Blog

  • Converse kışlık 2012 modelleri

    Converse kışlık 2012 modelleri

    Converse’lerinden yaz/kış ayrılamayanlar için en şık converse modelleri galerimizde sizlerle…

    2012 Converse kışlık modelleri
    2012 Converse kışlık modelleri
  • Klamidya Enfeksiyonu

    Klamidya Enfeksiyonu

    Klamidya
    Klamidya enfeksiyonu chlamydia trachomatis adı verilen bir bakterinin sorumlu olduğu bir hastalıktır ve özellikle gelişmiş ülkelerde cinsel yolla bulaşabilen hastalıkların en sık görülenidir. A.B.D.de her yıl 4 milyon yeni klamidya vakası görülmektedir ve maalesef bu kadınların %40’ından fazlası hasta olduğunun farkında değildir.

    Çoğu zaman enfeksiyon herhangi bir belirti vermez ve başka bir nedenden dolayı doktor kontrolüne gidene kadar fark edilmez. Problemin erken dönemde fark edilebilmesi için yılda bir ya da tercihen 6 ayda bir doktor kontrolü ve tarama testlerinin yapılması şarttır. Bu özellikle genç kadınlarda ve birden fazla partneri olan 35 yaş üstü kadınlarda önemlidir.

    Belirtileri

    Genelde belirti vermemesine rağmen bazı kadınlarda hafif sarımsı akıntı, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, vajinal bölgede yanma ve kaşınma, kızarıklık, şişlik, dış genital organlarda yaralar, ilişki esnasında ağrı ve anormal kanama gibi kalmidya enfeksiyonuna özgü olmayan nonspesifik tabir edilen belirtiler olur. Erkeklerde ise en sık bulgu penisden olan akıntı ve idrar yaparken yanmadır.

    Tanı

    Tanı hastanın öyküsü ve muayene esnasında alınan servikal doku örneğinin laboratuarda incelenmesi ile konur. Bu masraflı bir teknik olmasına ve her yerde yapılamamasına rağmen en etkili teşhis yöntemidir. Klamidyayı saptayacak ve tarama testi olarak kullanılabilecek idrar analiz teknikleri geliştirmek amacı ile çalışmalar sürdürülmektedir. Klamidya saptandığında kişinin son 1 hafta içinde ilişkide bulunduğu bireyler de taranmalıdır.

    Tedavi edilmediği taktirde klamidya enfeksiyonununen ciddi sonucu infertilitedir. Pek çok kadında pelvik iltihabi hastalığın etken faktörü klamidyadır ve vücuda girdikten uzun yıllar sonra bu tabloya neden olabilir. Klamidya enfeksiyonu karın boşluğu içerisinde yapışıklıklara neden olur ve uzun dönemde çocuk sahibi olmada güçlükler meydana gelebilir.Enfeksiyon varlığından habersiz olan gebe kadınları bekleyen en büyük tehlike ise erken doğum riski ve bundan çok daha önemlisi doğum esnasında mikroorganizmayı bebeğe bulaştırmaktır. Klamidya bebeklerde göz iltihaplarına neden olur. Trahom adı verilen bu hastalık körlükle dahi sonuçlanabilir. Ayrıca yeni doğanlardaki diğer bir tehlike de klamidya zaatürresidir. Bu nedenle gebe olan her kadında klamidya taraması ideal olarak yapılmalıdır.

    Önlem

    Klamidya enfeksiyonundan korunmanın en etkili yolu diğer bütün cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi (uzun süreli tek eşli bir ilişki yok ise) kondom kullanmaktır. Bunun dışında yıkanırken akan suyla yıkanmak yani duş yapmak, vajina içini su ile yıkamamak, sentetik iç çamaşır yerine pamuklu olanları tercih etmek, çok dar pantolon giymemek gibi basit kurallara dikkat etmek tüm vajinal enfeksiyonlardan korunmada olduğu gibi klamidyadan da korunmada etkilidir. En az yılda bir herhangi bir yakınma olmasa bile kontrole gitmek de genel sağlık açısından önemlidir.

    Tedavi

    Klamidyanın tedavisi antibiyotikler ile olur.Yapılan araştırmalar sonucu Amerikan Hastalık Kontrol ve Öneme Dairesi klamidya enfeksiyonları için standart protokoller önermiştir. Bu tedaviler ile klamidya herhangi bir zarar yaratmadan tedavi edilebilir. Klamidya ile gonore (bel soğuklu) genelde bir arada bulunduğundan bu hastalıklardan bir teşhis edildiğinde diğerine yönelik tetkik ve tedaviler de mutlaka yapılmalıdır.

