Blog

  • Bekarlık sultanlıktır

    Bekarlık sultanlıktır

    Eğer sevgilinizden yeni ayrıldıysanız veya uzun zamandır doğru kişiyi bulamadığınızdan yakınıyorsanız yanlış ilişki içinde olmaktansa yalnız olmanızın daha iyi olduğunu kanıtlayan 12 gerekçeyi derledik.

    Bekar olmanın size kazandırabileceği en iyi şeylerden biri kendi kendinize yetmeyi ve bağımsız olmayı size öğretmesidir. Eğer zamanınızı tek başına olmaktan yakınmak ve kendinize acımakla geçirmek yerine, kendi kendinize iyi vakit geçirebilmeyi ve kendinize yetmeyi öğrenirseniz yalnız kalmaktan korkmamayı da öğrenmiş olursunuz.

    BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMAYI MUTLULUĞUN GARANTİSİ OLARAK GÖRMEMEK
    Yalnız olmakla tek başına olmak arasında çok büyük fark vardır. Tek başına ve bekar olabilirsiniz ama işiniz, aileniz, arkadaşlarınız ve hobilerinizle zaten hayatınız o kadar doludur ki kendinizi yalnız hissetmezsiniz. Bir de aynı odanın içinde iki kişi olmak ama kendinizi yalnız hissetme durumu vardır ki işte en kötüsü budur. Yani yanınızda sevgiliniz, erkek arkadaşınız veya eşiniz vardır ama siz kendinizi anlaşamadığınız ya da sizi anlamadığı için çok yalnız hissedersiniz. Çift olmak her zaman mutluluğun garantisi değildir. Bir ilişki içinde yalnız ve mutsuz olmaktansa bekar ama kendisiyle barışık ve mutlu olmak her zaman daha iyidir.

    TEK BAŞINA KALMAKTAN KORKMAMAYI ÖĞRENMEK
    Bekar olmanın size kazandırabileceği en iyi şeylerden biri kendi kendinize yetmeyi ve bağımsız olmayı size öğretmesidir. Eğer zamanınızı tek başına olmaktan yakınmak ve kendinize acımakla geçirmek yerine, kendi kendinize iyi vakit geçirebilmeyi ve kendinize yetmeyi öğrenirseniz yalnız kalmaktan korkmamayı da öğrenmiş olursunuz.

    CANINIZ NE İSTERSE ONU YAPMAK, SÜREKLİ BİRİSİNE BAĞLI KALMAK ZORUNDA OLMAMAK. (İSTEDİĞİNİZ ZAMAN İSTEDİĞİNİZ ŞEYİ YAPMAK)
    Bir ilişki içinde olmanın zor yönlerinden biri de sürekli başka birinin programına bağlı olmak ve neredeyse her şeyi birlikte yapmak zorunda olmaktır. Film seyrederken ikinizin de seveceği bir film seçmek zorundasınızdır. Hafta sonu istediğinizi yapar, istediğiniz filmi seyreder, istediğiniz tatil yerine gidebilirsiniz. Sadece kendinizi şımartmakla geçirebileceğiniz saatler de cabası.

    KENDİNİZİ SUÇLU HİSSETMEDEN KENDİ ARKADAŞLARINIZLA İSTEDİĞİNİZ KADAR ZAMAN GEÇİRMEK
    İlişkiniz varken arkadaşınız sizinle hafta sonu buluşmak istese önce sevgilinizle bir programınız olup olmadığını kontrol edersiniz. Ama bekarken öyle mi? Artık tüm arkadaşlarınıza daha çok vakit ayırabilir, sevgilinizin sıkılıp sıkılmayacağını ve daha da kötüsü kıskanıp kıskanmayacağını düşünmeden zamanınızı onlara ayırabilirsiniz.

