ama bazı şeyleri de zamana bırak. "habersiz gelirler" diyorsun mesela, gelsinler bunu öyle düşünelim. ama sen şimdiden "habersiz gelirlerse" diye önlem almaya kalkıyorsun, sınır çizmeye kalkıyorsun, aileme yerini öğretmeye kalkıyorsun. sen böyle yaparsan tabi tepki alırsın.
sonra ikimiz de birbirimize hak verip
sorun da bu cümleye hak verebiliyor olmanız aslında.
evet, bazı seyleri yolun basında insanlara ultimatom verir gibi konusmaya gerek yok, aileye karşı tavrınızı o zaman koyarsınız, zaten zamanla sizi tanıyacakları icin herhangi bir sekilde karısacaklarında vereceginiz karşılıgı da tahmin ederler, edemiyorlar ise de müdahale etmis olduklarında tepkinizi de göze almıs olurlar...
fakat "gelsinler öyle düsünelim" ne demek?
kusura bakmayın ama onun aklı yok mu, şu an beyin faaliyetleri durdu mu da bu konuyu es geciyor?
asıl bilinmezlik de eş adayınızın tavrının ne olacagı zaten.
"neden takıyorsun ki? birsey deseler benim cevap vermeyecegimi bilmiyor musun? ben ister miyim zırt pırt annemlerin eve gelmesini?" diyebiliyor mu? muhtemelen hayır.
demez, diyemez çünkü kendi de farklı düşünmüyor. sadece sürec icinde sizinle mücadele etmek yerine kolayı secip dediklerinizi kabul ediyor.
arada ailesi ve sizin aranızda uyuşmazlık oldugunda ise size de alttan almanızı ögütleyerek, bunu tam olarak yapmadıgınız taktirde de muhatap ben degilim kendi sorununu kendin çöz diyip aradan sıyrılıyor.
bunu görmek zor degil, anlamıyorum ki neden hep es geçiyorsunuz bu konuyu...
büyük teyzem çocuk konusunda sana laf da söyler, annemi o büyütmüş, bizi o büyüttü, benim çocuğumu da o büyütmek ister. ama tutup da seni zorla hamile bırakacak değil. "evet haklısınız" de, yaşlı insanların gönlü olsun, biz yine ne istiyorsak onu yapalım."
eviniz ve odanız icin de bir girerler iki girerler sonra vazgecerler diyordu,
ya vazgecmezlerse?
"ben rahatsız degilim, rahatsız olan sensin, git babama geceliginle ilgili sıkıntını anlat" mı diyecek?
ama anneniz "onlar oyle insanlar degiller" demiş, o yuzden bunu da düsünmeye luzum yok.
peki ya ilerde cocuk soz konusu oldugunda ya da baska bir konu...?
bazı sorunlarda sizin farklı düsündügünüzü kabul edip uzlasma saglanamayacagını bilip tavır koymayı ogrenmesi gerek.
bundan kaçmak icin "muhatap ben oldum, simdi sen oldun"lar ile kafa karıstırmasına luzum yok.
alın işte daha önceden yazmıstım, ev çözülür cocuk cıkar... konuşmuşsunuz bile.
cocuk büyütmek istemenin -nasıl bir yaptırım uygulanacagına dair- çıkarımı hamile bırakmaksa cidden şurdan kendimi atasım geldi okurken,
yahu çocuğunuz oldu diyelim ve kadın büyütmek istiyor "elbette büyüklerin önerilerini dinleriz ama kendi cocugumuzu kendimiz büyütecegiz, birinin dogrudan mudahalesi olacak sey mi hic?!" diyecek biri mi sizce?
