Blog

  • Dolgu topuk 2012 modelleri

    Dolgu topuk 2012 modelleri

    Eğer topuklu ayakkabıya alışık değilseniz, işte başlamanız gereken yer burası. Ben de zamanında “topuklu ayakkabı mı yürüyemem ki ben onunla” diyordum, sonra bir gün biraz daha alçak ve dolgu topuk olan rahat bir ayakkabı ile topuklu ayakkabılar dünyasına adımımı attım. Sanıyorum dolgu topuklar tam da bu amaç için varlar. Ayağınızın rahat ettiği dolgu topuk ayakkabınızı seçerek işe başlayabilirsiniz. Üstelik son dönemlerde çok moda olan dolgu topukların artık binlerce farklı ve harika modeli var!

  • Kadınları sevindirecek doğum kontrol yöntemi

    Kadınları sevindirecek doğum kontrol yöntemi

    Bilim insanları, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde, erkekler için yan etkisi olmayan bir doğum kontrol hapının yakında üretilebileceğini gösteren sonuçlar elde edildiğini açıkladı.

    Baylor Tıp Fakültesi ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nden uzmanların yaptığı araştırmada, JQ1 olarak isimlendirilen bir bileşiğin, sperm üretimini ve hareketini engellediği keşfedildi.

    Cell Dergisi’nde yayımlanan araştırmada yer alan Texas A&M Üniversitesi’den Qinglei Li, bulunan bileşik hakkında “Sperm üretimi de, sperm hareketi de üreme için gerekli, ancak JQ1 ikisini de engelliyor” dedi.

    HİÇBİR YAN ETKİ GÖZLEMLENMEDİ
    Li, bileşikle ilgili “JQ1 farelerdeki sperm üretimini önemli ölçüde düşürdü. Daha da önemlisi, henüz herhangi bir yan etkisinin olduğu görülmedi. Bileşiği vermeyi bıraktığımızda, fareler normal üreme hızına geri döndü. Çiftleşme davranışlarında ya da yavruların sağlığında hiçbir değişiklik olmadı” açıklamadında bulundu.

    Edinilen bilgiye göre araştırmacılar, bileşiği farelere enjekte etmiş olmalarına rağmen, çalışmaların sonunda bir hapın geliştirilebileceğini düşünüyorlar.

    Yapılan son araştırmalarda, erkeklerin yaklaşık olarak yüzde 70′inin, üretildiği takdirde, doğum kontrol hapı kullanmaya sıcak baktığı ortaya çıktı. Kadınlar için üretilen doğum kontrol hapları, özellikle östrojen gibi hormonların dengesini bozarken, JQ1 bileşiğinin erkeklerdeki testosteron seviyesini etkilemediği ve başka yan etkisinin olmadığı ifade edildi.

    BİLEŞİĞİN İŞLEVİ YANLIŞLIKLA KEŞFEDİLDİ

    JQ1 bileşiğinin erkeklerin üreme sistemi üstündeki etkilerinin rastlantı sonucu farkına varıldı. Başlangıçta kanser tedavisi bulmak için çalışan araştırmacılar, bileşiğin üreme üstündeki etkilerini fark etti.

    Qinglei Li, yapılan deneylerle ilgili “Erkeklerin kullanabileceği bir doğum kontrol hapı üretmek için büyük bir adım atıldı. Ancak insanlar üzerinde klinik araştırmaların yapılabilmesi için, bileşiğin daha spesifik bir hale getirilmesi gerekiyor. Alınan sonuçlar, erkekler için bir doğum kontrol hapı bulunduğu anlamına gelmese de, bu yönde yapılacak çalışmalar için çok önemli bir gelişme” açıklamasını yaptı.

  • Kış için şapka seçimi

    Kış için şapka seçimi

    İster kış aylarında isterseniz de yaz aylarında şapka aslında tam bir kurtarıcıdır. Kışın bizi soğuk havadan yazın ise kavurucu sıcaklardan koruyan bu aksesuarlar oldukça hoştur ancak, birçok kadın şapkayı kendine yakıştıramaz. Aslında şapka takmak kadınları daha çekici gösterir, fakat yüzüne yakışmadığını düşünen kadınlar şapka takmaktan çekinir. Oysa çözüm yüzünüze uygun şapka modelini seçmekten geçmektedir.

    Uzun yüzlü kadınlar için şapka seçimi: Dar kesime sahip olan şapkalar uzun yüzle sahip kadınlar için ideal bir tercihtir. Ayrıca kavisli, çiçekli, nakışlı ve birtakım aksesuarlarla bezenerek daha hoş hale getirilen modeller uzun yüzlü olanları daha çekici hale getirir.

    Oval yüzlü kadınlar için şapka modeli: Eğer siz de oval yüze sahipseniz, şanslı bayanlardan birisiniz. İstediğiniz şekilde, tarzda, kesimde ve stilde şapka takmakta özgürsünüz. Size yakışmayacak tek model; elmacık kemiklerinizi dar gösterecek olan taç tipli şapkalardır.

    Yuvarlak yüzlü kadınlar için şapka seçimi: Yuvarlak yüz hatlarına sahip olanlar, tercihlerini yüzlerini daha oval ya da uzun gösterecek şapkalardan yana yapmalıdırlar. Siper tarafları dar olanlar, kovboy tipi veya fötr şapkalar tavsiye edilmektedir.

