Blog

  • İlişkinin Biteceğini Erkekler Nasıl Belli Eder?

    İlişkinin Biteceğini Erkekler Nasıl Belli Eder?

    Hiç kimse ani ve beklenmeyen bir ayrılıkla karşılaşmaz. Özellikle erkekler ilişkilerini bitirmek istiyorlarsa üzerlerinde anlamsız bir gerilim olur ve bunu size birçok tavırla belli ederler. Bu tavırların neler olduğunu bilirseniz ilişkinizi kurtarmak isteyebilir ya da erkek arkadaşınızın işini kolaylaştırabilirsiniz. Peki, erkek arkadaşınız sizinle ayrılmak istiyorsa bunu nasıl anlarsınız?

     İşte size birkaç tüyo;

    İlgisiz Davranıyorsa

    Yemeğe çıktınız, siz sürekli bir şeyler anlatıyorsunuz fakat o genel olarak ya etrafına bakıyor ya da telefonuyla oynuyor. Bunun anlamı artık sizi dinlemek istemediği. Sevgiliniz muhtemelen o esnada sizden nasıl ayrılacağını planlıyor.

    Bir de siz ona ilgi gösterdikçe onun sizden daha çok kaçma durumu var. Siz neyin var, benimle neden ilgilenmiyorsun dedikçe o “hiç” diyerek kaçıyorsa, o kaçınılmaz cümleyi kurmasına az kalmış demektir.

    Eğlence Anlayışını Kaybettiyse

    Eskide her söylediğinize gülüyor ve yaptığınız espriler onun çok hoşuna gidiyordu. Fakat şimdi siz bir şaka yaptığınızda eskisi gibi şakalarınıza gülmüyorsa, her zaman anlattığınız fıkralar karikatürler artık ona sıkıcı geliyorsa, komik anlarda farklı ve ani tepkiler veriyorsa ilişkinizin bitme zamanı yaklaşıyor demektir.

    Fikir Ayrılıklarına Düşüyorsanız

    İlişkinizin başlarında verdiğiniz kararlar mutlaka ortaktı veya birbirinizin görüşüne saygı gösteriyordunuz. Ama artık ayrı fikirler ortaya attığınızda sonuca bağlanamıyor ve tartışmaya başlıyorsanız kaçınılmaz sona yaklaşıyorsunuz.

    Çevresinden Etkileniyorsa

    Her çift ilişkilerinin ilk aşamasında gözlerini ve kulaklarını dünyaya kapatır. İlişkileri veya partnerleri hakkında ne kadar çok yorum yapılırsa yapılsın duymazdan gelirler. Eğer bir erkek ilişkisini bitirmeyi planlıyorsa artık çevredeki insanların yorumlarına dikkat etmeye başlar. Özellikle en yakın arkadaşlarının yorumları çok daha fazla önem kazanır.

    Artık Kavga Etmiyorsanız

    Kavga etmeyi her ne kadar sevmesek de bir ilişkinin tuzu biberidir tartışma. Genellikle tartışmalarımız da kıskançlıklar, pembe yalanlar, giyim tarzı ve yakın arkadaşlıklar yüzünden olur. Eğer erkek arkadaşınız artık yaptığınız hiçbir şeye sinirlenmiyorsa bu artık sizden vazgeçmiş anlamına gelmektedir.

    Bekâr Arkadaşlarına Özeniyorsa

    Aklında sürekli bekâr erkek arkadaşları ile bir yerlere gitme planı varsa, onların hayatına özeniyorsa ve onları gıpta ile izliyorsa eski hayatını özlüyor olabilir. Erkekler yapı itibari ile özgürlüklerine düşkün oldukları için ciddi bir ilişki onlara ağır gelir. Eğer bu ilişkinin sorumluluğu altında ezilirlerse kaçmaya meyledeceklerdir.

    Farklı Hobiler Edindiyse

    Partnerinizin hayatı boyunca hiç ilgi duymadığı bir hobiye birden bire ilgi göstermeye başlaması da bir ayrılık göstergesidir. Psikolojik olarak çıkmazda olan insanlar hayatlarına renk katmak için farklı uğraşlarla ilgilenirler. Tabii erkek arkadaşınız kendini yeni bir ilişkiye de hazırlıyor olabilir. Yeni partnerinin hoşlandığı müzikleri dinlemeye başlamış olabilir veya yeni partnerinin hoşlandığı sporları yapacak olabilir. Farklı arayışlar içine girmiş bir erkek artık var olan düzeninden hoşlanmıyor demektir. Bu duruma göre ilişkinize her an bir son verebilir.

