Mutluyum ama belirsizliklerden çok yoruldum aslı. Artık yoruldum...
Geçmişime bakıyorum çünkü biryerlerde hatam olmalı. Hatasız yere bunca şeyi yaşıyor olamam.
Düşünüyorum çok.
O kadar kötü bir ergenlik dönemi geçirdim, o kadar aşırı tutucu bir ailede yaşadım ki o günlerde neler yaşadığımı anlatmam belki saatler sürer. Hatırlamak bile istemeyeceğim zamanlardı. Manik depresif, histeri krizleri geçiren, içine kapanık bir insandım. Acayip çirkindim. Sevdiğimi bırak ilgi duyduğumu anladıkları anda dalga geçerlerdi hep benimle.
Üniversiteye başladım. Ailem hala baskıcıydı. Sinemaya gidemezdim arkadaşlarımla. İlk kez bir kafede oturup bir arkadaşımın doğum gününü kutladığımda üniversite 3. sınıftaydım ve akşam eve gittiğimde yemediğim azar kalmamıştı sırf bunun için...
Sonra bir adamla tanıştım tam 4 yılımı aldı gitti benden. Gitti ve ayrıldıktan 8 ay sonra evlendiğini duydum. Sonra başka biri girdi hayatıma, girmedi de belki bilmiyorum. Öyle yalanlar söylemiş ki bana. Her gün daha da iğrendim ondan. Onu sevdiğimi düşündüğüm günlerden... Şimdiki erkek arkadaşım evet çok iyi biri. Evet mutluyum onunla. Ama yıllardır içimde kalan, yaşamayı istediğim ama yaşayamadığım o kadar çok şey var ki. O kadar çok ukdem var ki aslı. Mesela beni daha önce hiç kimse evime bırakmadı biliyor musun? ben hep gece 11 lerde evime yalnız döndüm. Kimse bana gecenin bu saatinde kız başına evine gidemezsin geleceğim demedi. Kimse bana bir gün aniden süpriz yapıp bir demet papatyayla gelmedi. Kimse bir anda bana mesaj atıp seni özledim demedi. Ne kadar basit şeyler değil mi. Benim hayatıma 3 adam girdi ve hiç biri bana bunları yaşatmadı biliyor musun? Basit belki ama ben 24 yaşındayım hala liseli aşıklara özenirim o birbirlerine güzel mektuplar yazan defter aralarına not bırakan....
Ailem, 180 derece döndü sonra. Öyle serbest bıraktılar ki beni kendi yoluma gittim. Şehir değiştirdim, başka bir işe başladım... Ama ailem hakikaten çok değişti. Düşün ki, abimin kız arkadaşının ailesiyle tanışmaya gidildi ama herşeyden son anda haberim oldu. Yarın gidiyoruz diye arandım mesela ki başka bir şehirden geleceğim belliydi ve kafama göre izin alıp gidemeyeceğim.
Unuttular resmen yanlarından gidince, önce odam haberim olmadan dağıtıldı o evde. Onu da bir gün ziyaretlerine gittiğimde odamın kapısını açınca öğrendim odamı neden kaldırdınız sorusuna sen artık bu evde yaşamıyorsun ki diye cevap verildi. Evet o evde yaşamıyorum ama onların kızıyım. Günlerce aramadıkları oldu. Ben evde yalnız başıma ateşler içinde yatarken, hüngür hüngür ağlarken, bir Allah'ın kulunun kapımı çalmadığı oldu....
Üniversitedeyken ben herşey farklıydı mesela. Bir sürü arkadaşım vardı gezer tozardık ailemin haberi olmadan tabi. Çok yakın dostlarım... Şimdi herkes dağıldı, kimi evlendi kimi başka şehirlere dağıldı. Şimdi bulunduğum şehirde 1 tane tanıdığım yok kuzenim ve erkek arkadaşım dışında. İş arkadaşlarım desen Allahlık...
İşimde gerçekten başarılı biriyim. Anadilim gibi ingilizce konuşuyorum. Sürekli makalelerim elimde, hocalarımla iletişimim çok iyi. Çok seviyorum işimi. Ve inan bunları söylerken bile utanıyorum. Kesinlikle övünmeyi seven bir insan değilim. Hatta hep duyarım insanlardan senin yerinde ben olsam havamdan yanıma yaklaşılmazdı diye..
Erkek arkadaşım sürekli olarak iş arkadaşlarımın (bu arada hepsi bayan) beni kıskanıyor olabnileceklerinden bahseder mesela. Hep olur mu öyle şey modundaydım bugüne kadar. ki bu gün öyle şeyler yaşattılar ki bana anladım ki ben farkında olmadan büyük bir psikolojik savaş başlatmışım. Hepsi değil sadece 4 kişi, benim kuyumu kazıyorlarmış meğer.
Düşünüyorum ben bu insanlara ne yaptım?
Göremiyorum aslı. Suçumun hatamın nerede olduğunu göremiyorum. İyi bir insan olmaya çalışmak mı diyorum hatam. Ya da farkında olmadan rahatsız mı ediyorum diyorum. Bilmiyorum, göremiyorum.
Şöyle bir geçmişime baktığımda gördüğüm tekşey nedense bir yığın hata.
Mutsuzum çünkü geleceğim adına çok büyük endişelerim var.
Mutsuzum çünkü erkek arkadaşımı çok seviyorum.
Mutsuzum çünkü adım gibi biliyorum bir gün buraya açacağım başlıklardan biri "O gitti" olacak.
Mutsuzum çünkü ben ne yaparsam yapayım hiç kazanan taraf olamıyorum.
Ve mutsuzum çünkü o gün gelip "herşeyim" gittiğinde bu kez elimden tutup kaldırıp herşey güzel olacak diyebilecek kimsem kalmayacak.
Neden bilmiyorum herşeyim değişti, olgunlaştım, daha sağlam basıyorum yere ama bir türlü şu kendini suçlama olayını atamadım üzerimden. Sanırım vicdan sahibi olanların laneti bu...
İşimi seviyorum evet ve sanırım hayatımda severek yapabildiğim nadir şeylerden biri.
Ve sevdiğim adam. Elhamdülillah o var. Elhamdülillah binlerce kere. Saatlerdir telefonda konuşuyor senin söylediğin şeyleri söyledi o da bana. Ama maalesef engelimiz yok değil Aslı. Maalesef.. Türkiye'de kalamayabilir. Kalsa da çalışamayabilir. Hepsi olsa ve biz bir araya gelmeye kalksak benim ailem.. Onun ailesi... Herşey sıkıntı be Aslı. Herşey sonsuza kadar gzel olacakmış gbi ve yarın ayrılacakmışız gibi yaşamak bir sevdayı dünyanın en zor şeyiymiş.
Senin hayatının da anladığım kadarıyla benden aşağı kalır yanı yok. Keşke aynı şehirlerde yaşıyor olsaydık da depresyona girseydik beraber seninle :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?