Saç fular 2016 modelleri .. Saçımızı bir şapka gibi güneşten koruyor, rüzgarda havalanıp birbirine dolaşmasını engelliyor, ‘kötü saç günü’ söz konusu olduğunda derhal imdada yetişiyor, şekilden şekle girebiliyor, üstelik nostaljik bir havası da var. Sonuç: Fular, bahar ve yaz stilimizin olmazsa olmaz aksesuarları arasına girmeye aday.
O halde, “Acaba bana yakışır mı, kafamda komik durur mu, iş kıyafetime uyar mı?” diye düşünmeyi bırakıp, ayna karşısında deneme yapmaya başlayın deriz. İlham almak için Dolce & Gabbana 2016 İlkbahar-Yaz defilesindeki farklı bağlama şekillerine ve önerilerimize bir göz atın
Saç fular 2016 modelleri
Fular, sadece görünüme farklılık katma özelliğiyle değil, işlevselliğiyle de takdiri hak eden aksesuarlardan biri. Örneğin bir kıyafeti, farklı şekillerde bağlayacağınız renk renk, desen desen fularlar ile tekrar tekrar giyebilirsiniz. Özellikle sade gardıroplar ve üniforma ya da takım elbise şartı olan işler için biçilmiş kaftan.
Peki, bir fular ile tam olarak neler yapabilirsiniz? Bileğinize, belinize, boynunuza ya da çantanıza bağlayabileceğiniz gibi, harika saç modelleri de yaratabilirsiniz. Örneğin…
Dolce & Gabbana podyumundaki gibi arkadan öne doğru sarıp, tam önden, saç çizgisi hizasından ya da başınızın sağ veya soluna gelecek şekilde şık bir fiyonkla bağlayabilirsiniz.
Saçınızı at kuyruğu veya topuz yaptıktan sonra, bağladığınız kısma şık bir eşarp sarabilirsiniz.
Saçlarınızı açık bırakıp, fularınızı dikdörtgen şekilde katlayarak saç bandı niyetine kullanabilirsiniz.
Güneşten korunmak için üçgen şeklinde katlayıp, üçgen ucu arkaya gelecek şekilde başınıza sardıktan sonra iki ucunu ense hizasında bağlayabilirsiniz.
Yine üçgen şeklinde katlayıp, bu kez çenenizin altından bağladıktan sonra büyük çerçeveli güneş gözlükleriyle tamamlayarak gizemli ve havalı bir görünüme bürünebilirsiniz.
Tüm bu eğlenceli ve gösterişli stiller için tek ihtiyacınız olan, zevkinize uygun ipek ya da koton bir fular. Desenlilerden düzlere, toprak tonlarında olanlardan canlı neon renklilere, önünüzde sayısız seçenek ve kombinlerinize ekstra şıklık katacak pek çok bağlama yolu var.
Erkeklerin bir ‘sorununa’ çözüm olarak geliştirilmiş bu ilacı kadınlar kullanırsa ne olur?
Sildenafil ilacının ticari ismi olan Viagra ya da halk arasındaki adıyla ‘küçük mavi hap’, cinsel olarak uyarılmış erkeklerin erekte olamaması durumuna bir çözüm olarak geliştirilmiştir. Günlük hayatta ve ilaç endüstrisinde, adı birçok şakanın içerisinde geçiyor olduğundan mıdır bilinmez, çoğu insan tarafından Viagra ismi ve bu ilacın işlevi bilinir.
Kadınlar Viagra İçerse
Peki, erkeklerin bir ‘sorununa’ çözüm olarak geliştirilmiş bu ilacı kadınlar kullanırsa ne olur?
Soruyu cevaplamadan önce, erkekler üzerinde Viagra’nın nasıl işlediği konusunu detaylandıralım. Cinsel uyarım sırasında, erkek vücudu penisin erektil dokusunun içerisine nitrik oksit salgılar ve cyclic guanosine monophosphate (cGMP) üreten enzim uyarılır. Bu durum düz kas hücrelerinin gevşemesine ve penis içerisindeki arterlerin genişlemesine sebep olarak penise doğru akan kanın miktarını artırır. Ayrıca erektil doku da kan ile dolar. Bu sonuçların birleşimiyle de ereksiyon meydana gelir. Viagra da, düz kas hücrelerinin içerisindeki cGMP seviyesini düzenleme yoluyla çalışır.
