Blog

  • İlişkinizin ömrü ne kadar?

    İlişkinizin ömrü ne kadar?

    Duygusal birlikteliklerde bazen ilişki sandığınızdan çok daha kısa sürebilir, bazen de tam ayrılık eşiğindeyken beklenmedik bir şekilde birbirinize daha da bağlanabilirsiniz.

    Bazen bu durumu kestirmek zor olabilir. İlişkinizin ne kadar ömrü olduğunu en başta bilemeseniz de karşınızdaki insanı tanıdığınız zaman bunun hesabını az çok kafanızda yapabilirsiniz.

    İşte ilişkinizin ömrünü ölçmenin belki de en sağlıklı yöntemler…

    Sevgiliniz 30′unda siz 20′nizde… 30 yaşına gelmiş bir erkek hayattan ne istediğini bilen erkektir. Gelecek planları bellidir ve hayatını yoluna koymuştur. Aradığı tek şey düzgün bir ilişkidir. Eğer böyle bir sevgiliniz varsa bu ilişkinin uzun soluklu olması hatta evliliğe gitmesi ihtimal.

    Sevgilinizin ekonomik durumu sizden daha iyiyse… Ekonomik güç özellikle erkekleri psikolojik olarak daha güçlü olduğuna inandırır. Saçma sapan komplekslere girmezler bunun için ilişkiniz uzun soluklu olabilir.

    Sizin ekonomik durumunuz sevgilinizden daha iyiyse… Böyle ihtimallerde siz ne kadar özverili olursanız olun karşı taraf huzursuz olacak ve size psikolojik olarak baskı uygulayacaktır. Sizin daha güçlü olduğunuzu bildiği halde bu durumun üstesinden gelmek için elinden geleni yapacaktır. Erkekler bu konuda çok fazla egolarına düşkün olduklarından bu ilişkinin uzun soluklu olmasını beklemek neredeyse imkansızdır.

  • Hermes ilkbahar yaz 2013 defilesi

    Hermes ilkbahar yaz 2013 defilesi

    Hermes ilkbahar yaz 2013 defilesi galerimizde sizlerle…

    Hermes ilkbahar yaz 2013 defilesi

    hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (1) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (2) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (3) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (4) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (5) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (6) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (7) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (8) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (9) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (10) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (11) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (12) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (13) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (14) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (15) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (16) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (17) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (18) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (19) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (20) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (21) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (22) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (23) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (24) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (25) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (26) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (27) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (28) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (29) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (30) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (31) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (32) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (33) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (34) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (35) hermes_ilkbahar_yaz_2013_defilesi (36)

  • Modern dekorasyon tasarımları

    Modern dekorasyon tasarımları

    Modern dekorasyon tasarımları…

    bathroom-wood-shelving beautiful-bedroom1 beautiful-bedroom-design bedroom-details built-in-wall-drawers chill-room cool-bedroom cool-bedroom-design elegant-apartment fancy-bedroom games-room lavish-bathroom loft-living-room st-pancras-apartment st-pancras-building upper-loft white-luxury-bathroom wooden-furniture-in-st-pancras

  • Kadın cinselliği

    Kadın cinselliği

    Kadın sağlığı konusunda toplumda yaygın olan fakat yanlış inanışlar kadınları yanlış yönlendirerek, bazen ciddi hastalıklara davetiye çıkarıyor bazen de tedavi süreçlerini uzatarak sağlığa zarar veriyor.

    Uzmanlar kadınları bu konuda bilinçli olmaları gerektiği konusunda uyarıyor.

    Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Eylem Şeker Arı, kadın sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.

    1. Doğum kontrol haplarının genç kızlarda kullanılması ileride kısırlığa yol açar mı?

    Hayır. Doğum kontrol hapları yumurtlama olmamasını sağlayarak gebeliğin oluşmasına engel olur. Bu etki ilaç bırakılınca kaybolur. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanımı kalıcı kısırlık yapmaz. Ancak kişinin gebe kalabilme durumu bilinmediği için, gebe kalması geciken bir kişi bunu doğum kontrol hapı kullanımına bağlayabilir.

    2. Doğum kontrol hapı bırakıldığında hamile kalmak için bir süreye mi ihtiyaç vardır?

    Hayır. Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonraki ay yumurtlama eski haline döner. Bu nedenle kişinin hemen hamile kalma ihtimali vardır.

    3. 35 yaş üzerinde doğum kontrol hapları kullanılması sakıncalı mıdır?

    Hayır. Sağlıklı, sigara içmeyen bir kadın 35 yaşından sonra doğum kontrol hapı kullanabilir. Ancak sigara içenlerin, hipertansiyonu, damar tıkanıklığına yatkınlığı olanların, ailesinde kalp hastalığı olanların 35 yaşından sonra doğum kontrol hapı kullanması önerilmez.

    4. Ertesi gün hapı gerektikçe sık sık kullanılabilir mi?

    Hayır. Bu hapları çok sık kullanmamakta fayda vardır. Ertesi gün hapının içinde, bildiğimiz doğum kontrol haplarındakinden daha yüksek dozda hormon bulunmaktadır. Ertesi gün hapını sık kullanmak fazla miktarda hormon almanıza yol açar. Ayrıca regl düzensizlikleri başlayabilir.

    5. Vajinanın iç kısmının da su ve sabunla temizlenmesi (vajinal lavaj) hijyen için gerekli midir?

    Hayır. Vajinanın içinde laktobasil adında bakteriler vardır. Bu bakteriler vajinayı enfeksiyon yapıcı bakterilerden korur. Vajinayı su ve sabunla yıkamak bu bakterilerin sayısını azaltıp iltihaba yatkınlığı arttırır. Ayrıca su ve sabunla yıkandığında vajinanın pH dengesi bozulur, bu da enfeksiyon için uygun ortam hazırlayabilmektedir.

    6. Ameliyatla rahmin alınması cinsel hayatı bitirir mi?

    Hayır. Rahmin alınması vajinayı etkilemediği için operasyon sonrası iyileşme dönemi bittikten sonra ilişki olabilir. Rahimle birlikte yumurtalıkların da alınması, vücuttaki östrojeni azaltacağı için vajinal kuruluğa yol açabilir. Vajinal kuruluk tedavisi için kullanılan ilaçlar vardır.

    7. Rahim içi araç her yaşta her kadına uygulanabilir mi?

    Rahim içi araç vajinal enfeksiyonlara zemin hazırlayabilmektedir. Vajinal enfeksiyonun ilerleyip rahim ve yumurtalıkları da etkilemesi durumunda kadında kalıcı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle hiç çocuğu olmayan bir kadın rahim içi araç taktırmak isterse, enfeksiyonlar açısından çok dikkatli olunmalıdır. Çocuk doğurmamış bir kadının rahmi doğurmuş birininkine göre daha küçük olacağı için, standart rahim içi araç yerine küçük boy araçlar daha uygun olur.

    8. Gebelikte jinekolojik (vajinal) muayene yapılması düşüğe yol açabilir mi?

    Hayır. Vajinal muayenenin böyle bir etkisi yoktur. Ultrasonografi ile elde edemediğimiz bazı bilgiler gebeliğin ileri dönemlerinde nelerle karşılaşılacağı konusunda hastayı takip eden uzmana ve hastaya fikir vereceğinden nazik bir şekilde yapılan vajinal muayene önemlidir. Muayene sırasında uterusun oldukça az bir manipülasyonla muayene edilmesi gebe için rahatlatıcı olurken, bebek için ise zararsızdır.

    9. Gebelerin havaalanındaki dedektörlerden geçmeleri sakıncalı mıdır?

    Hayır. Havaalanı gibi üst düzey güvenlik uygulanan yerlerde iki tip makine vardır. Bunlardan bir tanesi çanta ve bagaj tarayıcısı, diğeri ise insanların geçtiği tarayıcı kapıdır. Çanta ve bagajlar X-ışını makineden geçerler ve bu makineler çok iyi izole edilmiş olup etrafa hasar yaratıcı radyasyon yaymazlar. Diğeri yani insanların geçtiği kapı ise metal detektörü olup iyonize edici olmayan elektromanyetik alan radyasyonudur. Bu manyetik alanlarda frekanslar oldukça düşük olup çalışmalarda gebelikte zararı gösterilememiştir.

    10. Gebelikte çamaşır asmak, yukarı uzanmak düşüğe yol açar mı?

    Hayır. Her zaman değil. Gebelikte karın içi basıncını arttıran hareketler bazen kanama yapabileceği için dikkatli olunmalıdır. Ancak gebelik sağlıklı devam ediyorsa çamaşır asmak ya da mutfak dolabına uzanmak gibi günlük hareketlerin düşüğe yol açması beklenmez.

  • Gaziantep katmer tarifi

    Gaziantep katmer tarifi

    Gaziantep katmeri nasıl yapılır ? Gaziantep katmer malzemeleri nelerdir ? Gaziantep katmer tarifi…

    Malzemeleri :
    1 adet yufka
    60 gr. kaymak (yaklaşık 1 rulo)
    3 çorba kaşığı boziç(antep fıstığı)
    1,5 çorba kaşığı tereyağı
    1 çorba kaşığı toz şeker

    Hazırlanışı : 

    Yapması kolay, yemesi çoook zevkli katmerimizin yapılışı şöyle;

    1 adet yufkayı tezgahta açın, 1,5 çorba kaşığı tereyağını küçük bir tavada eritin

    Açtığınız yufkayı, erittiğiniz tereyağından 1 çorba kaşığı alarak bir fırça ile yağlayın

    Sonra 60 gr kaymağı küçük parçalar halinde paylaştırarak, aralıklarla yufkanın üzerine koyun

    1 çorba kaşığı toz şekerden, sonra üzerine serpmek için 1 tutam ayırın ve kalanını yufkanın üzerine dağıtarak serpin

    Son olarak 3 çorba kaşığı çekilmiş boziçi de serperek, yufkayı bir zarf kapatır gibi kapatın

    Yufkanın sığacağı boyuttaki tavaya, ilk eritmeden artan ½ çorba kaşığı tereyağını dökün ve ısınınca katmeri önlü arkalı kızarana kadar pişirin.

    Servis ederken üzerine biraz daha boziç ve ayırdığınız bir tutam şekeri de serperek, bekletmeden sıcak sıcak yiyin.. Afiyet olsun…

  • Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Geliştirdiği ”Karatay Diyeti” ile tanınan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir” dedi.

    Karatay, Elazığ’da düzenlenen “diyet ve Kalp Hastalıkları” konulu konferansta, şişmanlığın halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, hastalıkların temelinde hareketsizlik, kilo alımı ve yanlış beslenmenin olduğunu söyledi.

    Obezitenin, vücudun yağlanması anlamına geldiğini ifade eden Karatay, “Yağlar vücutta hastalıklara neden olan 20 çeşit hormon üretir. Bunlar, beyinde damar yolu tıkanması, gözlerde katarakt, kalp krizi, felç gibi birçok hastalığa neden olur” diye konuştu.

    Karatay diyeti deneyimlerimiz için tıklayın !

    Prof. Dr. Karatay, patates kızartması, kola, pilav, makarna, enerji içecekleri, taze sıkılmış ve hazır meyve suları ile tatlıların da aşırı insülin salgılanmasına yol açtığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir. 20. dakikada kan şekeri aniden yükselir, buna karşılık olarak da insülin hormonu yükselir. 40. dakikadan sonra kafeinin tümü kana geçer ve da bu kan basıncını yükseltir. 45. dakikadan sonra beyinde dopamin yapımı artar. Dopamin, mutluluk hormonudur ve yoğun enerjiyle devam eder. Bu beyinde eroine benzer bir etkidir. 60-90 dakika sonra ani halsizlik hissi başlar. Acıkma hissi, huzursuzluk, ellerde titreme ve ardından kola ve tatlılara saldırılır. Çünkü o yüklü enerji hissine artık bağımlılık başlamıştır. Beyinde meydana gelen dopamin mutluluğuna bağlılık başlamıştır. Bu bir kısır döngüye dönmüştür. Kişiler buna hapsolmuştur. Sonrasında karaciğer yağlanması başlar, arkasından göbek yağlanması, bel çevresi genişliği ve memelerin büyümesi artar.”

  • Dağ çayı

    Dağ çayı

    Mikrop öldürücü ve antioksidan etkilere sahip dağ çayının, vücut direncini yükselttiği, yaz aylarında oluşan gribal enfeksiyonlara karşı tüketilebileceği bildirildi

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, Türkiye’de yaklaşık 3 bin çeşit endemik bitkinin bulunduğunu söyledi.
    Endemik bitkiler bakımından çok zengin olan Türkiye’nin, bu zenginlikte dünya ortalamaların çok üzerinde yeraldığını ifade eden Kan, fakültelerinde birçok endemik bitki türünü incelediklerini ve oluşturdukları doğal ortamlarda bu bitkileri yetiştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    HER GÜN BİR FİNCAN YETERLİ

    Yetiştirdikleri endemik türlerden birinin de dağ çayı olduğunu ve bu türün oldukça geniş kullanım alanının bulunduğunu vurgulayan Kan, şunları kaydetti:
    “Üç yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda, bitkinin doğal alanlarında alınan verimden çok daha yüksek kalitede verim aldık. Bu bitki, ilaç, gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılıyor. İçerdiği mineral bakımından da çok zengin. Eskiden grip ve nezle sadece kış hastalığı olarak bilinirdi. Şimdi yaz aylarında da çok basit bir şekilde çeşitli enfeksiyonlara yakalanabiliyoruz. Endemik bitki olan ‘sideritis stricta’ da içermiş olduğu etkili maddeler bakımından sağlıklı bir bitki. Antioksidan etkileri çok yüksek olduğu için serbest radikallerle savaşımda vücut direncini artırarak, hastalıklara karşı korumada çok etkili. Dağ çayı bitkisini, özellikle çocuk ve yaşlılar gibi vücut direnci zayıf olanlar, yaz enfeksiyonlarına karşı tüketmeliler. Kış mevsiminde de çok rahat tüketebilirsiniz. Her gün bir fincan tüketmemiz yeterli olacaktır. Bu çayı günlük, çocuklarımıza da içirerek, onların sağlıklı yaşlanmasını sağlayabiliriz.”

    ENDEMİK BİTKİLER HAYATIN PARÇASI OLMALI

    Yüksel Kan, dağ çayıyla ilgili yapılan çalışmaların memnuniyet verici seviyede olduğunu, Türkiye’nin alternatif bir endüstri hammaddesi kazanacağını aktardı.

    İnsanlığın sağlıklı yaşam için geçmişte içtikleri doğal bitki çaylarını, yeniden tüketime kazandırmaya çalıştıklarına dikkati çeken Kan, “İnsan-bitki ilişkilerinin incelenmesi olarak adlandırılan ‘etnobotanik’ çalışmalara bakıldığında; atalarımızın bu bitkileri çok daha düzenli şekilde kullandıklarını, günümüzde ise tıbbi endemik bitkilerden yeterli ölçüde faydalanılmadığını gördük. Son dönemlerde kaybolan bu değerlerimizi yeniden hayatımıza kazandırmaya çalışıyoruz. Daha sağlıklı bireylerin yetişmesi için endemik bitkilerin hayatımızda önemli bir yeri olmalı. Sağlıklı yaşam için alışkanlık haline getirmemiz gereken bu bitkileri şifa bulmak için değil, hastalanmamak için tüketmeliyiz” diye konuştu.

  • Güzellik sayınızı biliyor musunuz?

    Güzellik sayınızı biliyor musunuz?

    Rakamların bir dili olduğunu bilirsiniz. Peki, bunların sizin güzelliğinize ait minik sırlarla dolu olduğunu da bilir misiniz?

    A-1 B-2 C-3 Ç-4 D-5 E-6 F-7 G-8 Ğ-9 H-1 I-2 İ-3 J-4 K-5 L-6 M-7 N-8 O-9 Ö-1 P-2 R-3 S-4 Ş-5 T-6 U-7 Ü-8 V-9 Y-1 Z-2

    Önce isminizi 1 ile 9 arasındaki rakamların karşılığı gelecek şekilde bir kağıda yazın. Her harfin bir karşılığı sayı var.

    Daha sonra bu sayıları toplayın, eğer iki haneli bir sayı çıkarsa o iki sayıyı da bir birleri ile toplayın, tek haneli sayıya erişin.

    Bir de örnek veriyim size: ayşe ==> 1+1+5+6=13 1+3=4 (4) Çalışkan ve Obur

    İşte bu sizin güzellik sırrınızın sayısı!

    (1) Gururlu ve Hırslı

    güzellik ve sağlık sizde adeta bir takıntı halinde. Zaman zaman kendinizi etrafınızdaki insanlarla karşılaştırıyor ve kendinizde eksik bir şey bulursanız çılgına dönüyorsunuz. Oysa siz zaten etkileyici bir tipsiniz.

    (2) Dengeli ve Hassas

    Çok narin bir yapınız var. güzellik ve bakım sizin için çok önemli. Pastel tonlarda yapılan hafif makyajı seviyorsunuz. Ellerinize ve ayaklarınıza çok önem veriyorsunuz.

    (3) Açık Sözlü ve Yaratıcı

    Siz gururlu ve yaratıcısınız. Sağlıklı kalmak için elinizden geleni yaparsınız. Ancak dış görünüş ve güzellik çoğu kez ikinci plandadır. Çünkü siz sağlıklı olmayı güzel olmaya tercih eden insanlardansınız.

    (4) Çalışkan ve Obur

    Son derece yapıcı olduğunuz söylenebilir. yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır.

    (5) Çekici ve Lüks Tutumu

    Esnek, canlı ve uyumlu bir tipsiniz. Sizin için sosyal yaşamın renkliliği çok önemli. Çekici bir görünümünüz var. Bu görünümün nedeni pahalı kozmetik ürünleri değil içinizdeki pozitif enerjinin dışa vurumudur.

    (6) Zor Beğenen

    Giyim ve süs eşyalarına olan düşkünlüğünüz herkes tarafından bilinir. Sizin masum ve korunmaya ihtiyaç duyan görünümünüz, çoğu erkeğin başını döndürmeye yetiyor da artıyor.

    (7) Bağlayıcı ve Gizemli

    Siz büyülü, bağlayıcı ve olağanüstü çekici bir tipsiniz.

    Sizinle bir kez konuşan, bir daha sizi unutamaz.

    Çünkü siz doğal çekiciliğiniz ile herkesin başını döndürüyorsunuz.

    Sizde çok etkileyici bir hava vardır. Güzel olduğunuz kadar zarifsiniz de.

    (8) Kararlı ve Güçlü

    Hırslı ve güçlü bir karakteriniz var. güzellik konusunda hiçbir takıntınız ya da endişeniz yoktur. Siz zaten çok rahat ve kendine güvenen bir kadınsınız. Bu da erkekler tarafından takdir ediliyor.

    (9) İdealist ve Asi

    Siz heyecanlı ve idealist bir kadınsınız. Sizin ruh halinizi sezebilecek bir erkekle yaşamınız, bir şölene dönüşebilir. Üstelik siz güzel ve sevimlisiniz. Sporu ve açık havayı çok seversiniz. Bu da size enerji ve güç veriyor ..

  • Kök hücre ile çocuk yapabilme 2013

    Kök hücre ile çocuk yapabilme 2013

    Kök hücre ile sperm üretme sayesinde kanser tedavisi gören veya zayıf sperme sahip olan erkekleri baba olma hayallerine kavuşturacak

    Testislerden alınan doku örneklerini laboratuvar ortamında geliştiren uzmanlar, döllenmeye imkan veren sperm üretmeyi başardı.

    Dünya ‘kök hücre’ araştırmalarını büyük bir heyecanla takip ediyor. Henüz deney aşamasındaki çalışmaları yürüten araştırma merkezleri, tedavi amaçlı uygulamalara da imza atıyor. Bunların bazılarında elde edilen başarılı sonuçlar, bilim adamlarını daha da umutlandırıyor. Ancak bu münferit sonuçlara bakarak kök hücre ile kanser, alzheimer, parkinson, felç ve benzeri çaresiz hastalıklar yenilmek üzere” demek için henüz çok erken.

    Erkek kısırlığını yakın gelecekte bitirecek gelişme

    Kök hücre araştırmaları Türkiye’de de yapılıyor. Yağ dokusu kaynaklı yetişkin kök hücre çalışmaları yapılmakta, “Kök hücre çalışmalarının en önemli amacı günümüzde tedavi imkanı olmayan kronik hastalıkları, kanseri, yaşam kalitesini düşüren alzheimer ve parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkları tedavi etmek ve organ yetmezliğinden kaynaklanan problemleri gidermektir. Hedeflenen amaç bugün tam anlamıyla gerçekleşmemiş olmasına karşın elde edilen gelişmeler bu ölümcül hastalıkların yakın gelecekte kök hücreler kullanılarak tedavi edilebileceğini göstermektedir

    Kök hücre çalışmalarının tek amacı uygun şartlarda uygun kişilere hücre nakli yaparak hastalıkların tedavi edilmesi değil. Tedavi edici ilaçların geliştirilmesi ve hastalıkların daha iyi tanınması da hedefler arasında.

    -Kök hücre çalışmalarında neler hedefleniyor ?

    Kök hücreyi yapabilmeyi yardımcı üreme teknikleri sağlıyor. Kaynak embriyo ya da embriyo dışı dokular. Embriyodan elde edilen kök hücrelere inanarak bu işe başladık. Bilimde ileriyi hayal edebilmek ve görebilmek önemlidir. Ama hayal bilgiler doğrultusunda oluşmalıdır.

    Hedef, bugün için tedavisi imkansız hastalıkların tedavisini sağlamak. En önemlisi, kısırlıktan önce, hayatı tehdit eden ve bugün için net bir tedavisi olmayan hastalıkları tedavi etmek. Çevremizde çok fazla kanserli var. Önemli bir kısmı yemek borusu kanseri. Tedavisi yok. Acaba kanser tedavisinde kullanılabilecek bir yöntem olabilir mi ?

    Ayrıca ilerleyici romatizmal hastalıklar, alzheimer ve parkinson gibi ilerleyici beyin hastalıkları var. Bunlar kanserden daha ağır. Kanserde en azından, kişi belli süre acı çekip sonra kaybediliyor. Ama ilerleyici beyin hastalıkları, bütün yaşam boyunca devam ediyor. Stefan Hawkinks, inanılmaz bir beyin ama ALS hastası. Suna Kıraç da öyle. ALS’li çok hasta var Türkiye’de. Bunların yanında çocuklarda sık görülen lösemi gibi kanser tipleri. Acaba hücre ve doku nakli kanser tedevisi için bir alternatif olabilir mi ?

    Bugün için şeker hastalığı çok önemli. İnsanı kısa sürede öldürmüyor, ama yaşam kalitesini çok azaltıyor. Yaşam kalitesini azaltan başka hastalıklarda da aynı şekilde kullanılabilecek mi diye düşünerek yola çıktık.

