Annemden Başka Yar Yokmuş Diyen Koca

Koalina seni ne kadar aklı başında ve güçlü buluyorsam eşini de tam tersi olarak gözümde canlandırıyorum.
Bence kendisi bir rehavete kapılmış. Ve bence senin fazla iyi niyet göstermenden yüz bulmuş. Ne demek ya sokaklarda bırakıp gitmek.. sürekli aileyle toplanmak da off çok sıkıcı.
Lütfen eşinin aklını başına gelmesini sağla bi an önce.. valla ben burdan sinir oldum.
 
Önceki yorumuma ek olarak, ben şahsen, kelimelerin gücüne inanan ve neredeyse her işini doğru kelimeleri seçerek halleden biriyim. Dolayısıyla, bazen her ne kadar etkili konuştuğumuzu zannetsek de, aslında hedef insanın zihninde onun duymak istedikleriyle bizim söylemek istediklerimizi birleştirerek konuşmamız gerektiğini atlıyoruz / akıl edemiyoruz.
Kelimeler, bana göre işin büyüsü. Savaş da başlatabilir, seviş de.
Benimki bazen bana "çok politiksin" der, haklı da. Ama en olmadık şeyleri elde ettim mi? Ettim.
Eşinle konuşmayı asla bırakma. Unutmaman gereken şey, cümlelerini öyle kurgula ki, onun duymak istediklerini söylüyorsun sansın, fakat aslında kendi söylemek istediklerini söylemiş ol. Bu şekilde, ailesini aslında çok sevdiğini, istediğini, aynı zamanda kendisiyle de rahatça vakit geçirmek istediğini falan kazasız belasız aktarabilirsin.
Take it easy. :)
Katılıyorum, kelimeler önemli ama bende bunu düşünecek, kurgulayacak beyin yok şu an...
Canım dese canın çıksın diyecek durumdayım:KK53:
 
Koalina seni ne kadar aklı başında ve güçlü buluyorsam eşini de tam tersi olarak gözümde canlandırıyorum.
Bence kendisi bir rehavete kapılmış. Ve bence senin fazla iyi niyet göstermenden yüz bulmuş. Ne demek ya sokaklarda bırakıp gitmek.. sürekli aileyle toplanmak da off çok sıkıcı.
Lütfen eşinin aklını başına gelmesini sağla bi an önce.. valla ben burdan sinir oldum.
Teşekkür ederim.
Kendisinin henüz evliliğin ne demek olduğunu anlayamadığını görüyorum.
Bunu nasıl anlatmalı bilemiyorum ve konuşmaktan laf anlatmaktan da o kadar yoruldum ki işim dolayısıyla. Biraz uzaklaşmaya ihtiyacım var şu sıra.
Bu işin de bana getirisi ilginç bir şekilde gece artık kolu bacağı bana değmiyor. Dün deliksiz uyumuşum çok dinlenmiş olarak uyandım:KK23:
 
Katılıyorum, kelimeler önemli ama bende bunu düşünecek, kurgulayacak beyin yok şu an...
Canım dese canın çıksın diyecek durumdayım:KK53:
Valla bence sıkıntı yok, yeter ki tepkilerini hemen o anda ver tepki verme fedakarlığı yapmadan.
Birkaç gün bir arkadaşında kalıp uzaklaşmanı önerebilirim. O arada olaylara "uzak perspektiften" bakabilir hale gelebilirsin bence. Ve doğru cümleleri de kurgulayabilirsin.
 
Valla bence sıkıntı yok, yeter ki tepkilerini hemen o anda ver tepki verme fedakarlığı yapmadan.
Birkaç gün bir arkadaşında kalıp uzaklaşmanı önerebilirim. O arada olaylara "uzak perspektiften" bakabilir hale gelebilirsin bence. Ve doğru cümleleri de kurgulayabilirsin.
Hani nerede öyle bir kaç gün sende kalayım diyebileceğim arkadaş:KK43:
Şu an için tek şansım ara tatil gibi görünüyor.
 
Durumlarimiz o kadar benzer ki yapılan yorumlari bana yapılmış gibi okudum. 5 senedir eşimin ailesi bizde kalıyor hiç gitmeden, eylülde gidecekler inşallah yoksa ben gidicem zaten.
Durumu nasıl kaniksamissam malesef, yapılan yorumlara şaşırdım.
Ben boşanmaktan başka birşey dusunemiyorum ki başka hiç bir problemimiz yok. SoğuduM fena halde, sürekli boşaninca ne yapacağımı kurguluyorum.
Ne yap ne et bu işe bi son ver, eşimin ailesiyle aram çok iyidir ama eşimle en ufak bir ilişkim kalmadı. Geleceğini görmen için umarım yardimci bir yorum olmustur
 
Eşinin aileside eşin kadar suçlu.
Sizi daha çok onlar teşvik etmeli aslında.
Gidin gezin ancak şimdi gezebilirsiniz diye.

Eşinde evliliği idrak edemedi sanırım koalina. Anne evinden ayrılmadı nede olsa.
 
