selamlar kızlar,
uzun süredir yoktum, izne çıkmıştım,
aslında temmuz başında izne çıkacaktım ama bizim ufaklık bir gün ateşlendi ve mikrobik ishale yakalandı 2 hafta önce, bu yüzden izne erken çıktım. hemen hastaneye götürdük tahlil yapıldı ve enfeksiyon çıktı dışkısında ve kanında. antibiyotik ve serum alınca aynı gün toparladı çok şükür ki ama 1 gece hastanede kaldık, serum verildi mecburen. çünkü ne su içirebiliyor ne de yemek yedirebiliyorduk. doktor sulardan, yıkanmamış besinlerden, her şeyden olabileceğini söyledi. kültür için örnek alındı ama üreme olmadığı için mikrobun ne olduğunu bulamamışlar. biz de o kadar dikkat ediyorduk, havuza bile sokmuyorduk ama olacak olunca oluyor. gıdasına temizliğine ve taze olmasına dikkat ediyoruz ama diş çıkarma dönemi olunca altı çamurlu ayakkabısını bile ağzına alıyordu. yapacak bir şey yok. bu mikropla savaşarak bağışıklık kazanmayı öğrenecekmiş vücudu. yine maşallah çok iyi savaştı vücut.
hemen sonrasında da iştahsızlık başladı. 2 tane azı 1 tane de köpek dişi patlıyor. yedirmekte çok zorlandık, ne verdiysek ağzından saldı. video, şarkı, oyun, hiç bir şey fayda etmedi. 5 günlüğüne tatile gitmiştik ufaklık iyileşince, tatil de burnumuzdan geldi, eşimin amcası hastaydı zaten biz tatile gittiğimiz gün yoğun bakıma kaldırıldı. tatile gittiğimiz yerde de her an ölüm haberi gelecek korkusuyla hiç tadını alamadık. o kadar da güzel bir yerdi, otel değil de bir devlet kurumunun yazlık tesisi. buraya 1.5 saat uzaklıkta. 2 odalı, banyolu tek katlı evler var, balkonu var, bahçesi var, deniz hemen önümüzdeydi. nisa huggies in little swimmer tek kullanımlık bezleriyle denize girdi. denizi ve kumları çok sevdi. çıkarınca ağladı gidecem diye. orada kendisinden büyük çocuklar da vardı, nisa yı sevdiler oynattılar. koştu, oynadı, güldü maskot oldu. 2.5 yaşında bir oğlanın bisikleti vardı, ona bindi bol bol. orda masaların üstündeki paketli şekerlerle oynadı, onları boşalttı doldurdu:)
amcamızın vefat haberi de geldi, dün günübirlik konya ya gittik cenazeye, nisa yı götürmedim tabi ki, anneme bıraktık. beni çok özlemiş sabah emzirip erkenden yola çıkmıştık o uyuyordu, öğlen sesimi telefonda duyunca ağlamaya başladı. bir de memeye aşırı düştü bu ara. önceden ben işten gelince gelir emerdi. şimdi bırakmıyor boş da olsa emiyor. resmen keyif yapıyor, kolumdaki tüylerle oynuyor bir taraftan da.
bir süredir sevindirici bir gelişme olarak yoğurt yedirmeye başladım, herhalde bu sıcaklarda yoğurt iyi geliyor, ev yoğurdu biraz cıvık oluyor ama kendi kaşıkla alıp yiyebiliyor döke saça. kıymalı makarnayı, erişte yi de sevmeye başladı. kendi yemek istiyor artık bizim elimizde kaşıkla bir şey yedirmemizden hoşlanmıyor. hele ki kahvaltı karışımından iyice bıktı çocuk. ben ne kadar karşı olsam da kahvaltı yapmıyor diye mecburen veriyordu annem. artık yumurtasını zeytinini domates salatalığını önüne koyuyoruz. vişne reçelini seviyor anneannesi yapmış onun vişnelerini yedi. simit, börek yiyor, sizin başka öneriniz var mı siz neler yediriyorsunuz önüne konup yiyebileceği şeylerden?