    ONUN ARKADAŞLARI VEYA AİLESİ İLE ZAMAN GEÇİRMEK ZORUNDA OLMAMAK
    Eğer erkek arkadaşınızın arkadaşları veya ailesi ile siz de çok iyi anlaşıyorsanız o zaman bu madde size göre değil. Ama eğer onun arkadaşlarına kelimenin tam anlamıyla tahammül bile edemiyorsanız o zaman işiniz zor. Ama eğer bekarsanız böyle şeyler hakkında endişelenmeniz gerekmez. Kendi arkadaşlarınızla, ailenizle ve kendi seçeceğiniz insanlarla görüşmenin tadını çıkarmanın tam zamanı.

    KARİYERİNİZE DAHA FAZLA ODAKLANMAK
    Kariyerinizin ve işinizin sizin için önemini anlamayan bir erkek arkadaş olarak rahatsız edici bir durum olamaz. Fazla mesaiye kaldığınız saatleri anlamaması, iş gezilerine çıkmanızdan hoşlanması gibi sorunlar iş hayatınızı kötü etkileyebilir. Bu yüzden işinizin sizin için önemini anlayacak ve destekleyecek kişiyle tanışana kadar bekar olmanız iş hayatınızı da olumlu etkileyecektir.

    PROBLEMLERLE KENDİ BAŞINIZA BAŞA ÇIKMAKTA DAHA BECERİKLİ OLMAK
    Hayatta en önemli şeylerden biri de karşınıza çıkan problemleri halledebilmektir. Bir ilişkiniz varken ideal olarak her şeyi konuşup problemleri birlikte halledebilmelisiniz. Oysa bekarken problemleri halledebilmenin de olumlu yönü vardır. Bu sayede daha dayanıklı ve becerikli olmayı öğrenirsiniz.

    KENDİNİZİ GELİŞTİREBİLMENİZ, YENİ HOBİLERLE İLGİLENMEK İÇİN İSTEDİĞİNİZ KADAR ZAMANINIZ OLMASI
    Bekar olmanın en önemli taraflarından biri de kendinizi geliştirebilmeniz ve daha iyi bir “siz” haline gelmeniz için bol bol zamanınızın olmasıdır. Artık o hep istediğiniz master programına başvurabilir, yogaya başlayabilir veya yeni bir dil öğrenmek için kursa yazılabilirsiniz. Sonuçta sürekli zamanınızı isteyen bir sevgiliniz yok ve bir ilişki yürütmeye çalışmanın stresi altında değilsiniz.

    SOSYAL MEDYADA İSTEDİĞİNİZİ ÖZGÜRCE PAYLAŞABİLMEK
    Bir ilişki içindeyken sosyal medyadaki davranışlarımızı çoğumuz ister istemez sınırlamaya başlıyoruz. Eğer halen arkadaş listenizdeyse eski erkek arkadaşınızın paylaştıklarını beğenememek, herhangi bir Facebook veya Twitter statü güncellemesi veya Instagram resmi koymadan önce kendimizi oto sansürlemek gibi. Ama bekarsanız artık sosyal medyada da özgürsünüz demektir; istediğiniz kişiyi hesap vermeden arkadaş listenize ekleyebilir veya istediğiniz şeyi paylaşabilirsiniz.

    FEDAKARLIKLAR YAPMAK ZORUNDA KALMAMAK BİR İLİŞKİ İÇİNDEYKEN HEPİMİZ İSTER İSTEMEZ BAZI FEDAKARLIKLAR YAPARIZ. FUTBOLDAN NEFRET ETTİĞİNİZ HALDE LİG MAÇLARINI O VE ARKADAŞLARI İLE SEYRETMEK ZORUNDA KALMAK, O SERGİLERE GİTMEKTEN SIKLDIĞI İÇİN ÇOK SEVDİĞİNİZ O SERGİYİ KAÇIRMAK VEYA BAYILDIĞINIZ O PARFÜMÜ SIRF O SEVMİYOR DİYE ANNENİZE VERMEK ZORUNDA KALMANIZ GİBİ. AMA BEKARKEN ARTIK ONUN HİÇBİR FEDAKARLIK YAPMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ, ÖZELLİKLE DE YANLIŞ BİR KİŞİ İÇİNSE BU YAPTIĞINIZ FEDAKARLIKLAR ZAMANLA SİZİ DAHA ÇOK RAHATSIZ EDECEKTİR.

