Blog

  • Pürüzsüz Bacakların Sırrı

    Pürüzsüz Bacakların Sırrı

    Pürüzsüz ve bakımlı bacaklara sahip olmak isteyen kadınlar, bacaklarınıza olması gerektiği gibi mi bakıyorsunuz? Güzellik için doğru bakımın şart olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bakımlı bacaklar için ise, şu önerileri aklınızın bir köşesinde tutun…

    Bunlara dikkat edin…
    Bacaklarınızdaki tüyleri aldıktan sonra sıcak tuştan, güneşlenmekten ve deeodorantlardan uzak durmalısınız.

    Bacaklarınızdaki tüylerden kurtulmanın bir çok yolu var. Eğer ağdayı tercih ediyorsanız, ağdanın çok sıcak olmamasına dikkat etmelisiniz.

    Kullanmadan önce avucunuzun içi ile ağdanın sıcaklığını kontrol edin.

    Kısa tüyler için ağda kullanmayın. Ağdayı tüyleriniz uzadıktan sonra yaparsanız, daha pürüzsüz bir cildiniz olur. Yoksa cildinizde bazı morlukların oluşmasına sebep olabilirsiniz.

    Bunları mutlaka yapın…

    Bacaklarınızı yıkayın, bir havlu ile kurutun ve nemlendirici sürün. Ardından pudra dökün. Bir süre bekledikten sonra ağda yapmanız gereken yerleri sarışın bile olsanız rahatlıkla görebilirsiniz.

    Ağdayı kaynatmamalısınız. Ilık olmalı. Soğuk olarak uygulanabilenleri tercih etmelisiniz.

    Ağda yaparken yanınızda buz bulundurmanızda fayda var. Herhangi bir kızarıklık ya da morluğa karşı, üzerine hemen buz sürmeniz yararlı olur.

    Ağda bittikten sonra kan dolaşımını sağlamak için bacağınızı soğuk suyla yıkamalısınız.

    Son olarak bacağınıza bir nemlendirici sürmeyi ihmal etmemelisiniz.

    Yürüyüş ve spor
    Herşeyden önce bacaklar için yürüyüş ve spor yapmak çok önemlidir. Egzersiz yaparak kan dolaşımın hızlanmasını ve bacak kaslarının beslenmesini sağlayabilirsiniz.
    Bacaklarınız yorulduğu zaman dinlendirmelisiniz.Uygun bir yere uzanıp,bacaklarınız göğüs hizasında olmasını sağlayın.Ayağın altına çok yüksek olmayan bir yastık koyabilirsiniz.Bacaklarınızı teker teker havaya kaldırın elinizle kasları uzun eksenleri boyunca iyice sıkarak masaj yapın.ilk önce yumuşak olan kaslar masaj ilerledikçe sertleşecektir.

    Bacak Bakımında Dikkat etmeniz gereken noktaları sıralarsak:

    Yorgun bacaklarınızı mutlaka dinlendirin. Ayağınızı, bacaklardan başlayıp topuğa dek kremleyin. Uygun bir yere uzanın ve bacaklarınız kalbiniz seviyesinde olsun. Ayağınızın altına çok yüksek olmayan bir yastık koyabilirsiniz. Bacaklarınızı sıra ile havaya kaldırın, el parmaklarınızla kasları, uzun eksenleri boyunca iyice sıkarak masaj yapın. Başlangıçta yumuşak olan masaj, adeleler alıştıkça sertleşmelidir.

    Bol bol yürüyüş ve spor yapın. Egzersiz, kan akımını hızlandırır ve bacak kaslarınızı besler, gerginlik, sıkılık sağlar. Yürüyüşte kullanacağınız ayakkabıların rahat olmasına dikkat edin. Egzersiz sırasında terleyen ayaklarınızı derhal yıkayın ve iyice kurulayın. Nem, mantar enfeksiyonlarını davet eder. İstenmeyen kokular ortaya çıkabilir.

    Bacak cildinin bakımında, yüzünüze kullandığınız nemlendirici ve tonikleri kullanınız. Eğer bacağınızın cildi pürtüklü ise bitkisel sütler ile daha güzel bir görünüme sahip olabilirsiniz. Bacak cildiniz UV ışınların özellikle yaz aylarında açıktır. Yüzünüze gösterdiğiniz özeni mutlaka bacaklarınızada göstermelisiniz. Kullanacağınız ürünlerin UV filtresi içermesi mutlaka gerekir.

    Bacağınızdaki tüyler yumuşaksa; bol oksijen sürerek onları sarartıp, görünmez hale getirebilirsiniz. Sert iseler; tüyleri mutlaka yok etmeniz gerekir. Bu takdirde değişik epilasyon yöntemleri uygulayabilirsiniz.