    Kare yüzlü kadınlar için şapka seçimi: Kare şeklinde yüzü olan kadınlara tavsiye edilen model kesinlikle dar formlu şapkalardır. Ayrıca takabileceğiniz bir başka model de kavisli forma sahip olan şapka modelleridir. Kare şeklindeki modellerden kesinlikle uzak durulmalıdır.

    Kalp şeklinde yüzü olan kadınlar için şapka modeli: bu yüz hatlarına sahip olan kadınlar en az oval yüzlü kadınlar kadar şanslı olduklarını bilmeliler. Size tavsiyemiz ere tipi, çan şeklinde ya da siperli şapkalardan birini tercih etmenizdir. Bunlar size ençok yakışacak modellerdir.

  • Kışa sıkı hazırlanın

    Kışa sıkı hazırlanın

    Okulların açılmasıyla birlikte kış enfeksiyonları daha kolay yayılacak. Grip ve nezleye karşı; D vitamini takviyesi yapmak, Omega 3 kullanmak, meyve, sebze, tavuk, balık, kırmızı et, tahıl tüketmek ve bol bol su içmek gerekiyor

    Solunum yolları hastalıkları; sonbahar ve kış aylarında, özellikle de okulların açılmasının ardından çok artıyor. Prof. Dr. Yonca Tabak, soğuk havaların ve kapalı ortamların; nezle ve gripten sorumlu mikroplar için uygun yaşam alanı oluşturduğunu belirtiyor.

    BASİT ÖNLEMLER ALIN

    Tabak; özellikle alerjik bünyelerin burun zarında bulunan özel bir molekülün virüsleri tuttuğunu, dolayısıyla alerjik kişilerin hastalanmasının kolay olduğunu söylüyor. Kış gelmeden önce bazı basit önlemler alınarak bağışıklık sistemi güçlendirilebilir. İşte dikkat edilmesi gerekenler:

    MİKROP AŞISI YAPTIRIN

    Yakın zamanda tıp camiasının fikir birliğine vardığı ve kış enfeksiyonlarının sinüzite neden olmadan ilerlemesini azalttığını tespit ettikleri mikrop aşısından yararlanılabilir. Sonbaharda uygulanan mikrop aşısı, özellikle çocukların kışı daha sağlıklı geçirmesini sağlıyor.

    Yeterince güneş görülmeyen kış aylarında; ciltte D vitamini sentezi yetersiz kalır, eksikliğinde enfeksiyonlar daha zor atlatılır. Bu nedenle kış aylarında D vitamini takviyesi şarttır.

    Enfeksiyona karşı direnci artıran bir diğer madde de Omega 3 yağ asitleridir. Balık ve balık yağında bol miktarda bulunan bu madde, kış aylarında çocuklara destek olarak verilmelidir.

    SU EN İYİ BALGAM SÖKTÜRÜCÜ

    Bağışıklık sisteminde dengeli beslenmenin önemi büyüktür. Bol bol meyve-sebze, tavuk, balık, kırmızı et ve tahıllı besinler tüketmek, grip ve nezleden koruyacaktır.
    En iyi balgam söktürücünün su olduğu düşünüldüğünde; özellikle çocuklara meyve suyu yerine bol bol su içirilmelidir.

    UZUN SÜREN AKINTI SİNÜZİT BELİRTİSİDİR

    Sinüzit çocuklarda, yetişkinlerde olduğu gibi baş ağrısıyla kendisini göstermez. Çocukta, sadece burun tıkanıklığı ya da burun akıntısı görülür. Bu tablonun 10 günden uzun sürmesiyle birlikte de sinüzit teşhisi konulur. Alerjik çocukların kış aylarında çok sık hasta olması; halk arasında enfeksiyonun ‘göğse inmesi’ diye tabir edilen bronşit ataklarını da tetikler.

    ALERJİK NEZLE BURUN TIKANIKLIĞI İLE BAŞLAR

    Alerjik nezle, burun tıkanıklığı ile başlıyor. Hasta olmasa bile burnu tıkalı olan kişi, ağzı açık uyuyor, zaman zaman horluyor. Bu durum burnun içindeki zarda oluşan alerjik ödemden yani şişmeden kaynaklanıyor. Bu tabloya, virüslerle gelişen soğuk algınlığının yarattığı burun tıkanıklığı da eklendiğinde; alerjik kişinin hastalığı atlatması çok zor hale geliyor.

    MİKROP YUVASI

    Nezle, grip ve soğuk algınlığı sırasında burnun iki yanındaki sinüs boşluklarının içinde salgı birikiyor. Burun tıkanıklığının şiddetli yaşandığı alerjik bireylerde bu salgı dışarı atılamıyor. İçeri oksijen girmediği için bu ortam mikropların üremesine ve sinüzite neden oluyor.

  • Venüs diyeti

    Venüs diyeti

    Venüs diyetinin birkaç ayda bir tekrarlanmasının kilo kontrolü için çok zorlayıcı olmayan ve etkili bir yöntem. Venüs diyeti; başlangıçta düşük kalorili beslenme düzeninden başlar ve sık sık atıştırma ihtiyacına yol açan insülin direncini kırmaya yönelik çalışır. Genellikle kilo fazlası olanlar 5 kilodan fazlasını vermek isteyeceklerdir. Bu kişiler için iki haftadan sonra daha dengeli ve bir miktar kalori artırarak diyet devam ettirilir. Her gün akşam 18.00- 22.00 saatleri arasında yapılacak 1 saatlik tempolu yürüyüş Venüs diyetinin etkinliğini önemli derecede artırır. Diyet süresince günde en az 2,5 litre su tüketilmelidir.

