kizlar yaa aski memnuyu seyrettiniz mi dun aksam
ben bu sabah eksisozlukte yorumlara baktim bazilari beni kopardi yarildim gulmekten
belki sizinde hosunuza gider
* bihter, behlül'ü o iğrenç, pofuduk, yeşil monuyla gördükten sonra tiksinmediyse ondan daha da tiksinmez bence. kırmız dar kapri sonrası bunu da gördüm ya...
* firdevs neden kaşlarını tamamen alıp korkunç bir şekilde boyuyorsun?
* nihal azmaya başaldı garibim. ufak dokunuşlar, gizli öpücükler filan yetmiyor artık. bu kızın durumu da öldürecek beni. kızım önce bir üniversiteyi bitir - tabii önce kazan - sonra evlen. bu yaşta bu ne acele? daha yaşın gibi davranmayı beceremiyorsun, dengesizsin. sen kim evlenmek kim?? kızına o kadar düşkün baba da ses çıkarmıyor delirtiyor beni!
* çetin özder'i de firdevs'i seviyorum; ama hiç uymuyorlar be. baby face çetin'in yanında firdevs mama gibi duruyor sanki. bir acayip. bilemedim.
behlül ile nihal öpüşmeden evlenecekler diye ödüm kopuyordu. çok şükür o işi de hallettiler biz de cümleten rahatladık. (bkz: o iş)
firdevs hanım editi: firdevs hanımlar da boş durmamışlar efendim. hayırlısı olsun.
bu hafta içinde, bir adet ağzını "o" yaparak opera söyleyen bir hanımın olduğu dizi. (levenet kırca parodisi gibiydi a.... koyim. bir an levent kırca'nın taklit ettiği pavarotti'yi görmüş gibi oldum)
behlül'ün ednan'ın evvelinde baldızını, sonra karısını, en sonunda da kızını şeyettiği dizidir.
serisinin tamamlanması için ednan'ın anası ve bacısı kalmıştır.
anası mefta, hadi onu geçelim...
arsen hanım acilen kaçıp kurtarsın kendini. çiftliğinin kapısını bacasını kilitlesin, mümkünse uzun süre de çıkmasın dışarı.
bu işin sonu yaş!
yahu bu çetin özder bildiğin noel baba. bi tek şapkası eksik*
nihal önümüzdeki hafta hızını alamayıp, feysbuk durumunda "şu an behlüşüyle sevişiyoo, çok mutlu :)" şeklinde bir ileti paylaşırsa dadından yinmez.
akabinde bir de "ilk gecemiz :)" isimli bir video eklemesi lazım, yoksa ayıp olur. o videoyu da bilmem kaç kişi "bunu beğen" yapar, dahası "nihalcim çok güzel sevişmişsin" yorumları yazarsa altına, değmeyin nihalciğin keyfine.
hatta ednan dayamanaz, "kızım benim, tebrik ederim taklım" diye de bir not düşerse, şaşırmam.
son bölümü itibariyle
nihal: midemde kelebekler uçuşuyor sanki*
pis pis sırıtan erkek izleyici : onlar kelebek değil canım benim, nihaha..*
..tarzı konuşmalara sebebiyet vermiş dizidir.
içinizi baymak pahasına yine buradayım. hep buradayım.
bu hafta tırnak işareti içerisine alacağım cümle dizide geçmedi. o yüzden sizden güzel olmasın marilyn monroe dan geliyor;
"diamonds are a girl's best friend"
-adnan; evden kaçan karını aşiyan mezarlığında aradığının sen de farkındasındır umarım. evlenme teklifi de burada yapılmış. ayol manyak mısınız? ecnebi mezarlığı mı bura? iki fatiha okumayın mezar başında, "öt öt öt laf laf laf..." sabah akşam aforizma sıçıyoruz başka bir halt yediğimiz yok.
boğaz manzaralı, minimal dekor otel odasına bakıyorum; adnan'a bakıyorum, tam karşısında oturan bihter'e bakıyorum, adnan'ın ses tonunu da görüntüye katınca ortaya çıkanı açıklıyorum: güneri cıvaoğlu ile şeffaf oda.
zaten otel masrafı da adnan'a kaçtı. kocanızı boynuzlarken yapılacak küçük şımarıklıklar vol.1; masrafları ona ödetmeyi unutmayın.