  • Kadınlar İçin 12 Maddelik Hak Arama Rehberi

    Kadınlar İçin 12 Maddelik Hak Arama Rehberi

    Kadınların birçoğu sosyal hayatta hakkını aramayı ne yazık ki bilmiyor. Kimi uğradığı haksızlık karşısında eşi ve babasından yardım istiyor kimide hakkını aramaktan vazgeçiyor.

    Kadınlar, alışverişten sağlığa, iş hayatından sosyal haklara kadar birçok alanda yaşadığı haksızlıklar karşısında hakkını aramayı bilmiyor. Ya tüm bu haksızlıklara sessiz kalıyor ya da başta eşi veya babası olmak üzere bir erkekten yardım istiyor. Kadınların hak arama konusundaki tek istisnası İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne (İSTESOB) yaptığı şikâyetler.

    Saç rengini beğenmeyen, saçı yanan, manikürü veya pedikürünü beğenmeyen, kuaförde kötü muamele gören kadınlar İSTESOB’un “Alo Esnaf” hattına ve disiplin kuruluna yazılı olarak şikâyetlerini iletiyor. Gittiği kuaförün kendi saçına verdiği zararı doktor raporuyla delillendirerek Esnaf Odası’na gönderen bayanların sayısı da az değil. Ancak Türkiye’de önemli bir gerçek var ki, o da kadınlar haklı olduğu bir durumda hakkını nerede ve nasıl arayacağını bilmiyor. Tüketici haklarından hasta haklarına kadar kadınlar için genel hatlarıyla yardım alma ve hak arama yollarını derledik…

    Şiddet görüyorum yardım edin ALO 183

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren bu numaradan; başta şiddet gören kadınlar olmak üzere özürlü, istismara uğrayan veya uğrama riski taşıyan ve desteğe ihtiyaç duyan kadın ve çocuklara yönelik psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık ve rehberlik hizmetleri alabilir ve kadın sığınma evinden çocuk ve bakıcı hizmetleri merkezine kadar yararlanabileceğiniz sosyal hizmet kuruluşları konusunda bilgi edinebilirsiniz. 7 gün 24 saat üçer kişilik 4 vardiya ekibi ile 81 ilde hizmet veren bu çağrı sistemini, ihtiyaç duyduğunuz her an arayabilirsiniz.

    Otobüs firması ve pazardaki esnaftan şikâyetçiyim ALO 153 ZABITA ve BEYAZ MASA

    Şehirlerarası yolculuklarda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından belirlenen bilet tarifelerine rağmen fazla ücret alan, biletleri yolcunun adına ve tek kişilik olarak düzenlemeyen, engelliler ve çocuklar için yasal olarak belirlenen indirimi yapmayan otobüs firmalarını zabıtaya şikâyet edebilirsiniz. Ayrıca ruhsatsız olarak gıda üretimi ve satışı yapan esnaf için ihbarda bulunabilir, pazar alışverişlerinizde karşılaşacağınız her türlü problem için belediye bünyesinde hizmet veren Tüketici Zabıta Amirliği’nden yardım alabilirsiniz. Otogar, köprü ve üst geçitlerde sıkça karşılaşılan ve sizi rahatsız eden dilenci ve işportacılarla ilgili de zabıta ekiplerinden yardım alabilirsiniz. Bankaların müşterilerine dağıttığı kredi kartı, dosya masrafları gibi ekstra ücretlendirmeler ve iletişim sektöründeki tarife ücretlendirmeleri gibi şikâyetleriniz için de zabıta yetkililerinden yardım alabilirsiniz.

    Hastama kötü muamele yapıldı ALO 184 HASTA HAKLARI ve ALO 170 SGK

    Hastanelerde aldığınız sağlık hizmetlerinde Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği ödemenin üzerindeki ücretlendirmelerde, hasta ve yakınının kötü muamele görmesi, gerekli hizmetin verilmemesi, gerekli sağlık müdahalesinin yapılmadığı durumlarda bu numaralardan yardım alınabilir. Özellikle yaptığınız ödemelerle ilgili fiş ya da resmi bir belge almayı unutmayın.

    Taksi şoföründen şikâyetçiyim İSTESOB ALO ESNAF*

    İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na bağlı hizmet veren bakkaldan kuaföre, fırından taksiye, emlak ofislerinden halı yıkama şirketlerine kadar birçok alanda dilek, istek ve şikâyetlerinizi bildirebilirsiniz. Taksicilerin fazla ücret almak için yolu uzatmaları ve yolculuk esnasında sigara içmeleri, emlak komisyoncularının kaparo ücretlerini geri vermemeleri ve kiralanan salonların olmadığı gibi sunulması gibi durumlar bunlardan bazıları. Taksicilerle ilgili şikayetlerinizde İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın kurduğu 444 15 23 nolu telefon da aranabilir. * İSTESOB ALO ESNAF Bilgi ve Şikayet (212 ) 660 60 34

    Sağlıksız gıda satılıyor 174 ALO

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kurduğu çağrı merkezi, gıda ürünleri ile ilgili her türlü şikâyet veya talep için aranabilir. Özellikle alışverişte karşılaşılan etiket ile gıda içeriğinin uyuşmaması, son kullanma tarihi geçmiş gıda ürünleri ve sağlıksız gıda üretimi ve satışı gibi konularda bu hat aranarak şikâyette bulunulabilir.