  • Lalezar Takı Koleksiyonu

    Lalezar Takı Koleksiyonu

    Lalezar Takı Koleksiyonu Galerimizde sizlerle…

    Lalezar Takı Modelleri

  • Kadınlar bu sorulardan çok utanıyor

    Kadınlar bu sorulardan çok utanıyor

    Kadınların, belki küçük yaşlardan itibaren ‘ayıp’ olduğu söylendiği için, belki de gerçeklerle yüzleşmeye cesaretleri olmadığı için sormaya korktukları soruların cevaplarını almak aslında zor değil. Biraz güvenle vücudunuzu tanıyabilirsiniz.

    Orgazm olduğumu nasıl anlayacağım?
    Bu soru, kadınların sormaya korktuğu soruların başında geliyor. Etraflarındaki diğer kadınlardan sürekli orgazm hikayeleri duyan kadınlar, kendilerinden şüphe etmeye ve bir sorunları olduğunu düşünmeye başlıyor. Oysa ilk olarak şunu kabul etmek gerekiyor; orgazm hemen olan bir şey değil. Uzmanlara göre orgazmı öğrenmek için belirli bir zaman gerekiyor, çünkü orgazm öğrenilen bir refleks olarak kabul ediliyor. Özellikle kadınlarda klitoris sinir yapısı bakımından çok zengin. Fakat her kadın her cinsel birleşmede orgazma ulaşamayabiliyor. Kadınlarda orgazm, klitorisin ya da diğer duyarlı bölgelerdeki basıncın, vücut gerilimini artırıp vajina, uteris ve rektumda kasılmalar yaratması, bu kasılmalar sırasında kalp ve kan basıncını artırmasıyla oluşuyor. Orgazmın süresi gibi şiddeti de kişiden kişiye değişiyor. Aslında kadınların orgazm olup olmadığını anlamaması gibi bir durum çok da söz konusu değil, çünkü bir kadın vücudundaki bu değişimleri kolayca anlayabiliyor.
    Cinsel ilişkiden sonra genital bölgenin temizlenmesi hamileliği önler mi?
    Cinsel ilişkiden sonra genital bölgeyi temizlemek hamileliği önlemiyor, çünkü spermler hızlı bir şekilde içeri giriyor ve gebeliği başlatabiliyor. Genital bölgenin dış kısmına boşalma olursa spermler temizlenerek gebelik ihtimali azaltılmış oluyor. Fakat buna da fazla güvenmemek gerekiyor, çünkü spermler uzun süre etkisini kaybetmeden yaşayabiliyor.

    Bazen cinsel ilişki sonrasında canım çok yanıyor, neden?
    Vajinal sıvının yeterli olmadığı durumlarda cinsel ilişki sonrasında acı duyulabiliyor. Bu ağrılar genelde bir şey ifade etmiyor ama ağrı sürekli hale geldiyse ve her birleşme sırasında tekrarlanıyorsa, mutlaka doktora görünmek gerekiyor. Çünkü bu tip ağrılar vajinal kistlerin ve yaraların habercisi olabiliyor.

    Üst üste orgazm olabilir miyim?
    Kadınlar erkeklere göre daha yavaş ve zor uyarılıyor. Fakat kadınların en büyük şansı üst üste orgazm yaşayabilmeleri oluyor. Kadının boşalması daha uzun sürüyor ve ard arda cinsel ilişkiye girebiliyor. Bu nedenle orgazmın da üst üste yaşanması mümkün olabiliyor.

    Regl döneminde cinsel ilişkiye girmenin zararları var mı?
    Bazı uzmanlar zararlı olduğunu savunurken bazıları da regl döneminde cinsel ilişkiye girilebileceğini belirtiyor. Vajina regl döneminde enfeksiyonlara daha açık oluyor, bu nedenle de temizliğe ve korunmaya daha da dikkat etmek gerekiyor. Fakat bazı kadınlar bu dönemde istekli olabiliyor ve eşleri de bundan rahatsız olmuyorsa birlikte olmalarında çok da büyük bir sakınca bulunmuyor.

