Blog

  • Türk mutfağının vazgeçilmez tatlısı aşure tarifi

    Türk mutfağının vazgeçilmez tatlısı aşure tarifi

    Türk mutfağının vazgeçilmez tatlısı aşure tarifi… Aşure nasıl yapılır ? aşure malzemeleri nelerdir ? aşure tarifi…

    Malzemeler:

    2 su bardağı buğday

    1 su bardağı kuru bakla

    1 su bardağı pirinç

    1 su bardağı nohut

    1 su bardağı kuru fasulye

    1 su bardağı kuru sarı üzüm

    15 adet kuru kayısı ikiye bölünmüş

    300 gr. kestane haşlanmış ve ayaklanmış

    1,5 kg toz şeker

    1 lt. süt

    Yapılışı:

    Buğdayı ve baklayı iyice yıkayın. Büyük bir aşure tenceresinin içinde, pirinci de ekleyerek 5 lt. suyla 20 dakika ağzı kapalı olarak kaynatın. Bir gece bekletin. Nohut, fasulye, üzüm ve kayısıyı da geceden ayrı ayrı kaplarda ıslatın. Üzerine 4 parmak su çıkacak kadar su ilavesiyle, sabahleyin tencereyi ağzı açık olarak orta ateşe koyun ve hiç karıştırmayın. Nohudu ve fasulyeyi haşlayın. Nohudun kabuklarını soyun ve her ikisini de tencereye ekleyin. Su azaldıysa 1 lt sıcak su ekleyin. Kaynattığınız ve süzdüğünüz üzüm ve kayısıları ekleyin. Malzemelerin hepsi piştiği zaman kestaneyi koyun. Kısık ateşte tüm bunlar 3 saat sürecektir. Daha sonra şekeri koyun ve artık hep karıştırın. Şekerle beraber kaynattığınız sütü de ilave edin. Şeker iyice emilene kadar, yarım saat gibi karıştırmaya devam edin. Altını kapattıktan sonra biraz bekletin ve henüz sıcakken servis tabaklarına koyun. Soğuyunca üzerini kuru üzüm, kuş üzümü, çiğ badem, Antep fıstığı, nar, ceviz, kuru incir ve kuru kayısıyla süsleyin.

  • İnternet bağımlılığı hasta ediyor!

    İnternet bağımlılığı hasta ediyor!

    Günlük hayatımızın vazgeçilmezleri arasına giren internetin, bilgi ve iletişim kaynağı olmanın ötesinde, bazı kişiler için bağımlılığa dönüştüğü, bunun da birçok probleme yol açtığı bildirildi.

    Hayatımıza 80’li yılların ortalarında giren kişisel bilgisayarların ardından, 90’lı yıllarda merhaba dediğimiz internetle günlük hayatımızda bankacılıktan sağlığa, yemek tariflerinden oyuna kadar birçok işimizi teknolojinin sunduğu imkanlarla hallediyoruz.

    Ancak uzmanlar, bilgisayar ve internet kullanımının sağladığı avantajların yanında sık kullanımından kaynaklanan birçok problemi de beraberinde getirdiğine dikkati çekiyor.

    Şırnak Halk Sağlığı Müdürlüğünde görevli psikolog Caner Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, internetin bilgi ve iletişim kaynağı olmasının ötesine geçtiğini belirterek, bunun bazı kişiler için bağımlılığa dönüştüğünü ve “ortaya çağın hastalığı, internet ve bilgisayar bağımlılığı“nın çıktığını söyledi.

    Birçok kişinin gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkuları sanal dünyada yaşamaya çalıştığına vurgu yapan Ceylan, “İnternet, global biçimde kullanılan bir bilgilenme kaynağıdır. Bilgisayar teknolojisinin olumlu kullanımının yanısıra olumsuz kullanım alanları da mevcuttur. İnternet kullanıcıları evlerinden bile çıkmadan, siberalem aracılığıyla dünyayı gezebilir ve başka şekilde asla karşılaşamayacakları insanlarla ilişki kurabilmektedirler. Ne var ki, internet ne kadar çekici olsa da kullanıcılarında teknik zorluklar sonucunda hayal kırıklığı ve endişe yaratan problemleri de beraberinde getirmektedir” diye konuştu.

    İnternet bağımlısı gruplar

    İnternet ve bilgisayar bağımlılığının pratikte 5 farklı tiplerini gördüklerini ifade eden Ceylan, şöyle konuştu:

    “İnternet sosyal iletişimi artıran ama aynı zamanda sosyal izolasyona neden olan bir araçtır. Hem iletişimi kolaylaştırır, hem de iletişimin yakınlığını bozarak iletişimi bozar. İnternet ve bilgisayar bağımlılığının çok farklı tiplerini günlük pratikte görüyoruz. Bunların ilki erotik ve pornografik sayfalara meraklı bağımlılar. Genellikle erkeklerde görülüyor. İkinci sırada ise arkadaş arayanlar var. Bu gruba siber ilişki meraklıları giriyor. Buluşma yeri sohbet odaları oluyor genellikle. Üçüncü grupta ise online kumarbazlar dediğimiz sanal kumarhanelerin ve alışveriş sitelerinin müşterileri bu grupta yer alıyor. Dördüncü grupta ise yeni bilgilere ulaşmak için saatlerce sörf yapanlar, siteden siteye atlayıp, enformasyon yüklemesinden haz alan bilgi meraklıları geliyor. Beşincisi ise bilgisayara ve bilgisayar teknolojisine kafayı takmış ve genelde oto yarışı gibi bilgisayar oyunlarına meraklı gençler ve yetişkin erkekler bulunuyor.”

    “Bağımlılık kişileri asosyalleştiriyor”

    İnternet bağımlılarının bilgisayar başında oldukça fazla zaman geçirdiklerinden dolayı mecbur olmadıkça aileleriyle iletişime geçmediklerini anlatan Ceylan, “Bu tip insanlar zamanla boşluğa düşerler. Depresyon, kendini iyi hissedememe ve çöküntü belirtileri gösterebilirler. Bağımlılıktan dolayı kişiler asosyalleştikçe kendilerinde sosyal fobi gelişebilir. Kendine güveni olmayan insanlar, internet başında birden farklı kişiliğe bürünüp, kendilerini olduğundan farklı olarak daha iyi, daha cesur, daha güvenilir ve daha güçlü gösterebilirler. Daha çok sosyal paylaşım sitelerindeki yorumlarında adeta edebiyat dersi verirler. Aslında bu kişiler sanal bir maske takmışlardır. O sanal maskenin arkasına sığınıp kendini olduğundan daha iyi göstermeye çalışır. Bu da o kişiye zamanla çok zarar verir. Çünkü kişinin gerçek kişiliği ile sanal dünyadaki kişiliği birbiriyle örtüşmediğinde bu tür bireyler kişilik bölünmesi yaşar. Acaba hangisi benim diye zaman zaman ikilemde kalırlar” ifadelerini kullandı.

    “Aile bağları olumlu ve güçlü olmalı”

    Şırnak Devlet Hastanesi psikiyatristlerinden Burcu Yücetürk ise internet bağımlılığının diğer bağımlılıklar gibi yatkınlığı olan bireylerde ortaya çıktığına işaret etti.

    İnternet bağımlılığının henüz bir hastalık olarak tanımlanmamasını rağmen bu yolda hızla ilerlendiğini dile getiren Yücetürk, “Bu bağımlılığa yakalanmada önleyici etkenler arasında aile bağlarının olumlu ve güçlü olması yer alır. Yine aile içerisinde belirlenmiş kurallar ve yapılandırılmış sistemlerin olması, sosyal alanda güçlü ilişkiler kurulması, çeşitli alışkanlıkların kazanılması ve geliştirilmesi ile ailelerin çocuklarıyla yakın ilişkide olması sayılabilir” değerlendirmesinde bulundu.
    AA

  • Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu

    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu

    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu yazımızda sizlerle… İnanılmaz bir koleksiyon!

