Sana kendi hayatımdan bir örnek vereyim.
Erkeğin adı cem olsun kadınınki de leyla. Ben cemi bir bayanla kafede otururken gördüm. Tabi ben görür görmez başka sokağa girdim. Görülmek istemedim. Ve yıllardır leylayı aldattığını biliyordum. Yalnız sadece ben bilmiyorum akrabaların çoğu görmüş biliyor. Oğulları da biliyor. Hatta bana da anlattılar. Çünkü cem benim de akrabam.
Neyse birgün eşimle bankaya gittik. Banka çıkışı yağmur bastırdı oğluşum ıslanmasın diye bir binanın altında beklemeye durduk. Eşim karşı sokakta tekele gidim sigara alıcam bekle ıslanma dedi. Tekel kafenin yanında. Eşimin arkasından bakarken baktım cem kafede bi hatunla çay içiyor. O an eşim çıktı geliyor. Cem beni farkedince yanıma geldi. Ne var ne yok gibisinden birşeyler söyledi. Neyse eşim anlamadı cem tekrar kafeye gitti.
Cep telimi yanıma almamıştım. Eve girince baktım 4 kere cem aramış. 5. Arama elimde caldı. Açtım. Önce kıvırdı. O bayan leylanında arkadaşı yanlış anlama dedi. Halbuki ben yıllardır biliyordum. Neyse sonra birden bana bakkk leyla birşey duyarsa senden bilirim ayağını denk al dedi. Ben birden dumur oldum. Ben de ben birşey söylemem ama herkes biliyor duyarsa benden bilme dedim. Birden bağırdı kim kim diye. Bana ne dedim hayat senin hayatın beni ilgilendirmez.
Leyla da az çok hissediyor gibi. Cem eve gelince telini tamamen kapatıyor. Herşeyi şifreli. İşteyken arıyor teli meşgul...
İşin özeti. Bak kardeşim ben söyleseydim. Ve araları açılsaydı şunu diyeceklerdi psychopaths bozdu aralarını, yuvalarını o yıktı diyecekti herkes. Aslında herkes bilse de bi günah keçisi aranacaktı. O da ben olacaktım.
Biliyorum. Çünkü bu yüzden herkes susuyor. Zaten leyla da hiç yüzüne vurmuyor. Biliyor bence ama susuyor. Neden ben konuşayım ki.
Şimdi sen... yardım edeyim diye sakın birşey deme inan ki kabak senin başına patlar.