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com/iliskiler / Yaprak GÖKÇÖL

  • Sütlü irmik tatlısı

    Sütlü irmik tatlısı

    Sütlü irmik tatlısı tarifi

    Malzemeler;
    •5 su bardağı süt
    •1 su bardağı irmik
    •8 yemek kaşığı şeker
    •1 paket vanilya
    •3-4 yemek kaşığı hindistan cevizi

    HAZIRLANIŞI
    •İrmiği süte ilave ederek ocağa koyun ve orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin.
    •Koyulaşmaya başlayınca içerisine şekeri ilave edin.
    •İyice koyu bir kıvam aldıktan sonra ocaktan alın ve içerisine vanilyayı ilave edip karıştırın.
    •Bir kalıbı soğuk sudan geçirip tatlıyı dökün.
    •Üzerini düzeltin ve hindistan cevizi serpin.
    •Tatlı oda sıcaklığına geldikten sonra buzdolabına kaldırın ve soğuduktan sonra servise hazırlayın.

    Afiyet olsun…

  • Kadınlar dış güzelliği önemsiyor

    Kadınlar dış güzelliği önemsiyor

    Önemli olan iç güzellik’ laftan ibaret. 8 bin kadınla yapılan araştırmanın sonucuna göre hem Türkiyeli hem de dünya kadınlarının güzellikten anladığı ‘dış güzellik’.

    Hürriyet’ten Mesude Erşan’ın haberine göre medikal estetik ürünleri üreten ilaç firması Allergan’ın Türkiye’nin de aralarında olduğu 16 ülkede, 18-65 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin kadınla yaptığı araştırma bu konudaki eğilimleri ortaya koydu.

    Küresel Estetik Trendleri Araştırması’na göre, kadınların yüzde 70’i güzellik deyince “dış güzellik” anlıyor. Güzelliğin “iç güzellik” olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 31’de kalıyor. Yüzde 56’sı görünüş, yüzde 36’sı yüz hatlarını güzellik olarak nitelendiriyor. Araştırmanın dikkat çekici sonucu ise, Türk kadınlarının dış güzelliğe önem veren ülkeler arasında ilk sırada yer alması. Türkiye’de kadınların yüzde 52’si dış güzelliğin, iç güzelliğinden daha önemli olduğuna, yüzde 27’si bunun tam tersine inanıyor. Geri kalan yüzde 21 ise iç ve dış güzellik arasında mükemmel bir dengenin olduğunu düşünüyor.

    EN ÇOK BURUNDAN ŞİKÂYETÇİLER

    “İdeal güzelliğe ulaşmak için yüzünüzün neyini değiştirmek istersiniz?” sorusuna, Türk kadınlarının yüzde 42’si “burun”yanıtını verdi. Yüzde 31 yanaklar ve gözler, yüzde 24’ü çene hattı, yüzde 23’ü dudaklar, yüzde 14’ü çenesini değiştirmek istediğini söyledi. Hiçbir yerini değiştirmek istemeyenlerin oranı yüzde 12 oldu.Cilt bakımına en çok para harcayanlar ayda 80 Euro ile Çinliler. Onları ayda 60 Euro ile Güney Koreli, yüzde 45 Euro ile Tayland, ayda 44 Euro ile Türk kadınları izliyor. 16 ülke arasında cilt bakımı için en az para harcayanlar ayda 17  Euro ile Hollandalı kadınlar.

    30-44 ARASINDA CİLT BAKIMINA YATIRIM

    Kadınlar cilt bakımı için en çok 30-44 yaşlarında para harcıyor. Bu yaşlarda ayda 39 Euro harcanırken, 18-29 yaşlarında 31 Euro, 45-54 yaş arasında 37 Euro, 54-65 yaş arasında da 29 Euro’yu buluyor. Cilt bakımında en fazla sayıda ürünü Çinli kadınlar düzenli olarak 5 ürün kullanırken, Türkler 3 üründe kalıyor.

