9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !

Icim gecmis heralde benim.
Kim seviyo arkadas boyle. Bi tanesine canli sahit olmuslugum yok.
Sahit oldugumu sandiklarimda birini bulunca unutuveriyo.
Tamam biz de seviyoruz da. Gerek yok kendinden fazla sevmeye.

Ifsa gibi olmus bi de direk
 
Icim gecmis heralde benim.
Kim seviyo arkadas boyle. Bi tanesine canli sahit olmuslugum yok.
Sahit oldugumu sandiklarimda birini bulunca unutuveriyo.
Tamam biz de seviyoruz da. Gerek yok kendinden fazla sevmeye.

Ifsa gibi olmus bi de direk

anlamadım? kendime gelemedim daha.
 
dün yazamadım, elimde 3 tane tahlil sonucu var. ocak, nisan, ağustos.
ocakla ağustos aynı yerde yapıldı, nisan başka yerde. doktor göremedi o yüzden.
nisandaki tahlilde gariplikler var. yani ocakla ağustos değerleri yakın ama nisandakinde uçan bazı şeyler var.
anlayabilecek olan var mı aranızda?
 
çok alakasız bir yerlerden bu konuya geldim, sonra ilk sayfaları okudum, sonra ilk sayfada yer alan linki tıklayıp ordan başlayarak bi 20-30 sayfa okudum. Geyik sohbeti kısmına taşınmış konu ama son yazılanlara bakıyorum hala pofuduk'un eski nişanlısı ile ilgili bişeyler yazılıyor gibi geldi tam anlamadım.
neyse ben biraz daha karıştırayım en iyisi :kahve:
 
Bu başlığa ne zaman yazsam önceki mesajım gönderiliyor, sebebini çözemedim. Hemen düzenliyorum ama alıntı olmuyor düzenleyince de. Kusura bakma lütfen.

İyisin bence pofuduk, ferah tut gönlünü bu konuda.
 
Bu başlığa ne zaman yazsam önceki mesajım gönderiliyor, sebebini çözemedim. Hemen düzenliyorum ama alıntı olmuyor düzenleyince de. Kusura bakma lütfen.

İyisin bence pofuduk, ferah tut gönlünü bu konuda.

fark ettiğim için düzenlemeni bekliyorum ben de.

tahlillerde sıkıntı var, ilaç kullanıyorum, 10 gün sonra tekrarlatacağım. bilemiyorum. beklemekten başka yapacak bi şey yok.
 
fark ettiğim için düzenlemeni bekliyorum ben de.

tahlillerde sıkıntı var, ilaç kullanıyorum, 10 gün sonra tekrarlatacağım. bilemiyorum. beklemekten başka yapacak bi şey yok.

Teşekkür ederim. İyi olacağına inan lütfen. En azından ilaç tedavisinin işe yarayacağına.
 
üşenmedim ilk sayfada yer alan konu özeti linkinden itibaren son sayfaya kadar okudum. biraz bir gelişme kaydetmişsiniz sanki dediğim her an yine en başa sardığınızı gördüm. en çok nerden kızdım ve üzüldüm biliyor musun? "ben artık hiç bir hayalimi gerçekleştiremeyeceğim, hiç gelinlik bakamayacağım,hiç düğün yapamayacağım" dediğinde. üstelik en kötüsü bunu kendine inandırdığın için daha da fazla acı çektin. 10 sene, 10 sene diyip durmuşsun tüm konu boyunca, bunun 5 senesi ayrı geçmiş ama. üstüne askerlik o bu derken siz aslında yanyana geldiğiniz zaman çatırdamaya başlamışsınız, uzakken iyiymişsiniz, özlerken kavuşmalarınız güzelmiş. büyü konusu ise ayrı bi konu, onu yapan cezasını bulacak zaten, ama kaderinizde o adam olsaydı büyü bile sizi ayıramazdı, inançlı bir insansanız bunu zaten bilmeniz lazım.
hiç bir işe yaramayacak biliyorum, herkes bin tane şey anlatmış ama bak ben de sana kendi hikayemi anlatayım. benzerlik yok aslında, zamanında nişanı bozmuş biriyim, beni kendi kızı gibi gördüğünü söyleyen bir ex kayınvalideye sahibim ama anlatırken sana kayınvalidenin yaptıklarını da anlatacam. bu arada baştan söyleyim güçlü biri değilim, yaşadığım tüm kötülükleri olağan gücümle sırtlayıp da kendi başıma aştım ben ne mükemmelim demiyorum yani, tam tersine güçsüzüm, 3 sene panik atak tedavisi gördüm okulum ve nişanlımla yaşadıklarım yüzünden. 1 senede işsizlik yüzünden depresyon tedavisi gördüm.
dur ben uzun uzun yazmaya başlayım sana, umarım okursun.
 