    Bacağınız kalın ve fazla kaslı ise, parafin banyoları, uygun spor ve zayıflatıcı bir beslenme sistemiyle onları biraz inceltebilirsiniz.

  • Bu Besinler Kolestrolü Düşürüyor!

    Bu Besinler Kolestrolü Düşürüyor!

    Dr. Mehmet Öz, kolesterolünüzü, tansiyonunuzu ve kan şekeri seviyenizi dengede tutmanın yollarını anlatıyor…

    Yiyeceklerin yerine başkalarını koyarak beslenmenizde yapacağınız küçük değişikliklerin sağlığınız konusunda büyük getirileri olabilir.

    Yüksek kolesterol, kalp damar hastalıkları için büyük bir risk faktörüdür. İyi kolesterolünüz (HDL) 50 veya üzeri olmalıdır. Kötü kolesterol (LDL) ise 100’ün altında olmalıdır.

    Eğer kolesterol değerleriniz bu değerlerle uyuşmuyorsa bir sağlık uzmanıyla, kötü kolesterolünüzü düşürmenin ve iyi kolesterolünüzü yükseltmenin yollarını konuşun. Kolesterolünüz için tehlike oluşturan bu 3 yiyeceği diyetinizden çıkarın ve değerlerinizin değişip değişmediğine bakın…

    Kolestrolünüzü nasıl düşürebilirsiniz?

    -Tereyağı

    Onun yerine: Muz püresi

    Muz püresi pişirme sırasında tereyağı yerine geçebilir. Bir çay kaşığı tereyağında 30 mg kolesterol bulunur. Muz püresinde ise 0…

    -Dondurma

    Onun yerine: Dondurulmuş süzme yoğurt

    Yarım kap dondurmada 90 mg kolesterol bulunur. Bunun yerine %2 yağ içeren donmuş süzme yoğurt kullanın. Hem istediğiniz yoğun ve kremamsı kıvamı elde etmiş hem de bu sağlıklı seçimi yaparak yalnızca 10 mg kolesterol tüketmiş olacaksınız.

    -Mayonez

    Onun Yerine: Avokado Dilimleri

    Mayonez, sevdiğiniz birçok yiyecekte bulunabilir ancak 5 mg kolesterolü göz önünde bulundurarak daha sağlıklı bir alternatif düşünün: avokado dilimleri… En sevdiğiniz sandviçin içine koymayı deneyin. Hepsi 0 mg kolesterol…

    Tansiyonunuzu nasıl düşürebilirsiniz?

    Yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı, felç gibi aniden oluşan hastalıklara neden olabilir. Tuz kullanımınızı azaltarak tansiyonunuzu doğal yoldan kontrol altına alın. Sodyum gerekli bir besin olabilir ancak fazla alındığında çok zararlı olabilir.

    -Tuz

    Onun Yerine: Sarımsak ve Baharat Karışımları

    Yemeğinize fazla fazla tuz dökmek zararlı olabilir. ¼ çay kaşığı tuzda 600 mg’dan fazla sodyum vardır. (Günlük önerilen doz 2300 mg’dır). Bunun yerine sarımsak ve bitkileri kullanın. Aynı ölçüde bulunan sodyum miktarı ise 0 mg…

    -Soya Sosu

    Onu Yerine: Kırmızı Pul Biberli Balzamik Sirke

    Yalnızca 1 yemek kaşığı soya sosunda yaklaşık 920 mg sodyum vardır! Ona benzer asidik bir tat için 1 yemek kaşığı balzamik sirkeyle, kırmızı pul biberi karıştırmayı deneyin. Bu seçenekle yemeğinize yalnızca 4 mg. Sodyum eklemiş olursunuz.

    -Galeta Unu

    Onun Yerine: Tam Buğday Ekmeği Parçaları

    Galeta unu yanıltıcı bir şekilde fazla tuza sahiptir. ¼ bardakta 470 mg’a kadar bulunabilir. Bunun yerine, tam buğday ekmeği kırıntılarını deneyin. Aynı ölçüde yalnızca 32 mg sodyum bulunur.

    Kan Şekerinizi nasıl düşürebilirsiniz?

    Açlık kan şekerinizi ölçmek körlüğe, kalp hastalıklarına, böbrek yetmezliğine, sinir problemlerine ve zayıf bağışıklık sistemine neden olabilecek bir kronik hastalık olan diyabet riskinizi belirler. 100’ün üzerindeki açlık kan şekeri değeri prediyabet (gizli şeker) olarak kabul edilir ve tedavi yöntemleri için bir doktora başvurulması gerekir. Diyet yapmak kan şekerinizi düzenleyebilir.

    -Şeker

    Onun Yerine: Stevia

    Bir çay kaşığı şeker, 4 gramlık porsiyonla eş değerdir. Doğal bir tatlandırıcı olan steviayı deneyin. Stevia, şekerden 15 kat daha tatlıdır ancak şeker komasına neden olmaz. Çok tatlı olduğundan muhtemelen yarısı kadarını kullanacaksınız.