    Bu TV yayını uygunsuz ALO RTÜK 178

    Televizyonlarda karşılaştığınız aile kurumunu yıpratan, etik kurallara uymayan ya da çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek (dizi, reklam, yarışma programı vs.) yayınları bu çağrı numarası aranarak şikâyet edilebilir.

    KOMŞUM SOSYAL YARDIMA MUHTAÇ ALO 144

    Yoksul vatandaşlara sabit hatlardan ücretsiz hizmet veren Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı bu numaraya sosyal yardıma ihtiyacı olanlar başvurabilir. 30 kişilik bir çağrı destek personeliyle hizmet veren bu hat, vatandaşın talebini dinledikten sonra gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. İletilen talebe göre kişi ilgili Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na yönlendiriliyor.

    Bana yol gösterin, fikir verin ALO 150 BİMER

    Başbakanlık bünyesinde kurulan ve halkla ilişkiler müracaat bürolarından oluşan bu çağrı merkezine çeşitli konularda istek, şikâyet, ihbar, öneri ve bilgi almak için ulaşılabilir. Sadece mesai saatlerinde hizmet veren bu hat problemin tespiti, ilgili makamlara yönlendirme ve çözüm konusunda izlenecek yollar hakkında bilgi veriyor.

    Trafikte tacize uğradım ALO 154 TRAFİK POLİSi

    Trafik ihlallerini bildirmenin yanında özellikle bayan şoförlerin erkek şoförler tarafından sıkıştırılma, gereksiz korna çalma ve hatalı sollama ile tehlikeye düşürme gibi durumlarda araç plakası da alınarak mutlaka trafik polisinden yardım istenmeli.

    Asansörde kaldım ALO 110 İTFAİYE

    Yangın olaylarının yanı sıra araba kazalarına müdahale etme, çöken binalarda mahsur kalan insanlara yardım etme ve asansör apartman boşluğu gibi yerlerde mahsur kalma durumlarında da görev yapan itfaiyeden ihtiyaç durumunda destek alınabilir.

    Kapkaça uğradım ALO 155 POLİS

    Hırsızlıktan kapkaça, narkotik suçlardan kişisel haklara saldırıya kadar birçok konuda polis aranarak yardım alınabilir.

    Tüketici olarak hakkımı arıyorum

    Ticari konulardaki problemlerde başvurabileceğiniz bu kurumlar, tüketici ile satıcı ve aracılar arasında çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak için görev yapıyor. Valilik ve kaymakamlık binalarındaki Tüketici Hakem Heyetleri, alışverişi belgeleyen fiş, fatura ve kredi kartı ekstresi gibi belgeniz olmasına karşın ’30 gün içinde ürünü yenisiyle değiştirme, kusur oranında bedel indirimi talep etme veya ücretsiz tamir yaptırma’ gibi haklarınızın ihlali durumunda yönlendirme yapıyor. Hakem Heyetleri, illerde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü, ilçelerde ise kaymakamlık binalarında bulunuyor. Bu heyetler, tüketiciye bilgi vermek, şikâyetleri raporlayıp ilgili mercilere ulaştırmak ve vatandaş yasal hakkını ararken sürecin takipçisi olmakla yükümlü. Burada anlaşmayla sonuçlanmayan olay, tüketici mahkemelerine yönlendiriliyor.

  • Normal doğum mu sezeryan mı ?

    Normal doğum mu sezeryan mı ?

    Riskli gebeliklerin ve normal doğum sırasında ve sonrasında oluşan problemlerin olması nedeniyle zorunluluktan doğmuş olan Sezeryan doğum rutin olarak kullanılmadan önce doğum şekli olarak bir başlık açılmıyordu, ancak bazı tıbbi gereklilikler dışında sezeryan doğumun aşırı yaygınlaşması beraberinde komplikasyonları ve beklenmedik sıkıntıları da getirdi..

    Öncelikle pratik anlamda doğum şekilleri 2 ana başlığa ayrılır ;

    1- Vaginal Doğum ( Ağrısız normal doğum – Naturel normal doğum )2- Abdominal Doğum ( Sezeryan )Gelişmiş ülkelerde sezeryan oranının toplam doğumlara oranının yaklaşık olarak % 15 civarında olması, bizim ülkemizde ise bu oaranın %70 lere hatta bazı illerde % 90 lara kadar çıkmış olması beraberinde de her operasyonda olduğu gibi hem annede hem de bebekte bu kadar sıklıkta görmeyi beklemediğimiz sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır..BunlarHocamın da hep söylediği gibi ‘’içinde NORMAL sözü geçen yöntem iyidir, çünkü doğaldır‘’ yani her ne sebeple yaparsanız yapın Sezeryan ile doğal olmayan bir durum oluşturuyoruz.

