9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !

bak acı yaşayan biri olarak söylüyorum cenaze olup bitip eve dönüş daha sancılı eşyalarını çıkarıyosun tek tek ihtiyacı olanlara dağıtıyosun hatıra kalacak bişey olsun istiyosun gömleği mi hırkası mı derken farkediyosun ki hişeyini vermek istemiyosun aslında, aile kalabalık diyosun gelen giden zaten çok olur kafaları allak bullaktır

gelen giden olmaz ki. herkes gidip geldi çünkü memlekete. gitmeyen bi biz kaldık sanırım.
yani gelen giden yine olur da taziye olmaz artık, "abla naptınız" diye uğrar giderler.
biz perşembe gittiğimizde evin insanı vardı bi tek. sözlüm geldi bizden sonra, bi ara da görümcem kuzeniyle uğradı gitti. o kadar.

eşya işini muhtemelen kayınvalidem tek başına yapacak.
 
konu nerelere geldi takip edemedim bir süre. barıştınız mı?
 
ama bazı şeyleri de zamana bırak. "habersiz gelirler" diyorsun mesela, gelsinler bunu öyle düşünelim. ama sen şimdiden "habersiz gelirlerse" diye önlem almaya kalkıyorsun, sınır çizmeye kalkıyorsun, aileme yerini öğretmeye kalkıyorsun. sen böyle yaparsan tabi tepki alırsın.

sonra ikimiz de birbirimize hak verip

sorun da bu cümleye hak verebiliyor olmanız aslında.
evet, bazı seyleri yolun basında insanlara ultimatom verir gibi konusmaya gerek yok, aileye karşı tavrınızı o zaman koyarsınız, zaten zamanla sizi tanıyacakları icin herhangi bir sekilde karısacaklarında vereceginiz karşılıgı da tahmin ederler, edemiyorlar ise de müdahale etmis olduklarında tepkinizi de göze almıs olurlar...
fakat "gelsinler öyle düsünelim" ne demek?
kusura bakmayın ama onun aklı yok mu, şu an beyin faaliyetleri durdu mu da bu konuyu es geciyor?
asıl bilinmezlik de eş adayınızın tavrının ne olacagı zaten.

"neden takıyorsun ki? birsey deseler benim cevap vermeyecegimi bilmiyor musun? ben ister miyim zırt pırt annemlerin eve gelmesini?" diyebiliyor mu? muhtemelen hayır.
demez, diyemez çünkü kendi de farklı düşünmüyor. sadece sürec icinde sizinle mücadele etmek yerine kolayı secip dediklerinizi kabul ediyor.
arada ailesi ve sizin aranızda uyuşmazlık oldugunda ise size de alttan almanızı ögütleyerek, bunu tam olarak yapmadıgınız taktirde de muhatap ben degilim kendi sorununu kendin çöz diyip aradan sıyrılıyor.
bunu görmek zor degil, anlamıyorum ki neden hep es geçiyorsunuz bu konuyu...


büyük teyzem çocuk konusunda sana laf da söyler, annemi o büyütmüş, bizi o büyüttü, benim çocuğumu da o büyütmek ister. ama tutup da seni zorla hamile bırakacak değil. "evet haklısınız" de, yaşlı insanların gönlü olsun, biz yine ne istiyorsak onu yapalım."

eviniz ve odanız icin de bir girerler iki girerler sonra vazgecerler diyordu,
ya vazgecmezlerse?
"ben rahatsız degilim, rahatsız olan sensin, git babama geceliginle ilgili sıkıntını anlat" mı diyecek?
ama anneniz "onlar oyle insanlar degiller" demiş, o yuzden bunu da düsünmeye luzum yok.
peki ya ilerde cocuk soz konusu oldugunda ya da baska bir konu...?
bazı sorunlarda sizin farklı düsündügünüzü kabul edip uzlasma saglanamayacagını bilip tavır koymayı ogrenmesi gerek.
bundan kaçmak icin "muhatap ben oldum, simdi sen oldun"lar ile kafa karıstırmasına luzum yok.

