Merhabalar ben az önce kaydoldum. Kendimi çok yalnız hissettiğim için buraya gelip bir şeyler yazmak istedim. Yakın zamanda 2 senelik ilişkim bitti ve ilk ilişkimdi. Onun için hayatımdaki herkesi ve her şeyi sildim hatta hayallerimden bile vazgeçtim mesleki hayallerimden. Şimdi ortada bırakılmış hissediyorum. Kimsem yok içimi dökebileceğim konuşabileceğim kimsem yok.
Sabaha kadar ağlamak istiyorum konuşmak istediğim anlatmak istediğim o kadar şey var ki deliriceğim evde.
Bir daha kimsem olmayacakmış gibi hissediyorum. Bir daha kimse beni sevemezmiş gibi. Ben küçüklüğümden beri hep dışlanan biri oldum kilolu olduğum için dalga geçilen tombik kız oldum. Bu kişiyle tanışana kadar kimsenin beni seveceğini de düşünmüyordum. O kadar kabullenmiştim ki kimse beni sevemez, zaten evlenemeyeceğim, asla cocugum olamayacak. Bu düşünceleri kabullendiğim anda çıktı karşıma bu kişi. İlk defa sevmenin sevilmenin ne demek olduğunu anladım. Şimdi o gitti ben yine eskisi gibi kendimi çok kötü hissediyorum. Beni seven tek kişiyi kaybettim. Belki de bir daha kimse sevmeyecek.
Konunun gerçek olmasına pek ihtimal verememekle birlikte artık bu saçma düşünceleri okuyunca kendimi tutamadım.
Öncelikle merhabalar;
Okulunu kazasız belasız bitirirsen gelecekteki meslektaşım olacaksın (Halen tıp bitirmek üzere olan zeki birinin sizin yazdığınız kadar manüple edilemeyeceğine, bu kadar mantık dışı düşünemeyeceğine inansam da yazdığınız minvalden devam edelim).
Öncelikle hayatındaki kişi için (erkek arkadaşın, nişanlın veya eşin) kimseyi harcama. Çok büyük bir defekt olmadığı sürece karşı tarafın bunu senden talep etmesi bile kişiliğine ağır bir hakaret ve saygısızlık olduğunun farkına varmalısın. Ailen, dostun, seçebildiğin konuştuğun iş arkadaşın, eşin vb hepsinin yeri ayrıdır ve dengeli bir yaşam için gereklidir.
Teşbihte hata olmazmış aynı beslenme öğeleri gibi düşün. Hep karbonhidrat veya hep protein vs vs gibi beslenirsen belli bir süre sonra hastalıklar ortaya çıkmaya başlar. Aynı bunun gibi insanları, birinin paşa gönlü için harcarsan sosyal hayatın hastalanır, doğal olarak ruhsal sağlığında. Benim eşim bile benden bunu talep edemez. Hoşuna gitmeyen biri vs olursa nedenleriyle belirtir. Ben de değerlendirir, olayı netleştirir ve duruma, değer yargılarıma göre bir yol çizerim. Keza aynı şeyler eşim için de geçerli. İnsanları hayatımızdan çıkarabiliriz ama bunun kararı tamamen sende olmalı ve kimseye yaranmak için yapmamalısın. Yoksa şimdiki gibi o insan hayatımızdan çıkınca (ayrılık, ölüm vs) yapayalnız kalırsın. Bu olaydan ders al ve bir daha tekrarlama.Bu ne yazık ki bizim Türk kızlarının ana davranış problemlerinden biri. Sıfırdan bir çevre edinmeye başla.
Ne demek bir daha kimse sevmez beni? Artık 24 yaşındasın. Tıp tahsil ediyorsun. Çocukluğundaki kötü anılarının arkasına saklanmayı bırak ve artık azıcık da olsa mantıklı düşün ve davran.
Mesele kilon mu? Hiç sanmıyorum. Şu an biraz fazla lakin aman aman bir fazlalığın yok. Kaldıki 23 kilo vermişsin. İstersen sıfır bedene bile inersin. Spor + diyetle neler olabileceğini en iyi Dr lar bilir. Olmadı bunun ameliyatı vs var. Benim morbid obez bir Dr arkadaşım mide küçültme ameliyatı oldu. Şu an o kadar fit ki gören inanamıyor.
