Blog

  • Mısır Püskülü Zayıflama

    Mısır Püskülü Zayıflama

    İçeriğindeki bol potasyum ve kalsiyum ile vücudunuzun direncini kaybetmeden zayıflamanıza neden olan yegâne bitki… Mısır püskülü!

    Mısır püskülünün faydaları:

    İdrar yollarını temizler ve idrar söktürür. Zayıflamaya ve vücuttaki yağları eritmeye yardımcı olur.

    Mısır Püskülü Zayıflama
    Mısır Püskülü Zayıflama

    Çocuklarda ve yaşlılarda görülen altını ıslatmaların tedavisinde faydalıdır. Böbrek iltihabı, romatizma ve gut hastalıklarına karşı etkilidir.

    Ödemleri giderir. İdrar yollarındaki ve mesanedeki taşları düşürür. Sinirleri yatıştırır.

    misir_puskulu_ile_zayiflama

    Mısır püskülünü kullanımı:

    1 tatlı kaşığı kadar kıyılmış mısır püskülünün 1 su bardağı kaynamış suda 4-5 dakika demlendikten sonra süzülmesiyle hazırlanan mısır püskülü çayı dahilen ve genellikle yemeklerden önce günde 2-3 kez içmek suretiyle kullanılabilir. Mısır püskülü çayı, zayıflamaya yardımcı bir diğer bitki olan kiraz sapı ile birlikte de kullanılmaktadır.

    misir_puskulu_cay_tarifi

    Kaynak: Mahmure

  • Diyabet renkli diyet

    Diyabet renkli diyet

    Tüm dünyada hızla artan diyabet yani şeker hastalığına karşı beslenme önem taşıyor. Diyabet hastalarının 5 renkli meyve-sebzeleri mutlaka tüketmesi gerekiyor.

    Diyabet renkli diyet

    Diyabet görülme sıklığı ülkemizde yüzde 13.7’ye ulaştı. Hal böyle olunca doğru beslenmenin önemi arttı. Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger, şeker hastalarının tüketmesi gereken 5 renk meyve sebzeleri şöyle sıraladı:

    KIRMIZININ GÜCÜ
    Antioksidan zengini domates, karpuz, kuşburnu, çilek, kırmızı ahududu, greyfurt, nar, kırmızı biber, kızılcık, greyfurt, karpuz diyabet hastaları tarafından tüketilebilir.

    ENERJİK SARI-TURUNCU
    Bal kabağı, havuç, şeftali, kayısı, kavun, muşmula, limon, sarı biber, tatlı patates ve mısır tüketilebilir. Günde en az 1 avuç sarı ve turuncu meyve-sebze tüketilmesini öneririm.

    C VİTAMİNİ DEPOSU YEŞİL
    Üzüm, erik, kivi, yeşil soğan, brokoli, marul, roka, tere, kuzukulağı gibi tüm otlar, taze fasulye, kabak, sivri biber, kuşkonmaz, bezelye, pazı, semizotu tüketilebilir.

    MOR CAZİBE
    Patlıcan, pancar, mor lahana, turp, böğürtlen, yabanmersini, incir, üzüm, kiraz, gibi meyve-sebzeler mevsiminde tüketilmeli. beyazın asaleti Kaliteli posa içerikleriyle dikkat çeken bu grupta muz, elma, armut, karnabahar, beyaz lahana, sarımsak, soğan, zencefil, mantar, patates, turp, yer elması, hindiba, kereviz, enginar ve pırasa yer alır.

    Kaynak: takvim.com.tr
  • Karavel saç modeli nasıl yapılır?

    Karavel saç modeli nasıl yapılır?

    Karavel saç modeli nasıl yapılır?

    Başlamadan önce yıpranmayı önlemek için koruyucu bakım kremi uygula. Küt saçlarına önce düz fön çek. Uç kısımlarını iri fön fırçasına dışarı doğru sararak fönle. Uzun süre dayanması için spreyle.

    Karavel saç modeli

    hangi-sac-modeli-nasil-yapilir--7078015
    Karavel saç modeli

    Milliyet.com.tr / Pembenar

    Su dalgası saç modeli için Tıklayın..!