    Diyet yaparken bunlara dikkat edin!
    * İşlenmiş gıdalardan uzak durun. Daha çok sizin de evde hazırlayabileceğiniz tarzda hazırlanmış gıdaları tercih edin.
    * Gazlı içeceklerden kaçının. Bunların light olanları da çok tercih edilmemelidir.
    * Üç ana öğünü muhakkak yiyin. Akşam öğünü geç saate kalacak ise ya erken yiyin. Geç saate kaldığında bir kase çorba+salata ya da bir tabak sebze yiyin.
    * Protein tüketiminden fedakarlık yapmayın. Besin piramidine göre yiyeceklerimizin %15-20’si yağlardan %20-25 proteinlerden ve %55-60 karbonhidratlardan oluşmalıdır. Ancak bu gün içinde hareket eden, ağırlık taşıyan insanlar dikkate alınarak oluşturulmuş bir tablodur. Eğer durağan yaşıyor, yani fazla hareket etmiyorsanız; yağlar, karbonhidratlar ve şeker kullanımınız bu oranların altında olmalı ancak proteinden fedakarlık yapmamalısınız, protein vücudun yapı taşıdır.
    * Çay-kahve tüketimini azaltın. Çay ve kahve içlerindeki diüretik (sıvı attırıcı maddeler) nedeniyle faydalı sıvı değildir, bunlar sınırlanmalıdır.
    * Ana yemek öğünlerinin arasına karbonhidrat (bisküvi, kek, kurabiye, tost, simit gibi şeyler) tüketmeyin. Bu aralara taze meyve ya da kuru meyve koymak son derece faydalıdır.
    * Her fırsatta hareket edin. Spor salonuna gitmek lüks geliyorsa sokaklar bedava. Bol tempolu yürüyüş tercih edilebilir.
    * Kilo verirken kaçamak yiyecekler yedim diye diyetinizi bozmayın, sadece bir sonraki öğün daha az yiyerek diyetinize devam edin. Bilmelisiniz ki vücut arada yapılan kaçakları ya da bol yemeleri hemen kaydetmez ve kiloya dönüştürmez, üst üste kaçak yaparsanız o zaman kilo alırsınız.
    * Psikolojik olarak hiçbir zaman diyet yapıyorum diye düşünmeyin. Siz olsa olsa daha önce çok yediğinizin öcünü alıyorsunuz yani çok yemenin karşıtı az yiyorsunuz.
    * Kilolu olmaktan bıktıysanız ertelemeyin programı uygulamaya hemen başlayın. Bekledikçe programın başlangıç zamanına karar verme daha zorlaşacaktır. Hemen harekete geçin!
    * Geleneksel pişirme ve saklama yöntemlerini uygulayın. Sağlıklı beslenmek için yiyeceklerin sağlıklı şekilde saklanması, hazırlanması, pişirilmesi gerekir. Hazır soslar, tatlandırıcılar ve yiyeceklerin ömrünü uzatan koruyucular içeren ürünlerden uzak durun.

    Venüs diyet listesi

    Birinci gün

    Kahvaltı

    1 su bardağı yarım yağlı süt

    4–5 yemek kaşığı sade yulaf ezmesi

    1 yemek kaşığı yaban mersini + 6 adet dövülmüş fındık (karışım halinde tüketilecek)

    Ara öğün

    1 orta boy elma

    Öğle yemeği

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış yeşil salata

    Ortalama 100–150 gr kadar ızgara edilmiş tavuk

    1 kase kaymaksız yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 adet kuru incir

    1 adet ceviz

    Akşam yemeği

    1 kase sütlü brokoli çorbası

    1 porsiyon zeytinyağlı pazı

    1 kase kaymaksız yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 orta boy armut

    İkinci gün

    Sabah aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    Büyük bir fincan yeşil çay

    Tam buğday ekmeğine yapılmış, içerisine yaklaşık 30 gr taze light kaşar peynir, domates ve biber konulmuş yağ sürülmemiş tost

    Domates-salatalık-maydanoz

    Ara öğün

    1 dilim ananas

    Öğle yemeği

    150 gr kadar bol sebze ile pişirilmiş buğulama balık

    Çeri domatesli roka salatası; 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 kase kaymaksız yoğurt içerisine 3 adet doğranmış kuru kayısı

    Akşam yemeği

    1 kase mercimek çorbası

    1 büyük çanak yoğurtlu semizotu salatası

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 yerli muz

    1 bardak tarçınlı süt

    Üçüncü gün

    Sabah aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    1 dilim tam buğday ekmeği

    30 gr beyaz peynir + 1 adet ceviz

    1 orta boy portakal

    Domates, salatalık, maydanoz, biber

    Ara öğün

    1 kivi

    Öğlen yemeği

    4–5 adet etli-bulgurlu lahana sarması

    1 kase kaymaksız yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 bardak ayran

    4 adet diyet bisküvi

    Akşam yemeği

    Buharda pişirilmiş brokoli, Brüksel lahanası ve havuç. Üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağı, bol limon ve damak lezzetine uygun baharatlar ile zenginleştirilebilir.