senin gibi 10 senemiz beraber geçti bizim diyemem biz 3 sene beraberdik, ama 2 senesi aynı evin içerisindeydi. hatta şöyle söyleyim tanıştıktan 3 gün sonra ilişkimi başladı 5 ay sonra nişanlandık ve aynı evde yaşamaya başladık. bazen benim evime annem ya da babam gelirdi o zamanlarda da gündüz onların evinde bir araya gelirdik gece yatmaya giderdim eve, bazen de gitmezdim bi bahane bulurdum onlarda kalırdım ne salaklık..

peri masalı falan demeyeceğim, kavgamız da olurdu ama gerekirse sabaha kadar konuşur uyumaz ertesi gün de devam eder sorunu çözene kadar mevzuyu asla kapatmazdık. iki zombi olurduk yani kavgalıyken, uykusuz kırmızı gözler patlamay hazır iki bomba, ama sonunda barışmak bize yeterdi..

ex kaynanam iyi bi kadındı, yani o zaman öyle düşünürdüm. beni severdi çanta gibi de her yere taşırdı saolsun. oğlunu adam ettiğimi söylerdi, benden önce çok serseriymiş benim sayemde evde durmaya başlamış, hayatı düzene girmiş. tüm bu bahsettiklerim olurken de 23-26 yaş aralığındaydım yani, ergen falan da değildim.

beni çok sevdiğine inandığım ex kaynanamın alttan alta bana neler dayattığını ben çok sonradan gördüm, birkaç tane örnek vereyim sana:

-kilomla ilgili sürekli eleştirirdi beni, hatta bu öyle bi raddeye gelmişti ki 100 kilonun üstünde olan komşularına benzemekle, gelinlik giydiğimde uçan balon gibi gözükecek olmakla eleştirilirdim. (42 bedendim o vakitler, şimdi 44 bedenim)
-oğlu sigara içerdi, işsizdi, evde yatardı kendi hiçbişey demezdi, üstüne üstlük beni oğlunun üstüne salardı "söle sigarayı bıraksın, söyle iş bulsun" diye, ben de salak gibi lafına uyup adamla kavga ederdim.

-gelinlik konusunda bana o kadar laf söyleyen kadın, kendi kızının gelinliğini giymemi önerdi bana. düşünsene görümcemin gelinliğini giyeceğim. üstelik görümcem benden 15 kilo zayıf ve 10 cm kısa. ex kaynanaya göre tadilatla tüm bunlara çözüm getirilebilirdi (nişanlıma bunu söylediğimde olabilir aslında ablamın gelinliği çok güzeldi dedi, hiç ses çıkarmadım)

-evlenseydik onların bir tane daha evi vardı onların evle aynı site içerisinde, yaklaşık 8-10 blok uzaklıkta orada oturacaktık, evin borcunu biz ödeyecektik ama. buna da tamam dedim. evde tadilat yapılması gerekiyordu, parke yaptırılacaktı katalogtan modellere bakarken benim beğendiğimin tam tersi bi renk gösterdi, ben bu daha güzelmiş deyince de "ev benim istediğimi yaptırırım, ben bunu beğendim bu olacak" dedi (nişanlıma bunu söyleyince de asla bana annemi şikayet etmeyeceksin, bir daha duymayım böyle bişey dedi, ben yine hiçbişey demedim, diyemedim.)