  • Hamileler için pratik bilgiler

    Hamileler için pratik bilgiler

    Hamilelik boyunca giyinmekten tutun hareket etmeye kadar pek çok şey işkence haline geliyor. Yaratıcı anne adayları, internet ortamında hamileler için hayat kurtarıcı pratik bilgiler paylaştı.

    Hamileler için pratik bilgiler

    Hamilelikte düğmesi kapanmayan kotlarınızın belini bu toka yöntemiyle genişletebilirsiniz.

    hamile_kot_giyme

    Hamile bir blogger, spor bantlarının ağrıları hafiflettiğini söylüyor.

    hamileler_icin_bilgi

    Yaz aylarında sütyen takmak işkence haline gelebilir. Göğüslerinizi biraz serinletmek için sütyeninizi buzdolabında soğutabilirsiniz.

    hamileler_icin_sutyen_bilgisi

    Buzlu dondurmalar susuzluğu giderirken aynı zamanda mide bulantısına da iyi geldiği söyleniyor.

    buzlu_Dondurma_hamile

    Buzlu dondurmalar susuzluğu giderirken aynı zamanda mide bulantısına da iyi geldiği söyleniyor.

    kraker_hamile

    Bazı anne adayları sabah bulantısını gidermek yataklarının yanında krakerler bulundurduklarını ve sabah uyanır uyanmaz atıştırdıklarını söylüyorlar.

    Karnınız büyüdükçe bazı eşyalara uzanmak zorlaşabilir. Uzanamadığınız eşyalarınıza uzanmak için mutfak maşalarını kullanabilirsiniz.

    pantolon_hamile_giyme

    Beliniz genişledikçe pantolonlarınızın düğmesi kapanmamaya başladıysa belinize likralı korseler dikerek giyebilirsiniz.

    sutyen_hamile_pratik_bilgi

    Pahalı hamilelik sütyenleri almak yerine, sütyenlerinize ek uzatıcılar alın.

    hamile_yastık

    Hamilelik yastığınızı da evde kendiniz dikebilirsiniz.

    sisme_simit_hamilelik

    Bir anne adayı da şişme simitlerin belini ve omuzlarını rahatlattığınız söylüyor.

    bulanti_geciren_hareketler_hamilelik

    Bulantıyı geçiren yoga hareketleri

    hindistan_Cevizi_yagi_hamile

    Bazı anne adayları hindistan cevizi yağının pişiğe iyi geldiğini söylüyorlar.
    Kaynak: Daily Mail
  • Kadınlar erkeklerden daha mı çok konuşur?

    Kadınlar erkeklerden daha mı çok konuşur?

    Halk arasındaki yaygın kanı, kadınların erkeklerden daha fazla konuştuğu yönünde. Bu iddiayla çıkan ‘bilimsel’ kitaplar bile var. Peki, gerçekten doğru mu bu?

    Kadınlar günde ortalama 20 bin kelime kullanıyor; erkeklerin konuştuğu kelime sayısı ise 7 bin. En azından bazı popüler bilim kitaplarının iddiası bu. Birçok uzman bu kitapları kaynak gösteriyor; böylece kadınların dedikoduyla gün geçirirken erkeklerin konuşma ihtiyacı duymaksızın, yapılması gereken iş üzerinde yoğunlaştığına dair yaygın kanı güçlenmiş oluyor. Peki, gerçekten doğru mu bütün bunlar?

    Konuşkanlığı ölçmenin birçok yolu olabilir. İnsanları laboratuvara sokup belirlediğiniz bir konu hakkında konuşmalarını isteyip bu konuşmaları kaydedebilirsiniz. Ya da ev ortamındaki günlük konuşmalarını kaydetmelerini isteyebilirsiniz. Sonra da konuşulan toplam kelime sayısını, kişilerin konuşma sürelerini, sohbet sırasında herkesin kaç kez konuşma sırası kullandığını veya her defasında ortalama kaç kelime edildiğini hesaplayabilirsiniz.

