Etiket: kilo verme

  • Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi … Kilo vermek bu kadar zorken zayıfladıktan sonra kilo almak nasıl bu kadar kolay olabiliyor? İşte diyetten sonra kilo almanıza neden olan 4 yaygın sebep

    Kışın yaz aylarına hazırlanıyoruz yazın da kilo almamak için büyük bir mücadele veriyoruz. Peki, bir kere diyet yaptıktan sonra kilo alımını nasıl durdurabiliriz? Tabii ki de kilo artışların nedenini öğrenerek. İşte hiç beklemediğimiz zamanlarda kilo alımına sebep olan yaygın faktörler:

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    SAĞLIKLI ALIŞKANLIKLAR EDİNİN

    Eğer belli bir diyet şekli sizin daha iyi hissetmenize yardımcı oldu ise, neden bunu bırakasınız ki? Bazı zamanlarda, sadece yanlış değil aynı zamanda sağlıksız olan yeme alışkanlıklarından dolayı kilo almaya yatkın oluruz. Yağ, şeker ve işlenmiş gıdaların tüketiminin kolesterol seviyesini yükselttiğini, hipertansiyon ve kalbimize zararlı olan diğer hastalıklara sebep olabileceğini zaten biliyorsunuzdur.

    Kısaca anlatmak gerekirse, kilo alımını önlemek için, daha önce size yardımcı olan beslenme şeklini günlük yeme alışkanlığına entegre etmeniz gerekmektedir ve bu bazen kendinizi şeker veya bir parça kek ile şımartamayacağınız anlamına gelmemektedir. Eğer ardından bir yürüyüşe çıkacağınızdan eminseniz, bu şekilde o aldığınız kalorileri yakabilirsiniz.   Genellikle, kilo vermeye çalışıyorsak eğer, en güzeli bir diyetisyene danışmaktır.

    Bazen, bazı yiyecekler bizi hasta hissettiriyor olabilir, veya bazı gıda kombinasyonları bizim için iyi olmayabilir. Şüphesiz, ilk nokta, vücudunuzu dinlemeyi öğrenmeniz ve onu anlamaya çalışmanızdır.

    Sizin için iyi çalışan bir şeyi fark ettiğinizde, bu, sağlığınıza dikkat etmenize ve kilo vermenize yardımcı oluyorsa, bunu kesinlikle her zaman günlük beslenme düzeninize dahil etmelisiniz.

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi | 1

    DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLERDEN UZAK DURUN

    Sıkı diyetlere örnek boldur… Günde 5 öğüne sadık kalınarak yine de tehlikeli bir diyet programı uygulamak da mümkündür, çünkü bunlar besinsel değerler açısından dengesizdir.

    Özellikle de günde 1200 kaloriden az almanızı isteyen diyetler, neredeyse hiç karbonhidrat barındırmayan ya da sadece protein içeren diyetler çok tehlikelidir.

    Bu sağlığımız için tehdit oluşturmaktadır. Normalde bu diyetler kısa bir süre için sürdürülür, 2 veya 3 hafta gibi; ve istenilen kiloya ulaştıktan sonra verilen kiloların geri alınması çok yaygındır. Böyle dengesiz ve düzensiz bir diyet takip ettikten sonra normal kalorili yiyecekleri tüketmeye başladığınızda bunun olması normaldir.

    ASLA ÖĞÜN ATLAMAYIN

    Sebebi anlamak için size çok basit bir örnek: bir arkadaşınızın yaz için hızlı bir şekilde kilo vermek istediğini düşünün. Bunu yapmak için, kendi rejimine başlar, bu da öğünleri atlamaktan, kahvaltıda az yemekten ve gün içinde atıştırmaktan ve eve gittiğinde de hiçbir şey yememekten ibarettir.

    Her gün, 10, 12 saatin hiçbir şey yemeden geçtiğini düşünün, bu da vücudu “alarm moduna” geçirir ve bünye bulabildiği her yerden enerjiyi bulmaya çalışır. Fakat normal duruma dönüldüğünde de tam tersi olur.

    Vücut bu beklenmedik eksiği kapatabilmek için enerji rezervlerini çabucak iyileştirir, bunun sebebi de vücudu alarm moduna sokabilecek yeni durumları önlemektir. Yani sonuç olarak, arkadaşımızın başardığı şey sağlıklı bir şey değildir. Bir gün boyunca yememizi kesemeyiz veya öğünlerimizi 2’ye düşürerek kendimizi kısıtlayamayız. Vücudumuz bunu bir tehdit olarak görür ve bunun sonucu olarak da beynimiz reaksiyon gösterir.

    DEĞİŞİKLİK ZAMANI!

    Bu çok sık olmaktadır. Kilo almanın en sık sebeplerinden bir tanesi alışkanlıklarımızda değişiklik yapmaktır veya kilo almamıza sebep olan hayatımızda oluşan durumlardır. Bazı örnekler ister misiniz? Bu durumların bazıları eminiz ki size tanıdık gelecektir.

    •Birkaç kilo kaybetmişsinizdir fakat işinizde, programınızda ve saatlerinizde bir değişiklik vardır, bu da aynı zamanda alışkanlıklarınızın değişeceği anlamına gelmektedir ve kısa bir süre sonra verdiğiniz kiloyu geri alırsınız.

    •Partnerinizle, sevgilinizle problemler yaşıyorsunuzdur.

    •Evdeki, işteki vs. problemler yüzünden daha yoğun anksiyete ve endişe yaşamaya başlarsınız.

    •Yaz için kilo vermişsinizdir fakat bazen tatil sezonu bizi rahatlatır ve barlara, partilere daha çok gitmek isteriz. Bunun da bir sonucu olarak, verdiğimiz kiloyu geri alırız.

     

     

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır? Söz konusu zayıflamak olunca gündemden “diyet” kelimesi de eksik olmuyor. Her dönem bazı diyetler popülerleşip bir süre sonra yerini başkalarına bırakıyor. Son zamanların popüler diyetlerinden biri de 42 yaşındaki 4 çocuk sahibi ünlü manken Heidi Klum’un 15 günde 6 kilo verdiren “Heidi Diyeti”..

    Peki Nedir Heidi Diyeti ?