Mesele tipin mi? Eminim gayet güzelsindir. Klişeleri sevmem ama doğru bir özet cümle olduğundan tekrar edeceğim. Çirkin Kadın yoktur bakımsız kadın vardır. Yok olmadı ben kendimi istemiyorum. Aynalara bakamıyorum dersen sen tıp okuyorsun ya, bunun ötesi yok. Plastik cerrahi ile kişiyi annesinin bile tanıyamayacağı kadar değiştiriyoruz. Biliyorsun görüyorsun. Daha ne anlatılabilir ki sana. Nasıl istiyorsan öyle bir planlama yap.
Fazla ayrıntı vermediğinden başka bir şey diyemiyorum. Ama beni kimse sevmeyecek, evlenmeyeceğim, çocuğum olmayacak vs vs sözleri IQ 90 nın üstünde ortalama bir insan için bile abartı deği mi?
Neden değerini ve mutluluğunu birine endeksliyorsun? Öncelikle SEN kendini sevmelisin. Sonrası gelir elbet. Şu cümleleri kuran birinin ruhsal sağlığından endişe ederim. Ayrıca sen bir doktor olacaksın. Bizim bir hocamız “kendi sağlığınıza çok iyi bakmalısınız, kendine bile hayrı olmayan doktor kimseye şifa dağıtamaz“ derdi. Şimdi acil nöbetinde bu saydığın saçma nedenlerle suisid gelince ne yapacaksın. Evet çok haklısın deyip tabutuna son çiviyi çakman ne kadar saçma olur farkında mısın?
O ilk sevgilimdi ve şuan söyle hissediyorum. Onun haricinde hiçbir erkek gerçekten sevemez, kızları kullanır, aldatırlar. Gözümde onun haricinde tüm erkekler böyle geliyor o yüzden bu kadar çok üzülüyorum. Yeryüzünde aldatmayacak en mükemmel erkeği elimden kaçırmışım gibi
Bu cümlenin doğru olduğuna sizin konumunuzdaki biri nasıl inandı halen şaşırıyorum. Farkında mısın bilmiyorum başta babanı, varsa abin/erkek kardeşini, senin erkek akrabalarını, kendi babasını, kardeşlerini, kendi akrabalarını ahlaksızlık ve şerefsizlikle suçluyor. Sen de buna eyvallah diyorsun.Madem tüm erkekler böyle yaratılmış kendisinin farkı ne? Y kromozomunun kuyruğu mu çengelliymiş? Geri zekalının ettiği lafa bak. Tüm erkekleri nasıl tanıyormuş? Bu zamanda çıkan, evlenen tüm erkekler ahlaksız, kızlar da boynuzlu muymuş? Yani yazarken bu kadar saçma gelen cümleleri söyleyip, duyup, algılayıp, beyninizde işleyip, protein haline getirip bir de inanıyor ve bu veriye göre üzülüyorsunuz ya ne diyeyim size. Konun gerçek olmamasını diletiyorsunuz insana. Kardeşim olsan iyi bir sarsardım seni. Lütfen aklını kullan diye.
Ayrıldığım sevgilim doktor olduğum içim kimsenin benimle evlenmek istemeyeceğini söylemişti. Doktordan eş olmaz anne olmazmış buna rağmen beni sevmiş
Hangi üniversitede okuyorsun? Cidden merak ettim. Üst sınıflarından, asistanlarından yada hocalarından evli olan anne olan hemcinsin hiç mi yok da bu kadar IQ yoksunu, tek hücreli terliksi hayvan düzeyindeki (tüm terliksi hayvanlardan özür diliyorum) cümleye inanıp bir de üzülüyorsun. İnanamıyorum. Bir de tek hücreli seni lütfetti sevdi diye minnet duyuyorsun.
