Yaramazlık değil, haylazlık. Hocamın cümleleri kulağımda çınlıyor şu kelimeyi duydukça. “İşe yaramaz şeylere çöp denir. Çocuklar çöp mü? Niye onları önemsiz hissettiriyorsunuz?” demişti. Düşünceliysek burdan başlayalım.
Bu “haylazlık ve konuşma”nı boyutlarını, kaç kere ikaz edildiğini, kaç kere vazgeçirilmeye çalışıldığını, verdiklerini rahatsızlığı biliyor musunuz? Yemek saati diye bir şey var. Çocuk sürekli konuşur yemek yemezse, etkinlik saatinde açım diye ağlayacak. Kaldı ki her şeyin programlı olduğunu, yemek saatinde yemek yendiğini öğrenmek zorunda. Bunu ona öğretecek kişi öğretmen değil, anne-baba.
Etkinlikten mahrum bırakmış. Doğru mu? Gayet doğru benim için. Çocukları daha çok etkileyecek bir şey var: Ödülden yoksun bırakma. Ben olsam öyle yapardım. Başka bir konu için söylüyorum tabi. Yemek yediler diye ödül veremem.
Yaptığı yanlışları savunan, her şeyde hesap soran, öğretmenin bilgisini sorgulayan aile bireyleri olmazsa çocuklar daha çok verim alır emin olun. Eğer beğenmiyorsanız hocasını başka bir hocaya verin. Eminimki ondada sorun yaşarsınız. O zaman alın okuldan cezasiz ve muhteşem bir sabırla siz bakın.