    Güne kahvaltı öncesi içilen protein takviyeli meyve kokteyleri ile başlanıyor. Kahvaltıda sebzeli omlet ve açık çay, öğlen yemeğinde yağsız tavuk, zeytinyağlı brokoli ve bol salata yeniyor. Akşam yemeğinde yağsız hindi ve bir kase yağsız yoğurt var. Ara öğünlerde meyve ve salata tüketilebiliyor. Ekmek kesinlikle tüketilmiyor. Kısa sürede kilo vermek istenildiği zaman da vücudu şiş tutacak asitli içeceklerden, tuz tüketiminden ve sakız çiğnemekten kaçınılması gerekiyor. Ayrıca günde 1 saatten fazla egzersiz ve yürüyüş yaparak bu diyeti desteklemek gerekiyor.

    Sağlıklı Bir Diyet Midir?

    Bu diyeti uygulayan kişilerin birçoğu günümüzde birçok popüler diyette olduğu gibi ekmek kilonun baş düşmanı ilan ediliyor. Halbuki geçmişten günümüze sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti olan ekmek, iştahı arttıran kan şekerimizin kontrol altında tutulmasına ve kilo verme/ korumaya oldukça büyük katkı sağlar. Tam tahıllı bir ekmekte vücudumuzun gereksinimi olan 60 besin öğesinin 57 ‘si (A, C ve B12 vitaminleri hariç ) bulunmaktadır. Bu kadar sağlıklı bir besinin günlük beslenmeden çıkartılması çok büyük bir hata olur.

    Diyette sağlıklı beslenmenin ve günlük enerji alımının temel taşları olan tam tahıllar ve kurubaklagiller de bulunmamaktadır. Kurubaklagiller ve tam tahıllar karbonhidrat ve posa yönünden zengin olup, yüksek miktarda B vitaminleri, E vitamini, kalsiyum, çinko, magnezyum ve demir içermektedir.

    Meyve kokteylleri içerdiği vitamin ve minerallerden dolayı oldukça sağlıklıdır. Fakat meyveyi bütün olarak tüketmek kan şekerinin ani çıkış ve inişini engeller. Bir meyvenin glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme hızı) sıkılmış meyve suyuna göre daha düşüktür. Glisemik indeksi düşük olan besinler kan şekerinin çabuk düşmesini ve tatlı isteğini engeller.

    Çok düşük kalorili olan bu diyetle gerçekleşen hızlı kilo kayıpları yağdan çoksu ve kastandır. Hızlı kilo alıp veren kişilerde uyguladıkları diyet yoğun egzersiz programıyla desteklenmezse vücut fazlasıyla deforme olur. Dünya Sağlık Örgütü ayda 2-4 kg arasında kilo verilmesini önermektedir. Hızlı kilo kayıpları kısa dönemde uyku, mide ve bağırsak problemleri, halsizlik, saç dökülmesi, psikolojik sorunlar oluşabileceği gibi uzun vadede kalp ve şeker hastalığı, bazı kanser türleri, kısırlık, regl sorunları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu tarz diyetleri uygulayan kişiler çoğu zaman verdiği kilodan çok daha fazlasını geri alarak hayatlarına devam ederler. Amaç kilo kaybetmek iken sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Unutmayın ki diyet kişiye özeldir. Bu nedenle mutlaka uzman yardımı alarak doğru beslenmeyi öğrenip bir yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Kurt Adam Diyeti Nedir?

    Kurt Adam Diyeti Nedir?

    Demi Moore ve Madonna’nın uyguladığı diyet olarak gündeme gelen “Kurt Diyeti” aynı zamanda “Yeniay Diyeti”, “Dolunay Diyeti” olarak da adlandırılmaktadır.

    Kurt Adam Diyeti Nasıl Uygulanır?

    Bu diyette ayın dünya çevresindeki konumuna göre diyet zamanı belirlenmektedir. Amaç yeniay ve dolunay zamanı 24 saat boyunca detoks yöntemiyle sadece su ve meyve suyu tüketerek günde 3 kg verdirmektir. Bunu genişletilmiş dolunay diyeti olarak ayın hareketlerini takip ederek yeniay ve dolunayın olduğu günlerde de yapabilmektedirler.

    Sağlıklı Mıdır ?

    Bu şekilde ayın birkaç günü sadece su ve meyve suyu tüketerek vücuttan sadece su ve toksin kayıpları yaşayabilirsiniz fakat giden kesinlikle yağ yani gerçek kilo kaybı olmayacaktır. Kadınların vücut ağırlığının ortalama %50-60 ‘ı erkeklerin ise %55-65’ i sudan oluşmaktadır. Tartıda gördüğümüz kilolar bizi yanıltmamalıdır. Çünkü sadece vücudun gereksinimi olan su miktarında azalma olabilir ki bu da hiç de istediğimiz bir şey değildir. Zaten bu kilonun ertesi gün korunması da mümkün değildir. Bu yüzden birkaç günlük diyetlerle zayıflamanın mümkün olmadığının bilinmesi gerekir.

    Öneri

    Zayıflamanın ve sağlıklı kiloyu korumanın yöntemi yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite, düzenli uyku ve tabi ki günde 1.5-2 lt kadar da su içmektir. Sosyal medyada gördüğünüz diyetleri uygulayarak sağlığınızda ve metabolizmanızda kalıcı hasarlara sebep olabilirsiniz. Bu yüzden mutlaka bir diyetisyen yardımı alarak zayıflamalı ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Zayıflama hapı içti, kalp krizinden öldü!

    Zayıflama hapı içti, kalp krizinden öldü!

    Kilo vermek için Türkiye’den online zayıflama hapı sipariş eden İngiliz tıp öğrencisi Anna Phillips, sokakta kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

    Yeni Asır’da yer alan habere göre kamuoyunda sıkça gündeme gelen ve kalp krizine varan sağlık sorunlarına neden olduğuna dair açıklamalar yapılan zayıflama ilaçları bu kez İngiltere’de can aldı.

    Kilo vermek için Türkiye’den online olarak sipariş ettiği zayıflama haplarından içen Falmouth kentinde yaşayan 20 yaşındaki tıp öğrencisi Anna Phillips, sokakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Genç kızın ölümüne hapların sebep olduğu iddia ediliyor.