    DÜĞÜN İYİ GÖRÜNMEK İÇİN MOTİVE EDİYOR

    Tüm ülkelerde güzel görünme ihtiyacını başta düğün olmak üzere özel günler tetikliyor. Kadınların güzel görünmek istedikleri zamanlar:

    -Düğün
    -Önemli bir aile toplantısı
    -Önemli bir buluşma
    -Yeni iş-kariyer
    -Yeni bir ilişki
    -Doğum günü
    -Evlilik yıldönümü

  • Kadınlarda genital hijyeni koruma

    Kadınlarda genital hijyeni koruma

    Kadınlarda genital bölge, erkeklerinkinden daha komplikedir, bakımı da daha zor, kadın genital bölgesigenital büyük ve küçük dudaklar, klitoris, vajinanın girişi, salgı yapan bezler, idrar yapılan yer olan üretra , dışkılama yeri olan anüs ayrıca çok sayıda kıl foliküllerini içerir.

    Bu bölge, idrar, cinsel uyarı, cinsel birleşme, terleme, salgı ve dışkılama gibi bir çok fonksiyonu barındırdığı için hastalıklara açık ve özel bakım ve hijyen gerektirir.

    Aslında cinsel dürtüleri arttıran kendine has kokusu olan genital bölgenin kötü kokması asla normal bir durum değil ve bir genital enfeksiyon belirtisidir.

    Genital hijyenin eksik olması, kötü kokulu akıntılara, vajinitlere yol açar, bu durum kadının özgüvenini sarsar ve cinsel yaşantıyı kesinlikle olumsuz ekileyebileceği gibi, idrar yolu iltihabına ve daha bir çok hastalığa da yol açabilir.

    Adet döneminde kadın vücudunda meydana gelen bazı değişiklikler ve özellikle vajinadaki ortamın değişmesi ve direncin azalması sonucu çoğu enfeksiyon bu dönemde başlar, dolayısıyla her kadın hergün dikkat etmesi gerektiği gibi özellikle adet döneminde hijyene dikkat etmelidir.

    Peki, ideal bir genital hijyen için her kadının dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?

    1- Genital bölge rutin olarak her sabah ve her akşam yıkanmalı, yıkama da bol temiz su kullanılmalı, eczanelerde satılan kaliteli intim şampuanlar da kullanılabilir.
    2- Her cinsel ilişki den sonra genital bölgenizi mutlaka yıkayınız.
    3- Vajinal duş asla yapmayın, vajinanın içine direk su tutulması vajinal florayı ve direncini bozar ve vajinitlere yol açar.
    4- Adet döneminde petlerinizi geciktirmeden değiştiriniz, özellikle tampon kullanıyorsanız tamponlarınızı değiştirmeyi ihmal etmeyiniz.
    5- Tuvalet ihtiyacınızı giderdikten sonra taharetlenme de silme işlemini önden arkaya doğru yapınız, yani vajinadan makata doğru yapınız. Ters yönde yapılırsa makat bölgesinde bulunan mikropların vajinaya bulaşmasına neden olur.
    6- Pamuklu iç çamaşırları tercih ediniz: sentetik iç çamaşırlar genital bölgenin havalanmasını engeller ve teri emmez, bu da genital bölgenin nemli kalmasına ve enfekte olmasına neden olur.
    7- İç çamaşırlarınızı her gün mutlaka değiştiriniz.
    8- Umumi tuvalet kullanacaksanız mutlaka klozeti tek kullanımlık kağıtlarla örttükten sonra oturun, unutmayın bir çok genital ve cilt enfeksiyonları enfekte yüzeylerle temasla bulaşır.
    9- Partnerinizin genital enfeksiyonu olduğundan şüphe ediyorsanız, cinsel ilişkiden kaçının veya en kötü ihtimal de prezervatif kullandırın.
    10- Ağda ve epilasyon işlemlerinizi, hijyenik yerlerde ve profesiyonel ellere yaptırınız.
    11- Şikayetiniz olsun veya olmasın yıl da en az bir kere jinekolojik muayenenizi ve smear testini yaptırınız.

     

    Op. Dr. Rami ASKER tarafından yazılmıştır.