ben size o gün geldiginde ne olacagını yazayım, çünkü simdiden kelimelerle düşüncesinin ne yönde oldugunu belirtmis de yine görmek istemiyorsunuz muhtemelen,
"Y Teyze cocuga sürekli baskı uyguluyor, ÇOCUĞUN AKLI KARIŞACAK... işe giderken de onlara bırakmamı istiyor ama sülalenin bakıcısı mı bu kadın? ben kendim bakmak istiyorum, evimin düzeni de bozulmasın, birini tutarız o bakar. çünkü o kadının yetistirmesi benim anlayısıma ters, fakat bakıcı benim soyledigim sekilde yemek yedirmek uyku vaktini ayarlamak zorunda mesela"
duyacagınız cevap ise "canım onlar yaşlııııı.... alttan alsan ne olur, bizim iyiligimizi istiyorlar, yabancıya emanet etmek cok mu matah birşey zannediyorsun? ONLAR ŞİMDİLİK BAKSIN, zaten biz evde istedigimiz gibi yönlendiririz. "
bir de üstüne yaşlılıktan bahsedip "ölecekler üzmeyelim" ajitasyonuna başlarsa combo olur.
nerede sizin "biz ne istiyorsak onu yapalım" şeklinde iddia ettigi hayalleriniz?
fakat şimdiye kadar cümlelerin üzerinden sayfalarca tartışıp kelime kelime öyle degil böyle dediler diyerek -balık hafızalı biri olarak gerçekten şaşırıyorum- açıklama yapmanıza ragmen şu iki cevap arasındaki düşünce ve pratik anlamda ciddi farkı farketmek yerine yorumunuzun sonunda yazdıgınız gibi yine hak vererek konuyu kapatıp yaşarken çıldırıcak gibi bir izlenim oluşturuyorsunuz,
üstelik daha söz kesimindeki siyah elbise meselesini kendiniz kabul ettiginiz halde "aklıma yanayım" demek yerine karşı tarafa daha cok öfkelendiginizi göz önünde bulundurursak hatayı irdelerken başka yerlere daha fazla yükleneceginiz de aşikar.
insanların gönlünü yapmak sadece he diyip geçmekle olmuyor, istemediginiz seylerin bir kısmı uygulandıgında da sabredebilmeniz gerekiyor.
bence kimse karışamaz diye birşey yok, pratikte pek mümkün olmuyor zaten,
önemli olan sizin tahammül edebileceginiz seylerin sınırını bilmeniz ve bunu karşı tarafın dogru sekilde anlayabilmesi/aktarabilmeniz.
elbette bu durumun karşılıklı olarak gecerli olması gerektigini de belirteyim yine de.
klasiktir, torunlara evin büyükleri sürekli ye ye derler, keza eski anne babalar direkt cocuklarını da zorlayıp yemiyor diye aglayan insanlar, nerede gördüysem hep aynı tavır... buna uyarı yapılır ama bir nebze sabredilebilir bence.
fakat iş "göster oglum amcana pipini"yi savunmaya geçerse? şahsen asla izin vermem.
şimdi buradan hareketle, kalkıp eş adayınızla her şeyi sürekli irdeleyip şu an söz vermesini istemenize gerek yok,
ancak onun nerede nasıl davranacagını bilmeniz, güvenmeniz ve tahmin edebiliyor olmanız gerekir ki beraber bir yola çıkabilesiniz.
ya bunca yıl beraber olmanıza ragmen onun düsüncelerinin ne yönde oldugunu kestiremiyorsunuz,
ya sıyrılmaya calısacagını biliyorsunuz ama toz konduramadıgınızdan iş bozulmasın diye şu sıralar bilmemezlikten geliyorsunuz,
ya da siz birbirinizi gerçekten tanımıyorsunuz...
bunca yıl yediniz ictiniz gezdiniz, birbirinizin karakterine dair aklınızda bir fikir nasıl oluşmaz ki...
bence size bilmediginiz şeyler yazmıyoruz da bize yanıt verirken kendinizi ikna etmeye calısıyorusunuz,
güya düsüncelerinizi bizim üzerimizden bir bir çürütüyorsunuz gibi bir durum var...
fakat gerçekler uygulama noktasında burada yazıp cizmeyle örtüşmüyor ne yazık ki.
ha sizde de çokça hata görüyorum fakat direttiginiz ve fazla tepki verdiginiz gecmiş konuları detaylandırıp suçluluk duygunuzu kabartmak pek iyi sonuclar dogurmayacak muhtemelen.