Yaklaşık bir aydır oldukça mutsuzum. Sebep malum...Özet geçeyim hemen; yaklaşık bir aydır kayınvalidem ve kayınpederim bizdeler, ara ara kızlarına gidip geri geliyorlar. Bu süreç içerisinde gelen giden de oldu, yoğun günler geçirdik. Kayınvalidem ve kayınpederim asla para hesabı yapmayan, gönülleri açık, yardımcı olmayı seven hoşsohbet ve ilgi bekleyen insanlar.

Bu özetten sonra esas meseleye geliyorum, uzun fakat anlatmam gerek.

İlk defa bu kadar uzun süre ailemden başka birileriyle vakit geçirdim. Ben sürekli ev işi yapmaktan ve hizmet etmekten yoruldum. Bunun yanında ben sürekli bir şeyler yapıp eşimin sülalesini ağırlarken eşimin odaya gidip bilgisayar başına geçmesi, çocuk gürültüsünü çekemiyorum demesi, kendi başına takılması ve günlerce sadece yatmadan yatmaya muhabbet etmemiz beni daralttı. Düşünün ki ciddi bir hesap yapmamız ve paraları ona göre dağıtmamız gerekirken dahi 2 gün odamıza çekilip bi yarım saat bu hesabı yapamadık. Ben ne zaman odaya gitsem illa kayınvalidem bir şey sormak için çağırdı. Ben buna çok sinirlendim ama kendimi sakinleştirmeye çalıştım hep. Eşimi de gözlemlemeye başladım. Kendi kendime eşim düşünemiyorsa ben teklif edeyim de bari biraz dışarı çıkalım, değişiklik olsun, dinleneyim diye düşündüm. O gün de YİNE ablasının geleceği tuttu. Ayıp olmasın diye evde kalıp kayınvalidemle bir şeyler hazırladım. Eşime de 5 gibi çıkalım hem planımız bozulmaz hem ablana ayıp olmaz dedim, onayladı. Saat 5'e geliyor eşimde tık yok, ben de ses çıkarmadım çünkü dokunsan patlayacak durumdayım. Saat 7 olunca herkesin içinde "çıkalım mı dışarı" diye sordu bana. Bu saatten sonra nereye gidebiliriz dedim ve kaldı öylece. Sonrasında da zaten annesi ve babası kızlarına gitti. Sonraki gün ben yine surat yapmayayım, pazar günümüz var çıkalım, gezelim diye düşündüm. Öğlen olmuş artık hazırlanmaya başlayacağız bir telefon. Babası evde bir şeyini unutmuş da getirebilir miymiş...Ablasının arabası var, atlayıp gelebilirdi yani...Neyse ben artık sinirlendim çünkü onun gidip gelmesi en az 2 saat. Yine günümüz gitti ve artık hava karardıktan sonra gelen eşime de çıkmayacağımı söyledim. Yani ne kadar iyi insanlar olursa olsun bunaldım, daraldım...Bu olaydan sonra ben artık negatifleştim...