  • Kırtasiyelerde sağlığı tehdit eden ürünler

    Kırtasiyelerde sağlığı tehdit eden ürünler

    Çocukların sağlığını tehlikeye atmamak için öğrenci velilerine uyarılarda bulunan kırtasiyeciler “Okul malzemelerini, denetimleri sık yapılan kırtasiyecilerden alın” diyor.

    2016-2017 yeni eğitim-öğretim yılı yarın okullarda çalınacak ilk zille birlikte açılacak. Yeni eğitim-öğretim yılı öncesi öğrenci velileri de çocuklarının okul malzemelerini tamamlamak için kırtasiye alışverişlerine hız verirken, kalemden, boyaya, defterden çantaya kadar birçok okul malzemesinin kanserojen madde taşıma olasılığı velileri alışveriş yaparken tedirgin ediyor.

    Çocukların sağlığını tehlikeye atmamak için öğrenci velilerine uyarılarda bulunan kırtasiyecilere göre ise bu tedirginliği ortadan kaldırmanın en önemli yolu okul malzemelerini, denetimleri sık yapılan kırtasiyecilerden almaktan geçiyor.

    Yeni eğitim öğretim yılı öncesi velilere, kırtasiye alışverişleri konusunda uyarılarda bulunan kırtasiyeci Mehmet Uludağ, piyasada hemen hemen her yerde kırtasiye malzemelerinin satıldığını belirterek, “Kırtasiye malzemesi satan birçok yerde denetim yok denecek kadar az. Hal böyle olunca bu yerlerde satılan ürünlerin çoğunda kanserojen madde riski var. Bizim kırtasiyeciler olarak denetimlerimiz ise sık sık yapılıyor, bundan dolayı bizim ürünlerimizin hiçbirinde kanserojen madde bulunmuyor” diye konuştu.

    Çocukların okul malzemeleriyle içli dışlı olacağını bundan dolayı da ürünlerin sağlıklı olması gerektiğini vurgulayan Uludağ, “Mesela bir çocuk okul çantasıyla yatıp kalkacak ve çantaya sürekli içli dışlı olacak, ders çalışmak için elini çantaya sürecek sonra o eli tekrar ağzına sürecek. Eğer bu çanta kanserojen madde taşırsa o maddeyi çocuk vücuduna alacak ve sağlığı bozulacak. Velilerimiz buna çok dikkat etmeliler, bahsettiğimiz bu konu çok ciddi bir konu” dedi.

    Sağlık Bakanlığının kırtasiyecileri sık sık denetlediğini de aktaran Uludağ, “Bakanlıktan yetkililer sürekli gelip bizleri denetliyor. Bu denetimlerde bütün okul malzemeleri için denetimler yapılıyor ve faturalar kontrol ediliyor. Bir sıkıntı olduğu zaman hakkımızda derhal işlem yapılıyor. Tabi bu denetimler sadece kırtasiyecilere yapılıyor, diğer yerlerde bu denetimlerin yapıldığını bilmiyoruz” şeklinde konuştu. İHA

     

    Kaynak: trthaber.com

  • Sağlıklı zayıflamanın 2 temel kuralı

    Sağlıklı zayıflamanın 2 temel kuralı

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, gece geç saatte yemek yiyip yatılmaması gerektiğini belirtti.

    Sağlıklı zayıflamanın 2 temel kuralı bulunduğunu dile getiren Enç, “Bu kurallardan ilki yeterli ikincisi dengeli beslenmek. Eğer beslenmenizdeki hataların farkına varırsanız ve bu hataları teker teker hayatınızdan çıkarıp yerine doğru besinleri koyabilirseniz, zaman içerisinde ideal bedene sahip olabilirsiniz. Sabah saatleri metabolizmanın en hızlı çalıştığı saatlerdir. Bu sebeple sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı. Kahvaltı erken saatte edilmelidir. Erken saatte kahvaltı protein içeriği yüksek olan bir kahvaltı gün içinde besin tüketiminizi azaltabileceği gibi yağ yakmayı da hızlandırır. Eğer kahvaltınızı öğlen saatlerine bırakırsanız vücut o saatte çalışmaya başlar ve büyük olasılıkla gece yemek yemeye başlarsınız veya akşam yemeklerinizin kalorisi yüksek olur. Oysa ki metabolizmanın en düştüğü saatler akşam saatlerdir” dedi.

