• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annemle Devam Eden Anlaşmazlık..

Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Yanlış hatırlamıyorsam eşinizin doğum gününe kardeşinizin birkaç aylık asosyal sevgilisini çağırmadınız diye kavga çıkmıştı. Kocası değil, nişanlısı değil niye çağırasınız zaten.
Siz ezilip büzüldükçe aileniz üste çıkıyor. Akşam yemeğine davet edip hediye vermeyi ayağınıza çağırıp eline bir şey tutuşturmak olarak gören mağara adamlarıyla görüşmekte neden bu kadar ısrarcısınız anlamadım. Sizin tavır almanız gerekirken bu saçma tripleri çekmeyin bence.
Aileniz size değer vermiyor, umurlarında değilsiniz. Anneniz zaten çok farklı bir kişilik doktora giderken bir psikoloğa da uğrasaydı keşke.
Daha fazla zorlamayın, elinizden geleni yapmışsınız zaten
 
Ay Allah sabir versin size. Madem babalar gununde ayaginiza gelmek istemiyor ki kendince ayaga gitmek olarak gordugu icin hakli diyelim anneniz arasaydi davet etseydi. Kizim babalar gununde siz bize gelin daha uygun olur haftaya da biz sana gelelim deseydi. Kabul et ye ic hediyeyi al ertesi gün trip at resmen saka gbi
 
Evet yakın oturuyoruz. Şuan oturduğumuz evin sözleşmesi 3 ay sonra yenilenecek ama eşim şimdiden şehir dışında bir yerlerde ev bakmaya başladı bile.
Uzaklaşmamız lazım yoksa bizim evliliğimizi de yıkacaklar diyor.. O da haklı..
Kesinlikle imkna varsa taşının. Ben yurtdışına taşındım hatta kafam çok rahat.
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Okurken fenalık geldi ne demek ayağına çağırmak tabiki evimize çağıracağız yeri gelir hediye ve akşam yemeği için çağırır yeri gelir anne,baba müsaitseniz çay içmeye gelin diye çağrılır anne de az abartmamış
 
Okurken fenalık geldi ne demek ayağına çağırmak tabiki evimize çağıracağız yeri gelir hediye ve akşam yemeği için çağırır yeri gelir anne,baba müsaitseniz çay içmeye gelin diye çağrılır anne de az abartmamış
Eşimde araba olmadığı için kibarlık yapıp davet ettim, yoksa bi pasta alıp bende gitmesini bilirdim. Emek verdiğimde daha anlamlı olacağını düşünmekle hata yapmışım.
 
Ay Allah sabir versin size. Madem babalar gununde ayaginiza gelmek istemiyor ki kendince ayaga gitmek olarak gordugu icin hakli diyelim anneniz arasaydi davet etseydi. Kizim babalar gununde siz bize gelin daha uygun olur haftaya da biz sana gelelim deseydi. Kabul et ye ic hediyeyi al ertesi gün trip at resmen saka gbi
Annemin bizi davet etme fikri çok nazikçe bi hareket, hiç annemlik değil 😊
 
Eşimde araba olmadığı için kibarlık yapıp davet ettim, yoksa bi pasta alıp bende gitmesini bilirdim. Emek verdiğimde daha anlamlı olacağını düşünmekle hata yapmışım.
Kıyamam ben size benim babamla da aram yoktur hiçdearayıp baba gel demem ne yapalım herkes anne babasıyla can ciğer olamıyor
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
Baban dolduruşa geliyor olabilir mi ?
 
Önceki konunuzu okumadım ama çok ilginç bir aileniz var, davete alınmak ayağına çağırdı demek mantıklı insan düşüncesi değil. Benim tam tersi eş ailesi ile görüşmeyi kestim, benim emeğimi değerimi görmeyen insanlara bir daha yapmam.
Sanırım o çizgiyi çekemediğim için olmuyor. Anne baba sevgisine aç olma sebebiyle, hep bi affedilme ya da affetme çabasına giriyorum..
 
Baban dolduruşa geliyor olabilir mi ?
Annem bu konuda her zaman çok başarılı olur ama babamın bariz şekilde tavrını yansıttığını da hiç görmemiştim bu zamana kadar.
Hatta annemin dediğine göre babam şuan eşime karşı da öfkeliymiş; kardeşim ve benim aramdaki soğukluğa sessiz kaldığı için, barıştırmaya çalışmadığı için..
Bunlar annemin mi düşüncesi, yoksa babam gerçekten anneme bu şekilde mi konuştu o da meçhul tabi..
 
Annem bu konuda her zaman çok başarılı olur ama babamın bariz şekilde tavrını yansıttığını da hiç görmemiştim bu zamana kadar.
Hatta annemin dediğine göre babam şuan eşime karşı da öfkeliymiş; kardeşim ve benim aramdaki soğukluğa sessiz kaldığı için, barıştırmaya çalışmadığı için..
Bunlar annemin mi düşüncesi, yoksa babam gerçekten anneme bu şekilde mi konuştu o da meçhul tabi..
Mesela bu olay benim ya da eşimin ailesinde yaşansaydı ;" Bu cümleleri babam söylemez ( ya da her hangi bir erkek söylemez) "derdik.annen babana " Bak babalar günü için ayağına çağırıyor " Diye doldurmuş gibi hissettim. Ayrıca ne sevgiliymiş bütün ailenin bağlarını koparttı. Daha gelmeden oluşturduğu kaosa bak.
 
