Blog

  • iyi Anne ve Baba Olma İpuçları

    iyi Anne ve Baba Olma İpuçları

    Sürekli değişen düzene ve dengelere ayak uyduran ebeveynler olmak günümüzde zormuş gibi görünse de anne ve babaların bilinçli hareket ederek bunu başarmaları çok kolay…

    Mükemmel bir ebeveyn olmak için ne yapmalı? İşte uzmanların bu soruya verdikleri cevaplar!

    Spiritüel Yaşam Danışmanı Tuba Küçükaksu, çocuk eğitiminde temelin sevgiye dayandığını belirterek, anne ve babaları çağa uydurmak konusunda uyarıyor.

    0-6 yaş: O bir kral/kraliçe!

    0-6 yaş arası olan ilk aşamada çocuğa bir kral ya da kraliçe gibi davranın. Çocuğunuza bol bol ilgi, sevgi ve şefkat gösterin. 0-6 yaş arasındaki çocuk çok ilgiden şımarmaz. Elinizden geleni yapın, ama çocuğunuza hep sevgi gösterin. Çocuğunuzu üzmeyin. Çocuğa müdahale etmeyi azaltmanız da önem taşır. Yani, bu yaştaki çocukları idare etmek zordur; sürekli sorular sorarlar, bir yerlere tırmanırlar, koştururlar, uğraşması zordur.

    Ebeveynler sürekli; ‘Bunu yapma, şunu yapma, o senin için değil’ dediklerinde, sürekli ‘Hayır’ demiş olurlar. O zaman çocuk saldırgan olmaya başlar. Çocuğa sıklıkla ‘Hayır’ deniliyorsa, saldırganlaşır, çünkü çocuk, ‘Hayır’ı kabul edecek bir sisteme sahip değildir. ‘Hayır’ demeyi mümkün olduğunca azaltın. Onun isteklerine uymaya çalışın.

    Elbette, çocuğun çoğu isteğini yerine getiremezsiniz, her isteğini yerine getirmeniz imkânsızdır, mali durumunuz elvermiyor olabilir, istediği şey kendisi için güvenli olmayabilir. Eğer bir isteğini karşılayamıyorsanız, bunu ona belli etmeyin. Mümkün olduğunca, bunu çocuğa göstermemeye ve bunun bir arzuya dönüşmesini önlemeye çalışın.

    Yetişkinler olarak bizler bile kendimize hayır demekte zorlanırız. Bir mağazaya girdiğinizde, güzel bir şey beğenirsiniz, içiniz gider. Bunu sıklıkla yaşarız. Çocuğunuzu markete götürdüğünüzde, büyük bir oyuncak görür, büyülenmiştir ve onu ister. Pahalı olduğu, satın alamayacağınız konusunda onu ikna etmeye çalışırsınız. Biz büyükler bile bunu anlamakta zorlanırken, çocuğun anlaması da zordur. Mümkün olduğunca çocuğa ‘Hayır’ dememeye çalışın.

    6-12 yaş: O bir prens/prenses!

    6-12 yaş arası çocuğa bir prens gibi davranın. Yani özgürlüğü ve disiplini dengeleyin. Çocuğunuzu zorla kontrol edemezsiniz. Doğru koşullanmayı sağlayarak, doğru hayat görüşleri ve fikirlerle koşullayarak, bütünsel yaklaşımlarla, kendiniz örnek olarak, bütünsel fikirlerle koşullayabilirsiniz. Çocuğunuzun, çalışmaya ve çalışkanlığa, ilişkilere, zenginliğe saygı duymasını istiyorsanız, o siz olun.

    Birlikte bir şeyler yaptığınızda doğal olarak sizi taklit ettiğini göreceksiniz. Çocuklar doğaları gereği taklit ederler. Birbirlerine bağıran ebeveynler görürlerse, çocuğunuzun da size bağırmaya başladığını göreceksiniz. Ona, ‘Bağırma, sen küçüksün!’ diyemezsiniz; çünkü o sadece takip ediyordur, sizi izliyordur. Söylediklerinizi dinlemez, sadece görüneni taklit eder. Kontrolümüzde olmayan o kadar çok güç var ki, edineceği arkadaşlar, hayatın ona yaşatacakları, ama ebeveynler iyileştirici etkiye sahip olabilir.

    12 yaş sonrası: Artık o bir arkadaş!

    12 yaş sonrası çocuğa bir arkadaş gibi davranın. 12 yaşından sonra, çocuk yalnızca bir arkadaştır, yani eşitsinizdir. Doğrusu, hayatın her evresinde çocuk ile eşitsinizdir. Ve her zaman sevginin yanında saygı da duymalısınız; çünkü saygı duyulan çocuklar muhteşem yetişkinlere dönüşürler. 12 yaşından sonra, iletişimi değiştirmelisiniz, emir kipiyle konuşmalar sona ermeli, tavsiye ve sorgulamalara dönüşmelidir.

    Ebeveynlerin, çocuğun yerinde sorular sorma becerisi edinmesine, düşünmesine, karar vermesine yardım etmeleri çok faydalı olacaktır. 12 yaşından sonra, çocuğun size ‘Hayır’ deme alışkanlığı edinmesi de mümkündür. Sizin dediklerinizin tam aksini söyleme veya yapma eğilimi göstermeleri de olasıdır. Onlara, ‘Eve erken gel’ dediğinizde, geç gelebilir. ‘Onunla oynama’ dediğinizde ‘Oynayacağım’ diyebilir. Bir kursa gitmesini tavsiye ettiğinizde reddedebilir.

    Çocuklar genellikle bu ‘Hayır’ aşamasından geçerler. Bu çocuğun kişilik oluşumunun doğal bir aşamasıdır, çünkü çocuğun kendini kanıtlamaya ihtiyacı vardır. Bu aşamada kim olduğunu keşfetmeye çalışıyordur. ‘Ben kimim, kimliğim ne?’ diyordur. Çünkü kendini artık birinin kızı ya da oğlu gibi görmüyordur. Kendini ebeveynlerinden ayrı tutmaya çalışır ve kendi kimliğini arar. Bu süreçte, yaptığınız en mantıklı önerileri bile reddedebilir.

    Sevgi daima iyileştirir!

    Ebeveynlik öğrenilmesi zor sanatlardan biridir, çünkü hem akla hem de kalbe dayanır. Edindiğimiz çoğu beceriden daha zordur. Hayat koşulları yüzünden çocuklarınıza bu önerilerin hiçbirini veremediyseniz, kendinizi umutsuz ya da suçlu hissetmenizi istemiyorum. Sevgi hayatın her evresinde iyileştiricidir. Hiçbir şey için asla geç değildir. Çocuğunuz 65 yaşında olsa bile ve siz 90’ınıza gelmiş olsanız da, yine de çocuğunuzu sevebilir ve iyileştirebilirsiniz. İyileşme her zaman olabilir.