    1 kase kaymasız yoğurt ile yapılmış naneli cacık

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 dilim ananas

    Dördüncü gün

    Aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    1 dilim tam buğday ekmeği

    1 yumurtalı yağsız omlet

    5 adet zeytin

    Domates, salatalık, maydanoz, biber

    Büyük bir fincan yeşil çay

    Öğle yemeği

    Haşlanmış nohut ile lezzetlendirilmiş göbek salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış

    120 gr kadar ızgara biftek (sebze garnitürlü)

    1 kase yoğurt

    Ara öğün

    1 yağsız tost ( taze kaşarlı ve domatesli )

    1 bardak ayran

    Akşam yemeği

    Zeytinyağlı enginar

    1 kase kaymaksız yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 kuru incir + 1 tam ceviz

    Beşinci gün

    Sabah aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    2 dilim tam buğday ekmeği

    4 yemek kaşığı lor peyniri içerisine domates, dereotu ve az kırmızıbiber konarak sürülebilir

    Ihlamur veya bitki çayı

    Tere-salatalık-biber

    Ara öğün

    1 orta boy portakal

    Öğle yemeği

    Soya filizli yeşil salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış

    120 gr somon kırmızıbiber ile lezzetlendirilmiş

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 yemek kaşığı kuru üzüm

    6 adet fındık

    Akşam yemeği

    1 kase sebze çorbası

    Fırında yapılmış imam bayıldı

    1 kase yoğurt

    Ara öğün

    1 kivi

    Altıncı gün

    Sabah aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    1 dilim tam buğday ekmeği

    1 kibrit kutusu dil peyniri

    1 haşlanmış yumurta

    Domates, salatalık, maydanoz, biber

    Büyük bir fincan yeşil çay

    Ara öğün

    4 adet kuru kayısı + tarçınlı yeşil çay

    Öğlen yemeği

    Çoban salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış

    3 adet ızgara köfte (sebze sote ile)

    1 kase kaymaksız yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 kase doğranmış karışık meyve salatası

    Akşam yemeği

    Zeytinyağlı kereviz

    1 kase yoğurtlu havuç tarator

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    Üzerine dövülmüş fındık veya ceviz konulmuş, altına 2-3 adet çilek doğranmış 1 top sade dondurma

    Son gün

    Sabah aç karnına bir bardak ılık su için.

    Kahvaltı

    2 dilim tam buğday ekmeği

    Kurutulmuş domates üzerine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 kibrit kutusu tulum peyniri

    4-5 adet yeşil zeytin

    Domates, salatalık, maydanoz, biber

    Büyük bir fincan yeşil çay

    Ara öğün

    5 adet kuru erik

    Öğle yemeği

    Haşlanmış maşla yapılan göbek salata; 1 tatlı kaşığı zeytinyağı eklenmiş ve limon sıkılmış

    150 gr kadar ızgara balık

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    2-3 yemek kaşığı sade yulaf ezmesi

    1/2 kase yoğurt + 3-4 adet doğranmış çilek

    Akşam yemeği

    Kıymalı ıspanak

    1 kase yoğurt

    1 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğün

    1 orta boy kivi

    1 su bardağı tarçınlı süt

    İlgili konular ;
    Yoğurt Diyetiyle 5 Günde 3 Kilo
    Diyet Yapanlar ve Yapacaklar Okuyun Lütfen !
    Kilo verdiğimi ve Dukan diyeti yaptığımı öğrenenlerin çoğunun bana en çok sorduğu soru : Neler yedin ?
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Cevizli Börek Tarifi

    Cevizli Börek Tarifi

    Cevizli böreğe bayılacaksınız..

    Malzemeler:

    2 su bardağı süt
    1 yemek kaşığı tozşeker
    Yarım su bardağı ayçiçeğiyağı
    40 gr yaş maya
    6 su bardağı un
    Tuz

    İç Harcı İçin:

    1 su bardağı ceviz içi
    Yarım su bardağı tahin
    Yarım çay bardağı zeytinyağı

    Hazırlanışı:

    Ilık sütün içine mayayı ve şekeri ilave edip mayanın kabarmasını bekleyin.

    Elediğiniz unun ortasını açıp, mayalı süt, ayçiçeğiyağı ve tuzu ekleyerek yoğurun. Üzerini nemli bir bezle örterek mayalanması için bekletin.

    İç harcı için, cevizleri mutfak robotunda irice çekin. Tahine ilave edin. Zeytinyağınıda ekleyip karıştırın.

    Mayalanan hamuru mutfak tezgahına alıp, 1 mm kalınlığında açın. Cevizli harcı bir kenarına yayıp, hamuru rulo şeklinde sarın. 3′er cm genişliğinde keserek, yağladığınız kelepçeli tepsiye yan yatırarak dizin. Mayalanması için 30 dakika bekletin. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında pişirin. Ilık servis yapın.

    Cevizli çörek artık hazır, afiyet olsun.

  • Anneler – Babalar Dikkat: Okul Çantaları Kanser Yapıyor!

    Anneler – Babalar Dikkat: Okul Çantaları Kanser Yapıyor!

    Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan bir araştırma, okul malzemelerinin yüzde 75’inde oyuncaklarda kullanılması yasaklanmış olan ‘fitalat’ grubundan toksik kimyasal maddeler bulunduğunu ortaya çıkardı…

    Prof. Dr. Rasim Küçükusta, yaptığı açıklamada, kısa adı CHEJ olan Sağlık, Çevre ve Adalet Merkezi (Center for Health, Environment & Justice) isimli kuruluşun, New York’ta bazı mağazalardan rastgele satın aldığı dünyaca tanınmış firmaların imalatı olan sırt çantası, beslenme çantası, yağmurluk, bot ve üç halkalı klasörden oluşan 20 çeşit üründe fitalat miktarlarını ölçtürdüğünü söyledi.

    İki kez tekrarlanan testlerden, 20 üründen 16’sında fitalat bulunduğu, 15 üründe bulunan fitalat miktarının izin verilen seviyeden yüksek çıktığı belirtildi. Test edilen ürünlerin hiçbirisinde fitalat ihtiva ettiğine dair hiçbir uyarının olmadığına dikkat çeken Prof.Dr. Rasim Küçükusta, şöyle dedi:

    “Test edilen sırt çantaları, oyuncaklarda müsaade edilenin 69 misli, beslenme çantalarında ise 27 ila 29 misli fazla fitalat tespit edildi. Bu ürünlerde fitalatlardan başka sağlığa zararlı kurşun, kadmiyum ve organotin gibi kimyasallar da bulundu.”

    Fitalatların kanser etkisi

    Prof.Dr. Rasim Küçükusta, fitalatların başta kanser olmak üzere insan sağlığına çok yönlü zararlarının olduğuna da dikkat çekerek, şöyle devam etti:

    “Toplam 8 türü olan fitalatlar, kısaca PVC olarak bilinen poli vinil kloriti yumuşatmak ve daha elastik hale getirmek için kullanılıyor. Tıpkı sert plastik elde etmek için kullanılan bisfenol A gibi hormon bozucu kimyasallardan olan fitalatların, doğumsal gelişim kusurları, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu, kısırlık, erken buluğa erme, astım, obezite ve kanserler ile ilişkilendiren hayvanlar üzerinde yapılmış olan pek çok araştırma var. Bu yüzden de Amerika’ da fitalatların oyuncak, diş kaşıma halkaları ve benzeri ürünlerde binde 1′ den fazla konsantrasyonda kullanılması çocukların bu tür ürünleri çiğnedikleri ve emdikleri gerekçesiyle 2008 yılında yasaklanmıştı.”

    Türkiye’de de var

    Prof.Dr. Rasim Küçükusta, Türkiye’de üretilen ve satılan bir çok kırtasiye malzemesinde ve çantalarda fitalat bulunduğunu da belirterek şöyle devam etti:

    “Bu raporda sözü geçen tüm ürünler ülkemizde de var ve marka düşkünü aileler tarafından da üstelik çok pahalı fiyatlara kapış kapış alınıyor. Bizde bu tür ürünlerin alıcısı pek çok ama bunlarda bulunan kimyasalları kendine dert edinen ve zararlarını araştıracak insan çok az veya hatta hiç yok. Aldığınız üründe PVC olup olmadığını kontrol edin ve PVC olanlardan mutlaka uzak durun. Fitalat ihtiva eden ürünlerin alternatifleri olduğunu unutmayın. Fitalatlar, özellikle çocuklar tarafından kullanılan her türlü malzemede yasaklanmalı ve ürünlerin fitalat ihtiva ettiği etiketlerinde açıkça belirtilmelidir.

    Çocuk oyuncaklarında yasaklanan fitalatlara çeşitli okul malzemelerinde kullanılmasına izin veriliyor olması, tamamen kimya endüstrisinin gücü sayesindedir.”

    Fitalat nedir ve zararları neler?

    Ürünlerin içeriğindeki fitalat maddesi, hormon dengesini bozarak insülin direncine sebep oluyor. Fitalatlar tip 2 diyabet, obezite, yüksek kolesterol gibi problemlerin de kısmen sorumlusu. Dünyada her yıl bir milyar ton fitalat üretiliyor ve bu madde yaygın olarak kozmetik ürünlerinde kullanılıyor.

  • İstenmeyen Lekelere Domates Maskesi?

    İstenmeyen Lekelere Domates Maskesi?

    Kolay ve pratik malzemelerle hazırlayacağımız maskemizi hazırlamaya başlayalım.

    İhtiyacımız olan sadece bir adet doğranmış domates, bir çay kaşığı limon suyu ve bir yemek kaşığı yulaf ezmesi…

    Malzemelerimiz hazırsa, maskemize başlıyoruz!

    Tüm malzemeleri karıştırıp, blendır’dan geçirin. Sonra yüzünüzdeki lekelerin üzerine, ince bir tabaka halinde sürün. 10 dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayarak temizleyin.

    İstediğiniz sonucu almak için haftada bir kez bu maskeyi uygulayın.

  • FLO 2012 Sonbahar Kış sezonu

    FLO 2012 Sonbahar Kış sezonu

    Şıklıktan ödün vermeyen kadınlar için yorumlayan FLO’nun 2012 Sonbahar/Kış koleksiyonu sezon modasına damgasını vuracak.

