O işler öyle sandığınız gibi olmuyor. Birkaç hafta önce 32 yaşıma bastım. Özellikle son 5 yılda çok fazla kişi ile tanıştım görüştüm. Aralarında çok iyi olanları da vardı, selam dahi vermeye tenezzül etmeyeceğim ölçüde kötü olanlar da. Hatta birkaç örnek vereyim. 2 yıl önce bir pilot ile tanışmıştım mesela. 35 yaşında daha önce hiç evlenmemiş, bana karşı ilgili ve saygılı, işinde gücünde ve donanımlı bir beydi. Tanımak için birbirimize şans verdik haliyle. 1. buluşma, 2.buluşma, 3.buluşma derken ben bir türlü ısınamadım ona. Ona göre benim yanımda zaman çok çabuk geçiyorken, benim için dakikalar asla geçmek bilmiyordu. Akşam olsa da bir an önce bir bahaneyle yanından ayrılıp evime dönsem diyordum her defasında. Netice itibariyle zamanın yanında asla akmadığı biriyle bir ömürü geçiremeyeceğim kanaatine vardım, durumu açıkladım ve yollarımızı ayırdık. Kağıt üzerinde şahane bir beyfendiydi ama beni heyecanladırmıyor, ilgimi çekmiyordu. Ne yapmalıydım sizin mantığınıza göre mesela? Şahane adam Red, duyguya sevgiye bakma, olmadı gözünü kapatır başkasını hayal edersin mi demeli ve evlenmiş olmak için mi evlenmeliydim?
En son erkek arkadaşıma gelince, yine makam mevki sahibi, nispeten de yakışıklı biriydi. Birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum, zaman akmasın dursun istiyordum hatta. Velhasıl kendisi escort kızlarla takılan, instagramda her gün farklı arayışlar içerisinde olduğunu gözüme sokarcasına tanımadığı kadınların hesaplarını ekleyip ertesi gün silen (artık aralarında nasıl diyaloglar yaşanıyorsa) bir şahıstı. Ne yapmalıydım? Seviyorum beni heyecanlandırıyor gerisinin önemi yok demeli ve at gözlüğü takıp görmemezlikten mi gelmeliydim? Gözüme soka soka beni aldatan bir erkeğe yapışmalı mıydım?
Evet kader kısmet bizim çabamıza da bağlı. Bu konuda hemfikirim. Lakin tüm çabamıza rağmen olmuyorsa mesela? Göz göre göre lades mi diyelim?