Bu yüzeysel açıklamadan sonra, ilk sorduğumuz sorunun cevabına geçelim. Peki, kadınlar Viagra içerse ne olur?
2003 yılında University of California’da yapılan bir çalışmada, menopoz öncesi kadınlar üzerinde sildenafil sitratın (Viagra) etkileri belirlendi. Bulgulara göre Viagra, kadınlarda cinsel birleşme ve uyarılma sırasında genital bölgedeki hassasiyeti ve tatmini artıyor. Yani başka bir ifadeyle, Viagra kadınların da cinsel performansını artırıyor olabilir. Fakat bu ilacı kullanan kadınlarda birtakım küçük yan etkiler de gözlemleniyor; baş ağrısı, cilt kızarması, burun iltihaplanması, bulantı gibi.
Yapılan çalışmalarda elde edilen bulgular sizde, Viagra’nın kadınlar için de kullanılabilir bir ilaç olduğu izlenimini uyandırmış olabilir. Fakat henüz bu ilaç, kadınların kullanımı için resmi olarak onaylanmış değil. Bu sebeple Viagra kullanımı, yaşanan sorunlar için doğru bir tedavi yöntemi olmayabilir.
Beyaz göz kalemi nasıl sürülür? Göz kalemlerini malum çok seviyoruz. Gözlerimizi olduğundan daha büyük gösteren ve vurgulayan göz kalemlerinin beyazını hiç denedin mi? Eminiz güzellik marketlerde görüp senin de elin gitmiştir ama nasıl kullanacağını bilmiyorsan doğru yerdesin! Beyaz göz kalemlerini kullanmanın 3 farklı yolunu açıklıyoruz.
En sevdiğimiz göz makyajı stillerinin başında gelen dumanlı gözler, beyaz göz kalemi ile birleşince oldukça farklı ve şık bir görünüm ortaya çıkıyor. Sen de dumanlı göz makyajını yaptıktan sonra üst kirpik dibine mat siyah eyelinerını sür. Siyah eyelinerının üzerine aynı kalınlıkta beyaz göz kalemini uygula ve kuyruk kısmına kadar uzat. Böylece iki katlı eyelinerın ve dumanlı göz makyajın ile arkadaşların arasında çok dikkat çekeceksin.
Göz pınarına uygula
Gözlerini olduğundan daha büyük göstermen için birkaç ipucuna ihtiyacın var. Bu taktiklerin başında ise, göz pınarlarındaki beyaz ışıltılar geliyor. Gözlerini daha aydınlık ve büyük göstermek için makyajını bitirdikten sonra göz pınarına beyaz göz kalemini uygula.
Editörün önerisi: Gözlerini daha büyük göstermek için maskaradan da yardım almalısın. Maskaranı uygulamadan önce kirpiklerini kıvır ve iki kat maskaranı uygula.
Alt kirpik dibine uygula
Yorgun ve uykusuz hissettiğin günlerde, alt kirpik diplerine beyaz göz kalemi çekerek kızarıklık görünümü azaltabilirsin. Enerjik ve aydınlık görünmek istediğin günlerde bu göz makyajı taktiğini mutlaka uygulamalısın. Bu makyajını nude dudaklar ve pembe allık ile tamamlayarak ideal bir bahar görünümü yakalayabilirsin.
İşte evdeki karıncalardan kurtulmak için kolayca hazırlayabileceğiniz sprey… Karıncalar sevimli hayvanlar ancak evinizde çok fazla karınca varsa dikkat edin. Elma sirkesi, karanfil ve portakal gibi doğal malzemelerden hazırlayacağınız liste ile evdeki karıncalardan kurtulmanız mümkün! İşte karıncalardan kurtulmanızı sağlayan sprey tarifi…
Karıncalardan kurtaran sprey tarifi
Malzemeler;
– 1/4 su bardağı elma sirkesi
– 1/4 su bardağı su
– Karanfil yağı
– Portakal
Hazırlanışı;
– Elma sirkesini ve suyu bir sprey şişesine boşaltın. Birkaç damla karanfil yağını içerisine ekleyin. Portakalın kabuklarını soyup kabukları da şişeye koyun.
– Şişeyi çalkalayın. Daha sonra spreyi karıncaların çıktığı her köşeye ve karınca gördüğünüz yerlere sıkın. Her gün karıncalar uzaklaşana kadar bunu tekrarlayın.