    Geçtiğimiz yıl İzmir’de de 15 yaşındaki lise öğrencisi Belgin Elmalı, zayıflama çayı içtikten sonra yaşamını yitirmişti. 3 yıl önce psikiyatri merkezinde tedavi gördüğü belirtilen Anna Phillips, Türkiye merkezli bir internet sitesinden diyet hapları sipariş etti.

    KALP KRİZİ GEÇİRDİ

    Bu ilaçlardan aşırı dozda alan Phillips, sokakta kalp krizi geçirdi. Bir bankta hareketsiz halde bulunan genç kız yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olayın ardından Adli Tıp Kurumu Phillips’in cesedine otopsi yaptı. Otopsiye giren doktor Cornwall Cox, “Durumu bakanlığa bildireceğim. Bu ilaçların ülkeye kolay giriş yapması dehşet verici” ifadesini kullandı.

    Kendisi de doktor olan anne Penny Phillips de, “Hükümeti bu ilaçlar konusunda uyaran doktora minnettarım. Umarım bu tavsiye bu ilaçları kullanan başka kişilerin de hayatını kurtarır” dedi.

  • Hızlı kilo vermenin riskleri

    Hızlı kilo vermenin riskleri

    Birçoğumuzun hayalidir fazla kilolardan hızlıcakurtulmak. Kısa sürede ince bir vücuda sahip olmak. Peki, bu kadar kısa sürede hızlı kilo vermenin risklerini hiç düşündünüz mü?..

    Akşam’da yer alan habere göre Prof. Dr. Halil Coşkun hızlı kilo vermenin zararlarını anlattı.

    Şok diyetlere aman dikkat!…

    “Bu tür diyetlerin varyasyonları en az 1950’lerden beri var olmuştur. Ne yazık ki çok düşük kalorili diyet ve kilo verme cerrahisinin yanı sıra başka hiçbir ürünün, hapın veya diyetin hızlı kilo vermede işe yaramadığı ispatlanmıştır. Reçeteli ilaç orlistat yardımcı olabilir, ancak yavaş etki eder ve sadece diyet ve egzersizle işe yarar. Orlistat Xenical olarak pazarlanmaktadır. Orlistat’ın, ciddi karaciğer hasarına neden olabileceği belirtilir. Herhangi bir hızlı kilo verme programında, gerçekten yağ yakan şey bir hap veya yiyecek türü değildir. Egzersizle birlikte, kalorilerin ciddi bir şekilde azaltılması vardır. Hızlı kilo kaybı, vücutta bazı problemlere yol açar. Ayrıca hızlı kilo vermenin tehlikeleri, diyet için harcanan zamanla birlikte artar. Proteinsiz bir diyet yapmak özellikle risklidir.

    Hızlı kilo vermenin riskleri | 2

    HIZLI KİLO VERMENİN RİSKLERİ

    – Safra taşları, birkaç aydan sonra çok fazla kilo veren insanların yüzde 12-25’inde görülür.

    – Dehidrasyon, bol miktarda sıvı içmekten kaçınılması sonucu oluşur.

    – Dengesiz beslenme, genellikle bir kerede haftalarca yeterli miktarda protein yememekten meydana gelir.

    – Baş ağrısı

    – Asabiyet

    – Yorgunluk

    – Baş dönmesi

    – Kabızlık

    – Adet düzensizlikleri

    – Saç dökülmesi

    – Kas kaybı

    Hastalıklara neden olur

    Hızlı kilo verme diyetleri, hastalıklara neden olabilir, ancak obezite de aynı şekilde hastalıkların kaynağıdır. Bu nedenle, çok düşük kalorili diyetler kilo verme cerrahisi gibi belirli bir amaç için hızlı kilo vermeye ihtiyaç duyan obez insanlar için makul bir kilo verme seçeneği olarak kabul edilir. Çok düşük kalorili diyetler birkaç hafta süren doktor denetiminde olan diyettir. Yemekler beslenme açısından dengeli, ancak pahalıdır. İnsanlar zamanla binlerce lira harcayabilirler. Çok düşük kalorili diyetler, 12 hafta içinde vücut ağırlığının yüzde 15 ila yüzde 25’inin kaybedilmesini güvenle sağlamaktadır. Bu süre sonunda, insanların yüzde 25 ila yüzde 50’si programı tamamlamıyor. Diyet bırakıldığında kilolar geri gelir ve bu hızlı bir şekilde olur. Bazı uzmanlar, düzenli diyetlere kıyasla kilo vermeye daha sürdürülebilir bir yaklaşımın daha iyi olacağını söylüyorlar.

    AÇ KALMAK KÖTÜ BİR FİKİR…

    Hızlı kilo vermek isteyen insanların çoğu, genellikle bunu kendi başına yapar. Sık sık, bir elbiseye sığabilmek veya plajda iyi görünmek gibi kısa vadeli bir hedef elde etmek isterler. Kendinizi aç bırakmak kesinlikle iyi bir fikir değildir. Ancak, sağlıklı değilseniz, kısa süreli aşırı kalori kısıtlamasının size zorluk yaşatması muhtemel değildir. Ne yaptığınızı doktorunuza bildirin ve diyetinize protein eklemeyi unutmayın (günde 70 ila 100 gram). Bir multivitamin alın ve potasyumdan zengin yiyecekler (domates, portakal ve muz) yiyin. Ayrıca, şok diyetlerinin uzun süreli ve sağlıklı bir kilo elde etmenize pek yardımı dokunmayacağını unutmayın.”

  • Şubat diyeti

    Şubat diyeti

    Şubat diyeti .. Şubat ayına girmemize sayılı günler kaldı ve sen hala yeni yılda hangi kararlar alman gerektiğini, hayatında neleri değiştirmen gerektiğini düşünmedin mi? Evet zaman su gibi akıp geçiyor ama sağlıklı bir yaşam ve kaliteli bir yaşlılık hayal ediyorsan önerilerime mutlaka kulak vermelisin:

    Şubat diyeti

    İşe mutfağını temizleyerek başlamalısın. Günde en az 1 öğününü evde yaptığın düşünülürse mutfaktaki zararlı besinler senin için kırmızı alarm demektir! Sende mutfağından bu besinleri çıkar veya mutfağına sokma. Beyaz ekmek, rafine edilmiş şeker, gazlı içecekler, alkol, süt ve yoğurt dışındaki tüm hazır gıdalar, beyaz pirinç, beyaz undan yapılmış makarna, kek, börek, pasta, şekerli diyet bisküviler (evet yanlış duymadın), sakatatlar, salamura ürünler, mevsiminde olmayan tüm sebze ve meyveler, katı yağlar (tereyağı dışında), kavrulmuş veya tuzlanmış her türlü besin…