-bana düğününüzü burda yapacaz diye bi salon gösterdiler, sen seninkine pavyon diyosun ya, bana gösterdikleri salon Sincan'da bodrum katında bir salondu. orda olacağına hiç olmasın daha iyi dedim, iyi o zaman bi nikah yaparız dediler, ona da bişey diyemedim (ailem ankarada değil bu arada, memleketlerimiz aynı olmasına rağmen bize hiç sorulmadan düğün o salonda yapılmaya karar verildi)

-koltuk takımı için katalog karıştırırken bizim beğendiğimiz modellerin hepsine burun kıvırdı, gitti kahverengi deri kolluklu kocaman koltukları gösterdi hep, beğenmedim, orda da eleştirildim.

-o dönemde okuyordum hala, mimarlık bölümünde. kadının en büyük hayali benim okulumu bitirip de kpss çalışıp devlette bir kurumda çalışmaya başlamamdı. oğlu mu? oğlu lise mezunu, bir işe girse asgari ücret alsa yeter, ev geçinir işte. ama doğumdan sonra hemen çalışmaya dönmek zorundayım çünkü oğlunun maaşıyla geçinemeyiz, aman ne olacak ya çocuk alt tarafı o bakar büyütür, ben yeter ki çalışayım.

3 seneye sığdırdığım yüzlerce örnek daha sayabilirim sana. nişanlımın kötü özelliklerini saymıyorum bile sana, kıskançlığı, baskı kurması, kendini hep halı zannetmesi vs. bunların hepsini geçtim, 3 sene sonunda bizim ilişkimiz nasıl bitti biliyor musun?

okula ara verdim memlekete döndüm, panik atak tedavisi görüyordum. eve döndükten 6 ay sonra okula geri dönmemeye ve tamamen bırakmaya karar verdim. annesi defalarca aradı beni yapma etme oku yoksa geçinemezsiniz dedi. ben bi iş bulur çalışırım ikimiz de asgari ücret alsak bile geçiniriz dedim, oğlumun sigara yemek parası ancak çıkar öyle dedi, yine hiçbişey demedim, sevdiğim adam arkamda durur dedim.

1 ay geçmedi üstünden uçurum açıldı aramıza. her gün saatlerce konuşurken günde 3-5 mesaja düştü. sordum dayanamayıp neden böylesin diye, sebebini bilmiyorum dedi, ben olmasam ne değişir hayatında dedim, hiçbişey dedi. işte o an bitti benim için. iyi geceler dedim ve yattım. o an bitti. ve o beni çok seven annesi vardı ya hani, beni bir kere bile aramadı. ortada bohça falan yoktu, yüzüğü de kaybetmiştim zaten ayrılmadan 2 gün önce, geri de göndermedik, öylece bitti.

beraberken ufak tefek eşyalar alıp biriktiriyorduk bir kutu içinde evimizde kullanmak için, o kutu onda kaldı. 1 koli kitabım evlenince kitaplık yapacaz nasıl olsa diye onda kaldı. hepsi bi yana o zaman ikimizde çalışarak 10 tane küçük altın biriktirmiştik onlar onda kaldı. ayrıldıktan 4 ay sonra ablasından kitaplarımı ve altınları istedim. bana 1 tane kpss hazırlık kitabı, 1 tane okulla ilgili bi kitap ve 2 tane hırkamı gönderdiler. altınları göndermediler, sebep ne biliyor musun? o parayı harcamış.. bizim beraber biriktirdiğimiz, "birgün olur da ayrılırsanız ben herkese hakkını vereceğim" diyen annesine emanet ettiğimiz altınları harcamış, işe girince geri yerine koyacakmış altınları o zaman bana verecekmiş. düşünsene okulu bıraktım, 5 kuruş param yok, o altınlar belki de bana destek olacak ama o altınları harcamış..

demem odur ki pofuduk bitek sen gibi görmedin, herkes gördü. 10 sene beraber olduğum adamı değil ama 2 sene aynı evde yaşadığım, kirli çamaşırını yıkadığım, aynı yatakta uyuduğum, sabahın köründe kalkıp kahvaltı hazırladığım adamı sadece okulu bıraktığım için kaybettim. okulu bitirseydim kaybetmeyecektim belki ama ben kendimi hala hiç suçlu görmüyorum. benim tercihlerime saygı duymadılarsa defolsunlar gitsinler dedim hep. defoldular gittiler..