-arsen hala; anladık. zenginsin, görgülüsün, bilgilisin, kibarsın, her neyse...
akşam yatıya çağırdığın artık arkadaş gibi olduğun bilmem kaç senelik çalışanın matmazel ile nasıl bir konuşma tarzı o? hatta genel olarak nasıl bir konuşma tarzı bu? milli güvenlik kurulu çıkışı basın toplantısı mı düzenledin? yeni kurduğun partinin manifestosunu mu açıklıyorsun? bu nasıl bir diplomatik dil arkadaşım? "bundan sonra bize ot bok yapılmamalıdır. bineanaleyh yollar yürümekle aşınmaz"
akşam kakasını yaptı matmazel misafir tuvaletine be. kime havan cıvan?
-yine bülent, yine cam kenarı, yine "aa geldiler..." bu artık onun mütemmim cüzü. yorumlamaya değmez ama dur son bi kez... yavrııım; 15 yıllık kısa ömrünün 7,5 yılı zaten 3-5 dakikaya gelecek olan aile bireylerini beklemekle geçti cam boylarında... kara göründü diye bağıran korsan gemisi çığırtkanları gibi son kez gelsin artık bülent'ten; "aaaaaaaaaaaaaaa geldiler..."
-viyana'da playback aryalar terennüm edilen kafeler varmış da biz bilmezmişiz. rabbim ne kafa sikici. öyle lokanta köşelerine kadar düştü demek viyana'da operacılık... mucidi onlar sayılır tabi bilemeyiz de bizim maksim gazinosu gibi he mi?
o tiffany yüzük kaç lira? kendime takacağım bi tane. bence hakediyorum. (sonra neden beni kadın sandılar diye sor millete .mcık ağızlı)
"yeni gelin ta viyana'larda s.ki.ti" benim değil babamın yorumu. kendilerinden yaşça büyük bu insanların cinsel ilişklerine böyle kaba bir yorum getirmiş olsa da özünde beyefendi bir insandır.
-aynur'un hilmi hakkındaki yorumu; "o kadar savunmasız, o kadar yalnızdı ki bırakamadım." e hayatım ille de laf ebeliği yapmak şart değil bence. "vicdan azabı çektim" demen yeterli. sonuçta sen yardın lan herifin kafasını. gerçi bileydin böyle efendi uslu bişi olacağını önceden azar azar vururdun tava, tencere ile. ya da külçe altınla bilemiyciğim.
-hilmi ermemiş lan. aynı manyaklık devam. "sizi mahvedeceğim nihaha". iyice çizgi filme çevirin ortamı. iskeletor-gargamel arası bişi bu da. ne istediği de belli değil. "onları mahvedecem" diyor başka bir şey demiyor. noluyo yani mahvedince cebine para mı girecek onu de bana? adnan'ı kazana atıp altına mı çevirecen? hep bi ortaya karışık laf salatası. "bitirecem mahvedecem." zaten kendinden "hilmi önal" diye ad soyad şeklinde bahseden adamdan da korkacan arkdaş.
-hizmetçiler; üçüncü ve son uyarışımı yapamadan sepet havasını duydunuz... gitmek için son 3 gün.
tontişler de tüydüğüne göre yeni botoks yaptırdığım yüzümü sarkıtıp "yaprak dökümü başladı :/ " diyebilirim sanıyorum, bi ali rıza tekin kadar karizmam olsun şu ortamda.
dedim ben size. "takunya tak tak .rspu kaltak" diye girişecektin bihter'in saçına cemile. katya'nın turuncu saçlarını yolmasını biliyorsun.
gündelikçiler bile 100 tl'ye çalışıyor manyak mısınız siz? alın tazminatı mazminatı, zaten milyarlarca birikmişiniz vardır. nereye harcadınız onca maaşı? değil öyle şirin esnaf lokantası açmak; silivri civarında düğünlere toplantılara hizmet verecek 1000 kişilik restoran bilem açarsınız. açın kendi dükkanınızı, bakın keyfinize lan. ağlamaca sızlamaca. ne çok severmişiniz uşaklık etmeyi. yapmayın kendinizi fakir gibi, çaresiz gibi. sözlüğün yarısının çoğundan çok maaşınız vardır. aksi mümkün değil. ağlaşmalarına da baksan evden kovulunca köle pazarına düşecekler sanırsın.