    Şubat diyeti
    Şubat diyeti

    Peki mutfağını ne ile doldurmalısın; yağsız veya yağı azaltılmış süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir, kefir), tam buğday veya çavdar ekmeği, yulaf ezmesi, tam tahıllı unlar ve ürünleri, karabuğday, esmer pirinç, tavuk, , kuru baklagiller, balık, ton balığı, bal, hindi, taze ve mevsiminde olan tüm sebze ve meyveler, kavrulmamış yağlı tohumlar, kuru meyveler, zeytinyağı ve zeytin, baharatlar…

    Güzellik mutfakta başlar… Sende internette takip ettiğin ve sevdiğin aşçıların ve bloggerların yemek tariflerini denemeye başla ve yemeklerine çeşitlilik kat.

    Alkali su takıntısından kurtul. Suya atılan limon veya bikarbonat tuzları suyun pHsını alkali yapar (> 7 pH) ancak senin vücudundaki asit- baz dengesini etkilemez. Vücudumuz öyle güzel bir sistemle çalışır ki asit- baz dengesini ayarlamak suya kalmaz, böbrekler bu görevi üstlenir ve sen ne yersen ye bu denge ayarlanır. O yüzden paket paket aldığın İngiliz tuzlarını çöpe at ve doğal su iç, istersen içine meyve, baharat dilimleri de koyabilirsin. Ancak unutma, alkali su seni zayıflatmaz, vücudunun asit- baz dengesini değiştirmez, sadece içtiğin suyun tadını değiştirir.

    Sağlıklı içecekleri tüket. Bunların başında tabii ki de su geliyor. Hemen hemen herkesin kilosu başına 30 cc su tüketmesi gerekiyor (herhangi bir kronik hastalığa bağlı olarak değişir). Örneğin 70 kg olan bir kişinin günde 2100 cc yani 2,1 litre su tüketmesi gerekir. Buna ek olarak çay, bitki çayı, kahve (miktarına dikkat), sade maden sodası, ayran ve kefir de tüketebileceğin sağlıklı ve kilo problemini çözmene yardımcı içeceklerdir.

    Mutfak tartısı olmazsa olmazımız! Yanlış duymadın. Şu hayatta baskülden daha önemli tartılar da var ve bunların başında mutfak tartısı geliyor. Mutfak tartısı ile yediklerinin porsiyonlarını mükemmel bir şekilde ayarlayabilirsin ve böylece sağlıklı ve fit olduğu sürece her türlü besini ve yemeği de tüketebilirsin!

    En yakın arkadaşım; diyet günlüğüm… Yediklerimizi bir kağıt parçasına yazmak ne kadar saçma gelirse gelsin bu kağıt parçaları yeme davranışını kontrol etmende büyük rol oynuyor. Böylece kaçamak yapma ihtimalin azalıyor, sağlıklı beslenmeye başlıyor ve alışıyorsun.

    Aç kalarak zayıflamak bir efsane. Artık kimse aç kalarak zayıflamayı tercih etmiyor çünkü kendilerine ne kadar zarar verdiklerini fark ediyorlar. Gün geçtikçe artan obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri, kalp-damar hastalıkları insanları sağlıklı beslenmeye zorluyor ve uygulandığı sürece mevcut hastalığa ek olarak fazla olan kilolardan da kurtulmayı sağlıyor. Bu yüzden sende aç kalarak kısa sürede zayıflarım diye düşünüyorsan bu fikri unut, belirli aralıklarla (ortalama 3-4 saat aralıklarla) ana veya ara öğünlerini tüketmeye gayret et.

    Aktivite olmadan asla! Artık herkes telefonuna veya elektronik cihazına egzersiz yapmayı teşvik edecek uygulamalar indiriyor. Böylece egzersiz yapanların sayısı artıyor. Benim önerim eğer egzersiz yapmanı engelleyecek bir rahatsızlığın yoksa haftada 3-4 gün en az 30 dakikalık orta tempoda yürüyüş veya aerobik egzersizler ve buna ek olarak haftada 3-4 gün de pilates veya yoga yapman. Böylece kardiyo egzersizleriyle kalp kasını güçlendirip vücudunda fazla olan yağ kütlesinin azalmasını sağlarsın hem de pilates/ yoga sayesinde kasların daha güçlü ve esnek olur, istediğin jean in içine girebilirsin.

    Kaynak: Dyt. Duygu KOPAN

  • Diyeti bıraktıran bahaneler

    Diyeti bıraktıran bahaneler

    Siz de her pazartesi diyete başlamaya karar verip, ertesi gün vazgeçenlerden misiniz? Herkes zayıflama maceralarında ümitsizliğe kapılıp, diyeti bırakmak için çeşitli bahaneler arar ama artık bahanelere son…

    Diyete karar vermek ve bunu sürdürmek birçok insan için hem sıkıcı, hem de zor bir süreç. Özellikle arkadaşlarla çıkılan yemekler, birbiri ardına gelen davetler, lezzetli yiyecekler diyete başladığımızda bizlerin en büyük düşmanı oluyor. Kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız bu durumu inandırıcı kılmak için “Az yesem bile kilo alıyorum”” , “Su içsem yarıyor”” gibi bahaneler uyduruyoruz. Oysa bunların hiçbiri doğru değil, çünkü kararlı ve inançlı olunduğunda kilo veremememiz için hiçbir sebep yok… İşte bahaneler ve yanıtları…

    “Çok az yiyorum, yine de kilo veremiyorum!”
    Çok az yediğiniz halde kilo veremediğinizi düşünüyorsunuz. Peki şimdiye kadar hiç yediğiniz yiyeceklerin listesini tuttunuz mu? Bir gün boyunca yediklerinizin listesini tutsanız, düşündüğünüzden çok daha fazla yediğinizi göreceksiniz. Belki de çok fazla abur cubur yiyorsunuz ve bunları normal yiyeceklerden saymadığınız için az yediğinizi düşünüyorsunuz. Unutmayın, kalorisi düşük yiyeceklerle beslenir ve hareketli bir yaşam sürerseniz, istediğiniz ölçülere kolaylıkla kavuşmanız mümkün.