    Ara öğünlerin atlanmaması gerektiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Sağlıklı ara öğünler, yemek vaktiniz geldiğinde aşırı aç olmanızı engellediği gibi yağ yakıcı metabolizmanızın da hızlanmasını sağlar. Ara öğünlerde yoğurt,1 porsiyon kuruyemiş, tarçınlı süt,1/4 simit,yarım paket kepekli meyveli bisküvi,yarım muz,2 adet grissini ya da 1 porsiyon meyve tüketebilirsiniz.Gün içerisin de su tüketimine dikkat edilmelidir. Günde en az 2 ya da 2,5 Litre su içilmelidir.Bu sayede hem dolaşım sistemi düzenli hale gelir hem de toksinlerden kurtulmak kolaylaşır. Öğle ve akşam yemekleri saati belirlenmeli ve o saatte yemek yenilmelidir. Yaz döneminde olduğumuz için öğlen yemeği saat 13:00-13.30 akşam yemeği de saat 19:00-19.30 gibi yenilebilir.Yatmadan önce de 1 bardak tarçınlı süt tüketilebilir.Özellikle gece geç saatlerde yemek yiyip yatmaktan uzak durulmalıdır. Çünkü yemeğin ya da atıştırmalığın üstüne hemen yatılması gece salgılanacak olan büyüme hormonunu salgılanmasını azaltır.Büyüme hormonu da vücudumuzda önemli görevlere sahip bir hormondur. Görevlerinden bazıları; enerji için yağ yakımını arttırmak,besinlerle alınan kalsiyumun kemiklere geçmesini kolaylaştırmak,vücudun yeniden yapılanmasını sağlamak,iskelet yapısı gelişmemiş bireylerde boy uzamasını arttırmak,hücre gelişimini ve hücre yenilenmesini sağlamak gibi.” diye konuştu. İHA

    Kaynak: trthaber.com

  • Hamilelikte cinsel ilişkinin sakıncalı olduğu durumlar

    Hamilelikte cinsel ilişkinin sakıncalı olduğu durumlar

    Hamilelikte cinsel ilişkiye doktora danışılarak devam edilebilir. Ancak bazı durumlarda hamilelikte cinsel ilişki sakıncalıdır.

    Hamilelikte cinsel ilişkinin sakıncalı olduğu durumlar:

    Düşük tehlikesi varsa

    Erken doğum tehlikesi varsa

    Partnerin cinsel ilişkiyle bulaşan hastalığı varsa

    Genital siğil veya HPV lezyonları söz konusuysa

    Sebebi açıklanamayan vajinal kanama söz konusuysa

    Gebelik kesesinin erkek açıldığı ve suyun erken geldiği durumlarda

    Plasenta previa varsa

    Çoğul gebeliklerde son 3 ayda

    Tekil gebeliklerde son 1 ay cinsel ilişki sakıncalıdır.

  • Pratik bisküvi pastası

    Pratik bisküvi pastası

    Pratik bisküvi pastası tarifi sizlerle…

    Malzemeler;
    2 paket burçak bisküvi
    1 paket krem şanti
    2 su bardağı süt
    1 su bardağı Hindistan cevizi

    Pratik bisküvi pastası
    Pratik bisküvi pastası

    HAZIRLANIŞI

    Krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpıp 10 dk buzdolabında dinlendirin.

    Burçak bisküvinin bir tarafına 1 yemek kaşığı kremşanti koyup diğer burçak bisküviyi sandviç gibi üzerine koyarak hafifçe bastırın.

    Kenarlarından çıkan kremşantiyi kaşıkla düzeltin.
    Bir kaseye kalan 1 su bardağı sütü koyun. Diğer bir tabağa da Hindistan cevizini yayın.

    Sandviç şeklinde hazırladığınız bisküvi pastalarını önce süte batırıp her tarafını ıslatın, ardından Hindistan cevizine bulayın.

