Tam benlik konu, ben anladım seni.
Olay aslında fiziksel olarak enerjiyi bulmak değil. İnsan 40 lı yaşlarda daha kendine/hobilerine odaklı, hayatın keyfine vararak yaşamak istiyor. Sakin, dingin, sevdiği şeylere zaman harcadığı bir hayatı olsun istiyor.
41 yaşındayım, 20 yıla yakın çalışma hayatım var. Çocuklarımın doğumlarından sonra aralar verdim sadece.
Bu süreçte iş kadınlığı, ev hanımlığı, annelik, öğrencilik yaptım.
2/3 sene öncesine kadar ben evde yapamam, kariyerim için daha ne donanımlar katabilirim kafasındaydım.
Son zamanlarda içime dönüp ben neleri seviyorum, hangi sosyal çevre beni mutlu ediyor, ne yaparsam sabah yataktan hevesle kalkar koşa koşa giderim sorgulamalarına geçtim.
İçinde 3 tane olimpik havuzu olan bir sitede yaşıyorum havuz alanına daha bu sene adım attım.
Hafta içi işteyim, haftasonu ev derleyip topla, çocukları kurslara götür, misafir ağırla, aile büyüklerini ziyaret et hengamesiyle geçiyordu çünkü.
Senelerdir psikoloji ve kişisel gelişim ilgimi çeker daha bu sene kendim için o zamanı yaratıp eğitim almaya başladım.
Sporla uğraşmak istedim hep ama daha geçen sene özel hoca ile çalışabildim, oda koştur koştur yorgun gidilen antremanlarla geçti.
Okumak istediğim kitaplarım komodinin üstünde, başucumda bekliyor.
Geriye dönüp baktığımda 41 senelik hayatımda toplamda 1 senemi tamamen kendime odaklı yaşamışmıyımdır emin değilim.
Birde ne var biliyor musunuz? Biz kadınlara ayaklarının üstünde dur olayını yanlış öğretmişler.
Ok kimseye muhtaç olmayacak şekilde kendimizi hayata hazırlayalım, B planlarımız cepte dursun ama bir savaşın içinde gibi de yaşamayalım. Hep vermek yerine almayı da bilelim.
Hafta içi yataktan sürünerek ve isteksiz kalkıyorum hafta sonu sabahın köründe gözlerim açılıyor.
Tamamen psikolojik aslında, çünkü hafta sonu zorunluluk yok, beyin ertesi günü düşünerek huzurla uykuya geçiyor
Sadece çalışınca üretiyor ve sosyalleşebiliyormuşuz yada evde oturan her kadın sadece evinin işlerini yapıp komşularıyla lak lak yapıyormuş gibi genellemelerden nefret ediyorum artık.
Bugün evde oturmaya başlasam istediğim kitaplarımı okurum, uzun zamandır istediğim yogaya başlar yaz aylarında yoga kamplarına bile katılırım. Haftanın bir iki günü kişisel gelişim ile ilgili eğitim ve seminerlere gider gelirim. sevdiğim arkadaşlarımla kahve buluşmaları yapar, muhabbet ederim. Eeee hafta doldu zaten.
Şimdi bu durumda sabah 9-18 arası ofiste kafam evraklara gömülüyken mi kendim için daha üretken olurum, manevi ve fiziki gelişimim adına iyi şeyler yapabilirim? Yoksa planladığım üst paragraftaki hayatı yaşarken mi?
Maddi anlamda bir zorunluluğun yoksa emekli et kendini gitsin. Kaç gün yaşayacağımızı bilmediğimiz hayatta bu kadar tırmalamanın anlamı ne?