    Vajina temizliğinde özel ürünler kullanmak şart mı?
    Kadınlar vajina temizliği hakkında özellikle son yıllarda çıkan temizleme jelleri, kremleri, mendilleri hatta spreyleri konusunda kararsız kalıyor. Aslında uzmanların bir kısmı bu ürünlerin kullanılması gerektiğini söylerken bir kısmı da kullanılmamasını savunuyor. Kısacası uzmanlar da bu konuda bir fikir birliğine varmış değil. Fakat bilinen bir gerçek var ki, o da vajina bölgesinin kendine ait bir florası var ve bu floranın dışarıdan uygulanan maddelerle bozulması bakterilere karşı zayıf kalmasına neden oluyor. Vajinanın içinde asidik bir ortam bulunuyor ve sabun, jel gibi ürünlerin asidik ortamı bozma ihtimali bulunuyor. Vajinayı sabunla yıkamak, yanma hissine neden olabileceği gibi bu bölgedeki iyi huylu bakterilerin ve vücut savunma elemanlarının yok olmasına neden olabiliyor. Bu da ciddi enfeksiyonlara yol açıyor. Vajina için üretilen temizleme sıvılarını vajinanın içine doğru değil sadece dış genital bölge üzerinde kullanılmasına dikkat etmek gerekiyor.

     

    Formsante

  • Kıskançlığı Dizginlemenin Yolları

    Kıskançlığı Dizginlemenin Yolları

    Seven kıskanır mı, yoksa kıskançlık bir tür delilik mi? Kökeni her neyse bizi raydan çıkaran bir ruh hali olduğu kesin. Kıskançlığı kontrol altına almayı öğrenirsek hem bize hem kıskandığımıza hayat cennet olabilir. Peki nasıl? Darwin’e göre, rekabeti önlemek ve çocuklarımızı korumak vücudun çabasıydı. Psikologlar bunu genellikle deliliğin yakın kuzeni diye adlandırıyor. Kökeni ne olursa olsun, romantik kıskançlık genellikle gerçek temellere dayanmaz ve bizi tamamen kaybetmişiz gibi hissetmemize sebep olur. Eğlenceli değil! Muhakeme yeteneğimiz olması sevindirici…

    İşte içinizdeki kıskançlık canavarını kontrol altında tutabilmeniz için düşünmeniz gerekenler:

    Pozitif düşüncenin gücü:

    Bir kıskançlık krizini kontrol edemeyebilirsiniz, ama biraz da yoğunlaşma ile düşüncelerinizi daha mutlu bir yere götürebilirsiniz.

    Psikolog Ayala Pines, Romantic Jealousy’nin yazarı, eski mutlu zamanlara konsantre olmayı öneriyor “Sevgilinizin en son yaptığı güzel şey ya da kendinizi harika hissetmenize sebep olan güzel bir şey” gibi. Kalıcı bir çözüm değil ama elinizdeki kadehin içindekini diğer kadının suratına fırlatmamanıza yarayabilir.

    İkinci bir fikir sorun:

    Kıskançlık krizinizi sevgilinizin gözleri önüne sermeden önce mutlaka ikinci bir fikir edinin; bu en yakın arkadaşınız olabilir. Sizin göremediğiniz ayrıntıları fark eder ve tarafsız davranmanıza yardımcı olur.

    Kendi kıskançlık ucubenizi sahiplenin:

    Kıskanç bir insan değilmişsiniz gibi davranmaktan vazgeçin çünkü kabarıp kabarıp daha yıkıcı bir patlama ile bitmesi muhtemeldir. Bunun yerine kıskançlığınızı tetikleyen insan/durumla ilgili sorular sormaya başlayın.

    Neye benziyor, ondan etkilendi mi, ne hakkında konuştular? Zamanla, bu soruları suçlayıcı bir tavırla değil, doğal bir tavırla soracak kıvama geleceksiniz. Bebek adımları…

     Rakibinizi tanıyın:

    Partnerimizin bir başkası ile birlikte kaçtığını düşündüğümüzde, bize tercih edilenin Tanrının yarattığı en mükemmel canlılardan biri olduğunu düşünmemiz komik.

