ayrıca benim doğumum hep iyi olmamış.
yani şöyle Deryacım...
hastaneye gittik 8.15'de
doktorum yoktu henüz ve hastanede oda yokmuş, hepsi doluymuş.
sezaryen hazırlıkları normalde odada yapılıyor yaaa bana dediler sancı odasına gidelim, orda yapalım hazırlıkları.
eşimin siniri tepesine çıktı.
dedim ben sancı odasına girmek istesem normal doğumu beklerdim.
eşim dedi devlet hastanesine dönmüş özel hastane, devlete giderdim o zaman.
annem var babaannem var ablam var kuzenim var eltim var...
onlar sinirlendi, ben korkuyorum zaten, aklımdan geçiyor sancı odasında sancı çeken kadınlar...
dedim sakin olun, herşeyde hayır vardır, ben kabul ediyorum sancı odasına gitmeyi.
ama korkuyorum da belli etmiyorum.
sen sezaryenden çıkana kadar odan hazır olacak dediler.
aldılar beni sancı odasına. öptüm herkesi, herkes ağlar, benim aklımda ise ya oda boşalmazsa nidaları...
korktuğum gibi olmadı, sancı odasında sezaryene girecekler vardı, onlarda oda bekliyorlar.
eyvahhh dedim, odalar boşalacak da bize sıra gelecek...
hazırlandım, yatırdılar sedyeye, çıktık sancı odasından, ailem eşim kapıda.
dedim içerde çok rahattım dert etmeyin beni. (aklım onlarda)
doğumhaneye gittik, kapıda bıraktım onları.
saat 10.00
yatırdılar diğer sedyeye, kollarımı bacaklarımı bağladılar falan filan işte,
hazırım bekle allah bekle doktorumu.
anestezi uzmanı sinirlendi, madem doktorun işi var ne diye kızı erkenden hazırladık...
10:25 oldu saat, yanaklarımı okşayan elleri hissettim. doktorum gelmiş.
doktoruma hastayım resmen, çok tatlı biri. sevmesem fırçalardım onu.
nasılsın tatlım dedi bir yandan da okşadı, yüzümde güller açtı, tanıdık biri yanımda sonuçta.
ordakiler dedi nasılda gülüyor rahatladı.
doktorum ellerini yıkadı izledim onu.
anestezi uzmanı iğneni yapıyorum uyuyacaksın uyandığında bebeğin yanında olacak dedi.
saat kaç dedim.
10:30 dedi
bi onu hatırlıyorum.
bir ses geldi Nurcan uyan hadi bakalım aç gözlerini.
açamıyorum ki o kadar tatlı bir uyku mu olur, gözlerimde ağırlık var.
beni duyuyor musun dedi.
başımı salladım.
hadi aç gözlerini dedi.
açamıyorum ki yaaaa...
bir bayan dedi ki: erkek demişler kızı olmuş.
bunu duyan ben, güçlendim resmen :)
benim mi kızım oldu dedim zorla çıkan sesle.
başımdaki adam (sanırım anestezi uzmanım) yok senin değil başkasının dedi.
bebeğim nasıl dedim, iyi sağlıklı dediler.
kilosu kaç dedim.
(şimdi düşünüyorum da acaba konuşturmak için mi öyle dediler bana)
açtım gözlerimi.
seni sedyeye taşıyacağız ağrı hissedeceksin korkma dediler.
ayvahlar olsun yaaa
aaaahhh dedim, canım çok acıdı.
ağrı kesici yaptılar...
kapı açıldı, eşim karşımda gözlerinin içi gülüyor ve bir yandan kıpkırmızı olmuş gözleri.
hemen tuttu sedyemden.
ilk sorduğum şey: bebeğimizi gördün mü?
hemen fotoğrafını gösterdi.
uyyy dedim ha bu uşak da neyin nesi :)
aklıma oda geldi, boşaldı mı oda dedim.
boşaldı oda dedi, bu arada asansördeyiz.
neyse tatlım, odaya girdim, off o kadar lüks oda hiç görmedim.
kendi kendime diyorum vay bee ne hastaneymiş iyiki sinirlenip gitmemişim.
o günün akşamı öğrendimki bizimkiler hastaneyle kavga etmiş.
odanın boşaldığı falan yok.
benden 1 saat önce sezaryene giren kız hala çıkmayınca bizimkiler de demişki bunlar odaların boşalmasını bekliyor ve milleti içerde fazladan uyutuyor.
bebek çıkmış dışarı, 10 dakika sonra benimde çıkmam gerek normalde. ben çıkmayınca başhekimle tutuşmuşlar resmen.
ağlamayana meme yok derler ya güzelim, bana suit odayı vermişler, fiyat farkı da istememişler.
her işte bi hayır vardır diyorum.
benim doğum hikayem de böyle.
buna da şükür diyorum.
dedim ya doktorumu sevmesem başka türlü olurdu.
onun da suçu yok gerçi.
aklım oğlumda şimdi.
çok çok çok dua edin.