    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu

    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    Valentino İlkbahar 2014 Koleksiyonu
    2014 Valentino İlkbahar
    2014 Valentino İlkbahar
    2014 Valentino İlkbahar
    2014 Valentino İlkbahar
    2014 Valentino
    2014 Valentino
    2014 Valentino defile
    2014 Valentino defile

    valentino_2014_bahar_koleksiyonu (9) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (10) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (11) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (12) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (13) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (14) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (15) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (16) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (17) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (18) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (19) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (20) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (21) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (22) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (23) valentino_2014_bahar_koleksiyonu (24)

  • Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri

    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri

    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri…

    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri

    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri
    Yatak odası 2013/2014 dekorasyon fikirleri

    yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (5) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (6) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (7) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (8) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (9) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (10) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (11) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (12) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (13) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (14) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (15) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (16) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (17) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (18) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (19) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (20) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (21) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (22) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (23) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (24) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (25) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (26) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (27) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (28) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (29) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (30) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (31) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (32) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (33) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (34) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (35) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (36) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (37) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (38) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (39) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (40) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (41) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (42) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (43) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (44) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (45) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (46) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (47) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (48) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (49) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (50) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (51) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (52) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (53) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (54) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (55) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (56) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (57) yatak_odasi_2013_2014_dekorasyon_fikirleri (58)

  • Vajinismus Tedavisinin Dayanılmaz Ağırlığı

    Vajinismus Tedavisinin Dayanılmaz Ağırlığı

    Vajinismus alanındaki en heyecan verici gelişme sağlık personellerince bu durumun tanınması… Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından eğitimleri verilen ve başarıyla uygulanan “cinsel terapi” ile vajinismus yüzde yüz tedavi edilebiliyor.“Vajinismusun Üstesinden Gelmek”, “10 Adımda Vajinismus Tedavisi”, “Evli Bakireler” ve “Seks Korkusu” adlı kitaplar, tarafımdan yayınlandı… Bu kitapların vajinismuslu danışanlar tarafından okunması gerekiyor. Çünkü vajinismus tedavisi sırasında pek çok kadın mağdur ediliyor. Vajinismus tedavisi adı altında çiftlerin doktor kontrolünde ilişkiye zorlanıyor, bu doğru değil… Bu yöntem bir çeşit tecavüz… Cinsellikte, kadın ve erkeğin hazzı esas olmalı…

    KIZLIK ZARININ AMELİYATLA ALINMASI…

    Vajinismusun kızlık zarıyla bir ilişkisi yok… Kızlık zarının alınması var olan sorunu çözmüyor. Fakat kızlık zarının kalınlığına bağlı olarak; ağrı, acı veya kanama nedeniyle vajinismus gelişmiş ise, cerrahi bir yöntemle bu zarın alınması önem taşıyor. Ancak vajinismuslu kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda tedaviye gelen her dört kadından birinin, tedaviye başvurmadan önce kızlık zarlarını aldırttıkları görülüyor.

    GENEL ANESTEZİ ALTINDA CİNSEL BİRLEŞME TAVSİYE EDİLMİYOR…

    Genel anestezi sırasında vajinal kaslar gevşediğinden, cinsel birleşmeye olanak vermeyen vajinal kasılmalar olmuyor ve ilişki gerçekleştirilebiliyor. Ancak buna rağmen sonraki normal cinsel birleşmelerde de aynı sorun yaşanabiliyor. Cinsel ilişkide karşılıklı haz esasken, bu durum bir nevi tecavüz… Cinsellik, kadın ve erkek arasında sevginin ve zevkin paylaşımı… Ancak vajinismuslu çiftler için cinsellik zevk olmaktan çıkıyor, keder ve elem yaratan eziyet verici bir eyleme dönüşüyor. Genel anestezi altında yapılacak bir cinsel birleşme aslında çift için ciddi bir travma… İlişki bir kereye mahsus gerçekleşse bile, kadın hem eşine karşı öfke geliştirebiliyor hem de erkek savunmasız haldeki eşine böyle bir şey yaptığı için suçluluk duyabiliyor. Bu nedenle anestezi altında ilişkiye girilmesi kesinlikle önerdiğimiz bir yöntem değil…

    TÜP BEBEK ÖNERİLMİYOR…

    Vajinismuslu çiftler süre uzadıkça çevreden gelen yoğun bir çocuk baskısı ile karşılaşıyorlar ve alternatif çözüm yolları aramaya başlıyorlar. Anne olmak isteyen vajinismuslu kadınlara tüp bebek tedavisini önermiyoruz. Çünkü bu, tedavinin imkânsızlığını kabullenmek anlamına geliyor ve çoğu zaman çocuk sahibi olmak da çiftin kendini mutlu hissetmesine yetmiyor.

    VAJİNİSMUS TEDAVİSİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR…

    Çok ama çok düşük oranda da olsa vajinismusun fiziksel bir nedeni olabiliyor. Bu nedenle kadının mutlaka cinsel terapi öncesi bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görünmesi gerekiyor. Vajinismusu mekanik olarak çözmek yetmiyor. Çifte, sağlıklı bir cinsel hayat sunmak için tedavide iki aşama izleniyor. Birinci aşamada, cinsel birleşmenin olması hedefleniyor. İkinci aşamada ise cinsel ilişkiden zevk alma teknikleri öğretiliyor.

    MUAYENEHANEDE GERDEK OLMAZ…

    Kadına verilen sakinleştirici ilaç ve kremlerle çifti, hekimin gözetiminde cinsel ilişkiye zorlamak, tıbbi etiği ihlal ettiği için kınanmış bir tedavi… Yurtdışında cinsel terapistin veya doktorun gözü önünde cinsel ilişkiye girebileceğiniz özel cinsel tedavi merkezleri var. Ama burası Türkiye… Türk hekimlerinin ve cinsel terapistlerinin kendi toplumsal yapısına, örf ve adetlerine uygun tedavi yöntemlerini tercih etmeleri gerekiyor. Aksi durumlarda tedaviye muhtaç insanlar ve cinsel sağlık bilimi de zarar görebiliyor.

    BİLİNÇALTINDAKİ KORKULAR ORTADAN KALDIRILMALI…

    Lokal uyuşturucu kremler ve pomatların ilişki öncesi vajinaya sürülerek kullanılması, kadınların bilinçdışı korkularını ortadan kaldırmadığı için yararsız… Kadının cinsel ilişki öncesi fazla alkol alması, kişinin bilincini kaybetmesine yol açtığından bir işe yaramıyor. Cinsel ilişki öncesi alınan sakinleştirici ilaçlar, cinsel isteği azalttığı için normalde de tavsiye edilmiyor. İlişki öncesi vajinaya buhar tutulması, sıcak su banyosu, ağrı kesici ve sıkıntı giderici ilaçların birlikte kullanılması sadece cinsel birleşme korkusu yaşayan kişilerde, bazen işe yarayan veya geçici çözüm yöntemleri… .

    TEK SEANSLIK TEDAVİ KADINI KORKUTUYOR…

    Vajinismuslu çiftler vajinismusu çözmeye hazırsa ve derinlerde yatan ciddi bir patoloji yoksa sorun cinsel bilgilendirme ve danışmayla kolaylıkla çözülebiliyor. Ama tek seanslık bir tedavi kadının var olan korkularını daha da artırabiliyor. Bu nedenle tek seanslık tedaviler tavsiye edilmiyor. Vajinismus tedavisinde, altında yatan psikolojik nedenleri ortaya çıkartmak, seks hakkında daha önce öğrenilmiş yanlış inançları değiştirmek önemli… Tedavi planı çiftin ihtiyacı doğrultusunda oluyor.