-bundan kelli bihtoş'un tarafındayım. hamile zaten üzülüyorum. sevdiğin adamla aynı çatı altındasın, fanteziden fanteziye koşuluyo gözünün önünde... bu salak ikili tekneye, bülent de odasına kaçınca ben üzüldüm vallahi bihtoş işin. sürekli gözüne soka soka aşk yaşanıyor lan karşında. unutmak istesen de mümkün değil. yemin ediyorum pıçaklarım bi gece. kim oyduya gider ikisi de.
bihter hamile olmadığını açıklamak için "kusura bakmayın çocuklar kabahat benim değil babanızın" dedi duydunuz değil mi? içim fesat gerçi benim de ama...
-behlül kutusunu açan sedef'i hiç hatırlayamadı. sedef benim ablamdı ib.. tamam mı? ondan yazıyorum bu entryleri. nefret ediyorum senden. senden olma o sarı pi. yeğenim de beni baba biliyor. neyse saçmalamayayım. düşün herif kaç kişiye çaktısa adını sanını bilemeyor. hem sedef'ten sonra bir kadın için asla ağlamamış mış. so what? kim dedi abicim size "erkekler yalnızca büyük aşkları için ağlar" falan diye? kim uydurdu oğlum bunu?
bir kadın için asla ağlamadı... bu mu çapkınlığın özü?
bir kadın için ağladı... bu mu büyük aşkın kanıtı? ne alakası var ya? nerden uyduruyorsunuz?
"seni hakedicem"miş. ay delirezaim artık. sinirden rum aksanı çıkardım kale... düne kadar yüz vermediğin, "seni seviyorum"una cevap vermediğin, dokunmadığın kızla bir gece birlikte olunca hemen anadolu kaplanı kesilmece. alnından öpmeler, "artık benim helalimsin"vari davranışlar... şimdiye kadar cinsel birliktelikte bulunduklarının hepsi tekerlek kaşardı çünkü, gravyer peniriydi. bi nihal masum. hepsi haketti düzülmeyi.
bihter rocks hem de kelimenin tam anlamıyla. son ses rock müzikle eski sevgiliyi kafadan atma çabası. behlül ne kadar renkli bir karakter farkındasınız değil mi? e-mail ile mi bitirdi şimdi ilişkiyi? web to cep he mi? nooldu şimdi teknoloji mi yaptık? modernlik mi oldu? üniversite öğrencisi misiniz siz? her boka dalan nihal emayli de bızıklamaz mı?
hayat mı lan bu behlül'ünki? ismail yk gibi elimde balyoz indiriveririm o jaguar'ın camlarını köşk bahçesinde duramam ben. iyice tavşan gibi kısılmış bir odaya; yenge gelir çemkirir, kuzen gelir öpmek ister... niye bu müzik? nerdesin? odada naapıyon? nereye gidiyon? geldin mi? döndün mü? cıvık mı sıçtın? "eeeeh yettiniz be" diye atarım kendimi boğazın soğuk sularına bilemiyorum.
-sığır nihal "caart" diye daldı odaya. zerre kadar, toz kadar mahremiyet yok koduğumun köşkünde. hem odaya dal, hem bilgisayarı karıştır. bi punduna getirip donunun içine de baksaydın bari. ya behlül kulaklığı takmış bağırta bağırta hareketli muzır neşriyat izliyor olsaydı? olamaz mıydı? zenginler, daha doğrusu behlül'ler tombala da mı çekmez bunu mu ima ediyorsunuz bana? mastürbasyon yapmak için otel odası mı tutacağuk? bi pompiş uğruna ne paralar harcandı anam. deniz kıyısı villalar, tekneler, oteller...
en sonunda muradına erdi. açtırdı kınalı kutuyu. bekareti bozdurunca surattan belli oluyor mu lan? doğru söyleyin ona göre bozduracağım...
sayabileceğiniz sayma sayısı kaça kadar ki lan sayamayacağınız kadar dolunay yaşamak istiyorsunuz embesil çift? üç dolunay sonra ölürsünüz de kurtuluruz. (3'ten sonra ne geldiğini söylemeyeceğim)
teknedeki kadeh tam nihal'in kafası kadardı. bire bir. nereye gidiyor bu kadeh endüstrisi biri beni aydınlatsın. zevk mi bu keyif mi? usülü mü böyle?
