arkadaşlar biraz önce ayrıntılı bilgi verememiştim şampuanlar hakkında şimdi ekliyorum bi okuyun derim:95:
"Sodyum Lauryl Sülfat (SLS)
İng. Sodium Lauryl Sulfate (SLS)
Bu yazıda, yaklaşık otuz senedir süren ‘SLS kanserojendir/kanserojen değildir!' tartışmasının özetini bulacaksınız. Hindistan cevizinde bulunan yağ asitine basitçe sodyum ve sülfat eklenerek elde edilen bu kimyasal maddenin ismini herhangi şampuan veya diş macununun içindekiler kısmında görmek mümkün. Her daim kullandığınız diş macunun arkasında bu maddenin ismini okumaktan sıkıldığınız günlerden birinde, internette bu konuda küçük bir arama yaptığınızda fark edebiliyorsunuz bunu. SLS ve türevleri (sodium laureth sulfate, ammonium laureth sulfate, sodium lauryl ether sulfate) temizlik sektörüne el atmış en kalabalık ailelerden birisidir. Bu ailenin en rütbeli elemanı olan ve ayrıca aileye ismini veren sodyum lauryl sülfat'ın, şöhretini kanserojen olabilme özelliğini gizli tutmak gibi birtakım gayrimeşru yollarda kullandığı öne sürülüyor. SLS'nin avantajları şu şekilde özetlenebilir;
— Sabun köpüğünü daha aktif hale getirir,
— Köpük miktarını artırır,
— Emülsiyon özelliği nedeniyle fazla yağ ve kiri saç ve deriden uzaklaştırır,- belki de bu kadar çeşitli alanlarda kullanılmasının en önemli sebebi- üretimi gayet ucuzdur.
Zararları;
— Çocuklarda göz gelişimini engeller,( ki bu madde bebek şampuanlarında dahi var)
— Derinin zarar görmesine yol açar,
— Kök hücrelerine zarar vererek saç dökülmesine sebebiyet verir
— Kalp ve ciğer gibi organlara kadar girerek iltihaplara yol açar.
SLS'nin bu olası zararları konusunda ihtilaf var. ‘Zararsızdır' içerikli yazılardan, ‘tamamen zararlıdır' diye bas bas bağıran yazılara kadar bir sürü yazı bulabilirseniz internette. Yine de, bu kadar tartışma içinde bazı bilimsel bulgular vermek mümkün. SLS'nin trietanolamin (TEA), dietanolamin (DEA), monoetanolamin (MEA) gibi bileşiklerle, vücuda teması halinde dahi zarar verebilecek olan ‘nitrozoamin (ing. nitrosamines)'leri oluşturur. ‘İlla SLS kullancam, o benim hayatımın anlamı' diyenlerin SLS'yi en azından bu bileşiklerle birlikte kulanmaması bu kişilerin son kullanma tarihini artıracaktır inancındayım. Bunun yanında altta referanslarını verdiğim birtakım araştırmalarda ise SLS'nin %2'den fazla kullanımı sonucunda yukarda saydığım zararlara yol açtığı tespit edilmiştir 1,2. Bu araştırmalarda beni rahatsız eden en önemli cümle ise, birçok üründe bu oranın %20'den fazla olduğunu belirteniydi. Uçurum gayet açık. SLS kullanmaya devam etmek veya tamamen organik ürünler kullanmak.
1 Journal of the American College of Toxicology,
2(7), 127-181, 1983 2 Journal of the American College of Toxicology, 2(5), 1-34, 1983 "
bir de
Cildin en hassas organlardan biri olduğunu belirten Kimya Yüksek Mühendisi Kudret Livaoğlu, deri yolu ile alınan kimyasalların doğrudan kana karıştığına dikkat çekiyor. Livaoğlu, SLS'nin vücuda etkilerini şöyle anlatıyor: "Ambalajların üzerinde sodium laureth sulfate (SLS) veya sodium lauryl ether sulfate (SLES) olarak yazılan bu kimyasal madde, deriden emilip organlarda birikme yapabiliyor. Ciltte alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebiliyor. Bir araştırmada ise göz dokusuna zarar verip görme problemlerine neden olduğu görülmüştür. SLS'ye düşük miktarda olsa da dioksan diye adlandırılan kanserojen madde üretim sırasında bulaşabilmektedir. Bu nedenle de ayrıca risk oluşturmaktadır."
linki:
Aile Sağlık - Şampuanın çok köpürmesi iyi olduğu anlamına gelmiyor - ZAMAN GAZETESİ [İnternetin İlk Türk Gazetesi]
Kozmetik ve Vcut Bakm rnlerinde Toksik Kimyasal Katk Maddeleri
http://www.naturalive.com.tr/aksiyon3.pdf
etiketleri iyi okuyalım derim ben