    Halbuki bu kuruntulardan kurtulmanın çok basit bir yolu var: diğer insanla tanışın. Tabi eğer karşılaşacağınız insan gerçekten çekici ve seksi ise defolarını bulmak için hevesli olacaksınızdır.

    Bu arada, Pines, ilişkilerdeki en sık kıskançlıkların iş/ofis bağlantılı ilişkilerden kaynaklandığını belirtiyor.

    Kusurlarını bulun:

    En öğretici tavsiyelerden birisi olmasa da kıskançlık atağını bastırmak için sebep olan insanı sessizce ve özel olarak incelemekten geçiyor.

    Bir açığını bulanan kadar! Bulduktan sonra bunu kullanmak değil elbette, her şey kendi içinizi rahatlatmak için…

    Bir hayat edinin:

    Partnerinizden ayrılana kadar ne kadar az hobiniz ve arkadaşınız kaldığını fark etmezsiniz. Ama bunu görebildiğiniz an da ayrılık, psikolojik sağlığınız için daha tehdit edici bir hal olacaktır.

    Oysa tekrar sosyalleşerek, yeni insanlar tanıyarak ve zamanınızı keyifli geçirerek kıskançlık nöbetlerinden kendinizi uzaklaştırabilirsiniz.

    Çocukluk bagajını boşaltın:

    Babanız çok mu çapkındı? Anneniz hep resmin dışında mıydı? Pinbes’a göre bu sürekli tehlikeli insanlarla çıkmayı tercih etmenizin sebebi olabilir: “Ebeveynlerinin ilişkisine dair kendisini güvende hissetmeyen ya da gençken birbirlerini aldatmalarına şahit olan birisinin kıskançlığa eğilimi daha çok olabilir. Yani kıskançlığı tetikleyen konular üzerinde kontrol sahibi olmak için çocukluk sorunlarının farkında olunmalıdır.

  • Sarımsağın kadınlar için faydaları

    Sarımsağın kadınlar için faydaları

    Mutfakların vazgeçilmez yiyeceği sarımsak; her derde deva. Araştırmalar sarımsağın göğüs, yemek borusu, prostat, kolon, cilt ve mide kaynaklı tümörlerin oluşmasını ve gelişmesini engellediğini gösteriyor…

    Sarımsak; başta Amerika olmak üzere bütün ülkelerde en kapsamlı biçimde araştırılan bitkilerden biridir. Az bulunur lezzeti ve kimyasal içeriği açısından birçok bilim dalınca ayrıntılı olarak incelenmiştir. Tıbbi yayınlarla ilgili veri bankalarında yapılan bir inceleme; mucizevi bir bitki ve baharat olan sarımsağın tek bir özelliği üzerine bile binlerce bilimsel makale bulunduğu ortaya çıkmıştır. Vazodilatasyon (damar genişlemesi), kan basıncını düşürmesi, kolestrolü düşürmesi ve trombosit agregasyon inhibisyon gibi kalp-damar hastalıklarına da olumlu etkileri bulunmaktadır.

    MANTARA ETKİLİ
    Sarımsak; vücudun değişik bölgelerinde oluşan en az 6 kanser türünde (göğüs, kolon, özofagus (yemek borusu), prostat, cilt ve mide) kimyasal kaynaklı tümörlerin oluşmasını, ilerlemesini ve gelişmesini hayvanlarda engellemiştir. Besin ve su kaynaklı patojenleri; mantar gibi fungal enfeksiyonlara ve solunum enfeksiyonlarına karşılık antimikrobiyal etkinlik gösterir.

    TÜMÖR ÖNLER
    Kanser üzerine yapılan araştırmalarda ilk modern rapor 1957′de Science dergisinde yayınlanmıştır. Raporda sarımsaktan elde edilen allisin maddesinin; kanserli farelere enjekte edildiği, hayvanların 6 hafta daha uzun yaşadıkları belirtilmiştir. Diallil, disülfit gibi kokulu yağda çözünen sülfür bileşikleri tümörlerin oluşmasına ve gelişmesine engel olurken, kokusuz suda çözünen S-allil sistein bileşiği tümör oluşumunu engellemede etkilidir. Fakat bunların ilerlemiş tümörler üzerine hiçbir etkisi yoktur.