Etrafında onlarcası olduğuna eminim de neyse. Ben de uzman Dr um. Allah’a çok şükür iyi bir evliliğim dünyalar tatlısı evladım var. Eşim de doktor. Ve ben evlenene kadar gelen evlenme tekliflerinin sayısını hatırlamıyorum. Ciddi ciddi sana sayı vermek için düşündüm ancak bulamadım. Yaklaşık Yüzde 75-80’ni Dr olmakla birlikte üst düzey diye tabir edilen değişik meslek mensuplarından vardı. O kadar kötü bir meslekse neden herkes evlenmek için çabalıyor. Henüz okuldayken teklifler gelirdi. İntörnlükte arttı. İlk tus sınavımda kazandım. Yalnız sınav açıklanıp yerleştirilene kadar Anadolu’da küçük bir ilçede pratisyen olarak mecburi hizmete gittim. Birkaç ay içinde uzmanlık yerleştirmem oldu. O birkaç ayda savcısından, Dr undan kaymakam yardımcısına kadar bir çok teklif geldi. Hastahaneye gelenlerden kurtulmak için en sonunda gümüş bir söz tüzüğü taktım. Memleketten nişanlandım diye. Ve bu birçok arkadaşımın başına geldi. Asistanlıkta zaten pik yapıyor teklifler vs. Millet Dr eş ile evlenmek için tabiri caizse çırpınıyor. Tek nöronlunun dediği lafa bak.
Bir akıllı o tanıdığın tek hücreli zaten, gerisi aptal. Bilakis eşim hep der “mesleğin benim artım” diye. Beni en iyi sen anlıyorsun sen destekliyorsun der. Yorgunluk, nöbet, uzayan ameliyatlar, hayat tarzı, üzüntü, sevinç, hedefler, iletişim vs vs. Erkek olsam sanırım eşimin doktor olması benim için çok büyük bir artı olurdu. O kadar berbat durumlar, kırılmış hayatlar, nefes nefese ölümle yaşamın arasında mücadele veriyorum ki genelde diğer kadınların kafaya takıp üzüldüğü bir çok şey çok manasız geliyor. Üzülmek şöyle dursun aman dedikten sonra bir daha aklıma bile gelmiyor. Yoğun bakımın kapısında saatler süren uğraştan sonra bir anneye babaya evladınızı kaybettiniz haberi verdikten sonra kayın aile, komşu, maddiyat vs vs o kadar saçma bir düzeye iniyor ki. Ya da kalbi düz çizen bir yavruyu yaşama tutundurduktan sonra zayıfmışım, yüzümde sivilce varmış, şu bana bunu demiş ne kadar saçma geliyor. O çocuğun o ailenin hayatında dönüm noktasının başrolünü oynamışım, umrumda mı şu bana şunu dedi.
bu arada Çok mu güzelim? Hayır. Bildiğin Ortalama yurdum insanıyım. Sadece bakımlıyım. Pozitif ve çok sosyal biriyim. Çevrem çok çok geniştir. Sadece hastahane çevresi vs ile değil çok farklı alanlardan çok arkadaşım vardır. Değişik hobilerim var. Spordan sanatın farklı alanlarına kadar. Tabi bunların da farklı farklı çevreleri var. Genelde olayların iyi yönünden bakarım. Kolay kolay yüzüm asılmaz. Mütebessim bir çehreye sahibim. İnsanlar yanımda rahat ederler. Bence bunlar etkili sevilmemde ve saygı duyulmamda. Ayrıca mesleğim konusunda iddalıyım. Elimden geleni yaparım. Şaka kabul etmeyeceğim tek alan mesleğim. Çünkü benim mesleğim hata kabul etmez. İnsan denen mucizeyle ilgileniyorum.
Bir mesajında kariyerinden vaz geçtiğini, pratisyen kalacağını, hatta birkaç sene işine ara vereceğini yazmışsın. Bu nasıl olabiliyor aklım almıyor. Mesleğin
senin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama bu tür bir meslek mecburi haller dışında hatır için bırakılamaz. Bırakıyorsan hiç bu potaya girme. Çok yorucu, çok tehlikeli, çok riskli, senden her türlü götüren, toplumca çok değersizleştirilen ve asla karşılığını bu dünyada alamayacağın bir meslek. Bunlara katlanamıyorum diyorsan bırak. Şu an üniversite sınavına girsen istediğin hemen her bölümü kazanabilecek kapasitedesin.
