- 20 Mart 2024
- 2.003
- En iyi cevaplar
- 1
- 2.153
- 53
- Konu Sahibi Biordanbiburdan
- #1
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..
Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.
O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.
Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.
Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.
O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.
Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.
Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..