şimdi anneden yakınılır mı diyeceksiniz ama yakınılıyor maalesef...
yıllardır ne çektiğimi bir ben bir allah biliyoruz. okul yıllarından beri bu böyle, benim her yaptığım olay her yaptığım hata, bana yapmadığı da kalmadı, size anlatmak istedim.
liseye giderken kırtasiye - tuhafiye olan bir dükkan vardı oraya borç yazdırıp benim üstüme mi atmadı, erkek arkadaşım olduğunda bana küfür etmediği mi kalmadı, bıçak mı fırlatmadı, gittiği yerleri asla söylemezdi, halamın kızının çeyiz ütüsüne dahi götürmedi beni görüp özenirmişim bahanesi bu oldu, herkesin yanında mutlaka bir kötü yanımı bulup anlatır yani dağınık - saçları dökülüyo saç kılını bile ben topluyorum bunun diye, staj + okul günlerinde haftada 25 30 lira harcıyordum, yemek - yol derken bunun için yemediğim laf mı kalmadı... yani daha ne sayayım işte bir sürü bir sürü
( / AH BENİM ÇİLELİ BAŞIM /
tek maaş zamanım yaklaştığında bir güler yüzlü bir iyi olur, ilk okula giderken de elimden harçlığımı alırdı zaten neyse... maaş günüme iki üç gün kala arar her öğlen verdiler mi yattı mı diye
inanın çok soğudum yani nasıl anlatayım, bir daha yüzünü dahi görmek istemeyecek kadar. sizce haksız mıyım?
şimdi nişanlanmak istediğim gence taktı. kendisi polis, o çocuk polis seni uzaklara götürecek ben burda kimle uğraşcam, kimle kavga edeceğim deyip duruyor. babamın yanına gidip o çocuğun aldığı maaşla geçinemezler, uzağa giderler kızı kandırırlar diyo, ayırmak için çok çabaladı ama başaramayacağını anlıyo, bayram boyunca ağlayıp durdu her fırsatta bu kız hain beni bırakıp gidebiliyo beni özlemeyecek ne hainmiş diye. bir de nişanlımın kilolu olmasına taktı. yok o seni bulmuş, sen bıraksan ortada kalır, kendine daha iyisini bul bilmem ne gibi laflar...
((((
düğün olsun diye gün sayıyorum, nolur dayanmama yardımcı olacak, baş etmemi kolaylaştıracak bir şeyler söyleyin, akıl verin.
daha yirmi yaşındayım ama benle konuşan herkes otuz yaşında gibi olgunsun ağırbaşlısın der, düşüncelerin çok büyük yaşından der belki bu yaşadıklarımdan dolayıdır...
yıllardır ne çektiğimi bir ben bir allah biliyoruz. okul yıllarından beri bu böyle, benim her yaptığım olay her yaptığım hata, bana yapmadığı da kalmadı, size anlatmak istedim.
liseye giderken kırtasiye - tuhafiye olan bir dükkan vardı oraya borç yazdırıp benim üstüme mi atmadı, erkek arkadaşım olduğunda bana küfür etmediği mi kalmadı, bıçak mı fırlatmadı, gittiği yerleri asla söylemezdi, halamın kızının çeyiz ütüsüne dahi götürmedi beni görüp özenirmişim bahanesi bu oldu, herkesin yanında mutlaka bir kötü yanımı bulup anlatır yani dağınık - saçları dökülüyo saç kılını bile ben topluyorum bunun diye, staj + okul günlerinde haftada 25 30 lira harcıyordum, yemek - yol derken bunun için yemediğim laf mı kalmadı... yani daha ne sayayım işte bir sürü bir sürü

tek maaş zamanım yaklaştığında bir güler yüzlü bir iyi olur, ilk okula giderken de elimden harçlığımı alırdı zaten neyse... maaş günüme iki üç gün kala arar her öğlen verdiler mi yattı mı diye

inanın çok soğudum yani nasıl anlatayım, bir daha yüzünü dahi görmek istemeyecek kadar. sizce haksız mıyım?
şimdi nişanlanmak istediğim gence taktı. kendisi polis, o çocuk polis seni uzaklara götürecek ben burda kimle uğraşcam, kimle kavga edeceğim deyip duruyor. babamın yanına gidip o çocuğun aldığı maaşla geçinemezler, uzağa giderler kızı kandırırlar diyo, ayırmak için çok çabaladı ama başaramayacağını anlıyo, bayram boyunca ağlayıp durdu her fırsatta bu kız hain beni bırakıp gidebiliyo beni özlemeyecek ne hainmiş diye. bir de nişanlımın kilolu olmasına taktı. yok o seni bulmuş, sen bıraksan ortada kalır, kendine daha iyisini bul bilmem ne gibi laflar...

düğün olsun diye gün sayıyorum, nolur dayanmama yardımcı olacak, baş etmemi kolaylaştıracak bir şeyler söyleyin, akıl verin.
daha yirmi yaşındayım ama benle konuşan herkes otuz yaşında gibi olgunsun ağırbaşlısın der, düşüncelerin çok büyük yaşından der belki bu yaşadıklarımdan dolayıdır...