Estağfurullah, entelektüel olmaya çabalamak daha doğru bir tanım olur sanırım. Sonuçta bilgiye açlık açısından evet var öyle bir eğilimim. Yine edinilen bilgilerin pratiğe dökülmesi entelektüel bir zihnin olmazsa olmazları. Buna da çabalıyorum kendi hayatımda. Ama kalkıp kendini ifade ederken ben entelektüelim demek oldukça donanım ister. Benim dünyama gelecek olursak kısaca anlatmak çok zor tabii. Ama buluştuğumuz düzlemdeki kesişmelerimiz hakkında bir kaç yorum yapmam gerekirse, hayatında meselesi olanlardan olmaya çalışıyorum. Bir meselesi olan insanlar bana daha akil ve erdemli geliyor. Ama bu mesele günlük bir mesele olmayacak gibi geliyor bana iç dünyamda. Örneğin N. B. Ceylan... Adamın sizce de bir meselesi yok mu filmlerinde... Hayatla ilgili bir şeyi irdeliyor. ölçüyor, biçiyor... Bir gerilim bir yüzleşme var sürekli. Ama bir yandan da o gerilim, bir pozitiflik taşıyor. O yüzden özetleyecek olursam hem bir meselem olsun hem de pozitif olayım diyorum :) Bir de tüm ama tüm olaylara -kendimin de dahil olduklarını da kapsayacak şekilde- acaba burada benim için ne var, neyi öğrenmeliyim, başka bir açıdan bakabilir miyim, hatam var mı diye yaklaşırım. Yoksa Kur'an da bahsedildiği gibi "İnnel insâne le fî husr"... yani "Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir." Bizler kendimizi çok güzel kandırabiliriz. Sürekli sebepler bulup haklı çıkabiliriz zihnimizde... Ziyan içinde bir ömür de geçirebiliriz. Ama bir kez çıkabildik mi bu kandırmaca çemberinden, işte o zaman huzur ve çözüm yolları da kendini bir bir gösteriyor :) inanın...
Çok uzattım kusura kalmayın. Ama beni merak etmişsiniz, cevap vermemek kabalık, çok kısa anlatmak saygısızlık olurdu diye düşündüm.
Ve yineliyorum, bence siz de bu sefer farklı bir pencereden bakın bu olaya... Hem belki birinin yuvasındaki huzura da vesile olmuş olurum belli mi olur :)