  • Basen Eriten Diyet Listesi

    Basen Eriten Diyet Listesi

    Kadınların sık sık şikayet ettiği konuların başında olan kalça ve basen probleminiönleyecek özel bir diyet var. Amerikalı ünlülerin gözdesi haline gelen diyeti uygulamak oldukça basit. Yapacağınız tek şey aktar ya da büyük marketlerden malzemeyi temin edip, bir an önce başlamak.
    Kalça ve Basen Eritme Diyeti ile 6 haftada mucize sonuç

    Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var. Uygulayacağınız diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.

    Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen, ardından da bacaklar geliyor. Kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler, 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyor. Diyet kayısı ve badem müslisi olarak tanımlanıyor.

    Diyet yapamayan kişiler ise vücutlarını şekillendirmek için estetik merkezlerinin yolunu tutuyor. Doktorlar, son yıllarda kalça düzeltme operasyonlarında büyük bir artış gözlendiğini dile getiriyor.

    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Ana öğünler

    Pazartesi: Bir parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve

    Salı: İki yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek

    Çarşamba: Bir çay fincanı büyüklüğünde yer tutan Spagetti ve bir meyve

    Perşembe: İnce dilimlenmiş bir tavuk göğsü. Haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. Bir meyve

    Cuma: Ton balıklı yeşil salata. Bir adet katı pişmiş yumurta. Bir meyve

    Cumartesi: Bir parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata. Bir meyve

    Pazar: 3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve iki adet haşlanmış patates. Bir meyve

    • Sihirli karışım

    Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem, kurutulmuş meyvalar ve tahıl gibi pek çok vücuda faydalı gıdalar bulunuyor. Hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi istediğiniz görünüme kavuşturuyor.
    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Malzemeler:

    2 fincan yulaf tanesi

    2 fincan kırılmış fındık

    1 fincan buğday

    1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm

    1 fincan ayçiçek tohumu

    1 fincan badem

    1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı

    Malzemeleri karıştırıp, blender’dan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süt ilave ederek tüketeceksiniz. Üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.

    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Günlük program

    Kahvaltı: Bir porsiyon hazırladığınız müsli, bir fincan süt ve dilimlenmiş muz

    Saat 11.00: Bir elma

    Öğlen: Bir porsiyon müsli ve yarım muz

    Öğleden sonra: Bir avuç kuru üzüm

    Ana öğün: Meyve ve temel gıdalar

    Yatmadan önce: Bir portakal

    Meyveler: Elma, kayısı, iki kurutulmuş erik, bir mango

  • Suda Doğum Hakkında Merak Edilenler

    Suda Doğum Hakkında Merak Edilenler

    Suda doğum sıcak su içeren bir küvette doğumun gerçekleşmesidir. Suda doğumu savunan merkezler suyun sakinleştirici ve kas gevşetici etkilerinin doğumu kolaylaştırdığını ileri sürmektedir. Bu merkezlerde bazı gebeler doğum eylemini (doğum öncesi rahim ağzının açıldığı ve ağrıların olduğu dönem) suda yaşarken doğum için dış ortamını seçmektedir. Bazı gebeler ise doğumu da suyun içinde gerçekleştirmektedir…

    Suda doğumu gerçekleştiren merkezler suda doğumun doğumu kolaylaştırdığını ve fetal komplikasyonları azalttığını iddia etmektedir. Ancak suda doğumun su dışında doğuma üstün olduğunu gösteren hiçbir bilimsel veri yoktur. Karşılaştırmalı inceleme yapılan araştırma sayısı da sınırlı sayıda merkezde uygulanması nedeniyle yeterli değildir.

    Suda doğumun anneye faydaları nelerdir?

    *Suda doğumu uygulayan merkezler suyun rahatlatıcı etkisinin gebenin enerjisini arttırdığını ve doğum eyleminin hızlandırdığını ifade etmektedir.
    *Suyun kaldırma gücü nedeniyle gebenin hareket kabiliyeti artmakta,kan dolaşımı hızlanmakta ve rahim kasılmaları etkin olabilmektedir. Bunun sonucunda gebenin duyduğu ağrı azalır ve bebeğe iletilen oksijen artar.
    *Gebenin kaygı ve korkusunun azalması kan basıncının artmamasını sağlar.
    *Su gebenin vücudunda üretilen ,mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin gibi etki göstererek stresi azaltır.
    *Su perinenin elastik olmasını sağlayarak doğuma bağlı zorlanmayı azaltır.

    Suda doğumun bebeğe faydaları nelerdir?

    *Amniotik kese içindeki benzer ortamı sağlar.
    *Doğuma bağlı stresi azaltarak bebeğin sıkıntıya düşme olasılığını azalttığını iddia edilmektedir.

    Suda doğumun riskleri nelerdir?

    Suda doğum son 20 yılda popüler olmakla birlikte yaygın değildir. Annenin kan dolaşımına suyun girmesi sonucu teorik de olsa su embolisi olasılığından bahsedilmektedir. İngiltere’de yapılan bir çalışmada olası su aspirasyonu ifade edilmiştir.Bebeğin doğum kanalından çıktıktan sonra akciğerlerine su soluması olasılığı vardır.Bu durum doğumdan hemen sonra suyun içinde sıkışmasıyla olur ve bebek suyu nefes olarak alır. Normalde bebek kanaldan doğduktan sonra hava ile solunum yapar ve ardından göbek kordonu kesilir. Bu nedenle suda doğumda bebek su yüzeyine çıkarıldığında göbek kordonu kesilmelidir ve kordonun bebek sudan çıkmadan ezilmemesine dikkat edilmelidir.

    Suda doğum hangi durumlarda uygulanmaz?

    *Herpes varlığında
    *Makat gelişinde
    *Çoğul gebelik,annede enfeksiyon ve kanama varlığında
    *Erken doğum eyleminde
    *Amniotik sıvıda mekonyum varlığında
    *İri bebek olması durumunda
    *Preeklampside uygulanmaz.

  • Hamilelikte karbonhidrat , protein , yağ tüketimi

    Hamilelikte karbonhidrat , protein , yağ tüketimi

    Hamilelikte karbonhidrat içeren yiyeceklerin tüketimi:
    Karbonhidratlar vücutta başlıca enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Yeterli alınmaları proteinlerin enerji kaynağı olarak kullanılmalarını önler, yetersiz alınmaları vücutta protein yıkımına neden olabilir. Fazla karbonhidrat alınması durumunda ise vücutta aşırı yağ depolanması meydana gelir. Hamilelikte ideal karbonhidrat tüketim miktarı günlük alınan besinlerin %40’ını oluşturacak kadar olmalıdır. Çoğu besin karbonhidrat içerir ancak en çok ekmek, pirinç, un, tatlılar, çikolata, şeker, meyce, sebze, hamur işleri gibi besinlerde bulunur. Bu nedenle bu besinler ideal miktarda tüketilmelidir, aşırı tüketimden kaçınılmalıdır. Özellikle meyveler bazı hamile bayanlar tarafından bebeğe bol vitamin sağlayacağı düşüncesiyle aşırı miktarda tüketilmektedir, bu yanlıştır. Çünkü meyveler vitamin ve mineral içermekle beraber bol karbonhidrat yani şeker içerirler bu nedenle aşırı tüketilmeleri gereğinden fazla kilo alımı ve yağ depolanması ile sonuçlanır. İdeal olanı günde en fazla küçük bir tabak meyve tüketmektir. Hamilelikte günlük karbonhidrat alımı yaklaşık 175 gram kadar önerilmektedir, bu miktar hamile olmayanlarda 130 gram kadardır, görüldüğü üzere arada kat kat farklar yoktur, bu gözününde tutularak besinler tüketilmelidir.