    -Salça

    Onun Yerine: Konservelenmiş Bütün Domates

    Birçok hazır domates salçasında fazla oranda şeker vardır. Bu oran bir bardak ölçüde 14 grama kadar çıkabilir. Bunun yerine, ezilmiş bütün domates konserveleri kullanarak kendi sosunuzu hazırlayabilirsiniz. Bir bardak ölçüde 6 gram şeker vardır.

    -Barbekü Sosu

    Onun Yerine: Arpa Sirkesi

    Barbekü sos ve ketçap gibi diğer soslarda fazla miktarda şeker bulunur. Yalnızca iki yemek kaşığı barbekü sosunda 22 gram şeker vardır. Aynı keskin tadı elde edebilmek için şeker barındırmayan arpa sirkesini deneyin.

  • Harvey Nichols Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Harvey Nichols Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Harvey Nichols yeni koleksiyonunda dünyaca ünlü tasarımcıların iddialı parçalarını moda tutkunlarının beğenisine sunuyor

    Harvey Nichols 2012 – 2013 sonbahar koleksiyonu’nda, Power Women, 50’ler, İngiliz&İşkoç hakimiyeti, Uzak Doğu Etkisi ve Fütüristik tasarımlar olmak üzere 5 farklı tema yer alıyor. Erdem ve Peter Pilotto’nun kış çiçekleriyle birlikte Giambattista Valli ve Prabal Gurung’un optik desenli tasarımları geçtiğimiz sezon olduğu gibi bu sezonda da ön plana çıkıyor.

    İki sezondur hakimiyetini sürdüren keskin ve dik omuz detayı, bu kış da tasarımcıların tercih ettiği silüetlerin başında yer alıyor. Yeni sezon kadın koleksiyonlarında etek boylarında kadınlara birden fazla seçenek sunuluyor.

    Tasarımcıların koleksiyonlarında, balon, kalem ve yüksek belli pileli eteklerin yanı sıra ara etek boyu ve yeni etek kesimi de sezonun öne çıkacak modelleri arasında yer alıyor.

    Harvey Nichols’ın Sonbahar-Kış Kadın Koleksiyonu’nda;

    ‘Füristik 80’ler teması’ ile, 80’li yılların güçlü ve sert kesimli tasarımları her renkte metalik olarak yorumlanıyor. Oldukça parlak ve dikkat çekici görünen bu tasarımlar,baştan aşağı fütüristik bir görünüm sunuyor.

    Bu temayı benimseyen tasarımcılar, Hakaan, Versace, GBV ve Tom Ford gibi moda dünyasına yön veren isimlerden oluşuyor.

    ‘Power Women-Güçlü Kadın teması’nda, gotik&barok dönemin izleriyle birlikte, işlemeler, siyah deri parçalar, “oversized&masculine tailoring” ve “military” tarz ön plana çıkıyor.

    Balmain, Versace, Salvatore Ferragamo, Emilio Pucci, Michael Kors, DVF, Ralph Lauren, Alberta Ferretti, Prabal Gurung, Acne, No21 Joseph ve Costume National temanın öne çıktığı markalarının başında yer alıyor.

    ‘Uzak Doğu etkisi’, sonbahar kış sezonunda tasarımcıların etkilendiği temalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Samuray kızlar, yeni sezonda podyumlardan sokaklara Uzak Doğu esintilerini taşımaya hazırlanıyor. Genellikle ipek ve brokar kumaşlar üzerine kimono desenleri kullanılarak yaratılan look’larda tasarımcılar renklerle ve kalıplarla oynamaktan çekinmeyerek cesur kadınları hedef alıyor. Kenzo ve Rag&Bone bu temayı yeni sezon tasarımlarında kullanan tasarımcıların başında geliyor.

    50’ler; ‘Zarif ve Feminen Kadınlar teması’nda, dizboyu elbiseler ve kemerler sıkça görülüyor. Grace Kelly’nin unutulmaz tarzını günümüze yansıtan tasarımlarda anahtar parçaların başında; etek-ceket takımlar, pastel pembe veya krem rengi paltalor ön plana çıkıyor. Emilio Pucci, Alberta Ferretti, Nina Ricci, Elie Saab ve Philosophy bu temayı benimseyen tasarımcılarının başında yer alıyor.

    ‘İngiliz & İskoç etkisi’ yeni sezonda birçok tasarımcının defilesinde ön planda yer alıyor. Binicilik trendiyle de iç içe kullanılan bu geleneksel trend, özellikle dış giyimde uzun paltolarda kürk detaylarla birlikte ya da kısa maskülen ceketlerde görülüyor. Bu etkiyi tasarımlarına yansıtan tasarımcıların başında Ralph Lauren, Michael Kors, Paul & Joe ve Ermanno Scervino yer alıyor.