Hamileyken adet görülür mü? sorusunun yanıtı, hem evet hem de hayır olarak olabilir. Birçok kadın, normal olarak en son adetini görür ve daha sonra yumurtlaması ile birlikte hamile kalarak, adet döngüsü sonlanır. Kimi kadınlarda ise, bu durum tam aksi şekilde gerçekleşir. Kısacası, kadın yumurtlaması gerçekleşip hamile olduğu zaman bile, adet görmeye devam edebilir. Bu konu, hamileyken adet görmenin nadir gerçekleşen bir durumdur.
Hamilelikte Adet Görülür Mü?
Aslında hamilelik gerçekleştiği zaman, adet görmek denildiğinde her ay düzenli bir şekilde adet görmesini beklemeyiniz. Bu bir nevi kanama olarak kabul görür. Kısacası bu durum, hamilelik sürecinin kimi aylarında rastlanabilir ya da tüm hamilelik süreci içerisinde bir iki defa da görünmüş olabilir. Birçok kadın, bu sebep yüzünden düzensiz adet olduğunu düşünüyor ve hamileliğin gerçekleşmediğini düşündüğünden ötürü de bu gerçek ile çok geç bir zamanda yüzleşiyor.
Daha çok genetik olan bu durumu, ailenizde daha öncesinde yaşayan kadınların bulunduğu takdirde sizlerin de bu durum ile karşılaşma ihtimaliniz yüksek olabilir. Bu sebepten ötürü, her zaman istenmeyen hamilelikler için önlemlerinizi almayı ve adet görseniz bile, korunmasız ilişkiler yaşadığınız takdirde şüphesini göz ardı etmeyiniz.
Hamileyken üstüne adet görme nasıl olur?
Hamileliğin gerçekleşmesini isteyen ya da hamileliğin gerçekleşmesinden endişe duyan kadınlar, bazen düzensiz olarak bir adet gördükleri zaman hamileliğin gerçekleştiği kaygısına kapıldıkları gibi, bazen de hamile olmalarına karşın meydana gelen bir kanamayı normal adet, yani “period” olarak düşünerek, dikkate almamaktadırlar.“Üstüne adet görme” ve “üste adet görme” olarak adlandırılan ifadeler, kadınlar arasında çok fazla kullanılan ve hamile oldukları rağmen adet görmeye devam etmelerini belirten bir terimdir. Hamile olmayı istemeyen çok fazla sayıda ki kadın, gördükleri düzensiz bir adet ardından kaygılanarak, hatta paniğe kapılarak “hamile olma endişesini” yaşamaktadırlar.
Peki hamile kadın adet görür mü? Adet olur mu?
Elbette ki hayır. Birçok sayı da ki kadın, hamile olmalarına rağmen hamilelik ile alakalı meydana gelen kanamaları (implantasyon –yerleşme kanaması, düşük tehlikesi kanaması, servikal enfeksiyon, yara –lezyon ile alakalı olan kanama, plasenta yerleşim durumu ile alakalı olan kanamalargibi) adet olarak zannederek, hamileliklerinin farkına varmamaktadırlar. Hatta bir kısmı, karın bölgesinde olan büyüme ya da bebek hareketleri ile hamileliklerinin farkına varırlar. “Üstüne görme” ya da “üste görme” olarak ifade edilen bu durumda ki kanamanın yapısı, genel olarak değişiktir. Daha olması beklenen günde olmayıp rengi değişik (daha koyu ve siyaha yakın) ve miktarı da bir önceki adetlerine göre değişiktir.
Bilinçli olan bir kadının, genellikle bu anormal kanamayı ve aradaki farkı ayırt etmemesi zor olmaktadır. Bu sebepten ötürü, tüm anormal ve olması gerekenden değişik kanamalarda hamilelik şüphesi olabilmeli ve bir hamilelik testinin yapılması gerekmektedir. Test yapılmayacaksa da, bir kadın doğum uzmanı tarafından muayene edilmesi gereklidir. Tüm gerçekleşen adet gecikmelerinde ve anormal adet kanamalarında hamilelik ihtimali de olabileceğinden ötürü, hamilelik testi yapmalı ve bir şüphe duymanız durumunda da muhakkak bir kadın doğum uzmanına başvurulmalıdır.
Özetlemek gerekirse, görülen her kanama adet kanaması anlamına gelmemektedir. Hamilelikte de kimi sebeplerden ötürü kanamalar meydana gelebilir. Fakat bunlar adet kanaması değildir. Hatta hamile olmayan kişilerde de görülen her kanama adet kanaması olmayabilir. Örneğin, hamile ya da hamile olmayan bir kadında rahim ağzında oluşan bir hastalık ile alakalı olan kanama meydana gelebilir, fakat bu kanama da, adet kanaması değildir.