    Diyeti bıraktıran bahaneler | 3

    “Sevdiğim yiyeceklerden vazgeçmek istemiyorum!”
    Diyet yaparken sevdiğiniz yiyeceklerden vazgeçmenize gerek yok. Çikolata, patates cipsi ve dondurmadan vazgeçemem diyorsanız, bu yiyeceklerden az miktarda ve çok sık olmamak kaydıyla yiyebilirsiniz. Tabii bir an için kendinizi kaybedip, diyetten hemen vazgeçmeniz riskini de göz önünde bulundurmanız gerektiğini de unutmayın.

    “Daha önce pek çok kez denedim ama başarılı olamadım!”
    Diyet yapmayı daha önce denemiş ve başarısızlığa uğramış olabilirsiniz. Fakat sakın vazgeçmeyin. Geçmiş deneyimlerinizden de ders alarak hatanızı fark etmeye çalışın. Örneğin; diyetiniz sırasında çok katı kurallar mı koydunuz? Kısa zamanda çok fazla kilo kaybetmek mi istediniz? Bir başkası istediği için mi diyete başladınız? Bütün bu soruların cevaplarını bulmaya çalışın. Bu kez daha önce yaptığınız hataları yapmayın. Daha gerçekçi olun, ne kadar sürede kaç kilo verebileceğinizi iyi hesaplayın. Ve mükemmel olmasanız da en azından elinizden geleni yapabileceğinizi düşünün.

    Diyet yiyecekleri çok pahalı

    Bunların yerine kolaylıkla satın alabileceğiniz ve en az diğerleri kadar etkili olan sebze, meyve, pirinç, yoğurt ve beyaz eti deneyebilirsiniz. Böylece kendi diyet yemeklerinizi kendiniz yapabilirsiniz. Sonuçta hem paranız cebinizde kalır, hem de diyetiniz yarım kalmamış olur.

    Sigarayı yeni bıraktım, bir de diyet yapamam
    İster inanın, ister inanmayın sigarayı bırakma dönemleri yeme alışkanlıklarını değiştirmek için en uygun zaman. Bunu başarabilmeniz için olumlu düşünmeniz, kendinizi meşgul etmeniz ve planlı olmanız yeterli olacak. Acıktığınızı hissettiğinizde hemen bir elma ya da başka bir meyve yiyin. Bir yandan sigarayı bırakırken diğer yandan yeme alışkanlıklarınızı da değiştirebilir ve bu olumsuz dönemi kendiniz için olumlu bir hale çevirebilirsiniz.

    Kilolarım ailemden geliyor, şişmanlık bizim genlerimizde var.
    Şişmanlık bir yönüyle genlere bağlı olabilir. Ama bu durum sizin hiç kilo veremeyeceğinizi göstermez. Ailenizde kalıtsal olarak gelişen bir şişmanlık söz konusuysa bile, siz sağlıklı bir diyet programıyla ve düzenli egzersizlerle kilo verebilirsiniz. Sizin şanssızlığınız büyük olasılıkla bünyenizin küçük yaşınızdan beri size verilen geniş porsiyonlar, kızartmalar ve çikolatalara alışık olması. Ama doğru bir diyet programıyla bütün bunların üstesinden gelmeniz mümkün…

    “Meyve ve sebzeden nefret ediyorum ve diyet yapmak için bunları yiyemem”
    Sadece belirli bir meyve ya da sebze seçmek zorunda da değilsiniz , diyet yaparken yiyebileceğiniz bir sürü meyve çeşidi var. Ayrıca her zaman taze meyve ve sebze yemenize de gerek yok. Bu besinleri, kimi zaman dondurulmuş, kurutulmuş olarak da yiyebilir ya da sularını içebilirsiniz. Meyveli yoğurtlar, meyve salataları da diyetiniz boyunca sizi bekliyor.

    Diyetten korkmayın . zayıflarken de mutlu ve iyi hissedebilirsiniz…

    Dyt. Deniz ŞAFAK

  • Diyetler neden yarım bırakılır

    Diyetler neden yarım bırakılır

    Hayatımızda yeni olan her şey heyecan vericidir. Diyetin de ilk haftasında motivasyon en yüksek düzeydedir. İlk hafta herhangi bir metabolik sorun yok ise yeni beslenme düzenine vücut hızla cevap verir. İlk hafta diyette kilo kaybı 2- 4 kg ya kadar varabilir. Bu da cinsiyet ve fiziksel aktivite desteğine göre değişir. Bireylere ileriki haftalarda yaşayabileceği güçlükler anlatılmaz ise bireyin motivasyonu gittikçe azalır kendini başarısız hisseder ve diyet yarım kalır. İlk haftaki kilo verme hızı aynı şekilde aylarca devam etmez. Düşük kalorili diyetler ve detoks diyetleriyle hızla kaybedilen kilolar vücuda 1.5 – 2 kat fazlasıyla geri döner. Bu nedenle sağlıklı bir diyet karbonhidrat –protein ve yağ dengesi dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Bu dengeli diyette kişilerin ihtiyaç duyduğu mutluluk ve enerji hormonlar yerinde salgılanır ve bu nedenle kişiler yoksunluk hissinden arınırlar.

    DİYET YAPARKEN METABOLİZMA NE ZAMAN YAVAŞLAR?

    Diyet kelimesi toplumda sadece kısıtlamak olarak algılandığı için ben de bu kelimeyi danışanlarıma kullanırken irrite oluyorum ve telaffuz etmemeye özen gösteriyorum. Kimse bir sabah güne aniden hasta olarak uyanmadı veya kimse sabah zayıfken akşam obez olmadı. Tüm bunlar zamanla gerçekleşti. Kilo vermek de eğer sağlıklı olan yöntemi tercih ediyorsanız bir günde veya 1 haftada olmaz – olmamalı. Düşük kalorili diyet yaparsanız kesinlikle metabolizmanız yavaşlar. Düşünün aldığınız maaşın altında bir maaşa çalışsanız birikim yapmaya çalışırdınız bir sonraki ayı garantilemek adına. Vücudunuz da aynen bu mantıkla çalışır. bir yerden hızla uzaklaştırılan yağa tepki olarak başka bir yere yaklaşık 2 kat fazla yağ depolar. Orantısız bir vücut ile karşı karşıya kalırsınız. Biz sizler için son nokta olmamalıyız. Sağlığınız için doğru beslenmeyi öğrenmek amaç, fit ve güzel bir görünüme kavuşmak emeğinizin promosyonu olmalıdır.

