Eşimin kimseye hayır diyememesi herkesin işine koşması bizi maddi manevi ezmesi yormasi.. başkaları memnun olsun diye kendi huzurumuzun içine etmedsi vs bunları yaşarken ben de hep ne düşünürler diye aslında sesimi cikarmazdm. Esime yuklenirdim neden hayır diyemiyorsun neden herkese koşuyorsun gibi . Fakat yaşım 30 a yaklasinca bu durumu sorgulamaya başladım peki ben neden evde kuruyorum hasta ediyorum kendimi de onların yanında hicbirsey belli etmiyorum diye .. bugün artık 31 yaşındayım ve geçen seneden beri eşim yapsa da yapmasa da ben kendi cizgimi koruyorum.. eltim ile birlikte her işe kosardik ama en değersiz bizdik ben artık akillandim bazen musaitken bile müsait değilim demeye başladım. Bir işi onlar istediğinde değil de önce ben musaitsem yaparım demeye başladım. Örnegin görümcemin düğünü vardı. Erkenden gel hazırlığa yardım et diye emir verdiler eski ben olsam emir geldiği anda kocam gibi koşardım. Bu sefer çok önemli bir isim var inşallah bitince gelmeye çalışırım dedim. İşim yoktu ama gidesim de yoktu. Ablama gittim oturdum kahve içtim psikolojik olarak iyi hissettim akşama yakın kendimi ve çocuğumu bir güzel hazırlayıp gittim. Önceden olsa nerde kaldin sen ! Diye herkes bir ağızdan kızardı ama o gün misafirmisim gibi davranildi. Önüme hazır pişmiş yemek geldi hatta ben gidemedim diye ayirmislar yemeğimi. Çok daha değerli hissettim..ve buna benzer birkaç olay daha oldu.. mesela bayrama yakın eltim günler oncesinden gidip kv nin bayram temizligini yaptı , baklavasini açtı, sarmasini sardı. Ben bayramın ilk günü çıkıp gittim bana o baklavayi ikram ettiler çok da değer verdiler ve ben eltimin yaptığı baklavayı yerken kaynanam eltim odadan çıkınca bıktım bunun çocuklarından günler öncesinden gelmiş ne acelesi varsa dedi ve küçük bebeğine kizdi sus sende dedi küçücük çocuğa.. o zaman bir kez daha mesafenin insanın öz saygısı için çok kıymetli birşey olduğunu anladım. Sizde biraz duvarlı olmak iyi bişey mi ?