    Çocuklar üzerinde yapılan 73 araştırmayı inceleyen Amerikalı araştırmacılar kız çocuklarının erkeklerden daha fazla sayıda kelime konuştuğunu, fakat aradaki farkın çok küçük olduğunu ortaya koydu. Hatta aradaki bu fark sadece çocuklar ebeveynleriyle konuştuğunda görülüyor, kendi aralarındaki konuşmalarda ortaya çıkmıyordu. En önemlisi ise bu farkın sadece iki buçuk yaşına kadar görülmesiydi; yani belki de bu dil becerisinin gelişimi bakımından kız çocukları ile erkek çocukları arasındaki hız farkını yansıtan geçici bir olguydu.

    Erkekler daha çok konuşuyor

    Yani çocuklar arasında fazla bir farktan söz edilemez. Peki, yetişkinler açısından durum nasıl? Çocuklar arasındaki bu küçük farka işaret eden çalışmaya imza atan California Üniversitesi’nden psikolog Campbell Leaper, yaptığı toplu analizde erkeklerin daha fazla konuştuğu sonucuna vardı. Fakat yine aradaki fark azdı. Laboratuvar ortamında konuşmaları için belli bir konu verilen gruplarda bu farkın normal yaşamdakinden daha fazla olduğu gözlendi. Belki de erkekler bu yeni ve alışılmamış laboratuvar ortamında kendilerini daha rahat hissediyordu.

    Leaper’in bulguları, dilbilimci ve sosyal psikologların yaptığı onlarca araştırmada varılan sonuçları destekliyordu. Her bir araştırmanın yapılış tarzındaki farklılıklar kıyaslamayı zor kılmakla birlikte, sadece iki araştırma kadınların erkeklerden daha fazla konuştuğu sonucuna varırken, 34 araştırmada erkeklerin kadınlardan daha fazla konuştuğu ortaya konmuştu.

    Kadınlar az farkla önde

    Gerçek yaşamdaki konuşmalar, kaydetme zorluğu yüzünden ölçümü en zor olanlar. Fakat bu handikabı aşmak için Texas Üniversitesi’nden psikolog James Pennebaker özel bir alet geliştirdi. Bu elektronik kayıt cihazı belli sürelerle devreye girerek 30 saniyelik kayıtlar yapıyordu. 2007’de yayımlanan araştırma, ABD ve Meksika’da gün içindeki 17 saatlik uyanık kalma süresinde kadınların 16.215, erkeklerin ise 15.669 kelime konuştuğunu gösterdi. Yani aradaki fark yine çok küçüktü.

    Tüm konuşmalar aynı türden değil elbette. Belki de önemli faktörlerden biri, konuşmayı başka kimin dinlediği. Yeni Zelanda’daki Victoria Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, kamuya açık 100 toplantı izlenmiş ve dinleyicilerin üçte ikisini oluşturan erkeklerin, soruların dörtte üçünü sorduğu, cinsiyet olarak aynı sayıda izleyici kitlesi olsa bile erkeklerin yine soruların üçte ikisine yakınını sorduğu görülmüştü.

    Ne kadar bilimsel?

    Tersi yönde ne kadar kanıt olsa da kadınların daha çok konuştuğuna dair yargıya kilitlenmişiz gibi görünüyor. Kadın ile erkek arasında önemli farklar olmasını beklediğimiz konulardan biridir bu; oysa araştırmalar, yaygın kanının aksine kadın ile erkeğin birçok konuda benzerlik gösterdiğine işaret ediyor.

    O halde erkeklerin 7 bin kelime konuşurken kadınların 20 bin kelime konuştuğu yargısının kaynağı ne? California Üniversitesi’nden psikiyatrist Louann Brizendine’in 2006’da yayımlanan ‘Kadın Beyni’ adlı kitabının arka kapağında böyle bir cümle geçiyormuş. Pensilvanya Üniversitesi’nden dil profesörü Mark Liebermann sık sık alıntılanan bu veriyi sorguladığında Brizendine, verinin rastgele bir kişisel gelişim kitabından alındığını belirterek bilimselliğinin sorgulanabilir olduğunu kabul etmiş ve kitabın gelecekteki baskılarından çıkaracağı sözünü vermişti.

    Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz. 

    Kaynak: bbc.com

  • Migren doğal tedavisi

    Migren doğal tedavisi

    Migren… ‘Migren’ kelimesi bile insanı ürkütüyor çünkü bu kelime; başın tek bir kısmında, kusmaya neden olabilen ve ışık, ses ve kokuya karşı aşırı duyarlı olunmasına neden olan dayanılmaz bir zonklama ve ağrıyı anlatır. Migrenimiz tuttuğunda çoğu zaman sessiz, karanlık bir odada olmayı tercih ederiz ve bu süreç bizi genellikle 6-48 saat boyunca mahveder. Bazen de, “aura” olarak bilinen ve başlamak üzere olan migrene karşı bizi uyaran bir takım semptomlarla karşılaşırız.

    Migrenin Olası Sebepleri

    • Migren daha çok kadınlarda görülür ve bazen erken yaşlarda başlar.
    • Genetik faktörler, migrenin oluşmasında çok büyük bir etkiye sahiptir.
    • Migren; bazı sinir yollarındaki ve bunların etrafını saran dokulardaki bozukluklardan dolayı ortaya çıkan anormal beyin aktivitesinden kaynaklanır.
    • Şüphesiz ki stres, güçlü migren ataklarını tetikleyebilen bir faktördür.
    • Karaciğer sorunları.
    • Hormonal değişimler.
    • Bazen bilgisayar başında çok uzun süre çalışmaktan dolayı oluşan görme bozuklukları.
    • Kötü beslenme.

    Migreni Ne Tetikleyebilir?

    • Stres dolu bir gün.
    • Uyuma düzenindeki değişiklikler.
    • Sabahları aç kalmak.
    • Güneşte çok fazla kalmak.
    • Adet dönemi, doğum kontrol hapı kullanımı.
    • Kakao, süt ve süt ürünleri gibi birtakım yiyecekler ve en önemlisi de tiyamin içeren besinler (kırmızı şarap, eski kaşar, balık, tavuk ciğeri, incir…).
    • Parlak ışıklar, kuvvetli kokular, yüksek sesler…

    Migren Tedavisi için Çözümler

    Doğal Ağrıkesiciler

    Zencefil: muhtemelen bulunabilecek en etkili doğal ağrıkesicidir ve migren için mükemmel bir seçenektir. Örneğin günde iki kez zencefil çayı hazırlayabilirsiniz. Bunun için; suyu kaynattıktan sonra zencefil kökünü içine atıp birkaç dakika demleyebilir, ardından süzüp yavaş yavaş içebilirsiniz.

    migren_dogal_tedavi

     

    Nane:  harika bir yatıştırıcıdır. Naneyi demleyebilirsiniz ancak nane esansiyel yağı ile boyun bölgesine masaj yapmak, rahatlamak için mükemmel bir seçenektir. Ayrıca nane çayının buharını içinize çekmek de çok etkilidir.

    Lavanta, Melisa Otu ve Ihlamur: tüm bu bitkiler, hoş bir yatıştırıcı etkiye sahiptir. Bu bitkilerin hepsini karıştırır ve beş saatte bir yavaş yavaş içerseniz, ağrınızın azaldığını hissedeceksiniz.

    Kedi Pençesi: migren için idealdir. Şişmeyi azaltır ve ağrıyı hafifletir.

    Kadife çiçeği: rahatlamak ve ağrıyı azaltmak için mükemmeldir. Bir bardak sıcak suyun içine bir avuç dolusu kadife çiçeği koyun. Demlendikten sonra yaprakları alın ve yavaş yavaş için. Günde iki bardak içilmesi idealdir.

    Lavanta Yağı: alnınızın üzerine koyarak kompres yapabilirsiniz. Migren ağrılarını dindirmede kullanılan eski bir yöntemdir.

