Ağustos Anneleri Nasil Doğum Düşünüyorsunuz

hayırlısı olsun neslihancım sağlıkla al bebeğini kucağına.benim doktorumda sezeryan sinyalini verdi pzrts günkü kontrolde,tam karar vermemiş ama. bakalım..ben normal istiyodum fakat olmıcak gibi geliyo bana

sağolasın canımmm ... hakkımızda hayırlısı olsunnnn... :teselli:
 
Sezaryen mı? Normal doğum mu?
Bugün yapılan tüm operasyonlar içinde birinci sırada olan sezaryen 1500-1600 lü yıllarda ancak annenin hayatından tamamen ümit kesildiği zamanlarda bebeği kurtarabilmek için uygulanan çaresiz bir girişimdi
Günümüzde ise cerrahi ve anestezi tekniklerinde elde edilen başdöndürücü gelişmelerle sezaryan çok düşük riskli bir müdahale haline gelmiştir.Buna ek olarak 1980 li yıllardan itibaren intrapartum fetal monitorizasyonun (bebeğin kalp atışlarının elektronik olarak izlenmesi) rutin uygulama halini alması da sezeryan oranların dramatik şekilde artmasına neden olmuştur.

Bu artışta hemen tüm tıbbi uygulamalarda olduğu gibi ABD de jinekologların mesleki uygulamalarından dolayı çok kolay dava edilebilmeleri de rol oynamıştır.Öyle ki bu durum bazı hukuk bürolarının işi gazete ilanıyla çocukları sorunlu olan ailelerin doğumu yaptıran doktorlarını dava etmesini teşvik etmesine varacak kadar ileri gitmiştir.

1990 lı yılların ortalarına kadar bebeğin yenidoğan döneminde karşılaşabileceği sorunlardan ,hatta yıllar sonra ortaya çıkabilecek öğrenme zorluğu,hiperaktivite gibi sorunlardan doğum komplikasyonlarını sorumlu tutma eğilimi devam etmiştir.Daha sonra yapılan araştırmalar bunun geçerliliğini belirgin şekilde azaltmış ve scalp ph (kafa cildinden ph takibi) ölçümü gibi daha kesin yöntemlerin uygulamaya başlanması da doğum hekimlerini bu konuda rahatlatmıştır. Bu dönemden sonra genel eğilim normal doğumun teşvik edilmesi ve gereksiz sezaryen yapılmamasi şeklinde ortaya çıkmıştır.

Epidural anestezi uygulamasının rutin hale gelmesi ve sigorta şirketlerinin masraflarını azaltmak için sezeryan karşıtı tavır alması da normal doğum oranının tekrar artmaya başlamasına neden olmuştur.Sağlık istatistiklerinin çok detaylı tutulduğu , genel sağlık sigortası sisteminin düzenli işlediği ülkelerde her sağlık kuruluşu için normal doğum sezaryen oranlarının değerlendirilebilmesi ve yüksek sezaryen oranları olan merkezlerin sorgulanması da normal doğum oranlarının yeniden artmasına katkıda bulunmuştur.

Sezaryen gerektiğinde hem anne hem de bebek için hayat kurtaran bir operasyondur.Bu nedenle her sezeryan gereksizdir gibi son derece yanlış bir yargıya kapılmamak gerektiğini önceden belirtmek uygun olacaktır. Buna karşılık endikasyonsuz (tıbbi gereklilik olmadan) yapılan sezaryenlardan da mümkün olduğunca kaçınmak gerekir. Sezaryen uygulamalarının bugün için tüm otoritelerce kabul edilen olumsuz taraflarını şöyle sıralayabiliriz.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyanın hiçbir bölgesinde sezeryan gerekliliği oranının %10-15 in üzerinde olmadığını belir tmektedir.Buna karşın 1970-1990 yıllarında pek çok ülkede sezaryen oranları 4-5 kat artmıştır.
Sezaryen “büyük ameliyat” kategorisinde yer alan bir ameliyattır.Normal doğuma göre komplikasyon oranı 2-4 kat fazladır.anestezi komplikasyonları, yara enfeksiyonu,karın içi organların yaralanma olasılığı daha fazladır.Ancak oran olarak bakıldığında son derece düşük olasılıklarla görüldüğü için sezeryan komplikasyonları çoğu kez dikkat çekmemektedir.
Elektif (isteğe bağlı,keyfi) sezaryenle doğan bebeklerle solunum sıkıntısı ve buna bağlı yenidoğan yoğun bakım gereksinimi daha fazla görülmektedir. Anne karnında bebeklerin akciğerleri sönmüş durumdadır ve içlerinde az miktarda sıvı bulunur. Normal doğumda bu sıvının dışarı atılması daha kolay olur .Hiç doğum eylemi yaşamadan sezeryan yapılan annelerin bebeklerinde bu sıvının dışarı atılması gecikebilir ve bu durumda TTN (Transient Tachipnea of Newborn) adı verilen tablo ortaya çıkar .Türkçe karşılığı “Yenidoğan bebeğin geçici hızlı nefes alışı” şeklinde ifade edilebilen bu durum genelde 3 gün içinde kendiliğinden düzelse de yoğun bakım gereksinimi hatta solunum destek cihazına (ventilatör) bağlanmak gerekebilir. Bu durum da beraberinde yeni komplikasyon olasılıklarını getirir.
Sezaryen anne bebek iletişiminin başlamasının gecikmesine neden olur.Gerek anestezinin gerekse ameliyatın etkisiyle bu temasın gecikmesi hem anne sütünün daha gecikmeli ve az gelmesine yol açabilir hem de anne ve bebeğinin birbirine bağlanmasını zorlaştırır.