    ANESTEZİ HAMİLELİĞİ…

    Genel anestezi ile birleşme sonrasında hamile kalan kadınlar var… Hamileliğin oluşması için erkeğin vajina içine boşalması gerekmekle birlikte, nadiren vajina üzerine boşalma ile de hamile kalınabiliyor. Genel anestezi altında da çok küçük bir ihtimal de olsa hamile kalınması mümkün. Bu nedenle vajinismus tedavisine çocuğu olan hastalar da gelebiliyor. Çocuk sahibi olmak onlarda çevre baskısına karşı geçici bir rahatlama yaratıyor.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizlerimiz için tıklayın !

  • Saçlarınızı Hızla Uzatacak Doğal Formüller

    Saçlarınızı Hızla Uzatacak Doğal Formüller

    Saçlarını uzatmak isteyen çoğu kadın,zararlı kozmetik ürünlerinden faydalanmayı tercih ediyor. Oysa kozmetik ürünler saçın yıpranmasına ve saç tellerinin kırılmasına neden olmaktadır. Kimyasal ürünlere başvurmak yerine doğal ve basit yöntemleri uyguladığınızda saçınızın sağlıklı ve hızlı bir şekilde uzadığını göreceksiniz.

    Marul kürü ile saç uzatma

    1 adet dilimlenmiş turp ve 4 yaprak marulu 1 litre suda kaynattıktan sonra süzüp saçınıza sürün. 1saat beklettikten sonra durulayın. Marulun içinde bulunan E vitamini sayesinde saçların uzaması sağlanır.

    Badem yağı ile saç uzatma

    Eczanelerde bulabileceğiniz Bemiks ampulu badem yağı ve sarımsak yağı ile karıştırın. Sinemaki otunu 1 su bardağı suda kaynattıktan sonra bu karışıma ekleyip saçlarınıza masaj yaparak sürün. 20 dakika beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Haftada 1 defa uyguladığınız takdirde 1 ayda saçlarınızın hızla uzadığını fark edeceksiniz.

    Elma sirkesi ile saç uzatma

    2 bardak suda kekik kaynatılır. İçine biberiye, 2 yemek kaşığı kadar zeytin yağı, ve 1 çay bardağı elma sirkesi ilave edilir. Saçınıza masaj yaparak bu karışımı sürüp 45 dakika beklettikten sonra durulayın. Saç köklerini güçlendirip, hücrelerin canlanmasını sağlayan bu kür ile saçlarınız hızla uzamaya başlayacaktır.

    Turp ile saç uzatma

    1 turpu rendeledikten sonra, kaynayan su içine atılır. İçine 3 dal marul ilave edilir. Kaynatılmaya devam edilir. Kaynamaya başladıktan sonra ocaktan alınır. Süzüldükten sonra kalan su saçlara sürülür. Marulun E vitamini içermesi nedeni ile saçlar daha hızlı uzar. Haftada bir kere uygulayabilirsiniz.

    Lavanta ile saç uzatma

    Kaynamış suyun içine lavanta eklenir. Demlenmeye bırakılır. Demlendikten sonra durulama suyu olarak kullanılır. Banyodan çıkarken son dökme suyu olarak bu karışımı kullanmalısınız. Saçlarınızı bir daha durulamadan çıkın. Lavanta suyu saçların uzamasını sağlar. Haftada 2 kere uygulanabilir.

    Saç Uzatma Yöntemleri için tıklayın !

  • Kasım ayındaki gökyüzü hareketleri burcunuzu nasıl etkileyecek?

    Kasım ayındaki gökyüzü hareketleri burcunuzu nasıl etkileyecek?

    KASIM AYINA GENEL BAKIŞ… KASIM AYINDAKİ GÖKYÜZÜ HAREKETLERİ BURCUNUZU NASIL ETKİLEYECEK?

    Bu ay gökyüzündeki enerjilere baktığımda, son bir kaç haftadır gerçekleşmiş olan sert açıların, başta ikili ilişkiler olmak üzere bir çok konuda insanların hayatına bazı olumsuz etkiler vermiş olduğuna şahit oldum. Yaşamış olduğunuz ilişkisel konularda etrafınızdaki insanların anlayışsızlığı ve bencilce tavırları da sizi epeyce etkilemiş olmalı. Bunun yanı sıra 21 Ekim’de gerçekleşmiş olan Merkür gerilemesi de hayatınızda bazı aksaklıkların ve netleşmeyen durumların yaşanmasına neden olan önemli bir etkiydi.

    Bu aya damgasını vuracak en önemli astrolojik olay tabi ki Güneş Tutulması olacak. Bu tutulma 3 Kasım günü saat 14:49 sularında Akrep burcunda gerçekleşecek.

    Bu tutulma senenin son tutulması olarak dikkatimizi çekmekte. Genel itibari ile tutulmaların astrolojik anlamda önemli bir yeri vardır. Tutulmalar beraberinde süprizleri, hayatınızda yaşanacak olan ani değişiklikleri ve yenilenmeleri getirir. Tutulmaların en büyük özelliği, enerjilerini yavaş ve istikrarlı bir şekilde hayatınıza yansıtmalarıdır. Akrep burcunda gerçekleşecek olan bu tutulma bitişlere, sonlanmalara ve yaptığınız mücadele sonrasında küllerinizden yeniden doğmaya işaret ediyor. Unutmayın her bitiş, yeni bir başlangıçtır…

    Güneş tutulması Akrep burcunda gerçekleşeceği için özellikle Akrep burcu olanlar ve diğer sabit burç guruplarında olanlar ( Aslan, Kova, Boğa ) etkileri daha net hissedebilirler. Bunun yanı sıra doğum haritanızdaki bu burçların etki ettiği yaşam evlerinde de önemli bazı konuların yaşanacağını bilmelisiniz. Bu süreçte geçmişle olan bağınızı koparmanız ve yeniye kucak açmanız gerekiyor. Değişimden asla korkmayın ve artık hayatınızda cesur kararlar almanız gerektiğinin farkına varın.

    5 Kasım günü saat 10:44 sularında Venüs burç değiştirecek ve yolculuğuna Oğlak burcunda devam edecek. Bu süreçte sevginizi ifade edişiniz ve ilişkilere olan bakış açınızın değiştiğinin farkına varacaksınız. Daha tutarlı davranışlar sergileyerek mantıklı kararlar alma ihtiyacı içerisinde olacaksınız. İlişkilerde fayda-zarar dengesi de daha çok ön planda olacağı için, bencilce tavırlardan ve abartılı davranışlardan da uzak durmanız gerekiyor.

    11 Kasım günü saat 02:00 sularında Merkur gerilemesi sona erecek ve Akrep burcunda ileri hareketine kaldığı yerden devam edecek. Merkür gerilemesi sürecinde aksayan ve sıkıntı yaratan bir çok konunun, bu ileri hareket sayesinde yavaş yavaş rayına oturduğunu göreceksiniz. Yalnız gerileme sona erdiği halde gölgeli zamanlarının en az bir hafta daha süreceğini aklınızdan çıkarmayın. Yani Merkür’ün hayatınıza yansıyacak olan olumlu etkilerini önümüzdeki haftalarda daha rahat hissetmeye başlayacaksınız.

    17 Kasım günü saat 17:16 sularında Boğa burcunda Dolunay gerçekleşecek. Genel anlamıyla Dolunay zamanları tamamlanmaların, olumlu ve zorunlu bitişlerin ve farkındalıkların zamanıdır. Bunları iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Geçmişte yaşadığınız deneyimlerin ışığında bazı kararlar almanız gerekliliğinin bilincinde olmalısınız. Tamamlanmamış koşullar can sıkıcı olsa da soğukkanlılığınızı korumalı ve hayata karşı emin adımlar atmalısınız.

    22 Kasım günü saat 05:48 sularında Güneş Akrep burcundan çıkarak Yay burcuna girecek ve 21 Aralık gününe kadar transitini burada devam ettirecek. Bu süreçte hayatınıza yeni bir bakış açısı katabilir, büyük ve önemli kişilerden bazı destekler alabilirsiniz. Kendinizi maddi ve manevi olarak geliştirme arzusu içerisinde olabilileceğiniz bu dönemde eğitim ve öğretimle ilgili de bazı kararlar da verebilirsiniz.

    Şimdi de bu ay gerçekleşecek olan enerjilerin burcunuz üzerindeki etkisine bakalım…
    ( Yorumları okurken Yükselen burcunuzu da okuyunuz… )

    KOÇ ve Yükseleni KOÇ olanlar :



    Bu ay finansal konular gündeminizde olacak. Borç alacak ilişkilerinde temkinli olmanız gereken bir zamandan geçiyorsunuz. Parasal kaynaklarınızı iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Şans oyunlarında şanssız zamanlar haberiniz olsun. Duygusal olarak biraz tedirginlik hissedebilirsiniz. Geçmiş konuları ve üstü kapanmış mevzuları tekrar gündeme getirmemeniz gerekiyor.İşle ilgili konularda istikrarlı bir şekilde harekete geçmeniz gerekiyor. Bu sayede güzel gelişmeleri hayatınıza katabilirsiniz. Sizden konum olarak yüksek kişilerden destekler alabilirsiniz.

    BOĞA ve Yükseleni BOĞA olanlar :

    Bu ay eşinizle ya da yakın birliktelikte bulunduğunuz kişiler ile ilgili konular gündeminizde olacak. Ortaklaşa konular, anlaşmalar, imzalar bu ayın diğer önemli olayları arasında yerini alacak. Duygusal olarak birlikte olduğunuz kişinin ruh halindeki dengesizlik sizi biraz yorabilir. Daha anlayışlı tavırlar içerisinde olmalısınız. Olaylar karşısında fazla ısrarcı olmayıp akışına bırakırsanız istediklerinizi daha rahat elde edebilirsiniz. Yurt dışı ile ilgili bazı konular gündeminizde olabilir. Sürüncemede kalan bazı olayların netleşmesi içinizin rahatlamasını sağlayacak.

    İKİZLER ve Yükseleni İKİZLER olanlar :

    Bu ay iş ve bulunduğunuz çevre ile ilgili konular gündeminizde olacak. Biraz daha düzenli ve programlı olmanızın vakti geldi. Detaylarda boğulmaktan vazgeçmeli ve olaylara bütünsel yaklaşmalısınız. Kendinizi ispatlayabileceğiniz bir süreçten geçiyorsunuz. Duygusal konularda sürekli kararsız kalmanız size içsel sıkıntılar yaratıyor. Beklentilerinizi fazla yüksek tutmamanız sizin için daha mantıklı gibi gözüküyor. Elinize geçecek olan bazı fırsatlar olabilir. Bu fırsatları olumlu bir şekilde değerlendirmelisiniz. Sağlığınızı bu aralar ihmal ediyor gibisiniz. Bu yüzden biraz da kendinize zaman ayırmalı ve dinlenmeyi ihmal etmemelisiniz.

    YENGEÇ ve Yükseleni YENGEÇ olanlar :

    Bu ay kendinizi gösterebileceğiniz ve keyif alacağınız konular ön planda olacak. Parasal olarak harcamalarınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü keyfinize fazla düşkün olmanız size parasal olarak biraz sorun çıkarabilir. Duygusal olarak kendinizi yanlız hissedebilir ve ilişkinizde biraz tatminsizlikler yaşayabilirsiniz. Olayları çok fazla abartmamalı ve sahip olduklarınızın değerini bilmelisiniz. İşle ilgili konularda yoğun bir ay geçirebilirsiniz. İlişkilerle ilgili konularda sorunların üzerine gitmememeniz ve akışına bırakmanız gerekiyor. Çünkü hiç beklemediğiniz tepkiler alabilirsiniz. Geçmiş bazı konular gündemde olabilir ve eski bir arkadaşınızla bir araya gelebilirsiniz.

    ASLAN ve Yükseleni ASLAN olanlar :

    Bu ay evi ve aileyi ilgilendiren bazı konular gündeminizde olacak. Yerleşim yeri ve taşınma ile ilgili konularda da bazı kararlar alma ihtiyacı içerisinde olacaksınız. Duygusal konularda biraz inişli çıkışlı bir ay geçirebilirsiniz. Bu yüzden acele kararlar vermeden önce olayları iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Birlikte çalıştığınız insanlarla ilgili konularda biraz temkinli olmanız gerekiyor. Duygusal konularda bazı gelişmeler yaşayabilirsiniz. Beklediğiniz haber bu ay biraz gecikebilir bu yüzden biraz daha sabırlı olmalısınız. Sosyal çevrenizde tanışacağınız bir insanın desteğini alabilir ve hayatınızla ilgili yeni bir karar verebilirsiniz.

    BAŞAK ve Yükseleni BAŞAK olanlar :

    Bu ay iletişimsel konular ve yakın çevrenizle olan ilişkileriniz gündeminizde olacak. Fikirsel olarak etrafınızdaki insanlarla bazı konuşmalar yapacak ve onlara destek olacaksınız. Fazla duygusal tavırlar içerisinde olamamalı ve mantığınızla hareket etmelisiniz. Sürekli etrafınızdaki insanların sorunlarıyla uğraşmak sizi yıpratabilir. Sevmek ve sevilmek arzusu içerisinde gibi gözüküyorsunuz. Bu tutkulu davranışlar, sizin hayata karşı daha çok motive olmanıza neden oluyor. Fakat aşırılıklardan uzak durmanız ve olayları abartmamanız gerekiyor. Kendinizi daha rahat ifade edebileceğiniz bu ay, etrafınızdaki insanların da dikkatini istediğiniz şekilde çekebilmenizi sağlayacak.

    TERAZİ ve Yükseleni TERAZİ olanlar :

    Bu ay parasal konular ve sahip olduğunuz değerler gündeminizde olacak. Maddi yönden hayatınıza ek kazançlar katabilecek bazı fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra beklenmedik harcamalarla da karşılaşabileceğiniz için bütçenize de dikkat etmeniz gerekiyor. Sahip olmayı arzuladığınız bir mal veya eşya var ise bu süreçte acele davranmamanız daha mantıklı gibi gözüküyor. Sonradan pişmanlık yaşamamanız için kararlarınızı verirken başkalarının etkisinde kalmamalısınız. Birlikte olduğunuz insanlarla ilgili fikir birliği yapmanız gerekiyor. Duyarlı ve anlayışlı tavırlarınızla olayların üstesinden gelebileceksiniz. Bir yer değişikliği gündeme gelebilir. Ailenizle ilgili bir konuda da sorumluluk üstlenebilirsiniz.

    Haber ile ilgili metin girin!.AKREP ve Yükseleni AKREP olanlar :

    Bu ay aşırı hassas, alıngan ve değişken bir ruh hali içerisinde olabilirsiniz. Kendinizle ilgili bazı kararlar alma ihtiyacı içerisindesiniz. Olaylara bütünsel yaklaşarak sorunlarınızın üstesinden gelebilirsiniz. Bazı beklentilerinizi mantıklı bir şekilde değerlendirmeli ve geçmiş konuları artık bir kenara bırakmalısınız. Duygusal tepkilerinizi etrafınızdaki insanlara yansıtmamalı ve biraz daha politik tavırlar içerisinde olmalısınız. Zihinsel olarak yoğun bir ay geçirebilirsiniz. Buna rağmen isteklerinizi elde etme açısından verimli zamanlardasınız.

    YAY ve Yükseleni YAY olanlar :

    Bu ay olayları akışına bırakmanız gereken bir süreçten geçeceksiniz. Şartları ve olayların gidişatını kontrol altında tutmaya çalışmamalısınız. Bazı konularda fedakarlık yapmanız gerekiyor. Bu sayede hayatınızdaki dengeyi kurabilirsiniz. İçsel korkularınızın sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Çünkü bu yaşadıklarınızın geçici duygular olduğunu bilmeniz gerekiyor. İçsel sesinizi dinlemeniz doğru kararlar almanızı sağlayacak. Bir süredir sürüncemede kalmış olan bir olay bu ay netleşebilir. Elinizde yarım bırakmış olduğunuz işleri tamamlayabileceğiniz bir dönemden geçiyorsunuz. Tartışma ortamlarından uzak durun ve olayları bir süre akışına bırakın.

    OĞLAK ve Yükseleni OĞLAK olanlar :

    Bu ay sosyal çevre ve ileriye yönelik projelerle ilgili konular gündeminizde olacak. Kafanızda gerçekleştirmek istediğiniz bazı fikirler için çevrenizden gerekli destekler alabileceksiniz. İşle ilgili bazı konular can sıkıcı bir hale gelebilir. Netleşmeyen olaylar size keyifsizlik verebilir. Bu yüzden hiçbirşeyin motivasyonunuzu bozmasına izin vermemeniz gerekiyor. Önemli bir konuyu fikirlerine değer verdiğiniz bir insanla paylaşabilirsiniz. Duygusal konularda biraz soğuk tavırlar içerisinde olabilirsiniz. Gücünüzü ve hedeflerinizi etrafınızdaki insanlara daha rahat gösterebileceğiniz ve ilgi uyandırabileceğiniz bir süreçten geçeceksiniz.

    KOVA ve Yükseleni KOVA olanlar :

    Bu ay kariyer ve sosyal statünüz ile ilgili konular gündeminizde olacak. Bir süredir kendinizi ispat etmeye çalıştığınız bazı konular kafanızı meşgul etmiş gibi gözüküyor. Bu ay bu konularla ilgili bazı olayların netleşecek olması size moral verecek. Bu süreçte otomatik pilota bağlamış gibi sürekli hedeflerinize odaklanabilirsiniz. Bu durum ilişki içerisinde olduğunuz insanlara biraz keyifsizlik verebilir. İş hayatınızdaki dengeyi ve istikrarı ilişkilerinizde de göstermeniz gerekiyor. Üst mevkiden bazı kişilerle görüşmeler yapabilir ve bazı konularda destek isteyebilirsiniz. Beklentilerinizi fazla yüksek tutmamalı ve sabırlı davranmalısınız. Gerçekleştirmek istediğiniz konuların biraz yavaş ilerliyor olması asla moralinizi bozmamalı.

    BALIK ve Yükseleni BALIK olanlar :

    Bu ay hayata bakışınız ve inançlarınız ile ilgili konular gündeminizde olacak. Bu süreçte hayatınızla ilgili yeni kararlar alma ihtiyacı içerisinde gibi gözüküyorsunuz. Duygusal olarak kendinizi daha rahat ve iyimser hissedebileceğiniz bir süreçten geçeceksiniz. Hukuksal ve evraksal bazı konularla ilgilenmeniz gerekebilir. İnançlarınızın sınanacağı bu süreçte kendinize olan güveninizi kaybetmemeniz gerekiyor. Geçmişte yaşamış olduğunuz bazı olaylar alacağınız kararlarda etkili olacak. Arkadaş çevrenizdeki insanlara dikkat etmeniz gerekiyor. Fazla duygusal davranışlar içerisinde olmamalı ve yeni bir çevreye adım atmalısınız.

    Keyifli ve güzel bir ay geçirmeniz dileğiyle…

    Uzman Astrolog
    Serhan Türkmenoğlu

  • Mutlu diyet ile mutlu son

    Mutlu diyet ile mutlu son

    Diyet yapmayı belli bir süre ile sınırlı, bir işkence dönemi olarak görmemelisiniz. Hayat boyu süren hem sağlıklı hem de fit olduğunuz için sizi mutlu eden bir yaşam tarzı haline geldiğinde mutlu sona ulaştınız demektir…

    Bir derdiniz olduğunda onu paylaşmayı en çok isteyeceğiniz kişi aynı sıkıntıyı yaşamış olan bir yakınınızdır… Eğer bu sıkıntınız “kilolu olmak ve bundan bir türlü kurtulamamak” ise profesyonel destek alacağınız kişinin aynı yollardan geçmiş olması da hedeflerinize ulaşabileceğiniz yönünde size büyük umutlar ve başarı hırsı kazandırabilir. Bu ay dergimizin diyet dosyası için işte böyle bir uzmanla sohbet ettik. Lise yıllarını aşırı kilolu geçiren, kilo vermek için kulaktan dolma hatalı bilgilerle defalarca harekete geçip umutsuzca mucizeler bekleyen ve sonunda çok kararlı bir şekilde doğru bilgilerle ideal kilosuna kavuşan ve ardından da diyetisyenlik mesleğini seçen Çağatay Demir… Anadolu Sağlık Merkezi Mutlu Diyet Kliniği’nde çalışmalarını sürdüren Dyt. Demir ile kendi deneyiminden yola çıkarak diyet yapma kavramını, diyetin doğrularını ve mutlu sona ulaşmanın yollarını konuştuk.

    Diyetisyen Çağatay Demir ile “Mutlu Diyet” adlı kitabının indeksine göz attığınızda ilk başlık şöyle: “Obeziteyi Nasıl Yendim?” Dyt. Demir kitapta aşırı kilolu olduğu çocukluk fotoğraflarını paylaşmıyor ancak anlattıklarını okuduğunuzda gerçek bir deneyimden bahsettiğini anlamak zor değil. Çocukluk yıllarında çok önemsemese de yaşı büyüdükçe kilosunun normal olmadığını fark etmeye başladığını, birçok defa büyük heveslerle kilo verme denemeleri yaptığını, kahvaltı öğününü atlamak, aç kalmak, günde üç dakikada kilo verdiren mucize aletler satın almak gibi çeşitli girişimlerden sonra ise pes ettiğini anlatıyor. Çok tanıdık değil mi? Aslında birçoğumuzun kilo verme macerasının en başından itibaren başvurduğu yöntemler…

    Sonunda bir gün, bir 19 Mayıs töreninde giydiği gösteri kıyafeti ile aynaya baktığında kilo vermek için gerçekten çok kararlı olduğunu fark ediyor. Ve ondan sonra konuyla ilgili piyasadaki tüm kitapları yutarcasına okuması, ardından başarılı bir zayıflama dönemi, nasıl zayıfladığının formülünü soran arkadaşlar ve Diyetisyen Çağatay Demir’i kendi deyimi ile “obeziteyi yenmiş biri olarak insanlara kilo vermeleri konusunda yardım etmek ve hayata bambaşka bakmalarını sağlamak” için Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne giriş… Dyt. Demir, zayıflama başarısının azim, sabır ve iradeye sahip olması olduğunu ancak bunların yanı sıra doğru bilgilerle hareket etmenin önemini de vurguluyor.

    Kilo vermenin doğruları

    Kilo vermek için bir çabaya girdiyseniz ya da girecekseniz önce neden kilo aldığınızı bilmeniz gerekiyor. Diyetisyen Çağatay Demir, ilk sırada son yıllarda daha fazla yemek yiyor oluşumuzun geldiğini belirterek ekliyor: “Besin sanayisinin gelişmesi ile markete gittiğimizde can alıcı ambalajlarda satılan, çok lezzetli, çok uygun fiyatlı kalori bombaları ile karşılaşıyoruz. Reklamların da etkisi ile adeta robotlar gibi gidip o ürünleri alıyoruz. Porsiyonlar gittikçe büyüyor, çoklu paketler gittikçe daha ucuza satılıyor. Tüm bunlar bize kilo olarak geri dönüyor.”

    Ev dışında daha sık yemek yemeye başlamak da kilo almanın nedenlerinden biri… Bir yandan hafif, sağlıklı beslenmek isterken diğer yandan mönüdeki birbirinden çekici seçenekleri görmezden gelmek mümkün olmuyor. Daha büyük porsiyonlar, daha fazla çeşit ve daha fazla lezzet bizi baştan çıkarıyor. Bunun sonucunda kilo almamak ise mümkün olmuyor.

    Bize sunulan yiyeceklerin besin değeri düşüp kalorisi artarken, hayatımıza giren teknolojik gelişmeler de hareket imkanlarımızı kısıtlıyor. Her yere otomobil ile gitmek, market alışverişini dahi online yapmak, televizyon ve bilgisayar karşısında uzun saatler geçirmek harcanan enerjinin düşük kalmasına neden oluyor. Harcanan enerjiyi belirleyen faktörlerden biri de bazal metabolizma hızı… “Kilo veremiyorum çünkü metabolizmam yavaş” cümlesini çok sık duymuş hatta bu cümleyi kendiniz de sık sık kurmuş olabilirsiniz. Dyt. Demir bizi bir gerçekle yüzleştirerek şunları söylüyor: “Haklılık payı olsa da aslında bu bir mazeret… Metabolizmanız ne kadar yavaş olursa olsun gereğinden fazla kalori almazsanız kilo da almazsınız. Bazal metabolizmanızı hızlandırmak içinse daha çok spor ve haftada üç gün kas kütlesini artıracak egzersizler yapabilir, azar azar sık sık beslenebilir ve yeterli uyuyabilirsiniz.”

    Çok yiyip az hareket etmenin yanı sıra yeterli uyku uyumamak da kilo almayı tetikliyor. Yetersiz uyuyan kişilerde doyma sinyalini gönderen leptin hormonu seviyesi düşüyor. Bunun sonucunda vücudun ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali gidiyor. Ayrıca iştahı artıran ghrelin hormonunun seviyesi yükseliyor ve daha iştahlı olmaya neden oluyor.

    Gün boyunca bulunulan ortamların çok soğutulması ya da çok ısıtılması da vücudun dış ortam sıcaklığına adapte olmak için fazla çaba harcamamasına ve daha az enerji harcamasına neden oluyor. Kilo alımına neden olan bir diğer sebebin de antidepresan ve kortizon içeren ilaçların daha sık kullanılması olduğu biliniyor.

    Gerçekten hazır mısınız?

    “Diyet söz konusu olduğunda en sık yapılan hatalardan birinin, bunun hayatın bir bölümünde yapılıp bırakılacak bir beslenme tarzı olduğunu düşünmek” diyen Dyt. Demir şöyle devam ediyor: “Kilo vermek için bir yola çıkıp bu yolu en kısa sürede tamamlamanız gerektiğini düşünmeyin. Bu sağlıklı yaşam tarzını hayat boyu uygulamanız gerektiğinin bilincinde olun.”

    Böyle bir yaşam tarzına başlamak için önce hazır olmak, kendini hazır hissetmek ve hazır olduğunuzu hissettiğiniz anda harekete geçmeniz gerekiyor. Dyt. Çağatay Demir, hedefin çok kilo vermek değil, küçük beden giymek olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Protein ve karbonhidratın ayrı ayrı tüketildiği diyetleri yaparak ömür boyu mantı, peynirli börek ya da etli dolma yememeyi göze alabiliyor musunuz? Ya da tonlarca para verip gittiğiniz detoks kampının ardından kendinizi bir kebapçıya atmayacağınızdan emin misiniz? Hedefiniz sürekli uygulanabilir bir beslenme programı olmadığı sürece uygulanabilir olmayan bir diyet düzeninde kilo vermeye çalışmayın.”

    Aynı anahtar her kilidi açmaz

    Diyet yapmaya karar verenlere, arkadaşlarının listelerine başvurmamalarını öneren Dyt. Çağatay Demir, “Hipoglisemisi olan bir bireyle ürik asidi yüksek olan bireyin diyeti tamamen farklıdır. Standart bir diyet listesi uyguladığınıza ise sonuç hüsranla bitecektir” diyor.

    Adım adım Mutlu Diyet

    * Kilo vermeye başlamadan önce mutlaka bir sağlık kontrolünden geçin, kilo almanıza neden olan ya da vermenizi engelleyen hastalıklarınız olup olmadığını öğrenin.

    * Sağlığınızdan olmamak için birlikte çalışacağınız uzmanı iyi seçin, gerekli soruları sorun ve eğitimini öğrenin.

    * Kalıcı olarak kilo vermek için yeme davranışlarınızı değiştirmeye başlayın ancak bunu stresli bir döneminizde yapmayın.

    * Gerçekçi hedefler belirleyin; ilk etapta kilonuzun yüzde 10-15’ini kaybetmeye odaklanın. Haftada yarım ya da 1 kilodan fazla vermeyi hedeflemeyin.

    * Yeme davranışlarınızı değiştirmek için ailenizden ve arkadaşlarınızdan birlikte sağlıklı beslenmek veya egzersiz yapmak için destek isteyin.

    * Ana öğünlerde çok yememek için günde üç ara öğünü ihmal etmeyin.

    * Yavaş yemek yiyebilmek için her lokmadan sonra çatal bıçağınızı bırakarak lokmanızı çiğneyin.

    * Egzersiz yapmaya vakit bulamadığınız mazeretinden vazgeçin ve keyif aldığınız egzersizleri hayatınızın bir parçası haline getirin.

    * Bazı günler sevdiğiniz yiyecekleri yiyin ve sonrasında kendinizi mutsuz hissetmeyin. Ancak planınıza geri dönmek için de çok geç kalmayın.

    Düzenli öğünler kiloların düşmanı

    Dyt. Çağatay Demir üç ana üç ara öğün düzeninin sağlıklı kilo vermek ve metabolizmayı hızlandırmak açısından çok önemli olduğunu vurguluyor ve birçok kişinin aslında öğün düzensizliği nedeniyle kilo aldığını belirtiyor. Sadece öğün düzeni sağlayarak, diyet yapmadan, aç kalmadan kilo verilebileceğini söyleyen Dyt. Demir, kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunun da altını bir kez daha çiziyor. Özellikle öğle ve akşam yemekleri arasında ara öğün yapılmadığında akşam yemeğinin fazla miktar yenildiğini ve daha fazla yağ depolandığını belirten Dyt. Demir, “İkindide yiyeceğiniz bir ara öğün fazladan alınmış kalori gibi görünse de aslında metabolizmanızı hızlandıracak ve akşam yemeğinde daha kontrollü olmanızı sağlayacaktır. Bu ara öğünde protein ve karbonhidratı beraber tüketmeye dikkat edin. Örneğin 200 ml kutu süt ile birkaç kepekli grisini ya da şekersiz çay ile esmer ekmeğe hazırlanmış bir tost tüketebilirsiniz” diyor.

    Öğünlerinizi planlamak için şu önerilere göz atın:

    * Sabah kahvaltınızı kalktıktan en geç bir saat sonra yapın.

    * Öğün aralarınız 2,5-3 saat olsun, dört saati kesinlikle geçmesin.

    * Yatmadan iki saat önce yemek yemeyi bırakın.

    Azar azar, sık sık beslenmenin avantajları

    * Metabolizmanız günlük harcadığınız enerjinizin yüzde 70’ini oluşturuyor ve sık sık yemek metabolizmayı çalıştırarak daha fazla kalori yakmanızı sağlıyor.

    * Sık sık yediğinizde fazla acıkmaz ve fazla kalori de almazsınız.

    * Uzun açlıklardan sonra vücut daha fazla yağ depoluyor, sık yediğinizde ise bu gerçekleşmiyor.

    * Kan şekeriniz düşmez, daha az sinirlenir, daha iyi iletişim kurarsınız.

    * Sindirim sistemi sorunları yaşamazsınız.

    Açlıkla mücadele etmek için

    * Yiyeceklerinizi bir anda azaltmayın, günlük 3000 kaloriden aniden 1200 kaloriye düşmeyin.

    * Ara öğünleri atlamayın. Meyve ve sebze gibi az yağlı ve düşük kalorili yiyecekleri tercih edin.

    * Öğünlerinize çorba ile başlayın. Öğünlerinizden salatayı eksik etmeyin.

    * Elinizin altında düşük kalorili ve yüksek lifli seçenekler her zaman bulunsun.

    * Bir şey yemeden önce gerçekten aç olup olmadığınızdan emin olun. Duygusal durumunuzdan dolayı yemeye yöneldiyseniz kendinizi hemen dışarı atın kısa bir yürüyüş yapın.

    Keyif almayı unutmayın

    Yaşamın en büyük keyiflerinden birinin yemek yemek olduğuna inanan ve bu nedenle sağlıklı beslenmenin ömür boyu salata ve haşlama yemek olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Dyt. Çağatay Demir, “Zaman zaman yemekten çok zevk aldığınız yiyecekleri doğru şekilde tüketmenizde hiçbir sakınca yok. Önemli olan yediklerinizi dengelemeyi başarmak. Yani fazla kaçan bir yemeği takip eden öğünde veya fazla kaçırdığınız bir öğünden önceki öğünde gerekli önlemleri alın. Akşam yemeğinde mantı yiyecekseniz öğle yemeğinde karbonhidrat tüketmeyin. Ya da öğlen kebapçıya gittiyseniz akşam et yemeyin” diyor.

    Pratik ara öğünler

    * Kuru meyveler: Enerjik ve zinde olmanızı sağlarlar.

    * Elma: Kabuğu ile tüketirseniz lif alımınız artmış olur.

    * Mandalina: Soyması zahmetsiz bir vitamin deposu.

    * Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar: Küçük bir avucu geçmediği sürece yüksek lif, magnezyum ve E vitamini içeriği ile diyetinizi destekler.

    * Diyet bisküviler: Miktarı abartmadığınız sürece saklanması ve tüketilmesi kolay bir alternatif.

    Hiç aklınıza gelir miydi?

    Meyve sebze yetiştiriciliğinde böcek ve diğer zararlılardan korunmak için kullanılan pestisit ve diğer kimyasal maddelerin hormonal aktiviteyi artırarak kilo artışına neden olduğunu biliyor muydunuz? Uluslararası standartlarda kabul görmüş miktarlardan fazla kullanıldığında bu maddeler kilo almanın yanı sıra diğer birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Diyetisyen Çağatay Demir, “Meyve-sebze tüketmekten vazgeçemeyeceğimize göre meyve-sebze tüketme sanatını öğreneceğiz” diyor ve ekliyor: “En kolayı meyve-sebzelerin kabuğunu soymak gibi gözükse de lif ve vitamin kaybı olacağı için bunu önermiyoruz. Bunun yerine yapraklı sebzeleri kısa süre sirkeli suda bekletip tek tek akan su altında yıkayın. Kabuğu ile yenilebilen meyve-sebzeleri ise su dolu kapta beklettikten sonra akan suyun altında fırçalayarak yıkayın. Meyve-sebze yıkamak için tasarlanmış solüsyonlardan da yararlanabilirsiniz.”

    Azı karar çoğu zarar: Yağlar

    Yağlar konusunda bilgilerimiz son yıllarda hızla artıyor. Bir zamanlar obezitenin tek sorumlusu olarak ilan edilen yağların artık vücutta önemli fonksiyonları olduğunu, doğru miktarda mutlaka alınmaları gerektiğini biliyoruz. Hayati fonksiyonları olan yağları doğru tüketmek için Dyt. Çağatay Demir’in şu önerilerine kulak verin:

    * Günlük yağ tüketiminiz toplam kalori alımınızın yüzde 30’unu geçmesin.

    * Bütün yağların kalorisi aynı ve bu nedenle sıvı yağları daha fazla kullanmak gibi bir alternatif yok.

    * Etli sebze yemeklerine ayrıca yağ eklemeyin.

    * Etsiz sebze yemeklerinin bir kilosuna iki çorba kaşığı yağ koyun.

    * Kahvaltıda ekmek üzerine yağ sürmeyin.

    * Süt ve süt ürünlerinin yağsız olanlarını tercih edin.

    * Etlerin görünen yağlarını tüketmeyin.

    * Yağlı tohumların tüketiminde bir küçük avucu geçmeyin.

    * Yağlı hamur işlerinden kaçının.

    * Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini tercih etmeyin.

    * Yağı azaltılmış ürünleri daha fazla tüketme hatasına düşmeyin, aldığınız fazla kalorinin yine de yağ olarak depolanacağını unutmayın.

    * Tereyağı, margarin gibi doymuş yağlar yerine oda sıcaklığında sıvı halde bulunan doymamış yağları tercih edin.

    Mutlu tarifler

    Toyga çorbası

    Malzemeler

    * 3/4 su bardağı nohut

    * 3/4 su bardağı iri bulgur

    * 200 g ince kıyılmış tavuk göğsü

    * 2 su bardağı light yoğurt

    * 2 çorba kaşığı tam buğday unu

    * 1 yumurta sarısı

    * 8 su bardağı su

    * 1/2 çay kaşığı kuru nane

    * 3 kaşık sıvı yağ

    Yapılışı

    Tencereye bir gece önceden ıslatılmış nohut, yıkanmış süzülmüş bulgur, tavuk ve su koyarak yumuşayıncaya kadar pişirin. Yoğurt, un, yumurta sarısını pürüzsüz bir bulamaç olana kadar çırpın. Kaynayan çorbanın suyundan birkaç kaşık su alarak bulamaca katın. Daha sonra bulamacı çorbaya yavaşça, sürekli karıştırarak ekleyin. Tuzu ekleyip birkaç dakika daha kaynatın. Yağı hafifçe kızdırın, kırmızı pul biber ve kuru naneyi yağın içine atın ve yanmadan ateşten indirin. Yağı da çorbanın içine ekleyerek sıcak servis yapın.

    Çiporta

    Malzemeler

    * 1/2 kg semizotu

    * 250 g ebegümeci

    * 2 yeşil kabak

    * 2 avuç taze fasulye

    * 3 orta boy domates

    * 3 orta boy soğan

    * 1 demet maydanoz

    * 2 kaşık zeytinyağı

    * Sodyumu azaltılmış tuz

    Yapılışı

    Soğanları iri iri, küp küp doğrayın ve yağda pembeleştirin. İki adet doğranmış domatesi katın. 3 cm boyunda doğranmış taze fasulyeleri domateslerin üzerine koyun. 3 cm boyunda doğranmış semizotlarını ekleyin. İri şekilde doğranmış kabak ve ebegümeciyi katın. Sebzelerin suyu ile 10 dakika kısık ateşte pişirin. Halka kesilmiş domates, karabiber, tuz ekleyip az sıcak su ilavesi ile pişirin.

    Soslu elma tatlısı

    Malzemeler

    * 4 elma

    * 2 yemek kaşığı diyet marmelat

    * 125 ml light süt

    * 3 yemek kaşığı tatlandırıcı

    * 1 paket vanilya

    * 1 yemek kaşığı nişasta

    Yapılışı

    Elmaları bütün olarak soyun, orta kısımlarını çıkarın. Tencerenin içine çok az su, bir kaşık tatlandırıcı koyup kısık ateşte pişirin. Servis tabağına çıkarttığınız elmaların ortalarına soğuduktan sonra marmelat koyun. Süt, nişasta ve kalan tatlandırıcıyı karıştırarak kısık ateşte pişirin. Kaynamaya başladıktan birkaç dakika sonra kapatın. Karıştırarak soğutun. Ilınınca elmaların üzerine dökerek servis yapın.