    Migrenle Savaşmak için Doğru Beslenme

    B2 Vitamini: Belçika Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmalarda, B2 vitamini içeren tüm besinlerin baş ağrılarını önemli derecede dindirebildiği sonucuna varılmıştır. Peki, bu vitamini hangi besinlerden alabiliriz? Riboflavin içeren besinlerden, yani: sardalya, mercimek, somon balığı, levrek, mantar…

    B6 Vitamini:  ağrının başlamasını önleyen serotonin seviyelerini arttırmak için gereklidir. B6 Vitamini içeren besinler: morina, ton balığı, alabalık, fırınlanmış patates (kabuğuyla birlikte), brokoli, kuşkonmaz, turp, tam tahıllar, ay çekirdeği, kepek…

    Magnezyum: olmazsa olmazdır. Yapılan birçok çalışmaya göre, stresli olduğumuzda vücudumuzdaki magnezyum üretimi engellenir. Bu da fiziksel ağrıya, özellikle de baş ağrısına yol açar. Magnezyumu hangi besinlerden alabiliriz? Not alın: bira mayası, ay çekirdeği, sert kabuklu yemişler, esmer pirinç, kuru kestane… Ayrıca eczanelerde, migreni önlemenize yardımcı olabilecek magnezyum takviyeleri de bulabilirsiniz.

    Migreni Önlemek veya Hafifletmek için Gün İçinde Uygulayabileceğiniz Beslenme Önerileri

    • Yemeklerden Önce: Vücudumuzu temizlemeye yardımcı olan, taze sıkılmış limon suyu.
    • Kahvaltıda: Bir fincan yulaf ezmesi ve bir adet meyve.
    • Öğlen yemeğinde: Sebze suyu, taze salata ve somon balığı.
    • Bol bol su içmeyi unutmayın: Özellikle de migren ağrısından dolayı kustuysanız, vücuda ihtiyacı olan suyu sağlamak çok önemlidir.
    • Akşam Yemeğinde: Buharda pişmiş sebzeler, tam buğday ekmeği ile hazırlanmış bir sandviç ve bir fincan badem sütü.
    • Yatmadan Önce: Bir adet taze elma ve yukarıda bahsettiğimiz çaylardan biri.

    Uzak Durulması Gereken Gıdalar

    • Şekerli içecekler.
    • Çikolata.
    • Kırmızı şarap.
    • Tütsülenmiş etler.
    • Eski kaşar.
    • Domates sosu.
    • Şarküteri ürünleri.
    • Enerji içecekleri.
    • Tam yağlı inek sütü.
    • Siyah çay.

    Son olarak da; biraz daha rahatlamanızı sağlayacağı için, günde bir saatiniziherhangi bir çeşit egzersiz yapmaya ayırmanızı öneriyoruz (bisiklet sürme, yürüyüş vs.). Ayrıca migren stres faktörüyle yakından ilişkili olduğu için, daha huzurlu bir hayat sürmek üzere yaşantımızı yeniden şekillendirmemiz de çok önemlidir.

    Kaynak: sagligabiradim.com

  • Online diyet faydaları neler?

    Online diyet faydaları neler?

    Online diyet faydaları neler? Gelişen mobil uygulama dünyasıyla beraber sağlık odaklı uygulamaların bir hayli arttığını görüyoruz. Şu anda milyonlarca kişi sağlık uygulamalarını aktif bir şekilde kullanıyor.

    Gelişen akıllı telefon dünyası ve sayısız mobil uygulama sayesinde artık tüm sağlık sorunlarımıza cebimizden çare bulabildiğimiz bir döneme geldik.

    mHealth’in araştırmalarına göre mobil sağlık uygulamaları sayesinde 2016’da dünyada 40 milyon kişinin sağlığını cep telefonlarına emanet etti.

    Sağlık uygulamalarında büyük artış

    Mobile Health News‘ın araştırmalarına göre 2010 yılında online diyet ve sağlık aplikasyonlarının ilk olarak cep telefonlarımıza girerken 2016’ya gelindiğinde 40 binin üzerinde sağlık uygulaması seçeneğinin ceplerimizde yer aldı. Hekimlerin sağlık uygulamaları sayesinde hastalarına ulaşma oranının ise daha kolaylaştı.

    online diyet
    online diyet

    Araştırmaya göre, 2016’da sağlık aplikasyonlarının indirilme oranının dünyada 1 milyar kat artarak 40 milyon olacağının öngörülürken, 2017’de ise giyilebilir teknolojilerin kullanımı tavan yapacak.

