Kategori: Sağlık

  • Başkasının göz yaşını elle silmek zararlı mıdır?

    Başkasının göz yaşını elle silmek zararlı mıdır?

    Vücudun en önemli organlarının başında göz geliyor. Peki en kıymetli organımız sağlığı hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Başkasının göz yaşını elle silmek zararlı mıdır? Saatlerce bilgisayar oyunu oynamak hangi hastalıklara davetiye çıkarır? Gözümüze yabancı bir cisim kaçarsa ne yapmalıyız?

    Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın, göz sağlığını korumanın 10 pratik yolunu anlattı:
    1- Bebeğinizi hiçbir şikâyeti olmasa bile ilk 1 yaşında muayene ettirin. Çünkü bu muayene bebeği göz tembelliğinden korur.
    2- Çok uzun saatler oynanan bilgisayar oyunları gözde kirpik dibi iltihabı, alerji ve kuruluk yapabilir. Ayrıca uzak görme kusuru oluşmasını tetikleyebilir.
    3- Gözde sulanma, kaşıntı, ağrı, okurken zorlanma, yazıların birbirine karışması, göz ve baş ağrısı olması, başı eğik tutarak okuma, gözleri kısarak bakma, odaklanma problemleri göz hastalıkları belirtisidir.
    4- Çalışma ortamınızda soft tone sarı aydınlatma kullanın. Şeker hastasıysanız ve sporcuysanız göz dibi muayenesini ihmal etmeyin.
    5- Makyaj malzemelerini ortak kullanmayın. Göz nezlesi olarak bilinen konjonktivit göz farı, göz kalemi ve rimel gibi başkasının makyaj malzemeleriyle geçebilir.
    6- Özellikle renkli gözlü kişiler güneş ışığına daha hassas olurlar. Renkli gözlü kişilerde kızarıklık görülme oranı koyu renkli gözlülere göre daha fazladır. Bu nedenle renkli gözlü kişilerde güneş gözlüğü kullanımı daha önemlidir.
    7- Güneş ışınlarına çok maruz kalmak zamanla lensimizde koyulaşmaya, katarakta ve görme noktasında hassasiyete sebep olur. Güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde güneş gözlüğü kullanmalıyız.
    8- Bilgisayar başında çalışanlarda alerji, kuruluk, kirpik dibi iltihabı görülme sıklığı artar. Aralıklı dinlenmeler ve göz kırpmak gereklidir.
    9- Gözünüze aldığınız ani bir darbe ya da gözünüze bir cisim kaçması durumda gözünüzü ovalamayınız. Var ise serum fizyoloji ile yok ise su ile bol yıkayarak göz hekimine başvurunuz.
    10- Başka birinin gözyaşını silmeyiniz. Eğer bu kişide gözde kızarıklık, aşırı sulanma ve kapak şişliği var ise bulaşıcı olabilir. Temas ettiyseniz elinizi sabun ile yıkayınız.

  • Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Hastalanmamak için su almalı ve bunun yanı sıra sağlıklı diğer içecekleri tüketmelisiniz.

    Çorbalar ve bitki çayları en sağlıklı seçimlerdir. Ihlamur, adaçayı, yeşil çay, ekinezya gibi pek çok bitki çayını kış boyunca tüketin. Sağlıklı sıvılar toksinleri atmanıza yardımcı olur.

    Sinüzit

    Saçlarınız ıslakken dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarınızı iyi kurutun. Eğer böyle bir hata yaparsanız, sinüzit ile tanışmaya hazırlanın. Islak saçla dışarı çıkmak daha büyük hastalıklara da sebep oluyor, unutmayın.

    Aşı

    Özellikle kalabalık ortamlarda çalışan kişiler için, grip aşısının koruyucu bir etkisi vardır. Sağlığınız için kışa girerken aşınızı olun ve griple boğuşmak zorunda kalmayın. Ancak unutmayın ki; aşı tek başına yeterli değildir, sağlık bir bütünün içinde yaşanır

    Uyku

    Kışın uyku oldukça önemlidir. Her gün uykunuzu aldığınızdan emin olun. İyi bir uyku vücutta çeşitli hücreleri tamir eder ve sizi kuvvetlendirir.

    Yeterli ve sağlıklı uyku uyumak, bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve sizin kışın hastalıklarla mücadele etmenizi kolaylaştırır.

    Şekere dikkat

    Kışın daha fazla tatlı ve şeker tüketmek isteyeceğinizi biliyor musunuz? Soğuk havalarda evin içinde kapalı kalmak, daha fazla karbonhidratlı besinler tüketmenize neden olur. Şekerli besinler ise obezite ve şeker hastalığının risklerini arttıracaktır. Daha doğal ürünlerle, sağlıklı tatlıları tüketmeye özen gösterin.

    Her zaman egzersiz

    Hangi mevsimde olursa olsun egzersiz yapmanız çok önemlidir. Havanın soğuk oluşunu kendinize bahane etmeyin. Özellikle kış ayları kinin egzersizden cayması için uygun zemin hazırlar.

    Haftada en az üç gün ortalama bir saat spor yapın. Hiçbir şey yapmıyorsanız, çıkıp yürüyün… Spor bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

    Sağlıklı beslenme

    Doğru beslenme vücudunuzun en önemli savunma alanını oluşturur. Sağlıklı beslenirseniz, vücudunuzun dışarıdan gelebilecek her türlü kötü kuşatmaya karşı direnci oluşur.

    Sarımsak yiyin

    Kokusundan hoşlanmıyor olabilirsiniz ancak vücudunuza dışarıdan alacağınız antibiyotiklerden daha önemli bir etki yaratan sarımsağı, evinizde mutlaka bulundurun.