    1- Normal doğum yapmış bir annenin Sezeryan olmuş bir anneye göre ‘’ANNE SÜTÜ‘’ daha erken ve bol miktarda gelmektedir.Bu durumun nedeni bebeğin doğum yolunda ilerlerken annede prolaktin ve oksitonin denilen hormonların salınımıyla ilgili olmasıdır.

    2- Sezeryanın cerrahi bir müdahele olması nedeniyle oluşabilecek ‘’KOMPLİKASYONLAR‘’ ; Kanama miktarında fazlalık , yara yeri ve karın içi enfeksiyonlar , karın içi yapışıklıklar (adezyonlar), süt için alması gereken gıdaların alımında gecikme vb. ‘’HASTANEDE KALIŞ SÜRESİ ‘’ de önemli farkalar gösterir, Normal doğum yapmış bir anne 8 saat sonra taburcu olabilirken ,Sezeryan olmuş bir anne en kısa 24 saat kadar hastane de gözetim altında tutulmalıdır.

    3- Anne doğum yaptıktan sonra yeni ‘’YÜKLENİLECEK SORUMLULUKLAR ‘’ a da hazır olmalıdır (emzirme,bebeğiyle ilgilenme, vb ) Normal doğumda herhangi bir ameliyat yeri olmadığı için kolaylıkla ve hemen anne emzirebilir,bebeğinin altını alabilir ..Sezeryan da ise operasyona bağlı ağrı,belli süre beslenememe ,gaz çıkarma problemi , kesi yeri sağlığı için hareketsizlik oluşması gibi durumlardan ötürü bebekle ilgilenme ve emzirme süreci negatif etkilenebilmektedir..

    4- Yapılan araştırmalara göre Normal doğum yapan anne bebeklerinde ‘’YENİDOĞAN SARILIĞI ‘’ nın da daha az görüldüğü tıbbi makalelerde yazılmaktadır.

    5- Normal doğum yapan anne bebeklerinde ‘’SOLUNUM SIKINTISI (Respiratuar Distress ) çok daha nadir görülmektedir.Bu durumun sebebinin doğum kanalı içinde bebek ilerlerken salgıladığı steroidler olduğu bilinmektedir.

    6- Normal Doğumun tam bir ‘’TÖREN OLMA NİTELİĞİ ‘’. İlk çağlardan beri doğum anne adayının ve o ailenin geçmişindeki en önemli törenlerden biri olmuştur, bu özelliği anne adayının ‘’BAŞARISI , CESARETİ ve FEDAKARLIĞI ‘’ temasının bir örneği olarak görülmektedir. Normal doğum yapmış anneler doğuma aktif katıldıkları için bu duyguları hiç yaşamadıkları kadar derinden yaşamaktadırlar

    7- ‘’ANNE BEBEK İLETİŞİMİ ‘’ yönünden de Normal Doğum yapmış anneler avantajlı durumdadırlar, Kişisel olarak Dr. ÖZGÜR ATLI olarak ben doğumunu yaptırdığım bebeği göbek kordonu kesilir kesilmez anne karnına yatırmak suretiyle ilk anne – bebek iletişimini başlatırım, bu durumu yaşamış annenin Plasentası ( bebeği besleyen organ ) daha erken ayrılır ve anne sütü çok daha erken gelir. Sezeryan doğumda böyle bir iletişim bu seviyede gerçekleşmez..

    ‘’EN SON ÖZET OLARAK‘’ : Sezeryan gerekli hallerde hem anne hem de bebeğin hayatını kurtarabilecek bir operasyondur, bir çok nedenle ( fetal distress , iri bebekler , bebek geliş anomalileri vb.) yapıldığında bir çok sıkıntıdan korur, ancak artık günümüzde her anne adayına bir bahaneyle veya korkutularak uygulanan rutin bir uygulama olmuştur.. Hastalarım bilir Ben bunu ‘’apandisit ameliyatına ‘’benzetiyorum, yani apandisit operasyonu da çok hayat kurtarmıştır ancak her karşımıza çıkan sağlıklı kişiyi de apandisit ameliyatı mı yapalım ?

    Şu bir gerçek ki her anne istediği yöntemle doğum yapmalıdır, ancak yöntemlerin artıları ve eksilerini anlatma görevini biz hekimlerin layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini düşünmekteyim….