alın işte daha önceden yazmıstım, ev çözülür cocuk cıkar... konuşmuşsunuz bile.
cocuk büyütmek istemenin -nasıl bir yaptırım uygulanacagına dair- çıkarımı hamile bırakmaksa cidden şurdan kendimi atasım geldi okurken,
yahu çocuğunuz oldu diyelim ve kadın büyütmek istiyor "elbette büyüklerin önerilerini dinleriz ama kendi cocugumuzu kendimiz büyütecegiz, birinin dogrudan mudahalesi olacak sey mi hic?!" diyecek biri mi sizce?

ben size o gün geldiginde ne olacagını yazayım, çünkü simdiden kelimelerle düşüncesinin ne yönde oldugunu belirtmis de yine görmek istemiyorsunuz muhtemelen,
"Y Teyze cocuga sürekli baskı uyguluyor, ÇOCUĞUN AKLI KARIŞACAK... işe giderken de onlara bırakmamı istiyor ama sülalenin bakıcısı mı bu kadın? ben kendim bakmak istiyorum, evimin düzeni de bozulmasın, birini tutarız o bakar. çünkü o kadının yetistirmesi benim anlayısıma ters, fakat bakıcı benim soyledigim sekilde yemek yedirmek uyku vaktini ayarlamak zorunda mesela"
duyacagınız cevap ise "canım onlar yaşlııııı.... alttan alsan ne olur, bizim iyiligimizi istiyorlar, yabancıya emanet etmek cok mu matah birşey zannediyorsun? ONLAR ŞİMDİLİK BAKSIN, zaten biz evde istedigimiz gibi yönlendiririz. "
bir de üstüne yaşlılıktan bahsedip "ölecekler üzmeyelim" ajitasyonuna başlarsa combo olur.
nerede sizin "biz ne istiyorsak onu yapalım" şeklinde iddia ettigi hayalleriniz?
fakat şimdiye kadar cümlelerin üzerinden sayfalarca tartışıp kelime kelime öyle degil böyle dediler diyerek -balık hafızalı biri olarak gerçekten şaşırıyorum- açıklama yapmanıza ragmen şu iki cevap arasındaki düşünce ve pratik anlamda ciddi farkı farketmek yerine yorumunuzun sonunda yazdıgınız gibi yine hak vererek konuyu kapatıp yaşarken çıldırıcak gibi bir izlenim oluşturuyorsunuz,
üstelik daha söz kesimindeki siyah elbise meselesini kendiniz kabul ettiginiz halde "aklıma yanayım" demek yerine karşı tarafa daha cok öfkelendiginizi göz önünde bulundurursak hatayı irdelerken başka yerlere daha fazla yükleneceginiz de aşikar.

insanların gönlünü yapmak sadece he diyip geçmekle olmuyor, istemediginiz seylerin bir kısmı uygulandıgında da sabredebilmeniz gerekiyor.
bence kimse karışamaz diye birşey yok, pratikte pek mümkün olmuyor zaten,
önemli olan sizin tahammül edebileceginiz seylerin sınırını bilmeniz ve bunu karşı tarafın dogru sekilde anlayabilmesi/aktarabilmeniz.
elbette bu durumun karşılıklı olarak gecerli olması gerektigini de belirteyim yine de.

klasiktir, torunlara evin büyükleri sürekli ye ye derler, keza eski anne babalar direkt cocuklarını da zorlayıp yemiyor diye aglayan insanlar, nerede gördüysem hep aynı tavır... buna uyarı yapılır ama bir nebze sabredilebilir bence.
fakat iş "göster oglum amcana pipini"yi savunmaya geçerse? şahsen asla izin vermem.
şimdi buradan hareketle, kalkıp eş adayınızla her şeyi sürekli irdeleyip şu an söz vermesini istemenize gerek yok,
ancak onun nerede nasıl davranacagını bilmeniz, güvenmeniz ve tahmin edebiliyor olmanız gerekir ki beraber bir yola çıkabilesiniz.

ya bunca yıl beraber olmanıza ragmen onun düsüncelerinin ne yönde oldugunu kestiremiyorsunuz,
ya sıyrılmaya calısacagını biliyorsunuz ama toz konduramadıgınızdan iş bozulmasın diye şu sıralar bilmemezlikten geliyorsunuz,
ya da siz birbirinizi gerçekten tanımıyorsunuz...
bunca yıl yediniz ictiniz gezdiniz, birbirinizin karakterine dair aklınızda bir fikir nasıl oluşmaz ki...
bence size bilmediginiz şeyler yazmıyoruz da bize yanıt verirken kendinizi ikna etmeye calısıyorusunuz,
güya düsüncelerinizi bizim üzerimizden bir bir çürütüyorsunuz gibi bir durum var...
fakat gerçekler uygulama noktasında burada yazıp cizmeyle örtüşmüyor ne yazık ki.
ha sizde de çokça hata görüyorum fakat direttiginiz ve fazla tepki verdiginiz gecmiş konuları detaylandırıp suçluluk duygunuzu kabartmak pek iyi sonuclar dogurmayacak muhtemelen.
 