Hamilelik sürecinde bir takım sebeplerden ötürü kanama gerçekleşebilir. Bu kanamaların kesinlikle adet kanamasıyla bir alakası bulunmamaktadır. Bu sebeple hamilelik sürecine etki eden bir durum söz konusu olabileceği için, muhakkak kadın doğum uzmanına başvurulması gereklidir. Hamilelik sürecinde oluşan kanamaların sebepleri aşağıdaki gibidir:
Üstüne görme: Hamileliğin oluşma sürecinde gerçekleşen implantasyondan kaynaklı olarak görülebilir.
Düşük: Embriyonun rahme tutunmasını engelleyen etkenlerden ötürü, düşük tehlikesinin habercisi olarak görülebilir.
Servikal enfeksiyon kanaması: Serviks bölgesinde meydana gelen enfeksiyondan kaynaklı olarak hamileliğe etki eden bir kanama durumudur.
Rahim kaynaklı: Rahimde meydana gelen yara ya da lezyondan kaynaklı olarak, kanama olabilir.
Plasenta: Plasentanın konumu itibariyle hamileliği olumsuz şekilde etki eden kanamalar gerçekleşebilir.
Üstüne görmenin hamileliğe bir etkisi var mı?
Embriyonun rahim yatağına yerleşmesi neticesinde ortam koşullarının farklılaşması, üstüne görme olarak adlandırılan kanamaya sebep olur. Hamilelik neticesinin gerçekleşmesinin haricinde, hamileliğe ve bebeğe bir zararı söz konusu değildir.
Üstüne görmenin dezavantajı ise, anne adayının hamile olduğunu fark edememesi neticesinde hamilelik için riskli durumlar yaratan davranışlarda bulunmasıdır. Hamileliğin farkında olmayan ve bu sebeple günlük yaşam tarzı aynı şekilde sürerken; radyasyona maruz kalma, ilaç kullanımı ve alışkanlıklar süreci etkilemektedir. Bir diğer dezavantajı ise, istenmeyen hamileliklerin daha geç anlaşılmasına ve müdahale edilememesine sebep olmasıdır. Sonuç olarak hamile kalma ihtimali mevcutsa, bu süreçlerde gerçekleşen her türlü kanama durumunda hekiminize danışmanızda fayda vardır. Hekiminiz kanamanın oluşturabileceği tüm durumları ayrıntılı olarak inceleyerek, hem hamilelik hem de bir hastalıktan kaynaklı olup olmadığını tespit edecektir. Eğer üstüne görme durumunuz mevcutsa, hamileliğe sürdürme isteğiniz doğrultusunda hamilelik süreci takibine başlanacaktır.
Vişneli Mekik
Malzemeler;
1 su bardağı pudra şekeri
125 gr tereyağı – oda sıcaklığında
5 adet yumurta
1 su bardağı un
½ su bardağı toz badem
½ tatlı kaşığı vanilya
1 su bardağı vişne
Hazırlanışı;
Vişneleri süzgece alıp fazla sularından arındırın
Oda sıcaklığındaki tereyağı ve pudra şekerini spatula yardımı ile birbirine yedirin ardından mikserle tek tek yumurtaları çırparak yedirin. Ayrı bir kapta tüm kuru malzemeleri eleyin ve yumurtalı karışıma ilave edip spatula yardımı ile homojen oluncaya kadar karıştırın.
Hamuru kalıplara bölün üzerlerine vişne taneleri koyun ve önceden ısıtılmış 170 derece fırında 20-25 dakika kenarları pembeleşinceye kadar pişirin.
Araplar’dan ilham alan yoğun göz makyajıyla bakışların stilinin yıldızı olsun! Arap göz makyajı dendiğinde kafanda ne canlanıyor? Araplar, esmer tenlerini ve derin kahve gözlerini genellikle koyu göz makyajları ve sürmelerle ön plana çıkarmayı severler. Arap’ların göz makyajlarından esin alan, eyeliner kullanmadan yapılan yoğun dumanlı bir göz makyajı tarifimiz aşağıda…
Ten renginle uyumlu bir fondötenle cilt rengini eşitle, ardından hafif bir allık uygulaması ile ten makyajını tamamla. Gözlerde yoğunlaşacağımızdan ten makyajının hafif olması son derece önemli.
İkinci adım:
Göz çevrene primer olarak şampanya tonlarında bir göz farı uygula, böylece üzerinde uygulayacağın makyaj kendini daha çok belli edecek ve çok daha uzun süre kalıcı olacak.
Üçüncü adım:
Koyu füme tonlarındaki göz farını tüm göz kapağına uygula ardından göz altlarına dağıt. Bu uygulama esnasında far kullanımını cömertçe yapmanı öneririz.
Dördüncü adım:
Açık füme göz farını yüzük parmağınla göz kapağının tam ortasına uygulayarak daha iri bir bakış illüzyonu yarat.
Beşinci adım:
Üç kat siyah maskara uygulaması ile göz makyajını tamamla.
İpucu:Maskaranın göz kapağına bulaşmaması için maskaranı önce alt kirpiklerine uygulamayı dene.
Rahat doğum için.. Doğumun 40 haftalık hamilelik serüveninin bir ödülü olarak düşünüldüğünü kaydeden Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Özellikle ilk doğumda rahat olmak önemlidir. Bazı kadınlar, olumsuz bir doğum deneyiminden sonra, ikinci çocuk için cesaretlerini kaybetmektedirler.
Bu durumun oluşmaması ve rahat bir doğum için psikolojik olarak hazır olmak önemlidir. Doğum öncesi hamileler genel olarak kaygılıdırlar. Bu doğal bir durumdur. Daha önce hiç doğum yapmamış bir kadın bilmediği bu durum için kaygılanır ya da korkar.” diye konuştu.
Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, doğumda rahat hissetmek için, öncesinde yapılması gereken 15 öneri hakkında şu bilgileri verdi:
Rahat doğum için öneriler
1. Doğum için bir hastane seçin: Doğumdan önce, doğum yapacağınız hastaneyi ziyaret etmek önemlidir. Bu sayede doğuma giderken kaygınız daha az olur.
Bilmediğimiz yerler, kaygılarımızı artırabilir. Doğum yapacağınız hastanenin yakın olması sizi daha da rahatlatacaktır.
2. Doğumla ilgili kurslara gidin: Doğumla ilgili kurslara gitmek bir anlamda prova yapmanızı sağlayacaktır.
Böylece eğer doğumu zihninizde büyütmüşseniz, endişelerinizi azaltacaktır.
3. Eşin doğuma katılmasını sağlayın: Günümüzde birçok hastane bu konuda hassas davranmaktadır. Eşinizle bu konuyu konuşun.
Eğer kaygınız çoksa; eşinizin yanınızda olması hem orayı daha az yadırgamanıza engel olur, hem de sizi psikolojik açıdan rahat ve güvende hissettirir.
4. Doğumla ilgili okuyun: Doğumla ilgili yazılan kitaplar okuyun. Birçok kişi bunu internetten araştırıyor, ancak internette doğru bilgiler olduğu gibi, kirli bilgiler de mevcuttur.
Bunu unutmayın. Okumak ve bilgilenmek sizi kaygı ve korkularınızdan uzaklaştıracaktır.
5. Annenizle kendi doğumunuzu konuşun: Anneler, doğum konusunda deneyimlerinden dolayı rahatlatıcıdırlar. Annenizle kendi doğumunuzu konuşarak bilgi alabilirsiniz.
Ayrıca sizinle ilgili bilmediğiniz, mutlu anıları öğrenmek sizi iyi hissettirecektir.
6. Doktorunuzla doğumla ilgili kaygılarınızı paylaşın: Bazı durumlarda Kadın doğum hekimiyle konuşmak için yeterli zaman olmaz. Buna rağmen zaman yaratın ve kaygılarınızı konuşun.
Böylece hekimin sizin kaygı düzeyini anlaması daha kolay olur ve sizi rahatlatacak bilgiyi ondan alabilirsiniz. Doğumdan önce soru işaretlerinizi mutlaka azaltın.
7. Doğumdan sonra kucağınıza alacağınız çocuğun hayalini kurun: Hamilelik süresince; doğum sonrası çocuğunuzla ilk karşılaşma sahnesinin hayalini kurmak, hem hamileliğin hem de doğumun kolay geçmesini sağlar.
İmajinasyon çalışması denilen bu hayal kurma çalışması birçok psikolojik sıkıntıda işe yaramaktadır. Doğumda da kuşkusuz işe yarayacaktır.
