Şimdiye kadar hayatımda kimseiy kıskanmadım. Kıskançlık nasıl bir histir hiç bilmezdim. Ama sizin yazdıklarınız okuyunca anlaım kıskançlığın nasıl bir his olduğunu. Çok uzun bir yazı oldu biliyorm, ama sizin acılarınız okuyunca br anda boşaldım. Hem yazıyorum, hem ağlıyorum. Kendi yalnızlığıma ağlıyorum. Kızlar allah hepinize sabır versin. O kadar isterdim ki sizin acılarınız paylaşabilmeyi. O kadar isterdim ki özleyebilmeyi, ama benim içim nasır tutmuş. Ben de size anlatayım, belki okuyunca ne demek istediğimi anlarsınız. Dedemle büyükbabam asker arkadşı imiş. Annemle babamda böyle tanışıp 6 yıl flört ettikten sonra evlenmişler. Evliliklerinin ilk haftasında şiddet başlamış. Bir kaç aylık evlilerken dedemlerin evin at katına taşınmışlar. Annem öğretmen, babam muhasebeci. Derken ben dünyaya geliyorum. Ben 13 günlük bebekken babam askere gidiyor. Baba tarafından akrabalarım hiçbir zaman çok bağlı olmadı, aramızdaki bağın sadece fesatlık ve çıkar ilişkisi olduğunu yıllar sonra anladım. Babam askerden geldikten sonra annemin bir akrabası çok iyi bir yerd çok iyi bir konumda işe sokmuş babamı. Annem de babam da çalışıyordu. Onlar işe gidiyor, ben de uyanınca yukarı anneanneme çıkyordum. Herşeyimdi anneannem, kokusu hala burnumda, sesi kulağımda, pamuk elleri sanki saçımda. Bu arada babamın alkol sorunu başladı, esasında hp alkol kullanırmış ama gittikçe arttı. 8 yaşımda iken babamın işyerinin yaptırdığı kooperatifteki evimiz bitti ve biz oraya taşındık. Benim de masal gibi günlerim bitti, anneannemden uzağa gittik çünkü. Çok uzak değildi ama 8 yaşındaki bir çocuğa gör altlı üstlü oturmaktna çok uzakdı. Bu arada babamdan ilk dayağımı ilkokul birinci sınıfta anneler günü hediyesi olarak aldığım çay bardakları için yazdığım notta el yazım kötü olduğu için sopa ile yedim. Her neyse kendi evimize taşındık. ılkokulu annemim çalıştğı okulda okudum, beraber gidip geliyorduk, babam içmeye ve dövmeye devam ediyordu, nedenini anlamıyordum ama korkuyordum. Akşam olmasın babam eve gelmesin istiyordum. Derken ortaokula başladım. Artık apartmandan ve mahalleden arkadaşlarımle beraber okula gidip geliyordum. O kadar yalnızdım ki. Herkesin kardeşi, abisi, ablsı vardı benim kimsem yokdu. Gerçi kuzenlerim vardı, ama ızmir'in bir ucunda biz bir ucunda onlardı. Bir tane teyzem üç tane kuzenim vardı. Kardeş gibi kabul ettik, öyle öğretildi, abi, abla diyordum en küçük kuzenimle aynı yaşta idik. Soranlara ikiziz diyorduk. Babam hiçbir zaman teyzemleri sevmedi istemedi. Hep onların bizzi kullandığını söyledi. Ortaokula gidince yalnızlığımı farkettim, bir kardeş istiyordum. Bir kardeşim olmuştu, aramzda 12 yaş vardı. Bir erkek çocuğu bu kadar güzel, bu kadar iyi huylu, bu kadar uslu olabilrdi. Babaın alkolle ilişkisi giitkçe arttı. Bu arada artık aklım ermeye başlamıştı. Annem teyzemlere o kadar bağlı idi ki. Bu yüzden evini de bizi de babamı da ihmal ediyordu. Babam bunu istemiyordu. Evde sorun çıkmasın diye annemin eksiklerini be kapatmaya çalışıyordum. Ortaokula giderken ev temizleyip, yemek yapıyordum. Kimse bana yap dememişti ama kavgadan o kadar çok korkuyordum ki. Kardeşi 3 ben 15 yaşında iken bir sabah babam işe gider gibi evden çıktı ve 3,5 yıl dönmedi. 3,5 yıl boyunca defalarca boşanma davalrı, nafaka davaları oldu. Annem sürekli bana yüklendi. Bu evde yaşamak için yediğini hak etmelisin gibi sözler söyledi. Babamdan çıkaramadığı sinirini benden çıkardı, dövdü, psikolojik işkence yaptı, canım anneannem geldiği zaman nefes alıyordum. Annem inat etti babamdan evi istedi boşanmak için babamda vermedi. Bu arada 15 günde bir hafta sonları babamla buluşuyorduk. Her buluşma sonrası ağlayarak dönüyorduk. Dışarıda olduğumuz içi fiziksel olarak birşey yapamıyordu ama psikoloji diye birşy kalmamıştı kardeşimde de bende de.3,5 yıllık ayrılık sonucu annem babamla barışmaya karar verdi. Ve bizim ne düşündüğümüze ne istediğimize aldırmadan brıştılar. Herşey daha kötü oldu. Şiddetin dozu hep arttı, ben hem annemden hem babamdan şiddet görüyordum. Babamı defalarca başka kadınlarla yakaladım ve yakaladağım için dayak yedim. 