bütün iş onda evet ve her geçen gün biraz daha umudum kırılıyor.
bence rest çekemeyecek.
düğünü istediğim zamanda yapabilmek için hiçbir şey yapmadı. sözde istediğim elbiseyi giyebilmem için hiçbir şey yapmadı. çok umudum yok yani.

"o kız bize uymaz akraba değil" demişler, sevgilim de "bana uyuyor" demiş. vazgeçmedi yani. "askere gitmeden olmaz" dediler gitti tecili bozdurdu haber vermeden.

şimdi sorunlar olunca diyorlar ki "al işte o kız bize uymuyor".

yani bence o vazgeçmeyince beni vazgeçirmeye çalışıyorlar.

kendi bilir o zaman.
bunu söylemem belki çok ayıp ama ben yeri geliyor kendi anneme tahammül edemiyorum. onun annesine hiç edemem. gitsinler köyden cahil kız alsınlar gönüllerine göre çiğnesinler. ben bu 3 lisans diplomasını annesini eylemek için almadım.

köy kızı cahil değil, onun annesine göre herkes cahil. beni çiğneyemeyeceğini anladığı için istemedi zaten. ki konuşuluyormuş hani köyden kız alsak daha iyi olur diye yoksa asla aşağılamak için söylemedim.

saygı ve güven yok evet. devam edeceğini de sanmıyorum ama işte kafamda sorular var ve çözüme kavuşturamadığım için dönüp gidemiyorum. çözmüş olsam giderdim muhtemelen.

ben bilebilmeliydim. anlayabilmeliydim. anneme babama ilk bağırdıklarında ağlamak yerine "sen kimin evinde kime bağırıyorsun" diyebilmeliydim.

sevgilim askere gitmeden tanışmaya geldiler.

durdu durdu "oğlum gidince ben onsuz naparım" dedi. annem de iyi niyetten geberiyor ya, "allah dermansız ayrılık vermesin" dedi. kadın da, kayınvalide demeyi içim almıyor artık, "uzaktan konuşmak kolay, siz ne anlarsınız" dedi.

annem onlar gittikten sonra ağladı. "ilk defa gördüğün, ne yaşadığını bilmediğin insana söylenmez bu" dedi.

o kadın benim annemin ilk çocuğunun öldüğünü biliyordu.

sırf bunun için bile allah belasını versin.

bütün bunları buraya yazıyorum ki, yarın öbür gün asla yumuşamayayım.

annesinin babasının önünde bacak bacak üstüne atmışım, annem babam bana bu terbiyeyi vermemişmiş.
"kardeşine baktım, o atıyor diye attım" diyorum, "o yapmaz", "ben görmedim", "o yaptıysa da sen yapmayacaksın."

onlar kral soyu çünkü, bizi lütfen huzurlarına kabul etmişler.

babasının yanında bacak bacak üstüne atmam çok ayıp ama ben evde don paça otururken, salonda geceliklerim sütyenlerim asılıyken babası anahtarla açıp girebilir. ne var yani hiç mi çamaşır görmemiş?

böyle tutarsızlıklarından nefret ediyorum.

bitti zaten, oraya bi şey demiyorum ama aklım almıyor benim. "nasıl" ve "neden" sorularıma cevap arıyorum haftalardır. mantığa oturtamıyorum.

orta yol bulunmayacağını ben çoktan kabullendim, onun tercih yapmasını bekliyordum ama şu an umursanmış olduğumu bile düşünmüyorum.

ben çirkefleştiğimde telefonu kapatır direk. yine kapattı. ama sabah arayacak muhtemelen, çok ağır mesajlar attım çünkü. telefon kapatmasıyla ilgili olarak "artık yüzüme telefon kapattığında da kızmıyorum çünkü annen baban seni hiç adam yerine koyup dinlememiş, o yüzden dinlemeyi bilmiyorsun" dedim.