    Harvey Nichols Sonbahar Kış Koleksiyonu
    Harvey Nichols Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Harvey Nichols Sonbahar Kış Koleksiyonu 2012 – 2013

  • Planlı Gebelik İçin yapılması gerekenler

    Planlı Gebelik İçin yapılması gerekenler

    Planlı hamilelik özellikle kariyer yapma çabasındaki çalışan çiftler için büyük önem taşıyor. Ama “Artık bebek sahibi olmanın zamanı geldi diyorsanız fazla vakit kaybetmeden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir’in önerilerine kulak verin…

    Günümüz koşulları hemen hemen her alanda olduğu gibi bebek sahibi olma konusunda da plan yapmayı gerektiriyor. Ama kararı verince bebek de hemen gelmiyor. Aylarca çaba sarfedildiği halde ve klinik olarak hiçbir sorun bulunmamasına rağmen, bazen istenilen hamilelik bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü ya yumurtlama zamanı tutturulamıyor ya da farkında olmadan hamileliği engelleyen hatalar yapılıyor. Oysa maddi ve manevi açıdan hazır olunan bir dönemde bebek sahibi olmak istendiğinde insanların beklemeye pek de fazla tahammülü olmuyor. Peki, doğru olduğu düşünülen zamanda, vakit kaybetmeden hamileliğin gerçekleşmesi için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli? Uzmanlara göre hiçbir doğurganlık problemine sahip olmayan ve korunmayan bir çiftin ortalama hamile kalma şansı, her adet döneminde yüzde 25 civarında. Çiftin yaşı, regl döneminin zamanı ve ilişkilerin sıklığı ise başarıyı etkileyen en önemli faktörler. Hamileliği sağlayan ve destekleyen koşullara dikkat ederek arzu ettiğiniz bebeğe bir an önce kavuşabilmek için uzmanımızın önerilerini dikkatlice uygulayın.

    İdeal yaşta mısınız?
    Tıbbi araştırmalar, çocuk sahibi olabilecek çağdaki yetişkinlerin yüzde 10 – 15′inin kısırlık problemi ile karşılaştığını ortaya koyuyor. Aktif bir cinsel yaşamı olan çiftlerin yüzde 57′si üçüncü ayda, yüzde 72′si altıncı ayda, yüzde 85′i de birinci yılın sonunda hamile kalıyor. Hamilelik için gereken süre, çiftlerin yaşları yükseldikçe artıyor. Yaşla beraber kadının üretkenliğinin azaldığını belirten uzmanlar yaşın çocuk sahibi olunmasında bu kadar önemli olmasını başlıca iki nedene bağlıyorlar.
    Birincisi yaşlanma sonucunda yumurtaların kaliteleri bozuluyor. İkincisi, ilerleyen yaşla birlikte erken gebelik kaybı olasılığı artıyor. Bir kadın üreme çağı boyunca ortalama 400 – 500 kez yumurtluyor, yaş ilerledikçe kaliteli yumurta sayısı da azalıyor.

    Hamilelik öncesi hazırlık çok önemli
    Prekonsepsiyon dönemi olarak adlandırılan döllenme öncesi hazırlık döneminin son derece önemli olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir, bu dönemin en sağlıklı şekilde geçirilebilmesi için anne adayının gebeliğin 2-3 ay öncesinden başlayarak bu 9 aylık döneme hazırlanması gerektiğini vurguluyor: “Döllenme ve döllenen yumurtanın rahmin iç tabakasına tutunması ile başlayan gebelik sürecinde bebeğin organlarını oluşturan hücreler büyük bir hızla bölünerek çoğalır ve oluşturacakları organ sistemlerine göre farklılaşır. Dolayısıyla gebeliğin organların oluştuğu bu ilk dönemi çok önemli.”

    Yumurtlama döneminizi tespit edin
    Kadınların en fazla doğurgan oldukları döneme ait şöyle küçük formüller söz konusu: Adetin başladığı gün “1. Gün” olarak kabul ediliyor ve 28 günde bir adet gören kadında yumurtlama 13.- 15. gün arasında gerçekleşiyor, işte bu dönem en fazla doğurgan olunan zaman. Ancak kadınların tümü bu dönemde yumurtlamıyor. Bazıları biraz daha önce veya sonra yumurtlayabiliyor. Bazıları da hiç yumurtlamıyor.
    Unutulmaması gereken nokta şu! Yumurtlama problemleri olmasına rağmen kadınlar adet görebiliyor ve yumurtlama gücü aydan aya değişebiliyor. Yumurtlamanın olup olmadığı ultrason ya da kan testleriyle belirlenebiliyor.
    Erkek spermi cinsel ilişkiden sonra yaklaşık 48-72 saat kadın vücudunda canlı olarak kalabiliyor, işte kadının en doğurgan olduğu bu zamanda, spermin de orada olması gerekiyor, bir de yeterli sperm bulunabilmesi için her gün yerine gün aşırı cinsel ilişkiye girilmesi.
    Çünkü fazla sayıda cinsel ilişkide bulunmak erkeğin menisindeki sperm sayısını azaltıyor.