    Sarımsak soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarla baş etmenizde en büyük yardımcılardan biri olacaktır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Kokusundan çekiniyorsanız, birkaç karanfilin çözemeyeceği bir şey değil…

    Bedeninizi dışarıdan da besleyin

    Bedeninize sadece içeriden yaptığınız bakımlar yetmez. Cildinizi dışarıdan da beslemeniz önem taşır. Nemlendirmek hem içeriden, hem dışarıdan desteklenmelidir.

    Kış alerjisi

    Aslında sadece bahar zamanı polenlerden oluşan alerjilere maruz kaldığımızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak kışın da alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek çok fazla durum var. Kapalı ortamlarda tozla birlikte yaşamak zorunda kalmak, klima veya ısıtıcıların havayı kurutmasından kaynaklanan sorunlar, vücudunuzdaki alerjik durumları tetikleyebilir.

    Kışın hava soğukluğuyla birlikte şu alerji türleri yaygınlaşır: Toz ve toz akarları, parfüm ve evcil hayvan alerjisi, kış aylarında en yüksek alerjilerdir.

    Başınızı koruyun

    Dışarı çıktığınızda kulaklarınızı da içine alacak biçimde başınızı koruyun. Üst solunum yolları sıkıntısı yaşamamak için boğazınızı ve kulaklarınızı, boynunuzu soğuktan koruyacak biçimde giyinin.

    Boğaz ağrısı

    Boğazdaki enfeksiyonlardan uzak kalmanın yolu son derece kolay ve bir o kadar da pratik! Bir bardak suya biraz tuz, limon veya sirke ekleyin. Bu suyla ağız ve boğaz bölgesini gargara yapın. Oradaki mikropları öldürmenizi sağlar.

  • MP3 çalarlar işitme sorunlarını artırıyor

    MP3 çalarlar işitme sorunlarını artırıyor

    MP3 çalar ve benzeri cihazlar işitme sorunlarını artırırken, cep telefonlarının ses düzeyindeki yükseklik çeşitli işitme problemlerine neden olabiliyor.

    Cihaz kullanım bilincinin artırılması işitme problemine karşı alınabilecek en büyük önlemlerden biri…

    Dünya geneline bakıldığında Danimarka’da 45 kişiden, Almanya’da 80, Brezilya’da 650, Türkiye’de ise 750 kişiden biri işitme cihazı kullanıyor. Özellikle mp3 çalar gibi cihazlar işitme sorunlarını artırırken, cep telefonlarının ses düzeyindeki yükseklik çeşitli işitme problemlerine neden olabiliyor.

    İşitme cihazı üreticisi Phonak’ın Türkiye Ülke Müdürü Mehmet Yıldırım’ın verdiği bilgilere göre; “Dünyada 1 milyar kişi işitme probleminden muzdarip. Nüfusa göre dağılıma bakıldığında Danimarka, işitme cihazı kullanımında en yüksek orana sahip ülke. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin daha genç nüfusa sahip olması, işitme rahatsızlığında doktora gitme oranındaki düşüklük ve ekonomik etkenler, kullanımdaki azlığın nedenlerinden birkaçı.”

    Dünyadaki işitme cihazı kullanımına bakıldığında ülkelerin zenginlik oranına göre kullanımda artış gözleniyor. Özellikle yaşlı nüfusun artışı ve devletin cihaz için ödediği ücret de bu artışlarda etkili olabiliyor.

    Dünya geneline bakıldığında Danimarka’da 45 kişiden, Almanya’da 80, Brezilya’da 650, Türkiye’de ise 750 kişiden biri işitme cihazı kullanıyorken, Kuzey Avrupa ülkelerinde sağlığa verilen önem ve bu konudaki bilincin oldukça yüksek oluşu işitme cihazı kullanımında da etkili oluyor. Diğer ülkelere oranla da işitme cihazlarının daha güçlü bir bilinç ve özenle kullanılması da dikkat çeken yönlerden bir diğeri.

    İstatistiklere bakıldığında, işitme kaybı olan kişi sayısı ile işitme merkezine giden kişi sayısı arasında farklar var.

    İnsanların bir kısmı işitme merkezine gitmiyor. İşitme cihazı, doktorların ve medikal dünyanın en az tanıdığı bölüm. İnsanlar, nereye gideceğini bilmiyor. İşitme cihazı kullanımı konusunda bilincin artırılması için sektördeki şirketlerin birlikte harekete geçmesi gerekir.

    Türkiye’de işitme problemi görülen kişilerde cihaz kullanma oranı düşük. Türkiye’de 12 milyon civarında kişi işitme sorunu yaşıyor. Bunların yaklaşık 3 milyonunun cihaz takması gerekiyor.

  • Çip bebek

    Çip bebek

    Türk doktorların geliştirdiği ‘hücre ayrıştırıcı çip’ bebek sahibi olamayan çaresiz çiftler için umut ışığı oldu.

    Bu yöntem Türkiye ve ABD’de eşzamanlı olarak sunularak , Harvard Tıp Fakültesi- MIT Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Utkan Demirci, tüp bebek merkezlerinde seçilen spermlerin kalitesini arttırarak daha başarılı tüp bebek çalışmalarının ortaya çıkmasını sağlayacak ‘hücre ayrıştırıcı çip’ teknolojisini tanıttı. KOSGEB’in desteğiyle İzmir’de üretilen çipin, tüp bebek tedavisinin başarısını artıracağını anlatan Utkan Demirci: “Bu teknolojiyi ilk kez ürün olarak sunuyoruz. Ayrıca ABD’de eş zamanlı olarak geliştirilerek sunulacak. Özellikle erkeklerdeki sperm azlığından kaynaklanan çocuk sahibi olamama problemlerine çözüm üreteceğiz” dedi.