Bütün bunlara rağmen son bir yıl içinde yeniden 'İsteyen anne adayının sezeryanla doğum yapabilmesi gerekir' görüşü de tartışılmaya başlanmıştır.ABD de kadın hastalıkları ve doğum uzmanlanı hekimlerinin en büyük örgütlerinden biri olan ACOG son yıl içinde yayınlanan bülteninde ''Eğer belli şartlar altında anneye bebeğini doğurmama şansı veriliyorsa,doğum şeklini belirleme şansı da verilmeli'' görüşü savunulmuştur.

Bugün için sezaryen yapılan hastaların büyük bölümünü daha önce sezeryan olan hastalar oluşturmaktadır. Ülkemizde henüz yaygınlaşmadıysa da daha önce sezaryenle doğum yapan hastaların önemli bir bölümünün daha sonra normal doğum yapabileceği artık kesin olarak kanıtlanmıştır. Eğer sezeryan tekniği bugün hemen daima uygulanan teknikse (rahime uygulanan kesinin alt kısımda ve yatay olarak uygulandığı teknik) eski sezaryenlerin hemen tamamı eğer sezeryan gerektiren bir durum yoksa normal doğurabilir.

İsteğe bağlı sezaryenlerin sıradan hal alması tabii ki istemeyenin de kesinlikle normal doğurabileceği anlamına gelmez.Bazan karşılaştığımız ''İsteyen anne adayı sezeryanla doğum yapabiliyorsa isteyen de ne olursa olsun normal doğum yapabilir. '' görüşü beraberinde büyük tehlikeler getirebilir.Sezaryen gerekli olduğunda hem anne hem de bebek için hayat kurtaran bir müdahaledir. ''Gereksiz sezaryen yapılıyor.'' önyargısı ile sezaryene direnmek te gereksiz sezaryen kadar ,hatta daha da yanlış ve tehlikelidir. Pekçok hekim özel pratiğinde sezeryan gerekliliğini kabul ettirmekte zorlanmaktadır.

Anne adaylarına önerim ;

Sezaryenin ancak gerçek tıbbi gerekliliği bulunduğunda yapılması gereken bir operasyon olduğunu ancak gerektiğinde de hiç tereddüt etmeden uygulanmasının tek yol olduğunu kabul etmeleridir.

Kendinizi normal doğum için hazırlamaya çalışın. Korkularınızı öğrendiklerinizle yenmek için çaba sarfedin.Bilinmeyenler arttıkça korkularınız da büyüyecektir.Bu siteyi hazırlarken en önemli amacımız da sağlıklı ve kolay anlaşılır bilgilere ulaşmanızı sağlamaktır.