evlensem bile çocuk yapmazdım. bu insanlarla çocuk yetiştirmek istemiyorum. yalancılar, iftiracılar, ite söyler gibi laf söylüyorlar, verdikleri sözleri tutmuyorlar, güvenilmezler, çocukların mahrem yerlerini herkesler elleyip kurcalıyor, çocuklarına tırnak kadar değer vermiyorlar.

görüyorum ben zaten.
 
diplomaları annesini eylemek için almadım demişsin ama baya baya eyliyosun şu an, üstelik annemi niye aramadın diye bide sevgilin gönül koyuyor onu pışpışlaman bekleniyor, sebep ne babası öldü, sonraki bahane ne olacak o büyük o anne o bilir. ..
 
sorun da bu cümleye hak verebiliyor olmanız aslında.
evet, bazı seyleri yolun basında insanlara ultimatom verir gibi konusmaya gerek yok, aileye karşı tavrınızı o zaman koyarsınız, zaten zamanla sizi tanıyacakları icin herhangi bir sekilde karısacaklarında vereceginiz karşılıgı da tahmin ederler, edemiyorlar ise de müdahale etmis olduklarında tepkinizi de göze almıs olurlar...
fakat "gelsinler öyle düsünelim" ne demek?
kusura bakmayın ama onun aklı yok mu, şu an beyin faaliyetleri durdu mu da bu konuyu es geciyor?
asıl bilinmezlik de eş adayınızın tavrının ne olacagı zaten.

"neden takıyorsun ki? birsey deseler benim cevap vermeyecegimi bilmiyor musun? ben ister miyim zırt pırt annemlerin eve gelmesini?" diyebiliyor mu? muhtemelen hayır.
demez, diyemez çünkü kendi de farklı düşünmüyor. sadece sürec icinde sizinle mücadele etmek yerine kolayı secip dediklerinizi kabul ediyor.
arada ailesi ve sizin aranızda uyuşmazlık oldugunda ise size de alttan almanızı ögütleyerek, bunu tam olarak yapmadıgınız taktirde de muhatap ben degilim kendi sorununu kendin çöz diyip aradan sıyrılıyor.
bunu görmek zor degil, anlamıyorum ki neden hep es geçiyorsunuz bu konuyu...






alın işte daha önceden yazmıstım, ev çözülür cocuk cıkar... konuşmuşsunuz bile.
cocuk büyütmek istemenin -nasıl bir yaptırım uygulanacagına dair- çıkarımı hamile bırakmaksa cidden şurdan kendimi atasım geldi okurken,
yahu çocuğunuz oldu diyelim ve kadın büyütmek istiyor "elbette büyüklerin önerilerini dinleriz ama kendi cocugumuzu kendimiz büyütecegiz, birinin dogrudan mudahalesi olacak sey mi hic?!" diyecek biri mi sizce?

ben size o gün geldiginde ne olacagını yazayım, çünkü simdiden kelimelerle düşüncesinin ne yönde oldugunu belirtmis de yine görmek istemiyorsunuz muhtemelen,
"Y Teyze cocuga sürekli baskı uyguluyor, ÇOCUĞUN AKLI KARIŞACAK... işe giderken de onlara bırakmamı istiyor ama sülalenin bakıcısı mı bu kadın? ben kendim bakmak istiyorum, evimin düzeni de bozulmasın, birini tutarız o bakar. çünkü o kadının yetistirmesi benim anlayısıma ters, fakat bakıcı benim soyledigim sekilde yemek yedirmek uyku vaktini ayarlamak zorunda mesela"
duyacagınız cevap ise "canım onlar yaşlııııı.... alttan alsan ne olur, bizim iyiligimizi istiyorlar, yabancıya emanet etmek cok mu matah birşey zannediyorsun? ONLAR ŞİMDİLİK BAKSIN, zaten biz evde istedigimiz gibi yönlendiririz. "
bir de üstüne yaşlılıktan bahsedip "ölecekler üzmeyelim" ajitasyonuna başlarsa combo olur.
nerede sizin "biz ne istiyorsak onu yapalım" şeklinde iddia ettigi hayalleriniz?
fakat şimdiye kadar cümlelerin üzerinden sayfalarca tartışıp kelime kelime öyle degil böyle dediler diyerek -balık hafızalı biri olarak gerçekten şaşırıyorum- açıklama yapmanıza ragmen şu iki cevap arasındaki düşünce ve pratik anlamda ciddi farkı farketmek yerine yorumunuzun sonunda yazdıgınız gibi yine hak vererek konuyu kapatıp yaşarken çıldırıcak gibi bir izlenim oluşturuyorsunuz,
üstelik daha söz kesimindeki siyah elbise meselesini kendiniz kabul ettiginiz halde "aklıma yanayım" demek yerine karşı tarafa daha cok öfkelendiginizi göz önünde bulundurursak hatayı irdelerken başka yerlere daha fazla yükleneceginiz de aşikar.