-bunlar tam üst katta öpüşürken bihter'in ikiliyi görmesi, kayıp merdivenden düşmesi, kolunu iki yerden kırıp platin taktırması, sonra kıymete binmesi sonra behlül'ün nihal'den vazgeçip bihter'e dönmesi, düşen bihter'in çocuğu da düşürmüş olması ama bu kez nihal'in hamile kalmış olması... bunlar aklımdan geçmedi değil. al sana 3. sezon senaryosu. ben yazsam böyle yazarım.
-oha bir yandan at tımarlayıp bir yandan öksüren beşir... yazar burada ömer seyfettin'in kaşağı öyküsüne gönderme yapmış. evet. gönderme tabi. hep star wars'a mı gönderilecekti? hastalığı ne diye merak edip duruyorduk, kuşpalazı çıktı.
"her durumda yedekte bir plan var." e osurduğum sen baştan matmazel'e kaş göz yapıp "bunlar düzüşüyor" diye ima etmedin mi? sonra elalemi riva'lara kadar takip edip sevişmelerini kamereya kaydetmedin mi? üstüne behlül'le anlaşma yapıp matmazel'i göt gibi bırakmadın mı? hikayenin sonunda adnan'a yumurtlamayacak mısın? senden ala plancı mı var ulan?
farkındaysan hala da bi inceden tiksindi senden "burada iyileşemiyorsun" diyerekten inceden yolunu yaptı. bilemiyorum şehre in istersen. resmen downtown çevirisi. şehre inmekmiş.
...........
-her bölümde bir had bildirmece. hayatınızda had bildirdiniz mi? nereye bildiriliyo mal müdürlüğüne mi?..
-ne bir çamaşır kurutucumuz var, ne de çamaşır kurutucusu olan bir tanıdığımız. o kadar fakiriz ki. bir de çok aşırı pahalı olmamamasına rağmen resmen zengin eşyası bu kurutucu. orta direğiz biz de yani satın almada bir sorunumuz yok. ama almıyoruz. zenginlik başka. kurutucusuz zenginlik olmuyor.
-"mutlu aşk yoktur" diyen hal etmişmiş. seni ilgili başlığa alalım. metin altıok'dan louis aragon'a; sezen aksu'dan, zülfü livaneli'ye kimmiş o halt edenler listeleyelim...
-mezarlığa kabristan deme tandansı? (tandans mı kaldı asıl?)
-kocanızı boynuzlarken yapılacak küçük şımarıklıklar vol.2; iyice pişman edin kendisini köpek olsun, bütün kabahati üstlensin.
-(öksürüğünden tanıdım) beşir mi geldi?
-3 tespitim var sayın hakim; daha da çekiliyorum huzurlarınızdan...
1)bihter'in eve döndüğündeki sofra sahnesi... bihter dekorasyondan nihal'in kilosuna kadar laf giydirdi, behlül es vermeden bihter'i yalanlarcasına "onun eti budu güzel", "onun dekorasyonu übermeç" diye karşılık verdi. sürekli devam etti bu.
2)bihter'in hamile olduğunu öğrendiğinde behlül'ün suratı çarşamba pazarına döndü. beti benzi attı.
3)nihal ve behlül öpüşürken baskın yapan bihter aynı şekilde beyninden vurulmuşa döndü ve bunu belli etmekten çekinmedi.
sonuç; e oha artık. kör müsünüz? sağır mısınız? sığır s..misiniz? şu üç maddeden birinde azcık şüphelenseydiniz ya. hakikaten zeka geriliğiniz var. bundan sonra varsayımlarımı bu yönde toparlayacağım sayın baba, oğul, kutsal kız üçlüsü.