Kendinizi doğuma hazırlarken en başından özellikle normal doğum ya da sezeryan konusunda şartlandırmayın. ''Gerekmedikçe sezaryen olmak istemiyorum.'' ifadesi ''Normal doğum istiyorum.Sezaryen istemiyorum'' a göre çok daha mantıklıdır. Rahat bir normal doğum yapabilmek içinse:

Mümkün olduğunca çok şey öğrenmeye çalışın. Ama doğru bilgilere ulaşmaya özen gösterin.
Maalesef doğum konusunda her kadın ( en az futbolda erkeklerin sahip olduğu kadar) bilgi ve deneyim sahibidir ve bu deneyimlerini aktarmak konusunda da son derece isteklidir.Size anlatılanları dinleyin ama çok ta kulak asmayın...
Doktorunuzu seçerken normal doğum ve sezeran konusundaki yaklaşımına dikkat edin
Çok kilo almamaya özen gösterin,egzersizlerinizi aksatmayın.
Doktorunuzla tüm düşüncelerinizi paylaşın.Merak ettiğiniz her detayı sorun.Başkalarından değil kendi doktorunuzdan alacağınız bilgilere göre hareket edin.
Ağrısız doğum teknikleri (epidural anestezi başta olmak üzere) konusunda ayrıntılı bilgi edinin.bu konudaki pekçok duyumun safsatadan ibaret olduğunu bilin.
Bebeğinize kavuşma konusundaki heyecanınızı ve doğum günü yaklaştıkça artan stresinizi azaltmaya çalışın.Bebeklerin ancak %5 i beklenen doğum tarihinde gelir.%15-20 kadarı bu günden sonraki 2 haftada gelmeyi tercih eder
Doğum eylemi sırasında yanınızda olacak doğum partnerinizi iyi seçin.Soğukkanlı ve sağduyusuna güvendiğiniz birini seçin.
Eğer bir gereklilik yoksa hastaneye gereğinden erken gitmeyin.Hastaneye giderken tümaileye arkadaşlara haber vermenizin hiç gereği yoktur.Doğumhane önünde fazla kalabalık daha çok stresten başka işe yaramaz.
Doğum bir ekip işidir.Doktorunuz ,sizinle ilgilenen ebeler ve diğer doğumhane personeli bir ekip oluşturur.Onlar birbirlerini yakından tanırlar ve anlarlar.sizinle ilgilenen herkesin önerisini doktorunuzun önerisiymiş gibi benimseyin.Çok kuşkulanırsanız doktorunuzla durumu paylaşın.
Normal doğum yapıp yapamayacağınız,ya da doğum eyleminin yaklaşık süresi hakkında ancak aktif doğum sancıları başladıktan sonra hüküm verilebilir.Bu aşamada sezeryan gerekliliği ortaya çıkarsa da soğukkanlı olun.Sezaryen da günümüzün teknik donanım ve ilaçları ile artık riski çok çok azalmış bir operasyondur.
Eğer özel tıbbi bir zorluk yoksa doğuma kendinizi iyi hazırlarsanız çekilen tüm sıkıntıların bebeğinizi kucakladıktan çok kısa süre sonra unutulacağından emin olabilirsiniz.Anne olmak her şeye değer bunu unutmayın...
 
Kizlar Valla Bende Epidural Normal Istiyorum Inş. Bi Sorun çikmaz Ama Biliyormusunuz Ben Asil Sezeryandan Korkuyorum Doktorum Normal Değince çok Sevinmiştim Sezeryana Dönerse Aşiri Stres Yaparim Sezeryandan Aşiri Korkuyorum Ne Bileyim Bi Tersim Deme Ben

ben de sezeryandan korkuyorum nedenseCADIARZU..normalden o kadar korkmuyorum...epidural normal doğum olsun istiyorum ben de, ama daha doktorumla hiç bunları konuşmadık. Umarım doktorum ille de sezaryen diye tutturmaz:) aslında epidural de istemiyordum, ama epiduralle rahat olduğu konusunda yorumları okuyunca ve bi aksilik olur da son anda sezaryen olmam gerekirse genel anesteziye almasınlar diye epidural normal doğum olmasını istiyorum...artık hayırlısı, bakalım doktorum ne diyecek.:emir_bebek::emir_bebek:
 
biz seninle aynı düşüncelerdeyiz demekki canım inş. herkesin gönlünce hayırlısı olur bende dikişlerden korkmasam epidural falan istemiyorum da dikişler içimi ürpertiyor o yüzden epidural diyorum ama son ana bağlı tabi herşey
 