bu olaylar 2011'de oldu, şimdi yeni mesajımda sana 2011'den bu yana yaşadıklarımdan bahsedeyim.
 
her zaman iyi ki beni terk etmiş dedim, yoksa asla okula geri dönmeyi düşünmezdim. iki asgari ücretli geçinirdik sanki ne var ki derdim. ama o beni terk etti, ben 6 ay sonra okullar açılırken okula geri döndüm. o beni terk ettiğinde ben sıfırdaydım.

okullar başladıktan 3 ay sonra aradı beni, tabi okula geri döndüğümü bilmiyor, gece 4te aradı beni, acısı uyutmamış sabahı bekleyememiş. nasılsın nasıl gidiyor hayatın dedi, anlattım. okula geri döndüm, yurtta kalıyorum, gayet iyiyim diye. ağladı, beni unutamamış, çok kötüymüş, böyle olmasını hak etmemişiz. hiçbişey hissetmedim, tek bir satır acım bile yoktu (çünkü ben senin yaptığını yapıp kendimi acıtmak yerine, sessiz kaldım. geri dönme ihtimalini hiç düşünmedim, istemedim de, ama hiç iletişime geçmedim. herşeyini bildiğim adamın arayacağını adım gibi biliyordum, ama beklemedim onu.) 45 dakika ağladı telefonda, kuzenlerime varana kadar nasıllar diye sordu konuştuk. bir şans daha istedi, mümkün değil dedim. telefonu kapatırken ne dedi bana biliyor musun? "bir daha beni arama sorma lütfen, seninle konuşmak istemiyorum" güldüm sadece.

aradan 1 ay geçince yine beni gizli numara aramaya başladı, açıyorum dinliyor sadece. birgün dayanamayıp "yüreğin varsa gizliden arama, numaran gözüksün, ben yine de açarım merak etme" dedim adını söyledim, bir daha arayamadı.

velhasıl kelam okulu bitirdim, 2 sene işsiz kaldım depresyon tedavisi gördüm. bu arada saçma sapan insanlar girdi hayatıma, aşka hiç küsmedim sağolsun o da güzelce acıttı beni her seferinde. hiç kimse olmayadabilirdi hayatımda, yalnız ve bekar da ölebilirdim (ki bu ihtimal hala var) ama ben en dibi gördüğümde bile, "hayallerim yıkıldı, bundan sonra kimseyle bunları gerçekleştiremeyeceğim" demedim. tam tersine aldığım kararların arkasında duramayan, beni ihtiyaç duyduğumda bırakıp giden bir adamla o hayalleri gerçekleştireceğime temiz kalsın hayallerim kirlenmesin dedim. ki dediğim gibi güçlü bir insan da değildim, bir sürü hastalık geçirdim, tek fark inancım vardı, ölmek yerine yaşamayı seçtim, yaşamışken de iyisi olsun dedim.

sonuca gelirsek;

-7 ay boyunca "seni istemiyorum, ben ciddi ilişkiyle uğraşamam" deyip de ötelediğim adam benden vazgeçmedi beni ikna etti, 17 aydır sevgiliyiz, 2 aydır da nişanlı. nasipse inşallah 3 ay sonra da düğünüm var.

-annesi beni seviyor mu bilemem, ama her konuşmamızda sevdiğini söylüyor, umarım doğrudur. hiçbir şeye karışmıyor, ne gelinliğe beraber bakalım, ne mobilyaları beraber seçelim, hiçbirisi yok, hepsini ikimiz halletmeye çalışıyoruz, annesi sadece kızım ne derse onu yapalım diyor.

-gırtlağımıza kadar borçla evleneceğiz, çünkü ailesinin durumu yok. benim ailem biraz yardım ediyor, geri kalan herşeyi satır satır ikimiz ödeyeceğiz. gözüm korkmuyor.

-bana asla "ablamın gelinliğini giy, ninemin duvağını tak" gibi fikirlerle gelmiyor. bütçemizi bildiğimden dolayı, aradım taradım istediğim gelinliği en uygun fiyata buldum diktiriyorum.