insanların gönlünü yapmak sadece he diyip geçmekle olmuyor, istemediginiz seylerin bir kısmı uygulandıgında da sabredebilmeniz gerekiyor.
bence kimse karışamaz diye birşey yok, pratikte pek mümkün olmuyor zaten,
önemli olan sizin tahammül edebileceginiz seylerin sınırını bilmeniz ve bunu karşı tarafın dogru sekilde anlayabilmesi/aktarabilmeniz.
elbette bu durumun karşılıklı olarak gecerli olması gerektigini de belirteyim yine de.

klasiktir, torunlara evin büyükleri sürekli ye ye derler, keza eski anne babalar direkt cocuklarını da zorlayıp yemiyor diye aglayan insanlar, nerede gördüysem hep aynı tavır... buna uyarı yapılır ama bir nebze sabredilebilir bence.
fakat iş "göster oglum amcana pipini"yi savunmaya geçerse? şahsen asla izin vermem.
şimdi buradan hareketle, kalkıp eş adayınızla her şeyi sürekli irdeleyip şu an söz vermesini istemenize gerek yok,
ancak onun nerede nasıl davranacagını bilmeniz, güvenmeniz ve tahmin edebiliyor olmanız gerekir ki beraber bir yola çıkabilesiniz.

ya bunca yıl beraber olmanıza ragmen onun düsüncelerinin ne yönde oldugunu kestiremiyorsunuz,
ya sıyrılmaya calısacagını biliyorsunuz ama toz konduramadıgınızdan iş bozulmasın diye şu sıralar bilmemezlikten geliyorsunuz,
ya da siz birbirinizi gerçekten tanımıyorsunuz...
bunca yıl yediniz ictiniz gezdiniz, birbirinizin karakterine dair aklınızda bir fikir nasıl oluşmaz ki...
bence size bilmediginiz şeyler yazmıyoruz da bize yanıt verirken kendinizi ikna etmeye calısıyorusunuz,
güya düsüncelerinizi bizim üzerimizden bir bir çürütüyorsunuz gibi bir durum var...
fakat gerçekler uygulama noktasında burada yazıp cizmeyle örtüşmüyor ne yazık ki.
ha sizde de çokça hata görüyorum fakat direttiginiz ve fazla tepki verdiginiz gecmiş konuları detaylandırıp suçluluk duygunuzu kabartmak pek iyi sonuclar dogurmayacak muhtemelen.

ben evliliğime müdahale edilmesine veya çocuğuma böyle müdahale edilmesine izin verecek kadar ezik ve basiretsiz görüntüyü nerde verdim çok merak ediyorum.

hangi söylemimde böyle şeyleri hoş karşılayacağım geçiyor?

ne zaman "illa bu adamla evlenicem, her şeyi affettim" dedim ki siz bu kadar ilerisi için benim böyle davranışlar sergileyeceğim izlenimine kapıldınız?

yazdığınız felaket senaryoları ütopik veya benim aklıma gelmemiş şeyler değil ama neden bunlara göz yumacağımı düşünüyorsunuz?
 
Bizim yorumlar kendini tekrarlamaya başladı bari eski yorumlarını alıntılayayım dedim

bu aile akraba değil bize uymaz demiş köyden kız almak konuşulmuş ama sen şimdi istemiyor değillermiş diyosun

konuyu başkası açsa neler yazardın pofuduk

oğulları "olmaz" deyince o konu kapanmış.

şu sıra üstüme düşeni yapayım, birkaç gün sonra "değerlerimiz örtüşmüyor" der bitiririm.
 