    YENİDEN KİLO ALMAK NASIL ÖNLENİR?

    Sağlıklı beslenme programına başlarken kendinizi yalnızca kilo vermeye adapte ederseniz, istenilen sağlıklı kiloya ulaşıldıktan sonra yeniden eski beslenme alışkanlıklarınıza geri dönersiniz. “ben beslenmeyi öğrenmek istiyorum” derseniz, kilo koruma programına da kendinizi hazırladınız demektir. Kilo koruma programı ile öğünleri dengelediğiniz sürece sizin kaçamak olarak tanımladığınız farklı öğünlerde bile kilo almamanızı ve yağ yakmanızı sağlayabilirsiniz.

  • A’dan z’ye bölgesel zayıflama

    A’dan z’ye bölgesel zayıflama

    Yaz kapıdan baktırır fazla yağları yaktırır… Spor ve diyetle yağlardan kurtulamazsınız… Yaz gelmeden kilolardan kurtulun…

    Yaz ayları yaklaştıkça kışın alınan kilolardan kurtulma telaşı da beraberinde geliyor. Kimimiz vücudunun genelindeki kimimiz de bölgesel kilolardan şikayetçi. Bölgesel zayıflamayı arzu eden ancak, seçeneklerin çokluğu sebebiyle kafası karışanlara uzmanlardan yardım almasını öneriyoruz.

    Bölgesel zayıflama kilo azaltma yöntemi değildir.

    BÖLGESEL ZAYIFLAMA NEDİR?

    En başta söylenmesi gereken temelde bir kilo azaltma yöntemi olmadığıdır. Vücudun belli bölgelerinde birikmiş olan yağların azaltılması amacıyla kullanılan yöntemlere verilen genel isimdir.

    Her bireyin farklı bir vücut yapısı vardır. Genetik, içsel ve dışsal sebepler de yıllar içinde bu yapının üzerine eklendiğinde pek çoğumuzda yağlanma başlar ve bu yağlanma da vücutta homojen dağılmaz, belli başlı alanlarda daha çok depolanır. Bu biriken yağ dokuları da spor ve diyetle maalesef arzu edildiği kadar azaltılamazlar.

    A’dan z’ye bölgesel zayıflama | 4
    BÖLGESEL ZAYIFLAMA NEDİR?

    BÖLGEDEN UZAKLAŞTIRMA

    Bölgesel zayıflama yöntemlerinin tümü aslında o bölgedeki yağ hücrelerinin büzüştürülerek, parçalanarak veya eritilerek o bölgeden uzaklaştırılması esasına dayanır. Bu işlemlerden herhangi biri uygulandıktan sonra da diyet ve spor yapılması, parçalanmış yağ hücrelerinin o bölgelerden atılmasını kolaylaştırdıkları için hastalara mutlaka önerilmelidir. Bu tavsiyeye uyan hastalarda tedavi başarısı çok artar.

    İdeal olanı, bölgesel yağlanma problemi olan hastanın diyet ve spor ile vücudunu şekillendirmesi, kalan yağlanmaların da uzman doktorunun önerisiyle doğru metod seçilerek o bölgeye uygulanmasıdır.

    Bölgesel zayıflama metodları son yıllarda giderek artmaktadır. Temelde 2 ayrı grupta toplanırlar:

    – İnvazif (girişimsel, cerrahi) metodlar

    – Non-invazif (girişimsel, cerrahi olmayan) metodlar

    Girişimsel (cerrahi) metodlar; liposuction, lazer lipoliz, mezoterapi gibi metodlardır. Girişimsel (cerrahi) olmayan metodlar ise; pressoterapi, lenf drenaj masajı, ozon sauna, infrared, kavitasyon, cryolipoliz gibi metodlardır.

    SOĞUK LİPOLİZ NEDİR?

    Bahsettiğimiz girişimsel olmayan metodların içinde yer alan en yeni, FDA (Amerika Gıda ve İlaç Dairesi) onaylı metodlardan biridir.

    Nasıl çalışır?

    Özel başlıkları uygulama alanına yerleştirilir. Başlık, vakum yaparak deri ve deri altı dokusunu kendine doğru çekerek o bölgedeki kan dolaşımını bir miktar azaltır ve yağ dokuları hareketsiz hale getirilir. Özel bir teknoloji sayesinde o dokuları kontrollü bir şekilde belli bir zaman diliminde yaklaşık + 2 ila – 8 C arasında soğutur. Aynı zamanda diğer dokuları korumak ve onlara hasar vermemek için onları da kısmen izole ederek çalışır.

    Deri altı dokusu, subkutan doku dediğimiz alanda bulunan yağ hücreleri (adipositler) soğuğa karşı çok hassastırlar, çevrelerinde bulunan damarlar, sinirler ve diğer dokular bu yağ hücrelerine oranla soğuğa karşı çok daha az duyarlıdırlar. Bu sebeple çevre doku sağlam bırakılarak sadece yağ hücrelerinin etkilenmesi sağlanır.

    A’dan z’ye bölgesel zayıflama | 5

    Yağ hücreleri nasıl yok edilir?

    Asıl etkisi soğuk ile yağ hücrelerinin donmasını, kristalize olmasını sağlayarak o hücrelerin ölmesi ve yavaş yavaş vücuttan lenf ve kan yoluyla atılması esasına dayanır.

    Kaç seans uygulanmalıdır?

    Tek seanslık bir uygulamadır. Ancak aşırı yağ dokusuna sahip olanlarda aralarında 2 ay kadar bir süre bırakılmak üzere 3 seansa kadar uygulama yapılabilir.

    Sonuçları nelerdir?

    İşlem yapılan alanda işlemden yaklaşık 3 hafta kadar sonra ilk etkiler görülmeye başlar ve yaklaşık 4. ayın sonuna dek devam eder. 4. ayın sonunda artık vücut son halini almıştır. Ortalama daralma, işlem yapılan alan ve yağ dokusunun kalınlığına göre değişmekle birlikte 2 ila 15 cm. arasında olacaktır.

    Uygulama süresi nedir?

    Bölgelere göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 30-100 dakika arasındadır.