    FLO’daki rengarenk babetler özellikle genç kızların beğenisine sunuluyor. Günlük kullanıma uygun FLO’nun kürklü ve casual modelleri, çalışan kadınlara rahatlığı ve şıklığı bir arada sunuyor. FLO’nun platformlu modelleri ise iddialı olmayı seven kadınlar için ideal…

    Türkiye’nin en büyük ayakkabı mağazalar zinciri FLO, dünyada öne çıkan trendleri taşıyan 2012 Sonbahar/Kış koleksiyonuyla sokaklarda şıklık rüzgarları estirmeye hazır. FLO’nun dünya modasını ve en son trendleri yansıtan yeni sezon koleksiyonu, ulaşılabilir fiyatları ile kadınlara ayakkabı tutkusunu doya doya yaşatacak.

    Kış renklerinin ve rahatlığın ön planda olduğu FLO’nun 2012 Sonbahar/Kışkoleksiyonu, bilekten atkılı, kemerli ayakkabı ve botlarıyla dikkat çekiyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da farklı tasarımlara imza atan FLO’nun yeni koleksiyonunda dömi botların yanında diz ortasına kadar çıkan botlar vazgeçilmez olacak. Oxford ayakkabılar da yeni sezonun en tercih edilen modelleri olmaya aday… Postal modellerinin her boyunu FLO vitrinlerde göreceğimiz 2012 Sonbahar/Kış sezonunda, topuklar geçen sezona göre daha da kalınlaşıyor. Ayrıca sim, taş ve pullar, ayakkabılara ışıltılarıyla canlılık katıyor. FLO’nun yeni sezon ayakkabılarında dantel teması devam ederken düğme ve fermuar gibi aksesuarlar ön plana çıkıyor. FLO’nun yeni sezon botlarında kemer ise atlanmaması gerek bir detay olarak karşımızda olacak.

    Çizme ve botlarda dökümlü modelleri ile yeni sezonda fark yaratacak olan FLO’da yağmur ve binici çizmeleri çok fazla modelle karşımıza çıkacak.

    FLO’da özellikle sezon geçişinde vizon, kum tonları ile lacivert ve borda tonları hakim olurken siyah her zaman olduğu gibi sezonun en tercih edilen rengi olacak.

    FLO’daki rengarenk babetler özellikle genç kızlar için… Günlük kullanıma uygun FLO’nun kürklü ve casual modelleri, çalışan kadınlara rahatlığı ve şıklığı bir arada sunuyor. FLO’nun platformlu modelleri ise iddialı olmayı seven kadınlar için…

    Flo ayakkabı 2012 modelleri

  • Seksin Olmadığı Evlilikler

    Seksin Olmadığı Evlilikler

    CİSED: “CİNSELLİĞİN OLMADIǦI EVLİLİKLER BÜYÜK BİR SORUN!”

     

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “YOLUNDA GİTMEYEN EVLİLİKLERE DARBE YAPMANIN TAM ZAMANI!”

     

    “Neredeyse iki aydır bir cinsel birlikteliğimiz yok. Bu, birbirimizi sevmediğimiz ve arzulamadığımız anlamına gelmiyor. Aslında düzgün bir evliliğimiz var ama iş hayatı ve çocuklar bizi öylesine yoruyor ki, yatak odasına gittiğimizde, aklıma gelen ilk şey uyuyup, dinlenmek oluyor…” veya “Eşimi de erken boşalma söz konusu. Beni tatmin edemediği için eşimin cinsel yönden beceriksiz olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, eşim hoyratça sevişiyor. Sanırım bu nedenle, cinsel birleşmemiz kısa sürüyor ve cinsellik artık benim için hiç bir şey ifade etmiyor. Ne kadar az olursa o kadar iyi olur diyorum…” gibi yakınmaları her geçen gün daha fazla duymaya başladık. Seks ve cinselliğin, tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar çok gündemde olduğu ve konuşulduğu günümüzde, nasıl oluyor da böyle sorunlar yaşanabiliyor? Cinsellik olmayan evlilik olur mu? Evlilikte seks zamanla ortadan kayboluyor mu? Sekssiz evlilikler yaygın mı? İşte bu sorulara yanıtlar Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi.

    Cinsellik günümüzde hâlâ bir tabu olarak görülüyor ve bu nedenle cinsel sorunlar çok fazla dile getirilmiyor. Ancak çok fazla sayıda çift cinsel sorun yaşıyor. Hatta ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her on erkekten yedisi ve her on kadından sekizi hayatlarının bir döneminde cinsel işlev bozuklukları yaşıyor. Oysa sağlıklı ve mutlu bir evlilik için cinsellik vazgeçilmez bir unsurdur. CİSED cinsel terapistleri, dokunma ve fiziksel yakınlığı, insanın temel ihtiyaçlarından biri olarak görüyor ve bunların karşılanmadığı evliliklerde başka sorunların ortaya çıkabileceğini savunuyor.

    SEKS OLMADAN YAŞANABİLİR Mİ?

