeniz gerekir. Eğer Ramazan ayında böyle düşük kalorili beslenmeyle 2 kilo ve daha fazla zayıflıyorsanız, kaslar eriyebilir. Kalıcı bir metabolik yavaşlama olabilir. Bu da artık, daha kolay kilo almak, daha zor kilo vermek anlamına gelir.”

    Ramazandan iki kilodan fazla zayıflamak riskli…

    Oruçluyken kilo vermeye çalışmayın. Zaten oruç bir ibadet biçimidir, bir zayıflama yöntemi değildir diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Sorun kilolarımızsa dikkat etmemiz gereken esas şey şudur: Uzun süreli açlıkla kan şekerimiz ay boyu düzensizleşir. Ucunda da şeker bayramı vardır. Oruç ayı boyunca tatlı yememişiz gibi; bayramda da yeme eğilimindeysek lütfen esas olarak bu konuda dikkatli olalım.”

    Ramazanda ibadete odaklanın, tatlı ve hamur işini tadımlık yiyin…

    “Ramazan’ da ibadete odaklanılmalıdır.” diyen Sayın, “Bu esnada da kiloyu koruyabilmeye bakın. Bayramda da kilo almamaya çalışın. Tatlı ve hamur işleri, pilav, makarna bu yolda en kolay kilo aldıran ve sağlığı tehdit eden unsurlardır. Tadımlık yemeye ve kendinizi korumaya çalışın. Kilo vermeyi bu süreçte mutlaka erteleyin. Amacınızı sorgulayıp, dürüst olmak ve kilo korumaya çalışmak en sağlıklısıdır. Böylece kaslarınız korunacaktır. Metabolizma hızınızı kalıcı bir yavaşlamaya karşı, korumuş olursunuz. Bayramdan sonra da bu sayede daha ritmik kilo verebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

  • Diyet yaparken pasta yenmez !

    Diyet yaparken pasta yenmez !

    ‘Diyet yaparken pasta yenmez’ düşüncesi, zayıflamaya çalışanların önemli kuralları arasında. Bir dilim pastanın 450 kalori olduğunu hatırlatan Uzman Diyetisyen Serkan Tutar’a göre ise, diyete dost masum alternatifler yok değil

    Pastaların yüksek kalorili besinler olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, “Çünkü pasta; karbonhidrat, protein ve yağı yapısında bulunduran bir besindir. Zengin içeriği ile en masum pastanın bir dilimi 450 kalori civarındadır. Yani günde 1200 kalorilik bir beslenme programı uygulayan birinin yaklaşık bir ana öğünüdür. Bütün bu nedenler yüzünden diyette pasta yemek bir günah olarak görülür” diyor.
    Ancak diyete pasta ilave etmenin de yolları olduğunu belirten Tutar, bu konudaki önerilerini sıralıyor ve kalori bombardımanına maruz kalmadan pasta yemenin inceliklerini şöyle anlatıyor:
    PASTA SEÇERKEN BUNLARA DİKKAT!
    – İnce bir dilim almaya özen gösterin.
    – Üzerinde kestane şekeri gibi ekstra kalori yüküne sebep olan malzemeler varsa ayırın.
    – Meyveli pasta tercih etmeye çalışın.
    – İnce hamurlu pastalara yönelin.
    – Peynirle yapılan pastaların da kalorisinin en az kremalı pastalar kadar olduğunu unutmayın.
    PASTA YEDİNİZ, DİYETİNİZ BOZULMASIN…
    – 1 dilim pasta, beslenme programınızdaki ½ bardak süt, 2 dilim ekmek ve 1 porsiyon meyveye eşit gelir. Ara sıra kaçamak yapan biriyseniz, günlük beslenme düzeninden bu besinleri bir günlüğüne çıkartarak denge sağlayabilirsiniz.
    – Pastaya hayır diyemeyenlerden ve bu nedenle sıklıkla diyeti bozanlardansanız, o zaman daha hafif seçenekler tercih etmenin veya mutfağa girmenin zamanı gelmiş demektir.
    DİYETE DOST MASUM PASTA ALTERNATİFLERİ
    – 1 dilim mozaik pasta.
    – 1 dilim meyveli parfe.
    – 1 dilim dondurmalı pasta.
    – 1 dilim light cheesecake.
    – 1 dilim light pasta.
    EVDE MASUM PASTALAR YAPMANIN 5 PRATİK YOLU
    – Beyaz un ile esmer unu karıştırın. Yaptığınız pastanın kalori değeri çok değişmese de, kan şekerinizi daha dengeli yükseltir.
    – Şeker yerine granül tatlandırıcı kullanın. Tatlandırıcılar, şeker tadı veren kalorisiz/düşük kalorili öğelerdir. Yaptığınız pastanın kalori değerini %40’a kadar azaltabilirler.
    – Light margarin tercih edin. ‘Margarin, margarindir’ deyip geçmeyin. Pastanın kalorisini yükselten öğe aslında yağdır. Pastanızın kalorisini ciddi oranda azaltabilirsiniz.
    – Kremasını light süt ile hazırlayın. Bu yolda, pastanın yağ içeriğini azaltarak kalorisinin düşük olmasına yardımcı olur.
    – Çikolata yerine şekersiz çikolata veya taze meyve tercih edin. Çikolata hem şeker hem de yağ içerir. Şekersiz çikolata kullanarak veya en iyi seçim taze meyve kullanarak, hafif ve daha sağlıklı bir pasta hazırlayabilirsiniz.