8. Gebelikte yoga ve gevşeme egzersizleri yapın: Hamilelik süresince, eğer imkânınız varsa yoga sizi oldukça rahatlatacaktır.
Bunun yanı sıra nefes egzersizleri sıkıntılı durumlarla baş etmenizi kolaylaştıracaktır. Ancak bunlara hamileliğin mümkünse erken dönemlerinde başlamalısınız. Böylece bu egzersizleri uygulamanız, deneyiminizin fazla olmasından dolayı daha kolay olacaktır.
Rahat doğum için öneriler
9. Gebeliğin ve doğumun sağlıklı bir süreç olduğunu unutmayın: Günümüzde bilgi arttıkça ne yazık ki korkular da artmıştır.
Oysaki ilk çağdan bu yana kadın, doğurur. Bu kadının doğasında olan bir durumdur. Hatta profesyonel yardım almadan doğurur. Siz de farklı değilsiniz. Bu gerçeği gözden kaçırmayın.
10. Hamilelik döneminde hekiminizle konuşarak, önerdiği egzersizleri yapın: Egzersiz yapmak; doğumda kaslarınızı daha rahat çalıştırdığı gibi, strese karşı dayanıklılığınızı da artıracaktır
Gebelik süresince hekiminizin önerilerini de dikkate alarak, mutlaka egzersiz yapın. Yürüyüş bile, tek başına vücudumuzda olumlu hissettirecek hormonların salgılanmasını artırır.
11. Sürekli doğum hikâyeleri dinlemeyin: Eğer hassas bir yapıya sahipseniz, etrafınızdaki kişilerden doğum hikâyeleri dinlemeyin.
Çünkü kişiler olumlu hikâyeler anlatabileceği gibi olumsuz hikâyeler de anlatabilir. Bunu daha önceden bilme şansınız olmayabilir. Karşı taraf iyi niyetli olsa dahi, sizin hassasiyetinizden dolayı keyfiniz kaçabilir.
Rahat doğum için öneriler
12. Doğum öncesi güncel yaşantınıza devam edin: Hayatınızın normalini bozmayın. Doktorunuz bir öneride bulunmamışsa, normal yaşantınızı doğuma kadar devam ettirin.
Kendinizi aşırı sakınmaya kalkarsanız, doğal bir durum olan doğum; sizin zihninizde giderek daha büyüyecektir. Yaşam alışkanlıklarınızı doğum boyunca devam ettirin. Tabi ki alkol sigara gibi alışkanlıklar hariç.
13. Doğumdan önce maddi konularda eşinizle konuşun: Doğumdan önce, hem hastane masrafları hem de bir süre çalışmayacağınız için birikimlerinizi eşinizle gerçekçi bir şekilde değerlendirin.
Masraflar konusunda hekiminizden ve hastaneden bilgi alın. Doğum sürecinde bir de bunları düşünmek durumunda kalmayın.
14. Tokofobi (doğum yapma korkusu) varsa, ihmal etmeyin: Tokofobi(doğum yapmaktan korkma) esasen her 9-10 kadından birinde görülebilmektedir. Kişi doğum yapmakla ilgili aşırı kaygı duyar.
Tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavide psikoterapi ve hipnoz kullanılmaktadır. Böyle bir durumunuz varsa mutlaka bir psikiyatriste/psikoloğa başvurun.
15. Psikolojik ya da psikiyatrik bir sorununuz varsa, bu durumu kadın doğum hekiminizle paylaşın:Eğer psikiyatrik bir sorununuz varsa ya da daha önce geçirdiğiniz bir rahatsızlığınız varsa hamilelik döneminde mutlaka psikiyatrist/psikologdan yardım alın.
Doğum öncesi sorun daha fazla artabilir. Riske girmeyin.”
Son albümü ‘Anti’ ile büyük başarı yakalayan Rihanna, modayla da yakından ilgileniyor. Puma için hazırladığı yeni koleksiyonu üzerinden daha bir hafta geçmeden, ünlü şarkıcı bu kez de çorap ve çamaşır markası Stance için yeni bir koleksiyon hazırladı.
Rihanna yeni çorap koleksiyonu 2016
Romantik ve soft pastel renklerde hazırladığı koleksiyon için Rihanna marka yüzü olarak poz verdi.
Ünlü şarkıcı, Puma Fenty için tasarladığı pembe kürklü terliklerle adının aşk dedikodularına karıştığı model Dudley O’Shaughnessy ile birlikte poz verdi.