-açıldığı günden bu yana her önünden geçtiğimde inşallah benim düğünüm burda olur dediğim düğün salonunu tuttuk düğün için. (bu arada ex nişanlı evlendi, düğünü bana bahsettikleri düğün salonunda yapıldı. yani onlar seni oraya layık gördükleri için o pavyondan bozma yeri istememişlerdi, vizyonları o yeri beğeniyordu zaten, sorunları sen değildin yani)

-bana verebilecekleri bi evleri yoktu, kirada oturmayalım diye ananem kirada olan evini bize verdi, üstelik kira da istemedi, ısrar ettik kabul de etmedi. parke rengimize, koltuğumuza, perdemize kimse karışmıyor, karışmaz da, karıştırmaz da.

yani secgili pigme pofuduk pigme pofuduk 3 gündür işyerinde her fırsat bulduğumda konunu okuyorum ve bunları sana yazmak istedim, çünkü herşey kafada bitiyor. sen acı çekmek istediğin için acı çektin bunca zamandır. hep onları aklamaya çalıştın gözünde, ama onların aklanacak bişeyleri yoktu ki. senin ex nişanlı evlenir mi evlenmez mi bilinmez ama onlar yine sana vaadettiklerini yapacaklar o kıza da, çünkü onların vizyonu bu. kendi vizyonlarına uygun bir kız bulurlarsa sen onları mutlu gibi göreceksin ama içten içe senin yaşadıklarının aynısını yaşayacaklar.

beni yanlış anlama, önüne bak, sen de yeniden aşık olacaksın, aman bırak şu sünepeyi demiyorum. sadece yaşayacağın hayatı sen tercih ediyorsun diyorum. mutsuz olmak istediğin için mutsuzsun ve evet sen yazmadan ben söyleyim, tüm bu hastalıkların da sen mutsuz olmayı istediğin için varlar. insan bahane üretmek isterse sürekli bahane bulur, sen de buluyorsun. ama o bahaneleri bırakırsan, yeniden başlayabilirim dersen mutlu olacaksın ve tabi bunun için takipleri de bırakman gerek. en azından saplantından kurtulana kadar.

he bunları niye yazdın be kadın dersen? sana bi faydası olur mu bilmem, ama senin durumunda olup okuyanlar ve bu durumdan kurtulmak isteyenler var, belki onlara yardımı olur. yani umarım.
 
Arkadaş uzun uzun yazmış ama boşa elbette yoksa farklı farklı hikayeleri kaç kez yazdım bilmiyorum

İnsanın içinde olacak derler ya, hah işte ondan, devam etmek istemek ya da istememek mesele bu

Pofuduk iyi durumda olsa es dost akraba anne baba falan da laf edemez ama bizim sanalda hissettiğimiz melankoliyi onlar 5 misli hissediyodur...
 
xyzt-5544 xyzt-5544 okudum hepsini. helal olsun diyorum. mutluluklar diliyorum.
birkaç yerde söyledim aslında, bazı şeyleri kasıtlı yapmadılar, o kadarlar.
aynen sıfırdan başlıyorum şu an, zor ama başka çare yok.
herkes bi şekilde yolunu buluyor ama bazen daha zor oluyor sadece.
 
xyzt-5544 xyzt-5544 okudum hepsini. helal olsun diyorum. mutluluklar diliyorum.
birkaç yerde söyledim aslında, bazı şeyleri kasıtlı yapmadılar, o kadarlar.
aynen sıfırdan başlıyorum şu an, zor ama başka çare yok.
herkes bi şekilde yolunu buluyor ama bazen daha zor oluyor sadece.

