Ben bir bayan olmamdan kaynaklı tabi ki de askerliği, yani er olmayı hayatım boyunca yaşayamıcam fakat o da bir asker beklemeyecek hiç bir zaman. Mesela ben hiç 460 günlüğüne, telefonumun yasak olduğu bir yerde bulunmucam. O da bunu anlamaya çaba göstermeli bence. Eminim ki kötü niyetle söylememiştir fakat zoruma gitti. Evet istedikleri zaman yemek yiyemiyorlar tv falan seyredemiyorlar fakat ben de burada farklı değilim. Hiç unutmam gittiği ilk zamanlar sormuştum hayatım yemek falan yiyebiliyorsun demi karnın doyuyo yani falan demiştim de yemekte bir sıkıntı yok da su yok yaa demişti. Nasıl yani dedim ben işte su çok yetersiz kalıyormuş ve kantinde de satılmıyormuş meşrubat dışında bir şey bunu söyledi ve ben 3 gün boyunca su içememiştim boğazımdan geçmemişti ki İzmir'in ağustos sıcağından bahsediyoruz burada. Yani ben zorundalıktan değil de onun mahrum kaldığı şeylere elimi sürmek zaten içimden gelmiyor. Bugün gidişinin 28. günü ayın 6sına kadar kursum vardı hafta içleri onun dışında 2-3 defa arkadaşımın evine oturmaya gittim sadece ki o da 5 dk yürüyüş mesafesinde oturuyor. Ailem çok gezmemden şikayetçiydi bunca zaman şimdi çık kızım dışarı kafayı yicen odanda diyor. Telefonumun duvar kağıdı, bilgisayarımın arka planı, masaların üstü hep resimlerimizle dolu. Yastığımın altında tişörtü duruyor ve onsuz uyuyamıyorum. Her gün onunla konuşur gibi birşeyler yazıyorum yatmadan evvel, takvimden o günün yaprağını koparıyorum üstüne günü not düşüp içinde asker eğlencesinde boynuna asılı olan kırmızı eşarp, diğer fotoğraflarımız, askeriye için kestirdiği saçından bir tutam olan bir kutum var onun içine de atıp o yaprağı yatağa geçiyorum. Çıkarıyorum tişörtünü yastığımın altından kokusunu bir daha nefes almayacakmış gibi içime çekip telefonumdaki resmini öpüyorum iyi geceler sevgilim diyorum ve öyle yatıyorum. Bazen güzel anılarımızı görüyorum rüyamda, bazen askerliğiyle ilgili kabuslar görüp ağlayarak uyanıyorum. Normalde top patlasa uyanmayan ben gecede 10 defa uykumdan sıçrayarak kalkıyorum ve telefona sarılıyorum. Benim rutin günüm böyle işte, fakat o bunu bilmiyor ki bunları da yazmayı ihmal etmiyorum o tuttuğum deftere askerliği bitip de ona verince okuması için bence pişman olucak