..........
bir günden bir güne tekneyle çıkarmadınız lan beni aşk olsun. alemin karıları, adamları dolunay manzarasıyla boğaz kıyılarında, ben evde klavye başında. haftaya perşembe, cuma yoğum. haftasonu varım. beni bekleyin anacığım...
sonunda nihal'in de memnun olduğu dizi.
ben bu sabah eksisozlukte yorumlara baktim bazilari beni kopardi yarildim gulmekten
belki sizinde hosunuza gider
* bihter, behlül'ü o iğrenç, pofuduk, yeşil monuyla gördükten sonra tiksinmediyse ondan daha da tiksinmez bence. kırmız dar kapri sonrası bunu da gördüm ya...
* firdevs neden kaşlarını tamamen alıp korkunç bir şekilde boyuyorsun?
* nihal azmaya başaldı garibim. ufak dokunuşlar, gizli öpücükler filan yetmiyor artık. bu kızın durumu da öldürecek beni. kızım önce bir üniversiteyi bitir - tabii önce kazan - sonra evlen. bu yaşta bu ne acele? daha yaşın gibi davranmayı beceremiyorsun, dengesizsin. sen kim evlenmek kim?? kızına o kadar düşkün baba da ses çıkarmıyor delirtiyor beni!
* çetin özder'i de firdevs'i seviyorum; ama hiç uymuyorlar be. baby face çetin'in yanında firdevs mama gibi duruyor sanki. bir acayip. bilemedim.
behlül ile nihal öpüşmeden evlenecekler diye ödüm kopuyordu. çok şükür o işi de hallettiler biz de cümleten rahatladık. (bkz: o iş)
firdevs hanım editi: firdevs hanımlar da boş durmamışlar efendim. hayırlısı olsun.
bu hafta içinde, bir adet ağzını "o" yaparak opera söyleyen bir hanımın olduğu dizi. (levenet kırca parodisi gibiydi a.... koyim. bir an levent kırca'nın taklit ettiği pavarotti'yi görmüş gibi oldum)
behlül'ün ednan'ın evvelinde baldızını, sonra karısını, en sonunda da kızını şeyettiği dizidir.
serisinin tamamlanması için ednan'ın anası ve bacısı kalmıştır.
anası mefta, hadi onu geçelim...
arsen hanım acilen kaçıp kurtarsın kendini. çiftliğinin kapısını bacasını kilitlesin, mümkünse uzun süre de çıkmasın dışarı.
bu işin sonu yaş!
yahu bu çetin özder bildiğin noel baba. bi tek şapkası eksik*
nihal önümüzdeki hafta hızını alamayıp, feysbuk durumunda "şu an behlüşüyle sevişiyoo, çok mutlu :)" şeklinde bir ileti paylaşırsa dadından yinmez.
akabinde bir de "ilk gecemiz :)" isimli bir video eklemesi lazım, yoksa ayıp olur. o videoyu da bilmem kaç kişi "bunu beğen" yapar, dahası "nihalcim çok güzel sevişmişsin" yorumları yazarsa altına, değmeyin nihalciğin keyfine.
hatta ednan dayamanaz, "kızım benim, tebrik ederim taklım" diye de bir not düşerse, şaşırmam.
son bölümü itibariyle
nihal: midemde kelebekler uçuşuyor sanki*
pis pis sırıtan erkek izleyici : onlar kelebek değil canım benim, nihaha..*
..tarzı konuşmalara sebebiyet vermiş dizidir.
içinizi baymak pahasına yine buradayım. hep buradayım.
bu hafta tırnak işareti içerisine alacağım cümle dizide geçmedi. o yüzden sizden güzel olmasın marilyn monroe dan geliyor;
"diamonds are a girl's best friend"
-adnan; evden kaçan karını aşiyan mezarlığında aradığının sen de farkındasındır umarım. evlenme teklifi de burada yapılmış. ayol manyak mısınız? ecnebi mezarlığı mı bura? iki fatiha okumayın mezar başında, "öt öt öt laf laf laf..." sabah akşam aforizma sıçıyoruz başka bir halt yediğimiz yok.
boğaz manzaralı, minimal dekor otel odasına bakıyorum; adnan'a bakıyorum, tam karşısında oturan bihter'e bakıyorum, adnan'ın ses tonunu da görüntüye katınca ortaya çıkanı açıklıyorum: güneri cıvaoğlu ile şeffaf oda.
zaten otel masrafı da adnan'a kaçtı. kocanızı boynuzlarken yapılacak küçük şımarıklıklar vol.1; masrafları ona ödetmeyi unutmayın.