merhabalar,
bizimde ikiz oldukları ve ikside şuan için makat gelişi durduklarından ve buhızla 3er kilo doğma ihtimali olduğundan sezeryan ama zaten tek olsa neysede iki bebekiçin normal doğumu cesaret edemedim benşm amcamın kızıilk ikizlerini noırmal doğum ile yaptıve çok zor geçti 1er kilo bile değillerdihemde erken doğdular ve yaşamadılar ama sonra tekrar ikizleree hamile kaldı ve 38.haftanın sonunda 3ve 3,250 iki kız bebek sezeryanla doğum yaptı şimdi bu sene ilk okula başlayacaklar nasipse. aradaki farkı sorduğumda kesinlikle riske atmaya gerek yok diyor
 
canım senin bebişler dönmüş sanırım ... benimkiler daha belli deil.. bend e34 haftalıkken giidcem doktora bakalım nasıllar ... kiloları felan.. sanırım siiznde ailede var ikizlik bizdede var anne ve baba tarafımda var :)
 
kızlar daha önceden normal doğum yapan annlerden bi ricam var. benim ilk bebeğim normal istiyorum ve şu an için hiçbir sorun yok çok şükür. normal doğumun nasıl olduğunu doğururken neler yapmak gerektiğini, doğumdan önce birkaç hafta nelere dikkat etmek gerektiğini paylaşrsanız çok mutlu olucam. normal istiyorum. ama nasıl olacak bilemiyorum. hepinize teşekkürler...
 
kızlar benim gibi ilk kez anne olacaklar mutlaka okusun bence.

Doğumun BaşlanGIÇ BELİRTİLERİ


Nişane (kanla karışık akıntı) nin gelmesi
Poşun açılması (Doğum sularının gelmesi)
Düzenli ağrıların başlaması.
Düzenli ağrılar: İlk başlarda 10-15 dakikada bir gelip 15-20 saniye sürer, doğum yaklaştıkça 2-3 dakikada bir gelip 1 dakika süren ağrılar şeklindedir.
Kolay ve Rahat Bir Doğum İçin Şunları Yapınız.

Nişan, kasılmalarla birlikte olan sancı ve/veya suyun gelmesi bize doğum eyleminin başladığını gösterir. Bu üç belirti sıra ile değildir. Her kadında ve bir kadının her doğumunda farklı sıralarla görülebilir.

Nişan: gebelik boyunca kapalı olan rahim ağzında rahmi ve bebeği enfeksyonlardan korumak amacıyla pelte gibi sümükümsü bir tıkaç oluşur. Bu tıkaca da nişan denir. Rahimdeki kasılmaların etkisiyle genişleyen rahim ağzından bu tıkaç düşer. Gebe kadın bunu akıntı şeklinde fark eder. Bu sümüksü tıkaç aynı zamanda hafif pembemsi kanla bulaşmış (ancak kanama olmayan) şeklindedir. Halk arasında buna belirti, nişan, iz de denir. Nişan geldiğinde hemen hastaneye gitmek gerekmez. Bu doğumun çok yaklaştığını bugün yarın doğumun gerçekleşeceğini gösterir. Hazırlıkları gözden geçirmek için zamanınız vardır.

Suyun gelmesi: Bebeği koruyan su kesesi gerilmelerin ve kasılmaların etkisiyle yırtılabilir. Bu nedenle amniyon suyu rahimden dışarı akar.Su kesesi üst bölgeden ve sıyrık şeklinde yırtılmışsa amniyon suyu sızıntı şeklinde akabilir. Bu nedenle gebeler idrar kaçırdıklarını ya da akıntı nedeniyle ıslaklık olduğunu düşünebilirler. Amniyon sıvı akıntı gibi koyu, kıvamlı değil, su gibi akışkandır. Rengi açık sarı ya da ıhlamur çayı gibidir. çamaşırda akıntı gibi tabaka bırakmaz. Bu nedenle aksırma, öksürme gibi nedenle olan idrar kaçırmaya benzemez. Ayrıca kendine has bir kokusu da vardır. Bu farklılıkları dikkate alarak ıslaklığın kesenin açılmasıyla ilgili olup olmadığı gebe tarafından ayırt edilir.