    Hamilelikte protein içeren yiyeceklerin tüketimi:
    Hamile olmayan bir bayan için günlük yaklaşık 60 gram (0.8 gr/kg/gün) kadar olan protein önerisi, hamile bayanlar için yaklaşık 80 gram (1.1 gr/kg/gün) olmaktadır. Bu miktar adolesan gebeliklerde (18 yaşın altındaki gebelikler) ve ikiz, üçüz gebeliklerde biraz daha fazla olmalıdır.

    Hamilelikte yağ içeren yiyeceklerin tüketimi:
    Hamilelikte yağ içeren besin ihtiyacı hamile olmayanlara göre değişmez. Günlük alınan toplam kalorinin yaklaşık %30’u yağlardan gelecek şekilde beslenilmelidir bu da günlük ortalama 60 gram yağ anlamına gelir. Gebe olmayan insanlarda olduğu gibi margarin, ayçiçek yapı gibi satüre yağlardan uzak durulmalıdır. Zeytinyağı beslenme uzmanlarına göre sağlık açısından en çok öneriler yağdır.

  • Erkeklerin Kadınları Soğutan 10 Hatası

    Erkeklerin Kadınları Soğutan 10 Hatası

    Erkekler dikkat! Bu hataları yapıyorsanız, eşiniz sizden soğuyabilir. Cinsel terapistlere göre, bu hatalar kişileri tedavi gerektirebilen cinsel isteksizliğe ve mutsuz bir cinsel hayata kadar götürebilir.

    Cinsellik sadece arada bir yapılması zorunlu bir alışkanlık veya görev haline geldiyse ve zamanla birbirinizden soğumaya başladıysanız, çift olarak cinsel isteksizlik sorunuyla karşı karşıyasınız demektir. Uzun süreli ilişkilerin en büyük sorunlarından biri olan cinsel isteksizliğin birçok nedeni olabilir.Birlikteliklerde erkeklerin kadın algılayışına yönelik hatalı tutumları, sonunda kadınlarda cinsel soğukluk adı verilen bir süreci başlatabilir.

    Konuya yönelik tespit Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe’dengeldi. Daha önce de ilişkilerde kadınların hatalarını kamuoyunun gündemine getiren Dr. Keçe, erkeklerin kadınlara yönelik temel hatalarını da mercek altına aldı.

    Kadınların kutsal anneyi oynamak, orgazm taklidi yapmak, ilişkideki gizemi kaybetmek, eşin erotik film veya porno izleme isteğini aşağılamak, ilişki sırasında sessiz kalmak, seksi amaçlar için kullanmak gibi tipik hatalar yaptığını ortaya koyan Dr. Keçe, erkeklerin de tıpkı kadınlar gibi kendilerine özgü birtakım yanlışları tekrarladıklarının altını çiziyor. Peki bunun sonu nereye varıyor?

    KADIN SOĞUYOR

    Dr. Keçe, yaşanılan sürecin sonunda kadının bir direnç gösterdiğini ve zamanla cinsel soğukluğun meydana geldiğine dikkat çekiyor. İşte cinsel soğuklukla ilgili Dr. Keçe’nin yorumları:

    “Cinsel soğukluk veya cinsel isteksizlik, cinsel eylem yetisinin sağlam olmasına karşın cinsel etkinlik ile ilgiliisteğin olmamasıdır. Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmamasıdır.Tanının konabilmesi için cinsel terapistin, hastanın yaşı ve yaşam koşulları gibi cinsel işlevlerini etkileyen etkenleri göz önünde bulundurarak cinsel isteğin azaldığı ya da hiç olmadığı yargısına varması gerekir. Gerçekten de azalmış cinsel isteği değerlendirmek, kültürel, sosyal, dini, psikolojik ve bedensel bir dizi etkenle son derece karmaşık bir etkileşim içerisinde olması nedeniyle ciddi güçlükler içerir. Bunu tanımlamanın bir koşulu da bu alanda deneyimli olmayı gerektirir. Kadınlarda cinsel duyguların azalması ya da tamamen yok olması, partnere karşı duyulan cinsel çekiciliğin kaybedilmesi şeklinde tarif edilir. Cinsel soğukluk, sonunda orgazma ulaşamamaya ve cinsel birleşmeden tamamen kaçmaya kadar varabilir.”

    İLİŞKİYİ TEHDİT EDİYOR

    Her zaman bir hastalık olarak tanımlanmasa da cinsel soğukluğun, bir işlev bozukluğu olarak karşılarına çıktığını belirten CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa ise çiftin sorunlarını çözememesi ile de bu bozukluğun ilişkiyi tehdit eder hale geldiğine dikkat çekiyor. Kadının, cinsel isteksizliğinin ve kendisinden beklenen cinsel tepkiyi gösterememesinin istemsizce geliştiğine değinen Doç. Dr. Kısa, kadının böyle bir duruma düşmesinde şüphesiz partnerinin etkilerinin de olduğunun altını çiziyor.

    BU ERKEKLER KADINI SOĞUTUYOR!

    Peki erkekler ne yapıyor da kadınları soğutuyorlar? Doç. Dr. Kısa, danışanların ortaya koyduğu verileri inceleyerek,erkeklerin kadınları cinsel olarak soğutan 10 hatasını belirledi. İşte bu hatalar:

    1-Bakımsızlık

    Erkek çok içki veya sigara içerse, kötü, hatta dayanılmaz bir koku yayarsa, hijyenik temizliğine eskisi kadar önem vermezse kadın bundan rahatsızlık duyabilir, zamanla ona dokunmak ve seks yapmak istemeyebilir.

    2-Aşırı kıskançlık

    Kadına karşı aşırı sahiplenici ve kıskanç tavırlar göstermek belki ilk başlarda iyi bir etki bırakabilir. Ancak erkeğin aşırı müdahaleci tavırları eğer duygusal şiddete dönüşmüşse, kadında olumsuz bir algıya neden olabilir.

    3-Baskı kurmak

    Kadının da erkeğin de ayrı bir dünyası vardır. Eğer erkek kendi dünya algısını baskı kurarak kadına kabul ettirmeye çabalarsa sonunda iki dünya çarpışır. Erkeğin kadının doğasını anlayışla karşılamasının yanında, herkesin kendi hikayesi olduğunu ve dünyayı farklı farklı algıladığını kabul etmesi gerekir. Baskı sürerse, kadın kesinlikle psikolojik tepkisini ortaya koyar ve zamanla soğuyabilir.

    4-Özensiz tavırlar sergilemek

    Flört dönemlerinde erkeğin kadına karşı gösterdiği nazik, ılıman ve sevecen tavırların değişmesi, kadına karşı eskisi gibi ilgiyi ve özeni göstermemesi, kadını kaybetmenin kestirme yolu gibidir. Her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de istikrar önemlidir. Bu nedenle ilişkinin süresi ve şartları ne olursa olsun, erkek de kadın da karşılıklı ilgiyi ve saygıyı canlı tutmak zorundadır.

