Tarih:2 gün öncesi
Yer: Ulus balık hali/ ANKARA
Uzun zamandır dedemlerde kaldığım için her cumartesi olduğu gibi akşam içip hayatın akışını durdurmak yerine yerine,biraz Ankara havası birazda değişiklik olsun diyerekten balık pazarına gittim ve kendime seçtiğim balıkları aldım.Balıkların temizlenmesini beklerken yanımda bir çocuk belirdi,kız çocuğu.Kıpkırmızı yanaklı,örgü saçlı,tatlı mı tatlı,bıcır bıcır bişey.Ananne hadi balık alalımdiye tutmuş ninesinin eteğinden,çekiyor da çekiyor.Teyze yetmişine merdiven dayamış,bir of çekse karşıki dağları yıkacak cinsten bakışları olan,kısa boylu,basma fistanlı bir teyze.Hani Ahmed Arif diyor ya ;
Utanırım
Utanırım fukaralıktan
Ele güne karşı çıplak
Kalmışım bir başıma
Bir başıma ve uzak
Biliyor musun ?
Öyle mahzun öyle garip anlayacağınız.Israrla eteğinden çekiştiren torununu nasıl sevindirmek istiyordu bir görseniz.Ama yoktu,belliydi.Geldi,yanaştı tezgaha.Biraz geri durdum ben.Hiçbir şeyden haberdar değilmiş gibi davranıyor sadece seyrediyordum.Fiyatlara baktı,bilemedi belki.Sesinin çıkabileceği ve tezgahtan duyulabilecek belki de en kısık sesiyle En ucuzu hangisi ? dedi.
Evet buydu sorduğuKüçük kız çocuğunun gözü,kıpkırmızı sırıtan barbunlardaydı.Hoşuna gitmiş,belliydi.
Balıkcı hiçbirşey yokmuş,sanki her şey normalmiş gibi:
-Hamsi var teyze,3 lira dedi.
O an aklımda bir şey belirdi.Çok eskiden okuduğum bir Sait Faik öyküsü.Sinağrit Baba.Dedim ki kendi kendime , acep gerçekten balıkların aklı olsa,düşünüp seçim yapabilseler,seçmezler miydi teyzenin bu akşam sofrasını süslemeyi ? Gözünü kırpmayacağından eminim oradaki hiçbir balığın.Hepsi merhametliydi kanımca,balık satan adam dışında
Teyze,gri el örgüsü hırkasının yan cebinden çıkardığı,önceden kullanılmış,buruşuk peçeteyi şöyle bir açtı ve diğer avucuna sıkıştırdı hiç bekletmeden.Ve belki de son parası olan 1 Lira 50 Kuruşu bulduğunda gözleri hafif kısıldıTorununu oracıkta güldürmenin gururuyla Yarım kilo dedi biraz daha yüksek bir sesle
Haldeki tüm satıcıların gürültülerine rağmen tüm o gürültünün içinde tek dikkatimi çeken,teyze ve şirin torunuydu.
-Hamsiyi temizlemiyoruz ama teyze dedi balıkcı.
-Ziyanı yok ,sen iki poşete iyice sar ,kafi diye karşılık verdi teyzede.
İşte tam o an bişey fark ettim.Elimde bir şey vardı.Evet 5 tanesi 2 Liraya tekamül eden,bir tane kısa sigara.Film izler gibi tanık olduğum olayın bünyemde yarattığı duygu yoğunluğuna karşılık bir sigara yakmışım hiç farkında olmadan
Ciğerlerime bir darbe yemiştim.Nasıl bu kadar adaletsiz olabilirdi hayat? Oysa ki nasıl da şikayet ediyordum kimi zaman içinde bulunduğum hayattan
Teyze sol eline balık torbasını,sağ eline de torununun minicik avucunu aldı.İkisini de sımsıkı tutuyordu.Zira birinde torunu,diğerinde de torununun sevinci vardı.İkisini de yitirmek istemezdi eminim.Küçük kız o kadar tatlıydı ki,arkasından baktım hayli hayliİlk aradan caddeye çıktılar.İleride meyve pazarı vardı.Belki de anane kızımın canı muz çeker de alamam diye hiç girmedi pazara
Mutluluğun resmiydi sanırım,sigarayı yere atarken son gördüğüm
- Abla balık hazır , 10 lira
Yer: Ulus balık hali/ ANKARA
Uzun zamandır dedemlerde kaldığım için her cumartesi olduğu gibi akşam içip hayatın akışını durdurmak yerine yerine,biraz Ankara havası birazda değişiklik olsun diyerekten balık pazarına gittim ve kendime seçtiğim balıkları aldım.Balıkların temizlenmesini beklerken yanımda bir çocuk belirdi,kız çocuğu.Kıpkırmızı yanaklı,örgü saçlı,tatlı mı tatlı,bıcır bıcır bişey.Ananne hadi balık alalımdiye tutmuş ninesinin eteğinden,çekiyor da çekiyor.Teyze yetmişine merdiven dayamış,bir of çekse karşıki dağları yıkacak cinsten bakışları olan,kısa boylu,basma fistanlı bir teyze.Hani Ahmed Arif diyor ya ;
Utanırım
Utanırım fukaralıktan
Ele güne karşı çıplak
Kalmışım bir başıma
Bir başıma ve uzak
Biliyor musun ?
