Sen sus sen cehennemliksin
Yukarıda sormuşsun kendimce düşüncemi paylaşayım. Normalin ne olup olmadığıyla ilgili doğru kararlar alabilmenin kimse için tam bir yaşı olduğunu sanmıyorum. Zihinsel gelişim, duygusal gelişim, psikoloji, uyarılma düzeyi, çevre etkisi yok sayılamaz bu konuda. Sen çocuğunun yaşına, gelişim özelliklerine göre ahlak, mahremiyet, cinsellik eğitimlerini verirsin, ona elinden geldiğince değerler kazandırırsın. O da büyüdükçe etraftan da farklılarını duydukça, gördükçe, öğrendikçe kendi doğrusunu yanlışını oluşturur; zamanla ve tecrübeyle de oturur bunlar.
Biraz da kişisel olarak neyden etkilenip etkilenmeyeceğine bağlı. “Normal cinsel ilişki”nin ne olduğuyla ilgili fikir üretmekten çok travmatik etkileri olabilir, korkutabilir. O zihinsel olgunluğa ulaşmadan pornografik içeriğe maruz kalması da yine vajinismus gibi sorunlara sebep olabilir. Porno izleyen vajinismus olmaz demek de doğru değil, travmatik şekilde etkilenip kendi vücudundan ürkebilir, iğrenebilir, dokunmaya korkabilir. Bireyin o zihinsel olgunluğa ulaştığı da nasıl anlaşılır dışarıdan, onu bilemiyorum

ama kesin bir yaş söylemek doğru olmaz.
Ben mesela çocukken (5-6 yaşlarımda) kuzenime aşıktım. Çünkü biz sürekli birlikte oyun oynuyorduk. Kuzenim oyunlar kuruyordu. Bazen iki sevgili olurduk, anneyle baba olurduk, bazen ben dükkanda çalışan biri olurdum o müşteri olurdu gibi gibi. Ben tabi en çok onunla evcilik oynamak isterdim

. Annem fark etmiş, “kuzen de kardeş gibidir, o senin abin sayılır, hislerin normal ama kardeşler arası böyle şeyler olmaz” gibi cümleler kurdu mesela. Hani kendimi kötü hissettirmedi, utandırmadı, birilerinden hoşlanman normal, bunlar tü kaka değil ama bu hisleri duyduğun kişi yanlış dedi kasın bana

. Zamanla ben bunu aştım. Tek çocuk olmamın da etkisi vardır, kardeşlik duygusunu bilmediğim için “o senin abin sayılır” dendiğinde tam kafamda oturtamamıştım bile. İşte zamanla anladım bunu, o çocukluk hoşlantısının oyundaki rollerimizden kaynaklandığını, oyun oynamazken öyle şeyler hissetmediğimi fark ettim. Ha çocukluğumda da çevreden çok duydum kuzeniyle evlenen insanları, “bak olabiliyormuş” demedim, “ııy X kuzenim benim abim gibi, insan kuzeniyle bunu nasıl yapar, ben yapamam” dedim.
Hiç porno başlığında da ensest olduğu yazıyor diye de onların ensest ilişki yaşadığını düşünmedim, “bunlar zaten aktör, kardeş değiller ki” dedim

hatta araştırdım, gerçekten kardeşler mi, gerçekten baba-kızlar mı diye

. Profesyonel olduğunu bilerek profesyonel içerikleri tercih ettim. Ben o yaştayken onların film çektiklerinin bunun birebir gerçek hayat olmadığının bilincindeydim.
Ben hiçbir şekilde ensest, tecavüz, hayvanla ilişki gibi içeriklerden, insanın içinde yoksa, insanı etkileyeceğini, bunları normal görüp bunlardan tahrik olacağını düşünmüyorum. İçinde varsa keşfettikçe hoşuna gider, yönelimini sağlamlaştırır. Ama olmayan bir şey de birkaç video izledi diye oluşmaz. İçinde var olanlar nasıl oluşuyor dersen cinsellikle alakası olmayan yaşantılardan, bebeklik ve çocuklukta anne babasıyla olan ilişkiden tut onların birbirleriyle olan ilişkisindeki gözlemlerine kadar birçok şey etken. Bir kısmı da bence o kişinin doğasında olan şeyler. Porno sıfırdan bir yönelim oluşturmaya sebep olmuyor, içeriden hissettiklerini bulmasına sebep oluyor insanın.
Bizlerin çocuklarımıza verebileceğimiz ahlak, mahremiyet ve cinsellik eğitimlerini de onlar hiç sorgulamadan kabul edip kalıp gibi hayatlarına uygulamayacaklar. Kendi doğrularını kendi yanlışlarını da oluşturabilecekleri yeterince özgür bir ortam da yaratmak lazım. Ebeveynleriyle her şeyi konuşabilmeli çocuk. Konuşulmaması onu tacize, zarar görmeye açık hale getirir; cinselliği öyle ya da böyle öğrenmesi, kendini tatmin etmesi değil.
Ben bu yukarıda yazdığım tüm pornografik içerikler de dahil çok fazlasına baktım

çünkü bir zamanlar çok meraklı bir çocuk ve ergendim. Annem hep katıydı, kadınların seksten zevk alabileceğinin bile çok bilincinde olmayan, görev gibi gören bir insandı. Ona rahatça sorular sorabileceğim bir ortamım yoktu. Sorsam ben bunları gördüm desem beni gebertirdi. O yüzden ona danışmadım. İzlediklerim arasında hoşuma giden elementler oldu, gitmeyen elementler oldu. Her türlü şeye maruz kalarak kendi doğrumu kendim keşfettim. Gördüğüm bir içerik bana hitap etmediğinde “cinselliğin bu yönü bana göre değil” dedim, cinselliğin tamamını iğrenç görmedim. Çok hassas bir psikolojim de yoktu demek ki hiçbiri kalıcı hasar bırakmadı. Kimsede bırakmaz diyemiyorum. Bu konuyu ben biraz şiddet içerikli video oyunları konusuna benzetiyorum. X kişisi oyun olduğu bilinciyle oynar, etkilenmez, gerçek hayatın böyle olmadığını bilir, oyunu kapatınca hayatına devam eder. Y kişisi bağımlısı olur, gerçek hayatla oyunun farkını anlayamaz, silah çalar okulda katliam yapar

.