    AĞRISIZ NORMAL DOĞUM ( EPİDURAL DOĞUM )

    Hastalarımla doğum öncesi konuşmalarımızda Normal doğumdan korkulan ve Sezeryanı tercih ettiren en büyük unsurun Normal Doğum sırasında çekilen ağrı olduğunu saptadım, hastalarımız doğal olarak aile büyüklerinden ya da teşekküllü olmayan yerlerde yaptıkları doğumlardan dolayı çok ağrı çekmiş olan yakınlarından doğumu sormakta , öğrenmekte ve bu ağrıyı çekmemek için Normal Doğum istememektedirler. Ancak uzun zamandan beri aktif ve başarıyla uygulanan ‘’EPİDURAL ANESTEZİ ‘’ ile doğumun korkulan ağrısı % 95 oranında engellenebilmekte ve kolaylıkla dayanılabilir bir seviyeye inmektedir.

    Sorulan diğer bir soru bu anestezi şeklinde felç olma riski olduğudur, bu TAMAMİYLE bir şehir efsanesidir, ehil ellerde ( anestezi uzmanı doktor ) böyle bir risk yoktur , diğer bir soru ise kalıcı Baş ağrısı ve Bel ağrısı oluşturma ihtimalidir, Burada ki önemli nüans Sezeryan da yapılan belden anestezi ( SPİNAL ) ile Normal Doğumda belden anestezinin ( EPİDURAL ) farklarıdır.. Spinal anestezide alt vücüt bölümü tamamiyle hareketsiz olurken Epidural anestezide hasta yürüyebilir , rahatça tuvalete gidebilir sadece ağrı hissi duymaz ve baş ağrısı ile bel ağrısı riski Epidural anestezide çok düşük oranlardadır ( % 1 den az ).

  • Lazanya

    Lazanya

    Lazanya 8 kişilik tarifi…


    Malzemeleri :
    – 12 yaprak lazanya
    – Kaşar rendesi

    Kıymalı içi için :
    – Yarım kg kıyma
    – 1 adet büyük soğan
    – 1 adet havuç (rendelenmiş)
    – 3 adet sivri biber
    – 3-4 adet domates
    – 3 diş sarımsak
    – 1 çorba kaşığı salça
    – Karabiber,pulbiber,kekik,tuz

    Beşamel sosu :
    – 2 çorba kaşığı tereyağ
    – 2 çorba kaşığı un
    – 3 su bardağı süt
    – Karabiber,tuz
    (normal beşamel sostan daha sulu akışkan kıvamda olucak)

    Kıymalı harç için; İlk önce bir tavada küpküp doğranmış soğanları ve rendelenmiş sarımsakları hafifçe kavuralım,ardından salçayı sonra sertlik sırasına göre önce havucu daha sonra yeşil biberi ilave edip yumuşayıncaya kadar kavuralım,daha sonra kıymayıda katıp suyunu çekene kadar kavuralım,son olarak küçük doğranmış domatesleri,karabiber,tuz,kekik ve pulbiberide ilave edip sosun pişmesi için ocağın altını kısıp bir 15dk kadar bekleyelim..

    Beşamel sos için ; Bir tavaya tereyağı ve unu koyup, unun rengi değişene kadar kavurun. Ardından azar azar sütü ekleyip sürekli karıştırarak, sosun boza kıvamından biraz daha akışkan kıvama gelmesini sağlayın. İstediğiniz miktarda tuz ve karabiber ilave edip ocaktan alabilirsiniz

    Hazırlanışı : Lazanyaları paketin üzerinde yazan tarife göre uygun şekilde haşlayın ama sizin paketinizde haşlanmaması tarif edilmişse bu aşamaya gerek yok. Lazanyalar için dikdörtgen bir borcam kullanmanız daha uygun olur..Buarada ilk posta lazanyayı haşladığınızda yapım aşamasına geçin..

    İlk önce borcamımızın tabanına kıymalı harçtan yaklaşık 2 kaşık kadar koyup her tarafına yayalım daha sonra üzerine bir kat lazanya ekleyelim eğer aralarda boşluklar kalırsa haşlanan lazanyalardan uygun şekilde kesip boşlukları doldurabilirsiniz sonra lazanyaların üzerine çok az beşamel sos gezdirelim bu hem yaprakların yumuşamasını hemde daha lezzetli olmasını sağlıcak ardından bolca kıymalı harcımızdan koyup bir miktar kaşar rendesi serpelim ve bu işlemi borcam dolana kadar tekrarlayalım,son katınada tekrar lazanyaları koyup üzerine kalan beşamel sostan bol miktarda üzerini kaplıcak şekilde döküp yayalım,önceden ısıtılımış 200 derecelik fırında pişirelim,pişmeye yakın fırından çıkarıp kaşar rendesi serpip kaşarlar eriyene kadar pişirin ve mutlaka fırından çıkar çıkmaz servis yapın asla bekletip ısıtmayın..

