3 yıldır evliyim 10 aydır bebek sahibi olmak için çabalıyorum. İlk denemelerimize başlamadan önce jinekoloğa gittim adet düzensizliğimle ilgili tedavilerimi oldum. Doktorum sorun yok deneyin deyip yolladı eve. Ardından 3 ay sonra başka bir doktora gittim, hatta adama 4-5 aydır denememize rağmen "1 yıldır deniyoruz olmuyor" diye yalan bile söyledim. Sadece ciddiye alsın ve neyse problem çözsün diye. Çünkü kendi ailem dahi bunun bir problem olmadığını benim abarttığımı düşünüp bana kızardı. Sonunda bir dinleyen oldu beni, "geç yumurtluyorsun başka bir sorun yok" dedi ve klomen tarzı bir ilaç kullandım. Kontrole çağırdı ardından, "büyümemiş yumurtaların" bir daha deneyelim dedi. yine büyümedi. Böylelikle en büyük umutlarımdan biri çatlatma iğnesiyle hamile kalmak da suya düştü.... Öbür ay tekrar deneriz dedi de takan kim? Bende o kadarlık bile sakin bir psikoloji olsa zaten hiç ilaç bile kullanmadan, kafama takmadan dener dururdum.... Her ay adet bitiminin ardından büyük bir motivasyon, inanılmaz bir umut, bu defa takmayacağım kafama diye kendime söylediğim türlü türlü yalanlar, uykuya dalana dek ardı arkası gelmeyen hayaller... Çoğu hayalimi gerçekleştirdim bile. Mesela benim olmayan bebeğimin bebek arabası, oto koltuğu, portbebesi, ateş ölçeri, pijama takımları, body leri, buhar makinesi, mama hazırlama, ısıtma, pişirme,sterilazatör cihazları, nevresim takımları, havluları ve daha sayamadığım bir çok şeyi hazır.... Eşim ne derse desin engel olamadı bunları alıp alıp eve doluşturmama. Hatta örgü örmesini bile bilmediğim halde benim emeğim olan bir şeyler giysin diye yamuk yumuk olsa da bir çok göznuru döşedim ona. Bir de utanıyorum milletten diye yatak odamızdaki banyoyu iptal edip oraya sakladım herşeyi. Şimdi kapısına dahi bakamıyorum.
Hamilelerden nefret ederdim, onların o ayrıcalıkları, tanımadıkları insanlardan bile büyük bir şefkat ve el üstünde tutulma durumları beni çıldırtırdı, ve en soğuk en alaksız halimle bazen hiç takmaz bazen de soğuk bir şekilde sohbet ederdim (hiç bu kişilikte olmamama rağmen). Bazen de tamamen ezik bir halde olurdum, acaba bebeklerine nazar değdireceğimi falan düşünürler mi diye. Duyacakları şekilde yüzlerce defa yaşlı nineler gibi "maşallah" diye diye dilim de tüy biterdi. Anne olanlarla sık sık görüşürdüm, hiç sevmediğim biri bile olsa. Çünkü bebeğini sevmek için, koklayıp dokunabilmek için. Anlarlardı sanırım bu hallerimin nedenini bu yüzden bebeklerini yakınlarından bile sakınan insanlar bana sevmem için verirlerdi. Anladığımda ise kaçardım, acınacak haldeyim diye. Zordu her şey, çok zor...
Rahat olun, stres yapmayın, yok olumlu düşünün falan diyenlere sinir oluyorum. Evet haklılar, belki aynı şeyleri onlarda yaşadılar ve mutlu sona erdiler sonunda, bu yüzden sabredin diyorlar. Ama bunu anlamamı nasıl beklersiniz ki? Ne kadar uğraştığımı anlatamam, kendimle ne kadar savaştığımı... Eşimle dahi konuşamazdık çoğu zaman, o ben kırılırım diye susardı ben de o üzülürse diye. Bunu yeni yeni anlıyorum, o kafamın basmadığı günlerde, kendi bencilliğimde boğulduğum anlarda hep onu suçlardım, ilgisizsin gamsızsın diye. Ta kiiii gecenin bir yarısında uykusundayken elini karnıma koyup nolur orda kal, sıkıca tutun babana güven diye kendi kendine konuştuğunu görene kadar. O gün farketmiştim bize neler yaptığımı. Ve toparlanmaya karar vermiştim. Hatta uygulamalara geçmiştim bile. Tam bir polyanna gibi geziyordum ortalarda, her şey güzel olacak naraları ata ata. Ama o acaba hamile miyim diye test yapacağım günler yaklaştı mı ben benden giderdim.... 3-4 gün odamdan sadece tuvalete gitmek için çıkardım, sürekli uyurdum, sürekli uyuştururdum beynimi, ağlayamazdım bile bazen de tam tersi reklamlarda bile hüngür hüngür ağlardım. Gidip gelirdi kafam yani. Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık bu bunalım için bile gücüm yok. Geçti bitti diyemiyorum ama ne hissettiğimi bile bilmediğim bir dönemdeyim. Hep aynı şeyleri duymak, yaşamak, aynı hüsran aynı çaresizlik sadece herşeye karşı büyük bir tepkisizlik olarak bende yerini aldı.
