AÇILIN HANIMLAR BEN GELDİM

Verdali

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
19 Haziran 2018
659
1.331
Merhaba KK’nın akıllı kadınları !:KK24: (Gelişmeleri aşağıya ekledim)

Uzun zamandır konu açmıyordum. Sebebi ziyaretim hayırlı bir iş :KK53: Arkadaşlar biriyle tanıştık. Henüz çok yeni. Sadece bir kez yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Covit-19 kısıtlamaları olunca tekrar bir araya gelemedik. Görüşmede hoş bir frekans yakalandık. Uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Şimdi aklımı kurcalayan birkaç dialoğumuz oldu. Belki çok küçük detaylar emin olamadım. (Ama şeytan ayrıntıda gizlidir değil mi? ) Sizlere bir danışayım istedim.

İlk hadise şöyle gelişti: Beyefendi, spor eğitimi almış. Şimdi bunu mesleki olarak icra etmiyor. Kendi işini kurmuş vs. Ama spor ,hayatında hala aktif olarak mevcut. Kendisi spordan muhabbet açtı. Benim sporla aramın nasıl olduğunu sordu? Ben de sporun hayatımda sadece düzenli yürüyüşten ibaret olduğunu söyledim. Spora ilgi duymadığımı ,sportif bir faaliyette kendimi bulmadığımı ifade ettim. Sonra o olur mu öyle şey, spor hayatın vazgeçilmezidir. Siz çok uzak kalmışsınız. Zamanla sevebilirsiniz. Benle bir tenis oynasanız fikriniz değişir falan gibi bir sürü ifade kullandı. Ben de spora gereksiz gözüyle bakmadığımı ancak ilgi alanlarımın içinde olmadığını , yapsam bile görev icabı olduğunu ifade ettim. Spor sağlıklı yaşam için gerekli; ancak buna ilgi duymak ayrı bir mevzu.

İkinci hadise de şöyle gelişti: Beyefendi bu kez araç kullanıp kullanmadığımı, ehliyetimin olup olmadığını sordu. Ehliyetimin olmadığını ifade ettim. Neden almadığımı sordu. Yani araç alacak durumum olunca alırım diye düşündüm , belki biraz da erteledim dedim. Aaa işte olur mu, neden almamışım, babam bana neden öğretmemiş, gibi ifadeler sarf etti. Neyse ben size öğreteyime bağladı olayı. Ben bir şey demedim. Ondan böyle bir talebim olmadan onun teklif etmesinden de hoşlanmadım.

Üçüncü hadise de şöyle gelişti: Ben psikolojik danışmanım. Ve bir eğitim kurumunda çalışıyorum. İş hayatımın zorluklarından falan bahsederken bana “Aslında siz kendinize bir ofis açıp, danışmanlık yapabilirsiniz.” dedi. Bunun zaten ilerisi için planlarımın arasında olduğundan bahsettim. Bunu bana ona sormadan söylemesi bana akıl verme gibi geldi, rahatsız oldum.

Evet geleyim bu hadiselerde beni rahatsız eden noktalara. Fark ettiyseniz üç hadisenin de ortak noktaları var. Beyefendi bana kendi doğrularını ya da düşüncelerini dayatmaya çalışıyor. Ya da ben böyle hissettim diyeyim. Düşünceleri benmerkezci gibi geldi bana. Karşısında yargılanmış ve eksik hissettim kendimi. (Oysa ki ne güzel meziyetlerim var benim.) Benlik sınırlarımın ihlal edildiğini hissettim. Sonuçta ben neye ilgim olup olmadığımı bilecek yaştayım. Aksinin dayatılması canımı sıktı, kızdım. Beni yönetmeye, akıl vermeye, üzerimde üstünlük kurmaya çalıştığını düşünüyorum.

İnsanlar elbette farklı fikirlere ,yardıma ihtiyaç duyarlar. Şu an benim sizin fikirlerinize ihtiyaç duyduğum gibi. Ama bu yardımı ben istemediğim halde sunmaya çalışması ,haddini bilmemezlik; karşındakine saygı duymamazlık gibi geliyor bana.