    Yumurtlamanın gerçekleştiği nasıl anlaşılır?
    Göğüslerde hassasiyet, karın bölgesi ve kasıklarda ağrı, rahatsızlık hissi, vajinal akıntıların ve vajinada ıslaklığın artması gibi şikayetler yumurtlamanın gerçekleştiğinin belirgin işaretleridir. Ayrıca eczanelerde satılan ovülasyon belirleme testleri ile de yumurtlamanın gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenebilir.

    Test yaptırabilirsiniz!
    Jinekologların yumurtlama zamanını izlemek için kullandıkları en önemli yöntem LH düzeyinin tespiti. LH düzeyindeki ani yükseliş, yumurtlamanın 1-1.5 gün içinde başlayacağını, dolayısıyla kadının adet dönemi içindeki en verimli 2-3 gününün başladığını işaret eder. İşte bebek sahibi olmaya karar veren çiftler için cinsel ilişkiye girilmesi en öncelikli günler, bu günlerdir. İdrardaki LH düzeyindeki ani yükselişi artık eczanelerde satılan testler sayesinde evinizde de zamanında ve kolayca tespit edebilirsiniz.

    Siz yine de tedbirli olun!
    İlişki sırasında kayganlaştırıcı olarak tükürük veya diğer krem vs. gibi maddelerin kullanılması spermleri öldürerek hamileliği önleyebilir. Ayrıca yer çekiminin etkisiyle ayakta veya oturur pozisyonda kurulan ilişkide ya da ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıldığında spermlerin rahim ağzındaki açıklıktan geçmeleri zorlaşır, ilişki sonrası kadının bir süre sırt üstü yatması hamilelik ihtimalini artırabilir. Her şeye rağmen tamamen sağlıklı bir çiftin hamilelik elde etme şansı her ay yüzde 25′tir. Hamilelik ve öncesindeki dönemde çiftlerin yüksek ısıya maruz kalmaktan kaçınmaları gerekir. Saunadan ve çok sıcak suyla banyo yapmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca hamilelik ve hamilelik öncesi dönemde çalışma ortamında böcek öldürücü, kurşun, etilen oksit gibi kimyasal maddelere ve radyasyona maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Bu dönemde çamaşır suyu vs. gibi temizlik maddeleri kullanırken eldiven kullanmaya ve bu maddeleri solumamaya özen gösterilmelidir. Günümüzde bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla video, display terminallerinden (bilgisayar ve televizyon ekranı) yayılan elektromanyetik alanın da hamilelere zararlı, olabileceği düşünülmektedir. Bu tip enerjiye maruz kalan kadınlarda düşük oranının arttığı gösterilmiştir. Bu zararlı etkiden korunmak için bilgisayar ekranından 80 cm. uzakta oturulması önerilir. Özellikle monitörlerin arka bölgelerinden uzakta oturmak gerekir.

    Doğum kontrol hapı kullandıysanız…
    Doğum kontrol hapları en güvenilir doğum kontrol yöntemlerinden biri. Ancak doğum kontrol hapını uzun süre kullanan ve bırakan kadınlarda bir süre daha yumurtlama problemi görülebiliyor. Bu sebeple hamile kalmak için geçen süre diğer doğum kontrol yöntemlerine göre uzun olabiliyor. Bu uzamaya karşın, doğum kontrol hapı kullanımıyla kısırlığın arttığı konusunda herhangi bir kanıt yok. Doğum kontrol hapıyla korunan kadınlar hapları kullanmaya devam ederken de (örneğin kullanmaya yeni başladıklarında) veya kestikten hemen sonra hamile kalabilirler, bu durumda bebeğin sağlığı olumsuz etkilenmez.