    Özellikle mobil diyet uygulamaları sayesinde diyet yapan hastaların sıkı takibinin yapılabiliyori, yurtdışında yaşayanların, yoğunluk ya da mesafe nedeniyle yüz yüze görüşmeye zamanı olmayanların da artık online diyet programlarıyla birlikte sağlıklı beslenme ve diyet anlamında iyi hizmetler alabiliyor.

    Online diyetin faydaları neler?

    • Sağlıklı ve hızlı bir şekilde kilo kaybetmek isteyenler için iyi bir uzman tarafından kişiye özel her günü ayrı planlanmış sıkılmayacağınız beslenme planları hazırlanır
    • Online uygulama ile yediklerinizin günlüğünü tutarak kontrollü bir şekilde diyet yapabilmenizi sağlar
    • Beslenme günlüğü tutup diyetisyeniniz tarafından her öğününüze yıldız ve değerlendirme almak motivasyonunuzu artırır
    • Gerçek porsiyon kontrolü: tükettiğiniz besinlerin miktarının değerlendirip sıkı takip ile sizi destekler
    • Zamandan tasarruf sağlar

    Kaynak: shiftdelete.net

  • Vücut kontürü ile mükemmel hatlar

    Vücut kontürü ile mükemmel hatlar

    Makyajın sadece yüzde değil vücutta da ne kadar işe yaradığına inanamayacaksınız!

    Makyajın insan yüzü üzerindeki inanılmaz etkisine dair şimdiye çok çok fazla video hazırlandı, fotoğraf galerileri yapıldı. Son dönemde ise, surat ile işlerini bitiren makyaj uzmanları vücut üzerinde çalışmaya başladı.

    Düzgün bir fizik, kırımlı hatlar için tabi ki spor ve beslenme çok önemli. Ancak hala istediği etkiyi yaratamamış bazı kadınların yeni modası ise vücut kontürü…

    İşte bu konuda çalışan isimlerden biri olan YouTuber  Chloe Morello’nun hazırladığı video ile makyajın vücut üzerindeki etkisi….

    Vücut kontürü ile mükemmel hatlar

  • Hamilelikte cinsel ilişki faydaları

    Hamilelikte cinsel ilişki faydaları

    Birçok erkek yanlış bir inanış nedeniyle bebeğe ve anneye zarar veririm düşüncesiyle hamilelik döneminde eşiyle cinsel ilişkiye girmiyor. Hatta birçoğu, hamilelikte eşiyle ilişkiye girememesini aldatma gerekçesi yapıyor.

    Aslında doktorunuz aksi yönde bir tavsiyede bulunmadığı sürece, gebelikte cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenli.

    Hamilelikte cinsel ilişkinin faydaları

    Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, eğer gebelik esnasında; açıklanamayan vajinal kanama, amnios sıvısının gelmesi, rahim ağzı yetmezliği, bebeğin eşinin aşağıda olması, daha önce erken doğum, çoğul gebelik gibi hamileliği tehlikeye düşürecek bir durum yoksa hamileliğin her döneminde cinsel ilişkiye girilebileceğini söylüyor.

    “Önemli olan yavaşça hareket etmektir” diyen Op. Dr. Betül Görgen, kuruluk, ekstra hassas serviks ve cinsel ilişki sonrası lekelenme gibi sebepler yüzünden gebelikte cinsel ilişki sırasında dikkatli hareket etmek gerektiğine işaret ediyor.