1997 yılı 14 nisanda anneanem vefat etti, esas kabus o zaman başladı. Dedem bizde kalıyordu, babamla dedem sürekli kavga ediyordu, ben yüksekokul mezunu olduğm halde evin işleini yapacak kimse olmadığı için bir iş bulup çalışamıyordum. Annem sanki evin erkeği idi. Babam da alkolük bir adam olmuştu. 2000 yılına kadar böyle devam etti. 2000 yılında babam biz evde yokken evden çıkmış ve bir daha dönmedi. Bu arada ızmi'in başka bir smtinde kirada oturuyorduk, evimizi arabamızı satmış, sonradan öğrendik. 2005 yılında babam öldü. Herşeyimiz satıp parasını yemişti zaten. Bu arada ben 2001 ocakda mmur olarak işe başladım. 3 yıldır anlaştığım biri vardı evlenmek istedik annem karşı çıktı. Dinlemedim evlendik. ıki şahitle nikah dairesine gittik ve evlendik. Annem bana olan kızgınlığından evi taşıdı tlefonu değiştirdi 9 ay boyunca kardeşimi göremedim. Sonra bayramda kardeşim telefon tti ve geldi, gene görüşmey başladık. Zaman geçtikçe annem eşimi çok sevdi, evliliğime karşı çıktığı için pişman oldu. 2005 de babamın öldüğün öğrendik. Yerleştiği ilde bir ev almış ve ölünc bize kalmasın diy başkasının üzerine yapmış. Evin sahibi gelip babanızın özel eşyalarını alın dedi. Gidip evi boşalttı, işe yarayan eşyaları sattık yol paramızı karşıladı. Ama gidip mezarını aramadım, onu asla affetmyeceğim çünkü. Annem evde kedi besliyordu, bu arada nem işe başlayıp evlenince ızmir'in bir ilçesinde ikamet etmeye başladım. Annem gene evin erkeği tavırlarına devam etti. Annem için ev işi yemek pişirmek ve çamaşır yıkamakdır. 15 günde bir anneme gidiyordum haftasonları, her gidişimde temizlik yapıyordum. vdeki kedi deseniz ayrı bir dert, kızınca kirletmediği yer kalmıyor. 2009 mayısında kedi öldü. En azında ondan kurtulduk derken kardeşimle annem yazlığın orada sokakta 3 kedi bulmuş, onları alıp evde beslemeye başladı. Ramazan ayında yıllık izinde annemin yanına gittiğimde çıldıracakdım, ev resmen çöp ev olmuş, anneme yıllardır bir psiloloğa gidelm diye yalvarıyoruz, dinletemiyoruz. Bu arada eşimle aramızda sorunlar başladı, daha çok eşimin ailesinin bana yaptıkları ve eşimin bunlara sessiz kalması yüzünden yaşandı sorunlar. Eşime bu şekilde bir evlilik istemedğimi boşanmak istediğimi söyledim. Çok üzüldü, ağladı, yalvardı, zaman istedi, herşeyi düzelteceğim dedi. 9 yılıma kıyamadım, eşimi çok seviyordum. Mayısa kadar zaman verdim, ocak sonunda kaynanamın herkese gelin kısır diye anlattığını duyunca cinet geçirdim ve 4 şubatta eşimdn boşandım. Annem bu arada yanımda yokdu, üç kedisi le yaşamaya devam ediyor. Boşandığımız teyzein oğlu söylemiş anneme, annem beni değil eski damadını arıyor. Sanki ben elim eski damadı oğlu. Yazlıkdaki komşular telefon edip gelip annenizi alın yoka belediyeye şikayet edeceğiz dediler. Ev çöp eve dönmüş, evden kokular tahammül edilmez, yani insanlar haklı ama anneme dinletemihoruz. Annemi götürmek için bir psikolog bulduk, annemi almaya gittik yazlığa, meğer annem komşulrla kavga edince kedilerini de alıp ızmir deki diğer eve dönmüş. Annemin yanına gittik yalvardık yakardık hiçbirşey fayda etmiyor. Şu an aile de annem hariç heğimiz sikolojik tedavi görüyoruz. Annem ise kendisinin sağlıklı lolduğunu iddia ediyor. Hatta eski eşim bile tedavi görüyor. Yaklaşık iki aydır annemle iki kere telefonda konuştuk, ama günaşırı eski eşimle görüşüyor. Boşanıca tayin istedim, tayinim çıktı, yarın gidip yeni şehrimde kendime uygun bir ev tutacağım, 15 nisanda da taşınıyorum. Artık yeni bir hayat istiyorum. Bu olayları yaşarken ben 37 yaşıma kardeşim 25 yaşına geldi. O kadar yorgunum ki anlatamam. Nerede ise her gece yatarken allahım ne olur sabaha uyanmayayım, al artık canımı diye dua ediyorum. Kimseyi kıskanmadım hayatımda. Ama sizin yazdıklarınız okuyunca gerçekten kıskandığımı hissettim. Sadece annem olsun istiyorum.