    5-Bencillik

    Bencillik bir insani ihtiyaçtır. Ancak aşırı bencillik, her olgunun merkezine kendini yerleştirme davranışı sıkıntı veren bir tutumdur. Hele ki kadın gibi doğuştan ilgi odağı olma isteğine sahip olan, duygusallığın hakim olduğu bir karakter varken, erkeğin kendini zorla merkeze yerleştirme isteği sonunda olumsuzlukları beraberinde getirebilir.

    6-Aceleci olmak

    Kadınlar, cinsellik başta olmak üzere birçok konuda erkeğin aceleci tavırlarından rahatsız olurlar. Oysa unutmamak gerek ki ilişki, iki bireyin arasında yaşanan, sabrı ve saygıyı gerektiren bir süreçtir. Aceleyle karar veren, kendine odaklı ve acele ile cinsellik yaşayan bir erkek, bir süre sonra kadında dengesiz bir ruh haline neden olabilir. Özellikle söz konusu olan kadın olunca, karışık bir akıl ve dengesiz bir eş, kadın için hiç de iyi bir izlenim değildir.

    7-İlişkiyi monotonlaştırmak ve uzun süre seks yapmamak

    Uzun süre cinsellikten ve cinsel uyaranlardan uzak kalmak cinsel isteği azaltabilir. Cinsel ilişki hep aynı, durağan ve fanteziden yoksun ise çift zamanla birbirinden uzaklaşabilir. Bu nedenle erkekler istemeseler bile eşlerine dokunmalı ve erotik masaj yapmalıdırlar. Bu ille de seks yapacakları anlamına gelmez ama kadının soğumasını önler.

    8-Kadının istemediği davranışlarda ısrar etmek

    Evlilikte ya da ilişkide anlaşmazlık varsa cinsel sorunu da beraberinde getirebilir. Özellikle kadının istemediği davranışlarda ısrar etmek, kadını öfkelendirir ve öfkeli kadın zamanla eşinden soğuyabilir.

    9-Cinsel performans ısrarı ve penis-vajina birlikteliğine odaklanmak

    Cinsellik, ruh, beden ve zihin üçgeninde yaşanılan bir süreçtir. Yani cinsellik çok boyutlu bir kavramdır. Bu boyutların eksik bırakılması ile yaşanılan cinsellik, kadın ve erkekte cinsel sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Seksi sadece penisin vajinaya girmesi ile sınırlamak, cinselliğin yalnızca neslin devamına yönelik olması gerektiğine ilişkin bazı tutucu görüşlerle de paralellik gösterir. Cinselliğin sevgi saygı ve güvenle birlikte yaşanması gerekir. Bunun aksi olursa kadın ve erkekte yaş ilerlediğinde ya da bir hastalık durumunda, yaşamaları gereken yakın ilişkilerden ya da sevgi paylaşımlarından yoksun kalmaya neden olabilir, çiftler birbirlerinden uzaklaşarak cinsel yaşamlarını sonlandırabilirler. Oysaki sadece penis-vajina odaklı olmaması gereken cinsel yaşamlarında dokunuş, sevgi ve güven duygularının paylaşımı çiftleri daha çok birbirine yaklaştırabilir.

    10-Kadının vücudunu beğenmemek

    Kadınlar vücutlarının nasıl göründüğüne çok önem verirler. Vücutlarını beğenmeyen kadınlar partnerlerinin bakış açısını kendi gözleriymiş gibi algılarlar. Bu nedenle erkek iltifat etmediğinde, beğendiğini ve arzuladığını partnerine hissettiremediğinde, kadın zamanla özgüvenini yitirir ve cinsel açıdan soğuk bir hale gelebilir.

    ÇÖZÜM İÇİN NE YAPMALI?

    CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Kısa’ya göre, cinsel isteksizliği çözmek için yapılacak ilk şey cinsel sorunu olduğu gibi kabullenmek. Partnerlerin yargılayıcı, suçlayıcı olmadan bu sorunu konuşabilmesicinsel isteksizliği çiftin ortak bir sorunu olarak ele alması ve birlikte çözüm yolları araması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Kısa, “Kadın beğenilme istediğini erkeğin gözünde görmeli, davranışlarında hissetmeli. Yani erkeğin kendisine karşı duyduğu ilgiyi tüm duyuları ile özümseyebilmeli. İşte bu gerçekleşebilirse, yaşanan cinsel soğukluk yerini sıcaklığa bırakır” dedi. Bireysel çabaların sonuç vermemesi ve meselenin tıbbi bir duruma bağlı olması halinde konunun uzmanına gidilmesi gerektiğini de hatırlatan Doç. Dr. Kısa, eğer sorun psikolojik ise bir cinsel terapiste başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

  • Güçlü Kadın

    Güçlü Kadın

    Erkekler bir yandan kadınların güçsüzlüğünden, ‘‘çıt kırıldım” hallerinden yakınırlarken, bir yandan da güçlü kadınlardan alabildiğine uzak dururlar. Hatta onunla karşılaştıklarında güçlü kadınla değil, ‘‘erkek” gibi kadınla tanıştıklarını zannederler. Bu nedenle onunla ‘‘sıkı dostlar” diye tanımlanacak bir ilişki kurmak isterler. İkili ilişkiye girmekten şiddetle kaçınırlar. Güçlü kadınların yaşadıkları ilişkilerde ipleri ellerine alacaklarına inanılır. Bu da erkeklerin pek hoşuna gitmez. Doğrudur, kontrolü kaybetmek pek onlara göre değildir. Aslına bakarsanız, güçlü kadın akıllı erkeğin seçimidir. Elele Dergisi, son sayısında işte bu konuya el atıyor ve güçlü kadının ne anlama geldiğini, özelliklerinin neler olduğunu anlatıyor. Dergiye göre güçlü kadın, mantığını duygularının ardına gizlemeyen, aksine onu hep ön planda tutabilen bir karaktere sahip. İnsanlar, olaylar ve sorunlar karşısında dimdik, ateşli, fütursuz.

    O SORUN YARATMAZ

    Güçlü kadınların hayatlarında hep bir erkek vardır. İlişkileri söz konusu olduğunda mutlulukları için fedakarlıkta bulunmaktan kaçınmazlar. En ufak bir problemde çaresiz kalıp, ağlayıp sızlamazlar. Aksine onlar hem kendileri, hem de erkek yerine düşünürler.

    Güçlü kadın ilişkisinin de güçlü olmasını ister ve ona sahip çıkar. İlişkisinin istediği gibi gitmesi için her türlü kolaylığı sağlar. Ancak bu kadın yenilgiyi asla hazmedemez ve onun en büyük korkusu terkedilmektir. Ne yazık ki güçlü olmak, sürekli ayakta kalmaya çalışmak, kendi sorunların bir köşeye atıp, sorun yaratmamaya çalışarak sürekli çevresindekilerin sorunlarına çözümler bulmak çok yorucu aynı zamanda çok yıpratıcı. Güçlü kadınlar da zaman zaman şarj olma isteği duyarlar.