    Yapılan araştırmalarda, 30-40 yaş aralığındaki insanların %15-20’si yılda yalnızca 10 defa;%20’si ayda 2 ya da 3 defa%25’i ise ayda bir defa seks yaptığının gözlemlendiğini söyleyenCİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Ankete katılan deneklerin %24’ü cinselliğin çok önemli olmadığını; %3 ise tümüyle gereksiz olduğunu ifade ediyor. Oysa Freud gibi bazı bilim adamlarına göre cinsellikten uzak bir yaşam mümkün değil. Freud’a göre, cinsel dürtüleri (libido) kontrol etmek ve bunun yarattığı gerilimi giderecek cinsel eylemleri gerçekleştirebilmek, insanın temel dürtüsü ve yaşam enerjisidir. Tatmin edilmeyen cinsel dürtüler ise kendini farklı yönlerden ifade eder. Bu durum, evlilik ve çift ilişkilerinde birçok sorunun ana sebebi olabilir. Bu nedenle bugün 12 eylül ve şu an yolunda gitmeyen evliliklere darbe yapmanın tam zamanıdır.” dedi.

    KADIN VE ERKEĞİ ÇİFT YAPAN ARADAKİ CİNSELLİKTİR!

    Arkadaşlık ilişkileri ile yakın kadın erkek ilişkilerini birbirinden ayıran en önemli eylemin cinsellik olduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Arkadaşlık ilişkilerinde duygusal, entelektüel ve düşüncesel yakınlık vardır, buna cinsellik eklendiğinde bu arkadaşlık ilişkisinden çok farklı bir yakınlığı ve mahremiyet paylaşımını beraberinde getirir. Bu nedenle kadın ve erkeği çift yapan aradaki cinselliktir. Yakın ilişkilerde aşk eninde sonunda biter ve yerini sevgi alır. Bu sevgi olgunlaştıkça seks anlamlı bir şekilde devam eder. Ama seksin yoğunluğu ve çeşitliliği zamanla farklılaşır .” dedi.

    CİNSEL ÇEKİM ZAMANLA NEDEN KAYBOLUYOR?

    Çiftlerde cinsel isteğin ve seks yapma arzusunun azalmasının fiziksel, psikolojik ve ilişki kaynaklı birçok nedeni olabileceğini ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Azalan cinsel isteğin tedavisi ortaya çıkaran nedenlere göre farklılık gösterebilir. İlişkinin başında hissedilen tutkunun zamanla azalması nedeniyle, ilişki sıklığı da azalmaya başlar. Çiftlerin cinsel hazları canlandırılamazsa birbirlerinden uzaklaşabilirler veya kopabilirler. Böyle bir durumla karşılaşmamak ya da karşılaşılan durumdan kurtulmak için eşlerin ilişkiyi ve arzuyu artırıcı davranışlarda bulunmalarında fayda vardır.” dedi ve cinsel istek ve seks yapma arzusunun azalmasına yol açan nedenleri şu şekilde sıraladı:

    -Fiziksel sebepler : Genellikle, erkeklerde, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, testosteron hormonunda azalma, çeşitli cerrahi operasyonlar ve travmalar, peyroni hastalığı gibi hastalıkların sebep olduğu cinsel organ anomalileri, boşalma ve sertleşme bozuklukları; kadınlarda ise mantar hastalığı, genital organ siğilleri, genital organ cerrahi operasyonları, vajinal kuruluk, menopoz, vajinal şekil bozuklukları ve ağrılı cinsel ilişki şeklinde görülebilir. Bunların yanında her iki cins için de yaş faktörü, kronik hastalıklar, nörolojik durumlar ve hormonsal dengesizlikler önem teşkil etmektedir.

    -Psikolojik sebepler: Stres, bireysel ve kişiler arası sorunlar, beden algısı ile ilgili kaygılar, anksiyete ve depresyon çiftlerin cinsel isteğini olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, kişilerin birbiriyle yarış etmesi, olumsuz anılar, cinsel travmalar, ölümler ya da doğumlar, yer değiştirme vb. durumlarda isteksizliğe neden olabilmektedir. Bunların dışında, vajinismus ve erken boşalma, hem kadının hem de erkeğin cinsel isteğini olumsuz yönde etkileyen psikolojik faktörler arasında yer almaktadır.

    -İlişki memnuniyetsizliği: Eşlerin yaşadıkları cinsellikten memnun olmamaları ve hayal kırıklığı yaşamaları oldukça sık görülen bir durumdur. Bu durumun zamanla düzeleceğini ve böyle bir sebepten dolayı, yolunda giden bir ilişkiyi bitirmenin yersiz olduğunu düşünebilirler. Dolayısıyla, ilişkiye bağlılıkları uğruna cinsellikten vazgeçerek, aslında bir fedakârlık yaptıklarını düşünürler.

    -Kontrol edilemeyen öfke: Öfkeni yoğun olduğu bu nedenle de, fikirlerin doğrudan ifade edilemediği zamanlarda, eşlerden birinin diğerini, cinsel ilişkiden mahrum ederek cezalandırmak ya da intikam almak istemesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi durumlarda açık olunmalı ve konuşulmalıdır. Böylece, ilişki daha az zarar görür.

    -Cinsel mitler: Aşırı ahlakçı, cinselliğin ayıp, günah ve pis olduğu seklinde inanışların baz alındığı bir aile ortamında yetişmiş genç, bilinçdışında aşırı günahkâr duygular barındırabilir. Dolayısıyla, bu hurafeler doğrultusunda kişi, partnerinin ve kendisinin cinselliğe karşı beslediği duygu ve düşüncelerde düşüş yaşayabilir. Özellikle kadınların cinselliği sadece erkeğe yönelik bir görev olarak görmeleri ve böyle düşünerek yatağa girmeleri cinsel isteklerinin azalmasına yol açabiliyor.