herkes için zor oluyor aslında, sadece süreyi belirlemek sıkıntı. kimi 3 gün acı çeksem yeter dibi gördüm toparlanayım diyor, kimisi 3 senede ancak dibi gördüğünü zannediyor. halbuki acı aynı acı, 3 gün de çeksen aynı 3 sene de.
panik atak için doktorum bana bi tanım yapmıştı çok da mantıklıydı bak sana da söyleyim.
beyin sen farkında olmadan bişey düşünmeye başlıyor, o konu derinleştikçe kafanda bu sefer çıkmaz düşüncelere giriyor. vücut beyne hükmedemediğinden dolayı da seni o düşünceden uzaklaştırmak için başka bir tepki veriyor. bu sen de taşikardi olarak ortaya çıkmış, ben de nefes alamama olarak ortaya çıkmıştı. resmen nefessizlikten bayılacakken kendime geliyordum fark ediyordum ki bir süredir nefes almıyorum, öyle bir şuursuzluk yani.
işin zor kısmı karar vermekti, umarım bu sefer tam olarak o adamdan kurtulmaya karar vermişsindir. gerçekten o aklından çıkana kadar onu merak etmeyi, naptı demeyi bi kenara bırak. arama onu. aslında bir kere aklına geldiğinde ona bakmadan durabilsen, aramadan o krizi atlatabilsen sen de kolay olduğunu göreceksin.
he şimdi içinden "bu kızda amma ahkam kesiyor ya, iyiki bi o krizleri atlatmış gelmiş bık bık konuşuyor" diyebilirsin. haklısındır da belki, ama 3 gün okuduktan sonra konunu yazmadan geçmek istemedim. bi yerde insan ayağa kalkıyor çünkü mecbur, belki senin ayağa kalkışın da ufak bir katkım olur diye umdum.
bu arada insan gerçekten ne zaman herşeyin boş olduğunu anlıyor biliyor musun, ölüm acısını iliklerine kadar yaşadığında. ben şükür anne babamı kaybetmedim henüz, ama bi bayramda mezarlığa babannem ve dedemi ziyarete gitmiştik, babam mezarlıktan çıkarken "iyi bayramlar" dedi iki mezar taşına. bi düşündüm de adam en gerçek sevgililerini koymuş toprağa, bundan sonra tüm hayatı boyunca hep böyle bayramlaşacak onlarla. e benim acım ne, "sevgilim beni terk etti" boşversene sen.. hep dua ederim, Rabbim daha beterlerinden korusun hepimizi.
 
xyzt-5544 xyzt-5544 sadece... ne bileyim, başka türlü olabilirdi. evet yine biterdi ama başka türlü olabilirdi. kırgınlıklarım içimi acıtıyor benim.
bugün biraz hassas olmaya hakkım var, bugün acı çekip üzülmeye hakkım var benim. bazı özel zamanlar yara olup kalıyor. bugün onlardan biri.
 
xyzt-5544 xyzt-5544 sadece... ne bileyim, başka türlü olabilirdi. evet yine biterdi ama başka türlü olabilirdi. kırgınlıklarım içimi acıtıyor benim.
bugün biraz hassas olmaya hakkım var, bugün acı çekip üzülmeye hakkım var benim. bazı özel zamanlar yara olup kalıyor. bugün onlardan biri.

başka türlü olsaydı daha az mı acıtacaktı? mesela düğüne 5 gün kala ayrılmış olsaydınız ne değişecekti?
onunla gelinlik bakmış olmak, ya da ev tutup mobilya seçmeniz ve öyle ayrılmanız çok daha kötüsü inan bana. çünkü o süreçler gülüp eğlenerek olmayacaktı ki. yine kavga olacaktı, gürültü olacaktı. beraber gidip mobilya beğenecektiniz, o annesine gösterince ağız değiştirecekti sen üzülecektin. davetli sayısı sorun olacaktı, ailen arada kalacaktı onlarla uğraşacaktın. kendi hayallerin bambaşka iken pavyondan bozma bir yerde evlendiğin için içten içe daha çok kırılacaktın.
sizin süreç iş ciddiye bindikten sonra güzel ilerlememiş ki, şimdi keşke daha fazlasını yaşasaydım diyosun. daha çok yaşanmışlık daha çok acı olacaktı sadece.
özel günler aklına hep gelecek, ben hala eski nişanlımla tanışma günümüzü hatırlarım mesela, üstünden 5 sene geçti ilk defa bu sene aklıma gelmedi o dönemde aileler tanışacaktı çünkü onun telaşı vardı aklımda.
bir anda mucizeler olmuyor yani emin ol. hepsi zamanla oluyor. acıtıyor, kanatıyor bunlar çok normal. sadece sen kurtulmayı iste. bir yerden onu hayatından çıkarmaya başla. mesela mesajlaşmalarınızı artık sil, okuma. telefon numarası sil, ona ait herşeyi göz önünden kaldır. hepsi adım adım gelecek zaten.
 
Back
X