Geçen cumartesi günü için ben Dolmabahçe sarayına gitmek istemiştim, yine salak gibi neşeli ve sinirimi çaktırmayayım modundayım, kayınvalidemler döndü çünkü. Beyefendi geç kalktı, kahvaltı yaptık ve yağmur başladı zaten. Bana "bu havada gidilmez oraya" dedi, tamam dedim. Ben de haliyle ev işlerine koyuldum. Bir kaç saat uğraştıktan sonra bana el kol hareketleri yapmaya başladı. Hadi hazırlan gidiyoruz diye. Ben gerçekten anlayamadım sebebini ve daha 2 gün önce gittiğimiz semte tekrar neden gittiğimizi, madem gidecektik bütün günü neden geçirdiğimizi algılamaya çalışırken hemencecik çıktım. Çıktım ama içimde fırtınalar kopuyor, dokunsan elektrik çarpacak. Hala yağmur yağıyor, madem çıkabilecektik neden benim istediğim yere gitmedik, yahut kendisi başka yere gitmek istiyordu neden zamanında söylemedi, şimdi biz oraya neden gidiyoruz diye türlü türlü sorular.
Kendisi de beni güldürmeye çalışıyor ama mümkünatı yok, on karış suratımla iki yumruk atmamak için zor tutuyorum kendimi. En sonunda "oraya gittiğimizde neden gitmek istediğin belli olur, o zaman hesabını sorarım" dedim sadece. Ve gerçekten babasının yaptırılması gereken bir elektronik aleti varmış da onu yaptırmak için gelmiş. Bunu da söylemiyor bana ve ben ancak aleti tamir edecek kişiye teslim ettiğinde gördüm ve idrak ettim. Haliyle bende ipler koptu, biraz atıştıktan sonra asla anlamayacağını fark ettim ve direk dönüş otobüsüne bindim ve gittim. Evin yakınlarına gittiğimde şimdi tek başıma eve dönmüş olmamı soracaklarını hiç de laf anlatacak halde olmadığımı düşündüm ve bir kafeye girip oturdum. Gelince bana haber verdi, yerimi söyledim. Hala ve hala saf gibi, salak gibi, su katılmamış bir aptal gibi benimle konuşup sakinleştireceğini düşünürken gelir gelmez ilk söylediği şey "hadi eve gidelim" oldu. Ben de annesinin yanına gitmek için neden acele ettiğini falan sordum, ne var evde diye sorguladım. Olay daha da büyüdü ben kalktım ve artık eve gelmeyeceğimi söyledim. Kendisi de beni öylece bırakıp eve gitti, saat 9. Ben daha fazla sinirlendim ve havaalanına otobüs beklemeye başladım. Eve gittikten sonra bana yazmaya başladı, söyledikleri yenilir yutulur şeyler değil. "sırf sen sus, laf etme diye seni de çağırdım, gez istedim, banane bu saatte sokaktaysan kocaman kadınsın, anladım ki bana annemden başka yar yokmuş, hemen gelmezsen annemle babam anlayacak, onlara bu yüzden bir şey olursa seni asla affetmem" gibi şeyler söyledi. Ben de beni bu saatte tek başıma sokakta bırakıp annesinin dizinin dibine giden adamdan koca olmayacağını, büyümesini, sahip çıkması gerektiğini, bazı ayrımların farkında olması gerektiğini ve benim de ağaç kovuğundan çıkmadığımı, ailemin beni tek bıraktığını öğrenirse onu parçalayacaklarını söyleyip memleketime gideceğimi söyledim. Annemi-babamı arayıp haber vereceğini, bu saatte tek başıma gezdiğim için sorumluluk alamayacağını söyleyince kardeşime haber vermek durumunda kaldım. Az buçuk olayı çıtlatınca beni biraz sakinleştirdi. Ben de tıpış tıpış eve döndüm. Kapıyı açan salak kocamın suratında kocaman bir gülümseme. "Geç kaldın" diyor bana utanmadan gülerek ve gayet içten gülerek. Evdekilere markette olduğumu falan söylemiş, onlar da yemiş gibi davrandılar. Ertesi gün hava güzel diye dışarı çıkmak istedi ama ben istemedim. Dün arkadaşıma gittim ve akşam 10 gibi döndüm eve. Kendisi buna bozulup bir de surat yapabildi.
Neticede bir kaç gündür konuşmuyoruz, bugün de kayınvalidemler kızlarına gitmişler, yarın ya da diğer gün gelirler gibi. Yani yalnızız bugün. Siz olsanız ne yapardınız? Bu arada bu haftasonu ilk nikah yıldönümümüz. Kayınvalidemler bizde olurlarsa bir şekilde ya dışarı çıkmak ya da evde kutlamak durumunda kalırız; kendileri böyle şeylere pek önem verirler çünkü. Ama olmazlarsa ne kutlamayı düşünüyorum ne de yüzüne bakmayı. Ta ki kendi konuşana kadar. Hoş konuşsa ne konuşacak, neyi açıklayacak? Açıkladığı şeye ben inanacak mıyım?Bilemiyorum çok daraldım, aileme hiç bahsedemiyorum, erkek kardeşime sadece kavga ettiğimizi ve sebebini söyledim. Bana söylenenlerden bahsetmedim. Sizler dışında bu kadar ayrıntıyı bilen kimse yok...
Önceki konum da burada...http://www.kadinlarkulubu.com/forum...n-kutlamalar-her-gun-ailenin-aranmasi.780573/

Okurken darlandım vallaha ya. Ayhh... Kendim yaşıyormuş gibi hissettim. Senin şuanda yaşadıklarını ben nişanlıyken yaşadım. Dışarı çıkıp yemek yememiz bile laf olmuştu (Allahtan sana laf eden yok). Senin yerinde olsam herşeyimi tek başıma yaparım. Aa misafir gelecekmiş ama bugün arkadaşlarımla buluşacaktım, siz oturun de mesele. Ya da şuraya gitmek istiyorum, şemsiyemi alıp çıkıp gezerim de mesela. Kısaca eşini 2. plana at, önemseme. Kalsın ibibik gibi tek başına anlasın değerini. Misal, misafir gelecek kafası çocuk gürültüsü çekmiyormuş, onun tarafı geliyor halbuki senin şikayetçi olman gerekirken her işe koşturduğun için eşin iyice paşa moduna girmiş. Arkadaşım, o paşaysa sende prenses ol. Nikah yıldönümünüzde güzel bir yerden yer ayırt 2 kişilik. Eşini yemeğe çıkart. Ha cümbür cemaat gidilecekse bunu açıkca söyle, bizim özel günümüz başbaşa kutlamak istedim 2 kişilik yer ayırttım diye, ama yok ısrar edilirse bırak eşin ailesiyle gidip kutlasın sen gitme bile. Kısacası güleryüzle, onları hiç takmadığını hissettir.
 
