insan bazen yemek yaparken tencere başında dalıp gidebiliyor.
yıldız tilbe'nin bi videosu vardı, "bazı nüanslar vardı" diyordu, "bazı köşeleri kaçırdı" diyordu. evet bazı nüanslar vardı ve ben o köşeleri kaçırdım.
beklentilerim çok fazla değildi veya çok fazlaydı, ama beklentilerim vardı. beni sevdiğini görmek için yapmasını istediğim şeyler vardı, ben onları yapsın diye beklerken bazı köşeleri kaçırdım.
şimdi görüyorum. bunun pişmanlığı o kadar koyu ki... herkes kendine göre seviyor, ben istedim ki benim sevdiğim gibi sevsin. ben istedim ki benim için dünyayı yaksın. belki haklıydım, ama benim haksız olduğum yer, benim için dünyayı yakmayınca "sen beni sevmiyorsun" diye zırlamam oldu. bu onu o kadar çok yaralamış ki onun yarasını şimdi görüyorum. bi süre sonra da vazgeçmiş yetemediğini asla yetemeyeceğini düşünmüş. ben de sevmedin kullandın beni demişim daha çok yaralanmış.
ben bi şeyler yaptım, gittim sıkıştırdım birkaç kere. pişman değilim yine sıkıştırırım. bi şeyler oldu. yani hani çok küçük şeyler ama bana tokat gibi vurdu.
oturduk kahve içtik mesela bi yerde, gitmesi gerekiyordu, masadan kalktı ben hala oturuyordum, vedalaşıyoruz gibi bi şey oldu yani, tuttu yanağımı sıktı. konuştuk sonra biraz daha öyle, giderken öptüm ben, "öp" dedim, söylendi öptü, "sen beni böyle öpmezsin düzgün öp" dedim, güldü söylendi ama öptü.
o kadar aptalım ki bak, o kendiliğinden yanağımı sıkması öpmesinden daha büyük sevgi gösterisiydi aslında. hep daha fazlasını bekledim hep daha fazlasını istedim onun yaptıklarını ben hiç görmedim.
başka şeyler de var ama özel anlatmak istemiyorum o yüzden, ama o da vurdu. ben hayatım boyunca tek bi adamla seviştiğim için, sevişmek derken ön sevişme mi diyeyim ne diyeyim nasıl anlatayım bilmiyorum ama tam anlamıyla cinsel ilişki değil, işte bu şeyleri hep onunla yaşadığım için, hiç kıyaslama imkanım olmadı. bana ne kadar nazik, ne kadar ince davrandığını hiç anlamadım hiç bilemedim ben.
18 yaşındaydık, ben anlamayacak kadar aptaldım ama o yine de ince davranmış. 10 sene hiç oturup düşünmemişim ben bunun üzerine.
evet ailesiyle aramda denge sağlayamadı, evet cesur davranmadı, evet bazı yapması gerekenleri yapmadı biz uçurumdan yuvarlandık. ama ben bazı köşeleri kaçırmışım.
konuşmamız gerekiyor ama konuşamıyoruz. bi sebebi yok. "ya bak sana ne anlatıcam" derken derken biz konuşmamız gerekeni konuşamıyoruz. milyon tane şey olmuş birbirimize anlatmamışız.
bilmiyorum. sadece onu görmek istedim, görmek istediğimden çok daha fazlasını gördüm. ben hiç onun da sevdiğini, onun da paramparça olduğunu düşünmedim anlamadım inanılmaz bencildim.
işte bunun pişmanlığı çok ağır şu an.
bu yazı da burda dursun arada okumam gerekir.