    Op. Dr. Betül Görgen, dokuz aylık gebelik boyunca cinselliğe zaman ayırmanızı gerektirecek dokuz sebep ve  gebelikte cinsel ilişkinin dokuz faydasını şöyle anlattı.
    ORGAZMIN ARDINDAN DAHA İYİ BİR UYKU

    Gebeler, hamileliğin her döneminde uyku sorunları yaşayabilirler. Özellikle, sık tuvalete gitme ihtiyacı gebeliğin ilk üç aylık döneminde oldukça rahatsız edicidir. Son üç aylık dönemde de anne adayı, iyice büyümüş göbeğinden dolayı rahat uyuyamayabilir. Bazı kadınlar da gebelikteki hormonal değişikliklerden kaynaklı uykusuzluk  problemi yaşarlar. Seks bütün bu uyku sorunlarını ortadan kaldırabilir, çünkü orgazmın hemen arkasından prolaktin hormonu salgılanır, bu da kişinin rahatlamış ve uykulu bir hale girmesine yardımcı olur. Gece uykusunu güzel almış bir anne sabah daha enerjik bir anne demektir.

    SEKS AĞRILARINIZI ENGELLER

    Birçok gebe bütün gün boyunca gece kendilerini yatağa atmanın hayalini kurar ama günün sonunda yataklarına kavuştuklarında, orada da rahat edemediklerini fark ederler. Çabuk büyüyen rahim genel olarak vücuda  büyük yük yükler, bu da bazen ağrılara sebep olur. Ama seks bu ağrıları engelleyebilir. Orgazm sırasında “sevgi hormonu” olarak da bilinen oksitosin hormonu salgılanır ve bu hormonun ağrıyı engelleme ve ağrı toleransını arttırma gibi özellikleri vardır.

    hamilelikte_cinsel_iliski

    SIK SIK SEKS DAHA AZ HASTALIK

    Herkes bağışıklık sisteminizi nasıl güçlendirebileceğiniz konusunda bir şeyler söyler. Bilimsel araştırmalara göre sık sık seks yapan insanlar daha az hasta oluyor. Gebe kadınlarda normale göre zaten baskılanmış bir bağışıklık sistemi vardır. Seks, vücutta hastalıklara karşı savaşan antikorların sayısını arttırır ve bu sayede minik bebeğinizi beklerken en son başınıza gelmesini isteyeceğiniz hastalıklardan korunmuş olursunuz.
    DAHA AZ ALTA KAÇIRMA İHTİMALİ

    Birçok kadının gebelikleri sürecince hiç beklemedikleri bir anda, öksürdüklerinde, güldüklerinde ya da bir şeye şaşırdıklarında, altlarına kaçırdığı olmuştur. Pelvik tabanınız, leğen kemiğinizdeki tüm organları tutan bir tramboline benzer ve mesanenin kontrolüne yardımcı olur. Seks yapmak pelvik tabanınızı güçlendirmeye yardımcı olur. Orgazm pelvik kaslarda kasılmalara sebep olur. Keyif veren bir egzersiz yapmış gibi olursunuz. İdrar yaparken, idrar akışını durdurmak için kullandığınız kaslar pelvik taban kaslarıdır.

    CİNSEL İLİŞKİ KAN BASINCINI DÜŞÜRÜR

    Gebelik boyunca sağlıklı beslenme kan basıncının istenen düzeyde kalmasına yardımcı olur ama bilimsel araştırmalar cinsel ilişkinin de sistolik kan basıncını (büyük tansiyon) düşürmede etkili olduğunu göstermiştir. Tansiyonunuzun istenen düzeyde olması bebeğinizin ve sizin sağlığınız ve gebeliğinizdeki riskleri azalttığı için önemlidir. Sağlıklı kan basıncı sizi doğum için suni sancı (indüksiyon) almaktan ve hatta sezaryen ameliyatı olmaktan koruyabilir.

    ORGAZM RUH HALİNİZİ İYİLEŞTİRİR

    Anne adayları bazen gebeliğin zorluklarından bunalabilirler. Yorgunluk hissi ve bir türlü rahat edememek genel ruh halinizi kötü yönde etkileyebilir. Cinsel ilişki sırasında orgazmla hem anne hem bebek için faydalı olan endorfin hormonu salgılanır, bu da ruh halinizin iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca oksitosin hormonu da anne ve baba arasında sevgi ve yakınlığı arttırarak daha mutlu bir ilişkiye kapı aralar. Orgazmın bu kadar faydası olduğunu muhtemelen bilmiyordunuz.

    hamilelik_cinsel_iliski_faydalari

    DAHA AZ STRES

    Bir çiftin hayatında bebeklerini bekledikleri dönem hep güzel hatırlanacak bir zaman dilimi olmalıdır ama bu dönemin strese sebep olduğu zamanlar da vardır. Yine strese karşı orgazm bir rahatlama kaynağıdır. Oksitosin ve endorfinler beyindeki haz merkezlerini harekete geçirir, bu da gerginlik, stres ve hatta depresyonun azalmasını sağlar.