    Diğer burçak bisküviler için de aynı işlemi uygulayıp buzdolabında 2 saat dinlendirdikten sonra servis yapın.

    Afiyet olsun..

  • Rutubet Kokusu Nasıl Giderilir?

    Rutubet Kokusu Nasıl Giderilir?

    Havadaki nemden kaynaklanan rutubet, özellikle yağmurlu dönemlerde evdeki en büyük sorun haline gelir. Yağmurun duvara ya da tavan içine geçmesi rutubet oluşmasına sebep olur.

    Rutubet de kötü bir koku oluşturur. Rahatsız edici bir koku olmasının yanı sıra rutubet sağlık açısından da zararlıdır. Rutubet kokusunu önlemek için pratik önlemler alabilirsiniz.

    Bu kokudan kurtulabilmek için öncelikle rutubeti önlemeye çalışmalısınız, bunun yanı sıra önlemler işe yaramamışsa da kokuyu gidermeniz mümkün.

    Evde Rutubet Kokusu Neden Olur? Tıklayınız!

    Rutubet oluşmasının temel nedeni evin iyi yalıtılmamış olmasıdır. Dışarıdaki soğuk hava ile içerideki sıcak havanın birleşmesiyle evde rutubet oluşur. Evdeki ısı farklıkları da rutubet oluşmasına sebep olur. Isıtmanın sobayla sağlandığı durumlarda odalar arasında ısı farkları rutubete neden olabilir.

    Rutubet Kokusu Nasıl Giderilir?

    • Rutubet alan eşyalarınızı kahve telvesi ve toz hardalla ovalarsanız koku ortadan kalkacaktır.
    • Rutubetin önlenmesine en etkili yöntem ortamın sık sık havalandırılması ve temizlenmesidir.
    • Duvarda rutubet varsa boyalar dökülmeye başlar. Böyle bir durumda dökülen boyayı kazıyın ve yerine sıva sürün. Ardından duvarı yeniden boyayın.
    • Kıyafetlerde oluşan rutubet kokusunu gidermek için kıyafetlerinizi içine karbonat koyduğunuz suyla yıkayın.
    • Evdeki ısı kaybını önlemek de rutubeti önlemeye yardımcı olur.
    • Islak çamaşırları evin içinde kurutmayıp balkonda kurutun. Böylece evdeki ısı kaybı önlenmiş olur.
    • Bir portakala karanfil saplayın ve ağzı açık bir kutunun içine sofra tuzu koyun. Tuz kutusuyla karanfilli portakal rutubet kokusunun giderilmesine yardımcı olur.

    Siz de bu yöntemleri uygulayarak evinizde oluşan rutubet kokusunu giderebilirsiniz.

     

    Kaynak: evhayat.com

  • Okulun ilk günü çocuğun ağlaması

    Okulun ilk günü çocuğun ağlaması

    Karamuk, “Çocuğun ağlama davranışı sergilemesi okulun ilk günleri için aslında birçok çocuktan beklenen bir tepkidir.” dedi.

    Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikoloğu Aslı Karamuk, daha önce benzer bir ortamda bulunmamış çocuğun kaygılanmasının, ağlama davranışı sergilemesinin okulun ilk günleri için aslında birçok çocuktan beklenen bir tepki olduğunu belirterek, “Bu tepki bizler tarafından normal olarak kabul görmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

    Karamuk, yaptığı yazılı açıklamada, ailelerin heyecanla, çocukların birçoğunun ise merakla, korkuyla beklediği günün nihayet geldiğini kaydederek, ancak ebeveynlerin en mutlu günlerinden olması gereken bugün çocuğun anlam veremediği ağlama krizlerine girebildiğini, ailesinden ayrılamama gibi bir durumla karşı karşıya kalınabildiğini aktardı.