Şuan ise bu denemelerle (çatlatma iğneleri, aşılama) uğraşmadan sorunumuzu bile anlamadan direk tüp bebek yaptırmaya kara verdik. Ama zamanı geldi diyeceğimiz güne kadar bekleyeceğiz. Benim kendimi toparlamam için bu zamana ihtiyacım var. Umarım yoluna girer her şey ve her isteyen çiftin sağlıklı birer bebeği olur...
Hamilelerden nefret ederdim, onların o ayrıcalıkları, tanımadıkları insanlardan bile büyük bir şefkat ve el üstünde tutulma durumları beni çıldırtırdı, ve en soğuk en alaksız halimle bazen hiç takmaz bazen de soğuk bir şekilde sohbet ederdim (hiç bu kişilikte olmamama rağmen). Bazen de tamamen ezik bir halde olurdum, acaba bebeklerine nazar değdireceğimi falan düşünürler mi diye. Duyacakları şekilde yüzlerce defa yaşlı nineler gibi "maşallah" diye diye dilim de tüy biterdi. Anne olanlarla sık sık görüşürdüm, hiç sevmediğim biri bile olsa. Çünkü bebeğini sevmek için, koklayıp dokunabilmek için. Anlarlardı sanırım bu hallerimin nedenini bu yüzden bebeklerini yakınlarından bile sakınan insanlar bana sevmem için verirlerdi. Anladığımda ise kaçardım, acınacak haldeyim diye. Zordu her şey, çok zor...
Rahat olun, stres yapmayın, yok olumlu düşünün falan diyenlere sinir oluyorum. Evet haklılar, belki aynı şeyleri onlarda yaşadılar ve mutlu sona erdiler sonunda, bu yüzden sabredin diyorlar. Ama bunu anlamamı nasıl beklersiniz ki? Ne kadar uğraştığımı anlatamam, kendimle ne kadar savaştığımı... Eşimle dahi konuşamazdık çoğu zaman, o ben kırılırım diye susardı ben de o üzülürse diye. Bunu yeni yeni anlıyorum, o kafamın basmadığı günlerde, kendi bencilliğimde boğulduğum anlarda hep onu suçlardım, ilgisizsin gamsızsın diye. Ta kiiii gecenin bir yarısında uykusundayken elini karnıma koyup nolur orda kal, sıkıca tutun babana güven diye kendi kendine konuştuğunu görene kadar. O gün farketmiştim bize neler yaptığımı. Ve toparlanmaya karar vermiştim. Hatta uygulamalara geçmiştim bile. Tam bir polyanna gibi geziyordum ortalarda, her şey güzel olacak naraları ata ata. Ama o acaba hamile miyim diye test yapacağım günler yaklaştı mı ben benden giderdim.... 3-4 gün odamdan sadece tuvalete gitmek için çıkardım, sürekli uyurdum, sürekli uyuştururdum beynimi, ağlayamazdım bile bazen de tam tersi reklamlarda bile hüngür hüngür ağlardım. Gidip gelirdi kafam yani. Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık bu bunalım için bile gücüm yok. Geçti bitti diyemiyorum ama ne hissettiğimi bile bilmediğim bir dönemdeyim. Hep aynı şeyleri duymak, yaşamak, aynı hüsran aynı çaresizlik sadece herşeye karşı büyük bir tepkisizlik olarak bende yerini aldı.
Şuan ise bu denemelerle (çatlatma iğneleri, aşılama) uğraşmadan sorunumuzu bile anlamadan direk tüp bebek yaptırmaya kara verdik. Ama zamanı geldi diyeceğimiz güne kadar bekleyeceğiz. Benim kendimi toparlamam için bu zamana ihtiyacım var. Umarım yoluna girer her şey ve her isteyen çiftin sağlıklı birer bebeği olur...