    Şansınızı artırın!
    Sağlıklı beslenmek yumurta ve sperm kalitesini, dolayısıyla da döllenmeyi etkiler. Hamilelik öncesi dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi ve bunların hamilelik süresince devam ettirilmesi çok önemli. Düzenli beslenme alışkanlığı anne adayına, ailesine ve gelişecek bebeğin sağlığına katkıda bulunur.
    Boyunuza ve vücut yapınıza uygun kiloda olmak, sağlıklı bir hamilelik için ayrıca önemli. Hamile kalmadan önceki dönemde yağdan fakir, liften zengin diyet uygulanarak ve egzersiz yaparak kilo verilmesi uygun olur. Ancak hızlı kilo verebileceğiniz diyetler hamile kalma şansını düşürüp, hamilelik öncesi besin depolarınızı azaltır.
    Sağlıklı hamilelik için en önemli vitamin folik asittir. Döllenmeden hemen sonra omurilik ve sinir sisteminin gelişmesinde önemli rol oynar. Hamilelikten önceki 3 aylık dönemden itibaren, günde 400 mg. folik asit takviyesi sinir sistemiyle ilgili bozuklukların oluşmasını engeller. Folik asit narenciyede, yeşil yapraklı sebzelerde, fındık, badem ve baklagillerde bulunur. Günde 300 mg.’dan (3 bardak filtre kahve) fazla kafein alınması üreme sağlığını olumsuz etkiler. Kafein kahvenin dışında çay, kakao, kolalı içecekler gibi birçok gıdada bulunur. Bazı çalışmalar fazla kafein alımının düşüklere yol açtığını göstermiştir. Hamilelik ve öncesi dönemde kafein alımı mümkün olduğu kadar azaltılmalı ve kafeinsiz içecekler tercih edilmelidir.
    Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde hiç alkol alınmaması en doğru yaklaşımdır. Alkol erkeklerde sperm sayısını ve kalitesini azaltır.
    Hamilelik ve öncesi dönemde sigara içilmemesi ve sigara içilen ortamlardan uzak durulması gerekir. Sigara yumurta ve sperm kalitesini bozar, yumurtanın döllenmesini ve döllenen yumurtanın rahme tutunmasını zorlaştırarak hamileliği önler. Sigara içen kadınlarda dış gebeliğin daha sık görüldüğünü gösteren çalışmalar vardır. Bu dönemde sigara bırakmayı kolaylaştıran nikotin sakız ve bantlarının kullanımı önerilmez.
    Suni tatlandırıcılar ve bunları içeren gıda maddelerinin kullanımından da hamilelikte ve öncesindeki hazırlık döneminde kaçınılması gerekir.
    Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde çiftlerin stresten mümkün olduğu kadar uzak kalması ve yeterince dinlenmesi gerekir.
    Egzersiz fazla ağır olmamak şartıyla önerilir. Ağır egzersiz kadın ve erkekte üreme sağlığını olumsuz etkiler.

  • La Mer Saat koleksiyonu

    La Mer Saat koleksiyonu

    La Mer Saat 2012 koleksiyonu galerimizde sizlerle…

  • Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart…

    Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart…

    Yaz aylarında yeni bina yapımının ve eski evlerde tadilatların arttığına dikkat çeken Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CiSED), şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen ancak oldukça önemli bir konu olan ses yalıtımı, ebeveyn banyosu ve ev ergonomisinin cinsel yaşam üzerindeki etkileri hakkında çarpıcı bir basın açıklaması yaptı.

    Evlerde ses yalıtımı ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu olmalıdır

    Ülkemizdeki evlerin çoğunun çiftlerin sağlıklı bir cinsellik yaşamaları için uygun olmadığını söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yeni bina yapımının ve tadilatların arttığı şu günlerde hem evinde tadilat yaptıracaklara hem de Türkiye Müteahhitler Birliği’nin ve inşaat sektörü çalışanlarının dikkatini odaların ses yalıtımına, ebeveyn banyosunu ve ev ergonomisine çekmek istiyoruz. Özellikle evde diğer aile büyükleriyle birlikte yaşayan evli çiftler ve çocuklu çiftler odalardaki yalıtımın yetersiz olması sebebiyle cinsel yaşamlarında sıkıntı yaşayabiliyorlar. Sevişme sırasında çıkardıkları seslerin duyulacağı endişesiyle kendilerini kontrol etmek zorunda kalıyorlar ve cinsellikten keyif alamıyorlar. Hatta bu durum zamanla çift arasında tartışmalara ve cinsel sorunlara da yol açabiliyor. Bu nedenle Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni evlerde ses yalıtımına ve ebeveyn banyosu yapımına özen göstermesi, ülkemizin cinsel sağlığı ve toplumsal huzuru için çok önemli bir meseledir. Ayrıca yasa koyucuların ve diğer yasal mercilerinde İskân Kanunlarında ses yalıtımını ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu kılması gerekir.’’ dedi.

    Ev ergonomisi nedir?

    Her yıl yaz aylarında çok sayıda ailenin evlerinde tadilat yaptığını ve inşaat sektörünün canlandığını belirten CİSED Genel Sekreteri ve CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Evlerde yapılan fiziki değişikliklerde cinsel yaşamın da dikkate alınması gerekiyor. Ergonomi dediğimiz kavram bizim ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Ergonomiyi kısaca fiziksel çevrenin insanla uyumunun sağlanması olarak tanımlayabiliriz. Kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı ve mutluluğu için ergonominin önemi büyüktür. Evin tasarımı kişilerin ihtiyaçlarına uyun olduğunda hem hayatları daha kolaylaşır hem de aile ve iş hayatındaki verimlilikleri artar. Ev ergonomisi cinsel mutluluğa da katkı sağlar.” dedi.