Diyeceksiniz ki neden ona bu davranışlarından rahatsızlık duyduğunu ifade etmedin. Çünkü özgür bir ortamda ,kendini kısıtlamadan ortaya koymasını istedim. Ki onu daha doğru bir şekilde tanıyabileyim. Eğer bundan rahatsız olduğumu fark ederse kontrollü davranabilirdi.


Son olarak, göz kırpan emojiye gıcık olan bir ben miyim ? Yazı dilinde kullanıyor ara ara. Mesela "Nasılsın?" diyecekken bile göz kırpma emojisi kullanıyor. Nedense bana itici geliyor. Bu emojininin bendeki yansıması cool görünme çabası ya da ukalalık. Belki kur yapma da olabilir. Bu konuda da fikir beyan etmenizi rica ederek yazımı sonlandırıyorum. :KK52:


GELİŞMELER (12.12.2020) :
Arkadaşlar tanışma sürecini sonlandırdım.

Önce önemli bir olaydan bahsedeyim. Malum şahıs twitter kullanmadığını söylemişti. Ama durum hiç de öyle değilmiş. Araştırmacı gazateci yanım sayesinde hesabını buldum.:KK53: Adı-soyadı açıkça yazmıyor, hesapta adı- soyadının sessiz harflerini kullanmış. Birkaç fotosu var, instagramdaki bazı paylaşımlarını orada da yapmış . Yani hesabın ona ait olduğundan emin oldum. Hesabı herkese açık. Şöyle bir neler paylaşmış, neler beğenmiş bakayım dedim. Ki yaklaşık 20 gün önce atılmış bir tweetini gördüm. Demiştim hatırlarsanız, bir nişan ayrılık süreci olmuş, o konuyu çok detaylamadı diye. İşte tweetin ana kahramanı eski nişanlısı. Kızın yeniden nişanlandığını görmüş, kızın nişanlısı çok çirkinmiş; hatta onu bir yaratığa benzetmiş. Kızın zaten tek istediği şey paraymış. Adamı da parası için tercih etmişmiş. Sonra tweetine cevap verenler, üslubunu eleştirenler olmuş. Aslında ben onu unuttum ama merak ettim bir bakayım dedim , nişanlısını gördüm, şeklinde açıklamalar yapmış. Dikkat çekici bir ifade de şu: “Böyle bir ayıyı tercih edeceğini düşünmezdim” ( Adamı tanımıyor, sadece fotoğrafa göre yorum yapıyor.) Ben okuduklarım karşısında şaşırdım.

Her ne yaşanmış olursa olsun, geçmişte güzel hayallerle yola çıktığın insanın ardından böyle konuşması ve tanımadığı bir insandan( eski nişanlısının yeni nişanlısı) -çok afedersiniz- “ayı,yaratık” diye bahsetmesi çok çirkin.:KK43:

Ayrıca buraya konu açtıktan sonraki konuşmalarımızda da, rahatsız edici üslubu artarak devam etti. Lafı sürekli ağzıma tıkıyor, sürekli en muazzam fikirlerinden bahsediyor. Bu nasıl bir şey biliyor musunuz, hani bir konuda sadece ufak birkaç bilgiye sahip ama kendisini konunun en yetkin kişisi sanan insanlar vardır ya… Aynen öyle bir hava hakim. Sürekli” öğretmen” o anlatıyor, “öğrenci” ben dinliyorum.

İşte hepsi bir araya gelince, tanışma sürecini bitirme kararı aldım. Bence iyi bile dayandım. Sabrımı taktir ediyorum.:super: Kararımı ona ilettim. Ortak bir frekans yakalayamadığımızı, uyumlu olmadığımızı düşündüğümü belirterek ve güzel temennilerde bulunarak, ,devam etmek istemediğimi söyledim. Tamam, dedi ve ona bulunduğum temenniye yanıt verdi. Neyse dedim mesele halloldu. Sonra jet hızıyla watsapp’tan instagramdan engellemiş. Böyle hareketler de bana çocukça gelir. İki medeni insan gibi tanıştık, baktık olmadı bitirdik, ne var yani değil mi? Bu ne şiddet ne celal ? Arkadaşlıktan çıkarırsın da engel garip bir seçenek.