-arsen hala; anladık. zenginsin, görgülüsün, bilgilisin, kibarsın, her neyse...
akşam yatıya çağırdığın artık arkadaş gibi olduğun bilmem kaç senelik çalışanın matmazel ile nasıl bir konuşma tarzı o? hatta genel olarak nasıl bir konuşma tarzı bu? milli güvenlik kurulu çıkışı basın toplantısı mı düzenledin? yeni kurduğun partinin manifestosunu mu açıklıyorsun? bu nasıl bir diplomatik dil arkadaşım? "bundan sonra bize ot bok yapılmamalıdır. bineanaleyh yollar yürümekle aşınmaz"
akşam kakasını yaptı matmazel misafir tuvaletine be. kime havan cıvan?
-yine bülent, yine cam kenarı, yine "aa geldiler..." bu artık onun mütemmim cüzü. yorumlamaya değmez ama dur son bi kez... yavrııım; 15 yıllık kısa ömrünün 7,5 yılı zaten 3-5 dakikaya gelecek olan aile bireylerini beklemekle geçti cam boylarında... kara göründü diye bağıran korsan gemisi çığırtkanları gibi son kez gelsin artık bülent'ten; "aaaaaaaaaaaaaaa geldiler..."
-viyana'da playback aryalar terennüm edilen kafeler varmış da biz bilmezmişiz. rabbim ne kafa sikici. öyle lokanta köşelerine kadar düştü demek viyana'da operacılık... mucidi onlar sayılır tabi bilemeyiz de bizim maksim gazinosu gibi he mi?
o tiffany yüzük kaç lira? kendime takacağım bi tane. bence hakediyorum. (sonra neden beni kadın sandılar diye sor millete .mcık ağızlı)
"yeni gelin ta viyana'larda s.ki.ti" benim değil babamın yorumu. kendilerinden yaşça büyük bu insanların cinsel ilişklerine böyle kaba bir yorum getirmiş olsa da özünde beyefendi bir insandır.
-aynur'un hilmi hakkındaki yorumu; "o kadar savunmasız, o kadar yalnızdı ki bırakamadım." e hayatım ille de laf ebeliği yapmak şart değil bence. "vicdan azabı çektim" demen yeterli. sonuçta sen yardın lan herifin kafasını. gerçi bileydin böyle efendi uslu bişi olacağını önceden azar azar vururdun tava, tencere ile. ya da külçe altınla bilemiyciğim.
-hilmi ermemiş lan. aynı manyaklık devam. "sizi mahvedeceğim nihaha". iyice çizgi filme çevirin ortamı. iskeletor-gargamel arası bişi bu da. ne istediği de belli değil. "onları mahvedecem" diyor başka bir şey demiyor. noluyo yani mahvedince cebine para mı girecek onu de bana? adnan'ı kazana atıp altına mı çevirecen? hep bi ortaya karışık laf salatası. "bitirecem mahvedecem." zaten kendinden "hilmi önal" diye ad soyad şeklinde bahseden adamdan da korkacan arkdaş.
-hizmetçiler; üçüncü ve son uyarışımı yapamadan sepet havasını duydunuz... gitmek için son 3 gün.
tontişler de tüydüğüne göre yeni botoks yaptırdığım yüzümü sarkıtıp "yaprak dökümü başladı :/ " diyebilirim sanıyorum, bi ali rıza tekin kadar karizmam olsun şu ortamda.
dedim ben size. "takunya tak tak .rspu kaltak" diye girişecektin bihter'in saçına cemile. katya'nın turuncu saçlarını yolmasını biliyorsun.
gündelikçiler bile 100 tl'ye çalışıyor manyak mısınız siz? alın tazminatı mazminatı, zaten milyarlarca birikmişiniz vardır. nereye harcadınız onca maaşı? değil öyle şirin esnaf lokantası açmak; silivri civarında düğünlere toplantılara hizmet verecek 1000 kişilik restoran bilem açarsınız. açın kendi dükkanınızı, bakın keyfinize lan. ağlamaca sızlamaca. ne çok severmişiniz uşaklık etmeyi. yapmayın kendinizi fakir gibi, çaresiz gibi. sözlüğün yarısının çoğundan çok maaşınız vardır. aksi mümkün değil. ağlaşmalarına da baksan evden kovulunca köle pazarına düşecekler sanırsın.