Ama bizim meslek kelimenin tam anlamıyla aşk dır. Damarlarında gezen adrenalindir. Zekadır, hızdır, en üst ligdir. Futbolun şampiyonlar ligi, basketbolun NBA idir. Tatmin duygusunun en üstüdür. Mucizedir. Hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide azraille, zamanla vs vs tehlikeli ve sanatsal bir danstır. Gece 3 de pnömotorax (halk arasında akciğerlerin patlaması) gelişen bebeği, beyni oksijensizlikten etkilenmeden anında teşhis edip imkansızlıklar ve (malzeme, ilaç) yokluklar içinde damar yolu intraketiyle göğüs tüpü yerleştirmendir. Cildinin mordan pembeye döndüğünü görmen, deli gibi öten monitör alarmının durmasını duyman demektir. Sağlıkla hastaneden taburcu olup beyni hiç oksijensiz kalmadığı için sağlıkla diğer bebekler gibi büyüdüğünü izlemen, aşı takibi için her getirildiğinde onunla oynaman demektir. (Kendisi, ailesi vs hiç bilmese de, teşekkür şöyle dursun neden ölmesini izlemek yerine müdahale ettin diye şikayet edilsen de senin bilmen yeterli. O bebeğin morgda kaskatı yatması yerine sağlıkla annesinin kucağında çıkması yeterli. Onu kurtardığın gerçeğini hiç kimse gölgeleyecek ve elinden alamaz).
Örnekleri çok çoğaltabilirim ama yer de zaman da kısıtlı. Bu yaptığın işin karşılığı yok. O annenin kucağına o yavruyu sağ salim teslim etmenin hazzı hiçbir şeyde yok. Acile gelen arresti hayata döndürüp herşey stabillendikten sonra aldığın tek bir nefesin tadı hiçbir şeyde yok. Ve bunu tek bir kez bile yaparsan başka hiçbir şey senin kanını ateşleyemez. Bu kadar mucizevi bir mesleği yapabilme şansın var ve tek hücreli biri için çöpe atmak üzeresin. Üzgünüm ilerlemeyi hedeflemeyen her Dr geriler, hata yapar. Ve bizim hataları ne yazık ki toprak örter. Hiç bir Dr un kendini her yönden devamlı geliştirmemesini kabul edemem. Bu arada şimdi aklıma geldi. Aldığım en güzel ve özel evlenme teklifi asistanken 5 yaşındaki lösemi ile savaşan çok yakışıklı hastamdan geldi. Servisin ortasında elinde bizi çizdiği güzel bir resim(halen bende) ve papatya ile kendi yaptığı yüzükle evlenme teklif etti. O anın sevincini, mutluluğunu, üzüntüsünü, umudunu yüzyıl geçse unutmam (iyileşti yakışıklımız şu an okula gidiyor). Böyle bir mesleğin ve fırsatın varken Beni kimse sevmez mi diyorsun? Kendine o kadar haksızlık ediyorsun ki.
Sonuç olarak toparlayayım;
1) Kendini sev
2) Tek nöronlu manyaktan kurtuldum diye sadaka ver, fakir sevindir. Bir daha asla muhattap olma
3) Mesleğine dört elle sarıl. Dünyanın sayılı Dr ları arasına gir. Hastaların yüzündeki tebessümün sebebi ol. Kimse için mesleğinden vaz geçme.
4) Kimse için aileni, arkadaşlarını vs silme. Güzel bir çevre edin.
5) Kendini asla sadece tıpa gömme. Tus dan sonra değişik spor ve sanat dallarıyla uğraş. Farklı dil ailesinden En az iki yabancı dil öğren.
6) KENDİN İÇİN kilo ver, spor yap, sağlıklı beslen, tarz giyin, bakımlı ol.
7) Kendini her yönden geliştir. Farklı kitaplar gazeteler, dergiler oku. Psikolojini o kadar güçlendir ki bu kadar cılız sorunlarda yıkılmasın. Mutlu ol.
8) Hayata pozitif bak. Hastahanede ne kadar kötü durumdaki hastaların farkına var, onlara yardım et ve onların yerinde olmadığın için şansının farkına var, şükret.
9) Mesleğin için değil seni sen olduğun için seven ve değer veren aşık olduğun mantıklı biriyle birlikte ol.
10) Gülümse
Not: senin yaşında sevgilim yoktu. Teklifler geliyordu ama sınavıma odaklanmıştım. Kimseye aşık olmamıştım. Aşık olduğum insan asistanlıkta karşıma çıktı. Evlendik. Kendisi şükür sebeplerimden biri. Üzülme, geç kalıyorum diye düşünme. Zamanı gelince hakkında en iyisi olacak. Sadece hedeflerini ve önceliklerini iyi belirle.
Sevgiyle kal. Başarılarından bizi de haberdar et...