    Kimlere uygulanabilir?

    Vücutta aşırı veya yaygın yağlanması olanlar ve obez kişiler uygun değildir. Bunun dışında kalan herkese, kadın erkek farkı olmadan işlem yapılabilir.

    İşlemde ve sonrasında ne hissedilir?

    İşlem esnasında hasta ağrı, acı hissetmez. Kullanılan özel jeller ve örtüler sayesinde sadece hafif soğukluk, serinlik hissedebilir. Bu sebeple de işlemdeyken TV izleyebilir, kitap okuyabilir, bilgisayar ile çalışabilir.

    İşlem bittikten sonra o bölgede hafif kızarıklık ve uyuşukluk oluşabilir. Dakikalar veya saatler içinde geçecektir. Az sayıda hastada morluk oluşabilir, ancak o da hiçbir iz bırakmadan yaklaşık 1 hafta içinde düzelecektir.

    En keyifli yanı da işlemden çıkar çıkmaz hastalar günlük hayatlarına hemen dönebilirler.

    Etkiler ne kadar süre ile kalıcı?

    Kişiler tekrar kilo almadığı, yaşam alışkanlıklarını sağlıklı yönde değiştirdikleri sürece formlarını korurlar.

    KAVİTASYON NEDİR?

    Kavitasyon, ultrason benzeri bir ses dalgasının bir el başlığı ile cilt üzerinden uygulanması yağ dokusuna ulaşması ve yağ dokusundaki hücrelerde ani ve yüksek basınç değişiklikleri oluşturarak yağ hücrelerini parçalama prensibine dayalı cerrahi olmayan bir başka bölgesel zayıflama yöntemidir.

    Hangi amaçla kullanılıyor?

    Bölgesel zayıflama amacıyla kullanılmasının yanında çoğumuzun selülit olarak tariflediği derideki kozmetik problemin de azaltılmasında oldukça etkili sonuçlar verir. Aynı zamanda cilt sıkılaşmasında da etkisi olduğundan bu amaçla da kullanılmaktadır.

    Başarı Sonuçları nelerdir?

    Uygulanan bölgeye ve hastanın vücut yağlanma oranına göre değişmekle birlikte yaklaşık 2-8 cm arasında daralma ve selülit görünümünde dikkate değer ölçüde düzleşme sağlanabilmektedir.

    Kaç seans uygulanmalıdır?

    Ortalama bölge başına 6-10 seans uygulama yapılmaktadır. Genelde haftada 2 seans ile başlanıp, haftada 1 seans ile sürdürülür.

    İşlemde ne hissediliyor? Ağrı hissedilir mi?

    Ağrı ve acı yoktur. Sadece hastalar kulaklarında hafif bir çınlama sesi duyarlar. Rahatsız edici bir işlem değildir.

    RADYOFREKANS NEDİR?

    Radyofrekans, bir başka cerrahi olmayan bölgesel zayıflama metodudur. Ancak sadece bölgesel zayıflama değil aynı zamanda kırışıklık tedavisi ve selülit tedavisinde de bu işlemden yararlanırız.

    Nasıl çalışır?

    Deri ve deri altındaki su içeren dokulardaki su molekülleri ve iyonları harekete geçirerek belli bir ısı derecesine kadar kontrollü bir şekilde ısıtılır.. Hedeflenen, ısının 40-43 C arasına ulaştırılmasıdır. Bu hesaplanmış ısı derecesi kişinin diğer dokularına zarar vermeden hedeflenen alanların istenen yönde etkilenmesi sağlanır.

    Hedeflenen nedir?

    Yağ hücrelerinin su düzeyi çevre dokulara göre yüksektir. İşte bu şekilde yağ hücreleri ısıtılarak eritilebilir. Bu uygulamanın sonunda da yine eriyen yağ hücreleri lenf ve kan yoluyla atılır.

    Ayrıca kolajen doku dediğimiz deri altında bulunan cildimizin sıkı durmasını sağlayan ve ağ gibi saran dokunun da radyofrekans ile ısınarak hasarlanmasını sağlayabiliriz. Ve bu hasarı fark eden vücudumuz da bağ dokusunda bulunan fibroblast denen hücrelerin aktivasyonunu arttırarak bu dokunun yenisini üretmeye başlar. Bu yeni doku eskisinden çok daha gergin ve sıkı bir doku olacaktır. Bu sayede kırışıklıklarda ciddi bir azalma sağlanacaktır.

    Isının fazla olması nasıl önleniyor?

    Tedavi süresince özel infrared termometreler ile deri ısısı ölçülür, böylece istenmeyen ısılara ulaşılmasına engel olunur.

    Zayıflama ve kırışıklıkta aynı işlem mi yapılıyor?

    Hayır farklı başlıklar kullanılır. İki ayrı başlığı vardır. Biri bipolar başlık; ki bu yaklaşık 5-6 mm kadar inebilen ve daha az derine ulaşan başlık yüz bölgesindeki kırışıklıklarda kullanılır. İkincisi monopolar başlık; ki bu da daha derin yaklaşık 20-22 mm derinliğe ulaşabildiğinden genellikle gövdede kullanılır.

    Seans süreleri, sayıları ve tedavi aralıkları nedir?

    Yüz bölgesi uygulaması yaklaşık 20 dk, gövde uygulamaları da genelde 40-60 dk karar sürer.

    Ortalama 10 seans uygulanır ve haftada 2 seans uygulama yapılır

    Ağrı hissedilir mi?

    Kontrollü ısınma sağlandığı için hasta sadece hafif ısı hisseder. Ağrı ya da acı duymaz.

    Herkese uygulanabilir mi?

    Hayır. Parkinson, MS, epilepsi, kanser öyküsü olan hastalar, hamilelik, emzirme, kalp pili olan hastalar ve büyük metal protezi olan hastalarda uygulanamaz.

    Ten renginin hiçbir önemi yoktur, renk duyarlı bir cihaz değildir. Yazın bronz tene bile uygulanabilir.

    İşlem sonrasında neler yaşanabilir?

    Hastalar hafif bir kızarıklık ve hafif bir yanma hissi ile çıkarlar. Dakikalar içerisinde geriler ve günlük hayatlarına devam edebilirler

    PRESSOTERAPİ NEDİR?