    -Eğitim eksikliği: Cinsel konularda bilgilerin eksik olması, partnerlerin birbirlerinin ve kendilerinin organlarını tanıyabilmelerini büyük ölçüde kısıtlar. Hatta birçok erkek, kadının orgazm olup olmadığını bile fark edemez. Bu nedenle, seks sırasında çiftlerin hazları yarım kalır, cinsel ilişkileri zamanla monotonlaştığı için çiftler birbiriyle seks yapmak istemez bir durama gelebilirler.

    -Bağlanma ve yakınlık korkusu: Çocuklukta ya da geçmişte yaşanan birlikteliklerde bağlanılan ve yakın ilişki kurulan kişiler tarafından terk edilen veya incitilen kişilerde yaşanan bu olumsuz duygular ve travmalar zamanla genelleştirilerek, her türlü duygusal ve fiziksel yakınlaşmada bir korkuya ve uzaklaşmaya neden olabilir.

    -Ten uyuşmazlığı: Sosyal alanlarda birbirine uyum sağlayabilen ve ortak paylaşımları olan bazı çiftler cinsel anlamda uyumlu olmayabilirler. Bu çiftlerin ihtiyaçları, istekleri, beklenti ve fantezileri birbirinden çok farklıdır. Ten uyuşmazlığı yaşayan bu çiftler, bir türlü doyumlu bir cinsellik yaşayamazlar, zamanla birbirlerinden uzaklaşırlar.

     

    NE YAPMAK LAZIM?

    Cinsel yaşam sekteye uğradı diye, evliliği bitirmenin veya aldatmanın doğru olmadığını savunan CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Önemli olan, cinsel ilginin neden azaldığını ortaya çıkarmak ve ortaya çıkan problemi çiftlerin birinden kaynaklanan bir sorun gibi değil de ‘bizim sorunumuz‘ şeklinde algılamaktır. Çünkü çiftlerin cinsel istek ve seks yapma arzuları azalmaya başladığında, aşağıdaki basit teknikleri ve önerileri uygulayarak, mevcut problemlerinden kurtulabilirler. Nepalli kadınların bir söylemi vardır: ‘Penis içeri girdi ve aşk geri geldi!‘ Peki, bu nasıl olacak?” dedi ve çiftlerin rahatlıkla uygulayabilecekleri önerileri şu şekilde sıraladı:

    -Sessiz kalmayın: Diğer evlilik ve çift sorunlarında olduğu gibi bu sorunda da çekinmeden konuşulabilecek bir güven ortamı yaratmak ve açık iletişim kurmak çok önemlidir. Susmakla sorunun çözülemeyeceği sadece üstünün kapatıldığı unutulmamalıdır ve bu ilişkiler için tehlike teşkil etmektedir. Hal olmayan sorun, daha sonra çıkabilecek bir probleme dâhil edilerek daha büyük bir tartışmaya neden olacaktır. Mutlu bir cinsel yaşamda, eşler arasında sadece onlara özgü bir dil olmalıdır. Çiftlerin her biri neyi sevip neyi sevmediğini rahatlıkla söyleyebilmeli ve anlayışla karşılanmalıdır.

    -Kıyaslama yapmayın: Cinsel hayatını ve eşini üçüncü şahıslarla; eski sevgili ya da eş, arkadaş, anne ve baba vb. olumsuz yönde kıyaslamak, evliliklerde ya da birlikteliklerde yapılacak en kötü şeylerden biridir. Kıyaslama yapmak ilişkiye zarar verir.

    -Eleştiri yapmayın: Cinsellik, insanların eleştiriye karşı en hassas oldukları alanlardan biridir. Özelliklede erkekler, penis boyu ve performansları ile ilgili aşırı kaygılıdırlar. Bu nedenle, bu konuda olumlu konuşulmalı ve övgü dolu sözler söylenmelidir.

    -Baştan çıkarıcı olun: İlişkinin altın kurallarından biri de, bakımlı, ilgili ve ilgi çekici olmaktır. Hiç bir birliktelikte, sonsuza dek sürecek garantisi yoktur. Her eş, birliktelik süresince ilişkiyi canlı tutacak söz ve davranışlarda bulunmalıdır. Partnerler birbirine, ilk başlardaki gibi küçük jestler yapmalı, önemli günleri hatırlamalı, arada sırada dışarıda birlikte vakit geçirmelidir. Zaman zaman, rutini bozan küçük erotik sürpriz ve fanteziler ise cinsel isteği artırarak tekrar yakınlaşmayı sağlar.

    -Bir şekilde bir çözüm yolu bulun: Yapılan her şeye rağmen, çiftin arasına giren soğukluk giderilemiyor, bazı sorunlar çözülemiyorsa, kişiler kendi fikrini diretmekten vazgeçip ortak noktayı bulmalıdır. Cinselliğin yaşanmadığı bir evliliği normal gibi görmek doğru bir çözüm değildir. Bu durum, eşlerden yalnızca birinin sorunu değil, çiftin ortak sorunudur. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek için çaba harcanmalı, gerekiyorsa bir uzmandan yardım alınmalıdırMutlu bir cinsel yaşamı istemek ve yaşamak herkesin hakkıdır.