    En güçlü kadınlar

    Osmanlı Devleti’nin 700. kuruluş yıldönümünde, saraylarda söz sahibi olmuş, Osmanlı kadınlarının resimleri New York’taki National Arts Club’da sergilenecek. Sanatçı Reyyan Somuncuoğlu’nun “Otto-Woman Sergisi”nde yer alan eserleri olan Dört Valide Sultan, Hürrem Sultan, Kösem Sultan, Safiye Sultan ve Nakşıdil Sultan başta olmak üzere, Osmanlı kadınlarının resimlerinden oluşuyor. Somuncuoğlu’nun sergisine konu olan Dört Valide Sultanın; Rus, Rum, İtalyan ve Fransız kökenli, başka bir din ve millete mensup olmaları, serginin en ilgi çekici tarafı olarak görülüyor. National Art Clup’ta, 1-8 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek serginin, Sabancı koleksiyonu kadar ilgi görmesi bekleniyor

    Haşin kadının fendi Barbie kızları yendi

    Baygın bakışlı, yayıldığı yerden asla kalkmayacak gibi gözüken porselen bebeklerin, aptal sarışınların, Barbie bebeklerin tahtı sallanıyor. İktidarı ele geçirmeye niyetlenen kadınlar, bu işi pek de zorlanmadan yapacağa benziyor. Çünkü tiplerine baktığınızda, her an şiddet uygulayabilecek, adaleli güzeller görüyorsunuz.

    Şu anda ‘‘Survivor’’ adlı şarkılarıyla listelerin tozunu atan Destiny’s Child topluluğunun lideri Beyonce Knowles, ‘‘Haşin Güzel’’ ekolünün öncü isimlerinden. Geçen yıl iki Grammy ve 4 Billboard ödülü kazanan, soul müziğin süper kızları Destiny’s Child’ın kurucusu Beyonce Knowles günümüzün en gözde güzellerinden. Bu kaslı kızlar topluluğunun müzikte zirveye oturmalarındaki en önemli etkenler hırslı olmaları ve ‘ben güçlüyüm’ mesajı veren bakışları. Knowles’ın saç modeli, makyajı, bakışları, pozları, elbisesinin desenlerine kadar vahşi güzelliği, estetikte değişim rüzgarlarını haber veriyor. Öte yandan gün geçtikçe yayılan ‘Yeni Atletizm’ akımı güçlü, güvenli ve bağımsız kadın mesajını vurguluyor. Bu tarzı yeğleyenler spor salonlarının en sadık müşterisi oluyor, gelişen kaslarla birlikte vücut yeniden biçimleniyor. Yağlar eriyor, kalçalar daralıyor, karın içe göçüyor, kilolar gidiyor ve baş, bedene göre iri ve orantısız duruyor.

    Şimdilerde ABD’de çok popüler olan ‘lolipop silueti’ denilen bu yeni güzelliği benimseyenlerin kıyafetleri, kimsesiz çocuklar misali üzerlerinden dökülüyor. Kadınlar artık vazo gibi, heykel gibi görünmek yerine fiziksel güç kazanmaya yatırım yapıyor. Hastalık derecesinde zayıflık yeğleniyor.

    Zamane kadınlarının tercihleri tenisin şampiyon kızları Serena ve Venus Williams, Madonna ve Angelina Jolie de hayat buluyor. Son filminde ‘Lara Croft’u canlandırmak için iki ay yoğun spor yapan Jolie haşin, güçlü kadın imajına kavuştu. Son turnesinde büyük ilgi gören, sporkolik Madonna’nın bedeni, hele de kolları benzersiz kaslarıyla baktırıyordu. İngiltere’de spor salonlarına ilginin patladığı, geçen yıl 1687 sağlık kulübünün açıldığı hatırlatıldı.

    Bağımsızlığınızı ölçün

    Bağımsız olmak için tek başına yaşamak gerekmiyor, insan iki kişi de olsa bağımsızlığını sürdürebiliyor. Aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar iç dünyanızın ne kadar bağımsız olduğunu ortaya çıkarmak için size yardımcı olacak.

    1. Kötü bir durum ile karşı karşıya kaldınız, kendinizi nasıl korursunuz?

    a) Sessizlikle

    b) Tırnaklarınızla

    c) Sözcüklerle

    d) Bakışlarınızla

    2. Gideceğiniz yere karar vermeden tatile çıkmak sizde nasıl bir duygu uyandırır?

    a) Çok eğlenirsiniz

    b) Sıkıntı duyarsınız

    c) Yaptığınızın gerçek bir aptallık olduğunu düşünürsünüz

    d) Hoşunuza gider ama yanınızda size rehberlik edecek birinin olmasını istersiniz

    3.Yapacaklarınızı en ince ayrıntısına kadar planlar mısınız?

    a) Evet her zaman

    b) Sadece iş konusunda

    c) Hiçbir zaman, bu sizi sıkar

    d) Sadece çok işiniz olduğunda

    4. Aykırı davranmak…

    a) Sizi heyecanlandırır

    b) Karşı koyamadığınız bir duygu

    c) Hiçbir zaman yapmazsınız

    d) Sıkıcı birşey

    5. Biriyle ilk buluşmanızda en çok hoşunuza giden…

    a) İnsiyatifin onun elinde olması

    b) Onu baştan çıkarmak için tüm taktiklerinizi kullanmak

    c) Ona bütün hayatınızı anlatmak

    d) Heyecanlanıp nasıl davranmanız gerektiğini bilememeniz

    6. Çok çekici biri size kur yapıyor, ne düşünürsünüz?

    a) Sevgilimle aramı bozacağını bildiğim için uzak durmaya çalışırım

    b) Bunda kötü birşey yok ki, belki iyi arkadaş oluruz

    c) Başta iyi davranırım ama sonradan görür o

    d) Ona karşılık veririm

    7 . Sevgiliniz hakkında ne diyorsunuz?

    a) Can sıkıcı

    b) İyi bir karekteri var

    c) Dünyanın en tatlı insanı

    d) Sert bir kişiliği var

    8. Hangi hayvanla kendinizi özdeşleştiriyorsunuz?

    a) Kedi

    b) Aslan

    c) Köpek

    d) At

    9. Şefiniz sizi haksız yere azarlıyor, tavrınız?

    a) Bulunduğunuz yerden gidersiniz

    b) Siz de ona hakaret etmek istersiniz

    c) Sakin bir tavırla olayları anlatırsınız

    d) Azarlanmayı önemsemezsiniz, ne de olsa siz doğruyu yapıyorsunuz

    10. Bağımsız olmak sizce…

    a) Başkalarına ihtiyaç duymamak

    b) İstediğinizi yapmak

    c) Programa bağlı yaşamamak

    d) Ekonomik özgürlüğe sahip olmak

    11. Rüyanızda en çok görmek istediğiniz şey…

    a) Jack Nicholson ile ateşli bir gece geçirmek

    b) Harrison Ford ile macera dolu bir yolculuk yapmak

    c) Psikoloğunuzla evlenmek

    d) Leonardo Di Caprio ile birlikte olmak

    12. Aşağıdakilerden hangisi sizi ilgilendiriyor?

    a) Aşk

    b) Arkadaşlık

    c) Başarı

    d) Para

    Değerlendirme

    Siz Bir Martısınız

    (26 puana kadar)