Mesela bu olay benim ya da eşimin ailesinde yaşansaydı ;" Bu cümleleri babam söylemez ( ya da her hangi bir erkek söylemez) "derdik.annen babana " Bak babalar günü için ayağına çağırıyor " Diye doldurmuş gibi hissettim. Ayrıca ne sevgiliymiş bütün ailenin bağlarını koparttı. Daha gelmeden oluşturduğu kaosa bak.
Çok da bi bağ yoktu aslında ama olan da koptu :)
Canımız sağolsun ne diyelim.
 
Annem bu konuda her zaman çok başarılı olur ama babamın bariz şekilde tavrını yansıttığını da hiç görmemiştim bu zamana kadar.
Hatta annemin dediğine göre babam şuan eşime karşı da öfkeliymiş; kardeşim ve benim aramdaki soğukluğa sessiz kaldığı için, barıştırmaya çalışmadığı için..
Bunlar annemin mi düşüncesi, yoksa babam gerçekten anneme bu şekilde mi konuştu o da meçhul tabi..
Onlar madem ana baba olup barıştırsaymış sizi. Babalar günü olayında d adavet ettiğinizde anneniz siz gelirseniz daha iyi olur sonra da biz geliriz deseymis. Hiç bir çabalar8 yok iş bittikten sonra laf söylüyorlar. Anne babanıza ben buradan bilendim cidden. Annenize uzunca bir mesaj yazın içinizi dökün . Gerçi anlamaz ya da güler geçer. Gülüp ağla kapatınca demiş ya size.
 
Bir önceki konumdan hatırlarsanız eşimin doğum gününe kardeşimin erkek arkadaşını çağırmadığım için ailemle tartışmıştım. Konunun devamında olanları da sizinle paylaşmak ve biraz rahatlamak istiyorum..

Babalar gününe kadar ailemle hiç görüşmedik, telefonla bile arama olmadı yanlış hatırlamıyorsam.. Daha sonra babalar günü geldiğinde bir adım atmak istedim (yine vicdanıma yenilerek) ve birgün öncesinden arayıp yemeğe davet ettim. Annem babana söylerim geliriz dedi.
Babalar gününde akşama kadar yemeği, mezesi, tatlısı, tuzlusu eksiksiz hazırlık yaptım ve oldukça emek verdim. Babama ihtiyacı olan bir hediye aldım.
Daha sonra akşam yemeğe geldiler ama babamın yüzü o kadar asık morali o kadar bozuk duruyordu ki, isteksiz geldiği her halinden belliydi. Hatta spor şortuyla ve sıradan evde giydiği tişörtü ile gelmişti.
Anneme babamın tavrını sorduğumda ‘yorgun biraz bişey yok’ dedi.Biz yemeğimizi yedik, babamın yüzü gülsün mutlu olsun diye elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Sonra birer bardak çay içip tatlı bile yemeden gittiler ama gidene kadar hep aynı tavırdaydı.

O akşamın sabahı annem beni arayıp; sen akşam bana babanın moralinin bozuk olduğunu anlayıp sebebini sormuştun ya, söyliyim.. babanı bi yemek ve bi hediye için ayağınıza kadar çağırıyorsunuz diye bozuldu size ve ayrıca yemekten sonra çocuk gibi eline hediyesini tutuşturmanız canını sıktı, utanmıyo musunuz 55 yaşındaki adamı ayağınıza çağırmaya dedi.
Önce neye uğradığımı şaşırdım, annemin dedikleri karşısında hayrete düşüp bi cevap veremedim. Daha sonra ‘siz hangi çağda yaşıyosunuz dünyadan bi haber misiniz, ben sabahtan akşama kadar emek verdim babam için gerçekten bu mu karşılığı’ dedim. Annem de ‘aslında hem o hem de kardeşinle aranın bozuk olmasından dolayı baban çok sinirli’ dedi.


Konu üzerinde annemle epey tartıştıktan sonra annem bir anda tekrar doğum günü konusunu açıp kardeşimi savunmaya ve ağlamaya başladı. Ağlarken de ‘ben geçen hafta doktora gittim, beynimde damar tıkanıklığı varmış ve çok riskliymiş, sebebi aşırı stres ve üzüntüymüş, senin bana yaşattıkların yüzünden ben hasta oldum, inşallah evladın da sana aynı şeyleri yaşatır. Kardeşin hastalığımı öğrendiğinden beri dışarı gezmeye bile çıkmıyor ama sen bi telefon bile etmiyorsun, sana çok yazık ’ diyip telefonu kapattı.

Bu konuşmadan sonra yine herhangi bi konuşma ve görüşme geçmedi aramızda. İçimden aramak, görmek de gelmiyor.
Hastalığına bile inancım yok, bilmiyorum belki yadırgayacaksınız ama yok.
Onca şeyi söyleyip telefonu yüzüme kapattıktan sonra da ‘keşke şunu deseydim, keşke şöyle konuşsaydım’ diyip duruyorum. Ama konuşmanın sonrasında iyi hissetmeyeceğimi de biliyorum.
Bomboş hissediyorum..
O kadar dedik iletişimi aza indirin diye,birde aksam yemeği ,hediye diye harap olmuşsunuz.Ne oldu deydi mi,kıymete bindiniz mi? Siz böyle davrandıkça daha çok bu muameleyi görürsünüz.Karşı da kim olursa olsun,akıllı ve gururlu davranmak gerekir...
 
Back
X