    NOT: Ben Barillanın lazanyasını kullandım içinde 30 adet lazanya var,bu şekilde 5 veya 6 kere lazanya hazırlamanız mümkün 500 grlık kutudan..

    Afiyet olsun…

    Lazanya tarifi
    Lazanya tarifi
  • Taylan Kümeli Zayıflama Önerileri

    Taylan Kümeli Zayıflama Önerileri

    Beslenme ve diyet konusunda uzman olan Taylan Kümeli, fazla kilolarından sıkıntı yaşayan, zayıflamakta zorlanan ve formunu nasıl koruması gerektiğini bilmeyen ancak öğrenmek isteyenler için nasıl zayıflamak gerekir ve zayıf kalınır bunlardan bahsetti. Taylan Kümeli’nin dilinden dökülen zayıflama önerilerini sizler için sayfamızda yer vermek istedik. Sağlıklı bir zayıflama sürecine girmek istiyorsanız bu önerileri kesinlikle kulak arkası etmemenizi tavsiye ederim. Beslenme ve Diyet Uzmanından zayıflamanın sırlarını öğrenmek için yazımızın devamını da okumalısınız…

    Her zaman kayda değer önerilerde bulunan Taylan Kümeli, beslenme ve diyet konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini katılmış olduğu bir televizyon programında açıkladı. Nasıl zayıflarım? Sağlıklı zayıflamak için ne yapmalı? Zayıflamaya yarayan yiyecekler nelerdir? Kilo vermek için nelere dikkat edilmeli? İşte bu ve daha fazla sorunun cevapları.

    Malum kış ayları kiloların en fazla alındığı aylardır. Taylan Kümeli kış mevsiminde fazla kiloları vermek için çavdar veya tahıllı ekmek tüketilmesini öneriyor. Kahvaltıya oldukça önem verilmesi gerektiğinden bahseden Kümeli, çayın açık olmak şartı ile istenildiği kadar içilebileceğini söyledi. Her gün saat kaçta uyanırsanız uyanın muhakkak kahvaltı yapmalısınız. Kahvaltı öncesi ise bir bardak ılık su içmeyi ihmal etmeyin. İsterseniz ılık suyun içine bir dilim limon veya elma ya da bir miktar tarçın ve bir çay kaşığı elma sirkesi koyup beklettikten sonra içebilirsiniz.

    Kahvaltıdan 2 saat sora 1 adet yeşil elma ve 5 adet fındık yenmelidir. Bu sizin kahvaltı sonrası ara öğününüz olacaktır. Öğle yemeği için ise Kümeli, çorba ve salataları öneriyor. Ancak salatanın içinde havuç, patates ve mısır kesinlikle bulunmamalıdır.

    Öğle sonrası ara öğünde ise 1 çay kaşığı tarçınlı zencefilli laktozsuz süt, 1 adet diyet bisküvi ya da yarım dilim tost tercihlerini arasında yer alabilir. İsterseniz yeşil elma ve bademle de öğle sonrası ara öğünü atlatabilirsiniz.

    Akşam yemeği için ise haşlanmış tavuk, et, balık, kepekli makarna, yeliş salata tercih edilebilir. Akşam yemeğinden iki saat sonra bir porsiyon meyve ve bir çay bardağı kefir içilebilir.

    Taylan Kümeli gün içerisinde en çok su tüketimine önem verilmesini öneriyor. Muhakkak günde 3 litre su içilmelidir.

  • Evde Kolay Dekorasyon Fikirleri

    Evde Kolay Dekorasyon Fikirleri

    Kolay Dekorasyon Fikirleri evinizde, ofisinizde küçük alanlara daha geniş bir görünüm kazandırabilecek ev dekorasyon önerileri ;

    1. Oda duvarlarında geniş, yatay çizgiler kullanın. Döşeme tahtaları kullanabileceğiniz gibi, duvar kağıdı da tercih edebilir ya da boyayabilirsiniz.

    2. Pencereler, odayı geniş göstermek için etkili bir araçtır. Pencereleri çıplak bırakarak ya da duvar renginizle aynı perdeleri kullanarak bu etkiyi sağlayabilirsiniz.

    3. Küçük alanlarda birden fazla işe yarayan kullanışlı eşyaları tercih edin. Böylece az eşyayla oda daha geniş görünecektir.

    Küçük Alanlara Ferahlık Kazandıran Çözümler dekorasyon

    4. Klasik ama etkili bir yöntem de odayı beyaz ve açık renklerle dekore etmektir. Beyaz yüzeyler ışığı odanın etrafına yansıtır ve daha ferah görünmesini sağlar.