Amniyon kesesi yırtıldıktan sonra bebeğin ve anne rahminin mikrop alması kolaylaşır. O nedenle su geldiğinde ya da şüphe edildiğinde hemen hastaneye gitmek gereklidir. Bazen kadınlar su gelse bile ağrılar başlamadı diye hastaneye gitmeyi geciktirirler. Bu durum anne ve bebeğin mikroplarla bulaşan bazı hastalıkları kapmasına neden olabilir.Doğumdan önce su keseleri yırtılan gebe kadınların çoğunluğu 12 saat içinde ilk kasılmaları hissederler; kalanların çoğu bunları 24 saat içinde hisseder. Bununla birlikte yaklaşık 10 kadından birinde doğumun başlaması daha uzun sürer. Zaman geçtikçe yırtılmış amniyon kesesinden bebek ve/veya annenin enfeksiyon kapma riski artacağı için çoğu hekim kese yırtıldıktan sonra eğer beklenen tarih yakınsa 24 saat içinde oksitosinle doğumu başlatır, az sayıda hekim 6 saat içinde başlatmayı yeğler. Son çalışmalar bu noktaya gelmiş bir gebelikte doğumu başlatmak için 24 saatten fazla beklemenin yararı olmadığını, tersine zararı olduğunu gösteriyor.

Vajinanızdan sızıntı veya akıntı geliyorsa hekiminizi veya ebenizi arayın. Bu arada enfeksiyondan korumak için vajina bölgesini olabildiğince temiz tutun; banyo yapmayın veya cinsel ilişkiye girmeyin; amniyon sıvısını emmesi için ped kullanın (tampon değil); kendi kendinizi içeriden muayene etmeye kalkışmayın; tuvalette önden arkaya doğru temizlenin.

Nadiren, bebeğin gelen parçası henüz pelvise yerleşmediğinde ve keseler erken yırtıldığında (en sık olarak bebeğin prematüre veya makat gelişi olduğu durumlarda) göbek bağı "kendi üstüne katlanır" rahim boynuna doğru itilir hatta amniyon sıvısının akmasıyla vajinaya bile inebilir. Vajinanızın çıkışında göbek bağı görebiliyorsanız veya vajinanızın içinde bir şey varmış gibi hissediyorsanız hemen hastaneye gidin.

Ağrı: Doğumun başladığını gösteren bir diğer belirti de karında sertleşme ile birlikte ağrının hissedilmesidir. Başlangıçta hafif olan, kısa süren ve seyrek olan bu ağrılar gittikçe daha uzun, şiddetli ve sık hale gelir.

İlk kez anne olacak çoğu kadın (bunlarda doğum sancıları genellikle yavaş başlar ve kasılmalar kademeli olarak artar) güvenle ilk birkaç saati evinde geçirebilir. Ancak kasılmalarınız, çok güçlü başladıysa -en az 45 saniye süren ve 5 dakikadan daha sık gelen kasılmalar- ve/veya daha önce doğurmuşsanız ilk birkaç saat sancıların tamamı olabilir. Büyük olasılıkla doğumun ilk evresi sancısız geçmiştir ve rahim ağzınız bu sürede yeterince genişlemiştir. Hekiminizi aramamak -ve son dakikada hastaneye yetişmeye çalışmayı göze almak- şu an telefon etmekten daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Bununla birlikte, ardışık birkaç kasılmayı saymış olmanız iyi olacaktır. Kasılmaları bildirirken sıklıkları süreleri ve güçleri konusunda emin olun. Sakin bir ses tonuyla konuşmak adına rahatsızlığınızı belli etmekten kaçınmayın. (Hekiminiz kasılma sırasında konuşmakta olan bir kadının sesinden doğumun hangi aşamada olduğunu anlama konusunda deneyimli olacaktır.)

Eğer siz hazır olduğunuzu hissediyorsanız, ancak hekiminiz aynı fikirde değilse, "bekle" yanıtıyla tatmin olmayın. Hastaneye gidip kontrol yaptırmak istediğinizi söyleyin. "Her ihtimale" karşı bavulunuzu yanınıza alabilirsiniz, ancak rahim ağzınız açılmaya yeni başlamışsa eve dönmeye de hazırlıklı olun.

Doğum sancıları başladığında hemen hastaneye gitmeniz gerekmez. Ancak sancılar yaklaşık 4-5 dakikada bir geliyorsa hastanede olmanız gerekir. Bazen gerçek doğum ağrılarını taklit eden yalancı doğum ağrıları gebe kadını ve eşini telaşlandırır ve hastaneye gitmesine neden olur. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ağrıların gerçek mi, yalancı mı olduğunu ayırt etmek için izlemek ve bazı farklılıkları gözlemek gerekir.