    DOĞUM KASILMALARINI BAŞLATIR YA DA İLERLETİR

    Meninin içinde prostaglandinler denen rahimin açılmasına ve yumuşamasına yardımcı olan bileşenler vardır. Orgazm sırasında da çok fazla oksitosin hormonu salgılanır. Bu hormon aynı zamanda kasılmalara sebep olan ve bebeğinizin rahim kanalından geçerek dünyaya gelmesine yardımcı olan hormondur. Vücudunuz doğuma hazırsa, cinsel ilişkide bulunmak doğum kasılmalarının başlamasını tetikleyebilir. Kasılmalar başladığında, eşinizle beraber bu kasılmaları karşılıyorsanız onunla yakın hareket ediyor olmaktan ve salgılanan yüksek oksitosin nedeniyle cinsel olarak uyarılmış olabilirsiniz. Gebelik kesesi açılmadığı ve anne adayının suyu gelmediği sürece, doğum kasılmaları sırasında cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenlidir ve hatta doğum için de faydalıdır. Kulağa biraz tuhaf geldiği için birçok çift böyle bir şeyi denemeyi akıllarından bile geçirmez. Fakat kasılmalar sırasında cinsel ilişki doğumu ilerleterek, bebeğin dünyaya daha çabuk gelmesini sağlayabilir.

    DAHA ÇABUK İYİLEŞME

    Gebelik sürecince güçlendirilen pelvik taban kasları, bebeğin doğumundan sonra da annenin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Güçlü bir pelvik taban bebeğin doğumunu kolaylaştırır, iyileşme süreci de daha az ağrılı olur. Yine de doktorunuza mutlaka gebeliğiniz boyunca cinsel ilişkinin sizin için güvenli olup olmadığını konusunu danışın. Unutmayın, eğer güvenliyse, bu dönemde cinsellikten uzak kalmamanız için dokuz sebebiniz var.

    Hamilelikte bazı kadınların cinselliğe olan ilgisi artarken, bazılarının da azaldığını anlatan Op. Dr. Görgen, anne adaylarına “Size doğru gelen ve sizi rahat ettiren neyse onu yapın” tavsiyesinde bulunuyor. Erkeklere de seslenen Görgen, “Eşler, lütfen anne adaylarını rahat ettirmeye dikkat edin. Hamilelikte ilişkiye girilebiliyormuş diyerek istemediği halde eşinizi ilişkiye zorlamayın” diyor.

  • Hamilelikte içilen sigara

    Hamilelikte içilen sigara

    Finlandiya’da yapılan bir araştırma, hamilelik sırasında tüketilen sigaranın sadece anneye değil aynı zamanda bebeğe de zarar verdiğini ortaya koydu.

    Araştırmaya göre hamilelik süresince vücuda alınan nikotin kan yoluyla bebeğe de geçiyor ve onu da etkiliyor.

    Bin hasta üzerinde yapılan incelemeler sonucunda hamilelikte sırasında içilen sigaraların, bebeklerin ileriki yaşlarda akıl hastalıklarına yakalanma riskini arttırıyor.

    Bebeklerin ileriki yıllarda özellikle şizofreniye yüzde 38 oranında daha fazla maruz kaldığı belirtildi.

    Araştırmada anne adaylarının ve bebeğin kanları ilk 3 ayda ve ikinci 3 ayda test edildi.

    Araştırmanın asistanlarından Profesör Alan Brown, “Nikotin göbek bağından (plasenta) kolayca geçerek fetüsün kanına karışabilir. Oldukça hassas dönemdeki bu erken etkileşim ileride çocuklarda kalıcı etkiler yaratacaktır” dedi.

    Kaynak: ntv.com.tr