    Aslı Karamuk, “Bir yanda sınıf dışında olmanız gerektiğini vurgulayan öğretmen, diğer yanda gözleri yaşlı çocuğunuz ve arada kalan siz. Neyse ki yalnız değilsiniz. Çünkü okul koridorlarında sizinle aynı cümleleri ‘Aslında bizimki 2 senede anaokuluna gitti’, ‘hiç böyle yapmazdı’ veya ‘geçen yıl hiç ağlamamıştı’ diyen birçok anne babaya rastlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

    Bu yaşananların çok normal olduğunu bildiren Karamuk, daha önce benzer bir ortamda bulunmamış çocuğun kaygılanmasının, ağlama davranışı sergilemesinin okulun ilk günleri için aslında birçok çocuktan beklenen bir tepki olduğunu ve bu tepkinin normal olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Karamuk, “Çünkü yetişkinlerde dahi kişiler yeni ortamlara girdiklerinde bir alışma sürecinden geçerler fakat bizlerin ve çocukların alışma sürecinde yaşadıkları sancılar ve bunların dışa vurumu farklılık gösterir. Daha önce anaokulu deneyimi olmuş olsa da bazı çocuklar için ilkokula ilk adım kaygı verici olabilir. Anaokulunun ilköğretime başlama ve uyum sürecini sağlıklı bir şekilde geçirme konusunda faydaları olsa da daha büyük ve kalabalık bir ortam, daha uzun saatler okulda kalma ilk başlarda çocuklar için zorlu ve yorucu bir süreçtir” değerlendirmesinde bulundu.

    “Uyum için biraz süre tanıyın”

    Karamuk, ailelerin bu konuda bazen istemeden de olsa yanlış tepkiler verebildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

    “Birinci sınıfa uyum sürecinde çocuklara biraz zaman vermek ve ‘sen artık abi, abla oldun, büyüklerin okuluna gideceksin’ gibi söylemlerle yaklaşmamak gerekir. Daha üç ay önce anaokuluna giden çocuklarımızın ilköğretime geçtiler diye bir anda büyümelerini beklemek haksızlık olacaktır. Okulun ilk gününde yaşanabilecek sorunları en aza indirmek mümkün. Okulun fiziksel şartları çocuğa daha önceden tanıtılmalı, anaokulundan nasıl farklı olacağı, neler yapacağı konuşulmalı. Okulun diğer öğrencileri gelmeden yapılan oryantasyon programına katılmasına özen gösterilmeli ve öğretmenleriyle tanıştırılmalı.”

    Karamuk, birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmenler tarafından okulların tanıtılması gerektiğinden bahsederek, nerede neler olduğunu, hangi ortamlarda nelerin yapılabileceğini, hangi durumlarda okul içerisinde kimlere ulaşabileceğinin çocuğa anlatılması gerektiğini, aksi takdirde bu kadar büyük bir ortamda sınırları olmayan ve ne yapacağını bilemeyen çocuğun bocalayabileceğini aktardı.

    “Alışma süreci uzuyorsa ve şüpheler varsa bir uzmandan destek alın”

    Karamuk, öğretmenlerin ilk zamanlarda mümkün olduğunca teneffüslerde çocuklarla vakit geçirmesinin okula, öğretmene ve arkadaşlarına alışması konusunda öğrenciye kolaylık sağlayacağını ve güzel bir ilişki kurulmasına yardımcı olacağını bildirerek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü.

    “Çocuğa okula alışması için zaman vermek, tutum ve davranışlarımızla onlara yardımcı olmak, öğretmenle iş birliği yapmak sürecin iyi bir şekilde ilerlemesini sağlar. Fakat alışma süresi uzuyor, ağlamaları devam ediyor, olumlu gelişmeler yerine kötüye gidiyor ve bedensel yakınmalarda ekleniyorsa okul fobisi olup olmayacağı düşünülebilir. Böyle bir şeyden şüphelenildiğinde çocuğu ısrarcı bir şekilde okulda tutmak, okula alışsın diye zorlamak, çocuğun duygularını görmezden gelmek büyük yanlışlardan olur. Bu, çocuğun okula karşı tamamen olumsuz bir tutum sergilemesine neden olabilir. Böyle durumda bir uzmandan destek almak çocuğun ve ailenin bu süreçte daha fazla yıpranmasını engellerken, okuldaki sürece destek olabilir.” AA

    Kaynak: trthaber.com