Öyle mahzun öyle garip anlayacağınız.Israrla eteğinden çekiştiren torununu nasıl sevindirmek istiyordu bir görseniz.Ama yoktu,belliydi.Geldi,yanaştı tezgaha.Biraz geri durdum ben.Hiçbir şeyden haberdar değilmiş gibi davranıyor sadece seyrediyordum.Fiyatlara baktı,bilemedi belki.Sesinin çıkabileceği ve tezgahtan duyulabilecek belki de en kısık sesiyle En ucuzu hangisi ? dedi.
Evet buydu sorduğuKüçük kız çocuğunun gözü,kıpkırmızı sırıtan barbunlardaydı.Hoşuna gitmiş,belliydi.
Balıkcı hiçbirşey yokmuş,sanki her şey normalmiş gibi:
-Hamsi var teyze,3 lira dedi.
O an aklımda bir şey belirdi.Çok eskiden okuduğum bir Sait Faik öyküsü.Sinağrit Baba.Dedim ki kendi kendime , acep gerçekten balıkların aklı olsa,düşünüp seçim yapabilseler,seçmezler miydi teyzenin bu akşam sofrasını süslemeyi ? Gözünü kırpmayacağından eminim oradaki hiçbir balığın.Hepsi merhametliydi kanımca,balık satan adam dışında
Teyze,gri el örgüsü hırkasının yan cebinden çıkardığı,önceden kullanılmış,buruşuk peçeteyi şöyle bir açtı ve diğer avucuna sıkıştırdı hiç bekletmeden.Ve belki de son parası olan 1 Lira 50 Kuruşu bulduğunda gözleri hafif kısıldıTorununu oracıkta güldürmenin gururuyla Yarım kilo dedi biraz daha yüksek bir sesle
Haldeki tüm satıcıların gürültülerine rağmen tüm o gürültünün içinde tek dikkatimi çeken,teyze ve şirin torunuydu.
-Hamsiyi temizlemiyoruz ama teyze dedi balıkcı.
-Ziyanı yok ,sen iki poşete iyice sar ,kafi diye karşılık verdi teyzede.
İşte tam o an bişey fark ettim.Elimde bir şey vardı.Evet 5 tanesi 2 Liraya tekamül eden,bir tane kısa sigara.Film izler gibi tanık olduğum olayın bünyemde yarattığı duygu yoğunluğuna karşılık bir sigara yakmışım hiç farkında olmadan
Ciğerlerime bir darbe yemiştim.Nasıl bu kadar adaletsiz olabilirdi hayat? Oysa ki nasıl da şikayet ediyordum kimi zaman içinde bulunduğum hayattan
Teyze sol eline balık torbasını,sağ eline de torununun minicik avucunu aldı.İkisini de sımsıkı tutuyordu.Zira birinde torunu,diğerinde de torununun sevinci vardı.İkisini de yitirmek istemezdi eminim.Küçük kız o kadar tatlıydı ki,arkasından baktım hayli hayliİlk aradan caddeye çıktılar.İleride meyve pazarı vardı.Belki de anane kızımın canı muz çeker de alamam diye hiç girmedi pazara
Mutluluğun resmiydi sanırım,sigarayı yere atarken son gördüğüm
- Abla balık hazır , 10 lira