  • Akşam yemeği şişmanlatır mı?

    Akşam yemeği şişmanlatır mı?

    Akşam sekizden sonra yenen yiyeceklerin yakılamayıp, yağa dönüşeceği doğru mu? Zayıflamak için akşam yemeğini listeden çıkarmalı mıyız? Sıkça duyduğumuz bu diyet mitleri için uzmanlar ne diyor?

    Genellikle akşam saatlerinde insanların daha kalorili yiyeceklere yöneldiğinin altını çizen diyet Uzmanı Çağatay Demir ekliyor: “Bunların başında film izlerken yenen cips, maç izlerken yenen çerez ve serinlemek için tüketilen dondurma örnek olarak verilebilir. Bu yiyecekler karbonhidrat ve yağ içeriği fazla olduğu için yüksek kalorilidirler. Bu nedenle akşam atıştırmaları geç saat olmasından değil, fazla kalorili olması nedeniyle sakıncalıdır”. Dolu bir mide ile kaliteli bir uyku uyumak söz konusu olmadığını ve bu nedenle yatmadan en az iki saat önce yeme içmeyi kesmekte fayda olduğunu vurguluyor.

    Özellikle yatmadan önceki üç saatte tüketilen acı, yağlı, baharatlı ve asitli yiyeceklerin gastroözefajiyel reflüyü tetikleyebiliyor. Eğer kişinin reflü sorunu varsa özellikle akşam saatlerinde reflüyü tetikleyen turunçgiller, çikolata, baharatlı yiyecekler, yüksek yağ içeren besinler, alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durulması gerektiğinin altını çizen Beslenme ve diyet Uzmanı Çağatay Demir, “Eğer televizyon izlerken bir şeyler atıştırmayı seviyorsanız, bu durum sizin fazla yemenize neden olacaktır. Küçük bir kase yemeyi planlarken, hepsini yemiş olarak kendinizi bulabilirsiniz. Bu nedenle sadece yediğiniz yiyeceğe odaklanın” diye tavsiyelerde bulunuyor.

    Beslenme ve diyet Uzmanı Çağatay Demir, akşam bir şeyler atıştırmaktan vazgeçemiyorsanız, düşük kalorili, lezzetli ve her daim buzdolabınızda bulundurabileceğiniz birkaç atıştırmalık tarifi veriyor…

    Soğuk çorba
    * 1 çay bardağı light yoğurt
    * 2 çorba kaşığı haşlanmış buğday
    * 3 çorba kaşığı haşlanmış nohut
    * Nane
    * 1 çay bardağı su

    Bütün malzemeleri bir kasede karıştırıp üzerine nane serpin.

    Tarçınlı komposto
    * 5 kuru kayısı
    * 10 kuru erik
    * 1 çubuk tarçın
    * 4 bardak su
    * Tercihe bağlı tatlandırıcı

    Kayısı ve eriği 4 bardak su ile 15dk haşlayın. Ocağın altını kapatıp çubuk tarçın ve isteğe göre tatlandırıcı ekleyin. Soğuk olarak tüketin.

    Müsli
    * 1 çay bardağı light yoğurt
    * 2 çorba kaşığı yulaf ezmesi
    * 1 dilim doğranmış ananas
    * 3 parça dövülmüş ceviz

  • Yağ parçalayan besinler

    Yağ parçalayan besinler

    Yağları parçalayıp hazmı kolaylaştırıyor. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor.

    Kiraz:
    Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.

    Yulaf:
    Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.

    Esmer pirinç:
    B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, Yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.

    Greyfurt:
    Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.

    Kırmızı üzüm:
    Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmeye yardımcı oluyor.

    Salatalık:
    Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu

    Nar:
    Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.

    Adzuki fasulyesi:
    (Küçük kırmızı fasulye) Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.

    Brokoli:
    Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.

    Elma:
    Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.