    Otlu sufle

    Malzemeler

    * 1/2 demet kadar maydanoz, dereotu, nane karışımı

    * 2 yumurta (sarıları ayrılmış)

    * 2 yemek kaşığı tam buğday unu

    * ½ su bardağı light krem peynir

    * ½ su bardağı yağsız lor

    * Tuz, karabiber

    * ½ kg domates

    * 1 kırmızı soğan

    * 2 yemek kaşığı zeytinyağı

    * Limon

    * Kapları yağlamak için tereyağı, galeta unu

    Yapılışı

    Otları kaynatıp süzün, ince ince kıyın. Yumurta aklarını bir fiske tuz ile kar haline gelecek şekilde çırpın. Geniş bir kaba çırpılmış yumurta sarısı, kıyılmış otlar, tuz, karabiber, elenmiş un ve peyniri koyun. Kar halindeki yumurtayı malzemelerin içine üç seferde çok dikkatlice kesme hareketi ile karıştırın. Bu arada 4 küçük sufle kabını katı tereyağı sürerek yağlayın. İçlerine galeta unu koyup her yeri kaplaması için sallayın. Hamuru kalıplara paylaştırın. 200 derece ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. Pişme sırasında fırın kapağını açmayın. Bu arada domatesleri ince ince dilimleyip servis tabaklarına paylaştırın. Kırmızı soğanları da küp küp doğrayıp domateslerin üzerine serpin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve limon sıkın. Sufleleri domateslerin yanına çıkarıp servis yapın.

    Bir haftalık örnek diyet listesi

    1. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı süt

    3 yemek kaşığı müsli

    3 yemek kaşığı tahıllı gevrek

    Kuşluk:

    1 adet kuru incir

    1 adet kuru kayısı

    1 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    100 g ızgara et, tavuk ya da balık

    Domates, salatalık

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    1 kase probiyotik yoğurt

    Akşam yemeği:

    1 adet zeytinyağlı enginar ve garnitür

    Ya da 1 kase zeytinyağlı yemek

    1 dilim ekmek

    Mevsim salata

    Gece:

    1 porsiyon elma

    2. GÜN

    Kahvaltı:

    1 dilim peynir

    1 dilim ekmek

    3 adet zeytin

    Tatlı kırmızıbiber, sivri biber, maydanoz

    Yeşil çay

    Kuşluk:

    10 adet fındık

    Öğle yemeği:

    Akdeniz salatası

    1 dilim ekmek

    İkindi:

    1 porsiyon elma

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara somon

    Salata

    1 ince dilim ekmek

    Gece:

    1 su bardağı süt

    1 porsiyon meyve

    3. GÜN

    Kahvaltı:

    1 adet yumurta

    1 üçgen peynir

    1 dilim ekmek

    Tatlı kırmızıbiber

    Kuşluk:

    3 adet tüm ceviz

    Öğle yemeği:

    4 yemek kaşığı zeytinyağlı kurubaklagil yemeği

    1 dilim ekmek

    Az yağlı salata

    İkindi:

    1 bardak kefir

    3 adet taze kayısı

    Akşam yemeği:

    Küçük porsiyon ızgara tavukgöğsü

    Salata

    Gece:

    1 su bardağı taze domates suyu ya da sebze suyu

    4. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    1 ince dilim peynir

    1 dilim çavdar ekmeği

    Bol taze nane

    Taze maydanoz

    Kuşluk:

    1 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu

    Öğle yemeği:

    1 kase zeytinyağlı sebze yemeği

    1 dilim çavdar ekmeği

    3 kaşık yoğurt

    İkindi:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    Akşam yemeği:

    1 kase sebze çorbası

    5 kaşık zeytinyağlı börülce

    1 bardak ayran

    Gece:

    1 adet meyve

    5. GÜN

    Kahvaltı:

    1 bardak süt

    6 yemek kaşığı müsli

    Kuşluk:

    3 adet grisini

    Rezene çayı

    Öğle yemeği:

    150 g ızgara hindi veya tavuk ya da balık

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    Sebzeli bulgur pilavı

    Cacık

    Roka salatası

    Gece:

    3 adet erik (1 porsiyon meyve)

    6. GÜN

    Kahvaltı:

    2 dilim taze kaşar peyniri

    2 dilim kepek ekmeği

    Kuşluk:

    1 orta boy meyve

    Öğle yemeği:

    Yarım tavukgöğsü ile haşlanmış sebzeler

    Mevsim salata

    İkindi:

    2 kuru incir, 10 adet fındık

    Akşam yemeği:

    6 kaşık buharda pişmiş mevsim sebzeleri

    1 kase yoğurt

    Domates salatalık salatası

    1 dilim ekmek

    Gece:

    1 orta boy meyve

    7. GÜN

    Kahvaltı:

    1 yumurtalı menemen

    1 dilim peynir

    5 adet zeytin

    1 dilim çok tahıllı ekmek

    Domates, salatalık

    Kuşluk:

    3 adet kuru kayısı

    2 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    1 tabak domates soslu makarna

    1/2 kase probiyotik yoğurt

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara biftek

    6 kaşık haşlanmış veya ızgarada pişmiş sebze

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    Gece:

    1 su bardağı süt, 1 adet muz

    Formsanté Dergisi

  • 3 soruda migren testi!

    3 soruda migren testi!

    Eğer son 3 ay içinde iki veya daha fazla baş ağrısı yaşadıysanız ve bu ağrılar engelleyici veya bir doktora danışma ihtiyacı duyuracak şiddette olduysa:

    1-Ağrı sırasında hiç ışıktan rahatsız oldunuz mu?

    2-Ağrı sırasında hiç mideniz bulandı mı?

    3-Ağrınız nedeniyle en az bir gün işe ya da okula gidemediğiniz oldu mu?

    DEĞERLENDİRME

    Eğer bu üç sorunun ikisine bile “Evet” diyorsanız ağrınızın migren olma ihtimali yüzde 90’ın üzerinde. Mutlaka bir nöroloğa başvurmanız gerekir.

  • Ağlayan Pasta Tarifi

    Ağlayan Pasta Tarifi

    Ağlayan Pasta Nasıl Yapılır ? Ağlayan Pasta Malzemeleri Nelerdir ? Ağlayan Pasta Tarifi…

    Malzemeler :

    3 Yumurta
    1,5 Su B. Toz Şeker
    1 Su B. Süt
    1 Çay B. Sıvıyağ
    2 Çorba K. Tereyağı
    3 Çorba K. Kakao
    1 Paket Vanilya
    1 Paket Kabartma Tozu
    2 Su B. Un

    Islatmak İçin:

    2 Su B. Süt

    Üzeri İçin:

    1 Poşet Toz Şanti
    1 Su B. Süt
    Çikolata Sos

    Hazırlanışı
    Yumurta ve şekeri mikser ile 4-5 dakika çıkıyoruz. Ardından sırasıyla, tereyağı, sıvıyağ, kakao ve sütü koyup biraz daha karıştırıyoruz.

    Son olarak vanilya, kabartma tozu ve unu koyup biraz daha karıştırdıktan sonra yağlanmış ya da yağlı kağıt seri li kalıbımıza döküyoruz. Fırından çıktıktan sonra ılımaya bırakıyoruz.

    Üzerine ıslatmak için sütü döküyoruz. Şantiyi süt ile köpürtüyoruz. Kekimiz sütünü çektikten sonra şantiyi üzerine sürüyoruz. Çikolata sos ile süsleyip şekil veriyoruz.