    30 AYRI ARAŞTIRMA
    Sarımsak ve kanserle ilgili gerçekleştirilmiş 30 kadar çalışma incelendiğinde sarımsak ve soğan tüketiminin kanserden ölüm oranını azalttığı sonucuna da varılmıştır. Çin, Hollanda, İtalya ve Amerika’da sarımsak tüketimi ve kanser vakaları ile ilgili epidemiyolojik incelemeler yapılmıştır. Bir araştırma; sarımsak tüketimi ile azalmış burun boşluğu, paranazal sinüz ve gırtlak kanseri arasında bir bağlantı olduğunu tespit etmiştir.

    HALSİZLİĞE DE İYİ
    Bu mucizevi bitki; kanserden korunmada, kanser tedavisinde, arteroskleroz, kardiyovasküler hastalıklar, dolaşım bozuklukları, yüksek kolestrol, hipertansiyon, mikrobik enfeksiyonlar, deri enfeksiyonlarında etkilidir. Baş ağrısı, halsizlik, terleme, hipoglisemi, topikal kullanımda kontakt dermatit olarak yan etkileri olabilir. İnsülin ve pıhtılaşmayı önleyen ilaçların etkisini artırır. Bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçların etkinliğini ise azaltır. Sarımsak tüketimi ameliyatlardan yedi gün önce kesilmelidir.

    KADINLAR İÇİN FAYDALARI ÇOK FAZLA
    Japonya’da 41 bin kadın üzerinde 5 yıl süren bir araştırmanın sonundaki gözlemlerde; haftada bir gün sarımsak tüketen kadınlarla, ayda bir sarımsak tüketen kadınlar arasında kolon kanseri vakalarında yüzde 35′lik bir fark olduğu görülmüştür. Hollanda’da 120 bin kişi arasında yapılan bir başka araştırmada ise kanserle sarımsak tüketimi arasında bir bağlantı bulunamamıştır. Öte yandan bu bitkinin enfeksiyonlara karşı etkinliği fazladır. Allisin ekstresi ile amipli dizanteri, bazı mantar türleri ve çeşitli patojenlerde çok başarılı sonuçlar almıştır. Kuru sarımsak ekstresinde S-allil sistein, S-allil merkaptosistein, saponinler, uçucu yağlar, allin, allisin, ajoen, diallil trisülfür, sitral, geranoil, linalool, s-metil-1-sistein sülfoksitprotein, mineraller, vitaminler, lipitler, aminoasitler, prostaglandin A2 ve F1 , allinaz, peroksidazlar,mirosinaz bulunur. Ezilmiş çiğ sarımsak en fazla allisini içerir. Sarımsak tozu ve sarımsak esansiyel yağları allisin ve suda eriyen bileşikleri içermezler.

    15 DAKİKA BEKLETİP PİŞİRİN
    Araştırmacılara göre sarımsağın zeytinyağı içinde ezilerek ya da toz halinde kullanılması daha faydalı. Ayrıca sarımsağın soyulur soyulmaz pişirilmesi, bitkinin anti-kanser özelliklerini yok eden bir kimyasal tepkimeye yol açıyor. Bu nedenle sarımsağı soyduktan sonra en az 15 dakika bekleyin, bu süreden sonra pişirin. Kokusundan hoşlanmıyorsanız sarımsak kapsüllerini de kullanabilirsiniz. Fakat uzmanlar tazesini tercih etmenizi öneriyor.

  • Farklı Yemek Odası Dekorasyon Fikirleri

    Farklı Yemek Odası Dekorasyon Fikirleri

    Zarif yemek odası dekorasyon önerisinden sonra, farklı, cıvıl cıvıl ve ilham verebilecek örnekler sizleri bekliyor. Yemek masasıdan, sandalyelere, konsoldan, aksesuarlara kadar bir çok konuda size yardımcı olacak dekorasyonlar, evlerini yeni döşeyenlere ve evini yenilemek isteyenlere rehber olabilecek nitelikte.