-bundan kelli bihtoş'un tarafındayım. hamile zaten üzülüyorum. sevdiğin adamla aynı çatı altındasın, fanteziden fanteziye koşuluyo gözünün önünde... bu salak ikili tekneye, bülent de odasına kaçınca ben üzüldüm vallahi bihtoş işin. sürekli gözüne soka soka aşk yaşanıyor lan karşında. unutmak istesen de mümkün değil. yemin ediyorum pıçaklarım bi gece. kim oyduya gider ikisi de.
bihter hamile olmadığını açıklamak için "kusura bakmayın çocuklar kabahat benim değil babanızın" dedi duydunuz değil mi? içim fesat gerçi benim de ama...
-behlül kutusunu açan sedef'i hiç hatırlayamadı. sedef benim ablamdı ib.. tamam mı? ondan yazıyorum bu entryleri. nefret ediyorum senden. senden olma o sarı pi. yeğenim de beni baba biliyor. neyse saçmalamayayım. düşün herif kaç kişiye çaktısa adını sanını bilemeyor. hem sedef'ten sonra bir kadın için asla ağlamamış mış. so what? kim dedi abicim size "erkekler yalnızca büyük aşkları için ağlar" falan diye? kim uydurdu oğlum bunu?
bir kadın için asla ağlamadı... bu mu çapkınlığın özü?
bir kadın için ağladı... bu mu büyük aşkın kanıtı? ne alakası var ya? nerden uyduruyorsunuz?
"seni hakedicem"miş. ay delirezaim artık. sinirden rum aksanı çıkardım kale... düne kadar yüz vermediğin, "seni seviyorum"una cevap vermediğin, dokunmadığın kızla bir gece birlikte olunca hemen anadolu kaplanı kesilmece. alnından öpmeler, "artık benim helalimsin"vari davranışlar... şimdiye kadar cinsel birliktelikte bulunduklarının hepsi tekerlek kaşardı çünkü, gravyer peniriydi. bi nihal masum. hepsi haketti düzülmeyi.
bihter rocks hem de kelimenin tam anlamıyla. son ses rock müzikle eski sevgiliyi kafadan atma çabası. behlül ne kadar renkli bir karakter farkındasınız değil mi? e-mail ile mi bitirdi şimdi ilişkiyi? web to cep he mi? nooldu şimdi teknoloji mi yaptık? modernlik mi oldu? üniversite öğrencisi misiniz siz? her boka dalan nihal emayli de bızıklamaz mı?
hayat mı lan bu behlül'ünki? ismail yk gibi elimde balyoz indiriveririm o jaguar'ın camlarını köşk bahçesinde duramam ben. iyice tavşan gibi kısılmış bir odaya; yenge gelir çemkirir, kuzen gelir öpmek ister... niye bu müzik? nerdesin? odada naapıyon? nereye gidiyon? geldin mi? döndün mü? cıvık mı sıçtın? "eeeeh yettiniz be" diye atarım kendimi boğazın soğuk sularına bilemiyorum.
-sığır nihal "caart" diye daldı odaya. zerre kadar, toz kadar mahremiyet yok koduğumun köşkünde. hem odaya dal, hem bilgisayarı karıştır. bi punduna getirip donunun içine de baksaydın bari. ya behlül kulaklığı takmış bağırta bağırta hareketli muzır neşriyat izliyor olsaydı? olamaz mıydı? zenginler, daha doğrusu behlül'ler tombala da mı çekmez bunu mu ima ediyorsunuz bana? mastürbasyon yapmak için otel odası mı tutacağuk? bi pompiş uğruna ne paralar harcandı anam. deniz kıyısı villalar, tekneler, oteller...
en sonunda muradına erdi. açtırdı kınalı kutuyu. bekareti bozdurunca surattan belli oluyor mu lan? doğru söyleyin ona göre bozduracağım...
sayabileceğiniz sayma sayısı kaça kadar ki lan sayamayacağınız kadar dolunay yaşamak istiyorsunuz embesil çift? üç dolunay sonra ölürsünüz de kurtuluruz. (3'ten sonra ne geldiğini söylemeyeceğim)
teknedeki kadeh tam nihal'in kafası kadardı. bire bir. nereye gidiyor bu kadeh endüstrisi biri beni aydınlatsın. zevk mi bu keyif mi? usülü mü böyle?