    Üretken ve verimli anlamına gelen ‘Fertil’ adının verildiği çip ile çiftlere umut ışığı olmayı hedeflediklerini anlatan Utkan Demirci:

    “Bir girişi ve çıkışı olan çipe 50 milyon hücre koyabilirsiniz. En verimli, yumurtayı en iyi dölleyebilecek olan spermler, çip sayesinde kolayca ayrıştırılacak. Dünyada sperm hücrelerini bir kanalda ayrıştırabilen bir teknoloji yok.
    Çok yoğun ve fazla sayıda proses yapmak yerine ayrıştırma yapıldığını belirten ve spermlerin ortamın mikro olmasından etkilenerek yarışmaya ve yüzmeye başladıkları ve en kalitelisini belirlendiğini aktardı.
    Böylece hiçbir şey yapmadan spermleri yarıştırarak sonunda toplayıp tüp bebek adımında kullanabiliyoruz. Özellikle erkeklerden kaynaklanan çocuk edinme problemlerinde başarı elde edebileceğimiz bir teknoloji oldu” diye konuştu.
    Kök Hücre Tedavisinde Kullanılabilecek
    Bu yeni çiplerden kök hücre ayrıştırılması konusunda da faydalanılacağını dile getiren Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kanda kök hücre ayrıştırılmasında kullanılacak bu sistem sayesinde organ nakillerinde de bazı ilerlemeler gerçekleşecek.”

  • İnsülin iğnesi tarihe oluyor!

    İnsülin iğnesi tarihe oluyor!

    Nova Başkan Yardımcısı Doustdar insülinin 10 yıl içinde ağızdan tablet yoluyla alınacağını söyledi. Esnek insülinin ise AB’de kullanıldığını belirten Doustdar “Yakında dünyada yaygınlaşacak” dedi

    Diyabet hastalığı nedeniyle günde iki defa insülin enjekte eden hastalara Nova Nordisk Global Başkan Yardımcısı Mike Doustdar’dan müjdeli haber geldi. Diyabetliler artık günlük iğne sayısını bire düşürebilecek. 10 yıllık süreç içinde de iğnelerin yerini ağız yoluyla alınan kapsüller alacak.

    Esnek insülin iğnesinin ise henüz Türkiye’de bulunmadığını belirten Doustar, şu anda AB ülkelerinde olduğunu, yakında tüm dünyada yaygınlaştırılacağını söyledi. Dünyada gün geçtikçe yaygınlaşan ve obezite ile birlikte sayısı artan diyabet hastalığı ile ilgili çalışmalar yapan Doustdar, diyabet hastalarının sürekli kullanmak zorunda olduğu insülin oranını düşürmek ve hastalıkla mücadelenin şeklini değiştirmek amacıyla çalışmalar yapıldığını belirtti.

    Doustdar “Diyabet hastalığının çaresini bulmak için yapılan araştırmalara özellikle ABD hükümeti çok para harcıyor. Fakat diyabet çok boyutlu bir hastalık. Çünkü genetik boyutu var. Tip 1 çocukluk yaşında tip 2 ise yaşlılık sırasında ortaya çıkıyor. Diyabet, yaşam tarzı, obezite, yaş ve sigara içmekle bağlantılı bir hastalık. Yeni nesil insülinler üretildi. Kullanım kolaylığı olan insülin enjeksiyon sayısını azaltma imkanı var. Şimdi günde bir enjeksiyona indirdik. Çok yakında haftada bir enjeksiyona düşürülecek. Yakın zamanda ise şu anda yapılan klinik araştırmalarda tablet insülin üzerinde çalışılıyor. Klinik testleri bitirildikten sonra piyasaya sürülecek. Bu 10 yıllık süre içinde olabilir”dedi.

  • Gribe yakalanmamak için buna dikkat

    Gribe yakalanmamak için buna dikkat

    Kulak burun boğaz uzmanı Op. Dr. Murat Koç, kış aylarında vücut ısısı korunduğu takdirde gribe yakalanma riskinin azalacağını söyledi.

    Özel Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op Dr. Murat Koç, yaklaşan kış ayları ile birlikte gribal virüslerin artacağını söyleyerek vatandaşlara dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi. Mevsim geçişlerinde görünen solunum yolu enfeksiyonlarının iki ana başlıkta değerlendirildiğinin altını çizen Koç, “Basit soğuk algınlığı hastalıkları ve gribal hastalıklar, gribin neden olduğu diğer kulak burun boğaz hastalıkları, boğaz enfeksiyonu, faranjit ya da bademcik iltihabıdır. Toplumda yaygın olarak görülen soğuk algınlığı halidir. Bunu yapan çok sayıda etken mevcuttur. Etkenlerin yüzde 90’ının dan fazlası virüslerdir. Soğuk algınlığı yapan virüsler, özellikle vücut ısısındaki ani değişimlere çok duyarlıdır. Vücut ısısındaki ani düşüşler, bizde enfeksiyon yapmasını kolaylaştırıyor. Bu mevsim geçişlerinde hem gün içerisindeki ısı değişiklikleri hem de 1 aylık periyodu ele aldığımızda, günler bazında yaşadığımız ani ısı değişiklikleri vücudun direncini ciddi anlamda düşürüyor ve soğuk algınlığına sebebiyet veriyor. Gribal hastalıklarda, vücut ısısının değişimi kadar beslenme de çok önemlidir çünkü gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlığına yol açan diğer enfeksiyonlardan biraz daha ağır geçiyor. Bunda da vücudun besin desteğini iyi yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
    “GRİP AŞISINI HERKESE ÖNERMİYORUZ”

    Grip aşısının kullanımı hakkında da bilgi veren Murat Koç, şunları kaydetti:
    “Grip aşısı toplumda yaygın olarak hemen herkese önerebileceğimiz bir aşı değil. Aşı her yıl enfeksiyon yapan 2 veya 3 virüs ajanına karşı bizi koruyor. Oysa ki biz onlarca virüs etkeni ile karşı karşıyayız. Grip aşısının içeriğinde olmayan, herhangi farklı bir virüs bizi enfekte edebilir. Aşıdan yüzde 100 koruyuculuk beklememek gerekiyor. Bizim aşıları önerdiğimiz hasta grubu 65 yaş üstü yaşlılar, genç erişkin grupta kronik hastalığı olan, herhangi bir nedenle kemoterapi görmüş kanser hastaları, kronik akciğer hastaları ve düşkün vaziyette olan yaşlı hastalara bakanlar.”