burada tek sorun aynı evde ve bu kadar içli dışlı yaşamanız. En güzel yıllarınızı boş yere harcıyorsunuz. Böyle bir hayat yaşayacağınıza hiç evlenmeyip kendi ailenizle yaşasaydınız daha mutlu olurdunuz, en azından rahat hareket ederdiniz. Yaşlılar mutlu olsun diye siz mutsuz oluyorsunuz. Oysa en önemlisi sizin mutlu olmanız. Onlar her şeyi yaşamışlar, bıraksınlar sizi kendi halinize. Sonuçla eşinizle evlendiniz, ailesi ile değil. Aynı evde yaşamanın da hiçbir mantığı yok. Çok iyi davrandığınız ve sabırlı olduğunuz halde siz bile saygı görmüyorsunuz. Sizin adınıza üzüldüm.
Eşinizi ikna edip yavaş yavaş kendi düzeninizi kurmaya çalışın. Yoksa çok yıpranırsınız.
 
Eşinin aileside eşin kadar suçlu.
Sizi daha çok onlar teşvik etmeli aslında.
Gidin gezin ancak şimdi gezebilirsiniz diye.

Eşinde evliliği idrak edemedi sanırım koalina. Anne evinden ayrılmadı nede olsa.
Arada sırada diyor kayınvalidem aslında.
Mesele dediğin gibi eşimin evliliği anlamaması ya da insanların yanında farklı davranması.

Okurken darlandım vallaha ya. Ayhh... Kendim yaşıyormuş gibi hissettim. Senin şuanda yaşadıklarını ben nişanlıyken yaşadım. Dışarı çıkıp yemek yememiz bile laf olmuştu (Allahtan sana laf eden yok). Senin yerinde olsam herşeyimi tek başıma yaparım. Aa misafir gelecekmiş ama bugün arkadaşlarımla buluşacaktım, siz oturun de mesele. Ya da şuraya gitmek istiyorum, şemsiyemi alıp çıkıp gezerim de mesela. Kısaca eşini 2. plana at, önemseme. Kalsın ibibik gibi tek başına anlasın değerini. Misal, misafir gelecek kafası çocuk gürültüsü çekmiyormuş, onun tarafı geliyor halbuki senin şikayetçi olman gerekirken her işe koşturduğun için eşin iyice paşa moduna girmiş. Arkadaşım, o paşaysa sende prenses ol. Nikah yıldönümünüzde güzel bir yerden yer ayırt 2 kişilik. Eşini yemeğe çıkart. Ha cümbür cemaat gidilecekse bunu açıkca söyle, bizim özel günümüz başbaşa kutlamak istedim 2 kişilik yer ayırttım diye, ama yok ısrar edilirse bırak eşin ailesiyle gidip kutlasın sen gitme bile. Kısacası güleryüzle, onları hiç takmadığını hissettir.
evet aynen böyle yapmak lazım ama hani tek başıma kalacaksam neden evlendim ben? Tek başıma da idare ederdim ve mutluydum.

burada tek sorun aynı evde ve bu kadar içli dışlı yaşamanız. En güzel yıllarınızı boş yere harcıyorsunuz. Böyle bir hayat yaşayacağınıza hiç evlenmeyip kendi ailenizle yaşasaydınız daha mutlu olurdunuz, en azından rahat hareket ederdiniz. Yaşlılar mutlu olsun diye siz mutsuz oluyorsunuz. Oysa en önemlisi sizin mutlu olmanız. Onlar her şeyi yaşamışlar, bıraksınlar sizi kendi halinize. Sonuçla eşinizle evlendiniz, ailesi ile değil. Aynı evde yaşamanın da hiçbir mantığı yok. Çok iyi davrandığınız ve sabırlı olduğunuz halde siz bile saygı görmüyorsunuz. Sizin adınıza üzüldüm.
Eşinizi ikna edip yavaş yavaş kendi düzeninizi kurmaya çalışın. Yoksa çok yıpranırsınız.
muhtemelen öyle, aile bağları bana fazla geliyor. Ya da ben çok yorgun bir insan olduğum için yalnızlık ve sessizlik istiyorum. Kendi düzenimi kuurmak için ne yapabilirim ki? Ev zaten bizim, gelmeyin mi demek lazım yahut eşya almaya mı başlamak lazım?
 