    Küçük yaştaki çocuklar sevişme seslerini yanlış anlamlandırabilir

    Anne-babalarının sevişirken çıkardığı sesleri duymanın çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkatçeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Cinsel ilişki sırasında kişiler özgür olmalı ve diledikleri gibi kendilerini ifade edebilmelidir, ancak odaların yalıtımı yetersiz olduğunda anne-babaların çıkardığı sesler çocuklar tarafından duyulabilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar sevişme seslerini yanlış anlamlandırabilir ve babalarının annelerine kötü bir şey yaptığını düşünerek, babaya karşı öfke duyabilirler. Yine küçük yaşta bu tür sesleri duymak çocukta cinselliğe ilişkin vaktinden önce bir merak ve ilgi gelişmesine neden olabilir.’’ dedi.

    Mahremiyet duygusu çocukları istismarlara karşı koruyan bir sigortadır

    Sağlıklı bir cinsel yaşam için mahremiyetin önemli olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri ve CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Mahremiyet insanın özelidir, bir ihtiyaçtır ve bir özgürlüktür. Ebeveynler mahremiyet anlayışını ve utanma duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmalıdır. Çünkü mahremiyet duygusu geliştiren çocukların istismar riski azalırken, sağlıklı cinsel kimlik gelişimleri de hızlanır. Mahremiyet duygusu çocuğu istismarlara karşı koruyan bir sigortadır.” dedi.
    Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ebeveyn banyosu şart

    Evlerde anne-babaya ait bir ebeveyn banyosunun bulunmasının da önemine dikkat çeken belirten CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bizim toplumumuzda inançlarımız gereği cinsel ilişkiden sonra banyo yapılır, ancak ebeveyn banyosu olmadığında çiftler sıkıntı yaşayabiliyorlar ve eğer ev kalabalıksa banyo yapmamak için cinsel ilişkiye girmekten bile kaçınabiliyorlar. Özellikle anne-babalarıyla birlikte oturan yeni evli çiftlerde bu duruma sık rastlanıyor. Yeni gelin kayınvalide ve kayınpederden utandığı için eşiyle birlikte olmak istemiyor ve zamanla bu cinsel isteksizliğe dönüşebiliyor. Cinsel isteksizlikle bize başvuran genç çiftlerin çoğunda sorun bundan kaynaklanabiliyor.” diye ekledi.

  • Yeni Başlayan Bir İlişkide Uzak Durulması Gereken Hareketler

    Yeni Başlayan Bir İlişkide Uzak Durulması Gereken Hareketler

    Yeni başlayan bir ilişkide, ilk günlerin heyecanına kapılıp hepimiz ufak tefek hatalar yaparız. Ancak unutmayın, bazen bu ufak tefek hatalar ilişkinize mal olabilir!

    Uzun zamandır beklediğiniz o heyecanın damarlarınızda dolaşmaya başladığı ilk günlerde, ayaklarınızın yerden kesilmesi, hayatınızın merkezinde yeni başlayan ilişkinizin olması gayet normal. Ancak bu gibi zamanlarda kontrolü kaybetmek, bu muhteşem duygulara daha en başından veda etmenize neden olabilir. Biz de sizin için yeni başlayan bir ilişkide uzak durmanız gereken 4 kusurlu hareketi araştırdık…

    Sosyal medya paylaşımlarına dikkat!

    Yediğimiz yemekten, gittiğimiz yerlere kadar her şeyi Facebook ve Twitter sayfalarımızda yayınlamaya bayılan biz kadınlar, yeni başlayan ve bizi mutlu eden bir ilişkimiz olduğunda durumu daha da abartma potansiyeline sahibiz. Ancak aynı şey erkekler için geçerli olmayabilir. Bir çok erkek ilişkisinin her anının boy boy fotoğraflarla sosyal ağlarda yayınlanmasından hoşlanmıyor. Bu sebeple eğer sıkı bir Facebook ya da Twitter kullanıcısıysanız, bu alışkanlığınızda ufak bir değişiklik yapmanız gerekebilir.

    Gelecek planlarınız konusunda acele etmeyin

    Aşık olduğunuzda her şey bir anda gözünüze toz pembe görünebilir. Daha karşınızdaki kişiyi doğru dürüst tanımadan, gelecekle ilgili planlar yapmaya başlayabilir, birlikte yaşamak, tatile çıkmak gibi fikirler aklınıza hücum edebilir. Bu gibi şeyleri düşünmeye başladığınızı fark ettiğiniz an kendinizi durdurun. Bazen böyle aceleci tavırlar erkekleri korkutabilir. Her şeyi yavaş yavaş tadını çıkararak yaşamanızda fayda var.

