Blog

  • Çocuk zekasını kimden alıyor?

    Çocuk zekasını kimden alıyor?

    İskoçya’daki Glasgow Sağlık Merkezi’nin gerçekleştirdiği bir araştırma çocukların zekasını babadan değil, anneden aldığını ortaya koydu. Daha önceki araştırmalarda zekanın babadan geçtiği düşünülüyordu. Ancak, son yapılan araştırmalarda zeka genlerinin X kromozomlarında bulunduğu, söz konusu X kromozomlarından kadınlarda iki, erkeklerde ise bir adet bulunduğu ifade edildi. Genleri dışında, çocukları daha zeki olan kadınların onlarla sıkı bağ kuran anneler olduğunu ve çocukların problem çözme sürecinde onları destekleyen bir pozisyon aldıkları görülüyor. Çocuklarla kurulan duygusal ilişkinin de beyni geliştirdiği, ABD’deki Washington Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma ile ortaya çıktı. Annesinden duygusal destek alan çocukların beyinlerindeki ‘hipokampus’ (hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan bölge) bölgesinin duygusal olarak annelerinden uzak olan çocuklardan yüzde 10 oranında daha büyük olduğu belirtildi.

     

    Kaynak: gazetevatan.com

  • İdeal beden için 8 formül

    İdeal beden için 8 formül

    Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, kilo sorunu olan hemen herkesin ortak derdinin fazla kilolardan kurtulmak ve ideal beden ölçülerine kavuşmak olduğunu söyledi.
      Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, ideal beden için 8 formülü şöyle sıraladı
      “1-Bol miktarda su tüketin
      Patates cipsi tüketip gözyaşı dökmektense önce bir bardak su içmeyi denemelisiniz. İnsanlar bazen açlık duygusu ile susuzluk ihtiyacını karıştırdıkları için gereksiz besinler tüketirler. Bunun yerine bir bardak soğuk su içmeyi denemelisiniz. Soğuk suyun ekstra kalori yakımına destek olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca içtiğiniz su içerisine elma, salatalık, yeşillik, karanfil ve tarçın ekleyebilirsiniz.
      2- Gece aperatiflerinde seçici olun
      Gün içerisinde en mantıksız besin seçimlerini evimize gelip oturup dinlendiğimiz zaman yaparız. Özellikle akşam yemek sonrasında şuursuzca besin tüketimi gerçekleşen çok kişi vardır. Bunu engellemenin en basit yolu ortalama 100 kalorilik bir ara öğün seçimi yapmanızdır. Örneğin yarım su bardağı light dondurma gibi. Belli bir saatten sonra mutfağın kapısını kapatmayı unutmayın.
      3- En sevdiğiniz yiyecekleri keyfini çıkarın
      Hayatta birçok konuda seçici olan bizler yemek konusunda seçim yapmadan her besini tüketebiliyoruz. Her besini tüketmek yerine favori besinlerinizi daha ön planda tutarak beslenme programı uygulayabilirsiniz. Ama burada da porsiyon kontrolü önemlidir. Sevdiğiniz kurabiyeyi bir paket veya kilo ile almaktansa bir adet alabilirsiniz. Veya son zamanlarda moda olan küçük porsiyon miktarlarından daha fazla adet almaktansa bir tane büyük porsiyon tüketmelisiniz. Çünkü elinizin altında sevdiğiniz besini sürekli bulundurmanızda risktir.
      4- Gün içinde az ama çeşitli besinler tüketin
      Amacınız kilo kaybetmekse günlük aldığınız kalori miktarını azaltmalısınız. Her zaman aç olduğunuzda daha düşük kalorili besinleri seçmeniz doğru seçim olacaktır. Yapılan çalışmalar günde 4-5 öğün tüketen kişilerde iştah kontrolü ve kilo kaybının daha iyi olduğunu göstermektedir. Gün içerisinde yemeklerin veya atıştırmalıkların bölünmesi, yemekten aldığınız keyfi de arttıracaktır.
      5- Her öğünde protein tüketin
      Protein hem karbonhidratlardan hem de yağlardan daha uzun süre tokluk hissi verir. Aynı zamanda yağ yakımını hızlandıran protein bunlara ek olarak kas kütlenizin korunmasına da yardımcı olacaktır. Kısacası ana yemekler ve aperatifler için deniz ürünleri, et, yumurta, yoğurt, peynir, soya, fındık veya kurubaklabil gibi sağlıklı proteinleri tercih etmelisiniz.
      6- Yemekleri baharatlarla renklendirin
      Ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da baharatlar sıklıkla yemeklerde kullanılmaktadır. Eğer kendinize farklı yemekler hazırlamak ve damak tadınızı geliştirmek istiyorsanız yemeklerinizde baharatları ihmal etmeyin. Damak tadınızın gelişmesi yemeklerden daha tatmin olmanızı sağlayacağı için daha az besin tüketimini de sağlayacaktır. Ayrıca tatlı tüketimini seven kişilerin acılı baharatları tüketmesi tatlıya olan eğilimini azaltacağı unutulmamalıdır.
      7- Lifli besinleri ihmal etmeyin
      Kabızlık probleminiz varsa kilo kaybetmeniz işkenceye dönebilir. Çünkü çalışmayan bir barsak sistemi yaşam kalitenizi düşüren başlıca etmendir. Bu sıkıntıyı yaşamamak için lifli besinleri sofranızdan eksik etmemelisiniz. Lifli besinler kabızlığı önlemesinin yanı sıra kolesterolü de düşürür. Ortalama 1000 kalori başına 14 gram lif alınmalıdır. Erkeklerde 38 gram lif alması gerekirken kadınlarda bu rakam 25 gramdır. Bu miktarın alınması için gün içerisindeki beslenme programınızda salata, baklagil, kuruyemişler ve meyveleri ihmal etmemelisiniz.
      8-Yavaş kilo verin
      Eğer hızlı kilo kaybı hevesliyseniz ömrünüzün sonuna kadar kilo probleminiz devam edecek anlamına gelmektedir. Çünkü kilonun kalıcılığı için yavaş kilo vermek en doğru yoldur. Ama bireyler için en önemli unsur hızlı kilo kaybı olduğu sürece sürekli farklı uzmanların kapısını çalacak ama sonuç hep hüsran olacaktır. Eğer ayda tüm vücut ağırlığınızın yüzde5-yüzde10 arasında kilo kaybınız varsa başarılısınız demektir.”
    Kaynak: gazetevatan.com
  • Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

    Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

    Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler Bebeğiniz tuvalet alışkanlığı kazanana kadar her zaman pişik olma ihtimali bulunur. Kapalı bezler, cilde yeterince hava aldırmayıp bebeğin hassas cildini tahriş edebilir ve oluşan hassasiyet, bebeğinizin huzurunu kaçırır. Peki, pişik oluşumunu önlemek veya var olan pişik problemini tedavi etmek için neler yapılabilir? Pişiğe dair merak edilenleri anlattık.

    Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

    Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
    Bebeklerde Pişik ve Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

    Neden Pişik Olur?

    Altı bağlanarak cildin havasız kalması, altını kirlettiğinde bezin hemen değiştirilmemesi, ıslak ve nemli bebek bezi, alt temizliği için kullanılan çeşitli kimyasallar ya da sadece bezin cilde sürtünmesi gibi durumlarda pişik meydana gelebilir. Bu nedenle pişik oluşumunun neden kaynaklandığı bulmak, pişiğin tedavisi konusunda alınacak ilk önlemdir ve alışkanlıklarda yapılacak bazı ufak değişikliklerle pişik oluşumu önemli ölçüde giderilebilir.

    Pişiğe Karşı Bunlara Dikkat!

    Genellikle genital bölgenin nemli kalması ile artış gösteren pişiği önlemek için bebek bezi sıklıkla değiştirilmeli, altını kirlettikten sonra bebeğin altı ılık su ile yıkanmalıdır. pH değeri bebek cildine uygun ıslak mendiller dışarıda olduğunuz zamanlarda kullanılsa da evdeyken altın yıkanıp kurulanması ve mümkünse bir 15 dakika açık kalarak hava alması önerilir. Ayrıca sürtünmeden kaynaklanan pişiği önlemek için bebeğin bedenine tam uyan bez seçimi yapılmalıdır.

    Bez bağlanırken bel kısmında hafif bir boşluk bırakılması da bezin içinde hava dolaşımına imkân verecektir. Bir diğer önemli nokta ise bezin üzerine giydirilecek giysinin seçimidir. Sentetik olmayan, pamuklu kumaşların tercih edilmesi, bebeğin cildinin hava almasını sağlar. Tüm bunlara ek olarak pişik önleyici bebek bakım ürünleri de kullanılabilir.

    Pişik Önleyici Ürünler

    Bebeklerin bez döneminde sıklıkla karşılaşılan problemlerden biri olan pişik, bebeğin canını sıkıp onu huzursuz edebilir. Bu yüzden pişik oluşumuna karşı pek çok koruyucu ürün geliştirilmiş, bebek bezleri de yüzeyi kuru tutabilecek şekilde tasarlanmıştır. Pişik önleyici kremler, pudralar, organik bebek bezleri ya da alkolsüz ıslak mendil gibi ürünler kullanarak pişik sorunu önemli ölçüde azaltılabilir. Ancak doğru ürün seçimi konusunda kendinize ve bebeğinize biraz zaman tanımalı, farklı markaların ürünlerini deneyerek cildin ne reaksiyon vereceğini gözlemlemelisiniz.