az önce alıntı yaptığım bir arkadaşa da yazdığım gibi içten içe onların sorumlu olduklarını düşünüyorum ve kızıyorum da.
Misal eşyaların hepsi kayınvalideme ait, yerlerini dahi değiştirmedim ama hala ben odadayken sürekli "koalinaaaa büyük tenceren var mı? Koalinaaaa susamlar nerede?" diye sorup beni çağırıyor. Bir keresinde eşim bile dedi, anne Koalinanın hiç eşyası var mı burada nesini soruyorsun yerleri bile aynı diye. Kayınvalidem de muhtemelen sormadan iş yapmayayım diye ince düşündüğünü zannediyor ama iş başka taraflara gidiyor.
Söylediklerin çok mantıklı hiç senin ailen, annen, baban kelimelerini geçirmeden eşimle olan sıkıntımı anlatırsam daha makul olacak. Yani ben "senin ailen sonuçta, o kadar samimi olmadığım halde ayıp olmasın diye saatlerce yanlarında oturuyorum sen bilgisayar başındasın" dediğimde vurgu yaptığım olay "senin ailene hizmet etmek zorunda mıyım" olarak algılanıyor.
Bir de ben gelmiyorum dediğimde bana söyledii bir şey de çok zoruma gitti. Biz daha geçen hafta kart borçlarımızı kapatarak bedelli için kredi çektik. Doğal olarak asla kredi kartından harcama yapmamız gerekiyor yoksa hem ev hem bedelli ödeyemeyiz. Ben eve gelmiyorum ya otelde kalırım ya memleketime giderim dediğimde " daha yeni bir şeyleri toparlamışken senin bu inadın bize yine 500-1000 liralık masraf açacak, geliyorsan gel gidiyorsan bitsin" demişti. İnsan o durumda para düşünür mü bilmiyorum. Belki de emindi gitmeyeceğimden...


Gerçekten ben de anlamadım ama kafede otururken "acelen ne anneni babanı mı özledin" diyerek konuyu ben açmış bulundum. Kendisi de zaten "eve gidince tabi böyle rahat rahat konuşamayacaksın o yüzden gitmek istemiyorsun" dedi bana.
Tüm gün çalışsam yine iyi, bahanem olurdu ama 13.30'da evdeyim. Geliyorum kayınvalide ya ütü yapıyor ya elinde süpürge ya yerleri siliyor. Mutlaka bir iş yapıyor yani. Ben de daha yemek yemeden işe koyuluyorum.

koalina ailesine kızmanı anlıyorum fakat sana hicbir sey sormadıkları zaman da görümcenin dogumgunune dönüyor olay.
belki annesi bir hata yaptıgını dusundu, ustelik uzun suredir evde olmadıkları icin ister istemez misafir oldukları düsüncesi daha baskındır eskiye nazaran.
fakat benzer sekilde babasının sıkıldım diye gelmesi de bir o kadar evi sahiplendiklerini, kacacak köse aradıklarında sizin yanınızda rahat ettiklerini gosteriyor...

baştan sona yanıtlarını okudum, eski konuna da baktım.
ne kadar dogru veya yanlıs bilemiyorum ama eger iyi insanlar ise 3ay beraber oturmak benim de kabul edebilecegim birsey olabilirdi.
hem onlar da kendi evlerinde, düzenlerinde oturmak varken annesi tencreyi bile sana sormadan dolapları karıstırmak istemeyen biri olmak, bir corba icin bu kadar ince dusunmek zorunda kalmak istemezdi sanırım.
istemişler ki havaya para verecegimize oglumuzun borcu az olsun... gayet iyi niyetle yaklasmıslar.
kendi evleri yapılacagı icin de esyaları dagıtma gereksinimi duymamıslar.
bence hata da biraz burda baslamıs, onları bir depoya koyup, en azından evinizin bazı mobilyalarını "kendi eviniz" olarak yapsaydınız eşinin mevcut şımarık ve cocukca tavrini besleyen annesinin evindeki kucuk ogul durumu bir nebze degisebilirdi belki.


fakat siz orayı bırakıp baska yere de tasınsanıp sıfırdan da baslasanız eşinin tavrı degismedikce senin sikayet ettigin seyler birbirinin türevi olacak gibi...
bazı noktalarda kendimle benzerlikler kurdugum icin diyorum, sikayet ettigin rahatsız oldugun seylerde susmak ya da suratını asmak yerine konusmayı denesen?

once sakince anlatırsın anlamadı mı? farklı kelimelerle tekrar konusursun, farkettirmeden yaptırmaya calısırsın hatta yer yer egosuna da oynayabilirsin, yine mi olmadı? bence bu sefer tavrını degistirmen gerekiyor... bazen sesini yukseltmek olur bazen de yaptırım uygulamak. ne kadar dogru emin degilim, fakat bende işe yaradı.
bu yaptırımlar da kısasa kısas gibi tam olarak mahrum bırakmak, cezalandırmak gibi olmasa da benzer bir kapıya cıkıyor... karsılıklı inatlasmaya dönmemesine özen gostererek "icinden geldigi gibi davranmak" olarak düşün.


mesela yerinde olsam o yokusu tırmandıktan sonra arkamda goremediysem, aradıgımda yoklugumu farketmeden magazaya girdigini ogrendiysem kavga eder sonra basar giderdim aynen senin gibi.
fakat adam yüzüne bile bakmadan, yanında olmadıgın farketmeden yurumeni izlemis, oyle baka kalmıs ardından... sonrasında gitmek yerine ortada bulusup "biz hangi ara iletisimi bu kadar kopardık, hadi bir cay bahcesine gidelim de bugunku tum sıkıntıları arkamızda bırakalım" diyebilirdiniz...
ondan beklemissin bunu ama o demedikce sen de teklif etmemissin.
eger "ilişki"ye devam etmeyi düsünüyorsan arkanı dönüp gitmek, derin suskunluklara gömülmek sonra da kafeye geldiginde hadi eve gidelim dediginde daha 1saat once soylemediginİZ seyler icin patlamak sorunlarınızı çözmez.
tabi senin yaptıgın da bir alternatif. fakat o gece eve gittin mi gittin, o nerde kaldı ona yoklugunu hissettirmek, yanlısını anlamasını saglamak? ustelik cok agır bir kelimeyi duyara bilerek gitmissin, magazanın önünden ayrılırken adım atmak gibi de degil durum.