  • Kansızlığa ilaç olacak besinler

    Kansızlığa ilaç olacak besinler

    Kansızlık en başta kadınların sorunu. Demir eksikliği ile baş gösteren aneminin doğal ilaçları şunlar…

    TIP dilinde anemi denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin azalmasıdır. Kadınlarda, gebeliklerde ve çocuklarda daha sık görülür. Yeterli ve dengeli beslenememek sonucu oluşan demir eksikliği, aneminin en önemli nedenidir. Kansızlığın en iyi çaresi ise B12 vitamini, folik asit ve en önemlisi demirdir.
    Karaciğer
    Karaciğer, sığır eti, süt, yumurta, peynir ve balık B12 vitamini açısından çok zengindir. Bu besinler içinde karaciğer ise tam bir demir ve B12 deposudur. Halk tabiriyle kan yapar.
    Sebzeler
    Koyu yeşil yapraklı sebzeler, folik asit zenginidir. Ispanak, brokoli, kuşkonmaz ise bol miktarda demir de içerdiğinden kansızlığa ilaç gibi gelir.
    Keçiboynuzu
    Pekmezi kansızlığa çok iyi gelir. İyi bir demir deposudur. Gün içinde 2-3 tatlı kaşığı yenir ise erkekler için iyi bir afrodizyaktır ve cinsel gücü artırır. Kadınlarda görülen anemi için çok yararlıdır.
    Üzüm ve dut
    Her ikisi de hem B12 vitamini hem demir açısından zenginidir. Kansızlık çekenlerin bolca yemesi gerekir.
    Isırganotu
    Isırganotu, kan yaptırıcı özelliği nedeniyle, kansızlığa karşı mutlaka kullanılması gereken bir bitkidir. Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve süzülür. Bu çay günde 3-4 bardak içilir.
    Arslanpençesi
    Çok fazla bilinmeyen arslanpençesi otunun çayı kansızlığa iyi gelir. Gün boyunca 3 bardak taze demlenmiş çay içilmesi önerilir.

  • İyi estetik anlaşılmayan estetiktir…

    İyi estetik anlaşılmayan estetiktir…

    Estetik cerrahide artık eskiden olduğu gibi abartılı değişiklikler yapılmıyor. ‘İyi estetik, anlaşılmayan estetiktir’ anlayışı giderek hakim oluyor. İşte, ayrıntılarıyla estetikte yeni trendler…

    Göz çevresi estetiği: Göz kapaklarını yüzden bağımsız düşünme dönemi sona erdi. Üst kapağa yönelik bir işlem yaparken sıklıkla kaş ve alına da bir müdahale yapıyoruz. Alt kapak ile birlikte orta yüz ve yanak bölgesinde de bir gençleşme hedefliyoruz. Eskiden amaç fazla cildi ve torbalara yol açan yağları çıkartmaktı. Bu da içeri çökük gözlere neden oluyordu. Şimdi ise göz çevresine ‘çok katmanlı yaklaşım’ yapıyoruz. Cerrahi öncesinde göz küresinin etrafı, kemik çatı, şakaklar, kaş altları, orta yüz ve yanak bölgesi yağ enjeksiyonları ile güçlendiriliyor. Göz torbalarına yol açan yağlar orta yüzü ve yanakları desteklemekte kullanılıyor. Amaç gençlerde olduğu gibi dolgun görünüm kazandırmak. Bunu yaparken göz kapağı düşüklüklerini ve asimetrilerini de düzeltiyoruz. Ameliyat 1-2 saat sürüyor. Çoğu hastaya genel anestezi gerekmiyor. Hasta aynı gün evine dönebiliyor. Dikişler 5-6 gün sonra alınıyor. Dikişler alındığında makyaj yaparak işe dönmek mümkün.

    Burun estetiği: Ülkemizde hâlâ en çok yapılan estetik ameliyat. Eskiden çok oyulmuş, çok kaldırılmış, ucu çok inceltilmiş burunlar yapılırdı ve hastaların büyük bölümü nefes alamazdı. Ameliyat sonrası şişlik ve morluklar çok uzun sürerdi. Şimdi ise buruna şekil verilirken hastanın kişilik özelliklerini, etnik yapısını, mesleğini göz önünde tutuyoruz. Özellikle kadın ve erkeklerdeki yaklaşım tamamen farklı olmalı. Erkeklere kadınsı bir burun yapmamaya özen gösteriyoruz. Herkese aynı burunu yapmamaya çalışıyoruz. Ameliyat öncesinde bilgisayar simülasyonları yaparak burunun son halini belirlemeye çalışıyoruz. Amaç hastanın ameliyatlı olduğunun anlaşılmaması. Ayrıca hastanın solunum fonksiyonlarını düzeltmeye önem gösteriyoruz. Ameliyat süresi yaklaşık 2-3 saat. Hasta aynı gün taburcu oluyor. İşlem ağrısız. Bir hafta sonra alçı ve dikişleri aldığımızda morluk ve şişlikler büyük oranda geçmiş oluyor ve hasta işine dönebiliyor. Hastaların korkulu rüyası burun tamponlarını ben uzun yıllardır kullanmıyorum.