  • Çikolatalı Truffle

    Çikolatalı Truffle

    Çikolatalı Truffle Tarifi

    Malzemeler:

    – 1 adet kakaolu hazır pasta keki
    – 1 paket krema
    – 200 gr bitter çikolata
    – Yeteri kadar kakao

    Hazırlanışı :

    – Hazır keki mutfak robotu yardımı ile iyice ufalayın.
    – Kremayı benmari usulü pişirmeye başlayın, kaynama ısısına geldiğinde içine ufaladığınız bitter çikolataları ilave edip eriyene kadar karıştırın.
    – Eriyen karışımı ufalanan kek ile iyice karıştırın.
    – Elde ettiğiniz hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle yuvarlayın, ardından bir kabın içine yerleştirip buzdolabında 3 saat bekletin.
    – Servis yapmadan önce elenmiş kakaoya bulayın.

    Çikolatalı Truffle
    Çikolatalı Truffle Tarifi
  • Antienflamatuar diyeti

    Antienflamatuar diyeti

    Omega 3, sebze-meyve, kuruyemiş ve baklagil tüketimine önem veren antienflamatuar diyetlerde ilk amaçlanan kilo kaybı değildir. Ancak bu tarz beslenmeyle kilo kaybı da kendiliğinden olacaktır.

    Antienflamatuar diyet; bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış, dünyada pek çok doktor tarafından reçete edilen ve başta Anne Hathaway olmak üzere Hollywood yıldızlarının da uyguladığı bir beslenme modeli. Harvard mezunu Dr. Andrew Weil’in geliştirdiği diyeti Türkiye’ye Nişantaşı’ndaki Double Check Sağlıklı Yaşam Akademi getirdi. Beslenme uzmanı Burcu Aydın da bu diyeti Cosmopolitan’a anlattı.

    YEDİKLERİNİZ İLACINIZ
    İnflamasyon; vücudun stres ve travmaya karşı gösterdiği kısa süreli yanıttır. Mesela parmağınızı kestiğinizde oluşan kızarıklık, bir inflamasyon örneğidir. Ancak inflamasyon uzun süreli ve düşük dozlarda seyrederse, tüm vücuda da yayılırsa; kalp, şeker, Alzheimer gibi birçok hastalığın gelişimine zemin hazırlar. Bu duruma ise ise yediklerimiz, hayat tarzımız ve stres neden olur. İnflamasyon karşıtı antienflamatuar özellikleri olan yiyeceklerin bol miktarda tüketilmesiyle bu gidişat tersine döndürülebilir.

    Günümüzdeki diyetlerin ortak özelliği; kalori miktarının kısıtlanmasıdır yani pek çoğu kişinin sağlık durumuyla ilgilenmez. Bu diyet ise yiyeceklerin miktarından çok, kalitesiyle ilgilenmektedir. ‘Yedikleriniz ilacınızdır’ prensibine dayanır. Bu diyetle cilt parlar, enerji miktarı yükselir.

    AKDENİZ DİYETİ GİBİ
    Antienflamatuar diyet, Akdeniz diyetine benziyor. Bu diyete göre; bol bol meyvesebze tüketmek, margarini hayatımızdan çıkarmak, Omega 3 alımını artırmak gerekiyor. Ayrıca baklagil ve kuruyemiş tüketmek ve antienflatuar özelliği olan baharat kullanmak da bu diyetin olmazsa olmazlarından…
    Bu diyette ilk amaç kilo kaybı değildir. Amaç sağlıklı ve hastalıksız bir yaşamdır. Sağlıklı protein ve karbonhidratlarla beslenildiğinde, kilo kaybı da olur.

    BİR GÜNLÜK ÖRNEK MÖNÜ
    KAHVALTI: Badem, kuru üzüm, çilek, yulaf ve az yağlı süt.
    Nedeni: Yulaf flavonoid, kuru üzüm ve çilek antioksidan, badem Omega 3 yağ asitleri içerir.
    ÖĞLE: Tam tahıllı ekmekle yapılmış hindi, domates ve marullu sandviç.
    Nedeni: Hücre yenileyici likopen, lignan ve antocyanin içerir.
    ARA ÖĞÜN: 1 avuç yaban mersini ve badem.
    Nedeni: Kalbi koruyan doymamış yağ asitleri ve antosyanin içerir.
    AKŞAM: Fırında somon, esmer pirinç pilavı, ıspanak salatası. Tatlı olarak ise tarçınlı şeftali.
    Nedeni: Bu öğünde antienflamatuar diyetin en önemli bileşeni olan Omega 3 yağ asitleri bol miktarda bulunmaktadır.