yani demek istedigim bazı adımları atarken, sonrakini de dusunmek lazım... göze alamıyorsak da simdilik alttan almak degil ama biraz daha yapıcı olmak gerekebilir.


işten geldiginde kv.nin özverisine karsılık birseyler yapmak istemeni/zorunluluk hissetmeni anlıyorum ancak ona biraz eslik edip sonra odana gitmeyi istemen da son derece dogal bir sey,
once bunu "sen" kabul edeceksin ki baskalarına da kabul ettirebilesi, yorgunlugundan dolayı bu gerekliligi hissettirebilesin.
icim elvermiyor diyorsan da kadın butun gun evde, demek ki süpürmeden ici rahat etmiyor kadının hem de kendisine hareket oluyordur.
yani onun kendi kendine yaptıgı seyler sana ekstra bir sorumluluk yukledigi anlamına gelmez. icinden gelmiyorsa da yapmasın, sen rica etmedin ki kendi istedi.
keza senin yaptıgın fedakarlıklar icin de eşin biraz böyle dusunuyor...
o yuzden senden birseyler goturecegini hissedip uzulecegin bicimde fedakarlık yapma, yapıyorsan da dozajına dikkat ederek ve seni zora sokmayacak, hayatını kısıtlamayacak ve dolayısıyla beklentilerinin attırmayacak sekilde olmasına ozen goster bence.
 
Yaklaşık bir aydır oldukça mutsuzum. Sebep malum...Özet geçeyim hemen; yaklaşık bir aydır kayınvalidem ve kayınpederim bizdeler, ara ara kızlarına gidip geri geliyorlar. Bu süreç içerisinde gelen giden de oldu, yoğun günler geçirdik. Kayınvalidem ve kayınpederim asla para hesabı yapmayan, gönülleri açık, yardımcı olmayı seven hoşsohbet ve ilgi bekleyen insanlar.

Bu özetten sonra esas meseleye geliyorum, uzun fakat anlatmam gerek.

İlk defa bu kadar uzun süre ailemden başka birileriyle vakit geçirdim. Ben sürekli ev işi yapmaktan ve hizmet etmekten yoruldum. Bunun yanında ben sürekli bir şeyler yapıp eşimin sülalesini ağırlarken eşimin odaya gidip bilgisayar başına geçmesi, çocuk gürültüsünü çekemiyorum demesi, kendi başına takılması ve günlerce sadece yatmadan yatmaya muhabbet etmemiz beni daralttı. Düşünün ki ciddi bir hesap yapmamız ve paraları ona göre dağıtmamız gerekirken dahi 2 gün odamıza çekilip bi yarım saat bu hesabı yapamadık. Ben ne zaman odaya gitsem illa kayınvalidem bir şey sormak için çağırdı. Ben buna çok sinirlendim ama kendimi sakinleştirmeye çalıştım hep. Eşimi de gözlemlemeye başladım. Kendi kendime eşim düşünemiyorsa ben teklif edeyim de bari biraz dışarı çıkalım, değişiklik olsun, dinleneyim diye düşündüm. O gün de YİNE ablasının geleceği tuttu. Ayıp olmasın diye evde kalıp kayınvalidemle bir şeyler hazırladım. Eşime de 5 gibi çıkalım hem planımız bozulmaz hem ablana ayıp olmaz dedim, onayladı. Saat 5'e geliyor eşimde tık yok, ben de ses çıkarmadım çünkü dokunsan patlayacak durumdayım. Saat 7 olunca herkesin içinde "çıkalım mı dışarı" diye sordu bana. Bu saatten sonra nereye gidebiliriz dedim ve kaldı öylece. Sonrasında da zaten annesi ve babası kızlarına gitti. Sonraki gün ben yine surat yapmayayım, pazar günümüz var çıkalım, gezelim diye düşündüm. Öğlen olmuş artık hazırlanmaya başlayacağız bir telefon. Babası evde bir şeyini unutmuş da getirebilir miymiş...Ablasının arabası var, atlayıp gelebilirdi yani...Neyse ben artık sinirlendim çünkü onun gidip gelmesi en az 2 saat. Yine günümüz gitti ve artık hava karardıktan sonra gelen eşime de çıkmayacağımı söyledim. Yani ne kadar iyi insanlar olursa olsun bunaldım, daraldım...Bu olaydan sonra ben artık negatifleştim...

Geçen cumartesi günü için ben Dolmabahçe sarayına gitmek istemiştim, yine salak gibi neşeli ve sinirimi çaktırmayayım modundayım, kayınvalidemler döndü çünkü. Beyefendi geç kalktı, kahvaltı yaptık ve yağmur başladı zaten. Bana "bu havada gidilmez oraya" dedi, tamam dedim. Ben de haliyle ev işlerine koyuldum. Bir kaç saat uğraştıktan sonra bana el kol hareketleri yapmaya başladı. Hadi hazırlan gidiyoruz diye. Ben gerçekten anlayamadım sebebini ve daha 2 gün önce gittiğimiz semte tekrar neden gittiğimizi, madem gidecektik bütün günü neden geçirdiğimizi algılamaya çalışırken hemencecik çıktım. Çıktım ama içimde fırtınalar kopuyor, dokunsan elektrik çarpacak. Hala yağmur yağıyor, madem çıkabilecektik neden benim istediğim yere gitmedik, yahut kendisi başka yere gitmek istiyordu neden zamanında söylemedi, şimdi biz oraya neden gidiyoruz diye türlü türlü sorular.
Kendisi de beni güldürmeye çalışıyor ama mümkünatı yok, on karış suratımla iki yumruk atmamak için zor tutuyorum kendimi. En sonunda "oraya gittiğimizde neden gitmek istediğin belli olur, o zaman hesabını sorarım" dedim sadece. Ve gerçekten babasının yaptırılması gereken bir elektronik aleti varmış da onu yaptırmak için gelmiş. Bunu da söylemiyor bana ve ben ancak aleti tamir edecek kişiye teslim ettiğinde gördüm ve idrak ettim. Haliyle bende ipler koptu, biraz atıştıktan sonra asla anlamayacağını fark ettim ve direk dönüş otobüsüne bindim ve gittim. Evin yakınlarına gittiğimde şimdi tek başıma eve dönmüş olmamı soracaklarını hiç de laf anlatacak halde olmadığımı düşündüm ve bir kafeye girip oturdum. Gelince bana haber verdi, yerimi söyledim. Hala ve hala saf gibi, salak gibi, su katılmamış bir aptal gibi benimle konuşup sakinleştireceğini düşünürken gelir gelmez ilk söylediği şey "hadi eve gidelim" oldu. Ben de annesinin yanına gitmek için neden acele ettiğini falan sordum, ne var evde diye sorguladım. Olay daha da büyüdü ben kalktım ve artık eve gelmeyeceğimi söyledim. Kendisi de beni öylece bırakıp eve gitti, saat 9. Ben daha fazla sinirlendim ve havaalanına otobüs beklemeye başladım. Eve gittikten sonra bana yazmaya başladı, söyledikleri yenilir yutulur şeyler değil. "sırf sen sus, laf etme diye seni de çağırdım, gez istedim, banane bu saatte sokaktaysan kocaman kadınsın, anladım ki bana annemden başka yar yokmuş, hemen gelmezsen annemle babam anlayacak, onlara bu yüzden bir şey olursa seni asla affetmem" gibi şeyler söyledi. Ben de beni bu saatte tek başıma sokakta bırakıp annesinin dizinin dibine giden adamdan koca olmayacağını, büyümesini, sahip çıkması gerektiğini, bazı ayrımların farkında olması gerektiğini ve benim de ağaç kovuğundan çıkmadığımı, ailemin beni tek bıraktığını öğrenirse onu parçalayacaklarını söyleyip memleketime gideceğimi söyledim. Annemi-babamı arayıp haber vereceğini, bu saatte tek başıma gezdiğim için sorumluluk alamayacağını söyleyince kardeşime haber vermek durumunda kaldım. Az buçuk olayı çıtlatınca beni biraz sakinleştirdi. Ben de tıpış tıpış eve döndüm. Kapıyı açan salak kocamın suratında kocaman bir gülümseme. "Geç kaldın" diyor bana utanmadan gülerek ve gayet içten gülerek. Evdekilere markette olduğumu falan söylemiş, onlar da yemiş gibi davrandılar. Ertesi gün hava güzel diye dışarı çıkmak istedi ama ben istemedim. Dün arkadaşıma gittim ve akşam 10 gibi döndüm eve. Kendisi buna bozulup bir de surat yapabildi.
Neticede bir kaç gündür konuşmuyoruz, bugün de kayınvalidemler kızlarına gitmişler, yarın ya da diğer gün gelirler gibi. Yani yalnızız bugün. Siz olsanız ne yapardınız? Bu arada bu haftasonu ilk nikah yıldönümümüz. Kayınvalidemler bizde olurlarsa bir şekilde ya dışarı çıkmak ya da evde kutlamak durumunda kalırız; kendileri böyle şeylere pek önem verirler çünkü. Ama olmazlarsa ne kutlamayı düşünüyorum ne de yüzüne bakmayı. Ta ki kendi konuşana kadar. Hoş konuşsa ne konuşacak, neyi açıklayacak? Açıkladığı şeye ben inanacak mıyım?Bilemiyorum çok daraldım, aileme hiç bahsedemiyorum, erkek kardeşime sadece kavga ettiğimizi ve sebebini söyledim. Bana söylenenlerden bahsetmedim. Sizler dışında bu kadar ayrıntıyı bilen kimse yok...
Önceki konum da burada...http://www.kadinlarkulubu.com/forum...n-kutlamalar-her-gun-ailenin-aranmasi.780573/

anlamadığım bunlar neden zırt pırt sizde kalıyor.yani ben okurken daraldım be :( evlerimi yok bunların evsizlermi....
herkesin özeli varya bu işi hakkaten anlamadım.
 