    5. Eşyalarda beyaz renk kullanırken, duvarlarda da canlı bir renk kullanın. Mesela yukarıdaki gibi, burada beyaz eşyalar odayı ferah ve geniş tutarken, duvarlar da odanın dışarı ile bağlantısını kuruyor.

    6. Dekoratif çerçeveli duvar boyu bir ayna, hem odaya şıklık katar, hem de genişlik hissi verir. Küçük aynalar da ışığı yansıtır ama büyük ayna daha etkilidir.

    7. Dar alanlarda renk çeşitliliğini kısıtlayın, daha az renk kullanın. Çünkü çok fazla rengi bir arada kullanmanız odayı karmakarışık gösterir.

    8. Aynı şekilde desen kullanımını da azaltın. Desenlere boğulmuş bir oda göz yorar ve karmaşık görünür.

    9. Hareket alanını artırmak ve genişlik hissi yaratmak için koltuk takımı gibi eşyalarınızı duvardan uzak tutun. Duvar ile eşyalar arasında kalan boşluk odaya geniş bir görünüm verecektir.

    10. Odanızın dekorasyonu esnek ve yeniden düzenlenebilir olsun. Mesela yukarıdaki üçlü sehpa gibi kolay taşınabilir eşyalara yer verin. Böylece odada kolayca yer açabilir, dekorasyonu düzenleyebilirsiniz.

    ev dekorasyon önerileri

    Gelen Aramalar: küçük ev dekorasyonu,küçük odaları geniş göstermek,küçük oda dekorasyonu,küçük evler için dekorasyon önerileri,küçük ev dekorasyon fikirleri,dekorasyon önerileri,küçük odaların dekorasyonu,küçük evler için koltuk takımları,ev dekorasyon,kücük ev dekorasyonları

  • Çarpıcı dudaklar için makyaj uygulaması

    Çarpıcı dudaklar için makyaj uygulaması

    Makyaj yapma teknikleri ve Çarpıcı dudaklar İçin makyaj uygulaması…

    Rujunuza Kalıcılık:
    Rujunuzu sürmeden önce dudaklarınıza biraz fondöten sürüp pudralayın. Bir kat ruj sürün, fazlasını almak için iki dudağınızın arasına bir kağıt mendil koyup dudaklarınızı bastırarak kapatın, 2. katı uygulayın.

    Dudakdaki Çatlaklardan Korunma:
    Dudak bakımında en önemli unsur ise dudakları çatlaklara karşı koruyan dudak kremi kullanmaktır. Makyaj yaparken dudaklar çatlak olmamamalıdır.Kış aylarında dudaklarınızı çatlaklara karşı koruyan rujlardan kullanmalısınız.

    Makyaj ve Ruj:
    Makyajın ortaya çıkmasını sağlayan rujların seçimi de makyajınızın rengine göre önemlidir. Rujunuzun dudaklarınızda uzun süreli kalmasını istiyorsanız kolay çıkmayan rujlardan yani ever-lasting rujlardan kullanabilirsiniz veya dudaklarınızda kuruma problemi yoksa ruj sürmeden önce biraz pudra kullanabilirsiniz.

    Parlak Dudaklar:
    Pek kalıcı olmayan dudak parlatıcılarının yerine, dudaklarınıza vazelin sürün. Hem parlaklık daha kalıcı olacak, hem de dudaklarınız yazın güneşinden, kışın da soğuğundan korunmuş olacak.

    Makyaj Temizleme Teknikleri

  • Ev yapımı gerçek tantuni tarifi

    Ev yapımı gerçek tantuni tarifi

    MALZEMELER
    500gr dana eti
    2 Orta boy soğan
    3-4 domates
    2 adet kırmızı biber
    Tuz,Pulbiber,Sumak
    Sıvıyağ,Et suyu

    YAPILIŞI: Eti kuşbaşının 2-3 misli daha küçük olacak şekilde kıyalım.Tencereye kıydığımız etleri koyup üzerini üç parmak geçecek şekilde su koyalım daha sonra istediğiniz kadar tuz ekleyerek önce orta ateşte kaynadıktan sonra kısık ateşte yaklaşık 30-35 dakika kaynatalım.Et suyunu daha sonra kullanmak üzere süzelim daha sonra domatesleri küçük küçük doğrayalım.

    Varsa saç kavurma tavasında yada ortası biraz çukur bir kızartma tepsisinde sıvıyağı kızdıralım. Haşladığımız etleri alarak orta ateşte yaklaşık 1 dakika kadar kavuralım ve et suyundan 2-3 çorba kaşığı ekleyelim bunu etin yanmaması ve sertleşmemesi için yapıyoruz,suyunu salıp çektikten sonra sıvıyağını ekleyip kızarana kadar pişiriyoruz üzerine tuzunu ve pulbiberini serpiyoruz.