Bizim yorumlar kendini tekrarlamaya başladı bari eski yorumlarını alıntılayayım dedim

bu aile akraba değil bize uymaz demiş köyden kız almak konuşulmuş ama sen şimdi istemiyor değillermiş diyosun

konuyu başkası açsa neler yazardın pofuduk
Yalnız bunlar hakikaten pek fenaymış.
Sıradan yanlış anlaşılmalar değil bunlar..
 
oğulları "olmaz" deyince o konu kapanmış.

şu sıra üstüme düşeni yapayım, birkaç gün sonra "değerlerimiz örtüşmüyor" der bitiririm.

bitir diye demiyorum alıntıladım ki 3.gözlere bu olay nasıl görünüyo nasıl bi değişim oldu gör diye bildiğin 180 derece
 
Yalnız bunlar hakikaten pek fenaymış.
Sıradan yanlış anlaşılmalar değil bunlar..

değil tabiki en ufak şeyde istemiyoruz demeler, aileye bağırmalar, köyden kız alırız demeler, oğulları bu teklife Hayır desin zaten bi zahmet, ama onlar bunu düşünmüş, akraba değil diyerek aslında akraba olsa daha bi içe sinecegini söylemişler
 
bitir diye demiyorum alıntıladım ki 3.gözlere bu olay nasıl görünüyo nasıl bi değişim oldu gör diye bildiğin 180 derece

nerden tutsam elimde kaldı. neye "ama" desem olmadı. "kötü niyet yokmuş", "istemiyor değillermiş", "o kadarını biliyorlar" diyorum, olmuyor. yok yani makul yanı yok. "gideyim bakayım" diyorum, küçük teyzesine de başsağlığı dilemem gerekecek, unutamıyorum içimden gelmiyor. yok.
 
ben herkese yaptım. ama 35 kahveyi aynı anda yapmayı bile becerememişim. o bile konuşuldu. ya bizim nasıl 6 takım kahve fincanımız olmaz ben nasıl herkese aynı anda kahve veremem ya?

boşanma falan olsa çatır çatır nafakamı alırdım. düğün olacak diye tam takım yaklaşık 30 binlik çeyiz düzdüm. boşuna ailemi sıkıntıya soktum. boşansam en azından ciddi söylüyorum manevi tazminat falan talep ederdim. böyle şey gibi ortada kaldım resmen.

bu yazdığıma da inanamıyorum, resmen kafayı yedim.

kahvelerini kendileri getirdiler bi de başımı beklediler. nereye şazili?

kahveyi kendi getirmek ne demek mesela

teşekkürler de araya kimse girmedi. kuzenleri falan bayram seyran atlamazlardı, bi kere arayıp "siz napıyonuz yavrum ya" demedi. boşver o yüzden.

kuzenleri bile aramamis o dönemde bak şimdi dayı kızı mesaj atıyo arıyo
 
kahveyi kendi getirmek ne demek mesela



kuzenleri bile aramamis o dönemde bak şimdi dayı kızı mesaj atıyo arıyo

kahveyi kendilerinin getirmesi, adetleri. "kız evi hiçbir şey yapmıyor" demiştim. kahvesini baklavasını böreğini alıp söze öyle giderlermiş. biz ikramlık istemedik ama kahveyi getirmek istediler.

dayı kızı hastaneye gitmemden bi gün önce benden duydu olayı. ondan beri mesaj atıyor zaten.
 
Üzül diye asla yazmıyorum, zaten ben bişey yazmıyorum senin içini dökmen bunlar pofuduk, sayfa çok ilerledi bende eskileri tazeledim bu vesileyle

dün sefamsa sürerim cefamsa çekerim lafını dedim ya, inan şimdi bunu desen kimsenin bi lafı kalmıcak, dert benim keder benim çile benim ben risk alıcam evlenince duruma bakıcam desen keza öyle, ama günlerdir sabahlara kadar aslında öyle değil böyleymiş iyi niyetliler vs diye kendini harap ettin, cidden üzülüyorum senin içine sinse zaten uzun uzun yazmazsin kendi içinde çek etme aslında bu, aslında bize değil kendine yazıyorsun
 
bunlar benim alıntıladıklarım bigün de sen baştan oku istersen

hatta bu konuyu da yerinde olsam kapatırır bi süre kendimi nadasa bırakır gelişmeleri netlesince yeni konuda yazarım
 
Back
X