anlamadığım bunlar neden zırt pırt sizde kalıyor.yani ben okurken daraldım be :KK43: evlerimi yok bunların evsizlermi....
herkesin özeli varya bu işi hakkaten anlamadım.

kayınvalidesi evleri yapım aşamasındaymıs 3 ay icin misafirler... fakat yapı bu yıl teslim olmayacak gibi duruyor dolayısıyla 1-2yıl daha kış aylarında beraber yasayacaklar muhtemelen.
 
Arkadaşim neden k.validenler sizde kalıyor bu kadar ayrica hadi sizde kaliyorlar hemen hemen günü birlik 2 saatlik kizlarina gidip gelmek zor olmuyor mu 1hafta filan kalamiyorlar mi valla Allah peygamber sabri versin çok zor .Esin halinden çok memnun olmalı yoksa en azından seninle zaman geçirmek için sen teklif etmeden çıkarırdı seni valla bırak eşimin ailesini kendi ailem o kadar uzun kalsa sikilirdim .
 
3 aylık yapım aşaması 1-2 yıl nasıl uzar ya başka bir is olmasın onda ,anlayışlı olsalar 1ay sizde kalıyorsa 1ayda kızlarından kalmalilar azıcık nefes alin diye ,anası babası bu kadar degerliymiste niye sana yazık etmiş ,evlenmeseymis evlenince birbirlerini yere göğe sigdiramiyorlar kız anneleri bile boyle değil sanki savaşa yolluyorlar ogullarini çok sınır bozucu ya
 
Ama daha temel atılmadı, eşim geçen en az 3 sene sürer bu diyordu, şoka uğradım "şaka mı yapıyorsun:KK57:" demişim o an boş bulunarak:KK51:
Gitseler de kalsalar da eşimin huyu-suyu böyle demek ki, değişmiyor.
En çok da ben bekarken anneme bu kadar iş yapmadım şimdi elin kadınına hizmet ediyorum diye üzülüyorum.
Neden bilmiyorum, çok saçma bir düşünce ama öyle işte. Ara tatilde gidince evi bir temizleyeyim, yemek falan yapayım:KK59:
bende evlenınce soke ugramıstım kv benı kendıne ev ıslerınde yardımcı zannettı
ben 25 yasımda evlendım o yasıma kadar okul okudum kendı babam daha benım elımden bı bardak su ıcmemıstır
evlendım kp ıse gıdıyor saat 7 de evden cıkar bana dıyorkı kp rıne bundan sonra kahvaltıyı sen hazırlasan ne ıyı olur
ben daha bır haftalık evlıyım ve ben sabah 6 da uyanıp kocamın yanından kalkıp kp e kahvaltı hazırlıcam yok artık dedım
ınsan kendı anasına babasına yapmamıssa evet bıraz zoruna gıdıyor
zaten yapmadım bende ama bu soylenır durur suan hala
 
Hesap kitap işleri o 2-3 gün içerisinde zaman yapılmalıydı.
Bedelli askerlik için kredi çekecektik ve elimizde az miktar para vardı. Onu koysak mı koymasak mı, kredi kartlarına ne kadar borcumuz var diye hesaplayıp ona göre bankaya gitmek lazımdı. Müsait zamanda da yaptık işte. İlla ki oluyor da herhangi bir konu için 2-3 gün boyunca fırsat kollamak da mantıksız bir durum.
Rahatlığından olsa yine iyi, derim ki tipik erkek işte ne bekliyorsun. Saat 16. 30 gibi bana babasının telefonunu verdi bazı ayarlarını yapmam için. O da en azından 20 dakika sürecek gibi ve ben daha hazırlanıp çıkacağım. Haliyle saate baktım "bu saatte acil mi bu ayar, daha hazırlanacağaım" dedim ve neyse diyip yaptım. Bıraktım çıktım, mutfağı falan topladım şöyle bir. Odaya geldim hala bilgisyarla telefonla uğraşıyor... yani ben sürekli hadi hadi diye dürtecek değilim, öyle görünce anladım çıkmayacağını ve oturdum. Saat 7 de benden hayır cevabını aldıktan sonra ailesi gidince sordu tabi neden çıkmadığımı. O saatte nereye gidebilir ki dedim, meğer kendi kendine plan yapmış, saat 9 da sinema varmış ona gidecekmişiz falan filan. Benim haberim var mı bu plandan tabi ki yok...
off yaa böyle evlilik olurmu ayy buneee.zor anam senin işinn..
 
Back
X