    Yüz gençleştirme: Eskiden yüz germe yapılan hastalar rüzgar tünelinden çıkmış gibi görünürlerdi. Artık yüzü üç bölümde değerlendiriyoruz: Üst yüz, orta yüz, at yüz ve boyun. Hastanın hangi bölümde cerrahiye ihtiyacı varsa oraya ağırlık veriyoruz. Uygun hastalarda kısa izli teknikleri seçiyoruz. Gerektiğinde endoskop kullanarak hiç iz bırakmadan yüz germe yapabiliyoruz. Yine temel değişikliklerden birisi germenin yönü. Eskiden dokular arkaya doğru gerilirdi. Şimdi ise yukarı çekiyoruz. Bu da daha doğal ve kalıcı bir görünüm kazandırıyor. Hastanın gençlik fotoğraflarını incelemek önemli. Amacımız hastayı başka birisi haline getirmek değil, gençliğindeki görünümünü geri kazandırmak. Yağ enjeksiyonları ile kaybedilmiş olan yumuşak dokunun yerine konması, yüz gençleştirmenin de temel işlemlerinden birisi olmuş durumda. Yüz germe ameliyatları, yapılan işlemlere bağlı olarak 3-6 saat kadar sürüyor. Hastalar bir gün hastanede yatıyorlar. İki gün sonra banyo yapmak serbest. Bir hafta içerisinde tüm dikişler alınıyor. Yüzün oturması iki haftayı buluyor.

    Yüzde yağ enjeksiyonları: Hem yüzde ve vücutta oluşan yumuşak doku kaybı yerine konuyor, hem de yoğun kök hücre içeriği sayesinde yıpranmış dokuların onarılması sağlanıyor. Yağ enjeksiyonları yüzde alında, şakaklarda, göz çevresinde, burunda, orta yüzün dolgunlaştırılmasında, yanak ve elmacık kemiklerinin desteklenmesinde, dudaklarda, çene konturlarının belirginleştirilmesinde kullanıyor. Özellikle göz çevresindeki renk koyulaşmalarını azaltılıyor. İşlem 1-2 saat sürüyor ve hasta aynı gün evine dönüyor. Dikiş almak gerekmiyor. Genellikle bir hafta sonra işe dönmek mümkün.

    Meme küçültme ve dikleştirme: Ülkemizde çok yapılan ameliyatlardan birisi. Ne yazık ki hastalar arasında kötü bir ünü var. Çok ağrılı olduğu, çok iz kaldığı, uzun süre hastanede yatılması gerektiği yönünde kaygılar yaygın. Oysa işlem 2-3 saat sürüyor, hasta aynı gün evine dönüyor. Ağrısız bir ameliyat olduğunu söylemek mümkün. 2 gün sonra banyo yapıp evden çıkabilir, araba kullanabilir, işine dönebilir. Tümüyle eriyen dikişler kullanılıyor. Üç hafta sonra spora izin veriyoruz. Hastaların tümü ameliyat öncesi mamografi ile kontrol ediliyor ve çıkan parçalar patolojiye gönderiliyor. Meme küçültme işlemi meme kanseri riskini de yarı yarıya azaltıyor.
    Meme büyütme: Protez teknolojisindeki gelişmeler sayesinde meme büyütme işlemlerinden sonra oluşabilen can sıkıcı sorunlar azalmış durumda. Artık anatomik, damla şekilli protezler kullanıyoruz. Bu sayede her hastanın anatomik yapısına uygun farklı şekillerde protezler koyabiliyoruz. Standart uygulamayı meme altı kesisi, fasya altına anatomik protez yerleştirilmesi ve gereken hastalarda yağ enjeksiyonları ile görünümün doğallaştırılması şeklinde özetleyebiliriz. Kas altı uygulamalarındaki şiddetli ağrılar bu yöntemde gözlenmiyor. Neredeyse ağrısız denilebilir. İşlem 1-2 saat sürüyor. Hastanede yatmak gerekmiyor. İki gün sonra işe dönmek mümkün. Uzun vadede protez patlaması gibi sorunlar çok aza inmiş durumda. Top gibi durmayan, doğal, ameliyatlı olduğu anlaşılmayan göğüsleri hedefliyoruz.

    Karın germe:
    Şiddetli ağrı, günlerce ayağa kalkamama, emboli tehlikesi gibi söylentiler birçok hastayı bu son derece etkili işlemden uzaklaştırıyor. Uzun yıllardır Brezilya tekniği denilebilecek bir yöntem kullanıyorum. Karın germe yaparken hastanın belini inceltiyor, gerekiyorsa kalçasını dolgunlaştırıyorum. Yine gereken hastalarda göğüs ameliyatlarını da aynı ameliyat sırasında yapıyorum. Yalnızca karın germe ise işlem 3 saat kadar sürüyor. Meme de yapılacaksa 5-6 saati bulabiliyor. Ameliyattan 3 saat sonra hastalar ayağa kalkıyor, ertesi gün taburcu oluyorlar. 10 gün sonra işe dönmek mümkün. Ağrı erken dönemlerde bile minimal. Gerginlik hissi bir süre devam ediyor.

    Popo estetiği: Birçok kadının derdi ve kesin bir çözüm yok. Irksal faktörler, beslenme şekli ve spor, kalça şeklinin belirlenmesinde çok önemli. En çok yaptığımız yağ şekillendirme işlemleri. Beli inceltiyoruz, basenleri alıyoruz ve çıkan yağları kalçanın üst tarafına dolduruyoruz. Böylece arkaya doğru çıkık, dik duran, yuvarlak ve yüksek bir popo elde edebiliyoruz. Eğer yeterli yağ yoksa silikon protezlerle popoya güzel bir şekil vermek mümkün. Protez uygulamalarında hasta bir gün yatıyor. Liposhaping yapıldıysa aynı gün taburcu ediyoruz.