Geleyim sadede, bugün instagram hesabımda bir mesaj isteği gördüm. Baktım yeni bir hesap, 0 takip ,0 takipçi falan. Bana destan gibi bir mesaj yazmış . Mesajı okuyunca hesabın ona ait olduğunu anladım. İşte ben haklıymışım da frekans önemliymiş, işte o zaten ben gibi birini istemezmiş gibi bir sürü ifade. Yahu olabilir , şunu da anlarım ben gibi birini istemeyedebilirsin. Ama zahmet edip yeni bir hesap açıp, sonra bolca laf sokmalı mesaj yazıp bana iletme isteği neden ? Nedenin, cevabı konu açtığımda tam olarak da ifade ettiğim şeylermiş aslında. Bunu neden yazdım. Aaa bakın haklı çıktım , demek için değil. Somut olarak çok da ortaya koyamadığım; ama içimde beni rahatsız eden bir his var diyordum ya işte o his beni yanıltmadı. Sevgili kadınlar o sesi dinleyin , o ses bize rehber oluyor. Bu adamla konuştuktan sonra, her seferinde içimde bir huzursuzluk oluyordu. Sanki nezaketi sahte ve bir yanında ortaya çıkmayı bekleyen büyük bir öfkesİ var olduğunu düşünüyordum. Öyleymiş de. Bu kadar kısa bir tanışma sürecinden sonra böyle davranan adam, büyük bir ilişkiyi bitirmek istediğimde nasıl davranırdı acaba?

Son olarak “çok detaylıyorsun” diyen kadınlar; burası Türkiye. Her gün ana haber bültenlerinde bir kadının eşi, sevgilisi tarafından öldürüldüğünü haberlerini izliyoruz. Korkuyorum ,açıkça bunu da ifade etmek istiyorum. O kadınlardan biri de ben olmak istemiyorum. Hiçbir psikopat bize o yönünü kolay kolay göstermiyor. Ufak ipuçlarını takip etmek gerekiyor bazen .Aslında şöyle; gösteriyorlar ama biz o yönlerini iyiye yormaya çalışıyoruz. Sahipleniyor diyoruz, ne güzel işte kıskanıyor diyoruz vs.


Lafı çok uzattım, yazıma burada nokta koyayım. Konu açtığımdan bu yana yorum yazan, fikir veren herkese teşekkür ederim.
 
Son düzenleme:
Sizin hislerinizi anladim.
Ben de cok rahatsiz olurum. Ama bir yandan da sevgilime karismadan edemem. O yuzden sanirim benzer ilgi alanlari benzer idealler olmali, olmayinca boyle zor. Hani konussan faydasi yok(hatta itici) sussan gonul razi degil.
 
Valla ben sizi çok ayrıntıcı ve ufak şeylere takılan biri olarak gördüm. Ilkinde araba kullanmayı öğretme teklifi bence hoş bi jest.spor eğitmeni bir insan elbette sporun gerekliliğinden söz edicek. Psikolojik danışmanlık olayı da mesleğiniz ilgili gibi davranmak istemis sanki bunların hiç birinde beni rahatsız eden bir şey olmadi. Siz kaç yaşındasınız. Bi yaştan sonra daha ayrıntıcı oluyoruz biz kadınlar.
 
Valla ben sizi çok ayrıntıcı ve ufak şeylere takılan biri olarak gördüm. Ilkinde araba kullanmayı öğretme teklifi bence hoş bi jest.spor eğitmeni bir insan elbette sporun gerekliliğinden söz edicek. Psikolojik danışmanlık olayı da mesleğiniz ilgili gibi davranmak istemis sanki bunların hiç birinde beni rahatsız eden bir şey olmadi. Siz kaç yaşındasınız. Bi yaştan sonra daha ayrıntıcı oluyoruz biz kadınlar.


+++
Ben katılıyorum
Adam kendi ilgi alanlarındna muhabbet açmış işte, sonra da öğreteyim demiş spor için de gel birlikte koşalım demiş işte :KK200:
Ben adamın yerinde olsam konu sahibesiyle görüşmem hem hayat tarzları benzemiyor, hem de konu sahibesi muhabbet olsun diye söylenen cümlelerden bile nem kapmış
 
Sizin hislerinizi anladim.
Ben de cok rahatsiz olurum. Ama bir yandan da sevgilime karismadan edemem. O yuzden sanirim benzer ilgi alanlari benzer idealler olmali, olmayinca boyle zor. Hani konussan faydasi yok(hatta itici) sussan gonul razi degil.
Aslında çiftlerin birbirinin gelişimine katkıda bulunmaları çok güzel. Ama bunun için birbirimizi iyice tanımamız ve gerçek bir ilişki aşamasına geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.
 
