Teşekkür ediyorum. Benzer şeyler yaşadığımızı düşünüyorum ben de. Bir de burada genelde yorumlarınızı beğeniyorum. Yani öyle çok lafını bilmeyen, olumsuz bir insan olmadığınızı tahmin ediyorum kendi aileniz içinde de.
Ailenin diğer fertlerinin yaklaşımı muhtemelen anneniz sebebiyle. Çünkü dolduruyor devamlı.
Ben şunu gördüm ki, kendi annesi bir insana sahip çıkmıyorsa, herkes yüklenmeye çalışıyor o kişiye. Kendi ailesi de, eşinin ailesi de.
Ben eşimle severek evlendim. Aile içinde büyük olay. Herkes bana gücendi. Hayal kırıklığına uğratmış oldum. Sess çok üzdü bizi dendi, cephe alındı. Düğün öncesi en ufak pürüzler çarşaf çarşaf herkesin önüne serildi. Ve ben de baktım bizimkiler devamlı bozma yolunda, acele ettim evlilik için. Ve 10 yıllık evliliğimde hala küçük hatırlatmaları olur bunun.
Kuzenimin şimdi ciddi bir ilişkisi var. Anne baba ilk öğrenen ve destekleyen oldu. Zamanı gelince büyüklere söylendi ve aile şimdi heyecanla tanışma zamanını bekliyor. Erkek tarafı kızla değil, ailesiyle muhatap olacağını biliyor ve onlar da aceleye getirmiyor bu sebeple. Ve kimse olumsuz değil damada karşı, şimdiden oğlumuz nerede modundalar.
Benim bu tedavilerim bile annemle olan şahane ilişkimizin sonucu. Üniden sonra evlendim, oğlum oldu. Hayal kırıklığıydı annem için, evde çocuk bakmam. Öğretmen olamadın dedi.
Ben de hata yaptım dedim,oğlumu büyüttüm, kreşe başlattım.seneler geçti tabi.
Ücretli öğretmenlik yaptım, atanamadın dedi.
formasyon aldım oğlumla, KPSS çalıştım. Atanacak puanı aldım.
Kardeşimin düğünü çıktı. Anne düğün hazırlıkları yapın, gözünüzü seveyim, tarih yaklaşıyor. yok kıllarını kıpırdatmıyorlar. Çünkü benim kendimi bırakıp yapacağımı çok iyi biliyorlar.
Yıllardır atanamadın diyen annem, bu sefer zaten seninki de saçma, eşini burada 1 yıl bırakıp şehir dışına mı çıkacaksın dedi. Yine beğendiremedik.
Ağlayarak bıraktım, bu sene tuttuysa seneye de tutar dedim, başladım düğüne. Onu evlendirdim, yerine koydum. O sene erken menapoza girdiğimi ve 2. Çocuk istiyorsam acele etmem gerektiğini öğrendim. KPSS yi bıraktım başladım tedaviye.
İlk deneme olmadı. Annem başladı sen paranı harcayacak yer arıyorsun demeye.
Ben ikinci tedaviye başlarken diğer kardeşime bir kız bulundu, düğünü yapılacak. Menapozdan dolayı Acele etmesi gereken bana, bu düğünde kitlendi. 1 sene de onun nişan ve düğününü yaptım. Nişan da yurt dışındaydı, her şeyi ayarladım ve Türkiye yi de, yurt dışını da hepsini hallettim.
Şimdi de annem sen saçma sapan öğretmenlik atanma hayallerine daldın, çocuk yapmadın. Yapsaydın diyor. E anne, ben bebeğimle sana gelirken az mı ağlayarak döndüm, çocuk yaptın, hayatını mahvettin, bi atanamadın sözlerini duya duya.
Arkadaşlarım aile destekleriyle, çocukları da oldu, Tus a da çalıştılar, atandılar, şehir dışına gidip öğretmen de oldular, doğumları olunca anneleri yanlarına da geldi. Hiçbiri de kardeşlerinin düğünlerini de yapmak zorunda olmadı. annelerinin misafirlerini ağırlamadı.
Çarpım tablosu ezberleten oğlumu dahi beğenmiyor sağolsun. Sen daha çarpım tablosu ezberlerken, senin yaşında çocuklar hafız oluyor diyor. Yaş 8. Ben de o sırada “o kadar kolaysa, sen bizi hafız yapsaydın madem” deyip kapatıyorum hemen konuyu.
Diyeceğim, yaranmanın yolu yok, Ne yapsan eleştirecekler. Ben de geç uyandım. Aynı şekilde, anneliğim, kariyerim, çocuğum, evliliğim, eşim, eşimin ailesi hep eleştiri konusu. Bunu anlamıştım ama bu yüzden kendimi üzmeye de hiç gerek yokmuş, onu da sonradan fark ettim.
Evet, evet, peki, peki, tavuk çorbası mı faydalı tamam,sülük mü bakarız, dedem nasıl, sağlığın nasıl? İşte haberler alındı.
Doğrucu Davut olmaya hiç gerek yok. Eleştirdi mi, ya kısa cevap, ya da nothing.
Biriyle tartışıp kazanmaktan daha keyifli olan şey, seni tartışmaya çekmeye çalışıyorken hiç o topa girmemek.
Sorunları çözen kişi benim. Hala öyleyim ama ben atlamıyorum artık. Onların benim önüme ne yapabiliriz diye gelmesini bekliyorum.
Bu şekilde bağlantımız da kopmuyor. Biraz çıkarcı bir ilişki gerekiyor bu tür ailelerde.
Sesi çok çıkan, ya da her işe atlayanın kıymeti olmuyor. Tersine negatif kutup oluyor. İsviçre gibi sessiz, tarafsız olan da kazanıyor.
Ben hala tamir edilebilir olduğunu düşünüyorum. Aileden dışlanmış, Cast away gibi yaşamanın da gereği yok bence.
Omlardan çaba gelmez, ama eğer siz isterseniz, bu ilişkiyi yürütülebilir bir konuma getirebilirsiniz, ince ayarlarla. Bir tek kendinize yetecek kadar. Bayramda seyranda bunun bir kıymeti olur, annelik hakkıdır, balık bilmezse Halık bilir.
Şehir dışındasınız zaten, bu büyük avantaj. Kısa tutulan hoş beş telefon konuşmasının ardından kendi ziline basıp aa kapı çaldı, gitmem lazım denilebilir :)
Ben de eskiden özenir, arkadaşlarım gibi gergin arar, sonra da üzülürdüm. Şimdi haftada bir gayet ilişkimizi sağlıklı tutuyor.
Kendi durumuma benzettiğim ve incinmişliğinizi anlayabildiğimiz için bu kadar uzun yazdım, umarım gereksiz baş ağrıtmadım :)