- 26 Nisan 2008
- 21.009
- 7.620
- 773
- 39
,Şişman manifesto bloğu sahibi Demet Hanımdan alıntıdır...kızlar mutlaka okuyun yaaa özellikle de sen Gülden..
Kıssadan Hisse
Bir fırtına binlerce deniz yıldızının karaya vurmasına sebep olur. Sabah güneşi yükseldiğinde binlercesinin öleceği kesindir. Kumsalda yürüyen bir adam bu üzücü tabloya bakar ve yakaladığı her deniz yıldızını okyanusa geri atan bir çocuk fark eder. Adam çocuğa doğru yürür, elini omzuna koyar ve “evlat tüm deniz yıldızlarını kurtaramazsın, ölecekler en nihayetinde, bir iki tane kurtarmanın ne önemi var?” der. “Benim için önemi var” diye haykırır çocuk! “Benim için önemi var!” (It matters to this one!)
Ben bundan 4-5 sene önce, başıma gelenleri kaldıramazken ve kaldıramadıklarımın altında ezilirken yardımı sürekli dışarıda arıyordum. Beyaz atlı prensler mi beklemedim, bana hayatın gizini fısıldayacak sensei’ler mi? Benim gözüm yolda kaldıkça onların gelmesi gecikti. Ha bugün ha yarın derken, materyalize olan, gerçeğe dönüşen “hayatımın ağır gelenleri” üzerime kilo olarak eklendikçe eklendi. Ne ağlamak, ne sızlanmak, ne de birgün uyandığımda mucizevi bir şekilde zayıflayacağımı ummak fayda etti. Hayatım göz göre göre ellerimin arasından kayıyordu ve kimse kılını kıpırdatmıyordu. Şişmanlık çok boyutlu bir sorun; bunun toplumu var (hele ki burası TR ise), ailesi var, arkadaş çevresi var, iş hayatı var, psikolojisi var, sağlık boyutu var. Varoğluvar.
Haaa dedim bir gün! Ben kimsenin “işi, mesaisi” değilim. O kadar üzdü ki bu beni! Çünkü ben kendimi biliyorum, insanların hayatlarına nasıl müdahil olduğumu, çoğu zaman onları sırtlanıp, yürümeleri gereken yolları yürütmeye çalıştığımı biliyorum. Her ne kadar bunu yapmak imkansızsa da yine de bu niyete sahip olduğumu biliyorum. Ama aynısının bana yapıldığını söyleyemeyeceğim. Size de yapılmayacak. Herkesin kalbinde bu kadar kas yok. Bir yerde bırakacaklar peşinizi, siz vücutlaşmış bir inançsızlık olacaksınız birileri için. “Gene mi rejime başladın, bu sefer ne zaman bırakacaksın” bile diyecekler. Ben sadece sorumluluk almaya karar verdim! Aldım! Demet’in hayatı sadece demeti ilgilendirir ve ancak demet kendi için bir şeyler yapabilir!
Evet, hepimiz tekme yiyoruz. Benim kıçımdaki ayak izlerini görseniz şaşırabilirsiniz bu niceliğe! Ve yine evet, hepimize korkunç şeyler oluyor. Yüzünüze yumruk yediğinizde gücünüzü toparlamanız biraz zaman alıyor. Üzücü şeyleri yok sayamayız, elbette oturup onlar için üzüleceğiz. Ama yeteri kadar! Ölçüsüyle, miktarıyla! Şimdi ben diyorum ki; gel arkadaşım, kötü şeyler olduğunda bu sefer başkalarını suçlamak yerine “harekete geçenlerin elit grubuna katıl!” Yaratılırken içine konmuş gücü açığa çıkar. Kimseye değil kendine inan. Beni inandıklarım hep yarı yolda bıraktığından mıdır nedir, artık ancak kendi dediğime inanabiliyorum.
Sizin kim olduğunuzun, ne bildiğinizin, ne bilmediğinizin, sağlığınızın ne durumda olduğunun, mutlu olup olmadığınızın aslında pek de kimsenin umurunda olmadığını bir kez olsun kabul edin! Eğer ben rejimi bıraksam ve tüm kiloları geri alsam cidden çok önemi olur mu sizin için? Biliyorum bu siteyi gerçekten severek takip ediyorsunuz, beni bağrınıza basıyorsunuz, destekliyorsunuz ve moral veriyorsunuz. Ama düşünün bir kere, hadi diyelim her şeyin ucunu bıraktım, kendimi koyverdim yine, benim düşüşümün bir başkasının hayatında ne kadar önemi olabilir? Çok az… Belki bir telefon, bir mesaj ya da bir mail… Sonrası “sen bilirsin Demetcim…” Sessizlik. Ama benim için önemi var. Bu ciğerlere soluk alıp veren benim. Bu hayat ancak ben varsam var. Sizin için de aynısı geçerli. Kilo verdiğiniz zaman tebrik ederim, alkışlarım, moraliniz bozulduğunda ya da motivasyonunuz düştüğünde “hadi devam “ derim. Ama sizin yürümeniz gereken yolun ne kadarını sizin adınıza yürüyebilirim? Ya da bir başkası benim yürümem gereken yolun ne kadarını benim adım adıma yürüyebilir? Elvan, misal, dese ki bana “rejimi bıraktım, sigaraya tekrar başladım” evet, üzülürüm… Ama ne kadar üzülebilirim? Birbirimiz için ne kadar üzülebiliyoruz? Herkes eninde sonunda kendiyle meşgul değil mi? Herkes kendi hayatını yaşıyor, benim hayatım yolunda… Bana ne kadarı dokunabilir Elvan’ın başaramadıklarının? Kulağa ne kadar acımasız geliyor değil mi “bana ne” denmesi? Ama öyle, bana ne, ona ne, kime ne?
Kontrolü eline almak istiyorsan, al hadi! Kim tutuyor? Ne tutuyor? Bir şeye başlamak istiyorsan başla hadi! Ben bu kiloyu böyle verdim. Bunu yapmış olmam beni kimseden daha “iyi, becerikli ya da iradeli” yapmaz, yapmadı, yapmayacak. Sadece şunun göstergesidir buraya kadar gelmem; “Demet en sonunda romantizmi bıraktı, ayaklarının üzerine kalktı, kendi sorumluluğunu ellerine aldı.” Çünkü Demet kim olduğu gerçeğine hep inandı!
nihalim şuan kafam çok yoğun
ama söz yarın sabah sağlam kafayla okucam
şimdi okusamda anlamam
kaydirigubbakcemile3kaydirigubbakcemile3ben geldım azra yemınle bende ızledım senı aklımada geldı ama cok kalabalıktı adana deyınce aklıma bu bızım azra olmasın dedım bu arada sesınıde duydum bak ınsanlar nerden nereye ama ısmını yazmışlarmıydı algılayamadım galıba
isim vermedim tanınmayım die ama mübarek herkes izlemiş birde bn olduğumu anlamışkaydirigubbakcemile3
olumunekankayizsmileolumunekankayizsmileselam kızlarrrr
ben çıkıyorummmm
yaaaa bi biz göremedik deseneeee tühh evde olmanınn bir artısıda bu işteee....
öpüyorum hepiniziiii
kızartamamı oooooohayırlı akşamlar canlarım bende iftarımı ettim karnım tok nasılsınız annem şehriye çorbası ve kızartma yapmıtı onlardan yedim cokacimcoook
nese hadi baaam oruçsun die bişey demiyomlülülülülülü
ben geldım kızlar nasılsınız opuyorumnanaktan
iyi akşamlar ablam
nasıl geçti günün
doktoramı gitccem demniştin