    Pişik Tedavisi

    Pişik tedavisinde bebeğin cildi ile uyumlu pişik kremleri önemli yer tutsa da zaman zaman pişiğin enfeksiyon kapması ve gittikçe yayılması da görülebilir. Bu durumda doktorunuza başvurmak en doğrusudur. Ayrıca alınan tüm önlemlere ve kullanılan ürünlere rağmen pişiğin 1 haftadan uzun sürmesi durumunda da doktorla iletişime geçmekte fayda var.

     

    Kaynak: blog.gittigidiyor.com

  • Zor erkeklerle başa çıkma rehberi

    Zor erkeklerle başa çıkma rehberi

    Biz kadınlar karmaşık varlıklarız. Tamam ama erkekler bizim kadar karmaşık olmamalarına rağmen kafamızı fazlasıyla meşgul edebiliyorlar. İşte size komplike erkeklerle nasıl başa çıkmak gerektiğine dair bir reçete.

    Çoğu kadının çok iyi bildiği bir problemden bahsedeceğiz. Birlikte olduğunuz insanı seviyorsunuz, her şey neredeyse mükemmel gibi. Neredeyse! Çünkü sevgilinizin o bir tane alışkanlığı, zaman zaman neden bu ilişkiyi yaşadığınızı sorgulamanıza sebep oluyor. “Onu değiştiremezsin, bu onun yapısı” diyor arkadaşlarınız. Ama öylece vaz mı geçmeli? Belki bir gün bu huyundan kurtulamaz mı? Size dört zor erkek tipi tanıtıyoruz. Görünen gerçeğin haricinde neler olabilir? Onunla en akıllıca nasıl başa çıkabilir ve ilişkinizi düzeltebilirsiniz?

    Kıskanç erkek

    Sorunu

    Bu adam sizi el üstünde tutuyor. Her gün ne kadar güzel olduğunuzu, sizi ne kadar çok sevdiğini söylüyor ve size sanki nadide bir mücevhermişsiniz gibi davranıyor. İşte problemi de tam olarak bu. Ona göre en iyisi; sizi pamuklara sarıp altından bir kafese koyabilmek olurdu. Diğer erkeklerin de kendisi gibi size hayran olacağını düşünüyor. Telefonda siz konuşurken duyduğu bir erkek sesi, karşı cinsten aldığınız bir mesaj ya da bir partide birazcık fazla muhabbet ettiğiniz herhangi bir erkek sinirlerini ayağa kaldırmaya yetiyor. Onsuz dışarı çıkmanız ise dünyanın en korkunç olayı. Sürekli olarak “Neredeydin; telefonun neden kapalıydı; kiminleydin” sorularıyla boğuşmanız gerekiyor.

    Bu davranışın altında yatanlar

    İkili ilişkiler söz konusu olduğu zaman kendine güveni olmayan bir adamla karşı karşıyasınız. Bilinmeyen bir sebepten dolayı kendisini sevilmeye layık bulmuyor ya da daha önceki ilişkilerinden birinde arkasından dolap çevrildiği için ilişkilere artık güvenmiyor.

    Nasıl davranmalısınız?

    Ona olabildiğince açık davranmalısınız. Bir şeyler saklamaya başladığınız andan itibaren kaybetmiş sayılırsınız. Çünkü bu şekilde onun güvensizliğini haklı çıkarmış olursunuz. İş yemeğinizde sadece erkekler olduğunu ona da anlatın. Eski sevgilinizle buluştuğunuzu saklamayın. Bir erkekle sohbet ederken, onun kıskanç bakışlarını umursamayın. Eğer gerginlik yaratırsa, mümkün olduğunca sakin tepki verin. Ondan bir şey saklamanız gerekmediğini çünkü onu sevdiğinizi ve dürüst olduğunuzu söyleyin. Bu şekilde topu ona atmış olursunuz.

    Sonuç

    Eğer kendine olan güvensizliği çok fazla değilse, bu davranışıyla ilişkinize nasıl zarar verdiğini zamanla anlamaya başlar. Böylece içinde yaşadığı aşırı hisleri kontrol altına almak için elinden geleni yapmaya özen gösterir.

    İş bağımlısı erkek

    Sorunu

    Hafta arası yalnız başınıza hayatı yaşamaya alıştınız çünkü sevgiliniz sabahtan akşama, akşamdan sabaha işiyle meşgul. Buna alışmış olabilirsiniz fakat hafta sonlarını da yalnız geçirmek canınıza yetti.

    Bu davranışın altında yatanlar

    İş bağımlısı insanlar kendilerini ortaya çıkarttıkları çalışmayla bağdaştırırlar. Erkekler için bu statü meselesidir. Boşta kaldıklarında işe yaramaz, anlamsız ve mutsuz hissederler.

    Nasıl davranmalısınız?

    Onu ikna etmeye çalışmak bir kumarbaza artık kumar oynamamasını söylemek kadar faydasız bir davranıştır. En iyi yöntem bu bağımlılığının yerine koyabileceği bir meşgale bulmaktan geçer. Onunla geçirdiğiniz kısıtlı zamanı, hoşuna gidecek aktiviteleri keşfetmeye çalışmak için kullanın. Sevgilinizin nasıl bir insan olduğuna göre; onu doğa gezintilerine çıkmaya, sandal kiralayıp keyif yapmaya ya da pikniğe gitmeye razı edebilirsiniz. Önemli olan ortamda yapılacak bir iş bulunmamasıdır. Ve tabii ki bunları yaparken, sizin de eğleniyor olmanız çok önemli. Eğer onun kalbinin daha hızlı atmasını sağlayacak bir aktivite bulduysanız, birlikte bunu yapacağınız bir gün planlayın.

    Sonuç

    Fazla fedakarlık ve faaliyet gerektiren iş kollarında çalışan iş bağımlısı sevgilinizi bu davranışından vazgeçirip başka konulara yönlendirmek oldukça zor. Ancak akıllıca planlanmış yararlı ve eğlenceli bir plan ile başarıya ulaşmanız mümkün.

    Bağlanma korkusu yaşayan erkek

    Sorunu

    Birlikte çok güzel bir hafta sonu geçirdiniz. Bolca sohbet, cilveli oyunlar, şefkat gösterileri… Dr. Jekyll ve Bay Hyde sendromuna yakalanana kadar. “Çok fazla beklentin var, bu kadar üstüme gelme, bırak ben sana yaklaşayım” dedikten sonra çekip gidiyor. Siz de şaşkınlıkla bakakalıyorsunuz, başınızdan aşağı bir kova soğuk su dökülmüş gibi. Oysa ki sadece, “Haftaya cumartesi bir parti var, birlikte gidelim mi” diye sormuştunuz.

    Bu davranışın altında yatanlar

    Bağlanma korkusu olan erkekler, kadınlar tarafından ele geçirileceklerini düşünürler. Bu tip erkekler, bir kadına çok fazla güvenmemek ve kendini ona teslim etmemek gerektiğine inanmalarına neden olan talihsiz deneyimler yaşamışlardır geçmişte.

    Nasıl davranmalısınız?

    Bir dahaki sefere, “Gel buraya ya da yok istemem, git oraya” oyununu oynamaya başladığında, sinirlerinize hakim olun. Onsuz da dışarıya çıkabileceğinizi fakat onunla olursa daha güzel olacağını düşündüğünüzü ona belirtin. Konuşmanızı bu doğrultudan saptırmayın. Eğer yakınlık, uzaklık ve beklentiler gibi konulara girerseniz, problemin çok fazla içine düşmüş olacaksınız. Bir zaman sınırı koyun ve o zamana kadar sizinle gelip gelmeyeceğine karar veremezse, parti için size eşlik edecek başka bir kavalye bulacağınıza dair kendinize söz verin. Geceyi beraber geçirirseniz, mutlu olacağınızı ve hatta birlikte bir hafta sonu tatili yapmak istediğinizi ona söylemekten çekinmeyin. Bu istekleriniz karşısında beti benzi atıyorsa, sakince konuyu değiştirin ama isteğinizi asla geri almayın.

    Sonuç

    Biraz şansın da yardımıyla sevgiliniz isteklerinizin ayaklarına takılacak prangalar olmadığını fark edecektir. Bu şekilde size daha çok “evet” demeye başlayacaktır.

    Kazanova erkek

    Sorunu

    Onunla bir davete katılmak katıksız stres demek. Her ne kadar kendinizi kontrol etmeye çalışsanız da ortamdaki her kadınla flört etmesi ya da başka kadınlarla göz göze dans etmesi sizi yaralıyor. Kadınların ondan bu kadar çok etkilenmesi hiç de şaşırtıcı değil, ne de olsa yeryüzünün en çekici adamı o değil mi? Böyle gecelerde o, kabak çiçeği gibi açılırken, siz yavaş yavaş solduğunuzu hissediyorsunuz.

    Bu davranışın altında yatanlar

    Bu adamın kendini değerli bulmayla ilgili bir sorunu var. Sürekli çevreden gelecek takdir ve hayranlıklarla kendi değerini tasdik etmek istiyor. Ayrıca her istediği kadını elde edebileceğini kendine kanıtlamak da bir diğer vazgeçemediği arzusu. Aslında diğer bütün erkeklerde de bu his vardır. Ancak kazanova erkek tipine dahil olanlar bunu diğerlerinden çok daha aktif olarak yaşar.

    Nasıl davranmalısınız?

    Kendinize bir kadın avcısı buldunuz ve o hep böyle kalacak. Karakterinin bu belirgin özelliğini bir suç olarak karşısına çıkarmak haksızlık olur. Fakat sınırların nerede olması gerektiği konusunda onunla konuşmalısınız. Flört etmekten hoşlandığını bildiğinizi ona söyleyin, sadece flört olarak kalacağına güvendiğinizi de fakat olduğunuzdan daha açık görüşlü ve esnek olmaya da çalışmayın. Gerçekten ne hissettiğinizi anlayabilmesi çok önemli. Kazanovalar, “Birden fazla kadına aşık olunabilir”, “İnsanın tek eşliliğe uygun olmadığını düşünüyorum” gibi kalıplaşmış sözlerin arkasına saklanırlar. Birine sadık kalmak kaderin bir cilvesi değil, tercih meselesidir. Yakışıklı Don Juan’ınızın bu davranışın sorumluluğunu taşıması gerekir. Aldatılma halinde nasıl bir tavrınız olacağını bilmeli.

    Sonuç

    Takındığınız açık ve kesin tavır onun davranışları için bir dur işareti yerine geçecektir. Bir kazanova için önemli olan yeni bir ilişki değil, çok beğenilmek, hep beğenilmek ve hep istenmektir.

    cosmopolitanturkiye.com

  • Tiroid rahatsızlığı gebeliğe engel olabilir

    Tiroid rahatsızlığı gebeliğe engel olabilir

    Sıklıkla karşılaşılan hastalıklardan biri olan ve kadınlarda daha çok rastlanan tiroid fonksiyon bozukluğuna ilişkin bilgi veren Dâhiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Doğan Çimen, düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği gibi çeşitli sorunların ortaya çıkabilme riskine karşı mutlaka test yaptırılması gerektiğini söyledi.
      Her bireyde bulunarak, insan vücudunda yaşamsal bir işlev üstlenen tiroid bezinde, doğumdan itibaren her yaşta ortaya çıkabilen ve birtakım çevresel, kalıtım, radyasyon, iyot eksikliği, yaşlanma gibi faktörlere bağlı olarak bozulmalar meydana gelebildiğini ifade eden uzmanlar, sıklıkla karşılaşılan hastalığın kadınlarda daha yüksek oranda karşılaşıldığını söyledi. Düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkaran tiroid fonksiyon bozukluğuna ilişkin bilgi veren Özel  Dâhiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Doğan Çimen, kalp çarpıntısı, kilo artışı, çabuk yorulma ve aşırı sinirlilik gibi belirtiler gösteren tiroid hastalıklarının, ileri yaşlarda ciddi sorunlar ortaya çıkarabildiği söyledi. Özellikle gebelik planlayan kadınların tiroid fonksiyonlarını belirlemek için mutlaka test yaptırmaları gerektiğinin altını çizen Çimen, “Tiroid bezinin normalden az ya da fazla çalışması durumunda, vücutta birtakım rahatsızlıklar ortaya çıkarabilir. bu durum hipotiroid olarak adlandırılır. Hipotiroid görülen bireylerde çabuk yorulma, halsizlik, soğuğa dayanıksızlık, ciltte kalınlaşma, kuruluk, dikkat dağınıklığı, saç ve kaşlarda dökülme, seste kalınlaşma, kalp hızının yavaşlaması, tansiyon yükselmesi, kabızlık, yüz ve göz kapaklarında şişkinlik, adet düzensizlikleri ortaya çıkmaktadır. Yaşlılarda daha sık olmak üzere kalp yetersizliği gelişebilir. Kadınlarda kısırlık, düşük yapmak, adet düzensizliği ve gebe kalamamak gibi sorunlar olabilir. Ağır hipotiroidi en çok çocukluk döneminde zarar verir. Eğer bu dönemde çocuklar tedavi edilmediği takdirde, büyüme ve gelişmede geri kalma ile zekâ geriliği de meydana gelebilir. Hipertiroidizm aynı miktarda vücuda zarar verir” diye konuştu.
      Dr. Çimen; ”Ailelerinde tiroid hastalığı olan bireylerde, tiroid hastalıkları görülme ihtimali daha da artıyor. Gebe kalamayan, düşük yapan, adet düzensizliği olan veya adet olamayan kadınların, mutlaka hekime gözükmesi gerekiyor. Çünkü bu durumun altında yatan sebepler arasında, tiroid hastalığının yaygın olduğunun bilinmesi gerekiyor. Günümüzde, gebelik öncesi, basit bir kan testi yöntemiyle tiroid fonksiyonu değerlendirilebilmektedir. Özellikle gebelik planlayan kadınların tiroid fonksiyonlarının bilinmesi ve normal değilse, gebelik öncesi mutlaka normal hale getirilmesi gerekiyor. Çünkü tiroid fonksiyonlarındaki bozukluk gebeliği engelleyebileceği gibi erken doğuma veya bebekte zihinsel ve nörolojik gelişim problemlerine de yol açabilir” dedi.
      Uzm. Dr. Doğan Çimen, “Ayrıca, ağızdan alınan birtakım ilaçlarla, eksik hormon varsa yerine konulup, fazla çalışıyorsa da yine ilaçlarla, tiroid hormonlarının etkilerinin yok edilebilir. Radyoaktif iyot (atom) tedavisi sayesinde, fazla çalışan tiroid dokusu harap edilip, salgılanan hormon miktarında azalma sağlanabiliyor. Ek olarak, yapılacak operasyonun ardından, tiroid bezinin tamamının veya tamamına yakın kısmının çıkartılması da mümkün” şeklinde konuştu.
  • Detoks bir zayıflama yöntemi değil!

    Detoks bir zayıflama yöntemi değil!

    Diyetisyen Şeyda Sular, detoksun bir zayıflama yöntemi olmadığını belirterek “Arınma ve vücudu temizleme yöntemidir. Bu arınmanın etkisi olarak 3-4 kilo verseniz de bir süre sonra verilen kilo geri alınır” dedi

    Detoksun hızlı kilo vermek için uzun süren listeler değil vücut da sağlıksız beslenme, aşırı alkol tüketimi, ciddi hastalıklar ve strese bağlı artan toksinlerin atılması için yapılan bir program olması gerektiğini ifade eden Diyetisyen Şeyda Sular, “Diyet sürecinde olan bireyde toksinlerin artmasıyla kilo verimi de yavaşlamaktadır. Bu tarz bireylerde de kilo veriminin durduğu zamanlarda 1-3 günlük detoks programları uygulanmaktadır. Detoks programları 3 günü geçmemelidir çünkü genelde listeler 800 kalorinin altındadır ve uzun süre yapılan bu program metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur. Detoksa ihtiyaç olup olmadığını bedenimize sorarak cevap bulabiliriz. Mesela bağırsaklarımız normale göre çalışmıyor ya da çok fazla mı çalışıyor, midemizde çok sık bir şekilde gaz problemi mi var, bağışıklık sistemimiz düştü ve kendimizi halsiz, yorgun mu hissediyoruz ya da çok sık hasta mı oluyorsunuz? Tüm bunlara ya da bunlardan birkaçına cevap evet ise detoks programı uygulamanız sizi ve bedeninizi tazeleyecektir” diye konuştu.

    Detoksun sadece sıvı tüketmek, kolon terapi gibi yöntemlerle bağırsakları boşaltmak ya da aç kalmak olmadığını kaydeden Diyetisyen Şeyda Sular, “Maalesef bilinçsizce yapılan detokslar sonrasında verilen kilonun üstünde kilo alımı ya da hastalıkların oluşması gözlemlenmektedir” dedi.

    ‘BEDENİNİZİ VE RUHUNUZU DA DETOKSA SOKUN’

    Diyetisyen Şeyda Sular, doğru detoksun nasıl yapılması gerektiği konusunda şu bilgileri verdi: “Doğru detoks sadece beslenmeyle değil beslenmenin yanında beden ve ruhumuzu da detoksa sokup belki açık havada yürüyüş, terapi, plates ve yoga gibi bedenimizi yenileyecek yollara başvurmak gerekmektedir. Detoks listelerinde genelde hayvansal proteinler listeden çıkartılır. Antioksidan içeriği yüksek bolca sebze ve meyve içerir. Paketli ürünler, kızartma, yağlı yiyecekler, basit şeker içeren ürünlere kesinlikle listede yer verilmemelidir. Tuz ve şeker kısıtlaması önemlidir. Vücut asit-baz oranını dengeleyecek PH’ı yüksek aromalı sular hazırlanabilir. Gün için en az kg başına 30 ml su içilmelidir. Bazı listelerde yoğurda yer verilirken bazı listelerde yoğurt da çıkarılmaktadır. Aslında detoks insanın kendi bedenine uygun kısıtlamalarla yapılmalıdır. Sebzeli çorbalar, sebze-meyve karışık smoothieler, yağlı tohumlar, kurubaklagiller ve probiyotik kaynağı olan kefire listenizde yer verebilirsiniz. Ödem atmaya yardımcı bitki çaylarından yararlanılabilir. Detoks programı da diyet listeleri gibi kişiye özel olmalıdır. Tek düze bir detoks programı kişinin sağlığıyla oynamaktan başka bir şey değildir. Ayrıca şeker, tansiyon ve kalp rahatsızlığı olanlar detoks programını kesinlikle uzman ve diyetisyene başvurmadan yapmamalıdır.”

  • Pestolu makarna tarifi

    Pestolu makarna tarifi

    Pestolu makarna tarifi

    Malzemeler:

    1 paket makarna
    1 paket krema
    Tuz
    1 tatkı kaşığı tereyağı

    Pesto sos:

    Yarım su bardağı iri doğranmış ceviz içi
    1 demet ayıklnamış taze fesleğen
    75 gr rendelenmiş parmesan peyniri
    Yarım su bardağı zeytinyağı
    2 diş dövülmüş sarımsak
    1 çay kaşığı tuz

    Servis için:

    2 çorba kaşığı çam fıstığı

    Yapılışı:

    Pesto sos için doğranmış cevizleri tavada kokusu çıkana kadar kavurun ve soğutun.
    Kalan malzemelerle beraber robota atın ve macun kıvamına gelene kadar çekin. Servis için çam fıstıklarını bir tavada kokusu çıkan kadar kadar kavurun ve soğuması için kenara alın.

    Makarnayı istediğiniz dirilikte haşlayın ve süzün. Kremayı bir tavada kaynama noktasına getirin ve içine pesto sosu katıp bir taşım kaynatın. Tereyağını başka bir tavada eritin. Makarnaları içine atıp tuzunu serpin ve alt üst edin. Servis tabağına makarnadan ve üzerine kremalı pesto sostan yayın. Servis ederken de kavrulmuş çam fısıtıklaırnı serpin. Afiyet olsun.

     

    Kaynak: yemek.haber7.com

  • Bu sendrom kadınları vuruyor!

    Bu sendrom kadınları vuruyor!

    Çok sayıda kist içeren yumurtalık anlamına gelen polikistik over sendromu, kadınları tepeden tırnağa hasta ediyor.

    Takvim’de yer alan habere göre Medicana Anne Çocuk Merkezi Kadın Hastalıklar ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Can Şener,“Bu sendromun mutlaka tedavi edilmesi şart” diyor.

    Dr. Can Şener, polikistik over sendromunun yol açtığı rahatsızlıkları ise şöyle anlatıyor: “Adet düzensizliği, kısırlık, aşırı tüylenme, saç dökülmesi, aşırı kilo alımı, cilt problemleri, depresyon, öğün arası açlık hissi, boyun, kasık ve koltuk altında lekelenme olabilir…”

    Polikistik over sendromu; santral sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak; üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur. Kronik seyreden ve kadınların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir hastalıktır. Başlatıcı faktör veya faktörler henüz tam olarak anlaşılamamakla beraber; genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkmış bir hastalık olarak değerlendirilebilir.

    Polikistik over sendromunun en önemli belirtileri nedir?

    Tipik polikistik overler (Çok sayıda kist içeren over dokusu), uzun süre yumurtlama olmaması  sonrasında oluşmaktadır. Normal kadınların %25 kadarında polikistik overin tipik ultrasonografi bulguları (overlerde inci tanesi gibi dizilmiş follikül kistleri) görülmektedir. Doğum kontrol hapı kullanan kadınların %14’ünde de bu ultrasonografik bulgu izlenmiştir. Bu durumda sadece polikistik over görüntüsü tanı koymada yeterli değildir. Uzun süre yumurtlamanın olmaması şu tablolara neden olabilir:

    1. Kısırlık
    2. Adet düzensizliği
    3. Tüylenme artışı, saç dökülmesi ve akne (sivilce)
    4. Rahim kanseri ve muhtemel meme kanseri riskinde artış
    5. Kalp-damar hastalıkları riskinde artış
    6. İnsülin artışı mevcut olan kadınlarda şeker hastalığı riskinde artış

    Adet düzensizliği görülüyor

    Hastaların başvuru sebebi, sıklıkla adet görmeye başladıkları dönemden itibaren başlayan adet düzensizlikleridir. Adet düzensizliği, adet aralarının 35 günden uzun olması veya yılda 10’dan az adet görme şeklindedir. Hastalığın yakınma ve bulguları kişiden kişiye çok farklıdır ve zaman içinde değişim gösterir.

    Polikistik over sendromu bulunan kadınlarda uzun dönemde; şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları ile rahim kanseri görülebilir. Polikistik over sendromu  neden olduğu şikayetler ve ileride oluşabilecek sağlık problemleri açısından  düzenli kontrol altında olunması gereken bir hastalıktır.

    Yaşam tarzınızda değişiklik yapın

    Polikistik over sendromu aslında anne karnında başlar. Bu durum tutumlu genler hipotezi ile açıklanır. Bu kişilerde anne karnında bebek iken gelişme geriliği görülür. Anne karnında besinlerden ve enerjiden yoksun kalan bebek, doğduktan sonra bu yoksunluk ortadan kalktığında bunları vücudu tutumlu kullanmaya başlar ve biriktirme alışkanlığı ortaya çıkar. Bu sebeple obezite görülür. Tedavide kilo kontrolü birinci basamaktır.