Ben kötü bir niyet sezmedim açıkçası.
Kendi yeteneklerimi başkalarına da denetmek öğretmek isterim bunu hiç sınır ihlali olarak görmemiştim. İyi niyet bence bu.
Bir tek ehliyet konusunda çok üstelediyse o sinirimi bozabilirdi sanane keyfim öyle istedi diyebilirdim.

Yazıdan anlamak çok mümkün olmuyor tabi.
Karşıdaki insanın bütün tavırlarını birlikte değerlendirmek lazım.
Her konuda çok muhalefet olan doğrusunu ben bilirim tavrında bir insansa bu beni de rahatsız ederdi.
 
Valla ben sizi çok ayrıntıcı ve ufak şeylere takılan biri olarak gördüm. Ilkinde araba kullanmayı öğretme teklifi bence hoş bi jest.spor eğitmeni bir insan elbette sporun gerekliliğinden söz edicek. Psikolojik danışmanlık olayı da mesleğiniz ilgili gibi davranmak istemis sanki bunların hiç birinde beni rahatsız eden bir şey olmadi. Siz kaç yaşındasınız. Bi yaştan sonra daha ayrıntıcı oluyoruz biz kadınlar.
31 yaşındayım. Ufak detaylar olabilir işte emin olamadım.
 
Merhaba KK’nın akıllı kadınları !:KK24:

Uzun zamandır konu açmıyordum. Sebebi ziyaretim hayırlı bir iş :KK53: Arkadaşlar biriyle tanıştık. Henüz çok yeni. Sadece bir kez yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Covit-19 kısıtlamaları olunca tekrar bir araya gelemedik. Görüşmede hoş bir frekans yakalandık. Uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Şimdi aklımı kurcalayan birkaç dialoğumuz oldu. Belki çok küçük detaylar emin olamadım. (Ama şeytan ayrıntıda gizlidir değil mi? ) Sizlere bir danışayım istedim.

İlk hadise şöyle gelişti: Beyefendi, spor eğitimi almış. Şimdi bunu mesleki olarak icra etmiyor. Kendi işini kurmuş vs. Ama spor ,hayatında hala aktif olarak mevcut. Kendisi spordan muhabbet açtı. Benim sporla aramın nasıl olduğunu sordu? Ben de sporun hayatımda sadece düzenli yürüyüşten ibaret olduğunu söyledim. Spora ilgi duymadığımı ,sportif bir faaliyette kendimi bulmadığımı ifade ettim. Sonra o olur mu öyle şey, spor hayatın vazgeçilmezidir. Siz çok uzak kalmışsınız. Zamanla sevebilirsiniz. Benle bir tenis oynasanız fikriniz değişir falan gibi bir sürü ifade kullandı. Ben de spora gereksiz gözüyle bakmadığımı ancak ilgi alanlarımın içinde olmadığını , yapsam bile görev icabı olduğunu ifade ettim. Spor sağlıklı yaşam için gerekli; ancak buna ilgi duymak ayrı bir mevzu.

İkinci hadise de şöyle gelişti: Beyefendi bu kez araç kullanıp kullanmadığımı, ehliyetimin olup olmadığını sordu. Ehliyetimin olmadığını ifade ettim. Neden almadığımı sordu. Yani araç alacak durumum olunca alırım diye düşündüm , belki biraz da erteledim dedim. Aaa işte olur mu, neden almamışım, babam bana neden öğretmemiş, gibi ifadeler sarf etti. Neyse ben size öğreteyime bağladı olayı. Ben bir şey demedim. Ondan böyle bir talebim olmadan onun teklif etmesinden de hoşlanmadım.

Üçüncü hadise de şöyle gelişti: Ben psikolojik danışmanım. Ve bir eğitim kurumunda çalışıyorum. İş hayatımın zorluklarından falan bahsederken bana “Aslında siz kendinize bir ofis açıp, danışmanlık yapabilirsiniz.” dedi. Bunun zaten ilerisi için planlarımın arasında olduğundan bahsettim. Bunu bana ona sormadan söylemesi bana akıl verme gibi geldi, rahatsız oldum.

Evet geleyim bu hadiselerde beni rahatsız eden noktalara. Fark ettiyseniz üç hadisenin de ortak noktaları var. Beyefendi bana kendi doğrularını ya da düşüncelerini dayatmaya çalışıyor. Ya da ben böyle hissettim diyeyim. Düşünceleri benmerkezci gibi geldi bana. Karşısında yargılanmış ve eksik hissettim kendimi. (Oysa ki ne güzel meziyetlerim var benim.) Benlik sınırlarımın ihlal edildiğini hissettim. Sonuçta ben neye ilgim olup olmadığımı bilecek yaştayım. Aksinin dayatılması canımı sıktı, kızdım. Beni yönetmeye, akıl vermeye, üzerimde üstünlük kurmaya çalıştığını düşünüyorum.

İnsanlar elbette farklı fikirlere ,yardıma ihtiyaç duyarlar. Şu an benim sizin fikirlerinize ihtiyaç duyduğum gibi. Ama bu yardımı ben istemediğim halde sunmaya çalışması ,haddini bilmemezlik; karşındakine saygı duymamazlık gibi geliyor bana.

Diyeceksiniz ki neden ona bu davranışlarından rahatsızlık duyduğunu ifade etmedin. Çünkü özgür bir ortamda ,kendini kısıtlamadan ortaya koymasını istedim. Ki onu daha doğru bir şekilde tanıyabileyim. Eğer bundan rahatsız olduğumu fark ederse kontrollü davranabilirdi.


Son olarak, göz kırpan emojiye gıcık olan bir ben miyim ? Yazı dilinde kullanıyor ara ara. Mesela "Nasılsın?" diyecekken bile göz kırpma emojisi kullanıyor. Nedense bana itici geliyor. Bu emojininin bendeki yansıması cool görünme çabası ya da ukalalık. Belki kur yapma da olabilir. Bu konuda da fikir beyan etmenizi rica ederek yazımı sonlandırıyorum. :KK52:
Sonuna kadar okumadım. Bu adam güdülcek koyun arıyor. Sende köyün olcak bı kız değilsin ki sorguluyorsun. Bu tarz adamlar iyi vasıflara sahip olup etrafa iyi görüntü verirler. Fakat o kişiyle müşterek bı hayat kurmak kendini feda etmek olur. Çünkü yönetmeyi çok severler. Bence uzak durun.
 
bence hiç dayatma yok. sizin nasıl kendi kurallarınız ve tarzınız varsa onun da var.
bu durumda sizin bu tip diyalogları sevmemeniz de ona "bu şekilde konuşmamalısın" şeklinde bir dayatma gibi gelebilir mesela ileride.

bence ortak fikirleri, ilgileri bulup çıkarmaya çalışmış.

1. konuda belli ki adam sporu önemsiyor ve yanındaki kadının da eşlik etmesinden keyif alacak. katılmazsanız bu aktiviteleri tek yapacak. tabi ki herşey beraber yapılmaz ancak anladığım kadarıyla adam hayatının çoğu zamanını sporla geçiriyor. e bu durumda da yalnız olmuş olacak.

2. konu aslında çok sıradan. hele de bu zamanda neredeyse herkes 18inde ehliyet alıyor, bu yüzden şaşırmış olabilir. kendisi araba kullanmayı seven biriyse bunu da ortak bir hobi olabilir mi diye de sormuş olabilir.

3. konuda da benim bile işinizi ve çalıştığınız yeri öğrenince söyleyebileceğim çok genel bir yorumu olmuş.
 
Ben kötü bir niyet sezmedim açıkçası.
Kendi yeteneklerimi başkalarına da denetmek öğretmek isterim bunu hiç sınır ihlali olarak görmemiştim. İyi niyet bence bu.
Bir tek ehliyet konusunda çok üstelediyse o sinirimi bozabilirdi sanane keyfim öyle istedi diyebilirdim.

Yazıdan anlamak çok mümkün olmuyor tabi.
Karşıdaki insanın bütün tavırlarını birlikte değerlendirmek lazım.
Her konuda çok muhalefet olan doğrusunu ben bilirim tavrında bir insansa bu beni de rahatsız ederdi.
İşte asıl problem üsteleyici tavrı.
 
Merhaba KK’nın akıllı kadınları !:KK24:

Uzun zamandır konu açmıyordum. Sebebi ziyaretim hayırlı bir iş :KK53: Arkadaşlar biriyle tanıştık. Henüz çok yeni. Sadece bir kez yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Covit-19 kısıtlamaları olunca tekrar bir araya gelemedik. Görüşmede hoş bir frekans yakalandık. Uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Şimdi aklımı kurcalayan birkaç dialoğumuz oldu. Belki çok küçük detaylar emin olamadım. (Ama şeytan ayrıntıda gizlidir değil mi? ) Sizlere bir danışayım istedim.

İlk hadise şöyle gelişti: Beyefendi, spor eğitimi almış. Şimdi bunu mesleki olarak icra etmiyor. Kendi işini kurmuş vs. Ama spor ,hayatında hala aktif olarak mevcut. Kendisi spordan muhabbet açtı. Benim sporla aramın nasıl olduğunu sordu? Ben de sporun hayatımda sadece düzenli yürüyüşten ibaret olduğunu söyledim. Spora ilgi duymadığımı ,sportif bir faaliyette kendimi bulmadığımı ifade ettim. Sonra o olur mu öyle şey, spor hayatın vazgeçilmezidir. Siz çok uzak kalmışsınız. Zamanla sevebilirsiniz. Benle bir tenis oynasanız fikriniz değişir falan gibi bir sürü ifade kullandı. Ben de spora gereksiz gözüyle bakmadığımı ancak ilgi alanlarımın içinde olmadığını , yapsam bile görev icabı olduğunu ifade ettim. Spor sağlıklı yaşam için gerekli; ancak buna ilgi duymak ayrı bir mevzu.

İkinci hadise de şöyle gelişti: Beyefendi bu kez araç kullanıp kullanmadığımı, ehliyetimin olup olmadığını sordu. Ehliyetimin olmadığını ifade ettim. Neden almadığımı sordu. Yani araç alacak durumum olunca alırım diye düşündüm , belki biraz da erteledim dedim. Aaa işte olur mu, neden almamışım, babam bana neden öğretmemiş, gibi ifadeler sarf etti. Neyse ben size öğreteyime bağladı olayı. Ben bir şey demedim. Ondan böyle bir talebim olmadan onun teklif etmesinden de hoşlanmadım.

Üçüncü hadise de şöyle gelişti: Ben psikolojik danışmanım. Ve bir eğitim kurumunda çalışıyorum. İş hayatımın zorluklarından falan bahsederken bana “Aslında siz kendinize bir ofis açıp, danışmanlık yapabilirsiniz.” dedi. Bunun zaten ilerisi için planlarımın arasında olduğundan bahsettim. Bunu bana ona sormadan söylemesi bana akıl verme gibi geldi, rahatsız oldum.

Evet geleyim bu hadiselerde beni rahatsız eden noktalara. Fark ettiyseniz üç hadisenin de ortak noktaları var. Beyefendi bana kendi doğrularını ya da düşüncelerini dayatmaya çalışıyor. Ya da ben böyle hissettim diyeyim. Düşünceleri benmerkezci gibi geldi bana. Karşısında yargılanmış ve eksik hissettim kendimi. (Oysa ki ne güzel meziyetlerim var benim.) Benlik sınırlarımın ihlal edildiğini hissettim. Sonuçta ben neye ilgim olup olmadığımı bilecek yaştayım. Aksinin dayatılması canımı sıktı, kızdım. Beni yönetmeye, akıl vermeye, üzerimde üstünlük kurmaya çalıştığını düşünüyorum.

İnsanlar elbette farklı fikirlere ,yardıma ihtiyaç duyarlar. Şu an benim sizin fikirlerinize ihtiyaç duyduğum gibi. Ama bu yardımı ben istemediğim halde sunmaya çalışması ,haddini bilmemezlik; karşındakine saygı duymamazlık gibi geliyor bana.

Diyeceksiniz ki neden ona bu davranışlarından rahatsızlık duyduğunu ifade etmedin. Çünkü özgür bir ortamda ,kendini kısıtlamadan ortaya koymasını istedim. Ki onu daha doğru bir şekilde tanıyabileyim. Eğer bundan rahatsız olduğumu fark ederse kontrollü davranabilirdi.


Son olarak, göz kırpan emojiye gıcık olan bir ben miyim ? Yazı dilinde kullanıyor ara ara. Mesela "Nasılsın?" diyecekken bile göz kırpma emojisi kullanıyor. Nedense bana itici geliyor. Bu emojininin bendeki yansıması cool görünme çabası ya da ukalalık. Belki kur yapma da olabilir. Bu konuda da fikir beyan etmenizi rica ederek yazımı sonlandırıyorum. :KK52:
🙃 kadınlar kulübünde göz kırpma emojisini coook kullanıyorum. Çünkü en hızlı ona ulaşıyorum :KK66:
Bence beyefendi fikrini beyan etmis. Illa yap. Yapmazsan olmaz dememis. Seni ölçmüş bence.
Fakat kızma sendeki meslek hastalığı gibi geldi bana. Yanı bu şekilde yorumlaman. Ölçmen tartman.
 
Ay onane senin işinden gücünden
Kendine bankamatik mi arıyormuş
Ya şu erkeklerin iş güç para muhabbeti yapmalarına dayanamıyorum artık çok itici
Bence tavrını koy
Ben buyum işine gelirse
Kendi mükemmel mi
Ne var ehliyetin yoksa alırsın zor mu
Bende araba kullanmayı sevmiyorum istesem alırım araba ama almıyorum
Kime ne hesap mo vericem
 
Merhaba KK’nın akıllı kadınları !:KK24:

Uzun zamandır konu açmıyordum. Sebebi ziyaretim hayırlı bir iş :KK53: Arkadaşlar biriyle tanıştık. Henüz çok yeni. Sadece bir kez yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Covit-19 kısıtlamaları olunca tekrar bir araya gelemedik. Görüşmede hoş bir frekans yakalandık. Uzatmadan sadede gelmek istiyorum. Şimdi aklımı kurcalayan birkaç dialoğumuz oldu. Belki çok küçük detaylar emin olamadım. (Ama şeytan ayrıntıda gizlidir değil mi? ) Sizlere bir danışayım istedim.

İlk hadise şöyle gelişti: Beyefendi, spor eğitimi almış. Şimdi bunu mesleki olarak icra etmiyor. Kendi işini kurmuş vs. Ama spor ,hayatında hala aktif olarak mevcut. Kendisi spordan muhabbet açtı. Benim sporla aramın nasıl olduğunu sordu? Ben de sporun hayatımda sadece düzenli yürüyüşten ibaret olduğunu söyledim. Spora ilgi duymadığımı ,sportif bir faaliyette kendimi bulmadığımı ifade ettim. Sonra o olur mu öyle şey, spor hayatın vazgeçilmezidir. Siz çok uzak kalmışsınız. Zamanla sevebilirsiniz. Benle bir tenis oynasanız fikriniz değişir falan gibi bir sürü ifade kullandı. Ben de spora gereksiz gözüyle bakmadığımı ancak ilgi alanlarımın içinde olmadığını , yapsam bile görev icabı olduğunu ifade ettim. Spor sağlıklı yaşam için gerekli; ancak buna ilgi duymak ayrı bir mevzu.

İkinci hadise de şöyle gelişti: Beyefendi bu kez araç kullanıp kullanmadığımı, ehliyetimin olup olmadığını sordu. Ehliyetimin olmadığını ifade ettim. Neden almadığımı sordu. Yani araç alacak durumum olunca alırım diye düşündüm , belki biraz da erteledim dedim. Aaa işte olur mu, neden almamışım, babam bana neden öğretmemiş, gibi ifadeler sarf etti. Neyse ben size öğreteyime bağladı olayı. Ben bir şey demedim. Ondan böyle bir talebim olmadan onun teklif etmesinden de hoşlanmadım.

Üçüncü hadise de şöyle gelişti: Ben psikolojik danışmanım. Ve bir eğitim kurumunda çalışıyorum. İş hayatımın zorluklarından falan bahsederken bana “Aslında siz kendinize bir ofis açıp, danışmanlık yapabilirsiniz.” dedi. Bunun zaten ilerisi için planlarımın arasında olduğundan bahsettim. Bunu bana ona sormadan söylemesi bana akıl verme gibi geldi, rahatsız oldum.

Evet geleyim bu hadiselerde beni rahatsız eden noktalara. Fark ettiyseniz üç hadisenin de ortak noktaları var. Beyefendi bana kendi doğrularını ya da düşüncelerini dayatmaya çalışıyor. Ya da ben böyle hissettim diyeyim. Düşünceleri benmerkezci gibi geldi bana. Karşısında yargılanmış ve eksik hissettim kendimi. (Oysa ki ne güzel meziyetlerim var benim.) Benlik sınırlarımın ihlal edildiğini hissettim. Sonuçta ben neye ilgim olup olmadığımı bilecek yaştayım. Aksinin dayatılması canımı sıktı, kızdım. Beni yönetmeye, akıl vermeye, üzerimde üstünlük kurmaya çalıştığını düşünüyorum.

İnsanlar elbette farklı fikirlere ,yardıma ihtiyaç duyarlar. Şu an benim sizin fikirlerinize ihtiyaç duyduğum gibi. Ama bu yardımı ben istemediğim halde sunmaya çalışması ,haddini bilmemezlik; karşındakine saygı duymamazlık gibi geliyor bana.

Diyeceksiniz ki neden ona bu davranışlarından rahatsızlık duyduğunu ifade etmedin. Çünkü özgür bir ortamda ,kendini kısıtlamadan ortaya koymasını istedim. Ki onu daha doğru bir şekilde tanıyabileyim. Eğer bundan rahatsız olduğumu fark ederse kontrollü davranabilirdi.


Son olarak, göz kırpan emojiye gıcık olan bir ben miyim ? Yazı dilinde kullanıyor ara ara. Mesela "Nasılsın?" diyecekken bile göz kırpma emojisi kullanıyor. Nedense bana itici geliyor. Bu emojininin bendeki yansıması cool görünme çabası ya da ukalalık. Belki kur yapma da olabilir. Bu konuda da fikir beyan etmenizi rica ederek yazımı sonlandırıyorum. :KK52:
Ben size hak verdim. Sormadan aldığım tavsiye beni iter. Spor yapan insanlara çok imreniyorum ama birisi devamlı muhabbeti yaptığı spora getirip illa yapmalısın yok koşmalısın yok tenis oynamalısın deyince itiliyorum. Ehliyet konusunda da yine aynı aaa niye öğrenmedin niye baban öğretmedi vs ya ben de itiliyorum bu tarz muhabbetlere. Benim de babam öğretmedi çok pimpirikli bir insan ben kursta öğrendim ayrıca başka bir akrabamız yardımcı oldu. Birisi de bana niye baban öğretmedi niye sen ehliyet almadın vs dese ben de kurulurdum. Şöyle baktığımızda çok detay gibi duruyor bunlar ama bana göre karakterinden ipucu veriyormuş gibi geliyor. Ve bir de belki de bunların yanı sıra üslubu itmiştir sizi?
 
Üslup dediğimiz şey burada devreye giriyor. Aynı cümleyi iki farklı üslupla söylersek ikisi de farklı anlamlar taşıyabilir. Üslubu sizi rahatsız edici tarzdaydı anlaşılan, bu sebepten temkinli tanımanızı tavsiye ederim. Ben de olsam ukala veya bilmiş , baskıcı üslupla bunların söylenmesinden rahatsız olur, düşünürdüm.
 
Danışman olduğunuz için bakış pencereniz çok değişik bir yönden olmuş. Spor meselesi kendi ilgi alanı olduğu için seninle de yapmak istemiş olabilir. Araba meselesi de şöyle söyleyeyim hep araba kullanmayı bilen eşim olsun diye dua etmis ben de kullanıyorum neden diye sordugumda bazı erkeklerin gerikafalılığından memnun olmadıgı icin ve kadınları da bu alanlarda görmek onu sevindiriyormuş öyle söyledi. O da öyle düşünmüş olabilir. Ama iş kısmına bişey diyemeyeceğim
 
X