    Martı gibi bağımsız, serbest bir ruhunuz var. Karşınıza çıkan zorluklar karşısında yılmıyor, yeni durumlarla karşı karşıya kalmaktan çekinmiyorsunuz. Denizden ve güneşten uzakta yaşayamıyorsunuz. Detaylara kadar yapılmış programlar sizi sıkıyor. Hatta acı veriyor. İş yaşamında da aşkta olduğu gibi serbestlikten yanasınız. Yeni şeyler, yeni insanlarla karşılaşmak merakınızı kamçılıyor. Maceracı kişiliğiniz sizi merak ettiklerinizden uzak tutamıyor. Kararlı ve güçlü bir kişiliğiniz var. Kendinizden eminsiniz ve limitlerinizi biliyorsunuz. İkili ilişkilerde ya lider oluyorsunuz ya da uzaklara kaçıyorsunuz. İyi yaşamak için sizi takip eden ve uzaklara uçabilecek bir partner bulmalısınız. Bazı zamanlar ayaklarınızın yere basması gerektiğini, biraz olsun etrafı dinlemeyi de unutmamalısınız.

    Siz Bir Kedisiniz

    (28-46 puan arası)

    Siz tam bir ev kedisisiniz. Kurnaz, ihtiyatlı biraz da içten pazarlıklı. Bağımsızlığı seviyorsunuz. Kararlarınıza karışılmasından nefret ediyor, devamlı sevilmek istiyorsunuz. Kararı siz verdiğiniz sürece her türlü oyuna katılıyorsunuz. Sizi gerçekten ilgilendiren bir konu varsa ısrarcı olabiliyorsunuz. Kendinizi çok iyi tanıyor bu yüzden limitlerinizi zorlamıyorsunuz. Ama kedilerin de zayıf yanları olduğunu unutmayın. Kesinlikle emin olmadıkça hiçbir işin içine girmiyorsunuz. Aşkta da işte de doğru zamanda doğru hareketlerle karşınızdakini baştan çıkartıyorsunuz. Engeller sizi korkutmuyor, böyle anlarda tırnaklarınızı çıkarmaktan da çekinmiyorsunuz. Ulaşamayacağınız bir şeyle karşı karşıya kaldığınızda ise yenilgiyi kabullenmeyi biliyorsunuz.

    Siz Bir Oyuncak Ayısınız

    (48 puandan fazla)

    Sıcaklığa, yumuşaklığa, okşanmaya, sevilmeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Romantik bir kişiliğiniz var. Yönetilmeyi seviyorsunuz. Maceralara atılmaktan nefret ediyorsunuz. Değişimlerden korkuyorsunuz. Yalnız sizi uzaklara götüren hayalleri seviyorsunuz. Kendinizden tamamen emin olmasanız da pozitif yanlarınızı biliyorsunuz. Genellikle güvendiğiniz birinin yardımına ve tavsiyelerine ihtiyaç duyuyorsunuz. Lider olmaktansa o lidere bağlı er olmayı tercih ediyorsunuz. Bu, sizin yönetmeyi beceremediğiniz anlamına gelmiyor sadece yönetmek istemiyorsunuz. Acil durumlarda kendinizi ortaya çıkarmaktan hoşlanıyorsunuz. Güvenli bir koltukta oturabimek sizin için bağımsızlık anlamına geliyor.

    Güçlü Kadının 5 Özelliği

    Kadınlar her konuda  güçlü ve seksi olmak isterler.Zayıf görünmeyi asla tahammül edemeyen bayanlar her zaman kontrolün elinderinde bulunmasından inanılmaz haz duyarlar. Erkeklere de zayıf güçsüz kadınlar cazip gelmemektedir. Kadını güçlü kılan 5 özelliği okuyup öğrenebilirsiniz. Kendini zayıf ve güçsüz hiseden bayanlar güçlü görünmeye hazır mısınız?

    İstihbarat

    Her kadın güçlüdür. ilk önce bir kadın zeki olduğunun farkına varmalıdır. Bu doğrultuda zekasını kullanarak yaratıcılığını kullanmalıdır. Karşısındakine zeki olduğunu hissettirmelidir. Her şeyden herkesten haberdar olmalıdır.

    Dürüstlük

    Her konuda dürüst olmalısınız ve karşınızdakilerede bunu hissettirmelisiniz. İnsanlarda ve erkeklerde oluşturduğunuz güven sizi her zaman güçlü kılacaktır.

    Hırs

    Hırs çok önemlidir. Hırs olmadan kadın kendini güçlü hissedemez. Evde, işte, her yerde hırslı olan kadının kendine güveni çok fazla olur.

    Tutku

    Tutku hırs ile birlikte gider,insana ayrı bir kişilik katar. Bir kadında tutku yoksa onun zayıf bir kişiliğe sahip görünmesine neden olur. Tutku da sadakat ile bağlıdır.

    Güç “Hayır” demede

    Hayatınızdan evet sözünü çıkartarak onun yerine hayır kelimesini koyduğunuzda istemediğiniz şeylerin olmasını engelleyebilirsiniz. Böylelikle güç siz olmuş oluyorsunuz.

    Bunlara katılıyor musunuz? Ne güçlü bir kadın yapar sizce? Kimin hayatında güçlü bir kadın var?

  • Este Elbise Modelleri 2012

    Este Elbise Modelleri 2012

    Este Elbise 2012 Modelleri Galerimizde Sizlerle…

    Este Elbiseler

  • Kalıcı Saç Düzleştirme Nasıl Yapılır?

    Kalıcı Saç Düzleştirme Nasıl Yapılır?

    Kalıcı saç düzleştirme işlemi
    Kalıcı Saç Düzleştirme İşlemi Nasıl Yapılıyor?
    Kalıcı saç düzleştirme yöntemleri
    Kıvırcık saçlar kalıcı olarak nasıl düzleştirilir? 

    Kalıcı Saç Düzleştirme Nasıl Yapılır?

    Kıvırcık saçlı kadınların en büyük derdi sürekli saçlarınıza fön çektirerek düz saçlara sahip olmak adına hem meşakkatli hamda saçları yıpratıcı uygulamalara maruz kalmaktır. Özelikle çalışan kadınların, kıvırcık saçları her gün işe giderken fön çekerek düzleştirme çabaları tam bir eziyete dönüşür. Bunun yanında yaz mevsiminde düz fön çektirdiğiniz kıvırcık saçlarınızla, denize veya havuza girip çıktığınızda bütün fönünüz bozulup saçlarınızın tekrar kıvırcık model alması kaçınılmaz. 


    Kalıcı saç düzleştirme yaptırdığınız zaman ortalama 8 ay boyunca dümdüz fönlü saçlarınız oluyor. Üstelik kalıcı saç düzleştirmenin salarınızı 8 ay boyunca daha parlak, daha canlı gösterebilme gibi bir avantajı da var.