    Liposuction (yağ aldırma): Liposuction (yağ aldırma) yerine liposhaping, yani ‘yağ şekillendirme’ terimini kullanmak daha doğru. Çıkan yağları eskiden olduğu gibi atmak yerine, vücudun başka yerlerine ilave ediyoruz. Özellikle kalçalara yapılan yağ enjeksiyonları daha yuvarlak, biçimli ve yüksek bir popo elde etmekte son derece etkili. Beraberinde beli çukurlaştırıp basenleri de daraltınca latin görünümlü kalçalar elde ediyoruz. Bu yöntemle bacakları inceltmek, ayak bileklerini inceltmek, gereken yerleri kalınlaştırarak bacak eğriliklerini düzeltmek mümkün. Ayrıca karın ve bel kıvrımlarını belirginleştirmek, karına baklava görünümü vermek, bele gamze yerleştirmek mümkün. Liposuction genel ya da lokal anestezi altında yapılıyor. Hastalar aynı gün evlerine dönüyorlar. Ertesi gün banyo yapmak ve 2 gün sonra işe dönmek mümkün. 3 hafta kadar korse kullanmak gerekiyor. İşlem sonrası acı yok, ancak birkaç gün çürük ağrısı gibi bir ağrı duyuluyor. Ameliyat sonrası hastaların aşırı kilo almamaları önemli.

    Estetik ve Estetik Cerrahi hakkında herşey için tıklayın !

    Posta

  • Doğal ağrı kesiciler

    Doğal ağrı kesiciler

    Baş, eklem, kol ve bacak ağrılarından kurtulmak için genellikle ağrı kesici ilaçlar kullanıyoruz. Fakat bu haplar böbreklerimize büyük oranda zarar veriyor. Bazı besinler ise doğal yollarla şifa dağıtıyor.

    DEFNE

    Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını iyileştirir.

    DEFNE YAĞI

    Romatizma ağrılarını dindirici ve vücut parazitlerini öldürücüdür.

    GÜZELAVRAT OTU

    Mide ağrısını kesici ilaç yapımında kullanılır.

    HAŞHAŞ

    Bileşiminde toplanma zamanına göre değişen afyon alkaloitleri vardır. Harici ağrı dindirici olarak, özellikle diş hekimliğinde yararlanılır.

    BADEM

    Böbrek, mesane ve idrar yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

    BAKLA

    Böbrek ağrılarını ve iltihaplarını giderir.

    BİBERİYE

    Romatizma ağrılarını dindirir.

    ÇİLEK

    Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendirir, dişlerdeki tartarı önler, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını giderir.

    HAYIT

    Sancıları keser. Aybaşı kanamalarını düzenler. Karın ağrısı ve ishali keser.

    HİNDİSTAN CEVİZİ

    Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Mide ağrısını yok eder.

    KANTARON

    Çayı kuvvet verici, iştah açıcıdır. Ayrıca astım ve mide ağrılarında faydalıdır.

    KARANFİL

    Diş ağrıları için çok faydalıdır. Bir adet kuru karanfili ağzınıza alıp çiğnediğinizde diş ağrısı geçer.

    KİRAZ

    Aspirin yerine kiraz yemek, ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor.

    KUŞBURNU

    İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Romatizma ağrılarını giderir. Basur tedavisinde iyi sonuç verir.

    NANE

    Yaprakları çay halinde yatıştırıcı ve bulantıyı giderici olarak kullanılır. Mide ağrısında ilaç görevi üstlenir.

    PAPATYA

    Basurda ağrı kesici ve tedavi edici etkiye sahiptir.

    PATLICAN

    Böbrek yanmaları ve ağrılarını keser. Sinirleri yatıştırır. Kalp çarpıntılarını giderir.

    ZEYTİN

    Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını dindirmede faydalıdır.

  • Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Güzel görünmek, hem kadın hem de erkekler için vazgeçilmez bir arzudur. Kulaktan dolma bilgilerle yaptırılan estetik operasyonlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, burun estetiği, meme protezi, göz kapağı ameliyatı, liposuctionla yağ aldırma ve botoksla gençleşme gibi
    estetik operasyonlar konusunda doğru bilinen yanlışları açıklıyor.

    Plastik cerrahi uygulamalarına yepyeni bir teknik kazandıran Op. Dr. İlker Manavbaşı, kendi buluşu olan “Klipsleme Tekniği” ile kısa zamanda dikkatleri üzerine çekti. Son 6 yıldır da, düzeltilmesi imkansız olarak kabul edilen eğri burunlarda son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Manavbaşı’nın, bu vakaların sonuçlarını içeren İngilizce yayını ise, dünyanın en saygın dergilerinden Journal of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery isimli dergide yayınlandı. Op. Dr. İlker Manavbaşı, aynı zamanda dünya çapında 99 üyesi bulunan The Rhinoplasty Society Derneği’nin de en genç üyesidir. 10 yılı aşkın deneyimiyle kendi uygulamalarından çıkardığı sonuçların derlendiği doğru bilinen yanlışlar ise şöyle;

    Estetik Operasyonlarda Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?