  • Yağlanmaya karşı ara öğün şart

    Yağlanmaya karşı ara öğün şart

    Uzmanlar, beslenmede az öğün yapmanın ve glisemik indeksi yüksek besinler tüketilmesinin karın bölgesindeki yağlanmayı arttırdığını söylüyor

    Diyetisyen Safiye Taş, yaz döneminde karın bölgesindeki yağların daha çok rahatsız etmeye başladığına işaret etti.
    Karın bölgesindeki yağlanmayı artıran nedenlerden birinin insülin hormonu olduğuna dikkati çeken Taş, insülin hormonu bol salgılatıldığında yağlanmanın arttığını dile getirdi.

    Beslenmede az öğünün yağlanmada etkili olduğunu vurgulayan Taş, şöyle konuştu:

    VÜCUDU AÇ BIRAKMAYIN
    “Mesela kahvaltı yapmıyorsunuz, öğlen yemek yediniz, öğleden akşama kadar yine açsınız ve akşam yemek yediniz. Aslında çok hafif yediniz ama karın bölgenizde ciddi bir yağlanma var. Çünkü vücudu aç bırakıyorsunuz.
    Vücut uzun süreli aç kaldığı için de tekrar yemek yediğinizde kendini korumak adına, yağ deposundan harcayacağını bildiği için, yediğiniz her şeyi yağ olarak tekrar depoluyor. Uzun süre aç kalmayacağız. Mümkün olduğunca ara öğünler yapmaya çalışalım. 2-3 saat arayla mesela bir salatalık bile yemeniz önemli. İnsülin seviyesi belli bir noktada kalacaktır.”

    GLİSEMİK İNDEKSİ YÜKSEK BESİNLERDEN KAÇIN!
    Safiye Taş, karın bölgesinde yağ oluşumunda glisemik indeksi yüksek besinlerin alınmasının da etkili olduğuna işaret ederek, glisemik indeksi yüksek besinlerden kaçınılması gerektiğini söyledi.

    Havuç, bezelye, pirinç pilavı, patates, muz, kavun, kayısı, üzüm ve kuru meyvelerin yerine elma, kiraz, çilek, erik, şeftali gibi meyvelerin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Taş “Karpuz da yenebilir ancak iki dilimde bırakılması gerekir” dedi.

    Safiye Taş, beyaz ekmek değil yulaflı, çavdarlı, tam tahıllı ekmeklerin tercih edilmesi gerektiğini ifade ederek, çorbaların içinde de beyaz un, şehriye veya krema olmamasına dikkat edilmesini istedi.
    Taş, “Glisemik indeksle beklenmek karın bölgesindeki yağlanmayı azaltacaktır. Genelde de aslında beslenme kurallarından biridir” diye konuştu.

    Haftada 1-2 kez kırmızı et, 1-2 kez balık eti ve yine 1-2 kez tavuk ve hindi eti tüketilmesini öneren Taş, nohut, kuru fasulye, barbunya, bakla, mercimek gibi kuru baklagillerin de kan şekerini güzel dengelediğine ve bunların protein örgüsünün de kaliteli olduğuna işaret etti.
    AA

  • Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Geliştirdiği ”Karatay Diyeti” ile tanınan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir” dedi.

    Karatay, Elazığ’da düzenlenen “diyet ve Kalp Hastalıkları” konulu konferansta, şişmanlığın halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, hastalıkların temelinde hareketsizlik, kilo alımı ve yanlış beslenmenin olduğunu söyledi.

    Obezitenin, vücudun yağlanması anlamına geldiğini ifade eden Karatay, “Yağlar vücutta hastalıklara neden olan 20 çeşit hormon üretir. Bunlar, beyinde damar yolu tıkanması, gözlerde katarakt, kalp krizi, felç gibi birçok hastalığa neden olur” diye konuştu.

    Karatay diyeti deneyimlerimiz için tıklayın !

    Prof. Dr. Karatay, patates kızartması, kola, pilav, makarna, enerji içecekleri, taze sıkılmış ve hazır meyve suları ile tatlıların da aşırı insülin salgılanmasına yol açtığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir. 20. dakikada kan şekeri aniden yükselir, buna karşılık olarak da insülin hormonu yükselir. 40. dakikadan sonra kafeinin tümü kana geçer ve da bu kan basıncını yükseltir. 45. dakikadan sonra beyinde dopamin yapımı artar. Dopamin, mutluluk hormonudur ve yoğun enerjiyle devam eder. Bu beyinde eroine benzer bir etkidir. 60-90 dakika sonra ani halsizlik hissi başlar. Acıkma hissi, huzursuzluk, ellerde titreme ve ardından kola ve tatlılara saldırılır. Çünkü o yüklü enerji hissine artık bağımlılık başlamıştır. Beyinde meydana gelen dopamin mutluluğuna bağlılık başlamıştır. Bu bir kısır döngüye dönmüştür. Kişiler buna hapsolmuştur. Sonrasında karaciğer yağlanması başlar, arkasından göbek yağlanması, bel çevresi genişliği ve memelerin büyümesi artar.”