Yalancı doğum ağrıları:

Sıklığı, şiddeti bakımından düzensizdir
Dolaşma, masaj ve istirahatla geçebilir
Ağrı bel, kasık ve karında hissedilir
Rahim ucunda yumuşama ve açılmaya neden olmaz.

Gerçek doğum ağrıları:

Düzenlidir
Her durumda devam eder, geçmez
Ağrı bel, kasık ve karında her noktada aynı hissedilir
Yumuşama ve açılmaya neden olur
Evde yapılabilecekler:
Dolaşabilir ya da istirahat edebilirsiniz.
Duş alınabilir.
Masaj yapılabilir. Belden kalçaya doğru ve elin topuğu ile bel ve kalça üzerine basınç uygulamaları rahatlatıcı olabilir.
Valiz kontrol edilebilir.
Sık sık tuvalete gidilerek idrar yapılır.
Yapılması sakıncalı olanlar:
Ağrılar başladığında bir şey yenilmemelidir. Yemek yemek ya da Fazla miktarda sıvı almak kusmaya yol açabilir.
Gerekirse çok küçük miktarlarda sıvı alınabilir.
Biraz enerji verecek, ağızda eriyen şeker, çikolata yenilebilir.

alıntı www.webanne.com
 
ben bunları buldum. ama deneyimi olanlar lütfen paylaşsın. çünkü yaşamış olan kolay doğum için ne yapılması gerektiğini daha iyi bilir.

KOLAY BİR DOĞUM İÇİN YAPILMASI GEREKENLER


-Ağrılarınız başladıktan sonra sıvı gıdaları tercih edin. Bağırsaklarınızın boş olması doğumu kolaylaştırır.
-Hastaneye gitmeden önce ılık bir duş alarak rahatlayın.
-Sularınız geldiyse ayakta durmayın, en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
-Korkmayın. Korku ve endişe ağrılarınızın düzenini bozarak doğumun uzamasına neden olur.
-İki ağrı arasında düzenli nefes alıp vererek kendinizi ve bebeğinizi rahatlatın.
-Zamanı gelmeden ıkınmayın.
-Derin derin nefes alın. Sancı geldiğinde ağzınızı kapatın, çenenizi göğsünüze dayayıp, ellerinizle bir yerden (doğum masası veya yatağın kenardan) destek alarak bütün gücünüzle aşağıya doğru ıkının.
-Bebeğinizin başı doğuncaya kadar ıkınmalara devam edin.
-Bebeğinizin doğmasıyla doğum olayı henüz bitmemiştir. Sıra plasentanın (eşin) doğumuna gelmiştir. Bu safhada fazla ağrı hissedilmez.
-Karnınıza yapılacak masajla eşin ayrılması kolaylaşır.
-Derin derin nefes alın.
-İlk yarım saat içerisinde bebeğin eşi ayrılacaktır.
-Böylece doğum olayı sizin de yardımınızla sağlıklı ve kolay bir şekilde tamamlanmıştır.
-Doğumdan sonra rahim eski haline dönmek için kasılır. Buna bağlı olarak da karnınızda hafif sertlik ve ağrı oluşur. Bu durum normaldir. Karnınıza yapacağınız hafif masaj rahimin çabuk toplanmasını sağlayarak doğum sonu kanamalarını azaltır.
-Doğumdan sonraki ilk yarım saat içerisinde bebeğinizi emzirmeye başlayın. Bu hem doğum kanamalarını azaltır hem de bebeğinizle aranızda iyi bir bağ kurar.

UNUTMAYIN !

Bu bilgiler doğrultusunda göstereceğiniz gayretlerle rahat ve kolay bir doğum yapabilirsiniz!

kaynak:bsm.gov.tr
 
Benim minik kızım öyle bi yerleşmi ki teyzeleri görmeniz lazım, rahatı yerindeymiş doktorumuz bile dedi dönmeye niyeti yok ama belli olmaz diye, kafasını sağ göğsümün altına dayamış yan bişekilde duyormuş, bazen bi sağdan bi soldan bişeylerini cıkartıyor ya işte onlar sağdaki kafası solda da ayakları varmış genelde de kolları ile ve ayakları ile haretket ediyormuş,
Vee bu neden le bana sezeryan yolu görünüyor arkadaşlar vatana millete hayırlı olsun her ne kadar cok normal doğum istesemde zorunlu sezeryan olacağım sanırım,bakalım 28 inde randevumuz var ozaman belli olacak artık akmı karamı jeyyar
 
X