    YANLIŞ: Gözkapağı ameliyatları hastanın görme yetisinde sorun yaratabilir.
    DOĞRU: Yaşlanmanın etkisiyle göz kapağı düşebileceği gibi bazı kişilerde göz kapağı kalıtımsal olarak da düşük olabilir. Bu durum kimi zaman kişinin görmesine zarar verebilecek boyutlara varabilir. Her yaş grubundan hastaya bu şikâyetler için operasyon yapılır. Gözkapağı ameliyatları, göze zarar vermenin aksine birçok hastada görülen ileri yaşa bağlı göz kapağı kaynaklı görme zorluğunun önlenmesi açısından çok faydalıdır.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burunda ağrı ve acı oluşur. Ameliyat sonrası gözlük takılmaz.
    DOĞRU: Estetik burun ameliyatından sonra hasta burnunda ağrı hissetmez. Burun ağrısı ya da acısı olmaz. Hasta, kemiklere müdahale yapılmasının ağrıya yol açacağını sanarak, kemik kırılmadan ameliyat yapılmasını ister. Bilinenin aksine, ameliyat sırasında burun kemikleri kırılmaz, özel aletler ile kesilir ve bu işlem ağrı oluşturmaz. Estetik burun ameliyatından 1 hafta sonra yani alçı çıktıktan sonra gözlük takmaya başlanmasında hiçbir sakınca yoktur.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burun düşebilir.
    DOĞRU: Son yıllarda burnu oluşturan her yapıyı ayrı ayrı ele alan çeşitli ameliyat teknikleri gelişti. Bu teknikler uygulandığında hiçbir hastada burun düşmesi problemi yaşanmaz. Ancak burun ucu hareketli bir yapı olduğundan, burun ameliyatı sırasında doğru teknikler uygulanmazsa, zamanla yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düşebilir. Estetik olarak hoş bir görüntü oluşturmayıp, nefes alma problemlerine yol açabilir.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra tamponlar acı vermez ama nefes alma sorunu yaşanabilir.
    DOĞRU: Tampon, burun drenajina izin vermeyip, çıkarılırken hastaya acı verir. Bu nedenle son yıllarda burun ameliyatlarında silikon splint tercih edilmektedir. Silikon splint, tampona nazaran nefes almaya izin verir ve çıkarılırken de hastaya acı vermez. Silikon splintler, rahatça burun kanamasına yol açmadan çıkartılırlar. Ameliyattan sonra ilk hafta silikonlar nefes almaya kısmen de olsa izin verirler. Silikonlar alındıktan sonra ise hiç bir sorun kalmaz, normal nefes almaya devam edilir. Ayrıca, ameliyata bağlı nefes alma sorunu bir yana, hastalar ameliyatlardan sonra burundan daha iyi nefes almaktadır.

    YANLIŞ: Rahat bir nefes için burun içi, estetik görünüm için burnun dışı ameliyatı yapılır. Genç yaşta burun ameliyatı yaptırılmaz.
    DOĞRU: Uzun yıllardan bu yana devam eden uygulamalar sonrası hastalarda bazı yanlış kanılar yerleşti. Bunlardan biri de nefes almak için burnun içinin, estetik olarak güzelleşmek amaçlandığında ise burnun dışının ameliyat edilmesi gerektiğidir. Artık günümüz modern burun ameliyatları çağında, bu yaklaşım terk edildi. Hem burun içi hem de burnun dış çeperi nefes almada aynı oranda etkili oluyor. Estetik amaçlı burun ameliyatları; kızlarda 17, erkeklerde ise 18 yaşından itibaren yapılır. Eğer temel şikâyet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yaptırılabilir.

    YANLIŞ: Erkeklerde estetik burun ameliyatı doğal durmaz.
    DOĞRU: Erkeklerin estetik burun ameliyatlarına yaklaşımı her zaman kadınlardan farklı olmaktadır. Ameliyat olduğu kısmen belli de olsa bir bayan bunu sorun etmez iken, bir erkek için bu durum ciddi bir stres kaynağı olabilir. Erkek ideal burun yapısı kadın ideal burun yapısından farklıdır. Bu kurallara uyan burun şekli bilgisayarda hasta ile beraber tespit edildikten sonra, bire bir ameliyat sırasında uygulanmaktadır. İkinci aşamada ise, sonuç konusunda ikna olan hastalar ameliyat ve sonrası ağrı ile ilgili yersiz korkularını yenerler. Günümüzde genel anestezi son derece güvenli bir yöntemdir. Hasta da ek bir sağlık problemi yok ise rutin testler uygulanarak ameliyata hazırlanır. Ağrı konusu ise yanlış bilinen bir diğer mevzudur. Burun ameliyatı sonrasında hastalar ağrı hissetmezler.

    YANLIŞ: Estetik operasyonlar için yaz ayları uygun değildir.
    DOĞRU: Yazın sadece yüz derisinin soyulduğu ameliyatlar yapılmaz, bunun dışında her türlü estetik ameliyatlar yapılabilir. Diğer mevsimlerden farklı olarak hasta ameliyat sahasını, yani dikiş atılan bölgeyi güneşten korumalıdır. Bunun için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, şapka ve şemsiye kullanılabilir.

    YANLIŞ: Burun ameliyatı sonrası denize girmek risklidir.
    DOĞRU: Burun estetik operasyonlarında bir diğer kaygı da iyileşme sürecidir. Geliştirilen yeni ameliyat teknikleri ile kişi hiçbir morarma yaşamadan kısa sürede istediği burna sahip olduğu gibi olası morlukların iyileşme süresi de çoğunlukla 1 haftayı geçmez. İyileşme sürecinde deniz suyu spreyleri ilaç olarak, burnun daha kolay iyileşmesi için kullanılır. Bu sebeple özellikle estetik burun ameliyatından 10 gün sonra hastalara denize girmeleri önerilir. Deniz suyu ödem çözücü etkisi sayesinde sprey kullanmadan, doğal yollarla iyileşmeye katkı sağlar, iyileşme süresi kısalır.

    YANLIŞ: Meme protezi ya da meme küçültme operasyonu sonrası kanser riski görülebilir.
    DOĞRU: Bugüne kadar meme büyütme amacıyla kullanılan meme protezlerinin, meme kanseri dahil hiçbir hastalık riskini artırdığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. 21.yüzyıl tıbbının vardığı kanı şudur ki silikon ve titanyum vücut dokularına en iyi uyum sağlayan materyallerdir. Titanyum sert dokuları desteklemek amaçlı kullanırken, yumuşak dokuları büyütmek için silikon kullanılmaktadır. Meme büyütme amaçlı yerleştirilen silikonlar 50 yıldır kullanılmaktadır ve henüz sağlığa zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Herhangi bir kanser tipiyle bağlantısı olduğu yönünde bir bulgu da bulunmamaktadır.

    Bu noktada meme protezlerinin kullanımı ile ilgili tek konu protezli memelerin mamografi ile değerlendirilmelerinin oluşturabileceği güçlüktür. Son yıllarda protezlerin daha çok kas altına yerleştirilmesi diğer bir ifadeyle protezle meme dokusunun fiziksel temasının azaltılması mamografi değerlendirmesindeki bu güçlüğü azaltmıştır. Aynı zamanda kişinin dikkatini memeye yönelteceği ve rutin meme muayenelerini aksatmadan yapacağı için olası meme kanseri gelişmesi durumunda daha erken tanı konulmasını sağlar. Ortalama her 10 kadından 1 tanesinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse erken tanı en önemli konuyu oluşturmaktadır. Bu da kansere tedavi edilebilir devrede tanı konmasını sağlar. Meme küçültme ameliyatı sayesinde, direk meme dokusu azaltıldığından, kanser geliştirebilecek hücre azaltılmış olmaktadır. Tüm bunlar sayesinde diyebiliriz ki, meme ameliyatlarının meme kanserini önlemede ve erken teşhis konusunda olumlu etkileri vardır.

    YANLIŞ: Protez ve meme küçültme operasyonu sonrası kadınlar bebeklerini emziremez.
    DOĞRU: Protezin meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiç bir sorun yaşamaz. Meme küçültülmesi sonrası kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı ameliyat sırasında kesilmediğinden, memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez.

    YANLIŞ: Meme büyütme ameliyatında kullanılan protezin belli bir zaman sonra değişmesi gerekir.
    DOĞRU: Protezlerin belli bir zaman sonra değişmesi gerekmez. Çok nadir olarak ilk bir sene içinde silikonun etrafındaki zar kalınlaşıp, kapsül denilen sert yapıyı oluşturabilir. Böyle bir durumda hastaya ağrı hissi verme ihtimaline karşı silikon çıkarılır. Hemen yenisiyle değiştirilebilineceği gibi vücut dinlendirilip, bir süre sonra yeni bir protez de konabilir.

    YANLIŞ: Meme protezi ameliyatından sonra göğüsler sarkmaz.
    DOĞRU: Fazla kilo alınırsa veya vücuda oranla çok büyük protez kullanılmışsa göğüste sarkma olabilir.

    YANLIŞ: Şeker hastaları Liposuction yaptıramaz.
    DOĞRU: Halk arasında bilinenin aksine şeker hastaları liposuction yaptıramaz grubunda değildir. Hatta bu ameliyatlardan en çok faydalanacak gruptadır. Özellikle şeker hastalarında tablo iyiye giderken, liposuction kiloya bağlı tansiyon hastalarına da faydalı olur. Tip 2 diyabet hastalarında vücuttaki yağ oranını azaltmak, hastaya sistemik hastalıklar geliştirmemesi için yardımcı olarak olumlu etkiler yapar. Amerika’da şeker hastalığı için uygulanan tedavilerden biri de liposuction’dır. Ayrıca liposuction’ın psikolojik faydaları da vardır. Pek çok hastada mevcut olan minör depresyon düzelir. Hasta hayatla ve kendiyle daha barışık, daha mutlu ve verimli bireyler haline dönüşür. Liposuction bu yönleriyle sadece estetik için değil, sağlık için de faydalı olabilen bir yöntemdir.

    YANLIŞ: Liposuction ile zayıflamak sağlıklı değildir.
    DOĞRU: Genetik özellikler nedeniyle vücudun belirli bölgelerinde biriken ve asimetriye neden olan fazla yağlardan liposuction ile kurtulmak mümkündür. Bel bölgesine ya da kalçaya oturmuş, verilmesi zor yağlardan kurtulmak için liposuction yaptırmak hastanın sağlığına olumlu katkı yapacağı için faydalı bir uygulamadır.

    YANLIŞ: Uzun süreli botoks uygulaması zararlıdır. Botoks uygulanan bölge eskisinden daha kötü görünür.
    DOĞRU: Estetik operasyon yaptıran hastalar, ameliyat, botoks ya da yağ dolgusu gibi uygulamaların öncesindeki görüntülerini unutma eğilimindedir. O nedenle botoks etkisi son bulduğunda kişi işlem öncesi halini unuttuğu için botoksun o bölgeyi daha kötü yaptığını düşünür. Bu hastalarda sıkça rastlanan bir durumdur. Bu sebeple uygulanacak bütün işlemler öncesi ve sonrası fotoğraflar çekilip, her hasta için arşiv çalışması yapılır.

    YANLIŞ: Yağ dolgusu operasyonlarında hastalık kapma riski vardır.
    DOĞRU: Yağ transferi; kişinin vücudunun herhangi bir yerinden alınan yağın, vücudunun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Her hastaya kendi yağı enjekte edildiğinden hastalık kapma riski de yoktur.

    YANLIŞ: Sezaryen doğum ile karın germe operasyonu birlikte yapılabilir.
    DOĞRU: Bu iki operasyonun aynı anda yapılması uygun değildir. Karın bölgesinin kendini toparlaması ve son halini alması için bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle sezaryen doğum ile aynı anda karın germe işlemi asla önerilmez ve en az 6 ay beklenmesinde fayda vardır.

    YANLIŞ: Kepçe kulak operasyonları sadece yetişkinlere yapılır.
    DOĞRU: Kepçe kulak sorunu birçok çocukta psikolojik ve ruhsal sorunlara neden olur. Bununla beraber sosyal hayattaki yansımaları çocukları olumsuz etkiler. Kepçe kulak ameliyatları 5-6 yaşından itibaren yapılabilir.