- 2 Eylül 2012
- 41.590
- 141.627
- 598
Kafam karisik, bir cok seviyorum bir sevmiyorum. Bir cekip gitmek istiyorum, bir huzur doluyum.
Ki sanirim hormanlarinda bu duruma katkisi büyük, PMS [Premenstrüel sendrom] hastasiyim dolasiyla her ay kücük capli bir duygu durum
dalgalanmasi yasiyorum.
Ama sunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim, sosyal bir insanin asosyal biriyle yasamasi cok zor.
Bir çok seviyorum,bir sevmiyorum.
Bir çekip gitmek istiyorum,bir huzur doluyum diyen biri için henüz karar verme zamanı değil.
Anlıyorum,çok bunaldın,,Boğazın sıkılıyor sanki,boğuluyor nefes alamıyorsun o kanepede oturup tv izledikçe ama;
Oturup sürekli gitmeli miyim diye düşünen kişi henüz gitmeye hazır değil tam aksine kalmaya meyillidir.
O zaman ne yapacaksın?
Bu adama silkelenmesi için şans,zaman vereceksin ama kendi haline bırakmadan onu.
Rutinin konforu diye birşey var.
Hayat rutine binince,konforlu geliyor,güvenli ve rahat olmaya başlıyor.
Sürpriz yok,heyecan yok,herşey düz.Ama herşeyin belli olması tuhaf,güvenli bir çark etkisi yapıyor.
Erkekler daha çok seviyor bu rutini sanırım.
Yani onlar çoğu zaman,kur yaparken sergiledikleri davranışları içlerinden geldiği için değil,öyle gerekir diye,görev olarak yapıyorlar.
Arada rutini kırmak lazım.Rahatı bozmak lazım :)
Bazen yemek yapmadım,dışarıda yiyelim demek,bazen emrivaki bir bilet veya misafir vs...
Hatta bazen kavga çıkarmak :)
Senin sorunun biraz da büyüdüğün ülkeden ve sevdiklerinden ayrı olmanla alakalı olabilir.
Herşeyi eşinden beklemen hayalkırıklığı yaratıyor sanırım.
Ne yap biliyor musun ? Sen koş,eşin sana yetişsin.
Yani sen istediğin hayatı yaşa,O sana ayak uydursun.
Ben mesela;o rutinin huzurunu o kadar severim ki....
Ama arada sırada cinnetim sallar bizi,şöyle bir çoşarız sonra o huzur yine ne tatlı ne keyifli gelir insana.