  • Canlı cilt için doğal peeling

    Canlı cilt için doğal peeling

    Canlı ve duru bir cilde sahip olmak elinizde… Canlı cilt için doğal peeling tarifleri Akşam’da yer alan habere göre işte o tarifler…

    Canlı cilt için doğal peeling

    Pürüzsüz bir yüz için…

    Malzemeler: 4 tatlı kaşığı bal, 6 tatlı kaşığı yoğurt, 6 tatlı kaşığı tuz.

    Hazırlanışı ve uygulanışı: Tuz ve yoğurdu karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı göz ve ağız çevresine gelmeyecek şekilde yüz bölgesine uygulayın. Cildinizde 10 dakika beklettikten sonra ılık su yardımıyla cildinizi temizleyin. İşlemi tamamladıktan sonra cildinize bal sürüp 10 dakika bekletin. Sürenin sonunda cildinizi temizleyin ve nemlendirici kreminizi sürün. Kullanmış olduğunuz nemlendirici kremin yağsız özellikte olmasına dikkat edin.Haftada 1 kere düzenli olarak uygulayabilirsiniz.

    VÜCUDUNUZU ŞIMARTIN

    Malzemeler: 4 tatlı kaşığı zeytinyağı, 4 tatlı kaşığı himalaya tuzu.

    Hazırlanışı ve uygulanışı: İşleme başlamadan önce duşa girmeli ve gözeneklerin açılmasını sağlamalısınız.

    Duş aldıktan sonra zeytinyağı ve tuzu karıştırıp maskeyi hazırlayın. Maskeyi vücudunuza sürün.

    Ardından karışımı sürdüğünüz bölgeyi havluyla örtüp yarım saat bekleyin. Sürenin sonunda ılık suyla duş alıp havluyla nazik hareketler yaparak kurulanın.

    KURU CİLTLER İÇİN…

    Malzemeler: 1 tatlı kaşığı tam buğday unu, 1 tane yumurta sarısı,1 tatlı kaşığı bal, 1 yemek kaşığı, 1 çay kaşığı zeytinyağı.

    Hazırlanışı ve uygulanışı: Zeytinyağı ve yumurta sarısını cam bir kâsede çırpın, tahta kaşıkla tam buğday unu ve balı ekleyip harmanlayın. Krem gibi olan karışımı cildinize yedirerek sürün ve yarım saat ciltte bekletin.

    Süre sonunda cildinizi ılık suyla temizleyip nemlendirici uygulayın.

    HÜCRE YENİLEYİCİ PEELİNG

    Malzemeler: 1 yemek kaşığı yoğurt, 1 yemek kaşığı rendelenmiş havuç, 1 yemek kaşığı süzme bal,
    1 yemek kaşığı zeytinyağı…

    Hazırlanışı ve uygulanışı: Cam bir kâseye tahta kaşıkla bal, zeytinyağı, rendelenmiş havuç ve yoğurdu ekleyip karıştırın. Karışımı masaj yaparak yedirin. 20 dakika bekletin ve ılık suyla durulayarak temizleyin.

  • Ekoseli Tasarımlar 2017

    Ekoseli Tasarımlar 2017

    Bu sezon podyumlarda çizgililere karşı üstünlüğünü ilan eden ekoseli tasarımlar, sokağa çıkmak için daha fazla bekleyemedi. 2017 İlkbahar/Yaz moda haftaları sırasında New York, Londra, Milano ve Paris sokaklarının söz sahibi sokak stili yıldızları, en prestijli markaların şovlarını izlemeye giderken ekoseli tasarımları tercih etti. Hailey Baldwin baştan ayağa ekoselere büründü, Natasha Goldenberg tek bir parçayla yetindi. Caroline Issa, Pernille Teisbaek ve Teddy Quinlivan ise ekoseyi farklı desenlerle aynı siluette buluşturarak bu deseni stil oyunlarının bir parçası haline getirdi.

    ekoseli_tasarimlar_2017-1 ekoseli_tasarimlar_2017-2 ekoseli_tasarimlar_2017-3 ekoseli_tasarimlar_2017-4 ekoseli_tasarimlar_2017-5 ekoseli_tasarimlar_2017-6 ekoseli_tasarimlar_2017-7 ekoseli_tasarimlar_2017-8 ekoseli_tasarimlar_2017-9 ekoseli_tasarimlar_2017-10 ekoseli_tasarimlar_2017-11 ekoseli_tasarimlar_2017-12 ekoseli_tasarimlar_2017-13

    Kaynak: vogue.com.tr

    FOTOĞRAF: SØREN JEPSEN