    Arkadaşlarınızdan vazgeçmeyin

    İşte yapılan en büyük hatalardan bir diğeri; arkadaşlardan vazgeçmek. Hayatınızdaki erkekle tanışana kadar sürekli birlikte vakit geçirdiğiniz arkadaşlarınızdan sırf yeni bir ilişkiye başladınız diye bir anda vazgeçmek düşebileceğiniz en büyük yanılgı. Şöyle düşünün ya ilişkinizde işler yolunda gitmez ve onun sizin için doğru insan olmadığını fark ederseniz ne olacak?

    Sizin için her şeyden vazgeçmesini beklemeyin

    Sevgilinizin de arkadaşları olduğunu, hayatında öyle ya da böyle sizden önce bazı alışkanlıkları bulunduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Her Cuma arkadaşlarıyla buluşması ya da spora yalnız gitmek istiyor olması sizi sevmediği anlamına gelmiyor. Bir ilişkinin sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için her iki tarafında kendine ait bir hayatı olması çok önemli. Böylece hem sizin hem de onun kendine ait zamanı olacak ve böylece paylaşacak çok daha fazla şeyiniz olacaktır.

  • Çikolatalı truf nasıl hazırlanır ?

    Çikolatalı truf nasıl hazırlanır ?

    ÇİKOLATALI TRUF

    Çikolatalı truf nasıl hazırlanır ?

    MALZEMELER:
    2 su b.kek kırıntısı (PASTA TABANI KULLANABİLİRSİNİZ.)
    yarım su b.krema
    1 su b.eritilmiş çikolata

    HAZIRLANIŞI:
    Kek kırıntısını karıştırma kabına alalım. Üzerine kremayı ekleyelim ve İyice karıştıralım. Diğer taraftan çikolatayı benmari usuluyle ya da mikrodalga fırında eritelim. Karıştırma kabına alalım.iyice yoğuralım ve buzdolabında 30 dk kadar bekletelim.Dolaptan çıkarıp küçük küçük koparalım, yuvarlayalım. Daha sonra toz
    fıstığa, hindistancevizine, renkli süslere ya da file fındığa bulayıp servis yapalım..

    AFiyet olsun…

    Çikolatalı truf nasıl hazırlanır ?
    Çikolatalı truf nasıl hazırlanır ?
  • Oturma Odası Perde Modelleri 2012

    Oturma Odası Perde Modelleri 2012

    Oturma odanız için zevkinize göre seçebileceğiniz birbirinden güzel oturma odası perde modelleri. Misafirlerinizi gönül rahatlığı ile ağırlayacağınız, misafirlerinize gururla bahsedeceğiniz çok güzel perde modelleri.

    Oturma Odası 2012 Perde Modelleri

  • Mevsim Yorgunluğu İçin Diyet Programı

    Mevsim Yorgunluğu İçin Diyet Programı

    Sonbaharın gelmesi, kuşkusuz yaza alışan bünyede birçok olumsuz etki yapmaya başlıyor. Uzmanlar, mevsim geçişlerinin etkilerini en aza indirmek için diyet programları hazırlıyor. İşte mevsim geçişi esnasında meydana gelen yorgunluğu yok etmek için pratik bir diyet programı…

    Havaların soğuması, günlerin kısalması ile hareketin azalması, hayat kalitemizi ve çalışma tempomuzu da olumsuz etkiler.

    Mevsim değişikliklerinin yoğun yaşandığı bahar mevsimi üzerimizde birçok olumsuz etkiler yapar. Genellikle kendimizi yorgun, halsiz ve isteksiz hissederiz.

    Aşağıda Nil Sahin Gürhan tarafından hazırlanan ve mevsim geçişinin olumsuz etkilerini en aza indirecek bir sonbahar detoksu listesi bulacaksınız.

    Kahvaltıdan önce

    – 1 su bardak ılık su
    – 1 su bardağı daha soğuk su

    Sabah

    – 1 adet haşlanmış yumurta
    – 1 dilim peynir
    – 2 dilim ekmek
    – Bol yeşil biber, maydanoz, nane

    Kuşluk

    – 1 adet taze incir
    – 3 adet tam ceviz (taze ceviz olursa daha iyi olur)

    Öğlen yemeği

    – Kırmızı mercimek çorbası
    – Sebzeli et sote
    – Bol salata (az zeytinyağı ilaveli)

    İkindi – 1

    – 30 adet taze fındık
    – 15 adet çekirdekli iri siyah üzüm

    İkindi – 2

    – 1 su bardağı süt

    Akşam

    – 1 adet orta boy balık ızgara
    – 1 dilim ekmek
    – Bol salata (az zeytinyağı ilaveli)

    Gece

    – 2 adet taze mürdüm eriği

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi