Blog

  • Chanel iskoçya 2013

    Chanel iskoçya 2013

    Métiers d’Art 2013 (pre-fall) defilesinin kulis ve podyum görüntülerini bir araya getiren Undi, görkemli görüntülerle mükemmel müziği birleştirerek Lagerfeld’i aratmayacak bir iş ortaya çıkarmış. James Blake’in 8 Nisan’da yayınladığı Overgrown albümünden Retrograde şarkısını kullanan yönetmen bu şarkıyla ve koleksiyonla bütünleştirdiği dış mekan görüntüleriyle de büyüleyici bir atmosfer yaratmış.

    [youtube id=”yvuqBou_Glw” width=”600″ height=”350″]

  • Dokulmay tarifi

    Dokulmay tarifi

    Dokulmay nasıl yapılır ? Dokulmay tarifi , malzemeleri nelerdir ?


    Dokulmay için gerekli malzemeler:

    ½ paket kuru maya
    1 çay kaşığı şeker
    1 tatlı kaşığı yeni bahar
    1 çay kaşığı rezene
    1 çay kaşığı mahlep
    1 çay kaşığı anason
    1 çay kaşığı tarçın
    3 bardak su
    Aldığı kadar un

    Üzeri için:

    1 kase pekmez

    Yapılışı:

    Yarım paket kuru maya şeker ile ılık suda eritilir. Hamurun yoğurulacağı kaba su koyulur. Suya aldığı kadar un ve kuru maya eklenerek yoğurulur. Cıvık hamura 1 tatlı kaşığı yeni bahar ile birer çay kaşığı rezene, anason, mahlep ve tarçın serpilir. Baharatlarla harmanlanan hamur kızdırılan yağa krep gibi dökülür ve ters yüz ederek kızartılır. Kızaran dokulmayların üzerine pekmez dökülerek servis tabağına alınır.
    Dokulmay sunuma hazırdır.

  • Giyinme Odası Önerileri

    Giyinme Odası Önerileri

    Giyinme odası genellikle yatak odasından ayrı bir odada dizayn edilir. Küçük evlerde bu ayrımı yapmak zor görünse de özellikle büyük ve çok odalı evlerde özellikle tercih edilmektedir.

    Giyinme odası modellerini dekore ederken alanı oldukça iyi kullanmak gerekir. Giyinme dolabını seçerken de raf ve çekmece sayısının fazla olması kullanıcı açısında iyi olur. Genellikle açık tonlarda dolap tercih edilir. Özellikle dolabınızın bir kapağında boy aynasının olmasında fayda vardır. Açık giyinme dolabı modern görünse de kullanım kolaylığı bakımından pek tercih edilmezler. Çünkü dolap içleri her zaman düzenli olmayabilir. Bu yüzden kapalı dolap kapakları bu dağınıklığı kamufle edebilir.

    Kapalı dolapları tercih etmiyorsanız açık raf sistemiyle modern bir oda oluşturabilirsiniz. Bu dolapların en iyi yanı istediğiniz her şeyi hemen bulabilirsiniz.

    Giyim dolabı sadece kıyafetleriniz için değil ayakkabı, çanta hatta takılarınızı da içine alacak detayları barındırmalıdır.

    Eğer giyinme odanız darsa sürgülü kapılar sizin için daha uygun olabilir. Evinizin küçük bir çatı katı varsa bunu giyinme odası olarakta kullabilirsiniz.

    Giyinme odanızda doğru tercihler yapmanız için ışıklandırmasına da özen göstermelisiniz. Loş olmayan aydınlık odada şık giyinmeyi başarabilirsiniz.

    Giyinme Odası Modelleri

  • Troid hastaları hamile kalabilir mi?

    Troid hastaları hamile kalabilir mi?

    Kadınlarda daha fazla görülen ve üreme sağlığını ciddi anlamda etkileyen Haşimato hastalığını İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Kutlu Erol anlattı.

    Üreme çağında olan kadınlarda daha fazla görülen ve çocuk sahibi olmalarında önlerine bir engel olarak çıkan Haşimoto hastalığının 20-30 yaş aralığında ortaya çıktığına dikkat çeken Uzm. Dr. Erol “Özellikle kişi gebelik sürecindeyse tiroid hormonu ihtiyacı artar, metabolizma hızlanır ve sınırda olan tiroid fonksiyonları alarm vermeye başlar. Bu nedenle günümüzde kadın doğum uzmanlarının sağlıklı bir hamilelik süreci için yaptırdıkları testler arasında tiroid hormonu testleri de yer almaya başladı. Yapılan testler sonucunda ortaya çıkan tiroid hastalıklarının tedavisiyle kişi yaşadığı sorunlardan kurtulabiliyor.

    Bu hastalıkta bağışıklık sistemi tiroid bezini yabancı bir doku olarak tanımlayıp reddeder. Vücudun tiroid bezini reddi, doku nakillerinde olduğu gibi ani gelişen bir reaksiyon değildir. Çünkü vücut, tiroid bezinin bütün bileşenlerine karşı değildir. Bu hastalık, yıllarca düşük profille belirti vermeden ilerler. Belli bileşenlerine karşı bağışıklık sistemi bazı antikorlar oluşturarak o bileşenleri yavaş yavaş tahrip eder. ” diye konuştu

    BU BELİRTİLER VARSA
    • Adet düzensizliğiniz varsa,
    • Yediklerinize dikkat ettiğiniz halde kilo veremiyorsanız,
    • Kronik yorgunsanız,
    • Saçlarınızdaki dökülme giderek artıyorsa,
    • Son dönemlerde cildinizde döküntüler arttıysa,
    • Soğuğa karşı giderek daha tahammülsüz olduysanız,
    • Guatr oluştuysa bir an önce hekiminize başvurun.

  • İyi Seksin Püf Noktaları

    İyi Seksin Püf Noktaları

    Özellikle uzun süreli birlikteliklerde, aşkı ve tutkuyu öldüren, monotonlaştıran cinsel hayat tarzından ziyade çiftin bakış açısıdır. Çünkü kadın ve erkek çift olmaya başladığı andan itibaren büyük tutkular ve cinsel tatminler yaşamaya başlar ve bu şehvet duygusuyla doyumsuz seksin kapıları ardına kadar açılır. Her şey güzel ve anlamlı giderken, ilerleyen zamanla birlikte çift kendi bedenlerini ve dolayısıyla istek ve arzularını da keşfetmeye başlar. Bu keşif bazen sancılı olabilir ve cinsel beklentilerden doğan anlaşmazlıklar yaşanabilir. Peki, daha iyi bir seks hayatı elde etmenin püf noktaları nelerdir?

    1-Kadının cinsel yoldan doyuma ulaşabilmesi için duygusal yönden sevildiğine, değerli olduğuna ve arzulandığına inanmasıgerekir. Bu erkeğin gözlerinde, sözlerinde, davranışların ve dokunuşlarında fark etmek ister. Erkek sevdiğini ve sevildiğini cinsel ilişkiyle fark edebilirken, kadın da cinsel ilişkiden haz alarak ve partnerine bu hazzı yaşatarak duygusal ihtiyaçlarını fark eder.

    2-Erkeğin kadının cinsel ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlaması gerekir. Çünkü bir kadına haz yaşatmak ve bu haz sonunda doyuma ulaştırmak tümüyle farklı bir konudur. Sanılanın aksine, erkeği mutlu eden her şey kadını da mutlu etmeyebilir. Bu nedenle, erkeğin partnerinin bedenini tanıması ve nasıl uyarıldığını bilmesi ve zamanla keşfetmesi gerekir. Kadının da bu keşfe yardımcı olması esastır.

    3Kadının erkeğe yaptıkları, aslında kendisine yapılmasını istedikleridir, erkeğin bunu anlaması gerekir. Her kadın erojen bölgelerinin keşfedilmesine yönelik erkeği yönlendirmek istemez ya da bunu yapamaz. Çekingen olan bir kadının bunu ifade edebilme yolu %87 oranında “Yaptığımı yap!” şeklindedir. Bu nedenle erkek, seks sırasında kadının ne yaptığına odaklanarak, asıl istediği şeyin ne olduğunu keşfedebilir.

    4-Cinsel birleşme sırasında, öpüşme ve dokunuşlarda, özellikle klitoral dokunuşlarda yavaş hareket edilmesi önemli bir ayrıntıdır. Erkek haz almaya başladığı noktada daha da sertleşirler ve kadının bu sertlikten hoşlanacağını düşünür fakat bu her daim böyle değildir. Özellikle erkek klitoral dokunuşlarda yavaşladığı takdirde, kadın çok daha fazla mutlu olur. Bu nedenle, erkek yavaş hareket etmeli ve kadının bedeninin sesini dinlemelidir.

    5-Kadın cinsel arzularını ne kadar hissederse ve istekleri ne kadar karşılık bulursa cinsel ilişkiden ve partnerinden o kadar zevk alır. Erkek uyarıldıktan hemen sonra testosteron hormon seviyesini düşürmek için boşalmayı hedefler, ancak kadının hormonları ancak bu seviyede çalışmaya başlar. Kadının cinselliği erkeğe göre geç ve tahrik olunca başlar ve erkeğin tersine kadın gerginliğini doyuma ulaşabilmek adına muhafaza eder. Bu gerginliğin muhafıza edilebilmesi için uyarıların yüksek olması, klitoral uyarının sevişme ve cinsel bileşme süresinde devam ettirilmesi gerekir.

    6-Kadın cinsel arzularını daha derinden hissedebilme peşinde olur. Bu da cinsel ilişki süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması anlamına gelir. Ön sevişme sırasında yapılması gereken dokunuşlar, öpüşmeler, mimikler ve hislerin dile gelmesi söz konusu olunca, karşılıklı olarak hissedebilme yeteneği de kendiliğinden yükselir. Aslında bu sadece kadın için değil erkek için de eşsiz bir zevk, sevgi ve huzur kaynağıdır.
    Sonuç olarak, boşalmanın verdiği hazzı birlikte yaşamak, sevgi, zevk ve huzurun daha coşkulu bir şekilde ortaya çıktığını görmek, erkek açısından erkekliğinin onaylanması ve takdir edilmesidir, kadın açısından ise sevildiğinin ve değerli olduğunun ortaya çıktığı duygusal bir paylaşımdır.

  • Diyet takıntısı mutsuz ediyor

    Diyet takıntısı mutsuz ediyor

    Çağımız bir standartlar ve normlar çağı. Uluslararası, ulusal standart ve norm belirleme kuruluşları yaşamı kolaylaştırmak amacıyla birçok konuda standartları tanımlamayıp neyin nasıl olması gerektiğini tarif ederken, tıp dünyası da koruyucu-önleyici sağlık davranışlarından, egzersiz, spor ve beslenmeye dek çeşitli alanlarda öneriler sıralayıp sağlıklı bir yaşam için nelerin yapılması veya yapılmaması gerektiğine dair uzunca listeler oluşturuyor.
    Peki, olumlu bir amaca hizmet etmek üzere oluşturulan bu öneriler en çok üzerine spekülasyon yapılan ve gerçek bağlamından kopartılarak, yeni bir standartlar-normlar manzumesi olarak topluma pazarlanan ve yoğun kampanyalarla mutlak olarak tüketilmesi emredilen “dış görünüş-kilo-diyet” üçlemesine dönüştürülünce neler oluyor?
    Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, “ Dış görünüş-kilo-diyet konularında kadınlar üzerine oluşturulan baskı ve ayrımcılığın boyutu belki de modern dünyada başka hiçbir konuda söz konusu değil. Pazarlama bacağı iyi düşünülmüş moda, yaşam tarzı, diyet yayın ve ürünleri yok satıyor. Buralarda önerilen yöntemlerin sağlıklı olmadığı, sağlığı korumayı amaçlamadığı, mucize vaatler içerdiği ve hatta sağlığı tehlikeye attıklarını bile bile insanlar bunların peşinden gitmemeli” diyor.
    Taleferli, bazı insanların konuyu iyice ileri götürerek diyeti bir takıntı haline getirdiğini, hayatının her anına bulaştırarak sonunda kendini mutlak mutsuzluğa mahkûm ettiğini vurguluyor: “Dış görünüş-kilo-diyet” üçlemesi üzerine yoğun toplumsal baskı ve propaganda karşısında verilen tepkiler iki grupta ele alınıyor. Uçlarda olmayan, çan eğrisinin orta kısmında yer alan kişiler olabildiğince toplumdan ayrı düşmemeye çabalayarak, “standardı” tutturmaya özen gösteriyor. Maruz kaldığı baskıya gücünün yettiği kadar tepki vererek/esneyerek uyum göstermeye çalışıyor. Çok zorlanıp, uyması gereken normlar gücünü aştığında, ben bu halimden de memnunum diyerek, enerjisini başka bir alana yönlendirebiliyor. Bu grup, diyeti bazen yapılması gerekli bir şey gibi görürken, gerektiğinde ondan vazgeçip pastasını da keyifle yiyebiliyor.”

    DİYETTEN SAPMAK SUÇLULUK DUYGUSU YARATIYOR
    Uçlarda yer alan kişiler için ise diyetin yaşamın olmazsa olmaz zorunluluğu haline geldiğini belirten Taleferli, bu kişilerin, diyetin dışına çıkmayı adeta en büyük günah veya suç olarak gördüklerini vurgulayarak şunları aktarıyor: “Diyetin bir sonu, varılacak hedefi olmadığı için diyete tabi kalmak da bu grubu mutlu etmiyor. Diyetten sapmak suçluluk, diyeti sürdürmek mutsuzluk ikilemi içinde tablo bir anda saplantılı-zorlayıcı hal alıyor. Aslında bu kişilerin sorunu diyet değildir. Diyet burada bir yer tutucudur, temelde yatan sorun kişinin kendini-algılaması ve bilinçaltı ile ilintilidir. Diyeti alıp çıkartacak olsanız, yerini temizlik, düzen, sağlık vs. başka bir takıntılı konu hızla dolduracaktır. Altta yatan psikopatolojinin üzerine gidilip, klinik tablonun tedavisi sağlanmadıkça kişi rahat ve huzur bulamaz.”
    Diyet ve beslenme çevresinde dönüp duran bu davranış örüntüleri normal, çağın gereği olarak algılanıyor ve patolojilerin üzeri örtülüyor. Yetişkin insanların dahi özgür iradesini kısıtlayan bu durum, yeni yetişmekte olan çocuklarda çok ciddi sorunlar yaratarak, kronik yeme bozuklukları başta olmak üzere çok sayıda önemli psikiyatrik ve tıbbi hastalığa zemin hazırlıyor. Taleferli’ye göre, bu konuda çok ciddi bir bilinçlendirme kampanyası ve sivil örgütlenme kaçınılmaz bir ihtiyaç.

  • Geç evlenmek ne kadar doğru?

    Geç evlenmek ne kadar doğru?

    Eskiden aile büyükleri gençler üzerinde evlilik için baskı kurarken, bugün durum tam tersi.

    Genç evlenmenin en büyük avantajının boşandığınızda hala genç olmanız olduğu söylenir. Bugünün gençleri biraz farklı düşünüyor. Halbuki ebeveynleri bunun erken bir yaş olduğunu ve çocuklarının evlenmeden önce daha çok zaman geçirmeleri gerektiğine inanıyor. Eskiden aile büyükleri gençler üzerinde evlilik için baskı kurarken, bugün durum tam tersi.

    Dünyanın her yerinde hayranları olan Justin Bieber, bir tv programında 25′inde evlenmek istediğini söyledi. Şu an 18 yaşında olduğu için 25′ine geldiğinde yeterince yaşlı olacağını düşünüyor olmalı. Evlenmek için aceleci olmaması gerektiğini söyleyebiliriz. Bunu bir daha düşün, olmaz mı Justin. Bizce 25 çok genç. 20′li yaşların gerçekte kim olduğunu keşfetmekle geçmeli, bunu kendine borçlusun.

    Öyleyse genç evlenmenin avantaj ve dezavantajları neler? Bugünkü dijital çağda pek çok şey değişti ama doğum yapmak hala genç anne adayları için daha kolay. Bu durumda, eğer çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, erken evlenmek bir avantaj. Doğurganlık her zaman geçerli olsa da, komplikasyonlar 20′li yaşlarındaki bir kadın ile 30 ya da 40 yaşında olanlar için farklı olacaktır. Elbette hayat şartlarını mümkün olduğunca düzeltip, çocuğu için iyi bir gelecek hazırlamak ve hatta eşini iyice tanıdıktan, evliliğinden emin olduktan sonra bu aşamaya gelmek isteyen kadınlar için de pek çok alternatif var.

    Bir diğer mevzu ise genç evlenerek gençliğin keşif döneminden fedakarlık etmek. Yaşıtlarınız parti yaparken, gezerken, tozarken ve sadece kendilerinden sorumlu iken, hala kendilerini tanımaya çalışıyorken siz aile kurmak gibi ciddi bir sorumluluk altına girmeye hazır mısınız? Unutmayın ki hayat yolculukları yalnızken her zaman daha kolaydır.

    Yaşam koçları bekarlığı mümkün olduğunca uzatmanız gerektiğini söylüyor. Eğer şu an aşık olduğunuzu düşünüyorsanız 3 ila 5 yıl sonrasında da aşık olmalısınız, işte o zaman evliliğe hazırsınızdır.

    Hem 25′inde iyi bir eş ve ebeveyn olacağını düşündüğünüz insan 35′nizde farklı düşünmenize sebep olabilir. Hayatınızın her anını dolu dolu yaşamalı ve hiçbir şeyi aceleye getirmemelisiniz! Çünkü geriye dönüp hatalarınızı telafi edemezsiniz…

  • Mehmet Öz’den Gençleşme Maskeleri

    Mehmet Öz’den Gençleşme Maskeleri

    Mehmet Öz doğal yollarla daha genç gözükmenin yolları anlatıyor…

    Bir kaç ay içinde 50 yaşına basıyorum ve yüzümün düşüyor olması, çene altımın sarkması moralimi bozuyor. Bununla ilgili neler yapabilirim?

    Yüzümüzün yaşlanma seyrinin yaklaşık yüzde yirmi – otuzu genetik faktörlerdendir. Bunu kontrol edemezsiniz.  Ama kontrol edebileceğiniz bazı faktörler var. Kolajen ve elastin… Elastini cilt altında bulunan, cildin aşağı yukarı hareketlerini kontrol eden küçük lastik bantlar gibi düşünün.

    Yaşınız ilerledikçe bu elastik bantlar sarkmaya başlar . Bunun nedenleri çevre kirliliği,  UV ışınları gibi çevresel faktörlerdir. Kolajen ise cilde gücünü ve dolgunluğunu veren liflerdir. Yaşlandıkça derideki kolajen miktarı azalır ve cilt adeta boşalmış gibi görünür.

    Bu sebeplerden dolayı cildimizin beslenmesi ve cilt kaslarının egzersizi çok önemlidir. A, C ve E vitaminleri cildin beslenmesi için hayati önem taşır. Domateste içeriğindeki likopen maddesi sayesinde güneş yanıklarını engellemeye yardımcı olur.

    Ama unutmayın güneş cildiniz için ciddi bir tehdit oluşturur ve kırışıklıklara sebep olur. Bu birdenbire değil, zaman içerisinde olur. Bu yüzden cildinizi güneş ışınlarından korumanız şarttır.

    Cildimde ve saçlarımdaki yıpranmaya sebep olan en önemli faktörler neler ve nasıl engelleyebilirim?
    Güneş en kuvvetli yaşlandırıcı faktördür. Ayrıca cilt ve saçınızı temizlemek için kullandığınız ürünlere çok dikkat etmelisiniz; örneğin sert sabunlardan kaçınmalısınız.

    Eğer bir araba tamircisi değilseniz saçlarınızı haftada üçten fazla yıkamaya ihtiyacınız yoktur. Cildinizi pH dengeli yumuşak bir sabunla yıkamalısınız. Böylelikle cildin doğal asit dengesini koruyabilirsiniz.

    Doğal yollarla daha genç gözükmenin yolları var mı? 
    Bazı insanların onlarca para harcayarak geri kazandıkları genç görünümlerine evde bulunan malzemeleri kullanarak ulaşabilir ve yüzünüzü pürüzsüzleştirip gerginleştirebilirsiniz.

    Pürüzsüzleştirici peeling
    -1 yemek kaşığı esmer şeker

    -1 çay kaşığı ekstra sızma zeytinyağı

    Esmer şeker ve zeytinyağını karıştırın. Yüzünüze sürün ve birkaç dakika masaj yapın. Ilık suyla durulayın. Esmer şeker yüzünüzü pürüzsüzleştirirken zeytinyağı da nemlendirir.

    Sıkılaştırıcı Tonik
    -1 su bardağı gülsuyu

    -1 tatlı kaşığı limon suyu

    -1 tatlı kaşığı hamamelis

    -5 damla uçucu badem yağı

    Malzemeleri aynı anda iyice karıştırın. Karışımı yüzünüze hafifce sürün ve kuruması için bekleyin.

    Hem hamamelis hem de gülsuyu, gözenekleri sıkan ve daraltan, kanamayı durduran astrojenlerdir. Badem yağı cildin yeni hücreler oluşturmasını sağlayan antioksidanlar barındırır.

    Dolgunlaştırıcı ve nemlendirici yüz maskesi
    -2 yemek kaşığı tercihiniz olan nemlendirici

    -1 yumurta akı

    -2 tutam zerdeçal

    -1 tatlı kaşığı Manuka balı

    Nemlendiriciyi, yumurta akını, zerdeçalı ve balı macun yapmak için aynanda karıştırın. Gözlerden kaçınarak yüzünüze eşit bir şekilde uygulayın ve 20 dakika boyunca maskeyi çıkarmayın. Ilık su ile durulayın.

    Zerdeçal ve bal cildi uyarıp dolgunlaştırırken yumurta akı cildi sıkılaştırır ve kolajen oluşumuna katkıda bulunarak pürüzsüz bir görünüm sağlar.

    Evde Yapılabilen Doğal Cilt Bakımları için tıklayın !

  • Maison Rabih Kayrouz Sonbahar-Kış 2013-2014

    Maison Rabih Kayrouz Sonbahar-Kış 2013-2014

    Maison Rabih Kayrouz Sonbahar-Kış 2013-2014 Defilesi galerimizde sizlerle…

  • Porselenlerin Temizliği ve Koruması

    Porselenlerin Temizliği ve Koruması

    Porselen takımlar her kadının yemek masasındaki hayalidir. Ancak çabuk kırılan ve pahalı bu malzemelerin kullanımı oldukça zordur. Porselen oldukça sağlıklı bir maddedir. Aynı zamanda estetik açısından da rakiplerinin önünde bulunur. Ancak porselenlerin de son zamanlarda düşük kalitede olanlarının piyasada bulunabildiğini ve porsenelin kesici bir madde olduğunu göz önünden kaçırmamak gerekir. Eğer porselenle ilgili kullanım kurallarına uyarsanız uzun süre bu ürünlerden yararlanabilirsiniz.

    Porselenler oldukça dayanıklıdır. Bu nedenle genel kanının aksine fırınların ısıtıcı bölümlerinde ve mikrodalgalarda kullanılabilirler. Çıplak ateş ise porselende ani kırılmalara neden olur. Bu nedenle porselen kesinlikle gaz ateşine tutulmaz. Porselen soğuğa da dayanıklıdır. Ancak ani ısı değişikliklerine maruz kalan, fırından çıkıp aniden buzdolabı giren porselen ürünler anında kırılır. Isıtılan porselen uzun süre oda sıcaklığında bekletilmelidir. Porselen temizliği sanıldığı kadar zor bir olay da değildir. Ancak porselen temizliğinde dikkat edilmesi gereken kural porselenin kireçli su ile yıkanmamasıdır. Kireçli su porselen üstünde beyaz lekeler bırakır ve bu lekeleri temizlemek zordur.