-bunlar tam üst katta öpüşürken bihter'in ikiliyi görmesi, kayıp merdivenden düşmesi, kolunu iki yerden kırıp platin taktırması, sonra kıymete binmesi sonra behlül'ün nihal'den vazgeçip bihter'e dönmesi, düşen bihter'in çocuğu da düşürmüş olması ama bu kez nihal'in hamile kalmış olması... bunlar aklımdan geçmedi değil. al sana 3. sezon senaryosu. ben yazsam böyle yazarım.
-oha bir yandan at tımarlayıp bir yandan öksüren beşir... yazar burada ömer seyfettin'in kaşağı öyküsüne gönderme yapmış. evet. gönderme tabi. hep star wars'a mı gönderilecekti? hastalığı ne diye merak edip duruyorduk, kuşpalazı çıktı.
"her durumda yedekte bir plan var." e osurduğum sen baştan matmazel'e kaş göz yapıp "bunlar düzüşüyor" diye ima etmedin mi? sonra elalemi riva'lara kadar takip edip sevişmelerini kamereya kaydetmedin mi? üstüne behlül'le anlaşma yapıp matmazel'i göt gibi bırakmadın mı? hikayenin sonunda adnan'a yumurtlamayacak mısın? senden ala plancı mı var ulan?
farkındaysan hala da bi inceden tiksindi senden "burada iyileşemiyorsun" diyerekten inceden yolunu yaptı. bilemiyorum şehre in istersen. resmen downtown çevirisi. şehre inmekmiş.
...........
-her bölümde bir had bildirmece. hayatınızda had bildirdiniz mi? nereye bildiriliyo mal müdürlüğüne mi?..
-ne bir çamaşır kurutucumuz var, ne de çamaşır kurutucusu olan bir tanıdığımız. o kadar fakiriz ki. bir de çok aşırı pahalı olmamamasına rağmen resmen zengin eşyası bu kurutucu. orta direğiz biz de yani satın almada bir sorunumuz yok. ama almıyoruz. zenginlik başka. kurutucusuz zenginlik olmuyor.
-"mutlu aşk yoktur" diyen hal etmişmiş. seni ilgili başlığa alalım. metin altıok'dan louis aragon'a; sezen aksu'dan, zülfü livaneli'ye kimmiş o halt edenler listeleyelim...
-mezarlığa kabristan deme tandansı? (tandans mı kaldı asıl?)
-kocanızı boynuzlarken yapılacak küçük şımarıklıklar vol.2; iyice pişman edin kendisini köpek olsun, bütün kabahati üstlensin.
-(öksürüğünden tanıdım) beşir mi geldi?
-3 tespitim var sayın hakim; daha da çekiliyorum huzurlarınızdan...
1)bihter'in eve döndüğündeki sofra sahnesi... bihter dekorasyondan nihal'in kilosuna kadar laf giydirdi, behlül es vermeden bihter'i yalanlarcasına "onun eti budu güzel", "onun dekorasyonu übermeç" diye karşılık verdi. sürekli devam etti bu.
2)bihter'in hamile olduğunu öğrendiğinde behlül'ün suratı çarşamba pazarına döndü. beti benzi attı.
3)nihal ve behlül öpüşürken baskın yapan bihter aynı şekilde beyninden vurulmuşa döndü ve bunu belli etmekten çekinmedi.
sonuç; e oha artık. kör müsünüz? sağır mısınız? sığır s..misiniz? şu üç maddeden birinde azcık şüphelenseydiniz ya. hakikaten zeka geriliğiniz var. bundan sonra varsayımlarımı bu yönde toparlayacağım sayın baba, oğul, kutsal kız üçlüsü.
..........
bir günden bir güne tekneyle çıkarmadınız lan beni aşk olsun. alemin karıları, adamları dolunay manzarasıyla boğaz kıyılarında, ben evde klavye başında. haftaya perşembe, cuma yoğum. haftasonu varım. beni bekleyin anacığım...
sonunda nihal'in de memnun olduğu dizi.
Son düzenleyen: Moderatör: