6 yaşında bir çocuk...
Temelleri on üç ay önce "cinsel birliktelik ile atılmış" 4 aylık ağzı süt kokan bir bebek...
Bu bebeğin, dokuz ay boyunca hamilelik sıkıntısını yüksek ihtimal "tek başına çekmiş bir ana"... Lohusalık dönemini yine "tek başına" çekmiş, soru işaretleri ile dolmuş bir kadın...
Tüm bunların o evliliğe verdiği zararlar... Zira kadının hamilelik ve lohusalık yüzünden yansıttığı sorunlardan, size koşarak kaçan bir kocası var. Bahaneler bulabilmiş, başka kadında teselli bulabilmiş haysiyet kelimesinden zerre nasip almamış bir adam...
Ben sizi eleştirmeyeceğim, kiminle yola çıktığınızı göstereceğim size... Çünkü toyluğunuza acıyorum.. (Tabi sevgiliniz eşini terkederse.... Haysiyet olmayabilir ama vicdan mukakkak zorlayacaktır gelişini)
Evlilik ilişkisinin gerçekten koptuğu, kişilerin birbiri ile alışverişi kalmadığını gösteren en öncelikli kanıt, "uzuuuun bir süre, bir nedene dayalı olmaksızın, tarafların birbiri ile cinsel münasebette bulunmaya yanaşmamaları ve hatta aynı çatı altında yaşamaya dayanamamalarıdır." Oysa on üç ay boyunca cinsel olarak yaşanmayan evlilik hayatının nedeni, hamilelik ve lohusalık gibi, psikolojik olarak kimi kadınları daha fazla yoran ve adaptasyonlarını geciktiren nedenlerden oluşuyor... Bu esnada sizin verdiklerinizle, kaybettiği heyecanları yeniden bulan sevgiliniz, kendini herşeyi yapabilecek kadar kuvvetli görüyor "aşk" için.. Zira ortada bir yasak var, tehlike var.. Dolayısıyla bu zevkli de bir karar olacak..
Ancak karısını, bu halinde bırakıp evi terk etmeyi göze alan kişi "insan" değildir...
Bir cinsiyeti elbette vardır, değerlendirmelere sokabileceğimiz... Ama ne yazık ki, adam da değildir....
Belki bir "uçkur" dur yalnızca... Zira "söz vererek" yola çıktığı ve bu zamana getirdiği eşini en zor zamanında uçkuru için terketmiyor mu, bunu düşünmüyor mu? O zaman bu kişinin tüm etiketi "uçkur" dur... Siz de değilsiniz nedeni....
O daima uçkuru ile hareket edecek bir insandır.. Şimdi neden siz gibi görünüyorsunuz, ete kemiğe bürünmüş... Beş sene sonra alışkanlıklar yerli yerine oturunca, uçkur yine onu dürtecek.. Çalıştığı yerde ki fıstık gibi kız, sizin ona veremediklerinizi vermeye başlayacak... Önce dertleşecekler.. Mesela sizin ki, "zamanında bu kadın için çok büyük bir hata yapmıştım ama o zamanlar böyle değildi.. gittikçe daha çok tahammül sınırlarımı zorlamaya başladı... O kadar kıskanç ki, bunalıyorum" diyebilecek.. Çünkü bilinçaltınız bilecek onun sizi de aldatacağını... Karısını değil belki ama yeni doğmuş evladını terkeden kişi, dediğim gibi en büyük nefsinin peşine koşan bir "UÇKUR" dur... Bunu hep yapacak...
o yapmak istemese bile "İlahi Adalet" size bunu yaptıracak... Bir gözünüz açık uyayacaksınız hep....
Çünkü cinsellik açlığınız bastırıldığında, o kavuşma yaşandığında.. zaman geçtiğinde.. göreceksiniz ki hiç fark yok... Bu sefer başka çürük elmalar konmuş sadece sepete..... Uymayan yönlerinizi keşfedeceksiniz birlikteyken... Bunu o kadar iyi biliyorum ki... En fazla bir sene veriyorum, evlenirseniz bile.... Sonra gelsin mutsuzluklar... Mükemmel çift diye bir şey yok ki...
Bu yüzden evlenin...
Uçkur bey eğer vicdan kıskacından kaçabilirse ki, uçkuru ona yolu gösterecektir, sizin o tatlı kollarınıza koşacaktır...
Hemen sarılın ona... Hemen...
Çünkü bir daha ne zaman kaçacağını artık Allah bilir...
Kimbilir, belki ilk çocuğunuzdan sonra? Belki lohusalıkta... Belki ilk ciddi rahatsızlığınızda...
Belki ilk kırışıklıklarınızda...
Ya da, o çok fıstık kız işe ilk alındığında....
Nasılsa sözlerini tutmayan insanları sevebiliyorsunuz, size çok da sıkıntı vermeyecektir...
Selamlar,