  • Dr. Öz onaylı sosyete diyeti

    Dr. Öz onaylı sosyete diyeti

    Dr. Mehmet Öz’den sağlıklı beslenme dersleri alan iki doktor kardeş Ebru-Burcu Aydın, Hollywood yıldızlarının gözde diyeti ‘Antienflamatuar Diyet’i Türkiye’ye getirdi.

    Çok sayıda ünlüyü zayıflatan diyetin farkı, yiyeceklerin miktarından çok kalitesiyle ilgileniyor olması…

    Çocuğunuz obezse bunlara dikkat!

    Kadın Doğum Uzmanı Ebru Aydın, uzmanlık alanı üzerine araştırmalar yapmak için gittiği ABD’deki Yale Üniversitesi’nde aynı zamanda ülkede çok güncel olan tamamlayıcı tıp ile tanıştı. Ebru Aydın, diş hekimi kardeşi Burcu Aydın’ın da sağlıklı beslenmeye yönelmesiyle, Türkiye’ye “Antienflamatuar Diyet” kavramını getirmek için kolları sıvadı. Antienflamatuar diyetin babası, Doktor Andrew Weil’in öğrencisi olan Ebru Aydın ve Dr. Mehmet Öz’ün Colombıa Üniversitesi’nde verdiği derslere giren kardeşi Burcu Aydın, eğitimlerinin ardından, İstanbul Nişantaşı’nda İntegratif Sağlık Merkezi’ni açtı.

    Burada Mart ayından bu yana iş, sanat ve magazin dünyasından birçok ünlü isme hizmet veren Ebru Aydın, Antienflamatuar’ın diğer diyetlerden farklı olarak yediğimiz yiyeceklerin miktarından çok kalitesiyle ilgilendiğini belirterek, “İlk başta tipik bir Akdeniz diyetine benziyorsa da genel başlıklar altında bol meyve ve sebze tüketimi, trans yağları ve margarinleri listeden tamamen çıkarma, omega 3 yağ alımını artırma, baklagil ve kuruyemiş tüketimi, makarna, pilav ve ekmek alımını azaltma, başlıkları altında toparlayabiliriz” dedi.

    Bu diyeti Hollywood’dan pek çok yıldızın da uyguladığına dikkati çeken Aydın, “Son olarak Batman’de kedi kadını oynayan Anne Hathaway incecik ve sağlıklı görünümünü antienflamatuar diyeti uygulamasına borçlu olduğunu söyledi” diye konuştu.

    Antienflamatuar Diyet’in incelikleri

    – Bol meyve ve sebze tüketimi

    – Trans yağları tamamen diyetten çıkarma

    – Diyetteki doymuş yağ miktarını azaltma

    – Omega-3 yağlarını artırma

    – Rafine karbonhidratları (makarna, pilav, ekmek) azaltma

    – Antienflamatuar özelliği yüksek baharatları kullanma.

    Dr. Öz onaylı sosyete diyeti

  • Damar tıkanıklığına karşı sultan meyvesi

    Damar tıkanıklığına karşı sultan meyvesi

    Sağlık uzmanlarından yapılan açıklamalara göre,Sultan meyvesi incirin damar tıkanıklığını geçirmede önemli bir pay sahibi olduğu açıklandı. İşde o haberimiz…

    Özellikle eski zamanlarda insanlar için çok önemli bir besin olan incirin aslında uzun bir hikâyesi var. Üretimin simgesi haline gelen incir ağaçları Romalılar döneminde tanrılara adanır Mısır uygarlıklarında ise bereket sembolü olarak kabul edilirdi. Bu nedenle mitolojik hikâyelerde bile incirin ayrı bir yeri vardır. Sonraları ise sadece sultanlara ikram edilecek kadar önemli bir meyve haline geldi.
    İncir nelere iyi gelir?
    Damar tıkanıklıklarını giderir karaciğeri kuvvetlendirir dalak şişkinliğine ve nefes darlığına iyi gelir. Kemik hastalıklarında ve gelişim bozukluklarında yararlıdır. Vitamin eksikliğinin neden olduğu hastalıklara ve kansızlığa faydalıdır. Bronşit öksürük ve göğüs ağrılarına birebirdir balgam söktürür. Sinirleri yatıştırır. Kabızlığı önler kilo almayı sağlar. Romatizmaya iyi gelir.