    Pressoterapi, dolaşım sistemini harekete geçiren, vücutta biriken fazla sıvı, yağ ve toksinlerin atılmasını kolaylaştıran, selülit tedavisi, bölgesel zayıflama ve vücut sıkılaştırma uygulamalarının etkinliğini arttıran çok fonksiyonlu bir drenaj sistemidir.

    Ne işe yarar?

    – Lenf yollarına yapmış olduğu basınç ile sirkülasyonu arttırarak metabolik atıkların elimine edilmesini kolaylaştırır.

    – Vücudun oksijen miktarını artırarak, dolaşım sistemini geliştirir ve ekstremitelerdeki gerginliği ortadan kaldırır.

    – Lenfatik ve venöz dolaşımı hızlandırarak hücre yenilenmesini kolaylaştırır.

    – Vücut sarkmalarının toparlanmasında, kilo, varis ve ödem problemlerinde, sellülit ve bölgesel incelme tedavilerinde oldukça etkilidir.

    Ağrılı bir işlem midir?

    Seans sürecinde herhangi bir ağrı-acı hissi oluşturmaksızın tam aksine rahatlatıcı ve keyifli bir uygulamadır.

    Kimlere uygulanabilir?

    Herhangi bir cinsiyet ve yaş farkı olmaksızın tüm erişkinlere uygulanabilir.

    YAPILMASI GEREKENLER…

    – Hangi bölgesel zayıflama metodunun hastaya uygun olduğu konusunda uzman doktor tarafından detaylı bir dermatolojik muayene yapılarak karar verilmelidir.

    – Birden fazla metodun bir arada kullanıldığı durumda tedavi başarısı daha da artacaktır.

    – Hastalara işlemden 1 hafta önceden başlamak üzere yağdan fakir diyet yapmaları, en az 2-2.5 lt kadar günlük su tüketmeleri ve mümkünse sporla desteklemeleri önerilir.

    – Her tür bölgesel zayıflama işlemi sonrasında hasarlanmış yağ hücrelerinin atılımını kolaylaştırmak için pressoterapi veya elle masaj gibi lenf drenaj yöntemlerinden biri mutlaka uygulanmalıdır.

    – Hastanın vücut kitle indeksine göre kilo fazlası varsa diyetisyen yardımı ile kilolarının azaltılması ve sonrasında bölgesel zayıflama işlemlerinin yapılması tedavi başarısını elbette arttıracaktır.

     

    Kaynak: Uzm. Dr. Murat BAYKIR

  • Diyetin 100 günü

    Diyetin 100 günü

    Sağlıklı bir metabolizmaya sahip olmak için ihtiyacınız olan süre ne kadar? Nereden başlayabilirsiniz, ne kadar kaçamak yapabilirsiniz?

    Akşam’dan Seren Aksüs’ün yazısı…

    İLK 72 SAAT ÇOK ÖNEMLİ
    Diyette ilk 3 gün çok önemlidir. Bu süreçte kaçamak yapmayın. Vücudunuzun ne yaptığınızı anlamasının ilk aşamasıdır. Bu süre metabolizmanızın gerçekten diyet yapıp yapmadığınıza ikna olma aşamasıdır. Harfi harfine diyet reçetenize uymanız sizi başarıya götürür.

    SU İÇEREK BAŞLAYIN

    Su içerek başlayabilirsiniz. Günlük olarak içtiğiniz su miktarınızı artırmak en çabuk sizi toparlayacak yöntemdir. İçilen her 0.5 litresi size ortalama 10-20 kalori harcatır. Günlük en az 2-3 litre su içmenizi öneririm.

    HER ÖĞÜNE SALATA 

    Lif alımı sizi doyurur. Midenizi oyalar. Aşırı besin alımınızı engeller. Bu yüzden her öğün mutlaka salata almalısınız. Porsiyonu çok büyük olmasa da sabah, öğle, akşam yemeklerinizde hatta uygun olursa ikindi de tüketebilirsiniz. Her defasında farklı bir çeşit olursa sıkılmadan daha uzun süre devam edebilirsiniz. Bir öğünde yeşil salata, bir öğünde kaşık salatası, bir öğünde söğüş salata yapabilirsiniz.

    SEBZE YEMEĞİ

    Günde 1-2 kez sebze yemeği sağlıklı bir seçenektir. Her defasında 3-4 kaşık veya 1 kerede 7-8 kaşık yiyebilirsiniz. Izgara, fırın, buharda, haşlanmış, közlenmiş veya sulu yemek şeklinde yapabilirsiniz. Ayrıca salata veya yoğurtlu meze şeklinde de hazırlayabilirsiniz. Kızartma ya da kavurma şeklinde yapacaksanız sık yememeniz önemlidir.

    ARA ÖĞÜN

    Uyku saatlerinize göre günü 4-5 parçaya bölecek şekilde öğün düzeninizi ayarlayabilirsiniz. Örneğin 8-10 saat uyuyorsanız, kalan 14-16 saati 4-5 öğüne bölebilirsiniz. 3 ana öğün, 2 ara öğün şeklinde bir düzen kurabilirsiniz. Taze veya kuru meyve, yoğurt, süt gibi besinleri ara öğünleri tercih edebilirsiniz.

    PORSİYON KONTROLÜ

    Yediklerinizin içeriği kadar porsiyonu da çok önemlidir. Sağlıklı seçeneklerin porsiyonlarını büyütmeli, abur cubur porsiyonları azaltmalısınız. Kalorisi yüksek besinleri ara sıra yeseniz bile, az porsiyonda yemeniz diyete devam etmenizi sağlar.

    NEDEN 100 GÜN?

    Kendinize hedef koyarken kademe kademe ilerleyebileceğiniz hedefleri seçmelisiniz. Hafta 0,5-1 kg doğru hedef olacaktır. 3 ay yani 100 gün sonunda yüzde 5- yüzde 10 kilo kaybetmeniz makul bir beklentidir. Diyelim 100 kiloysanız, 100 gün sonunda 10 kilo vererek 90 kiloya ulaşmanız çok iyi bir başarıdır.

    ARA SIRA KAÇAMAK

    Haftada 1, ayda 2-3, 100 günde 8-10 kez kaçamak yaparak, sevdiğiniz tatlı veya hamur işinden ya da özlem duyduğunuz herhangi bir yemeği yiyebilirsiniz.

    (SEREN AKSÜS / AKŞAM)