    Evet şimdi geldik tantunimizi hazırlamaya istediğiniz sayıdaki lavaş ekmeklerinizi tek tek sacdaki etlerin üzerine koyun,ekmeklerimiz yumuşayınca servis tabağına alın, etleri ekmeğe dürüm yapabileceğimiz şekilde koyun.Bu arada soğanları ince ince kıyın,incecik doğranmış domates ve biberleri aynı sac tavada hafifçe birkaç kere döndürün.

    1-2 çay kaşığı pulbiberi ekleyip karıştırın ve etin üzerine ekleyin.İsteğe bağlı miktarda soğanıda ekleyin,soğana sumakda ilave edin arzuya göre kıyılmış maydanozda ekleyebilirsiniz. Tantunimiz hazır yanına bir yayık ayranı yada şalgam açın.Süs biberi yada turşusuylada yiyebilirsiniz.
    Afiyet olsun..

  • Mobilyanızı kışa hazırlayın…

    Mobilyanızı kışa hazırlayın…

    Değişen her mevsim, insan psikolojisi ve fizyolojisinde bambaşka değişimleri de beraberinde getirir aslında… Çünkü mevsimler, ruhumuzun havasını da değiştirir. Adeta ruhumuzun iklimi değişir. Yeryüzünde hiçbir insan, bu değişimi hissetmeden yaşamıyor. Hal böyle olunca, ruhumuzdaki bu değişimi çevremize de yansıtmak istiyoruz. Eğer bu değişime evimizden başlıyorsak, işte o zaman işin içine çok fazla etken de dâhil oluyor. Bunun için kışın evlerimizde hayatı daha pratik ve kolay geçirmenin önemli püf noktaları var. Üstelik bu öneriler ile eşyalarınızı da uzun yıllar kullanabilirsiniz.

    Kışa hazırlık için evi boyatmak çok sık başvurulan bir yöntem. Eğer duvarlarınızın renginden sıkıldıysanız, mobilyalarınızla uyumlu, canlı ve moda renkleri kullanabilirsiniz.

    Mobilyalarınızın konumunu, evinizin büyüklüğü ve şekline göre muhakkak yeniden değerlendirin.

    Mobilyalarınız eskidiyse ve onlardan sıkıldıysanız, yeni mobilya almak için harika bir fırsat! Evinizi, yeni mobilyalarınızla çok farklı bir ortama kavuşturabilirsiniz. Yeni mobilya alacaksanız, evinize uygun olmasına, ruhunuzu yansıtmasına ve 4 mevsim kullanıma uygun olmasına dikkat edin.

    Bazı mobilyaların üzerinde yaşarız tabir-i caizse. Buna engel olamayacağımıza göre, nasıl temizleyeceğimizi iyi bilmek gerekiyor. Çok tozlu ortamlarda bulunan ya da sık kullandığımız mobilyaları, özel temizleyicilerle silmeli ve ardından özel yağ ile yağlamalıyız. Böylece hem hijyenik, hem de dayanıklı olacaklardır.

    Yazın çok rahat üreyen mantarlar, gözle görülmediği için bizi rahatsız etmeyebilir. Ama mobilyalarımıza, özellikle de koltuklarımıza zarar verirler. Bu nedenle, koltuklarınızı kışa girmeden mutlaka derin temizleyici ile temizleyin.

    Sonbaharın rehavetinden kurtulabilmek için mobilyalarda uyum çok önemli. Tüm mobilyalarınızın rengi, büyüklüğü ve kompozisyonunun bütünlük içinde olmasına dikkat edin.

    Evinize alacağınız dekoratif aksesuar ve mobilyalarla da kışa girerken evinizin havasını değiştirebilirsiniz. Bu şekilde ister salonunuzda, ister yatak odanızda, isterseniz de genç odanızda hem sade, hem de zengin bir görünüm elde edebilirsiniz.

    Geniş saklama alanları, özellikle kış aylarında vazgeçilmeziniz olacak. Mobilyalarınızı değiştiremiyorsanız bile, farklı aksesuarlarla geniş saklama alanlarına sahip olmanız mümkün.

    Özellikle kış aylarında, vaktimizin çoğu evde geçer. Evimizi daha ferah bir hale getirmenin yolu ise, fonksiyonel mobilyalar kullanmak ya da mobilyaları doğru yerlere konumlandırmak. Bunun için saklama alanı olarak da kullanılan ve çok da yer kaplamayan sehpaları, koltuk takımlarını vs. tercih edebilirsiniz.

    Evinize sonbahar temasını yakalayabilmeniz için doku ve desene dikkat etmelisiniz. Farklı sayıdaki desenleri çok kullanmamaya özen gösterin. Tüm mobilyalarda yalın desenler kullanmak, mevsim geçişlerini de daha iyi yapmanızı sağlayacaktır.