    Bugünkü ileri teknolojiye rağmen tedavi edilemeyen iki grup hasta var. Biri hiç sperm üretimi olmayan erkekler. Testislerden biyopsi alınsa dahi, hiç sperm gelişimi olmayan erkekler var. Bunlarda büyük ihtimalle genetik faktörler, spermi oluşurken belli bir noktada durduruyor. Bloke ediyor. Bu blokajın ötesine geçirebilir miyiz? Daha ileri hücreler elde edebilir miyiz ? Bugün için cevap hayır. Bir sürü şey denendi ama hiçbiri bu tür erkeklerin tedavisine imkan vermiyor.

    Sperm üretimi olmayan erkeklerde, kök hücreden sperm hücrelerini elde edebilmeyi hedefleniyor. Bu birden hareket eden sperm hücrelerini elde etmek anlamında değil. Dölleyebilecek özellikte olan, daha ilkel de olsa sperme giden o ara hücreleri elde edebilmek ve bunları kullanarak döllenmeyi sağlamak.

    Kadınlarda da, yaşlanmış, yumurta sayısı azalmış ya da bitmiş olanları tedavi edilememektedir. Acaba bu kadınlarda da olgun bir yumurtayı değil ama, olgun yumurtanın önceki hücrelerini kök hücreden elde edip sonra bunları olgunlaştırarak kullanabilir miyiz diye düşünülmektedir. Fakat bu uzak bir hedeftir.

    -Hükümetin bu çalışmalara bakışı ?

    Çok gelişmiş olduğunu iddia eden birçok ülkede uygulanmayan ama insanlığın faydası için olan uygulamalar bugün Türkiye’de uygulanabiliyor. Türkiye’de başkasına ait sperm ve yumurta kullanılmıyor. Bu, birçok yönüyle tartışılabilir. Ama Türkiye’de embriyoda genetik tanı yapmaya müsade ediliyor. Bu çok önemli. Bu tıbba aydın bir bakış açısıyla yaklaşıldığını gösteriyor. Şu anda Sağlık Bakanlığı’nın insan klonlamasına karşı tamamen negatif baktığı kesin. Cinsiyet tayinini yasakladığı kesin. Ama bunun dışında şarlatanca olmayan ama insanlığın hayrına olabilecek çalışmaları kesinlikle destekleyeceğini düşünülmektedir. Burada embriyolardan elde edilen kök hücreler ne kadar etiktir diye bir tartışma konusu olabilir. Bakanlığımızın ve diğer ilgili mercilerin, araştırma ve insan sağlığını tedavi etme amaçlı ise buna sıcak bakacağını biliyorum. Kullanılamaz diye bir karar çıkmaz.

    KÖK HÜCRE NEDİR ?

    Kök hücreler, ‘yetişkin’ ve ‘embriyonik’ olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yardımcı üreme tekniklerinde arta kalan ya da kullanılamayacak durumda olan embriyolar, çiftlerden izin alınarak kök hücre çalışmalarında değerlendirilebiliyor.

    Hücre, bir canlının en küçük hayati parçası. Canlının sağlığı, hücrelerin yeterince kendini yenilemesine, özelliklerini kaybetmemesine ve hastalık yapıcı her türlü unsura karşı dirençli olabilmesine bağlı. Kök hücreyi insan sağlığı için son derece önemli kılan sebep, sınırsız çoğalma özelliğine sahip olması. Uygun ortamı bulduğunda organ ve dokuyu oluşturan hücre tiplerine dönüşebiliyor. Kök hücre, gereken organlarda hücre yenilenmesine ve bazı hasarlı dokuların iyileşmesine imkan tanıyor. Kök hücreyle ilgili çalışmalar aslında 50 yıl öncesine dayanıyor. Kemik iliğindeki yetişkin hematopoetik kök hücrelerin kan hücrelerine dönüştüğünün keşfi, kan kanserinde dönem noktası oluyor. Günümüzde kemik iliğindeki kök hücrelerin kan haricinde kas, kemik ve damar hücrelerine dönüşebildiği görüldü. Ayrıca yetişkin tip kök hücrelerin, sadece kemik iliğinde değil; sinir, kas, karaciğer, göz ve deri gibi organ ve dokularda bulunduğu da artık biliniyor. Arayışlar sonucunda 1998’de insan embriyosundan kök hücre elde edildi. Bu bir çığırdı. Çünkü, embriyonik kök hücreler, yetişkin kök hücrelerdeki sınırlılığın aksine, insan vücudundaki tüm hücre türlerine dönüşebilme özelliğine sahipti. Emriyonik kök hücreler, yetişkin kök hücrelerden daha elverişli olmasına rağmen, kanser oluşma riski, doku uyumu problemi ve etik kaygılarla kliniklerde test amaçlı kullanılmaya başlanmadı. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda yağ dokusunda da yetişkin tip kök hücreler olduğu belirlendi.

    Testis dokusu alındı
    Nature Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre, Takehiko Ogawa başkanlığındaki ekip, testisten alınan dokulara gerekli protein ve diğer besinleri vererek sperm oluşmasını sağladı. Buluşun özellikte kanser tedavisi gören erkeklere yeniden çocuk sahibi olma imkanı vereceği söyledi. Ayrıca dokudan elde edilen spermin, dünya çapındaki milyonlarca kısırlık tedavisi gören erkek için de umut ışığı olduğu belirtildi.
    Buna göre tamamen kısır veya döllenmeyi sağlayamayan zayıf sperme sahip olan erkeklerin spermleri laboratuvar ortamında geliştirilecek. Böylece erkeklerin kısırlığı tamamen tarih olacak ve başka birisinden sperm almalarına gerek kalmayacak. Tekniğin ayrıca donmuş testisler üzerinde bile işe yaradığı belirtildi. Ogawa, “Bir sonraki hedefimiz kadın için laboratuvar ortamında yumurta üretmek” diye konuştu.

    Henüz çok az hastada denenen ve bir kısmında olumlu neticeler alınan uygulamaların hala araştırma aşamasında ve gelişmeler umut verici. Ergenliğe girmeden önce kanser tedavisi geçirmek zorunda olan erkek çocukları için ileride çocuk sahibi olabilmeleri amacıyla, ‘Kök hücreden sperm hücrelerinin üretilmesi yolunun açıldığına’ dikkati çeken aratırmacılar, “Bu yöntemle, kanser tedavisi öncesi testis dokusu dondurularak, tedavi sonrasında sperm hücresi üretebilen kök hücreleri geri nakletmek mümkün oldu” diye konuştu.

    Kök hücreden sperm üreten hücre!

    İnsan embriyonik kök hücresinden, sperm ve yumurta hücresinin üretimini sağlayan germ hücreleri elde edildi.

    Bu buluş sayesinde, erkek sperm ve dişi yumurta hücrelerinin üretimi ile başlayan insan gelişiminin, şimdiye kadar sır olarak kalmış bir çok noktası aydınlatılabilecek. Bu sayede genetik hastalıkların çocuğa geçiş süreci daha iyi anlaşılabilecek ve önleminin alınmasının farklı yolları bulunabilecek.

    Yumurta ve sperm hücrelerinin üretilimin sağlayan germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının, bunun yapılması sırasında hangi genlerin ve yolların kullanıldığının bilinmediğini, genetik yapıların farklı olmasından ötürü, bu gelişimi hayvan germ hücrelerinden anlamanın da mümkün olmadığı bir gerçektir.

  • Maison Rabih Kayrouz ilkbahar yaz 2013

    Maison Rabih Kayrouz ilkbahar yaz 2013

    Maison Rabih Kayrouz ilkbahar yaz 2013 defilesi galerimizde sizlerle…

    Maison Rabih Kayrouz ilkbahar yaz 2013

    maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (1) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (2) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (3) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (4) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (5) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (6) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (7) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (8) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (9) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (10) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (11) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (12) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (13) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (14) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (15) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (16) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (17) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (18) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (19) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (20) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (21) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (22) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (23) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (24) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (25) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (26) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (27) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (28) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (29) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (30) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (31) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (32) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (33) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (34) maison_rabih_kayrouz_ilkbahar_yaz_2013_defile_moda_elbise (35)