    Kalıcı saç düzleştirme nasıl yapılır?

    Kalıcı saç düzleştirme uygulaması ilk önce saçlarınıza saç analizi yapılarak, saçınızın son durumunun tespit edilmesiyle başlanıyor.
    Ardından saçlarınıza saç koruyucu sprey sıkılıyor ve saçlarınız taranmaya başlanıyor.
    Saçlarınızın yıpranmış kısımları tespit edilerek buralara saç bakımı uygulanıyor
    Saçlarınızın pul tabakasını açan saç bakım ürünü saçınıza sürülüyor ve bir süre bekletiliyor
    Ardından saçlarınız yıkanıyor ve ısıdan korumak amacıyla başka bir saç spreyi sıkılıyor
    Saçınız kâğıt kadar incelikte bölümlere ayrılıyor ve düzleştirici saç maşası ile düzleştirilmeye başlanıyor. Saçınızın uzunluğuna, çokluğuna bağlı olarak bu saç düzleştirme işlemi 1-2 saat arası sürebiliyor.
    Saçlarınızın tamamı düzleştirildikten sonra, düz saçınızı sabitleyecek bir sabitleyici süt sürülüyor ve bekletiliyor
    Ardından saçlarınız durulanıyor ve tekrar saç bakım ürünü sürülüyor
    Ardından hemen hiçbir saç fırçası kullanmada, saçınıza fön tutuluyor ve kuaförden çıkıyorsunuz.
    Kalıcı saç düzleştirme uygulamasını yaptırdıktan sonra 3 gün boyunca asla saçınızı yıkamıyorsunuz, asla toka takmıyorsunuz, toplamıyorsunuz. Kalıcı saç düzleştirmenin başarılı sonuç vermesi için ilk 3 gün bu kurallara uymanız çok önemli. 3 gün sonra ortalama 8 ay sürecek bir düz saç sefanız sizi bekliyor.

  • Ortanca Çiçeğinin Bakımı

    Ortanca Çiçeğinin Bakımı

    Ortanca nasıl bir bitkidir? Ortanca nasıl çiçek açar? Ortanca Bakımı ve çoğaltılması nasıl olur? Ortanca bitkisinin yetiştirilmesi ile ilgili bilgiler…

    Hydrangea (ortanca) çok yükselemeyen çalı türü bir süs bitkisidir. Yarı gölgeli nemli yerleri sever. Bu yazımdaki ortanca bakımı ve yetiştirilmesi hakkındaki bilgiler ülkemizde en çok yetiştirilen (resimde gördüğünüz) ortanca çeşidi hakkındadır. Ortanca çiçekleri için yetiştirilmesine rağmen zarif dalları, güzel büyük yapraklarıyla oldukça dekoratif bir bahçe bitkisidir.

    Güneşe ihtiyaç: Tam gölgeli yerlerde yaşayabilir fakat iyi bir randıman beklemeyin. Yarı gölgeli yerlerde daha iyi gelişim gösterir. Veya sadece güneş tam tepede iken güneşten korunmalı. Aşırı güneşli yerlere de uyum sağlayabilir. Fakat sıcaklık da çok ise yaprakları pörsür. Yeterince su alıyorsa akşam tekrar düzelir, sıcak ve güneşli günleri böyle geçirir. Bu problem değil, esas problem şu: Potasyum eksikliği + aşırı güneşli fazla sıcak hava bir araya gelirse tomurcuklar mini mini hallerindeyken kuruyup dökülür. Güneş görmesi açısından en iyi ortam, güneşin ağaç yaprakları ile veya şeffaflığı biraz azaltılmış naylonla filtrelenmiş olduğu ortamdır.

    Sevdiği toprak: Asitli toprakta da alkalinli (kireçli) toprakta da rahatça gelişir. Alkalin çok fazla yüksek olmamalı bu zararlıdır. Fazla asitli toprağı tolere edebilir ama fazla alkalinli toprağı tolere edemeyebilir. Etli / killi topraklar hem besince daha zengindir hem iyi su tutar. Perlitle terbiye edilerek havadarlığı ve süzekliği arttırılırsa ortancalar için en iyi doğal toprak budur. Sarımsı kahverengi, yumuşak, kolayca parçalanan kayaları ufalayıp ortanca dikeceğiniz toprağa katmanızda da yarar var. Toprağa ayrıca yaprak çürüntüsü vb. maddeler bolca katın. Bulabilirseniz sphagnum yosununun çürüntüsü (peat moss) toprağına karıştırın, su tutmada ve suyu korumakta oldukça başarılıdır.

    Sulama: Suyu çok sever. Fakat bu çamur gibi toprakta yetiştirin anlamına gelmez. Yani toprağı hafifçe kuruyana kadar sulamayacaksınız. Aşırı sulamada yapraklarda hastalıklar oluşuyor. Ortanca suyu çok seviyor diye bol bol sulayan herkesin ortancalarının yapraklarında lekeler başlar, kurumalar ve çürümeler görülür. Neredeyse istisnası yok.

    Besleme: İlkbaharda ortancaların dibini kazın, çıkardığınız toprağı sığır gübresi ve yaprak çürüntüsü ile karıştırıp tekrar kapatın. Ayda bir suya karıştırılarak verilen genel amaçlı sıvı gıdayı azaltılmış dozda haziran ortasından eylül ortasına kadar 8 haftada bir verirseniz ortancalarınız hem daha sağlıklı gelişir hem daha iyi çiçek açar hem de kışa ve gelecek bahara iyi bir hazırlık yapmış olur. Karasal iklim olan Ankara gibi yerlerde ağustos sonuna doğru poyasyum oranı biraz yüksek besin verilmeli. Bunun yerine dibine odun külü dökerek toprağa karıştırmak da olur. Potasyum ortancaların hem aşırı soğuklardan hem aşırı sıcaklardan korunma mekanizması geliştirmesini sağlar.

    Budanması: Yaz boyunca çiçekler için yapılması gereken küçük budamaları biraz aşağıda okuyabilirsiniz. Esas budama kış aylarında yapılır, bütün dallar dibe yakın kesilir. İstanbul şartlarına göre kasım sonundan şubat sonuna kadardır diyebiliriz. Boyları 15 cm – 30 cm kadar uzunlukta kalmalı. Kış boyunca donan bozulan dallar olursa dipten kesilmeli.

    Çiçekleri hakkında:
    • Kışın dondan zarar görmüşse o yıl çiçek açmayabilir. Yaz sonunda potasyum zengini gıda vermek iyi gelir, böylece ağır olmayan don olaylarından zarar görmezler. Kışları çok sert geçen bölgelerde dondan korumak için tedbir almak şarttır. Böyle yerlerde en iyisi ortancaları büyük saksılarda yetiştirmek ve kışı ısı sıfırın altına fazla inmeyen bir yerde geçirtmektir.
    • Genelde yaz ortasına doğru çiçeklenmeye başlarlar. Henüz mayıs ayında iken hiç tomurcuk yoksa canınızı sıkmayın sabırla bekleyin.
    • Güzelliği gitmiş çiçekleri vakit kaybetmeden derhal kesmelisiniz ki ortanca “nasılsa tohum oluşturmaya başladım, artık çiçek açma zahmetine girmeyeyim” diye düşünmesin. Hem böylece yeni çıkan tomurcukların kaliteleri de iyi olur.
    • Daha büyük çiçekler elde etmek için dallarında seyrekleştirme yapmanız gerekir.

    Mavi çiçekli olması için asitli toprak gerekiyor:
    Dikkat: Aşağıdaki uygulamalarda aşırıya gidilmemeli. Zira aşırı asitli topraklar bitkileri zehirler ve öldürür.

    Nötr (pH 7 civarları) topraklarda ve alkalin değeri yüksek (pH 7 üstü) topraklarda mavi çiçek elde edemezsiniz. Yukarda tarif ettiğim toprak karışımına ilaveten toprağına alüminyum sülfat katmak gerekiyor. Kireçten arındırılmış (» PH değeri düşürülmüş) su ile sulayın.
    • Mavi çiçeğin en kolay yolu: Gerçek toprak yerine torf (veya özel açelya toprağı) + ponza taşı karışımı kullanmak ve kireçsiz su ile sulamak.
    • Toprak nötr olup alüminyum az olursa beyaz veya çok soluk renk çiçekli olabilir. Toprağın alkalin değeri yüksekse (kireçliyse) çiçekleri pembe olur. Pembelik dereceleri; koyu pembe, morumsu pembe gibi renklerde çiçekler elde etmek için mavi renkli çiçek açmasını sağlayan toprağa ayrıca superphosphate veya fosfor oranı yüksek besin katmak gerekir. Veya bu konuda deneyimleri olan insanlardan taktikler öğrenebilirsiniz.
    • Bütün bunlardan başka kırmızı topraklar demir bileşiklerince zengindir; bunun da renk üzerinde etkisi vardır.
    • Bulunduğu yerin sıcak olmasının renk tonlarında etkisi görülmüş. Hatta ortamın havasının nemliliğinin bile etkisi olduğu söyleniyor.
    • Toprak yapay olarak değil doğal olarak alüminyumlu ise ve asitliyse, morumsu renklerde bunun önemi vardır. Yeşil killi topraklarla denenebilir.
    • Her saksıda ayrı topraklarla ayrı uygulamalarla beyaz – mavi – pembe renklerinin çeşitli farklı tonlarda karışımları ile tatlı koyu pembeden tatlı mora, acı çivit mavisine, berrak maviye kadar çok farklı renklerde çiçek açtırabilmek mümkün.

    Ortancayı çoğaltma yöntemleri
    1- Tepe çeliği ile çoğaltmak: Nisandan ağustosa kadar yapılabilir. Çiçeksiz taze dallardan 15 – 20 cm uzunlukta tepe çelikleri alınır. İki – üç çift yaprakları olmalı. En alttaki yaprakları kopartın. Köklendirme tozu varsa daha iyi olur: dip ucunu köklendirme tozuna bulayın. Sonra 3 cm derine gömün. Köklendirme toprağı kumlu toprak veya yarı yarıya ölçülerde perlit + torf karışımı olabilir. Üstüne kavanoz geçirin veya naylonla kaplayın veya bu işi pet şişe içinde yapın. Pet şişe daha uygun çünkü köklendiği zaman kökleri görürsünüz. Kapağı kapalı olacak ve direkt güneş almayan bir yerde köklenene kadar bekletilecek. Pet şişeyi yarıdan kesin, alt kısmın içine nemli karışımı doldurun çeliği dikin ve şişenin kesik kısımlarını plaster ya da seloteyp gibi bir şeyle yapıştırın. Sulamaya gerek yok çünkü kapalı olacağından dolayı su kaybı olmaz. Toprak veya karışım yeterince nemli değilse çok az sulayarak nemlendirin. Köklenme gerçekleşince esas yerlerine dikebilirsiniz.
    2- Havai daldırma ile ilgili yazıma bakın, 1 numaralı usule uygun dallarından yapmayı deneyin.
    3- Kök çeliği ile çoğaltmak: Bu usul çok bereketli bir usuldür. Bitki tamamen uyku dönemindeyken (kasım sonundan şubat sonuna kadar) yapılmalıdır.
    4- Daldırma ile çoğaltmak: Yaz sonunda yapılır. Dallarını yapraklarından arındırıp doğrudan toprağa dikeceksiniz. Köklenmesini çabuklaştırmak için köklendirme tozu hormonu dal diplerine sürülmeli.
    5- Kökten ayırma ile: Dipten çıkan ve yeterince köklenmiş olan sürgünlerin ayrılmasıyla yapılır. Bitki uyku dönemine girdiği zaman, kasım sonundan itibaren yapmak daha iyi olur.
    6- Genç dallarını suda köklendirme ile de çoğaltabilirsiniz. Bunun püf noktaları için suda köklendirme yazımı muhakkak okumalısınız.

    Yukardaki altı usul için ek gereklilik: Köklenen fideleri uygun toprak karışımlı saksılara dikin ve sulayın. Sonra saksıya naylon geçirerek üstten bağlayın. Çok serin olmayan ve direkt güneş almayan bir yerde bir hafta bekletin. Yüksek nemlilik taze köklerin yeni toprak ortamına tutunmalarını ve uzamaya başlamalarını sağlar. Bunun için bir hafta süre yeter.

    Tavsiye: Köklendirilmiş ortanca dallarını bazen açıkta satarlar. Bunları alıp ekerseniz genelde tutmaz, kurur. Kurumaması için yukarda anlattığım gibi yapmalısınız.

    ortanca çiçeği bakımı
    ortanca çiçeği bakımı
  • Etimek Tatlısı

    Etimek Tatlısı

    MALZEMELER
    3 Adet armut (yada istediğiniz mevsim meyvası)
    1 Paket etimek

    Şurup için
    1,5 su bardağı tozşeker
    1 Çorba kaşığı limon suyu
    2 Su bardağı su

    Krema için
    1,5 su bardağı tozşeker
    1 Yumurta sarısı
    1 Çorba kaşığı nişasta
    2,5 Su bardağı süt

    HAZIRLANIŞI
    Derin bir tencerede şurup malzemelerini karıştırıp kaynatın ve soğumaya bırakın,Armutları soyup dilimleyin ve şuruba batırıp 5-6 dakika bekletin,
    Çıkartıp kevgire alın, Etimekleri şuruba batırıp geniş bir tabağa alın,
    Başka bir kapta şeker ve yumurta sarısını iyice çırpın,Süt, un ve nişastayı ilave edip koyu bir kıvama gelene kadar kaynatın, Servis tabağına aldığınız etimeklerin üzerine armut dilimleri ve bir kat krema şeklinde kat kat yerleştirin.Bu şekilde iki kat yapın, Üzerini etimek ile kapatın, Daha sonra krema ile kaplayıp armut dilimleri ile süsleyin. Soğuyana kadar buzdolabında bekletin ve soğuk olarak servis yapın.

    Afiyet olsun…

    etimek tatlısı tarifi
    etimek tatlısı tarifi